Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi Test Soruları

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi Kendimizi Sınayalım Soruları

Ünite 01- Kendimizi Sınayalım

1. Türkiye’de kadınlara pembe erkeklere mavi renkli nüfus cüzdanı verilmesinin sizce ne anlamı olabilir?
Türkiye’de toplumsal cinsiyet farklılıklarının toplumun yapısı içine sinmişliğinin sizce en somut örneği aşağıdakilerden hangisidir?
a. Kız çocuklarına pembe, erkeklere mavi giydirilmesi
b. Kızlara annelikle, erkeklere erkek meslekleri ile ilgili oyuncaklar alınması
c. Kadınların nüfus cüzdanının pembe, erkeklerin mavi olması
d. Çocuklara konulan isimlerin çocuğun cinsiyetine tam olarak işaret etmesi (Fikri ve Fikriye gibi).
e. Çocukların okul seçimlerinin cinsiyetlerine göre yapılması

2. Toplumsal cinsiyet merceğini kullanarak aşağıdakilerden hangisinin ayrımcı muameleye örnek olmadığını söyleyiniz?
a. Babaların kız çocuklarını mirastan eşit yararlandırmaması
b. Kadın işçilerin erkek işçilerden daha düşük ücret alması
c. Kız çocuklarının okula gönderilmemesi
d. Üniversite yurtlarına önce kızların kabul edilmesi
e. Banka müfettişliği sınavlarında kadın adayların
seçilmemesi


3. “Eskişehir Belediye Başkanı belediye hizmetlerinin planlamasının bundan böyle toplumsal cinsiyet bakış açısı dikkate alınarak yapılacağını açıkladı” ifadesi aşağıdaki anlamlardan hangisini içermez?
a. Belediye hizmetlerinden kadınların da eşit şekilde yararlanabilmeleri için özen gösterilecek
b. Çocuk bahçeleri ve parklarının sayısı artırılacak
c. Çalışan anneler için belediye kreşleri açılacak
d. Yolların daha iyi aydınlatılması sağlanacak
e. Kadınlar ve erkekler için ayrı toplu taşım araçları sağlanacak

4. Liberal feminist düşünce aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ilişkili değildir?
a. Özgür irade
b. Aynılık
c. Ekonomik özgürlük
d. Cinsel özgürlük
e. Eşitlik

5. Marksist feministlerin Marksizm’e yönelik yaptıkları
eleştirilerde aşağıdaki iddialardan hangisi yer almaz?
a. Marksizmin cinsiyet körü olması
b. Marksizmin soyut bir analiz olması
c. Marksizmin kadınların kamusal yaşamdan dışlanmışlıklarını açıklayamaması
d. Marksizm toplumsal cinsiyet ilişkilerini dikkate alması
e. Marksizmin ev kadınlarını araçsallaştırması.

6. Radikal feministler için ‘yeniden üretim’ kavramı aşağıdaki faaliyetlerden hangisini içermez?
a. Çocuk doğurmak
b. Çocuk bakmak
c. Hasta bakmak
d. Ev işlerini yapmak
e. Fabrikada çalışmak

7. Aşağıdakilerden hangisi Marksist Feminist yaklaşıma göre kadınların ev içi emeği özelliklerinden biri değildir?
a. ücretsiz
b. Karşılıksız
c. Görünmeyen
d. Ücretli
e. Tekrarlanan

8. Kültürel feministleri radikal feministlerden ayıran özellik aşağıdakilerden hangisidir?
a. Kadınlıkla ilgili özellikleri yüceltmeleri
b. Doğayı sevmeleri
c. Kültüre önem vermeleri
d. Çevreyi korumaları
e. Kültür hazinelerini tanıtmaları

9. Nancy Chodorow annelikle ilgili aşağıdaki görüşlerden hangisini reddetmez?
a. Annelik kadınların doğaları gereği kaderleridir.
b. Kadınlar anne olmaya toplum tarafından şartlanır.
c. Cinsiyete dayalı kişilik özellikleri kadınları annelik rollerine hazırlar.
d. Annelik kadınların toplumsal statüsünü yükseltir.
e. Bütün kadınlar anne olmak ister.

10. Feminist kuramlar kısa ömürlü ve değişebilir özellikleri nedeniyle aşağıdakilerden hangisine benzetilmiştir?
a. Risalelere
b. Siyasi mottolara
c. Manifestolara
d. Çiçek dürbününe
e. Yasalara


1.Ünite : CEVAPLAR : 1. c 2. d 3. E 4. d. 5. d 6. d 7. d 8. a 9. c 10. D



2.Ünite Kendimizi Sınayalım


1. Feminist araştırma ilk andan itibaren hangi konuyu eleştirmemiştir?
a. Araştıran ile araştırılan arasındaki sıradüzen ilişkisini,
b. Araştırılan erkeklerin bilgileri bilinçli olarak çarpıtma ihtimalinin olduğunu,
c. Bilim insanlarının çoğunluğunun erkeklerden oluştuğunu,
d. Erkek bilim insanlarının kadın konusunda tarafsız davranmadıklarını,
e. Kadın konusunda analiz biriminin birey olması gerektiğini.


2. Feminist bilim, bilginin nasıl bir inşa olmadığını kabul eder?
a. Kültürel ve sosyal bir inşa.
b. Net, belirgin, kesin bir inşa.
c. Politik bir duruşa karşılık gelen.
d. Yaşam deneyimleri temelinde inşa edilen.
e. Yaşam deneyimlerinin öznellikleri temelinde inşa edilen.

3. Aşağıdaki hangi önerme postmodernite düşüncesine uygun değildir?
a. Bilgi ‘merkezsiz’ kılınmalıdır.
b. Bilginin geçerliliği büyük anlatılarda gizlidir.
c. Genellemelere dayalı söylemsel inşalar yapısöküme uğratılmalıdır.
d. Metinsel ve dilbilimsel söylemlerin inşasına yoğunlaşmak gerekir.
e. Toplumsal yapı değil, dilin yapısı temel alınmalıdır.

4. Aşağıdakilerden hangisi feminist nitel bir yöntem değildir?
a. içerik analizi,
b. Söylem analizi,
c. Sözlü tarih,
d. Yapılandırılmış mülakat,
e. Örnek olay.

5. Aşağıdaki ifadelerden hangisini feminist yöntem bilim eleştirmez?
a. Araştırmada mevcut her türlü sıradüzen ilişkisini,
b. Araştırmaya güç ilişkilerinin içsel olduğunu,
c. Erkek bilenin merkezi konumunu,
d. Öznelliklerin nesnel ve tarafsızlık temelinde incelenmesini,
e. Pozitivizmin başat (öznel/nesnel, rasyonel/duygusal) ikiliklerini.

6. Feminist Duruş Kuramı modernite düşüncesinin aşağıdaki hangi özelliklerini eleştirmiştir?
a. Bilen öznenin ayrıcalıklı konumunu,
b. Bilginin mutlaklığını,
c. Bilginin toplumsal güce içsel olduğu iddiasını,
d. Kapsayıcı kavramlaştırmaları,
e. Kimliklerin sabitliğini.


7. Bilginin aşağıdaki özelliklerinden hangisi feminist duruş kuramına uygun değildir?
a. Bağlamsaldır,
b. Düzenli ve sabittir,
c. Geçicidir,
d. Konumsaldır,
e. Yansımalıdır.

8. Aşağıdakilerden hangisi postmodernite düşüncesinin önermelerinden biri değildir?
a. Bilgi göreceli olduğu için geçerliliği yüksektir.
b. Bilgi merkezi ve özcü olmadığı için geçerliliği yüksektir.
c. Büyük anlatılara dayalı bilgi yapı-söküme uğratıldığı için geçerliliği yüksektir.
d. İkilemlere dayalı bilgi kıyaslamaya olanak verdiği için geçerliliği yüksektir.
e. Öznelliklerin dildeki yansımalarını inceleyebildiği için geçerliliği yüksektir.

9. Feminizm, postmodernite düşüncesini eleştirirken aşağıdaki hangi düşünceyi paylaşmaz?
a. Bilgi toplumsal güç ve iktidar ilişkilerine dışsaldır.
b. Bilginin çoğulcu ve göreceli ele alınışı, toplumsal güç ilişkilerinin devamını sağlar.
c. Bilginin yapı-sökümü feminist siyaseti muğlaklaştırır.
d. ‘Sonsuz’ feminist düşünce feminist hareketi anlamsızlaştır.
e. Dilbilimsel ve söylemsel inşalara aşırı vurgu feminist hareketi zayışatır.

10. Feminizm ile felsefe ilişkisinde aşağıdaki hangi yargı geçerli değildir?
a. Batı felsefesi, siyasi içerikli olduğu için feminizme karşı çıkar.
b. Felsefe feminizmi, felsefenin ‘ötekisi’ olarak betimlemiştir.
c. Felsefenin geleneksel öngörüleri feminist düşüncelere dışsaldır.
d. Feminist felsefe, başlangıçta etik ve politik felsefeden ziyade epistemoloji konularına yoğunlaşmıştır.
e. Feminist felsefe estetik konusunu yetkin bir şekilde ele almamıştır.


2. Ünite :CEVAPLAR : 1. a 2. b 3. b 4. d 5. d 6. c 7. b 8. d 9. a 10. d



3. Ünite - Siyaset ve Katılım Kendimizi Sınayalım


1. Birinci dalga feminizm hareketlerinin sonucunda aşağıdaki alanların hangisinde düzenleme yapılmamıştır?
a. Seçme ve seçilme hakkı
b. Aile hukuku
c. Mülkiyet hakkı
d. Eğitim hakkı
e. Çocuk bakımı


2. Aşağıdakilerden hangisi ikinci dalga feminist hareketinin siyasetin algılanışına getirdikleri yeniliklerdendir?
a. Özel (Kişisel) politiktir.
b. Politika kamusaldır.
c. Siyaset özeldir.
d. Oy hakkı herkesin hakkıdır.
e. Kamu ile özel alan birbirinden kesin çizgilerle ayrılmalıdır.

3. Aşağıdaki katılım türlerinden hangisine kadınların daha fazla katıldıkları gözlemlenmektedir?
a. Siyasi parti üyeliği
b. Milletvekili adaylığı
c. Dilekçe vermek
d. Oy vermek
e. Sendika üyeliği


4. “Her grubun kendine özel bir kimliği, bu kimlikten doğan sorunları ve diğer gruplardan farklılaşmış deneyimleri vardır. Bu grupların grup üyelerince temsili, grup çıkarlarının ve sorunlarının temsili açısından önemli ve gereklidir”. Bu temsil anlayışına ne ad verilmektedir?
a. Formel (liberal) temsil
b. Tanımlayıcı temsil
c. Eşitlikçi temsil
d. Nitelikli temsil
e. Adaletli temsil

5. Aşağıdakilerden hangisi kadının parlamentodaki varlıkları önünde bir engel değildir?
a. Erkek egemen bir toplumda sosyalizasyon
b. Kamusal alan /özel alan ayrımı algısı
c. Siyaset için gerekli kaynaklara daha az sahip olunması
d. Siyasi kurumların ataerkil yapıları
e. Yaşlı ve çocuk bakımı hizmetleri

6. Sonuçların eşitliği kavramından hareket ederek son yirmi yılda kadının parlamenter temsilinde radikal değişimler yaratan stratejiler bütününe ne ad verilmektedir?
a. Pozitif ayrımcılık stratejileri
b. Söylemsel stratejiler
c. Destekleyici önlemler
d. Olumlu eylem stratejileri
e. Maddi destek önlemleri

7. Aşağıdakilerden hangisi kota uygulamalarını savunan savlardan biri değildir?
a. Kadınların vatandaş olarak eşit temsil hakkına sahip olması
b. Kadın kotalarının adaletsiz temsilin sonuçlarını düzeltmeye çalışması
c. Kadın kotalarının parti içi demokrasiye katkıda bulunması
d. Erkeklerin kadınların çıkarlarını temsil edememesi
e. Seçmenlere kadın adayları da değerlendirme fırsatı sunması

8. Bir ülkede kota uygulanmasına dair aşağıdaki faktörlerden hangisi doğrudan belirleyici olmamaktadır?
a. Kadın hareketinin gücü
b. Siyasi elitlerin tavrı
c. Seçim sistemi
d. Demokratik rejimin gücü
e. Kota uygulayan partilerin varlığı


9. Siyasi partilerle ilgili aşağıdaki unsurlardan hangisi siyasi partilerin kadın katılımını desteklemesinde daha az önemli hale gelmiştir?
a. Liderlerin tutumu
b. Organizasyon yapısı
c. İdeolojisi
d. Şeffaf ve kurumsallaşmış kurallar
e. Parti kadın örgütlerinin gücü

10. Dünyada en yaygın olarak uygulanan kota türü aşağıdakilerden hangisidir?
a. Anayasal kotalar
b. Seçim yasalarında düzenlenen kotalar
c. Fermuar yöntemi
d. Siyasi parti kotaları
e. Söylemsel stratejiler

3. Ünite :CEVAPLAR : 1. e 2. a 3. d 4. b 5. e 6. a 7.c 8.d 9. c 10. d


4.ÜNİTE – EĞİTİM Kendimizi Sınayalım

1. Aşağıdakilerden hangisinin kadınların eğitimiyle ilişkisi belirlenmemiştir?
a. Dünya barışının sağlanması
b. Toplumda sürdürülebilir kalkınmanın geliştirilmesi
c. Kadının kendi gücünü ve sınırlarını keşfetmesi
d. Çocuk ölümlerinin azalması
e. Kadınların işgücüne katılımının artması

2. Türkiye’de eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelen düzenlemeler aşağıdakilerden hangisine dayanmaz?
a. Anayasa
b. CEDAW
c. Milli Eğitim Temel Kanunu
d. Pekin Eylem Platformu
e. Aile reisinin kararına

3. Okul öncesi eğitimin geliştirilmesini toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında önemli bir etken olmasının sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
a. Kız ve erkek çocukların toplumsallaştırılmasında eşitliği sağlaması
b. Erkek çocukların saldırganlık, kız çocukların edilgenlik konusundaki eğilimlerini dönüştürmesi
c. Ailede bakım hizmetleri konusundaki cinsiyetçi eşitsizlikleri dönüştürmeye yardım etmesi
d. Eğitimde, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıyla doğru yönde bir ilişkinin saptanmış olması
e. Kız ve erkek çocukları karma eğitime hazırlaması

4. Aşağıdakilerin hangisi eğitimde cinsiyet ayrımcılığının nedenlerinden biridir?
a. Ders kitaplarında ve programlarda kadınların bilgi ve deneyimlerine yer verilmemesi
b. Üniversitelerde Kadın Çalışmaları programlarına erkek öğrenci alınmaması
c. Kız ve erkek öğrenciler arasında ortaöğretimden itibaren başgösteren başarı farkları olması.
d. Kız ve erkek çocuklar arasında okul terkiyle ilgili örüntüler
e. Öğretmenlerin kız ve erkek öğrencilere farklı davranması

5. Kadınların belli eğitim alanlarında yığılması ya da aşırı temsili, buna karşılık belli alanlardan büyük ölçüde dışlanmış oluşları aşağıdaki kavramlardan hangisiyle tanımlanır?
a. Soğuk iklim
b. Dikey ayrışım
c. Cam tavan
d. Sızdıran boru hattı
e. Yatay ayrışım

6. Aşağıdaki kuramlardan hangisinde eğitim, toplumsal cinsiyet kimliğinin kurulmasında temel mekanizmadır?
a. Akademik Kapitalizm
b. Rol/Toplumsallaşma Kuramı
c. Sosyalist Feminizm
d. Kültürel Sermaye Kuramı
e. Feminist Yeniden Üretim Kuramı

7. Sadece gerçek diye kabul edilen bilginin değil, fakat gerçeğe ulaşma yönteminin de sorunsallaştırılmasını sağlayarak eğitimi bir devrimci sorumluluk projesine dönüştüren anlayış, aşağıdakilerin hangisinde ağırlık kazanmıştır?
a. Marxist Feminizm
b. Toplumsallaştırma Kuramı
c. Siyah Feminizm
d. Güçlendirme Kuramı
e. Liberal Feminizm

8. Aşağıdakilerden hangisi kadınların ve kız çocuklarının eğitimde ezilmesinde cinselliği ve cinsel şiddeti odaklayan görüştür?
a. Cinsel Rol Toplumsallaşması
b. Liberal Feminizm
c. Postyapısalcı Feminizm
d. Radikal Feminizm
e. Sosyalist Feminizm

9. Aşağıdakilerden hangisi Sosyalist ve Marxist Feminizm kadar Kültürel Sermaye Kuramına da yöneltilen en önemli eleştirilerden biridir?
a. Eğitimin temel altyapı kurumlarından biri olduğunu savunmaları
b. Cinsiyet rolü toplumsallaşmasından hareket etmeleri
c. Eğitsel söylem konusuna aşırı önem vermeleri
d. İnsan öznenin iradesini, bireysel bilinci ve direnç olasılıklarını ihmal etmeleri
e. Eğitimi ideolojik yapılanmanın aracı olarak görmeleri

10. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak amacıyla kız çocuklarının ve kadınların eğitimi konusunda geçici özel önlemler alınması aşağıdakilerden hangisini kapsar?
a. Belli uzmanlık alanlarının kadınlara ayrılması
b. Cinsiyete duyarlı göstergeler
c. Kotalar
d. Öğretmen yetiştirme programlarına toplumsal cinsiyet derslerinin konulması
e. Cinsiyete duyarlı bütçeleme

CEVAPLAR : 1. a 2. e 3. c 4. a 5. e 6. b 7. c 8. d 9. d 10. c
 

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
TOPLUMSAL CİNSİYET SOSYOLOJİSİ-AÖF KİTAP SIRA SİZDE SORULARI VE CEVAPLARI

ÜNİTE 01-04

ÜNİTE 01


Sıra Sizde 1 : Türkçede kadınlar ve erkeklerle ilgili atasözleri bulunuz ve bunlardaki kalıp yargıları tanımlayınız?

Türkçede ve başka dillerde kadınların ve erkeklerin toplumsal konumlarını, cinsiyetçiliği, ataerkilliğin gücünü anlatan çok sayıda atasözü vardır ve bunlar günlük hayatımızda kullanıldıklarında, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini yeniden ürettikleri, kadınların ikincilliklerini erkeklerin üstünlüklerini pekiştirdikleri için hiç de öyle göründükleri gibi masum değillerdir. Bu atasözlerine göre kadınlar tembel (‘Kocasından sonra kalkan karıdan, Hazirandan sonra ekilen darıdan hayır gelmez’), asalak (‘Kaşık düşmanı’), güvenilir olmayan (‘Babaya dayanma, karıya güvenme’), cinsel arzularını kontrol edemeyen (‘Ersiz avrat, yularsız at’) bireylerdir. Ayrıca evlilik yaşı ile ilgili ön yargılar içeren (‘Kız çay yaprağına benzer, zamanını geçirdin mi kartlaşır”), namus ve bekâret ile ilgili olan (“Tarlayı düz, karıyı kız al) erkeğe üstünlük tanırken (Erkek sel, kadın göl; Erkek söyler, kadın dinler), kadınları ikincil kılan hatta aşağılayan çok sayıda atasözü vardır, Bütün kalıp yargılar bu atasözleriyle nesilden nesile taşınır.

Sıra Sizde 2 : Birleşmiş Milletlerin çok kapsamlı bir İnsan Hakları Sözleşmesi’nin varlığına rağmen bir de Kadınlara Karşı her türlü Ayrımcılığı Önlenmesi Sözleşmesi’ni hayata geçirmesinin nedenleri nasıl açıklanabilir?

Evrensel insan hakları söylemi kadın veya erkek farkı gözetmeden dünya üzerinde bütün insanların eşit olduğu anlayışını savunur. Ancak dünya üzerinde kadınlar ayrımcılığa uğramakta ve hakları ihlal edilmektedir. Bu nedenle birçok ülke tarafından imzalanmış bir İnsan Hakları Sözleşmesi olduğu halde Kadınlara Karşı her türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslar arası Sözleşmesi hayata geçmiştir. Bu sözleşme 18 Aralık 1979’da Birleşmiş Milletler bünyesinde bulunan 81 ülke tarafından imzalandı ve 3 Eylül 1981’de yürürlüğe girdi. Türkiye sözleşmeyi 1985 yılında onayladı. Sözleşmenin birinci maddesi, ‘kadınlara karşı ayırımın’ ne demek olduğunu tanımladı: “Kadınlara karşı ayrım deyimi, kadınların medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya diğer sahalardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlama anlamına gelecektir” (Çağdaş Hukukçular Derneği Kadın Komisyonu, 1993: 85). Bu sözleşme, Birleşmiş Milletler temsilcilerinin kadınların haklarının İnsan Hakları Sözleşmesi ile yeterince korunamadığını düşündüklerini göstermesi açısından anlamladır. Bu sözleşmeye kadın hakları açısından önemini vurgulamak için ‘Kadın Anayasası’ diyenler dahi vardır. CEDAW Sözleşmesi olarak kısaltılmış ismi ile bilinen bu sözleşme hakkında daha fazla bilgiyi (http://www.ksgm gov.tr/uluslararasi_Belgeler) adresinden elde edebilirsiniz.

Sıra Sizde 3 : Türkiye’de son otuz senede kadınları koruyacağı ve toplumsal konumlarının yükselmesine yardımcı olacağı düşünülerek yasal düzenlemeler yapıldı. Buna karşılık, başta kadın hakları savunucuları olmak üzere birçok kişi ve grup bu düzenlemelerin istenen değişikliklerin gerçekleşmesine yaramadığını, kadınların yaşamlarında önemli değişiklikler meydana getirmediğini düşünmektedir. Kadın hakları savunucularının bu iddialarını liberal feminizme getirilen eleştirileri dikkate alarak tartışınız.

Kadın hakları savunucuları bu düşüncelerinde haklıdırlar. Yasal düzenlemeler, toplumsal yapıda, siyasal sistemler ve kurumlarda, aile, din, eğitim, hukuk ve medya kurumlarında köklü değişmeler olmadıkça kadınların konumunda olumlu değişmelerin gerçekleşmesi güçtür. Ataerkillik bu kurumların hepsinin içine nüfuz etmiştir. Tüm iktisadi, siyasi, dini toplumsal ve kültürel kurumlar erkeklerin elinde ve denetimindedir. Kadınların üretici olarak emek güçleri, doğurganlıkları, cinsellikleri ve hareket özgürlükleri ataerkillik tarafından düzenlendiği ve kontrol edildiği için sadece yasal düzenlemeler ile konumlarında iyileşme sağlanamaz. Liberal feministler erkek egemenliğinden söz etmezler. Yasal değişikliklerle ve kadınlara (ve erkeklere) sağlanacak eğitimle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kalkacağına inandıkları için kurumsal müdahalelere rağmen eşitsiz uygulamaların devam ettiğini gördüklerinde de hayal kırıklığına uğrarlar.

Sıra Sizde 4 : Dünyada kadın bedenine yönelik şiddet içeren uygulamalara ne tür örnekler verebilirsiniz?

Mary Daly, Gyn/ecology kitabında erkeklerin saldırganlıklarını hangi yollarla kadınları kontrol etmek için kullandıklarını anlatır. Hindistan’da evli kadınların kocalarının ölümünden sonra kendilerini yakmak zorunda olmaları (suttee), Çin’de kadınların ayaklarının sakatlayacak derecede sıkı sıkıya bağlanması, Afrika’da kadın sünneti, Avrupa’da bekâret kemeri uygulaması ve cadı avı, Amerika Birleşik Devletleri’nde jinekoloji Mary Daly’nin geçmişte ve bugün kadın bedenlerine uygulanan şiddet konusunda verdiği örneklerdendir. Afganistan’da erkeklerin kadınların üzerinde kurduğu egemenliğin ve kadınlara yönelik şiddetin en çarpıcı örneklerini bulabileceğiniz şu kitapta kadınların baskı altına alınması kavramının ne anlama geldiğini somut olarak görebilirsiniz: Halit Huseyni ( Khaled Hosseini) Bin Muhteşem Güneş. 2011. Çev. Püren Özgüven. İstanbul: Everest Yayınları.


ÜNİTE 02

Sıra Sizde 1 : Feminist yöntembilimin kullanılmasını önerdiği nitel teknikler nelerdir?

Feministler, kadınların düşünce ve yaşam deneyimlerinin özgül öznelliklerini sorgulayabilmek için öncelikli olarak nitel tekniklerin kullanılmasının önemli olduğunu belirtmişlerdir. Feministler, derinlemesine mülakat, odak grup mülakatı, etnografik analiz, sözlü tarih, içerik analizi, söylem analizi, örnek olay ve benzeri nitel tekniklerin kullanılmasının feminist bilim anlayışına daha uygun olduğunu belirtmişlerdir.


Sıra Sizde 2 : Bilimin temel ön kabulleri hangi sosyal bilim dallarında hangi konular ele alınarak eleştirilmiştir?

Sosyoloji, bilimsel bilgi inşasına ve bilimin iktidar ve güç ilişkilerini de içeren bir biçimde kurumsal gelişimine odaklanmış; antropoloji, bilgi ve toplum ilişkisinde kültürel dinamikleri keşfetmeye çalışmış; edebiyat disiplinini, dile ve anlatılara dayalı söylemsel ele alışın bilimselliğini öne çıkarmış ve felsefe de, bilimin epistemolojisini sorunsallaştırmıştır.

Sıra Sizde 3 : Bilimin toplumsal güç ve iktidar ilişkilerine nasıl içsel olduğunu hangi düşünürler çalışmalarında nasıl sergilemişlerdir?

Keller (1985) ve Longino (1990), toplumsal cinsiyet ile bilim arasındaki ilişkiyi tarihsel, psikolojik ve felsefi açılardan sorgulamış ve bilgi, nesnellik ve güç ilişkilerinin nasıl feminist yöntembilim ve epistemoloji çalışmalarına katkıda bulunduğunu göstermiştir. Schiebinger (1989), toplumsal cinsiyet anlamlarının kadınların doğasına içsel olduğu anlayışına dayandırılarak, iktidarların bilimi nasıl biçimlendirerek, kadınların dışlandıklarını ortaya koymuştur. Harding (1991), bilimi kimin yarattığı ve bilimsel bilginin kime yaradığını sorgulayarak, bilimde nesnelliğin, ‘güçlü nesnellik’ anlayışı ile ele alınması gerektiğini savunmuştur. Haraway (1991), doğaya ve birer siber organizma/sistem olan ‘cyborglara’ ilişkin anlamları edebiyat yolu ile incelemiştir. Erkeksi bir proje olarak teknolojiyi reddetmekten ziyade, bu organizma ve sistemleri, makine/organizma, erkek/kadın, ben/diğer, akıl/beden ikilemlerinden kurtararak, feminist politikanın birer sorgu alanı olarak incelemiştir. Bu kapsamda, bilginin konumsal olduğunu vurgulayarak, feminist bilgi kuramına çok ciddi katkıda bulunmuştur. Traweek (1992)’de çalışmalarında, özellikle doğa ve fen bilimlerinde toplumsal ilişkilere yönelik ortak bir kültürün gelişmediği düşüncesinin bir mit olduğunu vurgulayarak, bilimsel kültürün tüm faaliyetlerinde güçlü sıradüzen ilişkilerinin varlığını göstermiştir.

Sıra Sizde 4 : Geleneksel epistemolojinin bilim anlayışını oluşturan temel önermelerin neler olduğunu betimleyerek nasıl tartışırsınız?

Modernitenin geleneksel bilim yaklaşımı, araştırma nesnesine ilgi duyulmadan, ondan bağımsız olarak, güdülenmeden yoksun, tarafsız bir incelemenin mümkün olabileceğini kabullenen bir anlayışa sahiptir. Ancak, feministlere göre, öznelliklerin durumsal, konumsal, özgün özellikleri dikkate almaması nedeniyle, bu yaklaşım son derece sınırlayıcıdır. Geleneksel epistemolojiler, çoğu kez, erkek, beyaz, güçlü toplumsallıkları ve tarihsel, kültürel, etnik, sınıf değişkenlerini erkek merkeziyetçi bir temelde ele alırlar. Pozitivist temelli bu epistemolojilerde, bilginin nesneleri olan araştırılanlar, bir bilen olarak araştırana içseldirler. Araştırılanların varsayılan gerçeklikleri, aynı şartlarda tekrarlanabilir ve gözlenen verilerle doğrudan sınanabilir. Bilenler, araştırma sonuçlarını kanıtlara dayalı olarak yorumladıkları için, anlamaya yönelik hiçbir sorumlulukları yoktur. Bilenler, sadece bilim ortamında sorgulanabilir oldukları için meşruiyete sahiptirler. Bilenler olarak araştırmacılar, bilgiyi öngörerek, kontrol ve manipüle edebilirler. Araştırmacılar, ne kendilerine, nede araştırma ortamına değer atfetmediklerinden, bilginin geçerliliği ve güverliği açısından hiçbir epistemik sorumluluk yüklenmezler. Araştırmacılar, ne kendilerinden ve araştırma nesnelerinden, nede araştırma ortamından esinlenmez ve bu ortamla hiçbir kişisel ilişkiye girmezler. Bu anlayışa göre, feminist epistemolojik yaklaşımlar, değer yüklü, öznel ve kısmi oldukları için nesnellikten uzaktırlar.

Sıra Sizde 5 : Söylemsel bir inşa olarak radikal görecelilik ile duruş kuramını birbirleri ile kıyaslayarak açıklayınız?

En genel kapsamı ve özellikleri ile radikal görecelilik anlayışı, dünyanın, onun hakkındaki düşüncelerimizden bağımsız olduğunu kabul eder. Ancak, düşüncelerin karmaşık nedenler içerdiğini ve tekli olmayan, ucu açık değişen bir yapıya sahip olduğunu savunur. Gerçekliğin ampirik olarak kendini belirlemesi (dışa vurumu) anlık bir durumdur. Nedensel değişkenler, hem aynı anda değişir hem de kusursuz olmadığından gerçek olan mutlak değil, olasılıklı ve yaklaşıktır. Bu kapsamda, bilgi ne doğanın ne de kültürün bir aynasıdır. Bu nedenle, akıl yürütme asgari bir öneme sahiptir. Buna karşılık, duruş kuramı, bilginin özgün konumlarda, kültürel ve tarihsel olarak inşa edildiğini ve değişken olduğunu savunur. Ancak, bilginin kendiliğinden oluşmadığını, özgül ortamların (konum, durum, şart) bir bileşkesi olduğunu kabul eder. Bilginin konumsal, kısmi olmasına rağmen, göreceli olmaması nedeniyle herkesin bir pozisyona/duruşa sahip olduğunu savunur. Bu nedenle, bilgi, bilenler ve bilinenler ve bilimi içeren tüm ögelerin söylemleri ile inşa edildiğinden, bilimsel sürece katılanların eylemlerine karşı duyarlıdır.


ÜNİTE 03

Sıra Sizde 1 : Sanayi devriminin, kadının siyasal hayatında, nasıl bir etkiye sahip olduğunu söyleyebilirsiniz?

Sanayi devrimi öncesi dönemde ev içi alan, aile hem üretim hem de tüketim alanıydı. Ancak sanayi devrimi ile birlikte üretim ve tüketim alanları farklılaştı. Üretim alanına çıkan kadın ucuz işgücü haline gelirken, evde kalan orta sınıf kadın üretim alanından tamamıyla soyutlandı.

Sıra Sizde 2 : Sizce ülkeler arasında, siyasete kadının katılımı açısından neden farklılıklar gözlemlenmektedir?

Inglehart’a göre (1977) ülkelerin tarihsel öznellikleri, kadınlar arasında siyasi katılım eğilimleri açısından ortaya çıkan farklılaşmayı açıklayabilir. Bir ülkenin uzun süre otoriter ve hiyerarşik açıdan güçlü yönetimler tarafından yönetilmesi ya da ülkenin dinsel yapısı o ülkedeki kadınların oy verme sıklıklarını ya da siyasi eğilimlerini etkileyebilmektedir. Dini yapının kuvvetli olduğu Fransa, İtalya ya da Belçika gibi ülkelerde kadınların oylarını daha muhafazakâr partilerden yana kullandıkları öne sürülmüştür. Dolayısıyla ülkeler arasındaki farklılıklar, ülkelerin öznel koşulları ile açıklanabilinir.

Sıra Sizde 3 : Türkiye hangi seçim sistemini uygulamaktadır ve bunun kadın temsili açısından sonuçları nedir?

Türkiye’de nispi temsil sisteminin d’Hondt yöntemi benimsenmiştir. Bu seçim sistemi uygulanan kapalı liste yöntemi ile partilere kadın adaylara listelerde yer vermek açısından çok avantajlı bir konum tanımaktadır.

Sıra Sizde 4 : Kadın kotalarının uygulanmasını teşvik eden uluslararası antlaşmalar hangileridir?

Bu konuda iki önemli uluslararası belge Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Kaldırılması toplantısı sonucunda imzalanan Kadınlara Karşı Her Tür Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Sözleşme (CEDAW) ile BM’in 4. Dünya Kadınlar Toplantısı sırasında kabul edilen 1995 Pekin Eylem Platformu Deklarasyonudur.. Bu toplantılar sonrasında imzalanan belgelerde tüm karar verme pozisyonlarında kadınların bu toplulukların %30unu oluşturmaları gerektiği ifade edilmiştir.


ÜNİTE 04

Sıra Sizde 1 : Eğitimdeki cam tavanın nedenlerini düşünelim. Sizce kadınların yönetici konumuna gelmelerindeki engel ‘isteksizlik’ten ibaret olabilir mi?

Kadınların aile içi rollerde ve beklentilerde devam eden sorumluluklarının bu isteksizlikte ciddi payı olduğu gerçektir. Ancak, okul yöneticiliğinin sunuluş ve yapılanış biçimine duydukları antipatiyi de dikkate almak gerekir. Erkeklerin iş ve toplum liderleri olarak kabul edilmiş rolleri; kadının erkeğe buyurmasını hoş karşılamayan normlar; yöneticiliği otorite, otoriteyi erkeklikle bağlantılandıran geleneksel anlayışlar; kadınların “yönetim görevlerinin gerektirdiği niteliklere sahip olmadıkları” kalıpyargıları (Günlük-fienesen, 1996) da mevcut eşitsizliklerin meşrulaştırılmasında rol oynamaktadır.

Sıra Sizde 2 : İlköğretimdeki anılarınızdan yararlanarak öğretmenlerin ya da yöneticilerin ne tür toplumsal cinsiyet rolü telkinlerinde ya da uyarılarında bulunduklarından ya da bu konudaki eşitçi uygulamalarından örnekler veriniz.

Genelde sınıf başkanlığı seçimleri için önerilenler, dersliğin temizliğinden sorumlu olanlar kimlerdi? Erkek öğrencilerin küfürlü, argolu konuşmaları duymazdan gelinirken kız öğrencilerin aynı biçimde davranmalarına karşı öğretmenler nasıl tepki verirdi. Seçeceğiniz bölüm ya da meslekle ilgili olarak yapılan öneriler arasında cinsiyetinizden dolayı size ‘yakıştırılan’ ya da ‘yakıştırılmayanlar olmuş muydu? Sizin okulunuzda ‘kızların etek boyu’ ya da ‘erkeklerin küpe takması’ sorun edilir miydi? Ya da tam tersine kız ve erkek öğrencilerin sıralarda karma oturmalarını gözeten, kimi kadın siyasetçileri ya da bilim kadınlarını da tanımalarını sağlayan, beden eğitimi etkinliklerini karma gruplarla düzenleyen, vb. öğretmen ve yöneticileriniz var mıydı?

Sıra Sizde 3 : Feminist kuramların, eğitimdeki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin açıklanması ve çözümlenmesi konusunda ne tür katkıları olmuştur dersiniz?

Feminist kuramların bu konudaki en önemli katkısı, eğitimin hem iktidarın ve kültürün araçları olarak ne tür bir baskı ve tahakküm ortamı olduğunu hem de önemli bir direnç ve değişim kaynağı olarak kullanılabileceğini göstermeleri olmuştur. Feminist araştırmalar, okuldaki normların, değerlerin, uygulamaların tıpkı yoksulluk, ırk, etnisite, vb. gibi cinsiyet açısından da nötr olmadığını, erkek merkezli işleyişlerini de ortaya koymakta etkilidir. Okuldaki günlük yaşama kadınların penceresinden bakılması, cinsel taciz gibi, söylenemiyenlerin söylenmesinde, bilimsel tarafsızlıkla nitelenen yöntemlerin ve bilgilerin de sorunsallaştırılmasında katkılarda bulunmuştur. Ve nihayet feministler eğitime eleştirel bakışlarını, sadece kadınlar için değil tüm insanlar için de dönüştürmeyi ve özgürleşmeyi sağlayan seçenek bir pedagoji modeli içinde bütünleştirmeyi hedeşemişlerdir.

Sıra Sizde 4 : Toplumsal cinsiyet eşitsizlikleriyle mücadelede eğitim neden ‘şart’ ama ‘yetmez’,

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, tüm toplumsal kurumların işbirliği ile, kadınları eşitsiz kılan ev-içi alan, işgücü piyasaları ve siyaset dahil, tüm yapı ve koşulların da dönüştürülmesiyle birlikte düşünülmelidir. Gerçek bir dönüştürme, hem nedenlerle hem de sonuçlarla mücadele anlamında daha kapsamlı bir yaklaşımı gerektirir. Kız çocukların ve kadınların eğitime katılması elbette çok önemlidir. Ancak ayırımcı ve baskıcı politikaların egemen olduğu bir eğitim sisteminde, kadın ya da erkek, eşit-özgür bireylerin yetiştirilmesi ne ölçüde sağlanabilir? Bu açıdan eğitim sisteminin ideolojisini, öğretim politika ve etkinliklerinin açık ve örtük iletilerini görmek, eğitimin ataerkil ideolojinin yeniden üretiminde nasıl yaygın ve etkili bir araç olarak işlediğini göstermek ve bu işleyişle yüzleşmek aynı derecede gereklidir.(Tan, 2008). O nedenle de eğitimin diline, içeriğine, yapısına ve günlük yaşamına sinmiş cinsiyetçi ögelerden arındırılması eğitime erişimle birlikte ve tüm öteki toplumsal, ekonomik, siyasal etmenlerle bütünlük içinde ele alınmalıdır.

 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst