Aöf Etkili İletişim Teknikleri Dersi 5.Ünite Ders Notları

tremendous

Forum Yöneticisi
Katılım
11 Ara 2012
Mesajlar
1,781
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bölüm:
MEZUN
Şehir:
İstanbul
Aöf Etkili İletişim Teknikleri Dersi 5.Ünite Ders Notları

Sorular ve Cevaplar


İletişimde Kalite

138_ İnsanlar bir şeyleri farklı yollar ve yöntemlerle anlatmak ister. Bu yollardan bazıları nelerdir? Takılar, rozetler, eşyalar, sözlerle, odadaki renklerle karşıdaki insan ya da topluluğa bir şeyler anlatılmak amaçlanır.
139_Bireylerarası etkileşim ve olumlu iletişimi engelleyen etmenleri şöyle sıralayabiliriz: kendi düşünce ve fikirlerimizi tek doğru olarak benimsemek, başkalarının fikir, düşünce ve duygularını görmezden gelmek ve önemsememek, onlara saygı göstermemek. Bu tür engellerle iletişim kurmaya çalışmak, takdir edersiniz ki, çatışmalara neden olacak ve başarısızlıkla sonuçlanacaktır
140_Çocuklar benmezkezcidir neden? "egosantrik"tir, yani benmerkezcidir. Diğer bir deyişle, dünyayı ve çevrelerini sadece kendi bakış açılarından görürler. Diğer insanların da kendileriyle aynı şeyleri gördüğünü ve aynı şekilde düşündüğünü zannederler. Başkalarının, olayları farklı açılardan gördüklerinden ve farklı algıladıklarından habersizdirler
141_ Benmerkezcilik (egosantrizm) nedir? Başkalarının varlığını ve çıkarlarını göz ardı ederek kendini ve sorunsalını her şeyin merkezine koyma tutumu ve davranışıdır. Benmerkezcilik, başkasının görüşlerini ve bakış açılarını anlamada yetersiz olma, kendi gördüğü ve düşündüğü şeyleri herkesin gördüğünü zannetmektir. Benmerkezci düşünme, insanların doğal olarak başkalarının hak ve ihtiyaçlarını görmemeleri gibi bir talihsizlikten kaynaklanır.
142_ Egosentrizm nedir? Kısaca benmerkezciliktir. Diğer bir deyişle, bireyin kendini merkeze almasıdır. Her şeyde kendini esas almak, her şeyi kendine dayandırmak, her işi kendine bağlamak, kendine indirgemek, her olayı, her düşünceyi kendi görüş açısından yorumlamak ve kendi fikrini, mantığını, duygusunu hareket noktası olarak seçme olarak tanımlanır.
143_ Bazıları benmerkezcilikle bencilliği karıştırsa da, farklı ama ilişkili iki kavram olduğu görülür. Bu anlamlar şunlardır?
Bencillik; her olayda, her işlemde kendi menfaatını düşünme ve her işten çıkar sağlama düşüncesidir.
Benmerkezcilik ise dünyayı "ben"e dayanarak algılamaya ve yorumlamaya karşılık gelir.
144_Eğitim bilimciler bencillik ve benmerkezcilik düşüncesinin genel olarak hangi yaşlarda kazanıldığını söyler? 2-7 yaşları arasındaki evrelerde kazanıldığını söylemektedir. Daha sonraki yaşlarda ise bu çok özel benlik duygusu olgunlaşarak kişinin kendisini bir güneş gibi hissedip, dünyanın 365 gün kendisinin etrafında döndüğünü sanmasına dönüşmesidir.
145_ Benmerkezcilik dönemi (egosantrizm dönemi), insanda hangi yaşta sona erer? 6 yaş civarında sona erer.
146_ Günümüzde "empati" denildiğinde akla hangi düşünür gelir? Carl Rogers ve onun konuya ilişkin çalışmaları gelir
147_ Empati nedir? Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine "empati" adı verilir.
148_ Empati tanımı üç temel öğeden oluşmaktadır. Bir insanın karşısındaki bir kişi ile empati kurabilmesi ıçın gerekli olan bu
öğeleri şöyle sıralayabiliriz
Birinci öğe, empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Başka bir söyleyişle, empati kurmak isteyen kişinin karşısındaki kişinin fenomonolojik alanına girmesi gereklidir. Fenomenolojik alan nedir? Psikolojideki fenomenolojik yaklaşıma göre her insanın bir fenomenolojik alanı verdır. Her insan gerek kendisini gerek çevresini, kendisine özgü bir biçimde algılar; bu algısal yaşantı özneldir (subjektiftir); kişiye özgüdür. Yani her insan dünyaya, kendine özgü bir bakış tarzıyla bakar. Eğer bir insanı anlamak istiyorsak, dünyaya onun bakış tarzıyla bakmalı, gerçekleştirmek için de empati kurmak istediğimiz kişinin rolüne girmeli, onun yerine geçerek adeta olaylara onun gözlüklerinin gerisinden bakmalıyız. Karşımızdaki kişinin rolüne girerek empati kurduğumuzda, o kişinin rolünde kısa bir süre kalmalı, daha sonra da bu rolden çıkarak kendi rolümüze geçebilmeliyiz. Aksi halde empati kurmuş sayılmayız. Karşımızdaki ile özdeşim kurmak (ona benzemek) veya ona sempati duymak, empatiden farklı şeylerdir.
İkinci öge, empati kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız
gereklidir. Karşımızdakinin yanlızca duygularını veya yanlızca düşüncelerini anlamış olmak yeterli değildir. Empatiyi tanımlarken bu noktayı vurguladığımızda, empatinin iki temel bileşeninden söz etmiş oluyoruz. Bunlar empatinin bilişsel ve duygusal bileşenleridir. Karşımızdakinin rolüne girerek onun ne düşündüğünü anlamamız, bilişsel nitelikli bir etkinlik (bilişsel rol alma bilişsel perspektif alma), karşımızdakinin hissettiklerinin aynısını hissetmemiz ise duygusal nitelikli bir etkinliktir (duygusal rol alma/duygusal perspektif alma). Bilişsel rol alma duygusal rol almanın ön şartı sayılabilir. Empatinin bileşenlerinin ne olduğu konusunda araştırmacılar arasında, bazı görüş farklılıkları vardır. Örneğin Hoffman'a (1978) göre empatinin, bilişsel, duygusal ve güdüsel (motivasyonel) olmak üzere üç bileşeni vardır. Bazı araştırmacılar empatinin bilişsel yönünü, bazıları ise duygusal yönünü vurgulamaktadır. Fakat çoğunluğun üzerinde uzlaştığı görüş, empatinin bilişsel ve duygusal bileşenlerden oluştuğu yolundadır.
(üçüncü) öge ise, empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır.
Karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini tam olarak anlasak bile eğer anladığımızı ifade etmezsek empati
kurma sürecini tamamlamış sayılmayız. Araştırmacılar, insanların zihinlerinde kurdukları empatiyle, karşılarındaki kişiye ilettikleri empati arasında farklılık olduğunu belirtmektedirler. Karşımızdaki insanlara empatik tepki vennenen iki yolu vardır: Yüzümüzü/bedenimizi kullanarak onu anladığımızı ifade etmek. Empatik tepki vermenin en etkili yolu herhalde bu ikisini birlikte kullanmaktır. Bir sıkıntımız olduğunda, bizimle konuşan kişi, dostça bir gülümsemeyle kolumuza dokunup sıkıntımızı sözelleştirirse, örneğin "son günlerde çok bunalmışsın" derse, rahatladığımızı hissedebiliriz.
149_ Empatik iletişimi gerçekleştiren ebeveynler kimlerdir?
çocuklarına güven duygusunu kazanmış,
onların duygu ve düşüncelerini anlatmasında dinleme becerisini geliştirmiş,
çocuklarının yaşının getirdiği psiko-sosyal sorunlara çözüm bulmuş ailelerdir.
Bu ailelerde demokratik tutum ve davranış kazanılmış olup, sağlıklı ve başarılı çocuklar yetiştinnektedirler.
Empati kurulamadığında, benmerkezcilik arttığında, çocuklar anne ve babasından uzaklaşmakta, çevresindeki kötü niyetli kişilerle iletişim kurmaktadırlar. Okullarda şiddetin artması, uyuşturucuya yönelim tüm bu tutum ve davranışların temelinde empatik iletişimin geliştirilmemesi nedendir
150_ Benmerkezcilik kavramı kim ortaya çıkarmıştır? Piaget tarafından ortaya atılmıştır. Piaget çocukların benmerkezci davrandıklarını savunmuştur. Konuyla ilgilenen bütün araştırmacılar empati kurmada benmerkezci davranıştan uzaklaşmanın önemini vurgularlar.
151_ Ford'a göre üç tür benmerkezcilik vardır. Bunlar;
Görsel benmerkezcilik
Bilişsel benmerkezcilik
Duygusal benmerkezcilik
152_ Kurdek ve Rodgon üç tür perspektif alma şekli tanımlamışlardır. Bunlar;
Algısal perspektif alma (diğer kişinin bakış açısını fark etme),
Bilişsel perspektif alma (diğer kişinin ne düşündüğünü fark etme),
Duygusal perspektif alma (diğer kişinin yaşamakta olduğu duyguların neler olduğunu fark etme).
153_ Anlaşmak için bireyler ne yapmalı?
Anlaşma niyetine sahip olmalıdırlar.
İletişim tekniklerini bilmelidirler.
Gayret göstermelidirler
154_ Claude Lavi Strauss kültür ve çeşitlilik üzerine inceleme ve çalışmalarda bulunmuştur. İnsanı, doğayı ve evreni salt özelliklerinde değerlendiren düşünür, farklılığın ve çeşitliliğin korunmasından ve saygı duyulmasından yana olmuş ve düşüncelerini şu sözlerle dile getirmiştir: "Üç veren buğdaya kulak kabartmak, gizli kalmış potansiyelleri yüreklendirmek, tarihin saklı tuttuğu tüm bir arada yaşama eğilimlerini dürtüklemek ve ayrıca alışılagelmiş şeyler sunması kaçınılmaz olan bütün bu yeni toplumsal ifade biçimlerini şaşırmaksızın, tiksinmeksizin, karşı çıkmaksızın karşılamaya hazır olmak gerek". Yazarın bu sözlerinden, var olanın duruluğunu asla unutmadan, süre gelen çeşitliliği anlamaya çalışarak, özü bozmadan yaşayabilmek değerlemesini yapabiliriz.
155_ Mevlena'nın "kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirine zarar vermeden de birlikte yol almanın mümkün olduğunu!" sözü farklılığın toplumsal uyum için ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. Farklılıklara tahammül, hoşgörü, sevgi, saygı deyince hemen aklımıza Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre gelir
156_ İnsanlar farklıdır; çünkü,
Farklı giyinirler,
Farklı düşünürler,
Farklı konuşurlar,
Farklı yaşarlar,
Farklı inançları vardır,
Farklı yollarda yürürler,
Farklı takım tutarlar,
157_ Benlik nedir değişik tanımlar var bakalım
Yalın bir tanımla benlik nedir? kişinin sahip olduğu tüm zihinsel yapının ve dış özelliklerinin bir bütünüdür
Bir başka anlatımla benlik; kişinin kendini sevebilmeye olan yatkınlığı ve kendini sevmeye olduğu kadar "sevilmeye" de
layık görüp görmemesidir
Kısaca benlik, bireyin özellikleri, yetenekleri, değer yargıları, amaç ve ideallerine ilişkin kanılarının dinamik bir örüntüsüdür.
Benlik, çeşitli deneyimler sonunda öğrenilen ve sürekli olarak gelişen, kişiyi kendi içinden gözetleyen, yargılayan, değerlendiren ve davranışlar üzerinde düzenleyici ve yönetici bir etkisi olan potansiyel bir olgu, bir süreçtir
158_ Ben" çocuğun ilk yaşlarında doğru ve yanlışlarla başlar ve benlik gelişimi bireylerde yaşlara göre farklılık gösterir bu yaş
nedir? 7-12 yaş dönemini sakin geçiren birey ergenlik dönemiyle benlik arayışına girer ve ilgileri çoğalır.
159_ Benliğin insan yaşamındaki görevi ise şunlardır
İçgüdülerden ve dürtülerden kaynaklanan güdüleri engellemek, denetlemek ve düzenlemek
Çevredeki nesne ve kişilerle bağlantı kurmak
Gerçeği tanımak, denemek, anlamak
Gerçeğe uyum sağlamak
Çevreden gelen uyarımları sınırlamak, sıralamak, zamanlamak
Algılamak, saklamak, hatırlamak, düşünmek, karşılaştırmak, çıkarımlar yapmak, yargıya varmak

Kavramları birleştirmek ve bütünleştinnek
Kişinin karşılaştığı engelleri aşabilecek güçleri toplamak
Geleceğe ilişkin beklenti ve amaçlar saptamak
Kişiliği kaygıdan kurtaran savunma düzenlerini kullanmak
160_Toplumsallaşma sürecinde kitle iletişim araçlarının önemi büyüktür neden? Dolayısı ile bireylerin değer yargıları, idealleri, kendisi ile ilgili yeteneklerinin olup olmadığını anlamaları ve bunları geliştirerek benlik oluşumunu sağlamaları için iletişim olmazsa olmaz bir koşuldur
161_ Transaksiyonel Analiz kim tarafından ortaya atıldı? Eric Berue tarafından ortaya atılmış olan Transaksiyonel Analiz (TA),
162_Transaksiyonel analize göre, insanın kişiliği üç bölümden oluşur. Bu kişilikleri şunlardır? "ego-durumları" olarak da adlandırabiliriz. Bunlar ana baba (ebebeyn), çocuk ve yetişkin benlik durumlarıdır. Bu benlik durumlarına kişisel roller de diyebiliriz
163_ Ebeveyn ego-durumu ne zaman oluşmaya başlar? Çocukluk dönemindeki başta anne-baba olmak üzere tüm otorite figürlerine ait kayıtlarından oluşur
164_ Ana baba benliği, koruyucu ve yargılayıcı, olmak üzere iki biçimde kendisini gösterir.
Koruyucu ana baba, karşısındaki kişiyi kaç yaşında ve toplumsal konumu ne olursa olsun onu korumaya, kollamaya
yönelen bir benliktir
Eleştirici, yargılayıcı ana baba benliği ise toplumsal kuralları ve değerleri korumaya, bunlara uymayanları eleştirıneye ve gerektiğinde cezalandırmaya yönelik bir benliktir
165_ Ana-baba benliğine sahip olan kişi iletişim kurarken genellikle neler yapar?
Yargılar,
Denetler,
Ders verir,
Akıl öğretir,
Korur ve kollar,
Sahip çıkar,
Problem çözer,
Kısıtlar ve
Önyargı ve kalıpları vardır.
166_ ana-baba benliğine sahip kişiler iletişimlerinde ağırlıklı olarak şu ifadelere yer vererek konuşurlar:
"Olmamış!"
"Böyle yap!"
"Merak etme ben hallederim!"
"Olmaz öyle şey!"
167_ Çocuk benlik durumu, "doğal çocuk" ve "uyarlanmış çocuk" diye iki bölümden oluşur.
Doğal çocuk, kişiliğin eğitilmemiş yani olarak kabul edilir. İçinden nasıl geliyorsa öyle davranır. Fiziksel ihtiyaçlarını her zaman önde tutar.
Uyarlanmış çocuk ise, doğal çocuğun az ya da çok eğitilmesiyle ortaya çıkar. Az eğitilenler "asi çocuk" olup kanun ve kurallara karşı çıkar. Çok eğitilenler ise "uslu çocuk" olup kanun ve kurallara uyum sağlar. Bütün insanlar doğal çocuk olma sürecinden geçerek ya asi çocuk ya da uslu çocuk olurlar.
168_ Çocukluk çağının içgüdüleriyle duygusal olarak tepki veren çocuk benliği, doğal, küçük profesör ve uyum sağlamış olmak üzere üç farklı şekilde karşımıza çıkar.
Doğal çocuk ilkel, fevri, kontrolsüz ve yardım bekleyen yani "çocuk gibi çocuk" diyeceğimiz türden bir kişilik özelliği taşır. Bu çocuk, sevmediği kişilere "seni sevmiyorum" der, "İlle de bana bu oyuncağı alacaksın "diye tutturarak annesini çarşıda zor duruma düşürmekte bir sakınca görmez. Kıskançlığını, nefretini, sevgisini en yalın biçimde gösterir. Duygularını bilincinin süzgecinden geçirmeden olduğu gibi yansıtan bu benliği bir yetişkin olarak yaşamak, belki de zaman zaman yaşamak hepimizin ortak arzusu olmasına karşın toplumun kural ve yasalarından çekindiğimiz için açıkça değil, çeşitli örtülerle gizleyerek yaşamaya çalışırız

Küçük profesör olarak adlandırılan çocuk benliği, yaratıcı, sezgileri güçlü ve başkalarını kendi istekleri doğrultusunda idare edebilen bir benlik sergilerler. Örnek vermek gerekirse, bunlar, anne ve babalarını birbirine düşürüp karşılarında kıs kıs gülen çocuklardır. Sezgileri oldukça gelişmiş bu çocukların aynı zamanda yaratıcılık düzeyleri de oldukça yüksektir. Küçük profesörler, bu özellikleri nedeniyle doğal olarak anne babaları tarafından gereğinden fazla şımartıldıklarında, başkaları ile karşılaştırılıp övülüp, şımartıldıklarında, kendilerini üstün, başkalarını da aşağıda görmeye başlarlar
Uyum sağlamış çocuk ise "Ne diyorsam onu yap" terbiye anlayışı ile büyütülmenin izlerini taşıdığından, suçluluk, isyan ya da itaat ve uzlaşma özellikleri gösterir. Bu çocuk benliğinde, otoriteye hemen hemen kayıtsız şartsız bir boyun eğme söz konusudur. İçe dönük, uysal bir kişilik özelliği sergileyen bu kişilerin, otoriteye ve onun koyduğu kurallara ne zaman karşı çıkacağı ise hiç belli olmaz.
169_ Çocuk benliğine sahip olan kişi iletişim kurarken genellikle bunları yapar?
Kontrolsüzdür,
Sorumsuz davranır,
Sabırsızdır,
Merak eder,
Yaratıcıdır,
Hazza yöneliktir,
İçinden geldiği gibi davranır ve
Benmerkezcidir.
170_ Çocuk benliğine sahip kişiler iletişimlerinde ağırlıklı olarak şu ifadelere yer vererek konuşurlar:
"Banane!"
"Hemen!"
"Nasıl?"
"Istiyorum!"
171_Yetişkin benliğin en önemli özelliği nedir? Belirli bir sorun ya da durumla ilgili bilgi toplaması, bunları değerlendirmesi, olasılıklar üze rinde durarak sorunu çözme si ya da durumu anlaması, duygular ve önyargılar üzerinde değil, gerçekler üzerinde yoğunlaşmasıdır
172_Bencil bir davranış sergilemeyen, başkalarıyla birlikte işbirliği içinde sorunları çözmeye ya da durumu anlamaya çalı şan yetişkin benliğin cümlelerinedir?
"ben" örneğin, "yaptım, çözdüm, başardım" biçiminde birinci tekil değil
"biz",örneğin, " yaptık, çözdük, başardık" gibi birinci çoğul kipiyle kurulur
173_ Yetişkin benliğine sahip olan kişi iletişim kurarken genellikle
Akılcıdır,
Paylaşır,
Anlar,
Geliştirir ve
Çözüm bulmaya yöneltir.
174_ Yetişkin ego-durumu kim tanımlamıştır? Eric Berue tarafından kişinin "mantıklı" ve "sağduyulu" yanı olarak tanımlanmıştır. Yetişkin ego-durumu çevreyi objektif olarak değerlendiren, deneyimleri çerçevesinde olasılıklan hesaplayan ego-durumudur. Yetişkin ego-durumunun belki de en önemli özelliği "şimdi ve burada"ki gerçeği göz önüne alarak, verilere dayalı hareket etmesidir.
175_ Yaşam pozisyonu adı verilen kendimizi diğerleri karşısında, diğerlerini kendimiz karşısında yerleştirme açısından dört durum söz konusudur bunlar?
ben + sen + (ben iyiyim, sen iyisin),
ben + sen - (ben iyiyim, sen iyi değilsin),
ben - sen + (ben iyi değilim, sen iyisin),
ben - sen - (ben iyi değilim, sen iyi değilsin)
176_ İnsanlar ilişkilerinde genellikle üç temel yaklaşımdan birini benimserler bu yaklaşımlar şunlardır?
Saldırgan davranış biçimi
Çekingen davranış biçimi ve
Güvenli davranış biçimi
177_ Egosentrik olmak ne demektir? Benmerkezci olmak
178_ Yazar Robert Burns'un "Tanrı bize bizi başkalarının gördüğü gibi görme yeteneği verseydi, bu bizi birçok saçma hatadan ve fikirden kurtarırdı" sözü iletişim kurarken dikkate almamız gerektiğine dair önemli bir sözdür bu sözün anlamı nedir? Ben merkezli olmamak ve olaylara sadece kendi açımızdan bakmamamız
179_ Mevlena'nın "kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirine zarar vermeden de birlikte yol almanın mümkün olduğunu!" sözü,
başarılı bir iletişim kurmak ve toplumsal uyumu sağlamak açısından önemli olduğunu vurgulamaktadır bu sözün anlamı nedir? Farklılığa saygı ve hoşgörü
180_ Bireylerarası iletişim gerçekleştirirken "her şeyde kendini esas almak, her şeyi kendine dayandırmak, her işi kendine
bağlamak, kendine indirgemek, her olayı, her düşünceyi kendi görüş açısından yorumlamak ve kendi fikrini, mantığını,
duygusunu hareket noktası olarak seçmek" hangisi ile açıklanmaktadır? Egosentrik olmak
181_ İletişimde "bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması işidir" ifadesi kelimeden hangisinin açıklamasıdır? Empati
182_ Diğer kişinin bakış açısını fark etme ifadesi perspektiflerden hangisini açıklamaktadır? Algısal perspektif
183_ Bireylerarası iletişimi gerçekleştirirken, konuşma esnasında "merak etme ben hallederim!" ifadesi ile konuşmak benliğe örnek olarak verilebilir? Ana-baba benliği
184_ İletişim sırasında genellikle kontrolsüz, sorumsuz, sabırsız ve sadece içinden geldiği gibi bir davranış ve yaklaşım sergileyen kişi aşağıdaki hangi benliğe örnek olarak verilebilir? Çocuk benliği
185_ İletişim kurarken genellikle daha akılcı ve mantıklı olan ve çözüm bulmaya odaklı benlik tipi hangisidir? Yetişkin benliği
186_"Duygu ve düşüncelerini ifade etmede zorlanırlar. Benlik saygılan düşüktür. Sürekli bir kaygı ve endişe içindedirler. Kendi içlerinde suçluluk ve öfke duygusu yaşarlar. İletişimlerinde gönderdiği mesajlarla sürekli olarak karşısındaki kişiye "ben önemli değilim, sen önemlisin" mesajını verir. Kendisini inkar eder." Anlamı nedir? Çekingen



 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst