Aöf İş ve Sosyal Güvenlik Dersi 7.Ünite Ders Notları

tremendous

Forum Yöneticisi
Katılım
11 Ara 2012
Mesajlar
1,781
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bölüm:
MEZUN
Şehir:
İstanbul
Aöf İş ve Sosyal Güvenlik Dersi 7.Ünite Ders Notları


SOSYAL GÜVENLİK
İnsanlar, hayatları boyunca çeşitli risklerle karşılaşmaktadırlar. İnsanların geleceklerini güvence altına alma ihtiyacı “sosyal
güvenlik” fikrinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Sosyal güvenlik sistemleri bugün ulaştıkları noktaya gelinceye kadar çeşitli aşamalardan geçmişlerdir.
Ülkemizde de başlangıçta geleneksel sosyal güvenlik tekniklerinden yararlanılmış, modern sosyal güvenlik tekniklerinin
uygulanması ise ancak Cumhuriyet’ten sonraki dönemde söz konusu olabilmiştir. Günümüzde ülkemizde sosyal güvenlik
hizmetleri, Sosyal Güvenlik Kurumu ile yerine getirilmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu, kamu tüzel kişiliğine haiz, idari ve mali
açıdan özerk Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bir kuruluşudur.
SOSYAL GÜVENLİK KAVRAMI VE TARİHSEL GELİŞİMİ
Sosyal Güvenlik Kavramı
İnsanların geleceklerini güvence altına alma ihtiyacı “sosyal güvenlik” fikrinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Amerika
Birleşik Devletleri’nde 1935 tarihli Sosyal Güvenlik Kanunu’nda (Social Security Act), “sosyal güvenlik” kavramı ilk kez
kullanılmıştır.
Sosyal güvenlik, “sebebi ne olursa olsun, tehlikeye maruz kalarak muhtaç duruma düşen fertlerin ve ailelerin uğradıkları
tehlikelerin zararlarından kurtularak, yaşadıkları toplum içinde, diğer insanların himmetine ihtiyaç duymadan, insan haysiyetine
yaraşır asgari bir hayat standardına kavuşturulmalarını ” ifade etmektedir.
Geniş Anlamda Sosyal Güvenlik
Zaman içinde yaşanan ekonomik ve sosyal gelişmelere bağlı olarak sosyal güvenliğin amaç ve kapsamında bireye ekonomik
güvence sağlama, risklerin ortaya çıkmadan önce önlenmesi ve kişiliğin geliştirilmesi şeklinde genişleme olmuştur.
•Bireye Ekonomik Güvence Sağlama: Sosyal güvenlik ekonomik yönden güçsüz olanları korumayı, bireylere hayatlarının her
döneminde yeterli bir gelir düzeyi sağlamayı amaçlamaktadır.
•Risklerin Ortaya Çıkmadan Önce Önlenmesi: Başlangıçta sosyal güvenlik, sosyal risklerin bireyler üzerindeki olumsuz
sonuçlarını ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Çağdaş sosyal politikalarda, risklerin ortaya çıkmadan önce önlenmesine büyük
önem verilir
•Kişiliğin Geliştirilmesi: Sosyal güvenlik, bireye ekonomik bir güvence sağlamayı amaçlamaktadır. Bu görünürdeki amacının
özünde, herkese kişiliğini geliştirme imkânı vermektedir. Çünkü ekonomik güvenceye kavuşan, sosyal risklere karşı korunan
bireyler kişiliklerini geliştirme imkânı bulacak ve mutlu olacaklardır.
Dar Anlamda Sosyal Güvenlik
Çağdaş sosyal güvenlik sistemleri bireylere, en çok rastlanan ve en çok zarar veren hastalık, sakatlık, iş kazası ve meslek
hastalığı, yaşlılık, ölüm ve işsizlik risklerine karşı bir koruma sağlamaktadır. Sosyal güvenlik sistemlerinin çoğunda bireye
sağlanan ekonomik güvence, gelirin yeniden dağıtımı yöntemiyle sağlanmaktadır.
Sosyal Güvenlik ve Sosyal Riskler
Sosyal risk, “ne zaman gerçekleşeceği bilinmemekle beraber ileride gerçekleşmesi muhtemel veya muhakkak olan ve buna
maruz kalan kişinin mal varlığında eksilmeye neden olan tehlike” şeklinde tanımlanmaktadır. Kişileri sosyal risklere koruma,
sosyal güvenlik sistem ve politikalarının temel amacıdır
ILO’nun Sosyal Güvenliğin Asgari Şartlarına İlişkin Sözleşmesi’nde 9 tane sosyal risk tanımlanmakta ve bunların tümüne ya da
bir bölümüne karşı üye devletlerin sosyal koruma sağlaması istenmektedir. Sözleşmeye göre bu riskler iş kazaları ve meslek
hastalıkları, hastalık, analık, malullük, yaşlılık ve ölüm, işsizlik ve ailevi yüklerdir.
Sosyal risklerin çeşitli şekillerde sınıflandırılması mümkündür. Ortaya çıkış nedenlerine göre riskler; fizyolojik riskler:
(hastalık, analık, malullük, yaşlılık ve ölüm), mesleki riskler :(iş kazaları ve meslek hastalıkları) ve sosyo ekonomik riskler:
(işsizlik, evlenme, çocuk sahibi olma ve konut ihtiyacı) şeklinde sınıflandırılabilir. Bir diğer sınıflandırmada ise sonuçlarına göre
sosyal riskler gelir azalışına yol açan riskler :(hastalık, analık, malullük, yaşlılık, ölüm, iş kazaları ve meslek hastalıkları ve
işsizlik) ve gider artışına yol açan : (hastalık, analık, malullük, ölüm ve iş kazaları ve meslek hastalıkları) şeklinde ayrılabilir.
Sosyal Güvenlik Teknikleri Geleneksel Sosyal Güvenlik Teknikleri
Günümüzde de, kişilerin sosyal risklere karşı çağdaş sosyal güvenlik teknikleri ile korunmasının yanı sıra kişiler, geleneksel
tekniklerden de yararlanmaya devam etmektedirler.
1.Tasarruf: Sosyal güvenliğin sağlanmasına yönelik ilk çabalar bireysel tekniklere dayanmaktadır. Burada da karşımıza
tasarruf yani para biriktirme çıkar. Paranın değerindeki düşmeler, paranın değerini kaybetmesine yol açabilir. Ayrıca,
karşılaşılan sosyal riskin maliyetinin çok yüksek olması da yapılan tasarrufların yeterli olmamasına neden olur.
2.Yardımlar: Yardıma ihtiyacı olan kişiler, kendilerine yardım yapılıp yapılmayacağını, yapılacaksa ne kadar yapılacağını ve
ne kadar süreyle yapılacağını bilemezler. Bütün bunlar yardım yapacak olan kişilerin istek ve iradesine bağlıdır.
3.Hukuki Sorumluluk: Sorumluluk hukukunun genel ilkelerine göre, bir kişi bir başkasına zarar verdiğinde kanunun aradığı
koşulların gerçekleşmesi halinde ortaya çıkan zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Ancak zarar, her zaman üçüncü kişilerin
eyleminden kaynaklanmayabilir. Örn; hastalık, yaşlılık. Bu nedenle de, kişilerin sosyal güvenliğini sağlama konusunda yeterli
değildir
4.Yardımlaşma Sandıkları: Yardımlaşma sandıklarında, benzer şartlar içinde bulunan ve benzer sosyal risklerle karşılaşan
kişilerden oluşan üyelerden belirli bir oranda toplanan katılım payları bir fonda toplanır.
5.Özel Sigortalar: Özel sigortalar da kâr amacı bulunmaktadır. Sigorta şirketi, belirli risklere karşı belirli oranda prim
toplamakta ve sigortalının bu risklerle karşılaşması halinde ona belirli bir tazminat ödemektedir. Özel sigortalar, zorunlu
olmayıp isteğe bağlıdır.
Modern Sosyal Güvenlik Teknikleri
1.Sosyal Sigorta: Sosyal sigorta, sosyal güvenlik tekniklerinin en yaygın ve en gelişmiş olanıdır. Sosyal sigortalarda, koruma
altına alınan kişilerin sosyal risklerle karşılaşmaları halinde önceden tutarı ve niteliği belirlenmiş olan bir sosyal gelir sağlanır.
Finansmanı, sigortalıların ve bunların işverenlerinin ödedikleri primler ile bazen de devlet katkılarından oluşur. isteğe bağlı
olmayıp zorunludur
2.Sosyal Yardımlar ve Sosyal Hizmetler:(kamu yardımları-primsiz rejim) Sosyal yardımlar, sosyal güvenliğin
sağlanmasında kullanılan tekniklerin en eskisidir ve tamamlayıcı bir fonksiyon icra ederler. Sosyal sigortalarla birlikte sosyal
güvenliğin iki ana kolunu oluştururlar. Sosyal yardımlarda muhtaç olma şartı aranmaktadır. Sosyal yardımlar, ayni ve nakdi
olabilir.
3.Devletçe Bakılma: Devletçe bakılma, kişilerin finansmanına herhangi bir katkısının olmadığı, devletten şartları önceden
mevzuatla belirlenmiş bir sosyal geliri talep etme haklarının olmasıdır. Devletçe bakılma tekniği, kamunun sorumluluğu
düşüncesine dayanmaktadır.
Dünyada Sosyal Güvenlik Sisteminin Tarihsel Gelişimi
Sanayi Devrimi’nin İngiltere’de yaşanmasına rağmen Almanya’da Bismarck tarafından oluşturulan sosyal güvenlikle ilgili ilke
ve uygulamaların modern sosyal güvenlik uygulamaları içinde ilk ve önemli bir yeri vardır. Bismarck, sosyal sigorta sisteminin
öncüsü olarak kabul edilmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan 1929 ekonomik krizinin ortaya çıkardığı olumsuz sonuçları ortadan kaldırmak amacıyla
New Deal olarak adlandırılan politika çerçevesinde 1935 tarihli Sosyal Güvenlik Kanunu kabul edilmiştir. Kanunda öngörülen
çözümler, sadece işçiler için değil ekonomik kriz nedeniyle yoksulluğa düşen herkesi kapsamaktadır.New Deal politikasının
amacı, kişileri ekonomik krizden kurtarmaktır.
***Amerika Birleşik Devletleri’nde kabul edilen 1935 tarihli Sosyal Güvenlik Kanunu, çağdaş sosyal güvenlik sisteminin
öncülüğünü yapmaktadır.
İlk sosyal güvenlik sistemleri içinde 1942 yılında yayınlanan Beveridge Raporu’nun önemli bir yeri vardır. Raporda öngörülen
yeni sosyal güvenlik sistemi ile toplumun yoksulluk sorununa çözüm yolları aranmıştır.
**Yeni Zelanda sosyal güvenlik sistemi, tamamen vergilerle finanse edilen devlet yardımlarına dayanan, katılımsız sistemdir.
Sosyal güvenlik sistemini bireysel-özel fonlama esasına dayandırması nedeniyle Şili’nin bu açıdan özel bir yeri vardır.Bireylere
sosyal güvenlik primlerini, özel sigorta şirketlerinin veya bankaların kurdukları özel fon yönetimi kuruluşlarına ödeme
zorunluluğu getirilmiştir.
Sosyal Güvenliğin Finansmanı
Finansman Kaynakları
Sosyal güvenlik sisteminin finansmanında iki temel yaklaşım olduğu görülür.
1.sosyal güvenliğin sağlanması devletin bir sorumluluğu olarak görülmekte ve sigortalılar ya hiç katkıda bulunmamakta ya da
çok küçük bir oranda katkıda bulunmaktadırlar.
2.sosyal güvenliğin önce kişiye ve kişisel sorumluluk bilincine dayandırılması sonucunda sosyal güvenlik sisteminin finansmanı
işçi ve işverenlerden alınan primlerle karşılanmaktadır
•Primler: Sistemin finansmanı, işçi ve işverenlerden alınan primlerle finanse edilmektedir. Devlet, katkıda bulunsa bile bu katkı
sınırlı olmaktadır. Sisteminin sağladığı yardımlardan yararlanan herkes sistemin finansmanına belli ölçülerde mutlaka katılması
gerekir.
•Devlet Katkısı: Sosyal güvenliğin anayasal bir hak olması, sosyal güvenlik sisteminin finansmanına devlet katkısı olmaması
halinde işçi ve işverenlerin prim oranlarının yüksek olması nedeniyle devlet katkısının denge sağlayıcı bir rol oynaması ve
devlet katkısı sayesinde sosyal güvenliğin finansman yükünün daha adil bir şekilde dağıtılması nedenleriyle devlet, sosyal
güvenliğin finansmanına katkıda bulunmaktadır.
•Vergiler: Yeni Zelanda’da, sosyal güvenlik sisteminin oluşturulduğu 1938 yılından beri sosyal güvenlik sisteminin finansmanı
gelirler üzerinden alınan vergilerle sağlanmaktadır.
Finansman Yöntemleri
1.fon biriktirme (kapitalizasyon) yöntemi
2.dağıtım yöntemi.Bu yöntemlerin her biri tek başına kullanılabileceği gibi karma olarak uygulanabilmesi de mümkündür.
1.Fon Biriktirme (Kapitalizasyon) Yöntemi: Fon biriktirme yönteminde, ileride ortaya çıkması beklenen sosyal risklerin ortaya
çıkaracağı harcamaları karşılayabilmek amacıyla bir fon oluşturulmaktadır.
Fon biriktirme yönteminin ekonominin istikrarlı olduğu, enflasyonun düşük seyrettiği ülkelerde uzun vadeli sigorta kolları olan
yaşlılık, malullük ve ölüm sigortalarında uygulanması uygundur. Aksi takdirde, fondaki paranın reel değerinin düşmesine bağlı
olarak fonun erimesi söz konusu olmaktadır. Günümüzde birçok ülkede, fon biriktirme yöntemi terk edilmiştir
2.Dağıtım Yöntemi: belirli bir yılın gelirleri yine o yılın giderlerine tahsis edilmektedir. Bu yöntemde, belirli bir yılda elde edilen
gelirlerin giderleri karşılayacak düzeyde olması gereklidir.
TÜRKİYE’DE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ
Türkiye’de Sosyal Güvenlik Sisteminin Tarihsel Gelişimi
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi
Osmanlı İmparatorluğu’nda kişilerin sosyal güvenliğinin sağlanmasının aile içi yardımlaşma, meslek teşekkülleri çerçevesinde
yardımlaşma ve sosyal yardımlar çerçevesinde gerçekleştiği görülmektedir. Daha sonra meslek teşekkülleri çerçevesinde
yardımlaşmayla kişilere sosyal koruma sağlanmaya çalışılmıştır. Loncalarda, Türkiye’de sosyal güvenliğin başlangıcı olarak da
kabul edilen “orta sandığı veya teavün sandığı ” adı verilen yardımlaşma sandıkları bulunmaktadır. Bu sandıklardan
hastalanan üyelere tedavileri, yaşlanarak işini bırakan ve muhtaç duruma düşen ustalara ve tedavisi mümkün olmayan bir
hastalık veya sakatlık sonucunda işgöremez duruma düşmüş olan usta, kalfa ve çırak gibi meslek mensuplarına geçimlerini
sağlamak için yardımlar yapılmaktaydı.
Osmanlı İmparatorluğu’nda insanlara hayır ve iyilik yapmak amacıyla kurulan vakıflar gibi bazı sosyal yardım kurumları da
bulunmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimat’tan sonraki dönemde, kamu kesiminde çalışan personel için oluşturulmuş bazı sandıklar
söz konusudur. Ayrıca, devlet memurları dışında işçi statüsünde çalışanlar için de yapılan düzenlemeler bulunmaktadır.1865
tarihli “Dilaver Paşa Nizamnamesi”, 1869 tarihli “Maadin Nizamnamesi” işçilerin çalışma düzenleriyle ilgili yapılan
düzenlemelerdendir.
Cumhuriyet Dönemi
Cumhuriyet’in ilanına kadar geçen süre içersinde kömür bölgesinde çalışan işçilerin korunmasına yönelik iki düzenleme
yapılmıştır. Bu düzenlemelerden ilki, 1921 tarih ve 114 sayılı “Zonguldak ve Ereğli Havzai Fahmiyesinde Mevcut Kömür
Tozlarının Amele Menafii Umumiyesine Olarak Füruhtuna Dair Kanun’dur”. Daha sonra bu sandıklar, “Amele Birliği” adı altında
birleştirilmiştir.
01.01.1950 tarihinde yürürlüğe giren 5434 sayılı “T.C. Emekli Sandığı Kanunu” ile memurlar için oluşturulmuş olan çok
sayıdaki sandık birleştirilmiştir. Bu gelişme, Türk sosyal güvenlik sisteminin kurumsal yapısı bakımından önemli bir adım
olmuştur.
***1982 Anayasası ile de 1961 Anayasası’nda olduğu gibi sosyal güvenlik anayasal bir hak olarak kabul edilmiştir.
4447 sayılı “İşsizlik Sigortası” kabul edilmiş ve 01.06.2000 tarihinde uygulanmaya başlamıştır.
*5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu” 31.05.2006 tarihinde kabul edilmiştir. Kanun işçi, memur ve
bağımsız çalışanların sosyal sigorta haklarını düzenlemekte ve genel sağlık sigortası hükümlerini içermektedir.Kanun, 2008
yılında kademeli olarak yürürlüğe girmiş ve 5510 sayılı Kanunda da zaman zaman değişiklikler yapılmıştır
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Yapısı Genel Olarak Sosyal Güvenlik Kurumu
Sosyal güvenlik reformu çerçevesinde 16.05.2006 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı’nın
hukuki varlıkları sona ermiş ve Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında birleştirilmişlerdir.
Sosyal Güvenlik Kurumu, kamu tüzel kişiliğine haiz, idari ve mali açıdan özerk bir kuruluş olup Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı’nın ilgili kuruluşudur. Kurum, Sayıştay’ın denetimine tabidir
Kurumun temel amacı sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüeryal ve mali açıdan sürdürülebilir,
çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmektir.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Organları
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun organları genel kurul, yönetim kurulu ve başkanlıktır. Ayrıca, 5502 sayılı Kanunla sosyal güvenlik
danışma kurulu da oluşturulmuştur.
•Genel Kurul: Genel kurul, bir karar organı olmayıp danışma organı niteliği taşımaktadır. Genel kurul, üç yılda bir toplanır.
Ancak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı veya üye tamsayısının 1/3’i tarafından da olağanüstü toplantıya çağrılabilir.
Yönetim Kurulu: Yönetim kurulu, bir karar organı olup Kurumun en yüksek karar, yetki ve sorumluluğunu taşımaktadır.
Devlet kesimini temsil eden 5 kişi, sosyal tarafları temsil eden 5 kişi olmak üzere 10 üyeden oluşur ve en az haftada bir kere
asgari 6 üye ile toplanır. Sosyal Güvenlik Kurumu başkanının veya 6 üyenin talebi ile yönetim kurulu olağanüstü toplantıya
çağrılabilir.
•Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı: Başkanlık teşkilatı, merkez ve taşra teşkilatından oluşur. Başkanlık merkez teşkilatı
ise ana hizmet birimleri ile danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden meydana gelmektedir.
Başkan, Kurumun en üst amiri olup başkanlık icraatından ve emir altındakilerin faaliyet ve işlemlerinden yönetim kuruluna karşı
sorumludur. Başkana görevlerinin yürütülmesinde yardımcı olmak üzere 3 başkan yardımcısı görevlendirilir ve başkan
yardımcıları başkana karşı sorumludurlar
***Başkanlığın ana hizmet birimleri Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü, Genel Sağlık
Sigortası Genel Müdürlüğü, Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı ile Aktüerya ve Fon Yönetimi
Daire Başkanlığı’dır.
Danışma birimleri Strateji Geliştirme Başkanlığı, Hukuk Müşavirliği ve Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’dir
Yardımcı hizmet birimleri ise İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı ve İnşaat ve Emlak
Daire Başkanlığı’dır.
Başkanlığın taşra teşkilatı, Kurumun idari yapılanması içinde bulunan ve sistemin başarılı şekilde yürümesi için oldukça
önemlidir.
•Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu: Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu’nun bağlayıcı olmayan tavsiye
kararları alan, üst düzey bir danışma organı olduğu söylenebilir.
Sosyal Sigortaların Uygulama Alanı Kişiler Açısından Uygulama Alanı
****•Sigortalı Sayılanlar
a.Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar
b.Köy ve mahalle muhtarları
c. TBMM üyeleri, belediye başkanları
d.sendika şubelerinin başkanları
e.Harp okulları, Türk Silahlı Kuvvetleri ,Polis Akademisi ile Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan öğrenciler hakkında da
uygulanır.
***•Kısmen Sigortalı Sayılanlar
a.ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve
tutuklular: iş kazası , meslek hastalığı ve analık sigortası
b.aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler: iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası,
c.stajyer öğrenciler: iş kazası ve meslek hastalığı sigortası
d.Harp malulleri ile vazife malullüğü aylığı bağlanmış malullerden sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıkları
kesilmez.Aylıkları kesilmeksizin 4. maddenin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışanlar hakkında uzun vadeli sigorta kolları,
4. maddenin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında çalışanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası
hükümleri uygulanır. ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.
e. Türkiye iş kurumunun mesleki eğitim kurslarına katılan kursiyerler:iş kazası ve meslek hastalığı sigortası
f.Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenler tarafından yurt dışındaki işyerlerinde
çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri, sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası
hükümleri uygulanır. ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.
****•Sigortalı Sayılmayanlar
a.İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi,
b.Aynı konutta birlikte yaşayan ve üçüncü derece dahil bu dereceye kadar hısımlar arasında ve aralarına dışarıdan başka
kimse katılmaksızın, yaşadıkları konut içinde yapılan işlerde çalışanlar,
c.Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç),
d.Askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencileri,
e.Yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş adına ve hesabına Türkiye'ye bir iş için gönderilen ve
yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen kişiler ile Türkiye’de kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlardan yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanlar,
f.Resmi meslek ve sanat okulları ile yetkili resmi makamların izniyle kurulan meslek veya sanat okullarında normal eğitim
süreleri içinde yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler,
g.Sağlık hizmet sunucuları tarafından işe alıştırılmakta olan veya rehabilite edilen hasta veya maluller,
h.Kanunda 4. maddenin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentleri gereği sigortalı sayılması gerekenlerden 18 yaşını doldurmamış olanlar,
i.tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlardan yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık
ortalamasının bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının 30 katından az olduğunu belgeleyenler ile 65
yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar,
j. Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlardan
aylık faaliyet gelirlerinden bu faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı, prime esas günlük kazanç alt sınırının
30 katından az olduğunu belgeleyenler,
k. Kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilenler Türk uyruklu sözleşmeli personelden bulunduğu ülkenin sosyal
güvenlik kurumunda sigortalı olduğunu belgeleyenler
Kanunun 4. ve 5. maddelere göre sigortalı sayılmazlar.
•Sigortalılığın Başlangıcı ve Bildirimi
Sigortalıların bildirim zamanları;
(a)bendi kapsamında olanlar için(iş sözleşmesiyle çalışnalar)
Bu kişileri çalıştıran işverenler sigortalık başlangıcından önce sigortalı işe giriş bildirgesi ile çalıştıracakları işçileri kuruma
bildiriler. İnşaat, Balıkçılık ve tarım işyerlerinde en geç çalışmaya başlatıldığı gün, yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma
araçlarında ve ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde 1 ay içinde verilebilir.
(B) bendi kapsamında olanlar için( bağımsız çalışanlar)
Sigortalık başlangıcından itibaren sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek en geç 1 ay içinde kuruma vermekle yükümlüdür.
(c ) bendi kapsamında olanlar(devlet memuru) bu kişileri çalıştıran kamu kurumları sigortalılık başlangıcından itibaren 15 gün
içinde sigortalı iş bildirgesiyle kuruma bildirmekle yükümlüdür.
•İsteğe Bağlı Sigortalılık
İsteğe bağlı sigorta, kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına
tabi olmalarını sağlayan sigortadır.
İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için;
-Zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek biçimde çalışmamak,
-Sigortalı olarak çalışmakla birlikte bir ay içinde 30 güden az ya da tam gün çalışmak,
-Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak
-18 yaşını doldurmamış olmak.
- isteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak gereklidir
İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden günden itibaren başlar.
İsteğe bağlı sigortalılık, isteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların primi ödenmiş son günü takip eden
günden, aylık talebinde bulunanların aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden, ölen sigortalının ölüm tarihinden
itibaren sona erer.
•İşveren, İşveren Vekili ve Alt İşveren Kavramları
sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işverendir.
İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir.
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve
bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe
girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt
işveren ile birlikte sorumludur
Yer Açısından Uygulama Alanı
İşyeri, sigortalı sayılanların maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerlerdir.
İşyerinin faaliyette bulunduğu adresten başka bir ildeki adrese nakledilmesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir
işverene devredilmesi veya intikal etmesi halinde işyerinin nakledildiği, yeni işverenin işi veya işyerini devraldığı tarihi takip
eden 10 gün içinde, işyerinin miras yoluyla intikali halinde ise mirasçıları, ölüm tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde işyeri
bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. İşyerinin, aynı il sınırları içinde Kurumun diğer bir ünitesinin görev alanına giren
başka bir adrese nakledilmesi halinde ise adres değişikliğinin yazı ile bildirilmesi yeterlidir. Bu işlerde çalışan sigortalıların,
sigorta hak ve yükümlülükleri devam eder
Sosyal Sigortaların Finansmanı ve Primler
Sosyal sigortaların finansmanında, fon biriktirme (kapitalizasyon) ve dağıtım yöntemleri uygulanmaktadır. Uzun vadeli sigorta
kollarında yani malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarında fon biriktirme (kapitalizasyon) yöntemi, iş kazası ve meslek hastalığı
sigortasından yapılan uzun süreli ödemelerde fon biriktirme (kapitalizasyon) yöntemi, iş kazası ve meslek hastalığı
sigortasından yapılan kısa süreli ödeme ve hizmetlerde ise dağıtım yöntemi uygulanmaktadır. Hastalık, analık ve genel sağlık
sigortasında dağıtım yöntemi uygulanmaktadır. İşsizlik Sigortası Kanunu ise fon oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır.
Prim Oranları ve Devlet Katkısı
Kanuna göre kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin
ağırlığına göre %1 ila %6,5 oranları arasındadır.
****Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına
göre %1 ila %6,5 oranları arasındadır. Bu primin tamamını işveren öder.
***Uzun vadeli sigorta kolları yani malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %20’sidir.
Bunun %9’u sigortalı hissesi, %11’i ise işveren hissesidir.
***Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olanlar için hesaplanan prime esas kazancın
%12,5’udur. Bu primin %5’i sigortalı, %7,5’u ise işveren hissesidir.
***işsizlik sigortası primi, sigortalının belirtilen prime esas aylık brüt kazançlarından %1 sigortalı, %2 işveren ve %1 devlet payı
olarak alınacaktır. İsteğe bağlı sigortalılardan ise %1 sigortalı ve %2 işveren payı alınır.
***Sosyal güvenlik destek priminin %30’luk oranının 3/4’ü işveren payı, 1/4’i ise işçi payıdır. Dolayısıyla, işyerinin tehlike sınıfı
ne olursa olsun %7,5 sigortalı payı iken %22,5 işveren payıdır.
***İsteğe bağlı sigortalılar için prim oranı, prime esas kazancın alt ve üst sınırı arasında sigortalı tarafından belirlenen prime
esas aylık kazancın %32’sidir. Bunun %20’si uzun vadeli, %12’si ise genel sağlık sigortası prim oranıdır
**Devlet, Kurumun ay itibarıyla tahsil ettiği malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası priminin 1/4’i oranında
Kuruma katkı yapar. Devlet katkısı olarak hesaplanacak tutar, talep edilen tarihi takip eden 15 gün içinde Hazine tarafından
Kuruma ödenir
Sosyal Sigorta Primlerinde Teşvikler
5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işveren hissesinin 5 puanlık kısmına isabet eden tutar Hazine tarafından
karşılanır.
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nda 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile yaş şartı aranmaksızın 18
yaşından büyük kadınların istihdamının teşvikine ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir.
Prim Belgeleri
işveren, sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalıların ad ve soyadlarını, T.C. kimlik numaralarını, prime
esas kazançlarını, prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını gösteren asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, en geç
Kurum tarafından belirlenecek günün sonuna kadar diğer sigortalılar için ise ait olduğu ayı takip eden ayda Kurum tarafından
belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde bu hususu sigortalı çalıştırmaya son
verdiği tarihten itibaren 15 gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
Primlerin Ödenmesi
-iş sözleşmesiyle çalışan sigortalılar ve devlet memurları ve kamu kamu görevlileri ile ceza ve tutukevlerinde çalışanlar
açısından bunları çalıştıran işverenleri prim ödemekle yükümlüdür.
-sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar, isteğe bağlı sigortalı olanlar ve genel sağlık sigortalısı sayılmayan ve başka bir
ülke mevzuatı çerçevesinde sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan kişilerin kendileri
-genel sağlık sigortası priminin devlet tarafından karşılanması öngörülmüş olan kişiler için primi yılı merkezi yönetim
bütçesinden karşılanmak üzere ilgili kamu idareleri
kursiyerler için Türkiye İş Kurumu
staja tabi tutulan öğrenciler için öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumu
sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış bir ülkeye götürülen Türk işçileri için bunları çalıştıran işverenleri veya kendileri prim
ödemekle yükümlüdür.
Kanuna göre ücretsiz çalışan sigortalılara ait sigorta primlerinin tümünü işveren öder.
**sigortalı sayılanların her ay için 30 tam gün prim ödemesi zorunludur.
her aya ait primleri ilgili ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma ödemekle yükümlüdür
Kurum, prim ve her türlü alacaklarını işverenlere olan borçlarından mahsup etmek suretiyle tahsil etmeye de yetkili
bulunmaktadır
Prim Borçlarına Halef Olma, Gecikme Cezası, Gecikme Zammı ve İadesi Gereken Primler
Sigortalının çalıştırıldığı işyeri aktif veya pasifi ile birlikte devralınır veya intikal ederse ya da başka bir işyerine katılır veya
birleşirse eski işverenin Kuruma olan prim ile gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarından aynı
zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Kurum Alacaklarında Zamanaşımı Süresi
*Kurumun prim ve diğer alacakları, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak 10 yıllık
zamanaşımına tabidir.

1. Sosyal güvenlik kavramı ilk kez aşağıdaki ülkelerden hangisinde kabul edilen kanunda
kullanılmıştır?
a. İsveç
b. Fransa
c. Almanya
d. İngiltere
e. Amerika Birleşik Devletleri
2. Aşağıdakilerden hangisi geleneksel sosyal güvenlik tekniklerinden biri değildir?
a. Tasarruf
b. Özel sigorta
c. Sosyal sigorta
d. Hukuki sorumluluk
e. Yardımlaşma sandıkları
3. Aşağıdakilerden hangisi Beveridge Raporu’nun önerilerinden biri değildir?
a. Sosyal sigorta kurumlarının birleştirilmesi ve
tek elden yönetilmesi
b. Sosyal güvenliğin finansmanının vergilerle sağlanması
c. Her sigorta kolu için ayrı ayrı prim alınması
d. Tüm risklerin kapsama alınması
e. Sigortalılığın zorunlu olması
4. Aşağıdaki ülkelerden hangisinde sosyal güvenlik sistemi tamamen vergilerle finanse
edilen devlet yardımlarına dayanmaktadır?
a. Amerika Birleşik Devletleri
b. Yeni Zelanda
c. Almanya
d. Türkiye
e. Şili
5. Sosyal Güvenlik Kurumu aşağıdakilerden hangisinin ilgili kuruluşudur?
a. Başbakanlık
b. Türkiye İş Kurumu
c. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
d. T.C. Emekli Sandığı Kurumu
e. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
6. Aşağıdakilerden hangisi Sosyal Güvenlik Kurumu’nun organlarından biri değildir?
a. Genel kurul
b. Yönetim kurulu
c. Yüksek hakem kurulu
d. Sosyal Güvenlik Kurumu başkanlığı
e. Sosyal güvenlik yüksek danışma kurulu
7. Mesleki Eğitim Kanunu çerçevesinde çıraklar aşağıdaki sigorta kollarından hangisi açısından sigortalı sayılırlar?
a. Hastalık
b. Hastalık-analık
c. İş kazası ve meslek hastalığı
d. İş kazası ve meslek hastalığı-hastalık
e. İş kazası ve meslek hastalığı-hastalık-analık
8. Aşağıdakilerden hangisi 5510 sayılı Kanun anlamında sigortalı sayılır?
a. Askerli hizmetini er ve erbaş olarak yapmakta
olanlar
b. Ev hizmetlerinde ücretle ve sürekli çalışanlar
c. İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi
d. Rehabilite edilen hasta veya maluller
e. Yedek subay okulu öğrencileri
9. Sigortalılar, sigortalı olarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç ne kadar zaman içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını bildirmeleri gereklidir?
a. 10 gün
b. 15 gün
c. 20 gün
d. 1 ay
e. 3 ay
10. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun prim ve diğer alacaklarının zamanaşımı süresi ne kadardır?
a. 1 yıl
b. 3 yıl
c. 5 yıl
d. 10 yıl
e. 15 yıl
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst