Siyasi Düşünceler Tarihi Dersi Konu 5

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ DERSİ
KONU 5


THOMAS HOBBES :ÖLÜMLÜ TANRI

LEVİATHAN: Hobbes'un egemen devletin simgesi olarak kullanıldığı bu sözcük kutsal kitabın eski ahid bölümünde söz edilen çok güçlü ve büyük su canavarının adıdır.

KRALLLARIN KUTSAL HAKKI :Kralların yönetme hakkının tanrıdan geldiği bu nedenle kralların bu yeryüzünde hiç kimseye karşı sorumlu olmayıp sadece tanrıya hesap verdiklerini savunan kuramdır

PÜRİTENLİK: XVIII. Yyda ingiltre de ortaya çıkan ve angalikan kilisesi ni Katolikliğin kalıntılarıdan arınmayı amaçlayan dinsel öğreti ve reform hareketidir. Yaşamın dinsel ve ahlaki ilkelere göre düzenlenmesini savunan püritenliğin köktenci gruplardan biri bugün abd de varlığını sürdüren Quaker mezhebidir .

DİKKAT : günümüzde bir krallık olan İngiltere uzun tarihi boyunca 1649-1659 yılları arasında bir cumhuriyet dönemi yaşamıştır.

AYRIŞTIRICI- BİRLEŞTİRİCİ YÖNTEM : Herhangi bir cismin örneğin bir saatin nasıl işlediğini anlayabilmek için ilk once saati parcalarına ayırmak ardından her zembereğin her çarkın işlevi ile hareketini ve bunların birbirleriyle ilişkilerini incelemek en sonunda da tüm parçaları birleştirerek saati yeniden oluşturmaktır

DOĞAL YASALAR : Doğal hukuk öğretisi tarafından var oldukları kabul edilen evrensel kurallardır. Daha açıkcası herhangi zaman ve mekana bağlı olmaksızın tüm insanlık için geçerli olan yasalar bütünüdür.

DİKKAT : doğal yasa ile doğal hakkı birbirine karıştırmamak gerekir.. bunlar tam bir karşıtlık içindedir : doğal hak insanın hiçbir kural tanımaksızın güce ve hileye başvurarak yaşamı için savaşmasını , doğal yasa ise insanın yaşamını barış içinde sürdürmesini ve bunun için kuracağı devletin kurallarına itaat etmesini öğütlemektedir.

COMMONWEALTH : Fransızcadaki republique sözcüğü gibi hem devlet hem de cumhuriyet anlamına gelir. Hobbes onu devlet anlamında kullanmaktadır.

DİKKAT : Hobbes . Bodin in yaklaşımın tersine devlet biçimleri ile yönetim biçimleri arasında bir fark gözetmez.
Hobbes a göre egemenin erkinin mutlak ve sınırsız oluşu yalnızca ülke toprakları içinde gecerlidir. Uluslar arası düzeyde farklı devletler ( ve egemeneler ) vardır ve her biri diğerlerinin karşısındaki bir sınır konumundadır. Dünya ölçeğinde hepsinin üzerinde yer alan üstün bir erk olmadığı içinde devletler her an savaşa girişebilecekleri bir doğa durumu içinde bulunmaktadırla

BÖLÜNMEZLİK İLKESİ : Hobbes bu görüşünü desteklemek için ingiterenin yaşadığı iç savaşı örnek gösterir: Kendi içinde bölünmüş bir krallık ayakta duramaz çünkü önceden bu bölünme olmadıkça karşıt ordulara ayrılma asla olmaz. Egemenlik yetkilerinin kral, lordlar ve avam kamarası arasında bölünmesi düşüncesi İngiltere nin çoğunluğu tarafından en başta kabul edilmemiş olsaydı , halk asla bölünmez ve bu iç savaşa sürüklenmezdi.”

HOBBES TA HUKUK : Doğa durumda yoktur ancak devletle birlikte ortaya çıkar. Egmenin idaresi ,hukuk kurallarını ,yani pozitif yasaları belirler.

YASAMA YÜRÜTME YARGI :Devlet erkinin temelini oluşturan bu güç ,egemenin elinde toplanmıştır.

PAPALIK :Hobbesa göre “ eger bir insan ,bu buyük dinsel imparatorluğun kökenini düşünecek olursa kolayca anlayacaktır ki papalık ,çürümüş roma imparatorlugu nun mezarı üzerinde oturan taçlı hayaletinden başka bir şey değildir .”

EGEMENİN TEMEL GÖREVİ :Hobbes un deyişiyle bir monark yada bir meclis olan egemenin temel işlevi ,egemen erkinin kendisine verilme amacınının içinde bulur.”

ÖZGÜRLÜK VE ZORUNLULUK :
Hobbese göre tepelerden ovaya doğru yol alan bir nehir özgürce akmaktadır. Aynı şekilde fırtınalı bir havada geminin batmaması için kendi eşyalarını denize atmak zorunda kalan bir insan da özgürce davranmaktadır

YÖNETİM BİÇİMLERİ VE ÖZGÜRLÜK :” İtalyada ki demokratik” lucca kentinin surlarında bugün hala büyük harflerle LİBERTAS (ÖZGÜRLÜK) kelimesi yazılıdır ancak hiç kimse bundan herhangi bir insanın ,Konstantinepoliste ( İstanbul da) oldugundan daha fazla özgürlüğe veya devlete hizmetten muhafiyete sahip olduğu sonucunu çıkaramaz. Bir devlet ister monarşik ister halkçı olsun özgürlük aynıdır.

PROTELYA : Antik roma cocuklarından (proles) başka bir serveti olmayan kişilerin oluşturduğu en alt sınıftır . modern çağ da Karl Max tarafından yeniden gündeme getirilen bu sözcük , kapitalist sınıf karşısında yer alan ve bir kapitale , yani herhangi bir üretim aracına sahip olmayan emekçiler sınıfı anlamaına gelmektedir.

KOMÜNİZİM : Temelde Karl Max ile Friedrich Engels in kuramlarıyla özdeştirilen komünizim, üretim araçlarınının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız ve devletsiz bir toplum modeli tasarımıdır.

DİKKAT :Hobbes doğa durumunu bir savaş durumu olarak betimlerken Locke tam tersi bir yaklaşımla doğa durumunu bir barış durumu olarak tanımlamaktadır.

DOĞA YASA : Doğa yasa gerçekte akıl yasasıdır; doğal yasaya uygun bir biçimde hareket etmek akla uygun davranmak demektir.


DİKKAT :
Hobbes doğa durumundaki savaşı doğuran nedenlerin kökeninde insanlar arasındaki eşitliğin bulunduğunu söylüyordu. Oysa Locke tam tersine eşitlik ile barışı ilişkilendirmekte ve insanların rasyoneller ve irrasyoneller şekinde farklılaşmasıyla bir bakıma bir eşitlik içine girmesiyle savaşın ortaya çıktığını ileri sürmektedir.

MÜLKİYET : Locke e göre biri geniş diğeri dar olan iki alana sahiptir. Geniş anlamıyla , mülkiyet yaşamı,özgürlüleri ve malları ifade eder. Dar anlamıyla mülkiyet ise sadece malları kapsar.

DİKKAT : Locke gibi Hobbes da üstü örtük bir şekilde kadınların sözleşmeye katılmadıklarını kabul etmektedir. Gerçekte kadınları siyasal haklardan yoksun bırakmaya varan bu anlayış XVII. VE XVIII. Yydaki hemen hemen tüm düşünürler tarafından paylaşılmaktadır.

ÇOĞUNLUK İLKESİ :Bir toplumda bir toplulukta ya da bir mecliste çoğunluğun kararının geçerli olarak kabul edilmesidir. Locke un deyiğişyle” bir topluma katılmakla çoğunluğa karar verme uygulama hakkını tanımak aynı şeydir.”

SÖZLEŞMENİN TEKRARLANMASI : Devletin kararlarına ve uygulamalarına hobbes taki “itaat edilmesi” gibi Locke ta da “rıza gösterildiği” sürece sözleşme yineliyor demektir.

GÜÇLER AYRIMI KURAMI :Montesquieu tarafından ortaya konuldugu kabul edilir ve başta XVIII.yydaki amerikan ve Fransız anayaasları olmak üzere tüm demoktarik anayasalarda şu yada bu şekilde yer bulur . bu kuramın klasik biçimine göre yasama , yürütme ve yargı güçleri farklı kişilerden oluşan farklı organların ellerine bırakılmış ve aralarında bir denge –fren sistemi kurulmuştur.

DİRENME HAKKININ KULLANILMA KOŞULU : Locke un deyişiyle “kralın yasa dışı eylemleri halkın çoğunluğunu kapsayacak denli genişlemiştir yada zarar ve baskı sadece birkaç kişi üzerinde gerçekleşmesine karşın sonuçları herkesi tehdit ediyor görünmektedir. İnsanlar mülkleri,özgürlükleri ve canlarıyla birlikte yasalarının ve belki de dinlerin tehdit edilidğine ikna olmuşlardır .”

Soru:Doğa durumunda mantıksal olarak elindekilerle yetinip diğerlerine düşmanca davranmayacak ve saldırmayacak bir insan olabilir mi ?
C:Hayır . barışçıl niyetler taşıyan en ılımlı insan bile sonunda yaşamını koruyabilmek için bu tutumundan vazgeçmek zorunda kalacaktır. Çünkü kendisi düşmanca davranmasa da onu bir tehdit olarak gören ve erklerini arttırma çabası içinde olan diğer insanların aldırısına uğrayacaktır. Dolayısıyla bu ılımlı insan da ister istemez “en iyi savunma saldırıdır” anlayışını benimseyip diğer insanlar gibi saldırgan bir tutum içine girecektir.

Soru: insanlar ,akıllarını kullanıp doğal yasalara ulaşmalarına ve böylece barışçıl bir yaşamın koşullarını kavramalarına rağmen neden barış içinde yaşayabilmek için yine de devlete gereksinim duyuyorlar ?

C.İnsanlar yalnızca akılları tarafından yönlendirilen yaratıklar olsalardı,hep doğal yasalara uygun davranırlar ve barış içinde yaşarlardı; bu durumda da devlete gerek olmazdı. Ama her insanın akıl dışında duygusal bir yönü de vardır;kendisini” taraf tutmaya ,kibirli olmaya ,öç almaya ve buna benzer eylemlere yönelten “ ve her an doğal yasaları çiğnemeye iten doğal tutkuların etkisinden kurtaramaz. Hobbes un “kılıçsız sözleşmeler boş sözlerden ibarettir” deyişinin işaret ettiği üzere,insanalrın verdikleri sözlere ve yaptıkları anlaşmalara uymalarını sağlamanın tek yolu,onları bu şekide davranmaya zorlyacak ortak ve üstün bir erkin oluşturması yani devletin yaratılmasıdır. İşte insanlar kendi zaaflarını bildikleri için devlete gereksinim duyarlar.

Soru : Hobbes un kuramı için “savaşın devleti ,devletin de savaşı dışladığı “saptaması yapılabilir mi ?

C: Bu saptama, belli bir ülke bakaımından geçerlidir ama uluslar arası düzlem söz konusu olduğunda geçerliliğini yitirir. Doğa durumunun ifade ettiği şekide herkesin herkesle savaşı ya da bir iç savaş ,devletin olmaması anlamına gelir. Devlet kurulduğu andan,bir güç tekeli olduğundan uyrukların birbirleriyle yada kendisine karşı bir savaşa girmelerini engeller. Ancak uluslar arası arenada ,devletler ile iç içe girmiştir. Hobbes un deyişiyle “krallar ve egemen otoriteye sahip kişiler,bağımsızlıklarından ötürü sürekli karşılıklı kuşku içinde,hep birbirlerine silahları yöneltmiş ve gözlerini dikmiş gladyatörler durumundadırlar. Bu bir savaş durumudur.

SORU :
Locke un doğa durumunun içerdiği temel çelişkiler nelerdir ve bu çelişkiler nasıl açıklanabilir ?

C: Locke un doğa durumunda 2 temel çelişki yer almaktadır.1. insanalrın hem akla sahip olmaları bakımından eşit hem de akıllarını kullanma bakımından eşitsiz oldukları şeklinde nitelendirilmeleridir.2. çelişki ise doğa durumunun ilk önce barış,ardından savaş duurmu olarak betinlenmesidir. Locke insanların doğuştan farklı olduğunu ileri süren aristokratik-feodal anlayışa karşı,insanaların doğal eşitlik içine oturtur. Ama var olan sınıflı,dolasıyla eşitsizlikçi toplumu doğrulayabilmek için d aklın kullanılıp kullanılmamasını bir kriter olarak ele alıp insanlar arasına eşitsizliği sokar. Ardından Locke ,eşitlik nedeniyle barışın hüküm sürdüğü doğa durumunun eşitsizliğin belirlemesiyle birlikte bir savaş durumuna dönüştüğünü ileri sürer. Zaten devletin kurulmasının gerekliliğini açıklayabilmek için doğa durumunu savaşla özdeşleştirerek olumsuzlaması gerekmektedir.

Soru :Siyasal yönetimin hem “içeriden” hem “dışarıdan” sınırlanması ne anlama gelir?

C:Siyasal yönetimin “içeriden” sınırlanması ,yasama ile yürütme güçlerinin farklı kişilerden oluşan ve ayrı kurumların (yani parlamento ile taht )eline verilmesi ve bunların birbirlerini dengeleyip frenlemesidir.”Dışarıdan” sınırlanma ise hem yasamanın hem yürütmenin karşısına bir sınır olarak temel hak ve özgürlüklerin dikilmiş olmasıdır ;ne parlamento nede kral ,bu hak ve özgürlükleri hiçe sayma yada çiğneme yetkisine sahiptir.

TEST

1.Hobbes siyasal kuramını oluştururken hangi tarihsel olaydan etkilenmiştir?

*1640-48 arasındaki İngiltere deki devrim ve iç savaş

2.Kralın kutsal hakkı ne anlama gelir ?
*kral yönetim hakkını tanrıdan alır

3.1640 devrimindeki iç savaşı parlamentocuların kazanmasında etkili olmuş faktörlerden birisi değildir?
*Parlamentocuların Fransa nın askeri desteğini sağlaması

4.Hobbes egöre insan doğasının özelliklerinden birisi değildir?
* insan toplumsal bir yaratıktır

5.Hangi önerme hobbes un doğa durumu betimlesine uygundur ?
* Doğa durumunda eşitlik vardır.

6.Hobbes un kuramındaki egemenin yetkilerinden biisi değildir?
* Uyrukların mesleklerini saptamak

7.Kazıcılar hareketi ,eşitlikçi görüşleri nedeniyle hangi düşünürün habercisi olarak kabul edilir?
* Jean-jacques Rousseau

8. Locke a göre hangisi devredilmez doğal haklardan biri değildir?
* saldırganı yargılama hakkı

9.Locke un kuramında ,yasaların öngörmediği durumlarda kamusal iyilik için kralın parlamentoya danışmadan karar alıp uygulama yetkisine ne ada verilir ?
*Kralın ayrıcalıklı hakkı

10.
Egemenliğe ilişkin önerilerden hangisi Locke un devlet modelindeki egemenlik anlayışıyla bağdaşır ?
* halk egemenliğini yönetime emanet eder.


Sınavlarda Hepinize Başarılar Diliyoruz..
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst