Aöf Küresel Pazarlama Ders Notları (1-4 Ünite)

tremendous

Forum Yöneticisi
Katılım
11 Ara 2012
Mesajlar
1,781
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bölüm:
MEZUN
Şehir:
İstanbul
Aöf Küresel Pazarlama Ders Notları (1-4 Ünite)

ÜNİTE 1
YEREL PAZARLAMADAN KÜRESEL PAZARLAMAYA GEÇİŞ SÜRECİ

Pazarlama faaliyetleri hangi boyutta yapılırsa yapılsın, analiz, planlama, uygulama ve kontrol aşamalarından oluşur. Küresel pazarlamayı yerel pazarlama ile kıyasladığımızda karşımıza çıkan en temel ayrıştırıcı özellik, faaliyetlerin boyut ve kapsamıdır. Öyle ki küresel pazarlama küresel ölçekteki fırsat ve tehditleri bulmak, en doğru kaynakları kullanarak bir rekabet avantajı yaratmak eğilimindedir.
Yerel pazarlamadan küresel pazarlamaya ilerleyişi anlayabilmek için yerel pazarlama, ihracat pazarlaması ve uluslararası pazarlamanın özelliklerine kısaca değinelim.

Yerel Pazarlama:Yerel pazarlamada işletmeler belirli ulusal alan içindeki müşterilerin ihtiyaçlarına ve bu alandaki demografik, ekonomik, kültürel, teknolojik ve politik çevrelerdeki gelişmelere odaklanırlar. Pazarlama stratejileri bu doğrultuda hazırlanır ve uygulanır. Fırsat ve tehditler yine bu ulusal alan sınırları içinde belirlenerek gerekli faaliyetler belirlenir.
İhracat Pazarlaması:Bu aşamada işletme ürettiği ürünlerin kendi ulusal sınırları dışında da talep görebileceğinin farkına vararak faaliyet gösterdiği fiziksel alanı genişletmektedir. Genelde, talep diğer pazarlardaki kurum ve aracılardan gelir. İhracat pazarlamasında odaklanılan konu diğer pazardaki nihai tüketicinin değil, iş ilişkisinin kurulduğu aracı kurumun talepleridir.Bu sebeple dış pazarda nihai tüketiciye yönelik pazarlama faaliyetleri yürütmek gibi bir hedef yoktur.
Uluslararası Pazarlama:Uluslararası pazarlama aşaması, ihracat pazarlamasından sonra gelebileceği gibi işletmenin ihracat yapmadan fırsat gördüğü yeni pazarlara ortaklık veya doğrudan yatırım yolu ile girmesi şeklinde de gerçekleşebilir. Özellikle işletmelerin farklı coğrafyalarda benzer ihtiyaçlara sahip müşteri grupları keşfettikleri ve bu bölgelerdeki fırsatları değerlendirebilecek kaynakları olduğu noktada uluslararası pazarlama başlar.
Küresel Pazarlama:En basit tarifi ile küresel pazarlama, “küresel müşteri ihtiyaçlarını belirleyip bu ihtiyaçları rekabetten daha başarılı bir şekilde tatmin etmek ve pazarlama faaliyetlerini küresel çevre kısıtları çerçevesinde oluşturmak” olarak ifade edilebilir.
Uluslararası araştırmalar ile farklı ülkelerdeki pazar bölümleri incelenir ve müşteri grupları arasındaki benzerlik ve farklılıklar irdelenerek küresel bir pazarlama stratejisi geliştirmek hedeflenir. Küresel pazarlamayı öncelikle maliyet avantajı yaratması açısından destekleyen Levitt’e (1983) göre, pazarlama karması öğelerinin küresel bazda aynı özellikleri taşıyacak şekilde tanımlanması ve dünya bir tek büyük pazarmış gibi yönetilmesi ve uyarlamadan kaçınılması gerekmektedir.

KÜRESEL DÖNÜŞÜM VE KÜRESEL PAZARLAMAYA ETKİLERİ
Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında başlayan dönüşüm, çeşitli güç dengelerinin ve sistemlerin yıkılması ile oluşmuş ve küreselleşmeye ivme kazandırmıştır. Bu yeni tablo karşısında, içinde bulundu- ¤u çevre ve toplum ile doğrudan etkileşim içinde olan pazarlama faaliyetleri de dönüşerek bu döngüdeki yerini yeniden yapılandırmıştır.
Küreselleşmeyi Hızlandıran Etkenler
Ekonomik Çevredeki Değişim
Teknolojik Çevredeki Değişim
Yasal ve Politik Çevredeki Değişim
Demografik ve Sosyo - Kültürel Çevredeki Değişim
Küreselleşmeyi Sınırlayan Etkenler
Ulusal Engeller/Küresellik Karşıtlığı
Kurum Kültürü ve Yönetim Körlüğü (Yönetim Miyopluğu)
Kültürel Farklılıklar
ULUSLARARASI PAZARLAMA YÖNELİMLERİ VE KÜRESEL PAZARLAMAYA ETKİLERİ
“Uluslararası pazarlama yönelimleri” olarak adlandırılan tutumlar kendine odaklı (etnosentrik) yönelim, çok odaklı yönelim, bölge odaklı yönelim, dünya odaklı yönelim olarak adlandırılır.

Kendine Odaklı (Ethnocentric) Yönelim: Kendine odaklı yönelimde öncelik her zaman anavatandaki faaliyetlerin başarısındadır ve bu sebeple pazarlama karması öğeleri iç pazar yapısına göre yapılandırılırken, girilen diğer pazarlarda aynı veya çok benzer şekilde uygulanır.
Günümüzün artan rekabet ortamında, kendine odaklılık, gerçekten küresel bir oyuncu olmak için aşılması gereken bir zayıflık olarak görülmektedir.
Çok Odaklı Yönelim (Polycentric):Çok Odaklı Yönelim pazarların farklılıkları üzerine odaklanır ve bu farklılıkları anlayarak her pazarda farlı pazarlama karması kullanarak faaliyet göstermeyi hedefler.
Genellikle yüksek uyarlama maliyetleri içerdiği için, çok odaklı yönelimi benimseyen işletmeler uzun vadede karlılıkla ilgili sıkıntılar yaşayabilirler.
Bölge Odaklı Yönelim (Regiocentric): Bölge odaklı yönelim benzer özelliklere sahip ülkeleri bölgeler bazında gruplamayı amaçlar.
Dünya Odaklı Yönelim (Geocentric): Dünya odaklı yönelim dünyayı tek pazar olarak değerlendirir ve bütünleşik bir küresel pazarlama stratejisi üretmeye odaklanır.
Artık dünya odaklı yaklaşım için bile tamamen farklılaşmamış pazarlama karmasının doğru olmayacağı, yerel ihtiyaçlar çerçevesinde uyarlamaların gerekliliği gündeme gelmiştir.
KÜRESEL PAZARLAMADA ÖNEM KAZANAN OLGULAR
-”Küresel düşün, yerel hareket et” anlayışı
- Standardizasyon-Uyarlama Dengesi
-Yönetim şekillerinde şeffaflaşma
-Şirket sahipliklerinin değişmesi
-Yeni Teknolojilerin Kullanımı
-Sürdürülebilir Kalkınma ve Küresel Pazarlama

ÜNİTE 2
EKONOMİK SİSTEMLER

• Pazar Ekonomileri (Kapitalist ekonomiler): Kapitalist ekonomilerde ekonominin temel gücü tüketicilerdir. Pazarda neyin ne kadar üretileceği tüketicinin talebiyle şekillenir. Hükûmetlerin görevi rekabeti teşvik ederken tüketiciyi korumadır. Bunun dışında müdahalede bulunmazlar. Özel sektör ekonominin temel gücüdür. ABD ve pek çok Batı ülkesi kapitalist ülkeler arasında yer alır.
• Yönetilen Ekonomiler (Sosyalist Ekonomiler): Bu tür ekonomilerde merkezden planlama sayesinde devletin rolü büyüktür. Hangi ürünlerin, nasıl yapılacağına, nasıl dağıtılacağına devlet karar verir. Ürün farklılaştırma, reklam, tutundurma gibi kavramlar yoktur. Devletin yarattığı arz çerçevesinde tüketiciler bulabildiklerini satın alma şansına sahiptirler. Buradaki temel vurgu, devletin üretimde söz sahibi olup tüketime karışmamasıdır. Arz ve talep dengesi yeterince kurulamadığından zaman zaman belirli malların kıtlığı ya da fazlalığı yaşanabilir. Bu tür ekonomiler giderek azalmaktadır.
• Karma Ekonomiler: Karma ekonomilerde ekonomik sistemde hem devlet hem de özel sektör aktör olarak görev yapar. Özellikle savunma sanayi gibi alanlarda devlet ekonomik sistem içinde yer alır.
GELİR DÜZEYLERİNE GÖRE ÜLKELERİN EKONOMİK AÇIDAN SINIFLANDIRILMASI
•Az Gelişmiş Ülkeler: Bu ülkeler genellikle eğitim, ulaştırma, iletişim ve sağlık hizmetleri gibi alanlarda altyapısal olarak zayıf olup sınırı bir üretim yeteneğine sahip ülkelerdir. Kamu sektörü yavaş ve bürokratiktir. Çoğu zaman tamamıyla coğrafi lokasyondan (yerden) kaynaklanan bir veya birkaç ürüne bağlı bir ekonomileri vardır.
• Yeni Sanayileşen Ülkeler:Bu ülkeler sanayileşme çabalarını başlatmış ihracatçı ülkelerdir. Genel olarak altyapısal imkânlar gelişmiştir.
• Sanayileşmiş Ülkeler: Bu ülkeler, gelişmiş endüstriyel altyapıları ile üretim ve hizmet sektörlerinde lider ülkelerdir. Bununla birlikte bazı sanayileşmiş ülkeler tarımda da önemli potansiyele sahiptir. ABD, Almanya ve İngiltere gibi ülkeler bu grup için örnek olarak gösterilebilir.
PAZAR DEMOGRAFİKLERİ
Uluslararası pazarlamacıların özellikle yeni dış pazarlara girerken girmek istedikleri pazarları çok iyi analiz etmeleri gerekmektedir. Bu başlık altında işletmelerin dış pazarlara açılırken dikkate almaları gereken pazar demografikleri incelenecektir.
Nüfus:
Bu bağlamda nüfus dış pazarlara açılacak işletmelerin göz önüne aldığı ilk göstergelerden biridir. Elbette ki mevcut nüfus kadar potansiyel nüfus da önem kazanmaktadır. Uluslararası pazarlamacılar için önemli olan bir diğer konu da aile büyüklüğüdür. Aile kavramıyla ifade edilen aynı evi paylaşan bireylerin sayısıdır. Tek kişilik aileye en çok İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya’da rastlanmaktadır. Bir diğer önemli konu da şehirleşme oranıdır. Şehirleşme oranı arttıkça, kişilerarası iletişim de artacağından pazarlama çabalarına olan tepki de hızlanır ve artar.
Gelir:
Bir pazardan bahsedebilmek için tek başına nüfus yeterli değildir. Söz konusu nüfusun belirli bir gelirle desteklenmesi gerekir. Bu bağlamda gelir kavramı önem kazanmaya başlar. Kişi başına düşen GSMH kadar kişi başına düşen millî gelir de önemli göstergelerden biridir.
Tüketim Modelleri:
Belirli bir ülkeye özgü tüketim modellerini açıklayan en önemli teorilerden biri, Engel Kanunu’dur. Engel, aile geliri arttıkça yiyeceğe harcanan para miktarının azalacağını, ev ve evi idame ettirecek harcamaların kabaca sabit kaldığını; buna karşılık, diğer mal ve hizmetlere yapılan harcamaların arttığını belirtmektedir. Ülkedeki enflasyon oranı da bireylerin satın alma gücünü doğrudan etkileyen etmenlerden biridir.
Ödemeler Dengesi:
Bir ülkenin uluslararası finansal işlemlerinin kaydını tutan hesaplar sistemine ödemeler dengesi denir. Ödemeler dengesinde bir tarafta ülkenin diğer ülkelerden alacakları, diğer tarafta diğer ülkelere ödemeleri yer alır. Ödemeler dengesinde cari işlemler, sermaye hesabı ve resmî rezerv hesabı olmak üzere 3 farklı hesap bulunur.
Döviz Kurları:
Uluslararası pazarlama faaliyetleri değişik ülke paralarıyla gerçekleşir. Hedeflenen dış pazardaki para biriminin ulusal para biriminden daha değerli olması veya daha az değerli olması bu pazarlarda faaliyet gösteren uluslararası işletmeciler açısından farklı uygulamaları gündeme getirebilmektedir. Bir ülkenin parasının değerini düşürmesi işlemine devalüasyon adı verilir. Devalüasyon ihracat artışı sağlamakla beraber, yerel tüketicilerin satın alma gücünü azaltıcı bir etki yaratır. Bunun tam tersi olan paranın değerinin arttırılması ise revalüasyon olarak adlandırılır.
Altyapı:
Bir ülkenin altyapı olanakları o ülkede faaliyet göstermek isteyen pazarlamacılar için de oldukça önemlidir. Altyapı olanaklarının başında iletişim olanakları gelir. Ülkedeki telefon sayısı, medya olanakları, internet altyapısı iletişim olanakları değerlendirilirken bakılan bazı göstergelerdendir. İletişim olanakları kadar önemli olan bir diğer konu da ulaştırma olanaklarıdır. Ülkedeki kara yolları, demir yolları, hava yolları ve su yollarının durumu, limanların yeterliliği, araba ve otobüs sayısı, lojistik altyapısı, boru hatlarının varlığı gibi değişkenler ulaştırma olanaklarının değerlendirilmesinde önem taşır.
İklim ve Topografya:
Girilecek dış pazarların coğrafi koşulları uluslararası pazarlamacıları etkiler. Bölgenin fiziksel yapısı, iklimi ve topografik koşulları pazarlamacıları yakından ilgilendirmektedir. Örneğin yükseklik, nem ve sıcaklık gibi iklim koşulları, bölgede yer alan ham madde kaynakları vs. ülkenin ekonomik gelişmesinde önemli etkilere sahipken aynı zamanda pazar potansiyeli yaratıp yaratmamasında da etkili olabilir.
DÜNYA EKONOMİSİNE YÖN VEREN KURULUŞLAR
Dünya ekonomisine yön veren kuruluşların başında 1944 yılında kurulmuş olan Dünya Bankası gelir. Bankanın temel görevi yoksullukla mücadele etmektir. Uluslararası ticaret için önemli olan bir diğer kurum Dünya Ticaret Örgütüdür. Dünya Ticaret Örgütü 1995’te GATT’ın devamı olarak gündeme gelmiş olup İsviçre’nin Cenevre kentinde yerleşik olarak faaliyet göstermektedir. 1945 yılında BrettonWoods Konferansı sonucunda kurulan Uluslararası Para Fonu (IMF), uluslararası parasal iş birliğini geliştirmek, uluslararası ticaretin dengeli bir şekilde gelişimini sağlamaktır.
TİCARET BLOKLARI
Ticaret bloklarının temel amacı içerdiği ülkeler arasında gümrük tarife engellerini indirerek ve iş gücü, sermaye, teknoloji dolaşımını sağlayarak uluslararası ticareti ve bütünleşmeyi arttırmaktır. Soldan sağa doğru artan bütünleşme seviyelerine göre ticaret blokları 5 ana grupta incelenebilir:

• Serbest Ticaret Anlaşması:Ticaret blokları içinde en basit olanıdır. Temel olarak, anlaşmaya imza atan ülkeler arasında ticaretin serbestleşmesi ilkesine dayanır.
•Gümrük Birliği:Gümrük Birliği, serbest ticaret anlaşmasını da kapsayan, yani üye ülkeler arasında ticaretin serbestleşmesine olanak veren ancak bununla birlikte üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarife sistemi getiren bir ticaret blokudur.
• Ortak Pazar:Ortak pazar anlaşmaya dâhil ülkeler arasında tarife engellerinin kalktığı, anlaşma dışında kalan üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesinin uygulandığı ve bütün bunlara ilave olarak anlaşmaya taraf olan ülkeler arasında iş gücü ve sermaye dolaşımının serbest olduğu ticaret bloku türüdür.
• Ekonomik Birlik:Ekonomik birlik serbest ticaret anlaşması, gümrük birliği ve ortak pazarın tüm özelliklerini, bir başka deyişle, üye ülkeler arasında gümrük tarifelerinin kaldırılması, üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifeler seti ve üye ülkeler arasında iş gücü ve sermaye hareketliliğini içerir. Bütün bunlara ilave olarak ülkelerin ekonomik kararlarında, mali politikalarda, vergilendirmede uyumlaştırma sağlanır.
• Politik Birlik:Politik birlik, ticaret bloklarının son aşaması olup yukarıda sayılan tüm koşullara ek olarak anlaşmaya imza atan ülkelerin siyasi kararlarda da ortak tutum belirlemesi anlamına gelir.
KORUMACILIK VE YENİ KORUMACILIK
Çağlar boyunca, ülkeler uluslararası ticaret söz konusu olduğunda, yerel işletmelerini yabancı firmaların rekabetinden koruma eğilimi içinde olmuşlardır. GATT ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumların yoğun çabalarına rağmen, korumacılık hareketleri yıllardan beri süregelen bir faaliyet olmuştur.
Korumacılık için en temel araç tariflerdir. Tarifeler, ithalat üzerine konan doğrudan vergilerdir. Gümrük tarifeleri üçe ayrılır;
• Spesifik Tarifeler: Belirli ürünleri ağırlığına veya miktarına bağlı olarak hesaplanır.
• Ad Valorem Tarifeler: Malın değerinin belirli bir yüzdesi olarak hesaplanır.
• Ayırımcı Tarifeler: Malın çıkış ülkesi temel alınarak hesaplanır. Daha çok siyasi ve ticari problemlerin olduğu ülkeler için kullanılır.

ÜNİTE 3
KÜLTÜR KAVRAMI, ÖZELLİKLERİ VE UNSURLARI

Kültür bir topluma ilişkin öğrenilmiş, paylaşılmış değerler topluluğunu ifade eder ve o toplum insanlarının davranışlarını, değerlerini tutumlarını, algılamalarınışekillendirir. Kültür dinamik bir süreç arz eder ve zamanla değişime uğrar. Bununla birlikte toplumların günlük hayatına damgasını vurur. Konuşma tarzımız, doğrularımız, yanlışlarımız, değer yargılarımız, giydiklerimiz, yediklerimiz, içtiklerimiz ve benzeri pek çok günlük faaliyetimiz kültürden etkilenir.

Kültürün Özellikleri:

Kültürün Unsurları:


KÜLTÜRLERİN SINIFLANDIRILMASI
Yüksek ve Düşük Bağlamlı (Kontekst) Kültürler:Kültürler, yüksek ve düşük bağlamlı olarak ikiye ayrılabilir. Yüksek bağlamlı kültürler ima kültürleridir. Burada düşünceler, açık açık ifade edilmek yerine ima edilerek aktarılmaya çalışılır. Sözlü mesajda çok az bilgi iletilir ve kelimeler yerine beden dili daha önem kazanır. Düşük bağlamlı kültürlerde ise düşünceler doğrudan ifade edilir.
Hofstede’nin Kültür Çalışması:
Hollandalı antropolog Hofstede, 116.000 IBM firması çalışanı üzerinde bir çalışma yaparak ulusal kültürün boyutlarını ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmaya istinaden kültürün boyutları ve bu boyutlar bağlamında oluşan kültürler aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:
• Bireysellik - Kollektivizm:Bu boyut kişinin tek başına ya da toplulukla beraber hareket etme davranışını açıklar. Bireyci toplumlarda kişisel başarılar, bağımsızlık vs. daha önemliyken kollektivist toplumlarda ekip ruhu, beraber hareket etme, başarı veya başarısızlığı ekip olarak kabul etme daha önemlidir.
• Güç uzaklığı:Güç uzaklığı güçlü ile zayıf arasındaki uzaklığı gösterir. Eşitsizlik üzerine kurulu bir boyuttur.
• Erillik - Dişilik:Erillik ve dişilik, belirli bir kültürde eril ve dişil değerlerin ne kadar baskın olduğuyla alakalıdır. Eril toplumlarda rekabet ve başarı daha ön plandayken dişil toplumlarda korumacılık, uyumluluk, arkadaşlık, başkaları için endişe etme gibi değerler ön plana çıkar.
• Belirsizlikten kaçınma:Belirsizlikten kaçınma kişilerin risk alma derecesiyle ilgilidir. Belirsizlikten kaçınma oranı yüksek olan kültürler risk almaktan hoşlanmazlar.
• Kısa ve uzun vadeye dönüklük:Kısa veya uzun vadeye dönüklük, toplumların geleceğe dönük planlarında bakış açısını yansıtır. Bazı kültürler uzun vadeli düşünerek hareket ederken bazı kültürlerde kısa vadede sonuç alma eğilimi hakim olabilir.
POLİTİK (SİYASİ) ÇEVRE
İşletmelerin dikkat etmeleri gereken bir diğer çevre de girdikleri ülkenin politik çevresidir. Politik çevre ile ilgili en önemli özelliklerden biri, politik çevrenin dinamik olmasıdır. Politik çevre, zamana bağlı olarak farklılık gösterebilir ve bu nedenle periyodik olarak değerlendirilmesinde fayda vardır. Politik çevrenin değerlendirilmesinde en etkili faktörlerden biri ülkelerin politik sistemidir. Politik sistemler aşağıdaki şekilde gruplandırılabilir.
• Totaliter Rejimler
• Sosyalizm
• Demokrasi
POLİTİK RİSK
• Hükûmet
• Müşteriler
• Çalışanlar
• Yerel Halk
Politik Risk Unsurları:
• Mülkiyet riski
• Faaliyet riski
• Transfer riski
• İthalat Kısıtlamaları
• Yerel içerik Kısıtlamaları
• Döviz Kontrolleri
• Pazar Kontrolü
• Fiyat Kontrolleri
• Vergi Kontrolleri
• İşgücü Kısıtlamaları
• Hükûmet Değişikliği
• El Koyma
• Millileştirme
• Yerelleştirme
• Savaş
• Terörizm
• Ambargo

ÜNİTE 4
İŞLETMELERİN ULUSLARARASI PAZARLARA GİRİŞ STRATEJİLERİ

İşletmeler, uluslararası pazarlara çeşitli alternatif yöntemler kullanarak giriş yaparlar. İhracat seçeneğinde şirket, kendi ülkesinde üretip yabancı ülkelere satış yapar. Başka bir yöntem ise sözleşmeye dayalı stratejiler izlenerek uluslararası pazarlara giriştir. Bu stratejiler, yabancı şirketler ile yapılan lisans anlaşmaları, yurt dışında bir şirkete sözleşmeli olarak üretim yaptırma, yönetim sözleşmesi ile yurt dışında iş yapma, yurt dışında anahtar teslim projeler gerçekleştirme ve yabancı ülkede montaj yapmadır. Bir diğer seçenek ise yurt dışında yatırımlar yaparak uluslararası pazara giriştir. Yatırıma dayalı uluslararası pazarlara giriş stratejileri; yabancı bir şirket ile ortak girişim yaparak yeni bir şirket kurma, yabancı bir şirket ile birleşme veya onu satın alma ve yurt dışında doğrudan yatırım yapma yöntemlerinden oluşur.
İhracat:

Sözleşmeye Dayalı Uluslararası Pazarlara Giriş:Uluslararası pazarlara giriş stratejilerinin ileriki safhalarında şirketler, yurt dışındaki şirketler ile sözleşmeye dayalı işbirlikleri yaparak veya onlarla ortaklıklar kurup birlikte yatırımlar yaparak yurt dışında üretim gerçekleştirebilirler.
Bazı çalışmalarda ihracat dışındaki uluslararası pazarlara giriş stratejilerinden lisans anlaşmaları, franchising, anahtar teslim projeler, yönetim sözleşmeleri, sözleşmeli üretim ve montaj operasyonları gibi yöntemler “sözleşmeye dayalı uluslararası pazarlara giriş stratejileri” denir.
Lisans Anlaşmaları:Lisans verme yöntemi ile uluslararası pazarlara girişte belirli bir ülkedeki bir şirket (lisans veren-licensor) başka bir ülkedeki bir şirket veya şahıs ile (lisans alan-licensee) bir sözleşme imzalayarak kendine ait bazışeylerin kullanım hakkını sağlayan lisansı (license) verir. Bir lisans, patent gibi fikrî hakların kullanımını veren bir sözleşmedir.
Franchising:Franchising lisans anlaşmalarının özel bir türüdür. Lisans anlaşmalarında lisans veren, yabancı bir şirketin kendi ürününü bir bütün olarak üretmesine izin verirkenfranchise anlaşmasında franchise veren (franchisor) franchise alana (franchisee) nihai ürününün belirli bazıbileşenlerini (parça, malzeme vs.) tedarik eder. Franchise anlaşmaları için en yaygın olarak bilinen örnekler alkolsüz içecek ve fastfood perakendeciliği sektörlerindedir.
Franchising sözleşmesi ile franchise veren franchise alana kendi adına iş yapma imkânını belirli bir ücret karşılığında verir. Bu bedel lisans anlaşmalarında olduğu gibi “royalti” olarak adlandırılır ve satışların belirli bir yüzdesinden oluşur.
Sözleşmeli Üretim:Sözleşmeli üretim lisans ile üretim ve doğrudan yatırım arasında bir orta yoldur. Uluslararası pazarlara girmek isteyen şirket, yabancı pazardaki bir üreticiye ürünlerinin üretimini sözleşme ile yaptırır. Sözleşmeli üretim yöntemi, bir tür dış kaynak kullanımı (outsourcing) yöntemidir. Ürünler, üretimin yapıldığı ülke pazarında veya başka bir uluslararası pazarda yine ana şirket tarafından pazarlanır ve dağıtılır.
Yönetim Sözleşmeleri:Yerel bir firmanın sermaye sağlayan yabancı yatırımcıya yönetim konusunda bilgi transferi sağlamasıdır. Yerel firma, kendi ürününden çok idare hizmeti veya yönetim hizmeti ihraç eder.
Anahtar Teslimi Projeler:Bu yöntemde uluslararası pazardaki ana firma yabancı pazardaki yerel bir üretici için bir üretim tesisinin inşaatı ve kurulması, personelin eğitimi ve fabrikanın ilk olarak çalıştırılması faaliyetlerini içeren bir hizmet verir. Müşteriye tamamlanmış, çalışan, tüm eksiklikleri ve aksaklıkları giderilmiş bir tesisin anahtarı teslim edilmektedir.
Montaj Operasyonları:Bu stratejide firma kendi ürününe ait olan parçaların bir kısmını veya tamamını kendi ülkesinde üretmekte, daha sonra ise bu parçaları dış ülkeye göndermekte, bu parçalar dış ülkede bir araya getirilmekte ve nihai ürün ortaya çıkmaktadır. Montaj, ana firmadan gönderilen malların, parçaların ve girdilerin nihai ürünü oluşturmak amacıyla dış pazarlarda birleştirilme sürecidir.
Yatırıma Dayalı Uluslararası Pazarlara Giriş Stratejileri
Yatırıma dayalı uluslararası pazarlara giriş stratejileri arasında “ortak girişimler”, “uluslararası birleşme ve satın almalar” ve “yurt dışında yabancı doğrudan yatırım” yöntemleri sayılabilmektedir.
Ortak Girişim:Ortak girişim (jointventure), bir yabancı ülkenin pazarında o ülkedeki bir yerel şirket ile birlikte bir üretim tesisi kurulmasıdır. Yurt dışında üretim, yerel bir işletme ile ortaklığa girişilerek yapılır. Bu durumda birlikte (ortak) girişim söz konusu olur.
Bir şirketin bir parçasının veya tamamının diğer bir şirket tarafından satın alındığı durumlarda ortak girişimden söz edilemez, ortak girişimden söz edilebilmesi için iki şirketin de varlığını devam ettirmesi ve yeni bir şirketin kurulması gerekir.
Uluslararası Birleşme ve Satınalmalar:Satın alma, bir şirketin başka bir şirkete ait hisselerin çoğunu satın almasıdır. Birleşme ise iki veya daha fazla şirketin bir araya gelerek tek şirket olarak faaliyetlerine devam etmesidir. Bununla birlikte, uluslararası birleşme ve satın almalar uluslararası pazarlara girişte birer doğrudan yabancı yatırım stratejisidir.
Doğrudan Yabancı Yatırımlar:Eğer bir firma ihracat yoluyla gerekli olan deneyimleri kazanmış ise ve hedef pazar yeterince büyüklüğe sahip ise firmanın yurt dışı temelli montaj veya üretim tesisleri kurması birçok avantajı beraberinde getirir. Bu stratejiyi seçen işletmeler için önemli olan, o pazardaki bizim malımıza olan talep oranıdır ve bu talebin kesinlik kazanmasıdır. Çünkü işletme yabancı pazara büyük bir tesis kurmakta ve büyük bir sermayeyi bu pazara bağlamaktadır.
Stratejik Birleşmeler:Stratejik birleşmeler ortak girişimin özel bir türüdür. Artan rekabet, yatırım yapma riskinin gittikçe artması gibi nedenler, ortak amaca sahip iki ya da daha fazla şirketin stratejik olarak birleşmesine neden olmaktadır ve bu da büyümenin bir yoludur. Burada önemli olan şirketlerin aynı mamul sınıfında, aynı pazar payı için rekabet eden şirketler olmasıdır.

 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst