Aöf Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi -2- Dersi 2.Ünite Ders Notları

tremendous

Forum Yöneticisi
Katılım
11 Ara 2012
Mesajlar
1,781
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bölüm:
MEZUN
Şehir:
İstanbul

Aöf Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi -2- Dersi 2.Ünite Ders Notları

TÜRK
İYE CUMHURİYETİ’NDE TEMEL POLİTİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI

Türkiye Cumhuriyeti’nin Şekillenmesi
Yeni Anayasa Rejimi: 1924 Anayasası
Anayasa’da, Cumhuriyet vasfının değiştirilemeyeceği, bunun teklif dahi edilemeyeceği ilk
madde olarak belirtilmiştir. Anayasa kanun karşısında eşitlik ilkesini öne çıkararak din,
vicdan, söz, yayın, seyahat çalışma ve mülk edinme gibi klasik insan hukuku esaslarını
garanti altına almaktadır.
1936’da Eğitmen Kursları başlatılmıştır.
Medreseler, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kapatılmıştır.
17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir'de gerçekleştirilen Türkiye İktisat Kongresi'nde
Türkiye devletinin uygulayacağı ekonomik model tespit edilmeye çalışılmıştır. Ülkenin her
yerinden ve ekonomik hayatın her sahasından temsilciler halkın temsilcileri olarak görülmüş;
"Halkın sesi Hakkın Sesidir" anlayışı ile gerçekten milli ve milletin destek vereceği bir
program yapılmaya çalışmıştır.
1. Türkiye halkı tahribat yapmaz imar eder.
2. Türkiye halkı vakit, servet ve ithalatta israf yapmaz, kullandığını kendi üretir.
3. Türkiye halkı hırsızlık, yalancılık ve tembelliğe düşmandır, faydalı yenilikleri severek
kabul eder, mukaddesatına, vatanına karşı olanlardan nefret eder.
4. Türkler her yerde hayatını kazanacak şekilde yetişir, irfan ve marifet aşığıdır.
5. Taassuptan uzak dindarâne bir sağlamlık esastır. Kandili aynı zamanda kitap bayramı
olarak bilir ve değerlendirir.
6. Türk serbest çalışmayı tercih eder, tekelciliğe karşıdır.
7. Türkiye halkı ormanlarını evladı gibi sever, orman yetiştirip madenlerini kendi işletir.
8. Sağlıklı bir çoğalma ilk tercih olmalıdır. Sağlığı korumak, spor yapmak, hayvanları
sevmek, cinslerini geliştirmek ve çoğaltmak için çalışır.
9. Türk halkı yabancı sermaye düşmanı değildir. Kendi dili ve kanununu kullanmayan
müesseselerle çalışmaz.
10. İlim ve sanat hayatını yenilik esası üzerine tesis eder.
11. Meslek ve sanat erbabı birlikler oluşturarak dayanışma yapar.
12. Türk aileleri çocuklarını misak-ı iktisada göre yetiştirir.
13. Türkiye halkı, millî hâkimiyet esasından vazgeçmez.
14. Türkiye dünyanın, barış, gelişmesi için temel bir unsurdur.
25 Kasım 1925 Şapka giyilmesi,
30 Kasım 1925 tarihli Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin kapatılması,
17 Şubat 1926’da Medeni Kanun’un kabulü,
20 Mayıs 1928 uluslararası rakamların kabulü,
1 Kasım 1928 tarihli Türk Harflerinin kabulü,
30 Nisan 1930 kadınların oy kullanmaları
5 Aralık 1934 kadınlara milletvekili seçilme hakkının verilmesi,
21 Haziran 1934 Soyadı Kanunu
SiYASi iNKILAPLARA KARŞI iLK TEPKiLER
1923 Ağustos'ta çalışmalarına başlayan İkinci TBMM, çoğunlukla Müdafaa-i Hukuk grubu
listesinden oluşmaktaydı.
Muhalefet 17 Kasım 1924 tarihinde Kazım Karabekir Paşa'nın başkanlığında Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası olarak resmileşti. Amaçlarını iktidar olmak değil, iktidarı denetlemek
olarak tanımlıyorlardı.
Şeyh Sait isyanı, hilafet ve saltanatı geri getireceği iddiasıyla taraftar toplamaktadır.
4 Mart 1925 tarihinde kabul edilen Takrir-i Sükun (asayişi temin etme) Kanunu ile hükümete
ülkenin iç huzurunu sağlamak için tehdit edici her türlü yayın, eylem ve kuruluşu yasaklama
yetkisi verilmiştir.
Ankara İstiklal Mahkemesinin ‘düşünce ve inançlara saygılı olmak prensibi kullanılarak dinin
siyasete alet edildiği’ uyarısı üzerine hükûmet de 3 Haziran 1925’te Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkasını kapatmıştır.
Şeyh Sait İsyanı
Rusya'nın kışkırtmasıyla Doğu Anadolu'da devlet otoritesine isyan ederek bölge halkını
kışkırtan Şey Sait'in bölge halkının hem dini hem de etnik hassasiyetini istismar ederek 13
Şubat 1925'te başlattığı isyan yeni Türk Devleti'nin karşılaştığı ilk ciddi tehlikedir.
Takrir-i Sükun Kanunu ve Rejimi (4 Mart 1925)
Bu kanun, 1929 yılına kadar yürürlükte kalan ve hükümete rejim ve inkılaplar aleyhinde her
türlü karşı faaliyeti engelleme yetkisi vermiştir. Tekke ve Zaviyelerin kapatılması, Şapka
İnkılabı, Medeni Kanun başta olmak üzere Hukuk alanındaki yenilikler, Harf İnkılabı bu
kapsamda sayılabilir.
Menemen - Kubilay Olayı
23 Aralık sabahı erkenden Menemen Çarşı Camiine gelerek mehdi olduğu iddiasıyla cami
cemaatine propaganda yapan derviş Mehmet ve adamları şeriat ilan edeceklerini belirterek
halkı kendilerine katılmaya zorlamışlarıdır. Cumhuriyet inkılabının ilk şehidi olan 43. Piyade
Alayı kumandanlığında görevli öğretmen yedek subay Mustafa Fehmi (Kubilay) isyancılara
engel olmaya çalışırken, isyancıların açtığı ateş sonucu ölmüştür.
Halkevleri
Milletin, okur yazarlık seviyesinin yükseltilmesi, daha çağdaş daha modern bir toplum,
hurafelerden arınmış bir toplum oluşturulması hedeflenerek açılmışlardır. Halkevleri dokuz
şube olarak teşkilatlanmıştı.
- Dil, Edebiyat, Tarih Şubesi: Muhitin genel bilgisini yükseltmeye yarayacak konularda
sohbetler ve konferanslar düzenlemek, Türk dilinin bugünkü yazı ve edebiyatta kullanılmayan
fakat halk arasında yaşayan kelimeleri, terimleri ile eski milli masalları, atasözlerinin
araştırıp, incelemek görevleri arasındaydı.
- Güzel Sanatlar Şubesi: Musiki, resim, heykeltıraşlık, mimarlık ve süsleme sanatları gibi
alanlarda sanatçı toplamak, genç yetenekleri korumak, halkı güzel sanatlar konusunda
geliştirmek.
- Temsil Şubesi: Piyesler için halkı eğitmek.
- Spor Şubesi: Türk halkında spor ve beden hareketlerine sevgi ve ilgi uyandırıp bunları milli
bir faaliyet haline getirmeye katkı sağlamaktır.
- Sosyal Yardımlaşma Şubesi: Çevrede yardıma muhtaç kimsesizlerle ilgilenmek, hayır
faaliyetlerinde bulunmak, sosyal yardım kurumlarının çalışmalarını hızlandırma görevleri
arasındadır.
- Halk Dershane ve Kurslar Şubesi: Her türlü okuma yazma ve yetiştirme hareketlerinin
ilerlemesini temin ve himaye eder; okuma yazma öğretmek, eğitim kurslarının açılması.
- Kütüphane ve Neşriyat Şubesi: Halkevlerinin bulunduğu yerde bir kütüphane ve bir okuma
odası açmak zorunluydu.
- Müze ve Sergi Şubesi: Çevredeki tarihi eser ve abidelerin korunması.
- Köycülük Şubesi: Köylülerin sıhhî, medenî, kültürel gelişme ve ilerlemesine, köylü ile
şehirli arasında karşılıklı sevgi ve bağlılık duygularının kuvvetlenmesine çalışmak, çevre
köylere geziler düzenlemek, köylüyü okutmaya çalışmak, hasta köylülerin şehir sağlık
merkezlerinde muayene ve tedavilerini sağlamak, harp malulü köylülerle şehit köylülerin aile
ve yetimlerini koruma ve bunların kasabadaki resmî işlerini kolaylaştırmak bu şubelerin aslî
görevleri arasındadır.
Ulusal Ekonomiye Geçiş Dönemi (1923-1929)
17 Şubat-4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir’de toplanan Türkiye İktisat Kongresi’nde alınan
kararlara uygun olarak, hükûmet ilk ulusal ticaret bankamız olan Türkiye İş Bankası’nın
1924’te faaliyete geçmesini sağlamştır. Ardından sanayi alannda kredi vermek üzere 1925
yılında Sanayi ve Maadin Bankası kurulmuştur. Çiftçi kesiminin isteğine uyularak, yaklaşık
devlet gelirlerinin %30’unu sağlayan Aşar Vergisi yürürlükten kaldırıldı. 1927 yılında
“Teşvik-i Sanayi Kanunu” ile sınai yatırımlar özendirilmeye çalışılmıştır.
Türkiye, Lozan Antlaşmasına bağlı "Ticaret Sözleşmesi" gereği 1929 yılına dek Gümrük
tarifelerini değiştiremezdi.
Dünyayı sarsan ekonomik kriz 1929 Büyük Buhranı patlak verdi. Buhran sonrası, tarım
ürünleri piyasalarında fiyatlar hızla düşmüş; geleneksel tarım ürünleri ihracatçısı olan
Türkiye’nin de döviz gelirleri hızla düşmüştür.
Devletçilik Dönemi (1930-1938)
TCMB 1931 yılından itibaren faaliyete geçmiştir. Böylece Osmanlı Bankası ve azınlıkların,
ulusal ekonomik çıkarlara ters düşen karar ve uygulamaları son bulmuştu.
1933'te, bugünkü anlamda bir kalkınma bankası gibi kurulan Sümerbank, Devletçilik ‘in
temel öğesi ve sürükleyici kurumu olmuştur.
Enerji ve madencilik konusundaki araştırmaları ve işletmeleri denetim altına almak ve bir
merkezden yönetmek için 1935 yılında Etibank kuruldu. Yabancı sermayenin elinde bulunan
Ergani-Murgul bakır ve Divriği demir işletmeleri Etibank tarafından satın alındı. Ardından
Ereğli Kömür İşletmeleri de bankaya devredildi. Aynı yıl yer altı zenginliklerinin araştırılması
ve belirlenmesi görevi için Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü kuruldu. Esnaf ve sanatkârın
kredi ihtiyacını karşılamak üzere 1933'te kurulan, 1938'te faaliyetine başlayan Halk Bankası
bir kamu bankası olarak örgütlendi.
Devletçilik döneminde dış ticaret ikili antlaşmalara göre yürütülmüş, ithalat yasaklama ve
kontenjanlarla denetim altında tutulmuştu. Dış ticaret dengesi sağlanınca dış borçlanma
ihtiyacı doğmamış ve Türk Lirasının değeri korunmuştur. Bu sonuç içerde enflasyonun
dizginlenmesini kolaylaştırmıştı.
Planlı Sanayileşme
17 Nisan 1934'te yürürlüğe giren "Birinci Sanayi Planı" üç temel ilkeye dayandırılmıştı:
1) Temel ham maddeleri yurt içinde üretilen veya üretilecek olan sınai tesislere,
2) Büyük sermaye ve ileri teknoloji gerektiren projelere,
3) Kuruluş kapasitelerinin iç tüketimi karşılayacak düzeyde tutulmasına öncelik verilmişti
Planlı sanayileşme politikalarının olumlu sonuçları şöyle özetlenebilir:
- Nüfus açlıktan kurtulmuş, yoksulluk göreceli olarak azalmıştır,
- Ununu, şekerini ve basmasını ithal eden ülke, dönem sonunda bu alanlarda kendi kendine
yeter hale gelmiştir,
- GSMH 15 yıllık dönemde %8 oranında büyümüştür.
- Türk Lirası, ABD doları karşısında değer kazanmıştır,
- Merkez Bankasında 36 milyonluk döviz ve 26 ton altın birikmiştir.
- Mevcut demiryollarının satın alınarak millileştirilmesi, yenilerinin yapılması, ziraat
sanayisindeki gelişmelere paralel olarak dokuma sektöründe açılan fabrikalar ile ülke
ihtiyacının yerli üretimden karşılanmasında önemli mesafeler alınmıştır.
Türkiye Devletinin cumhuriyet vasfının değişmezliği ilk olarak 1924 anayasasında yer
almıştır.
Eğitmen Kursları Saffet Arıkan döneminde hayata geçirilmiştir.
Atatürk'ün hazırlattığı Vatandaş için Medeni Bilgiler kitabı Türk ırkının üstünlüğü konusunu
ele almıştır.
1923-1938 yılları arası uygulamaları şekillendiren ana esaslar arasında Eğitimi din anlayışı
üzerine programlamak yoktur.
Türkiye İktisat Kongresinde kabul edilen Misak-ı İktisadi ile gerçekleştirilmek istenen
hedefler şunlardır:
- Halkı ülkenin imarına teşvik etmek,
- Halkı kendi milli müesseselerini desteklemeye sevk etmek,
- Halkı serbest girişimciliğe yönlendirmek,
- Faydalı yeniliklerin kabulüne teşvik etmek.
Atatürk dönemi eğitim çalışmalarının hedefleri için şunlar söylenebilir:
- İlim ve fenni rehber edinmek,
- Dünyadaki gelişmeleri anlamak ve takip etmek,
- Ahlak ve bedenen kuvvetli nesiller yetiştirmek,
- Bilgiyi üreterek kendi kaynaklarıyla gelişmek.
Atatürk'ün yurt gezilerinin amaçları şunlardır:
- Devlet - Halk bütünleşmesini sağlamak,
- Yapılan işler hakkında halkı bilgilendirmek,
- Halkın sıkıntılarını yerinde görmek,
- Halkın meselelerinin çözümünde idareye yardımcı olmak.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst