Aöf Örgütsel Davranış Dersi 2.Ünite Ders Notları

tremendous

Forum Yöneticisi
Katılım
11 Ara 2012
Mesajlar
1,781
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bölüm:
MEZUN
Şehir:
İstanbul
Aöf Örgütsel Davranış Dersi 2.Ünite Ders Notları


Ki
şilik, bireyin belirgin,değişmeyen ve tutarlı olan özelliklerinin tümünü ifade eder. Diğer bir değişle
kişilik duygu, düşünce ve davranışlardaki benzerlik ve ayrılıkları oluşturan birtakım özellikler bütünüdür.

Kişiliği oluşturan üç temel nokta önem taşır:
• Benzersizlik veya kendine özgü oluş
• Tutarlılık
• Değişmezlik veya durağanlıktır

1-Benzersizlik veya kendine özgü oluş: bireyin davranışı ve tutumlarının diğer insanlardan farklı
oluşunu açıklar. Her birey değişik ve tektir. Bireylerin diğerlerinden ayrılan özelliklerinin birleşimi onun
kişiliğini oluşturur. Benzemeyen fiziksel özelliklerimiz kadar, psikolojik özelliklerimiz de bulunmaktadır.
Bu da her bireyi diğerinden ayırır.

2-Tutarlılık: farklı ortam ve durumlarda bile bireyin benzer birbiçimde hareket etmesidir. Yani iddiacı
olan bir kimse, her yerde bu tavrını belli eder veya sınıfta utangaç olan bir kimse aynı şekilde sosyal
yaşantısında veya bir partide de utangaç davranır. Mischel, bireylerin farklı durumlarda benzer bir
biçimde davranmalarının bir takım şartlara bağlı olduğunu savunur.
Buna göre eğer;
- Durumlar benzerlik gösterirse,
- Birey geçmişteki benzer durumlarda yaptığı davranışlarda benzer sonuçlara ulaşmışsa veya olumlu
birtakım neticelere ulaşmışsa benzer davranışlar tekrarlanır.

3-Durağanlık ise her durumda tutarlı ve aynı biçimde ortaya çıkmakla birlikte,uzun dönemde durağan
bir nitelik taşıması anlamına gelmektedir. Yani birey bu tutum ve davranışlarında düzenlilikler gösterir.
Eric Erikson ve Daniel Levinson bizim zamanla değiştiğimizi vurgulamaktaysalar da kişilik bize göre
sıklıkla değişen bir kavram değildir sabitte değildir.

KİŞİLİĞİN OLUŞUMUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Genelde kişiliğin hem kalıtımsal hem çevresel etkenlerin bir etkileşimi veya sonucu olduğu görülmektedir.

Kluckhohn ve Murray klasik açıklamalarında her bireyin genelde;
• Diğer insanlara benzediğini ve benzer davrandığını (biyolojik faktörler)
• Bazı insanlara benzediğini ve onlar gibi davrandığını (kültür )
• Hiç kimseye benzemeyen, özgün bir davranış biçimi olduğunu ileri sürerler (sosyal faktörler)

Üç temel faktörün bireyin kişiliğinde egemen olduğu sonucunu çıkartabiliriz.

1- Biyolojik Faktörler: Gerçekten insanoğlu diğer insanlara benzer bir gelişim süreci içinde doğar,
büyür ve ölür. Ancak, belirli fiziksel treytlerimiz çevremize ne şekilde uyum sağlayacağımızı etkiler.
Örneğin; bir stres hâlinde insan vücudu alarm, uyum ve tükenme gibi benzer tepkiler gösterir.
2-Kültür: Grup ve kurumlar arası bir etkileşim sonucu oluşur.Ailemizi ve arkadaşlarımızı kişiliğimizi oluşturan
en önemli gruplar arasında sayabiliriz. Güdüler, otorite, kabul gören davranışlarımız, doğru, yanlış kavramları
kültürden kültüre farklı olmakla beraber bunları bize öğreten ve tanıtan bu ilk yakın çevremizdir.
Aynı şekilde çeşitli sosyal kurumlar, din, eğitim bizim ne şekilde düşünüp, nasıl davranacağımızı etkilerler.
Bu tür grup ve örgütler bizi çevreleyen daha geniş bir yapının, belirgin normların oluşmasında da etkindirler.
3-Sosyal faktörler: Buna bireysellik de diyebiliriz çünkü, gerçekten birey diğer insanlardan farklı biçimlerde
davranışta bulunur. Çünkü her birey farklı bir çevrenin ürünüdür. Farklı eğitimden ve tecrübe birikimlerinden
geçer. Örneğin; küçük yaşta ebeveynlerinden birini kaybeden bir çocuğun yaşadığı tecrübe yaşam boyu onun
kişilik yapısını etkiler. Dolayısıyla geçirdiğimiz çeşitli tecrübeler de kişilik oluşumunda etkendir.

DÖNEM KAVRAMI
Kişiliğin oluşumu konusunda ikinci tür bir yaklaşım kişiliğin oluşum dönemleri üzerinde durmaktadır.
Bu konuda üç önemli kuramcı Sigmund Freud, Eric Erikson ve Jean Piaget’dir.
Freud, insan kişiliğinin beş dönemden geçerek geliştiğini ileri sürer.
• Oral Dönem (0-1)
• Anal Dönem (1-3)
• Fallik Dönem (3-6)
• Latens Dönem (6-11)
• Genital Dönemdir (11 yaş sonrası)

Böylece kişilik, bağımlı, zorlayıcı, odipal ve olgunluk dönemlerinden geçerek oluşur.

Eric Erikson,Freud’un beşli dönemsel gelişimine yetişkinlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerini de ilave ederek
kişilik oluşumunda ömür boyu süren bir gelişimden söz etmektedir.
Erikson’un sekiz gelişim dönemi şu şekilde sıralanmaktadır:
• Oral Duyusal Dönem (Temel Güven X Güvensizlik)
• Kas Anal Dönemi (Özerklik X Utanma, Kuşku)
• Lokomotor-Jenital Dönem (Girişkenlik X Suçluluk)
• Latens Dönem (Çalışma, Başarı X Aşağılık Duygusu)
• Ergenlik Dönemi (Özdeşim Kurma X Rollerin Karışması)
• Yetişkinlik Dönemi (Yakınlık X Yalnızlık)
• Olgunluk Dönemi (Neslin Devamı X Durgunluk)
• Yaşlılık Dönemi (Ego Bütünlüğü X Ümitsizlik)


Piaget, insanın yeni bir gelişim dönemine ancak bireylerin hazır oldukları zaman gelebileceklerine inanır.
Piaget;
• Duyusal-Motor Dönem
• İşlem Öncesi Dönem
• Somut işlemsel Dönem
• Formel işlemsel Dönem olarak dört kişilik gelişim evresinden söz eder.

KİŞİLİĞİN BEŞ BÜYÜK BOYUTU

1. Bilinçli ve sorumlu tip: Bu tipler yaşamlarında sorumlu, bağımlı, dikkatli, disiplinli kişiliği ifade etmektedir.
Bazı araştırmacılar bu tip başarıya ulaşma yolunda istekli olan tip olarak da tanımlamaktadırlar. Bu tipin diğer
ucunda ise dikkatsiz, organize olmamış, sorumsuz, disiplinsizlik özelliklerini taşyan bireyler yer alır.
2. Duygusal tutarlılık veya kararlılık: Bu kavram bazı çalımalarda “nerotizm” olarak da geçmektedir.
Bu tip yaşamında güvenli sakin, endişeli olmayan özellikleri içerir. Bunun karşıt boyutunda olanlar ise içe dönük,
kararsız, sinirli, kıskanç, güvensiz, dengesiz kişilik özelliklerini taşırlar.
3. Deneyime açık olma veya açıklık: Bu tip yeni tecrübelere ve yeni fikirlere açık oluşu ve bunlardan hoşlanmayı
ifade eder. Genelde hassas, esnek, yaratıcı, rafine, hayalci, meraklı özellikleri içerir.
4. Uyumluluk: Bunlar sakin, ılımlı, nazik, yardımsever, sempatik, bağışlayıcı bir kişilik tipidir. Bu boyutu düşük
insanlar ise inatçı, yardımsever olmayan, hemen parlayan, diğer insanları rahatsız eden, şüpheci özellikler gösterirler.
5. Dışa dönüklük: Konuşkan, sosyal, aktif, baskın (dominant), cesur, gözü pek özelliklere sahiptirler.
Bunun karşıtı olan içe dönük (introvernt) kişilik tipi ise sessiz, utangaç, çekingen, ihtiyatlı, içine kapanık (reserved)
özellikler gösterirler. İçe dönük kişiler tek başına olmaktan mutluluk duyan, dışa dönükler ise diğer insanlarla birlikte
olmaktan hoşlanan insanlardır.

Sorumlu tip kavramı: çalışma hayatında herkesin yaptığı işlerin ilerisinde bir çaba gösteren, çatışmalardan kaçınan,
diğerlerine yardım eden, örgütün aktivitelerine daha çok katılım sağlayan, başarılarını normal rol gereklerinin üstünde
gören davranışlar sergileyen çalışanlar için kullanılmaktadır.

Jung’ın Tip Sınflaması ve Myers-Briggs Tip Göstergesi (MBTI)
Jung, bireylerin çevrelerini algılayış biçimlerini ve aynı zamanda bilgi edinme süreçlerini incelemiş, buna uygun
bir kişilik tipi öne sürmüştür. Klasik yorumlamasında kişilik tipi olarak insanları dışa dönük içe dönük olarak
tanmlayan Jung, ayrıca iki tür algılama (duyusal ve sezgisel) ve karar (düşünsel ve duygusal) mekanizmasından
söz etmektedir.

1940’lı yıllarda anne ve kızdan oluşan bir takım Katharine Briggs ve kızı Isabel Briggs Myers, Carl Jung’ın insanlar
arasındaki bireysel farklılıkları araştıran kuramını tekrar ele alarak bu kuramı pratiğe dönüştürdüler ve kendi adlarıyla
anılan bir ölçek geliştirdiler. Bu ölçeğe Myers-Briggs Tip Göstergesi adı verildi ve kısaca (MBTI) olarak kısaltıldı.
MBTI ölçeği örgütlerdeki bireysel farklılıkları anlamak amacıyla yoğun bir biçimde kullanıldı. 1991 yılında bu ölçek
yirmi milyondan fazla insan üzerinde uygulandı. Bu ölçek, ayrıca kariyer danışmanlığı, takım oluşturma, çatışma
yönetimi ve yönetim stillerinin anlaşılmasında da sıklıkla kullanılmaktadır.

Bu modelde dört temel tercih bulunmaktadır:
Dışa dönüklük/İçe dönüklük: dışa dönük kimseler enerjilerini diğer insanlarla ilişkiye girerek, yakın etkileşimle
kazanırlarken, içe dönük kişiler tek başlarına, yalnızken mutlu olmakta ve enerji kazanmaktadırlar. Dışsal kişilik
tipindeki insanlar yoğun bir sosyal ilişki içinde yaşarlarken, içsel kişilerin ilişkileri çok kısıtlıdır.

Duyusal/Sezgisel: Bazı bireyler bilgi toplarken duyularına aşırı güvenirler. Buna duyusal demekteyiz.
Duyusal tipler organize yapıan tercih eder, nicel ve gerçeğe dayalı bilgi toplarlar. Buna karşın sezgisel tipler
ise altıncı hislerine dayalı hareket eder, sistematik olmayan bir biçimde bilgi toplarlar.

Düşünsel/Duygusal: Düşünsel tipler karar verirken bilimsel yöntemi tercih eden ve her zaman sebep-sonuç
ilişkilerini dikkate alan bir yapıya sahiptirler. Kararlarında somut ve kanıta dayalı hareket eden ve duygusallıktan
uzak kişilerdir. Buna karşın duygusal tipler ise aksine kararlarında değer yargılarına yer veren, kişiselliğin
ön plana çıktığı, somuttan çok soyuta ağırlık veren insanlardır.

Yargısal/Algısal: Bazı insanlar dış dünya ile ilişkilerinde düzeni ve daha yapısalcı bir biçimde hareket etmeyi
tercih ederler. Bunlara yargısal tip denilmektedir.Buna karşın algılayıcı veya algısal tipler ise aksine esnek ve
tercihleri her zaman açık, katı olmayan önceden belirlenmiş bir biçimde hareket etmeyen insanlardır.

OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİLİLİK: KİŞİNİN KENDİNİ İYİ VEYA KÖTÜ HİSSETME EĞİLİMİ

Gün boyunca kendimizi iyi hissetme derecemiz olan mod’umuzun (ruh hâlimizin) farklılaşmasıdır.
Aldığımız bir e-mail mesajıyla mutlu olurken, bir arkadaşımızla yaptığımız bir konuşma sonucunda kendimizi
bir anda kötü hissedebiliriz. Bu tür geçici duygulara mod (mood states) diyoruz ve bu tür duygularımız günün
her saatinde yaşantımızı etkileyebilir. Olumsuzluklarıyla diğer çalışanları da etkileyerek onlarında performanslarını
düşürmektedirler. Bir başka ifadeyle, yarattıkları ortamla insanların üretkenliklerini düşürmekte, bu da işletmeye
olumsuz yansıyarak maliyetlere neden olmaktadır.

Olumlu ve olumsuz etkililik bağlamında örgütlerde aşağıda açıklanan davranışlar görülmektedir:
• Karar verme: Yüksek düzeyde olumlu etkililiğe sahip insanlar, yüksek düzeyde olumsuz etkililiğe sahip
olanlara kıyasla daha başarılı ve üstün kararlar verebilmektedirler.
• Takım performansı: Olumlu etkililiği yüksek olan iş grupları, olumsuz etkililiği yüksek olan takımlara kıyasla
fonksiyonlarını daha başarılı olarak yerine getirmektedirler.
• Saldırgan davranışlar: Yüksek olumsuz etkililiğe sahip olan insanlar, çalıştıkları örgütlerde pasif davran-
malarından ötürü diğer çalışanlarca saldıgan davranışların hedefi olmaktadırlar.

Örgütlerin Kişilikleri Olabilir mi?

Eğer örgütlerin bu şekilde kişilikleri var ise hangi tür özellikler onları tanımlar veya belirgin kılar?
Bir grup araştırmacı bu konuyla ilgili araştırma yapmışlar ve yüzlerce işletme öğrencisine aşina oldukları
bazı şirketleri derecelendirmelerini istemişlerdir.Böylece bu değerlendirmeler sonucu bazı kümeler ortaya
çıkmış ve bazı işletmeler bu kümeler içerisinde yüksek değerler almışlardır.
Örneğin;
İzci (Boy Scout): dost, insanlarla ilgili - Disney ve Bob Evans Şirketleri.
Yaratıcı: İlginç, özgün-Nike, Disney.
Baskın: Başarılı, popüler - Nike - Microsoft.
Tutumlu: fakir, gevşek-Bob Evans, J.C. Penny.
Stilci: Modern, güncel- Nike, Reebok.

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞI ETKİLEYEN TEMEL KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
1- Kendilik Kontrolü (Locus of Control): bireyin herhangi bir davranışının ortaya çıkmasında veya sonuç-
larında kendisinin belirli bir katkısının olduğuna inanması şeklinde tanımlanır.

Dışsal Kendilik Kontrollü Kişilerin İnançları

* İnsanların yaşamlarında başına gelen kötü şeylerin nedeni büyük bir çoğunlukla kötü şanstır.
* İyi bir işe girmenin nedeni iyi bir zamanda iyi bir yerde olmaya bağlıdır.
* Sınavlarda çıkan soruların dersle ilgisi yoktur, bu nedenle çalışmanın bir faydası bulunmaz.
* Dünya gücü elinde bulunduran birkaç insan tarafından yönetilir, küçük insanların bu konuda
yapacağı bir şey yoktur.
* İnsanları memnun etmek için kendinizi öldürmenin bir anlamı yoktur. Eğer sizi sevmişlerse
sevmişlerdir. Yoksa çabalar boştur.

İçsel Kendilik Kontrolü Kişilerin İnançları

* İnsanların başına gelen talihsizliklerin nedeni çoğunlukla kendinden kaynaklanır.
* Başarılı olmak çok çalışmaya bağlıdır. Şansn çok az ya da hiç etkisi yoktur.
* İyi çalışan, sınavlara iyi hazırlanan birisi için, adaletsiz bir sınav yoktur veya kötü
bir sınav yoktur.
* Ortalama bir vatandaş hükûmetlerin kararlarını etkileyebilir.
* İnsanların yalnız kalmalarının nedeni arkadaş canlısı sosyal olmamalarıdır.

2-Makyavellenizm : 16.yy da yaşamış özelliklede gücün nasıl kazanılıp kullanıldığı
hakkında kitap yazan Nicola Makyavelli'nin arkasından kullanılan isimdir.

Makyavellenist özelliği yüksek olan kişi başkalarını kullanan, daha çok kazanan,
daha az ikna edebilen ancak başkalarını ikna edebilen kişidir.
Makyavel şunları önerir:
• Hiçbir zaman insancıl olma, başkalarıyla olan ilişkilerinde kabalık ve küstahlık daha etkilidir.
• Etik ve ahlak zayıflar içindir. Güçlü insanlar, yalan söyleme, aldatma ve başkalarına kazık atmada
kendilerini hür hissederler ve bunları amaçlarına uygun bir biçimde kullanırlar.
• Korkutmak, sevilmekten çok daha iyidir.

Kısaca, Makyavelli başarı ve güç arayanlara son derece katı ve yanlış bir bakış
açısı sunmaktadır.
Makyevellenist özelliği yüksek olan kişiler (yüksek mach’lar) onun fikirlerine daha çok sarılıp insanları
katı bir biçimde yönlendirmekte ve kullanmaktadırlar.
Yüksek mach’ları başarıya ya götüren iki önemli faktör vardır. Bunlar;
• Ne tür bir iş yaptıkları,
• Ne tür bir organizasyon yapısında çalıştıklarıdır.

3-Otoriter Kişilik: Örgüt içinde çalışan insanlar arasında bir statü ve güç farklılığının olmasına inanan kişidir.
Çok otoriter bir kişilik tipi, çok katı kuralları olan, insanları yargılayan, kendinden üstte olan kişilere farklı
görünmeye çalışan, ancak altındakileri ezen, güvenilir olmayan, değişmeye direnç gösteren kişidir.

4-Narsist Kişilik: İlgi odağı olmayı seven, hayallere dalan, kendisinin birçok beceriye sahip olduğuna inanan,
kendinden hoşlanan kişilik tipine narsist denilir. Genelde diğerlerinin beğenisini kazanmak ve kendilerini
daha üstün olmalarının onaylanmasını istediklerinden, onları tehdit eden kişileri aşağılama eğilimindedir.

5-Başarı Yönelimi veya Başarı İhtiyacı: Başarı yönelimi, yapılan araştırmalarda bir kişilik niteliği olarak belirtilip,
bireyden bireye farklı biçimde ortaya çıktığı gözlemlenmiştir.
Başarı ihtiyacı yüksek olan kişiler işleri devamlı olarak daha iyi yapma durumunda olan insanlardır.
Bu kişiler başarıyı engelleyen her türlü engeli yıkmak ve bunu da kendi çabalarıyla yapma güdüsü içindedirler.
Yani başarı veya başarısızlık bireye aittir.

6- Gündüz veya Gece Çalışmaya Yatkın Kişilik Tipleri:
İnsanlar iki önemli kategoriye ayrılmaktadır:
• Sabah insanları (morning persons)
• Akşam insanları (evening persons)
Sabah insanları erken kalkan, sabahleyin erken saatlerde daha enerjik olan akşam insanları ise öğleden
sonra ve gece daha enerjik olan ve bu saatlerde çalışmayı seven ve başarılı olan insanlardır.

7-Kendine Güven: Bireyin kendini sevme veya sevmeme derecesi insandan insana farklılık taşır.
Bu özellik kendine güven olarak adlandırılır. Kendine güveni düşük insanların dışarıdan gelecek olan
etkilere karşı çok şüpheci davranmalarıdır. Buna karşın kendine güveni yüksek insanlar daha az şüphecidirler.
Yine düşük güvenli insanlar, başkalarının kendileri için söylediği olumlu değerlendirmelere, övgülere daha açık kişi.

8-Proaktif Kişilik: Bazı insanlar içinde bulundukları durumları geliştirmek veya daha iyi hâle getirmek
amacıyla etkin bir şekilde inisiyatif alırlar. Bu insanlar proaktif kişilikli tiplerdir. Bu tipler ortamda engeller
veya kısıtlamalar olsa bile değişim yaratmak amacıyla mücadele verirler.

9-Riske Girme Eğilimi: Riske girme eğilimi yüksek olan yöneticiler çabuk karar verirler ve kararlarını
verirken daha az bilgiye ihtiyaç duyarlar. Düşük risk eğilimli kişiler ise ters bir durumu sergilerler.
Yani daha geç karar verip, daha çok bilgiye ihtiyaç duyarlar. Örneğin; simsarlık, borsacılık mesleğinde
olan kişilerin riske girme eğilimi yüksek olan kişiliğe sahip olması ona bazı avantajlar sağlıyabilir.
Çünkü, bu meslekler alım ve satım konusunda acil ve ani kararlar verilmesini gerektirir.

İŞ VE KİŞİLİK UYUMU

John Holland’ın kişilik ve iş uyumu kuramı :

1- Gerçekçi tip : Bu tip saldırgan özellikler gösterir, fiziki güç, kuvvet ve koordinasyonu
gerektiren işlerde başarılıdır. Bu tipe uygun meslek çiftçilik ve ormancılıktır.
bu tipin kişilik özelliği utangaç, tutarlı, uyumlu ve pratik olmadır.

2- Araştırıcı tip: Duygudan ziyade, düşünmeyi, koordinasyonu ve anlayışlı gerektiren işlere uygundur.
bu tipe uygun meslek Biyoloji, Matematik ve Muhabirliktir.
Kişilik özelliği Analitik, orijinal, meraklı, bağımsızdır.

3- Sosyal Tip: Entelektüel ve fiziki aktivitelerden ziyade bireyler arası ilişkilerde başarılıdır.
Bu tipe uygun meslek Dış ilişkiler, Soyal Hizmet ve Klinik psikolojidir.
Kişilik özellikleri Sosyal, arkadaş canlısı, anlayışlı, yardım etmeye, birlikte çalışmaya yatkındır.

4- Geleneksel (Konvensiyonel )Tip: İnsanların faaliyetlerini düzenleyen, kurallar koyan,
ihtiyaçlarını karşılayan ve organizasyon içindeki bireylerin güç ve statüleri ile lgili
olarak çalışan kişiliktir. Bu tipe uygun meslek Finans, Muhasebe, Yönetimdir.
Kişilik özellikleri Uyumlu, etkili, pratik, hayalci olmayan, esnek olmayan kişidir.

5- Girişken Tip: Sözel yeteneği kuvvetli başkalarını kolay etkileyen, güç ve statüyü bu
yolla kolay edinen tipdir. Bu tipe uygun meslek Hukuk, Halkla İlişkiler, Küçük Ticari
Şirket Yöneticiliğidir. Kişilik özelliği Kendine güvenli, istekli, enerjik, yönlendiricidir.

6- Artistik Tip: Kendini iyi ifade edebilen, artistik yaratıcılığı yüksek, duygusal tip.
bu tipe uygun meslek Sanat, Müzik ve Yazarlıktır. Kişilik özelliği hayalci, düzensiz,
idealist, duygusal, pratik olmayan.


Kişilik Ölçümü

Kişilik ölçümünde kullanılan en belirgin iki teknik projektif ve objektif testlerdir.
Kişiliğin değerlendirilmesi demek, bir kimsenin kişiliğiini oluşturan çeşitli davranışsal özellikleri hakkında
bilgi edinme işlemlerinin tümüdür. Objektif testler genelde, anket, soru listesi ve derecelendirme
ölçeği yöntemini kullanarak yapılan testlerdir.

Projektif testler ise Freud’un yansıtma savunma mekanizması esas alınarak geliştirilmiştir.
Testlerin amacı bireylerin belirgin olmayan birtakım test uyarıcılarına örneğin şekiller yansıtmış oldukları
görüşlere göre onları etkileyen faktörleri saptamak ve farklılıklarını tespit etmektir.

Testlerin iki önemli özelliği : Güvenilirlik ve geçerliliktir.
Güvenirlik bir testin ölçmek istediğini ne oranda kesin ve iyi ölçtüğüdür.
Geçerlilik ise testin işlevini ne derece yerine getirdiğini, ölçmek istediği özelliği ne
derece doğru ölçebilme derecesine denir.

Treyt: kişilerin utangaçlık, sıkılganlık v.b. devamlılık gösteren özelliklerinin tümü.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst