Aöf Görüşme Teknikleri Dersi 7.Ünite Ders Notları

tremendous

Forum Yöneticisi
Katılım
11 Ara 2012
Mesajlar
1,781
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bölüm:
MEZUN
Şehir:
İstanbul
Aöf Görüşme Teknikleri Dersi 7.Ünite Ders Notları

Her çocuk kendini ifade etme hakkına sahiptir.
Birleşmiş Milletler kararlarına göre 18 yaşın altındaki bireyler, çocuktur.
Doğrudan yaşlıları konu alan bilimsel disiplin, yaşlılık bilimi anlamına gelen “gerontoloji” ; yaşlılık tıbbı ya da yaşlılık hekimliği ise “geriatri” olarak bilinir.
İletişimsel azınlık kavramıyla kastedilen ‘özel iletişimsel gereksinimli bireyler’dir. Azınlık kavramının tam olarak neyi içerdiği tartışmalı olsa da Michel Foucault’a göre herhangi bir toplumsal grubun azınlık olarak adlandırılabilmesi için 3 temel özellikten en az birinin karşılanması gerekir :

1. Grubun, toplumdaki ekonomik olanaklardan yararlanma kapasitesi
2. Grubun, toplumla iletişiminde kendini olduğu gibi ifade etme yoluyla temsil etmesi
3. Bireyin ya da grubun yaşadığı hayatı seçebilmesidir.

İletişimsel azınlık, iletişim kurulabilmesi için herhangi bir nedenle olağan iletişim modunun ya da biçiminin dışında becerilerin kullanılmasının gerekli olduğu birey ya da gruplardır.
Ulusal Sosyal Çalışmacılar Birliği’ne (NASW-National Association of Social Workers) göre kültür; düşünceler, iletişimler, eylemler, adetler, inançlar ve değerler ile ırksal, etnik, dinsel ve sosyal grubun yerleşik geleneklerini içeren bütünleşik davranış örüntüsüdür.

Şu gruplar yaygın olarak kullanılanın dışında bir dil ya da iletişim modu kullanıyor olabilirler :

1. Bir ülkeye yeni taşınmış olanlar
2. Uzun süredir bir yerde yaşayıp oranın dilini öğrenememiş olanlar
3. Uzun süredir bir yerde yaşayıp farklı bir dil kullananlar
4. Bazı işitme kayıplılar
5. Öğrenmede güçlük yaşayanlar
B
ozukluk, yetersizlik ve engel farklı kavramlardır.

BOZUKLUK : Psikolojik, fizyolojik ya da anatomik yapıda veya işlevde görülen herhangi bir kayıp yada anormallik durumudur.

YETERSİZLİK : Bir bozukluktan kaynaklanan, insan için normal olduğu düşünülen etkinlikleri yerine getirme yeteneğinde görülen herhangi bir sınırlama ya da eksikliktir.

ENGEL : Bir bozukluk ya da yetersizlik sonucunda ortaya çıkan, bireyin normal sosyal rollerini (yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel faktörlere dayalı) gerçekleştirmesini sınırlayan bir dezavantajlılık durumudur.

Engellilikle ilgili 2 temel model vardır :

1. Medikal model
2. Sosyal model

MEDİKAL MODEL : Engelliliğe tıbbi bir pencereden bakmakta, engelliliği yapısal

ya da işlevsel bozukluk olarak ele almaktadır. Terim olarak da bozukluk, anormallik, hastalık gibi kavramları kullanır.

SOSYAL MODEL : Bozukluktan çok çevrenin kişi için yarattığı engellere vurgu yapılır.

Sosyal Hizmetin doğasına uygun olan engelliliğin sosyal modeline göre, terimlerden “engel” tercih edilmelidir.

İŞİTME ENGELLİLER : Doğuştan ya da sonradan oluşan nedenlerle işitme

duyusunun tamamen duyarlılığını yitirmesi ya da kısmen azalması sonucunda oluşan tablodur. İşitme engelli bireyler oldukça heterojen bir gruptur.Yani, işitme engellilerin özellikleri birbirinden oldukça farklıdır.Farklılaşmanın kaynağı bu
kişilerin işitme kaybı düzeyleri, işitme kaybının doğuştan mı sonradan mı olduğu, işitme cihazı kullanıp kullanmadıkları, aldıkları eğitimler, kullandıkları iletişim modu gibi faktörlerdir.
Engelliliğin azınlık modeline göre, işitme engeli bir tanı kategorisi değil, bir kültürdür.

GECİKMİŞ DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU : Çocuğun dil ve konuşma Becerilerinin yaşıtlarından geri olmasıdır.

SESLETİM - SES BİLGİSİ BOZUKLUĞU :
Çocuk ve ergenlerin sözcük dağarcıklarında ve bunun kullanımında sorun yoktur.Ancak, bazı konuşma seslerinin sesletiminde sorun yaşayabilirler.ÖRN : “r” sesinin yerine “y” sesi kullanılır. (Fırat yerine Fıyat) Bazen de doğru sesleri çıkarabilmelerine rağmen sesleri doğru yerde kullanamayabilirler.

ÖRN : “k” sesini bilen çocuk “kalem” diyebilir ama “kapı” diyemez.

KEKEMELİK : Konuşma akıcılığının bozulmasıyla kendini gösteren bir bozukluktur. Kekemeliği olan bireylerin konuşmalarında sesler, heceler ya da sözcükler sık sık tekrar edebilir, uzayabilir, aralarında bloklar olabilir ya da uygun olmayan nefes alıp verme örüntüsü görülebilir.Bu bireyler çoğu zaman sözü başlatmakta zorlanırlar.

İleri düzey dil ve konuşma bozukluğu olan bireylerle görüşme yaparken uzmana şunlar önerilebilir :

1. Kısa, net, karmaşık olmayan cümleler kullanmak önemlidir.
2. Bu kişilerin çoğu okuma yazma bildiklerinden iletişimde yazılı unsurlardan yaralanılabilir.
3. Bir dil ve konuşma bozuklukları uzmanı ile eşgüdüm halinde çalışmak gerekebilir.
4. Konuşulanların doğru anlaşılıp anlaşılmadığı sık sık denetlenmelidir.
5. Özellikle kekemeliği olan bireylerle konuşma bazen uzayabilir, görüşmeci bu gerçeğin farkındalığı ile sabırlı olmalıdır.

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ : Zekâda, ruhsal ve nörolojik sağlıkta, alınan eğitimde, Öğrenmede soruna yol açabilecek görünür bir problem olmaksızın gözlenen öğrenme sorunudur.

PSİKOZ : Diğer adıyla psikotik bozukluklar, kişinin gerçeklikle bağının kopmasıyla karakterize ileri derecede ruhsal bozukluk kümesidir.

ŞİZOFRENİ : Gerçek olan ile gerçek olmayan arasındaki ayrımın yapılamadığı, Uygunsuz düşünce, duygu, iletişim biçimi ve davranışların gözlendiği ruhsal bozukluk olarak betimlenebilir.

DEPRESYON : Bilişsel, duygusal, davranışsal ve bedensel belirtilerle karakterize Bir duygu durum bozukluğudur.

TRAVMA : Genel tıpta, herhangi bir fiziksel etkene bağlı olarak oluşan yaralanma, zedelenme, örselenmedir.

PSİKOLOJİK TRAVMA : İstenmeyen ve olumsuz yaşam olaylarının bireyin duygulanımında ve bilişsel süreçlerinde oluşturduğu ani ve ciddi sarsıntılardır.

Sosyal çalışmacı, psikiyatrik sosyal hizmetlerin odağındaki uzmandır. Neredeyse, diğer ekip üyelerinin görev tanımlarına girmeyen tüm işler sosyal çalışmacı tarafından yürütülür.Bunların dışında, toplumu bilinçlendirme çalışmaları da yürütür.Psikiyatrik ortamlardaki sosyal çalışmacıların görüşme dışında çok önemli rolleri vardır.Buna göre sosyal çalışmacı :

1. Sosyal biyografi uzmanıdır
2. Köprü konumundadır
3. Koordinatördür
4. Eğitimcidir
5. Planlamacıdır
6. Denetleyici ve savunucudur

Görüşmeye gönülsüz katılımın nedenlerini 4 grupta toplamak mümkündür :
1. Kişinin adli makamlarca görüşmeye gönderilmesi
2. Kişinin yöneticileri tarafından görüşmeye yönlendirilmesi
3. Kişinin yakınları tarafından görüşmeye gönderilmesi
4. Kişinin bireysel bir tercih olarak görüşmeye katılmaması
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Konvansiyonu’na göre bir kişinin ‘çocuk’ olarak adlandırılması için üst yaş sınırı “18” dir

“Ana babanın, çocukların haklarıyla ilgili bilgilendirilme gereksinimi” çocuk görüşmelerine ana babaların dahil edilmesinin prensipteki nedenlerinden biridir.
“ABD’nde yaşayan işitme engelliler” ‘iletişimsel azınlık’ olarak değerlendirilebilir.
“Yetersizliği olan bireyler” engelli bireylerin tümü için kullanılan kavramlardan biridir.
“İşaret dili bilen birinden yardım istemek” , işaret dili kullanan işitme engelli bireylerle yapılan görüşmede mutlaka dikkat edilmelidir.
Görüşmeye katılım hallerinden “kişisel tercih olarak görüşmeyi reddetmekte” görüşme başarısının en düşük olması beklenir.

 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst