Çağdaş Sosyoloji Kuramları Sıra Sizde 1-4 Üniteler

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ KURAMLARI SIRA SİZDE ÜNİTE 01

1) Toplumsal önkestirim kavramının anlamını araştırınız.

Sıra Sizde 1
Toplumsal önkestirim, klasik sosyoloji perspektifinin bir parçası olan, makro kuramsal perspektif ile günümüz koşullarını dile getiren, yenilenmiş “uygun” ve “kullanışlı” bir sosyoloji ilgisini harmanlar.
Bell toplumsal olayların ve olguların tahmin edilmesiyle önkestirimi birbirinden ayırır. Ona göre tahmin olayların sonuçları ile ilgilenirken, toplumsal önkestirim tarihsel eğilimler dizgesinin olasılıklarının ana hatlarını çıkarmaya çalışır.


2 )Sanayi toplumu ile sanayi sonrası toplumu karşılaştırınız

Sıra Sizde 2
Sanayi toplumunda temel kaynak açısından makineler önemli iken, sanayi sonrası toplumda bilgi önemlidir.Temel kurum ilkinde şirketler, diğerinde üniversitelerdir. Sanayi toplumunda temel karar verici noktasında tüccarlar söz sahibi iken, sanayi sonrası toplumda profesyonellerdir. Birincisinde gücün temeli mülkiyet odaklı iken, ötekinde artık bilgi önem kazanmıştır. Politikanın rolü açısında ise sanayi toplumunda laissez-faire anlayışı egemen iken, sanayi sonrası toplum aşamasında devlet, anonim ortaklık egemenlik sahibi olmuştur


3 )Post-endüstriyel toplumda ulus-devletin zayıflamasına neden olan faktörler neler olabilir

Sıra Sizde 3

Bell’e göre post-endüstriyel toplumda ulus devlet büyük problemlerin çözümü için çok küçük, küçük problemlerin çözümü için ise gereğinden fazla büyük hale gelmiştir. Bu ifadeyle Bell, ulus devletin uluslar arası ekonomik meseleler üzerinde kontrol sahibi olamadığını, diğer taraftan yerel ihtiyaçları da yeterince karşılayamadığını ima etmekte, ulus devletin bir yandan etnik azınlıklara, diğer yandan örgütlü şirket gruplarına doğru ikiye bölündüğünü ileri sürmektedir. Bell’e göre etnik gruplar Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Çekoslovaska örneklerinde görüldüğü gibi etnik olarak homojen olacakları coğrafi bölünmelere yönelmekte, profesyonel dernekler veya sendikalar gibi örgütlü gruplar da yurttaşların refahı için devletten aşırı gelir taleplerinde bulunmakta, bu talepler enşasyonu artırmakta ve bu da orta sınışarın artan vergilere isyan etmesini beraberinde getirerek ulus devleti ekonomik açıdan zora sokmaktadır

4) Sanayi sonrası topluma yönelik getirilen eleştirileri kısaca özetleyiniz

Sıra Sizde 4
Tüm toplumların sanayi sonrası aşamaya geçemedikleri, tarım toplumu, sanayi toplumu ve dahası sanayi sonrası toplumun belirgin özelliklerini karmaşık bir şekilde bünyesinde barındıran toplumların varolduğunu söylemek mümkündür. Sosyolojide geleceğe ilişkin toplumsal çıkarımlarda ya da başka bir ifadeyle önkestirimde bulunmak genellikle hem zor hem de oldukça risklidir. Daniel Bell’in sanayi sonrası toplum teorisine en bariz eleştiriler ekonomik ve endüstriyel analizine yönelik olarak yapılmıştır.


ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ KURAMLARI SIRA SİZDE ÜNİTE 02


1)Touraine’in görüşleri dikkate alındığında, ırki, etnik milliyetçilikler birer cemaatçilik biçimi olarak düşünülebilir mi?

Sıra Sizde 1
Irki ve etnik milliyetçilikler bireysel özgürlükler yerine bireyin ait olduğu topluma karşı yükümlülüklerine vurgu yapmaları nedeniyle makro ölçekli cemaatçiliklerin örnekleri olarak düşünülebilirler. Ancak, cemaatçilik büyük toplum içinde daha küçük birimler etrafındaki mensubiyet ve yükümlülükler üzerine de inşa edilmiş olabilir. Touraine’in bir köye, cemaate hapsolma derken kastettiği şey de budur.
Bölgecilik, hemşerilik, gecekondu bölgelerinde mahallecilik anlayış ve uygulamaları da bazen katı bir cemaatçilik uygulamaları şeklinde karşımıza çıkabilir. Bazı iktisadi, toplumsal veya kültürel imtiyazların ancak cemaat üyeliğine bağlı olarak elde edilebildiği yerlerde cemaatçilik duygusu ve uygulamalarının güçlü olması beklenebilir.
Sizce, “kutsal olandan alelâde olana geçiş” ifadesi ile burada ne kastedilmektedir ve sosyolojik düşünce tarihinde bu kavramların size hatırlattığı başka isimler var mı? Touraine, “kutsal olandan alelâde olana geçiş” ifadesi ile açıkça Durkheim’ın din sosyolojisinde dinsel olanın merkezindeki fikri tanımlamak için kullandığı ‘kutsal’ (sacred) ve dinsel olmayanı tanımlamak için kullandığı ‘alelâde’ (profane) kavramlarına ve o vasıtayla da dinsel olandan dünyevi olana geçişe atıfta bulunmaktadır. Fakat kavramların kullanılma biçimi bize aynı zamanda Weber’in modernlikle yükselen akılcılıkla birlikte “dünyanın büyüsünün bozulması” (ya da “gözün açılması”) nitelemesini, başlangıçta kapitalist akılcılığa ve iktisadi disipline ruh vermiş olan dinsel duyguların yerini ruhsuz bir araçsal akılcılığın almış olmasına dikkat çekmesini de hatırlatmalıdır.

2)Touraine tarafından bir toplumun ya da onun aktörlerinin kendilerini pür-kültürel, cemaatçi ya da bireyci bir tavırla tarif etmeleri nasıl anlaşılmaktadır

Sıra Sizde 2
Touraine, bireysel
ya da toplumsal kimliğin çok yönlü, çok katmanlı ve başka kimliklerle ilişkili olduğunu belirtir. Bu görüşten hareketle onun bir toplumun ya da onun aktörlerinin kendilerini pür kültürel veya cemaatçi bir tavırla tarif etmelerinden kastettiği şey başka hiçbir kültür, inanç, din vb ile ortak yanı olmayan özgün bir kimlik tanımlama tavrıdır. Sırf bireyci bir kimlik tanımlaması ise hiçbir kültür, din, inanç veya cemaat ile ilişkisi olmayan bireysel bir kimlik tanımlama tavrıdır. Bu iki tavırdan birincisi, kimliğin ve kültürel mensubiyetin, özellikle etnik yapıları heterojen olan toplumlarda, toplum içindeki başat gruplardan birisi vasıtasıyla herkesi kuşatacak şekilde tanımlanması girişimi ve böylece diğer kimliklerin ve mensubiyetlerin dikkate alınmaması, inkâr edilmesi şeklinde ya da bunun aksine olarak her bir grubun sadece kendi cemaat kimliğini dikkate alması şeklinde karşımıza çıkabilir. Öte yandan, aşırı bireycileşme durumlarında bireyler kendilerini başkaları ile hiçbir ortak yanı bulunmayan birer varlık olarak ta tanımlama eğiliminde olabilirler. Touraine bu tavırların her ikisinin de öznenin özgürlüğünün sağlanması ve kültürel demokrasinin gelişimi için birer tehdit ya da en azından sağlıksız tavırlar olduğunu düşünür.

3)
Geçmişte ya da günümüzde hangi tür talepler ve uygulamalar çok kültürlülüğe örnek olarak gösterilebilir

Sıra Sizde 3
Ço
k kültürlülük talepleri etnik ve azınlık dillerinin, inançlarının korunması ve geliştirilmesi ile ilgili uygulamalardan bu tür inançların emrettiği, izin verdiği veya mensuplarından talep ettiği özel davranış biçimlerinin serbestçe ifade edilmesi ve hayata geçirilmesine kadar uzanan çeşitli talepleri ve bunlar etrafındaki toplumsal ve yasal düzenleme ve uygulamaları içerir. Etnik dillerin korunması için özel çaba gösterilmesi, ana dilde eğitim, merkezî veya yerel yönetimde etnik dillerin resmi dil olarak kullanılması için yapılan hukuki düzenlemeler yanında aile, evlilik ve miras hukuku alanlarında inanca veya etnik kültüre bağlı olarak başat hukuktan ayrı uygulamaların meşruiyetinin yasal teminat altına alınması gibi çeşitli uygulamalar bu kapsamda düşünülebilir. Örneğin,
Türkiye’de 1926 yılında yürürlüğe giren ilk Medeni Kanun’dan önce dinsel cemaat üyelerinin evlilik, boşanma, nikâh bedeli ile ilgili hak ve sorumlulukları kendi dinsel hukukları dikkate alınarak ayrı ayrı düzenlenmişti. 1917 yılında yürürlüğe konan Aile Hukuku Kararnamesi sadece Müslümanların evlilik, boşanma, miras vb konulardaki haklarını düzenlemekte, Hıristiyan ve Yahudilerin aynı konulardaki hakları da kendi dinsel hukuklarına dayanmaktaydı. Günümüzde başta Kanada olmak üzere Batılı ülkelerin bazılarında özellikle Asya, Afrika ve Orta Doğu’dan gelen göçmen cemaatleri bu tür taleplerin yasal güvenceye alınmasını talep etmektedirler


4)Sizce, sanayi sonrası toplumda tahakküm gayri-şahsileşirken bağımlılığın şahsileşmesi ile ne kastedilmektedir ve bunun önceki tahakküm ve bağımlılık ilişkilerinden ne farkı vardır.

Sıra Size 4
Touraine’in
“sanayi sonrası toplumda tahakküm gayri- şahsileşirken bağımlılığın şahsileşmesi” ile kastettiği şey piyasa mekanizması, medya, örgütler yoluyla programlanmış toplumda bireyler ve daha genelde toplum üzerinde hâkimiyetin belli, kişiselleşmiş bir öznesinin olmaması halidir. Touraine bu halin aşiret toplumunda reis ile aşiret üyesi, kölecilikte efendi ile köle, orta çağlarda hükümdar ve beyler ile onların kulları veya serfleri, usta ile çırak ve erken kapitalist dönemde sermaye sahibi ile işçi arasındaki hâkimiyet ve bağımlılık ilişkilerinden farklı olduğuna dikkat çekmek istemektedir.

ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ KURAMLARI SIRA SİZDE ÜNİTE 03

1)
Postmodern, postmodernite, postmodernizm kavramları ne anlama gelmektedir. Açıklayınız

Sıra Sizde 1
Postmoder
n kavramı modernliği aşan ve modern sonrası topluma işaret eden bir dönemi tanımlamaktadır. Post- modernite, postmodern düşünürlerin belirttikleri gibi, kurumları ve ilişkileri ile modern dönemden farklılık gösteren sanat ve kültürün teknolojik gelişmelerle iç içe geçtiği modern sonrası çağın varlığına dikkat çekilen bir durumu ifade eder. Postmodernizm ise bir doktrine göndermede bulunur. Modernizmin radikal bir biçimde eleştirisini oluşturan bir ideolojiyi çağrıştırır

2)Lyotard’ın dil oyunları üzerine dile getirdiği gözlemleri nelerdir

Sıra Sizde 2
Dil oyunları hakkında üç gözlemde bulunduğu görülmektedir: Birincisi, bunların kuralları kendi içlerinde meşruluklarını taşımazlar ama açık ya da örtük bir anlaşmanın nesnesidirler. İkincisi, eğer kurallar yoksa oyun da yoktur. Hatta bir kuralın üzerinde son derece küçük tadili bile oyunun tabiatını değiştirir. Bir hareket ya da ifade kuralları tatmin etmiyorsa tanımladıkları oyuna dâhil değildirler. Üçüncü nokta biraz önce söylenilen şey tarafından önerilmektedir. Her ifade bir oyundaki hareket olarak düşünülmelidir.


3)Lyotard’a göre bilimsel bilgi ve anlatısal bilgi arasında nasıl bir fark vardır

Sıra Sizde 3
Lyotard’a göre bilimsel bilgi, bilginin bütününü temsil etmez. Anlatısal bilgiden de bahsedilmesi gerekir. Anlatısal bilgi ve bilimsel bilgi en baştan beri rekabet içinde olmuşlardır. Geleneksel toplumlarda anlatısal biçimin modern toplumlarda ise bilimin üstünlüğü söz konusudur. Jean Lyotard anlatısal bilginin önemine vurgu yapar. Anlatılar hem toplumsal kurumlara meşruluk kazandırırlar hem de yerleşik kurumların bütünleşmesine yönelik olumlu ya da olumsuz modelleri temsil ederler. Geleneksel toplumlardaki anlatı geleneği, aynı zamanda topluluğun kendisi ve çevresiyle yaşadığı ilişkiye dayalı üç ayaklı bir yetki paylaşımının nasıl yapacağını bilmek, nasıl konuşacağını bilmek, nasıl dinleyeceğini bilmek tanımlamasını gerektirir.


4)Lyotard’a göre neden artık büyük anlatılara ihtiyaç duyulmamaktadır?

Sıra Sizde 4
Lyotard’a göre artık büyük anlatılara başvurmaya gerek duymayız. Çünkü postmodern bilgi böyle bir meşruluğa gereksinim duymamaktadır. O kendisi için yeni bir epistemoloji geliştirmektedir. Dolayısıyla artık geçerli olan bu yeni bilgi anlayışı sayesinde gelişmiş toplumlar büyük ve kapsamlı bir değişim geçirmekte ve postendüstriyel toplumlara doğru evrilmektedir. İşte tam da burada Lyotard’a göre yeni kurgulanacak epistemolojide gerçekliğin doğru olarak yansıtılması anlamına gelen temsil sorununu dışlamak gerekmektedir. Ona göre modern toplumun (sanayi toplumu) başvurduğu büyük anlatıların insanı doğru temsil edememesi, bu kuramların imkânsızlığını da gözler önüne sermektedir. Lyotard’ın burada vurgulamak istediği topluma ilişkin bir bilginin olmaması değil, böyle bir bilginin açık olması gerektiğidir.


5)Jameson’a göre postmodernizm ve geç kapitalizm arasında ne tür bir ilişki vardır

Sıra Sizde 5
Jameson postmodernizm teorisini,
ErnestMandel’ingeç kapitalizm teorisine dayandırarak açıklar. Kapitalizmde, diyalektik gelişim sonucu üç an mevcut olmuştur. Bunlar piyasa kapitalizmi, tekelci dönem ya da emperyalist aşama ve çok uluslu kapitalizmdir. Çok uluslu kapitalizm içinde yaşadığımız dönemdir. Bu an aynı zamanda geç kapitalist dönemdir. Geç kapitalizm dünyanın artık eskisi gibi olmadığını ifade eder ve metalaşma dinamiklerini toplumsal ve kişisel hayatın her kısmına yayar, hatta enformasyon ve bilinç dışı kürelere dahi sızar. Jameson bu şemayı izleyerek kapitalizmin her bir aşamasının bu aşamaya tekabül eden bir kültürel üslup olduğunu ileri sürer. Böylece gerçekçilik, modernizm ve post-modernizm sırasıyla piyasa kapitalizmi, tekelci kapitalizm ve çok uluslu kapitalizmin kültürel düzeyleridir.

6)Jameson’a göre postmodernizm ile günümüz kültürü arasında nasıl bir ilişki vardır?

Sıra Sizde 6
Günümüz kültürü, postmodern
kültür artık kapitalizmle iç içe geçerek toplumsal yaşamın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Jameson’ın ifade ettiği şekilde, postmodernizmin genel anlamda kolayca reddedilmesinin nedeni, onun olumlu yönlerinin övgüye değer ölçüde olanaksız olduğu bir postmodern kültür içinde yaşıyor olmamızdır. Günümüzde postmodernizme ilişkin ideolojik yargıların, ister istemez, ürettiğimiz yapıtlara olduğu kadar kendimize ilişkin yargıların sorgulanmasına da işaret ettiği düşünülebilir. Bu demektir ki postmodernizmin toplumsal sorunların çözümlenmesinde karşılaşılan belirsizliğin bizlerin düşüncesine de yansımış olmasıdır. Dolayısı ile postmodernizm olarak nitelenen içinde bulunduğumuz tarihsel dönem, küresel ahlaki yargılar ya da onların bir biçimde bozulmuş karşılıkları olan popüler psikolojik tanılarla yeterli biçimde kavranabilir bir paradigma değildir.


ÇAĞDAŞ SOSYOLOJİ KURAMLARI SIRA SİZDE ÜNİTE 04

1)Bauman, modern kültürü neden bahçe kültürüne benzetmektedir?

Sıra Sizde 1
Bauman, Batı Avrupa’da on yedinci yüzyılda ortaya çıktığını belirttiği modernliğin kültür anlayışını bahçe kül- türüne benzetir. Çünkü modern kültür kendini ideal bir yaşamın tasarımı ve insan ilişkilerinin kusursuz düzeni olarak tanımlamakta, kimliğini ise doğaya duyduğu güvensizliğin dışında oluşturmaktadır. Bauman’a göre, modern kültürün düzen anlayışı her şeyden önce, neyin araç, neyin hammade, neyin yararsız, neyin ilgisiz, neyin zararlı, neyin yabani ot ya da haşarat olduğunu belirleyen bir tasarım olarak anlaşılır ve evrendeki tüm öğeleri kendisiyle olan ilişkisine göre sınışandırır. Bahçe tasarımı yabani otlarını belirlediğine göre bahçe olan her yerde yabani ot da olacaktır. Ancak modern bahçe kültürü anlayışına göre bu yabani otların yok edilmesi gerekmektedir. Modern anlayışta yabani otlardan arındırma yıkıcı değil, yapıcı bir etkinlik olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla kusursuz bir bahçenin yapılması ve korunması işinde bir araya gelen diğer etkinliklerden tür olarak farklı değildir. Bauman’a göre, toplumu bahçe gibi gören tüm görüşler toplumsal doğal ortamın bazı bölümlerini yabani otlar olarak nitelerler. Bunlar, diğer yabani otlar gibi ayrılmalı, kısıtlanmalı yayılmaları önlenmeli, yerinden çıkarılmalı ve toplum sınırlarının dışında tutulmalıdır; tüm bu yollar yetersiz kalırsa öldürülmelidir.

2)Bauman’a göre, modernlikten postmodern döneme geçişin altında yatan en önemli değişikliği nerede bulabiliriz

Sıra Sizde 2
Bauman’a
göre, modern dönemden postmodern döneme geçişin altında yatan en önemli değişiklikleri, bireyin toplumsal olarak inşa biçiminde, kitlelerin toplumsal olarak bütünleştirilmesinde ve sistemik yeniden üretim sürecine yapıştırılmasındaki derin değişiklikte bulabiliriz.

3)Bauman’a göre küreselleşme fikrinden çıkan en derin anlam nedir

Sıra Sizde
3

Son zamanların moda kavramı olarak adlandırdığı küreselleşmede anlamını bulan en önemli şeyin “şeylerin elimizden” kaçtığı hissi olduğu görüşünü ileri süren Bauman’a göre, küreselleşme fikrinden çıkan en derin anlam ise dünya meselelerinin belirsiz, kuralsız ve kendi başına buyruk doğasıdır. Bir merkezin, bir kontrol masasının, bir yönetim kurulunun, bir idari büronun yokluğudur.


Sınavlarda Başarılar Dileriz... :)
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst