Aöf Uluslararası İşletmecilik Dersi 6.Ünite Ders Notları

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
ÜNİTE 6

Uluslararası Finansal Piyasalar ve Uluslararası Finansal Yönetim

ULUSAL VE ULUSLARARASI FİNANSAL PİYASALAR

Piyasa:
Alıcı ve satıcıların karşı karşıya geldiği ortamlardır.
Finansal Piyasa: Fon arz eden birimlerle fon talep eden birimlerin karşılaşmasını sağlayan ortamlardır.
Reel piyasa: Üretilmiş mal ve hizmetlerle bu mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan faktörlerinin karşılaştıkları piyasalardır.
Finansal varlık: Finansal piyasalara fon sunanların, sundukları fon karşılığında, fon talebinde bulunanlardan aldıkları varlıklara finansal varlık denir.
Bir ekonomide fon talep edenler, fon arz edenler, bunlar arasında fon akımına aracılık eden kurumlar, fon akımını sağlayan araçlarla bunları düzenleyen hukuki ve idari kurallardan oluşan yapıya finansal sistem denir
İşlem Hacmi: Borsada belirli bir sürede işlem görmüş hisse senetlerinin toplam değerini ifade eder. İşlem hacmi piyasanın likidite gücünün ve derinliğinin önemli bir unsurudur.
Etkin Piyasa: Çok sayıda alıcı ve satıcının bulunduğu, bu alıcı ve satıcıların tek başlarına yaptıkları alım satım işlemlerinin piyasayı etkileyecek bir paya sahip olmadığı piyasadır. Etkin bir finansal piyasada menkul kıymetlerle ilgili bilgiler oldukça düşük bir maliyetle ve hızla sağlanabilir. Aynı zamanda ekonomik, politik ve sosyal yapıdaki değişmeler piyasaya derhal yayılır.

Uluslararası Finansı Etkileyen Gelişmeler
Finansal Liberalleşme: Ülkelerin ekonomik kalkınmayı hızlandırmak amacıyla sermaye akışı önündeki engellerin, kısıtlamaların kaldırılması yönünde uygulamalarıdır.
Finansal Yenilikler ve Teknolojik İlerlemeler: Türev Ürünler, değeri başka bir varlığa (döviz, hazine bonosu, faiz,emtia gibi) bağlı olarak belirlenen finansal araçlardır. Swap, forwards, futures, opsiyon gibi türev ürünlerin kullanımıdır.

Ticaretin ve Uluslararası Yatırımların Artması
Hukuki Düzenlemelerde Yakınlaşma
Mali Krizler
Finansal Piyasalarda Yakınlaşma
Finans Sektöründe Birleşmeler ve Devralmaların Artması

ULUSLARARASILAŞMANIN FİNANSAL YÖNETİME GETİRDİĞİ İLAVE BOYUTLAR
• Döviz kuru riski ve politik risk,
• Piyasaların mükemmel olmaması
• Artan fırsatlar olarak sayılabilir.

DÖVİZ PİYASALARI
Döviz, ulusal para birimi dışındaki paralara denir.
Döviz Piyasası, yabancı paraların alınıp satıldığı ya da bir ulusal paranın diğer bir ulusal paraya dönüştürüldüğü piyasalara denir. Döviz piyasalarının en önemli özelliği, ülkeler arasında fon transferini sağlamasıdır. Nakit şeklindeki yabancı paralara efektif, nakde kolaylıkla dönüştürülebilen banka havalesi, ödeme emri, döviz poliçeleri, mevduat sertifikaları, seyahat çekleri gibi araçlara da döviz denir.
Dünyada en yüksek işlem hacmine sahip döviz piyasası Londra piyasasıdır. Londra piyasasını New York ve Tokyo piyasaları takip etmektedir.
Döviz Kuru: Bir ulusal paranın diğer bir ulusal parayla değişim oranıdır. Diğer bir değişle, döviz kuru bir ülke parasının bir birim yabancı ülke parasını satın alabilmek için gerekli olan tutarıdır.
Doğrudan Döviz Kuru: Kurun bir birim yabancı para ile değiştirilebilen ulusal para miktarı olarak ifade edilmesidir.
Dolaylı Döviz Kuru: Kurun, bir birim ulusal paranın karşılığı olan yabancı para miktarı şeklinde tanımlanmasıdır.
Çapraz Kur: İki ulusal para arasındaki kur, başka bir ulusal para baz alınarak hesaplandığında belirlenen kura verilen addır.
Kur Marjı (spread): Döviz alış kuruyla satış kuru arasındaki farka verilen addır.
Dünyada, finansal işlemlerin çok büyük payını, dolar bazında yapılan işlemler oluşturmaktadır. Doların bu kadar yoğun olarak kullanılmasında etkili olan başlıca faktörler olarak aşağıdaki faktörler sayılmaktadır:
• Ülkemizde olduğu gibi, pek çok ülkede doların yatırım aracı olarak kullanılması,
• Pek çok ülke merkez bankasınca doların rezerv para olarak işlev görmesi,
• Pek çok ülkede mal ve faktör piyasalarında ödeme aracı olarak kullanılması,
• Finans otoritelerince doların genel kabul gören değişim aracı olması.

Vadeli Döviz Piyasaları

Spot (vadesiz) Döviz İşlemi:
Belirli bir kur üzerinden değiştirilmesi düşünülen dövizlerin taahhüt edilmesiyle taahhüt edilen dövizlerin değişiminin aynı zamanda olmasıdır. Değişimi söz konusu olan döviz tutarlarının, karşılıklı olarak, anlaşmadan hemen sonra ya da anlaşmayı izleyen ikinci iş günü içinde ödenir. Vadeli işlemlerde anlaşmayla taahhüt edilen dövizlerin fiilen değiştirilmesi, taraflarca belirlenecek ilerideki bir günde yapılmakta döviz kuru sözleşme yapıldığı zaman belirlenirken ödeme ve teslim vadeye kadar istenmemektedir. Vadeli piyasalarda forward, futures, swaps ve opsiyonlar gibi araçlar kullanılmaktadır. Döviz piyasasında işlemlerin büyük bir bölümü, spot işlemlerden oluşmaktadır.
Vadeli ya da gelecek piyasalardaki kurlarla spot döviz kurları arasında farklılığın olması doğaldır. Vadeli kurlar genellikle spot döviz kurlarından daha yüksektir. Eğer vadeli teslim kuru, spot döviz kurundan daha yüksekse aradaki farka, vadeli döviz primi denir. Eğer vadeli kur, spotun döviz kurundan daha düşükse aradaki negatif farka da vadeli kur ıskontosu denilir. Diğer bir olasılık da vadeli ve spot döviz kurunun eşit olmasıdır. Bu durumda kurlara, düz ya da flat kur denir
Vadeli Döviz ( forward) İşlemi: Anlaşmayla taahhüt edilen dövizlerin fiilen değiştirilmesi, taraflarca belirlenecek gelecekteki bir günde yapılması işlemidir. Döviz kuru, sözleşme yapıldığı zaman belirlenirken, ödeme ve teslim vadeye kadar yapılmamaktadır.
Forward Sözleşmeler: Ödemenin ve teslimin ilerideki bir tarihte yapılmak üzere, finansal ya da finansal olmayan varlıkların fiyat ve miktarlarının bugünden belirlendiği sözleşmelerdir. Forward işlemleri tezgâh üstü işlemlerdir.
Futures Sözleşmeler: Döviz, hazine bonosu, tahvil gibi finansal ya da finansal olmayan varlıkları sözleşme tarihinde belirlenmiş bir fiyattan gelecekte belirli bir tarihte satın alma ya da satma sözleşmeleridir. Futures işlemler organize piyasalarda gerçekleştirilen standart nitelikli işlemlerdir
Opsiyon Sözleşmesi: Bir finansal ya da finansal olmayan varlığı önceden belirlenmiş bir fiyatla belirli bir sürede satın alma ya da satma hakkını veren bir sözleşmedir.
Döviz Alış Opsiyonu: Yabancı bir parayı belirli bir fiyattan önceden belirlenmiş sürede satın alma hakkı veren sözleşmelerdir
Döviz Satış Opsiyonu: Bir yabancı parayı sabit bir fiyattan belirli bir sürede satma hakkı veren bir sözleşmedir.
ABD Opsiyonu: Opsiyon hakkının, sözleşme süresince istendiği zaman kullanılabildiği opsiyonlardır.
Avrupa Opsiyonu: Opsiyon hakkının sözleşme süresinin sonunda kullanılabildiği opsiyonlardır.
Swap: Tarafların karşılıklı olarak ödemelerini değiştirme, diğer bir ifade ile takas etme işlemidir.

DÖVİZ KURU SİSTEMLERİ
Kur sistemlerini; sabit kur sistemi (kambiyo denetimi), ayarlanabilir kur sistemi, esnek kur sistemi ve karma sistemler olarak gruplandırmak mümkündür.
Sabit Döviz Kuru Sistemleri: Bu sistemde ülkeler, dış ödemeler bilançosunu dengelemek için yürürlüğe konulan dolaysız emir ve yasaklarla döviz kullanımını kontrol altında tutarlar. Bu emir ve yasaklarla dış ticarete konu olan malların fiyat ve miktarlarının yönlendirilmesi amaçlanır. Türkiye’de 1929’dan 1980 yılına kadar bu sistem uygulanmıştır.
Ayarlanabilir Sabit Kur Sistemi: Bu sistemin esasları II. Dünya Savaşı sonrası kurulan Bretton Woods Para Sistemiyle oluşturulmuştur. Sistem Avrupa ülkelerinde 1953 yılından 1973 yılına kadar devam etmiştir döviz kurları, piyasalardaki arz ve talebe göre, belirli limitler içinde dalgalanabilmektedir. Alt ve üst limitler, uluslararası anlaşmalara göre belirlenmektedir. Döviz kuru, riski açısından ayarlanabilir sabit kur sisteminin üstünlüğü, alt ve üst limitler arasında meydana gelebilecek değişiklikler, daha kolay tahmin edilebilmektedir.
Esnek Kur Sistemi: Dalgalanan kur sistemi ya da floating olarak da adlandırılan bu sistemde, döviz kurlarının dalgalanmasına herhangi bir sınır konmamakta ve merkez bankalarının müdahaleleri de olmamaktadır. Bu uygulama kirli foating olarak tanımlanmaktadır. Kirli floating uygulamasında merkez bankalarının döviz piyasalarına müdahalesi için resmi ölçüler getirilmemiştir. Müdahaleler döviz arz ve talebi dikkati alınarak, gizli kararlar ve ölçüler içinde yapılmaktadır. Buysa döviz kuru riskini artırmaktadır.

ULUSLARARASI İŞLETMELERİN FİNANSMANI
Finansal piyasalar, genellikle vade dikkate alınarak, para ve sermaye piyasaları olarak sınıflandırılmaktadır. Bir yıla kadar vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalar para piyasası, bir yıldan daha uzun süreli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalar ise sermaye piyasalarıdır.
Para piyasasının temel finansal araçları: hazine bonoları, mevduat sertifikaları, finansman bonoları, repo gibi varlıklardır.
Sermaye piyasasının finansal araçları: hisse senetleri ve tahviller gibi, sonsuz vadeli ya da orta ve uzun vadeli varlıklardır. İşletmeler, genellikle kısa vadeli sermaye ihtiyaçlarını karşılamada para piyasasından, uzun vadeli fon ihtiyaçlarını karşılamada sermaye piyasasından faydalanırlar. Euro para piyasalarında işlemlerin büyük bir bölümü dolar üzerinden yapılmakla birlikte, son yıllarda Euro’nun, Yen’in de işlemlerde önemli boyutlara çıktığı görülmektedir. İşlemler, dolar dışındaki paralar cinsinden de yapılsa bu piyasalar, Europara piyasalar olarak adlandırılmaktadır. Euro para piyasalarında hem kısa vadeli, hem de uzun vadeli işlemler yapılabilmektedir. Bir yılı aşan işlemler Euro kredi olarak adlandırılır. Europara piyasasında faiz oranları genellikle LİBOR (London Interbank Offer Rate) ya da PIBOR (Paris Interbank Offer Rate) baz alınarak belirlenir. LIBOR oranları, Londra piyasasındaki 6 büyük bankanın ilgili ulusal paralar üzerinde uyguladıkları, ödünç verme faizlerinin ortalamasına göre hesaplanır. PIBOR ise Paris piyasasındaki 14 büyük bankanın ödünç verme oranlarının ortalamasından elde edilir. Eğer borçlanma bir yıldan daha uzunsa değişken faiz kullanılır. LIBOR oranları periyodik olarak (6 ayda gibi) geçerlidir. LIBOR’ a göre yeniden ayarlama yoluna gidilmektedir.
Yabancı Tahvil: Yabancı bir piyasada satılmak üzere ihraç edilip, o ülkenin parasıyla çıkarılan tahvillerdir.
Euro Tahviller: Bağlı olduğu paranın ülkesi dışında satılan tahvillerdir

ULUSLARARASI YATIRIM KARARLARI
Dış ülkelere yapılan yatırımlar, yabancı tahvil, hisse senetleri, finansman bonosu, mevduat sertifikası gibi finansal varlıklar şeklinde olabileceği gibi, fiziki üretim amacına yönelik de olabilir. Finansal varlıklara yapılan yatırımlar mali yatırımlar, portföy yatırımlar veya dolaylı yatırımlar olarak; üretime yönelik yatırımlarsa reel yatırımlar ya da doğrudan yatırımlar olarak adlandırılır. Doğrudan yatırımlar, mülkiyeti tek başına ana şirkete ait olmak üzere, bağlı şirket kurmak biçiminde olabileceği gibi, mevcut bir işletmeyle birleşme, satın alma, ortak girişim gibi de olabilir. ABD’de en yaygın olarak kullanılan bir işbirliği şekli Joint Venture (JV) dır. Önceleri JV, yabancı ülkelerde gerçekleştirilecek projelerde ABD şirketleriyle yerli yatırımcı ya da hükümet arasında oluşturulmaktaydı.
Günümüzde bu tür işbirliği, hemen hemen her ülkede sık görülen bir model olmaktadır. JV’lerde süre, JV den beklenen amaca bağlı olarak değişmektedir. Amacın gerçekleştirilmesi için, yeteri kadar bir süre, ortakların JV’nın faaliyetlerine katılması gerekir. Ancak, ortaklar katlandıkları maliyeti karşılayamıyorlarsa JV’dan çıkabilme hakkına sahiptirler. JV’lerin, pazara ulaşma, teknoloji ve ölçek ekonomileri olmak üzere, üç önemli avantajı vardır.

ULUSLARARASI İŞLETMELERDE SERMAYE BÜTÇELEMESİ
İşletmelerin en geç bir yıl içinde paraya dönüşebilen varlıkları, çalışma sermayesi yatırımları, bir yıldan daha uzun sürede paraya dönüşebilen varlıkları, duran varlık yatırımları olarak ifade edilir. Çalışma sermayesi ayrıca, işletme sermayesi, döner varlıklar, cari varlıklar olarak da adlandırılır. İşletmelerin duran varlık kalemleri içinde en önemlisi, sabit varlıklar olarak adlandırılan ve üretimde doğrudan kullanılan arsalar, binalar, makineler, araç ve gereçlerle ilgili yatırımları oluşturmaktadır. Sabit varlıklarla ilgili yatırım kararları, sermaye bütçelemesi olarak ifade edilir. Diğer bir değişle sermaye bütçelemesi, işletmelerin uzun vadeli yatırım projelerini analiz etme sürecidir. Uluslararası analizde daha çok kullanılan proje değerleme yöntemleri Net Bugünkü Değer (NBD) ve İç Kârlılık Oranı (İKO) yöntemleridir.

Net Bugünkü Değer Yöntemi: Bir yatırım projesinin ekonomik ömrü boyunca sağlayacağı nakit girişlerinden, bu projenin neden olacağı nakit çıkışlarının bugünkü değerlerinin çıkarıldığı yöntemdir.
İç Kârlılık Oranı Yöntemi: Bir yatırım projenin ekonomik ömrü boyunca sağlayacağı nakit girişleriyle projenin neden olacağı nakit çıkışlarının bugünkü değerlerini eşitleyen oranın bulunduğu yöntemdir. İKO bir projenin gerçek kârlılığını gösterir. İKO, bir projenin gerçek kârlılığını gösterir. NBD yöntemine göre İKO’nın temel farklılığı,nakit akışlarının önceden belirlenmiş beklenen kârlılık oranıyla ıskonto edilmemesidir. İKO, nakit girişlerini nakit çıkışlarına eşitleyen oranın hesaplanmasıyla bulunmaktadır. İKO hesaplandıktan sonra, işletmenin böyle bir yatırımdan beklediği kârlılıkla karşılaştırılarak, proje kabul edilecektir.

Uluslararası Sermaye Bütçelemesinde Risk
Ulusal olarak faaliyette bulunan bir işletme, sermaye bütçelemesine göre, uluslar arası işletmelerin sermaye bütçelemesinde farklı risklerle karşılaşılması söz konusudur.
Uluslararası nakit akışlarıyla ilgili olarak, üç risk grubu: Bunlar; işletme ve finansman riski, enflasyon ve döviz kuru riski ve politik risk olarak sayılabilir. İlk gruptaki risk, endüstriyle işletmenin finansal yapısından kaynaklanır. İkinci gruptaki risk, fiyat düzeyi ve para değerindeki değişikliklerden ortaya çıkar. Bunlar içinde, özellikle para değerindeki dalgalanmalardan ortaya çıkan döviz riski, uluslararası yatırımlarda karşılaşılan ve ulusal yatırımlarda olmayan bir risk türüdür. Üçüncü gruptaki risk ise politik risktir. Uluslararası işletmeler, bir ülkede, ekonomik sistemin köklü olarak değişmesi sonucunda, yerli ya da yabancı işletmelerin devletleştirilmesi gibi değişikliklerle karşılaşabilirler

ULUSLARARASI İŞLETMELERDE ÇALIŞMA SERMAYESİ YÖNETİMİ
Uluslararası işletmelerde, çalışma sermayesi yönetiminde para değerindeki dalgalanmalar, potansiyel döviz kontrolleri, çok sayıda vergi uygulamaları yanında, uluslararası finansman ve yatırım fırsatlarını değerlendirmek gibi ilave zorluklarla karşılaşılır. Çalışma sermayesi yönetiminin en önemli yönünü, nakit yönetimi oluşturur

Merkezileştirilmiş Nakit Yönetimi

Merkezileştirilmiş nakit yönetiminde her bir bağlı kuruluşun en az nakit miktarının üzerindeki nakdi, merkezi bir hesaba transfer etmesiyle sağlanır. Merkezileştirilmiş bir uluslar arası nakit yönetiminin sağlayacağı başlıca yararlar:
• İşletme, bir bütün olarak daha az nakitle yönetilebilir. Her bir işletme, spekülatif ve ihtiyat amacıyla değil, yalnızca işlem amacıyla nakit bulundurur.
• Daha az fonla çalışılarak kârlılık finansman maliyeti de düşürülebilir.
• Tüm kararlar merkezi yönetim tarafından alınacağı için, tüm birimlerin çıkarının birlikte ele alınması sağlanır. Buysa rasyonelleşmeyi artırır.
• Faaliyetlerden tek bir grubun sorumlu olması durumunda nakit ve portföy yönetiminde uzmanlık artacağından etkinlik de artabilecektir.

Uluslararası Tahsilât ve Ödemeleri Hızlandırma
Fonların hem ülke içinde, hem de uluslararası transferinde gecikmelerin olması önemli kayıplara neden olabilmektedir. Postalama süresi ve banka işlemleri dikkate alındığında, ödemelerin yapıldığı anla kullanılabilir hale gelmesi arasında, genellikle 8-10 günlük bir gecikmenin olduğu görülmektedir. Yüksek faiz oranları ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar dikkate alındığında, bu gecikmelerin maliyeti, önemli boyutlara ulaşmaktadır SWIFT, uluslararası standardize edilmiş mesaj ağıdır. Ağa dahil bankalar arasında, birçok finansal işlem, çok hızlı bir biçimde, otomatik olarak gerçekleştirilebilmektedir

Ödemelerin Netleştirilmesi
Üretimlerini dünya bazında rasyonelleştirmeye çalışan uluslararası işletmelerde, birimler arasında malzeme, yedek parça, hammadde, yarı üretilmiş ve nihai mamullerin alınıp satılması söz konusudur. Bu durum birimler arasında fon transferini gerektirdiğinden, döviz alım maliyeti, fon bulmanın fırsat maliyeti ve havale ücretleri gibi işlem maliyetleri ortaya çıkacaktır. Uluslararası işletmeler fon akışlarını en az kılmak üzere ödemeleri netleştirebilirler.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst