Aöf Sosyal Hizmet Mevzuatı Ders Notları/Ders Kitabı 3.Ünite

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Sosyal Hizmet Mevzuatı

ÜNİTE – 3

Çocuk ve Gençlik Mevzuatı

Çocukluk, 0-18 arasındaki tüm insanları içeren bir dönemdir.
Bu bölümde çocuk mevzuatı aşağıdaki başlıklar temelinde ele alınmıştır:
• Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
• Çocuk hakları
• Çocuk ceza adalet sistemi
• Çocuk koruma sistemi

Gençlik mevzuatı ise aşağıdaki başlıklar çerçevesinde sunulmuştur:
• Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
• Gençlik ve Spor Bakanlığı Mevzuatı
• Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Mevzuatı
• Avrupa Birliği Bakanlığı Mevzuatı

TÜRKİYE’DE ÇOCUK MEVZUATI
• TÜRK MEDENİ KANUNU

Kanun numarası: 4721
Kanun kabul tarihi: 22.11.2001
Madde 11 - Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar.Evlenme kişiyi ergin kılar.
Madde 124 - Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak, hakim olağanüstü durumlarda ve pek
önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan
önce ana ve baba veya vasi dinlenir.

• ÇOCUK KORUMA KANUNU
Kanun numarası: 5395
Kanun kabul tarihi: 01.06.2005
Madde 3 - Çocuk, daha erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişidir.

• İŞ KANUNU
Kanun numarası: 4857
Kanun kabul tarihi: 22.5.2003
Madde 71 - Onbeş yaşını doldurmamış çocuklarınçalıştırılması yasaktır. Ancak, ondört yaşını
doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel,zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin
okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.

• BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Madde 1- Bu sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olankanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç,
onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.

Anayasa
1982 Anayasasında çocuk refahı, sorunları ve haklarıbağlamında düzenlemeler mevcuttur.

ANAYASA’DA ÇOCUK İLE İLGİLİ MADDELERSOSYAL VE EKONOMİK HAKLAR VE ÖDEVLER
Alt Başlık İlgili Madde
Ailenin korunması

Madde 41 – Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi

Madde 42 – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Çalışma şartları ve dinlenme hakkı

Madde 50 – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.

12.09.2010 Anayasa Referandumunda Eklenen Madde
Madde 4 – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinin kenar başlığı “I. Ailenin korunması ve çocuk hakları”
şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir:
Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve
doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.

Çocuk Hakları
Bu başlık altında Birleşmiş Milletler Çocuk HaklarıSözleşmesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa
Sözleşmesi, Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Çocuk Satışı, Çocuk Fahişeliği ve Çocuk Pornografisi İle İlgili İhtiyari
Protokol ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Çocukların Silahlı Çatışmalara Katılmaları İle İlgili İhtiyari
Protokol incelenecektir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi
Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuk haklarını düzenleyen,çocukların Magna Carta’sı İnsan Hakları Yasası olarak
tanımlanabilecek en önemli uluslararası belgedir. Sözleşme, tüm dünya çocuklarının çağdaş ve kaliteli bir yaşam sürmesini
amaçlayan önemli bir uluslararası belgedir. Sözleşme, şu an 193 ülke tarafından imzalanmış durumdadır. Sözleşmeyi
imzalamayan ülkeler,Amerika Birleşik Devletleri ve Somali’dir.

Türkiye, sözleşmeyi 29-30 Eylül 1990 tarihleri arasında Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde toplanan “Çocuklar İçin
Dünya Zirvesi”nde imzalamıştır. Daha sonra 9 Aralık 1994 tarihinde TBMM’de onaylanmıştır.Sözleşmenin Türkiye’de
resmi olarak uygulamaya girmesi; 27 Ocak 1995 tarihinde 22184 sayılı Resmi Gazetede yayımlanması ile gerçekleşmiştir.
Ülkemizde ulusal anlamda Birleşmiş Milletler Çocuk HaklarıSözleşmesi’nin uygulanmasından ve izlenmesinden sorumlu
koordinatör kuruluş olarak Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (Mülga) sorumludur.

Sözleşmenin bazı maddeleri şu şekildedir:
Madde 1
Bu sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göredaha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz
yaşına kadar her insan çocuk sayılır.

Madde 2

1. Taraf Devletler, bu Sözleşmede yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, anne
babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve
sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler.
2. Taraf Devletler, çocuğun anne-babasının, yasal vasilerinin veya ailesinin öteki üyelerinin
durumları, faaliyetleri, açıklanan düşünceleri veya inançları nedeniyle her türlü ayırıma veya
cezaya tabi tutulmasına karşı etkili biçimde korunması için gerekli tüm uygun önlemi alırlar.

Madde 6

1. Taraf Devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler.
2. Taraf Devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı
gösterirler.

Madde 12
1. Taraf Devletler, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun, kendini ilgilendiren her
konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk
derecesine uygun olarak, gereken özen gösterilmek suretiyle tanırlar.
2. Bu amaçla, çocuğu etkileyen herhangi bir adli veya idari kovuşturmada çocuğun ya doğrudan doğruya veya bir temsilci
ya da uygun bir makam yoluyla dinlenilmesi fırsatı, ulusal yasanın usule ilişkin kurallarına uygun olarak çocuğa, özellikle
sağlanacaktır.

Madde 14
1. Taraf Devletler, çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlükleri hakkına saygı gösterirler.

Madde 15
1. Taraf Devletler, çocuğun dernek kurma ve barış içinde toplanma özgürlüklerine ilişkin haklarını kabul ederler.

Madde 16
1. Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde
müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldıramaz.
2. Çocuğun bu tür müdahale ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.
3. Bu hakların kullanılması, ancak zorunlu kılınan ve demokratik bir toplumda gerekli olan ulusal güvenlik, kamu güvenliği,
kamu düzeni yararına olarak ya da kamu sağlığı ve ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
amaçlarıyla yapılan sınırlandırmalardan başkalarıyla kısıtlandırılamaz.

Madde 18
1. Taraf Devletler, çocuğun yetiştirilmesinde ve gelişmesinin sağlanmasında anne-babanın birlikte sorumluluk
taşıdıkları ilkesinin tanınması için her türlü çabayı gösterirler. Çocuğun
yetiştirilmesi ve geliştirilmesi sorumluluğu ilk önce anne-babaya ya da durum gerektiriyorsa
yasal vasilere düşer. Bu kişiler her şeyden önce çocuğun yüksek yararını göz önünde tutarak
hareket ederler.

Madde 20
1. Geçici ve sürekli olarak aile çevresinden yoksun kalan veya kendi yararına olarak bu ortamda bırakılması kabul
edilmeyen her çocuk,Devletten özel koruma ve yardım görme hakkına sahip olacaktır.
2. Taraf Devletler bu durumdaki bir çocuk için kendi ulusalyasalarına göre, uygun olan bakımı sağlayacaklardır.
3. Bu tür bakım, başkaca benzerleri yanında, bakıcı aileyanına verme, İslam Hukukunda Kefalet, evlat edinme ya da
gerekiyorsa çocuk bakımı amacı güden uygun kuruluşlara yerleştirmeyi de içerir. Çözümler düşünülürken, çocuğun
yetiştirilmesinde sürekliliğin korunmasına ve çocuğun etnik, dinsel kültürel ve dil kimliğine gerek saygı gösterilecektir.

Madde 23
1. Taraf Devletler zihinsel ya da bedensel özürlü çocukların saygınlıklarını güvence altına alan, öz güvenlerini geliştiren ve
toplumsal yaşamı etkin biçimde katılmalarını kolaylaştıran şartlar altında eksiksiz bir yaşama sahip olmalarını kabul
ederler.

Madde 24
1. Taraf Devletler, çocuğun olabilecek en iyi sağlık düzeyine kavuşma, tıbbi bakım ve
rehabilitasyon hizmetlerini veren kuruluşlardan yararlanma hakkını tanırlar.

Madde 26
1. Taraf Devletler, her çocuğun sosyal sigorta dahil, sosyal güvenlikten yaralanma hakkını tanır ve bu hakkın tam olarak
gerçekleşmesini sağlamak için ulusal hukuklarına uygun, gerekli önlemleri alırlar.

Madde 28
1. Taraf Devletler, çocuğun eğitim hakkını kabul ederler vebu hakkın fırsat eşitliği temeli üzerinde tedricen
gerçekleştirilmesi görüşüyle özellikle:
a. İlköğretimi herkes için zorunlu ve parasız hale getirirler;
b. Orta öğretim sistemlerinin genel olduğu kadar mesleki nitelikte de olmak üzere çeşitli
biçimlerde örgütlenmesini teşvik ederler ve bunların tüm çocuklara açık olmasını sağlarlar
ve gerekli durumlarda mali yardım yapılması ve öğretimi parasız kılmak gibi uygun
önlemleri alırlar;
c. Uygun bütün araçları kullanarak, yüksek öğretime yetenekleri doğrultusunda herkese açık
hale getirirler;
d. Eğitim ve meslek seçimine ilişkin bilgi ve rehberliği bütün çocuklar için elde edilir hale
getirirler;
e. Okullarda düzenli biçimde devamın sağlanması ve okulu terk etme oranlarının düşürülmesi
için önlem alırlar.

2. Taraf Devletler, okul disiplinin çocuğun insan olaraktaşıdığı saygınlıkla bağdaşır biçimde ve bu Sözleşmeye uygun
olarakyürütülmesinin sağlanması amacıyla gerekli olan tüm önlemleri alırlar.

3. Taraf Devletler eğitim alanında, özellikle cehaletin ve okuma yazma bilmemenin dünyadan
kaldırılmasına katkıda bulunmak ve çağdaş eğitim yöntemlerine ve bilimsel ve teknik bilgilere sahip olunmasını
kolaylaştırmak amacıyla uluslararası işbirliğini güçlendirir ve teşvik ederler.

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi
Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi,25.1.1996’da Strazburg’da düzenlenmiş olup Türkiye,
sözleşmeyi 4620 sayılı“Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun ile 18.01.2001 onaylamıştır. Sözleşme 26 maddeden ibaret olup Sözleşme’nin amacı 1.
maddenin 2. fıkrasında şu şekilde açıklanmıştır:

Bu sözleşmenin amacı, çocukların yüksek çıkarları için haklarını geliştirmek, onlara
usule ilişkin haklar tanımak ve bu hakların, çocukların doğrudan ve diğer kişiler veya
organlar tarafından bir adli merci önündeki, kendilerini ilgilendiren davalardan
bilgilendirilmelerini ve bu davalara katılmalarına izin verilmesini teminen
kullanılmasını kolaylaştırmaktır.

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Çocuk Satışı, Çocuk Fahişeliği ve Çocuk Pornografisi ile İlgili İhtiyari Protokol Çocuk
Hakları Sözleşmesi’ne ek ihtiyari protokol olan çocuk fahişeliği pornografisi ve satışı ile ilgili ek ihtiyari protokol taraf
devletlerin çocuk satışı, pornografisi ve fuhuşun önlenmesini garanti altına almak amacıyla hazırlanmıştır. Çocuk
Hakları Sözleşmesi’nin çocuk haklarını; çocuğun ekonomik istismardan, tehlikeli işlerde çalıştırılmasından, her türlü cinsel
sömürüye ve suistimale karşı korunması veya çocuğun
eğitiminin, çocuğun sağlığı, fiziksel, ruhsal, moral ve sosyal gelişiminin zarar görmesinden korunması olarak
tanımlamaktadır.

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye Ek Çocukların Silahlı Çatışmalara Katılmaları ile İlgili İhtiyari Protokol
8 Eylül 2000 tarihinde New York’ta imzalanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye Ek Çocukların Silahlı Çatışmalara Dahil
Olmaları Konusundakiİhtiyari Protokolün ekli beyanlar yapılmak suretiyle onaylanması 4991 sayılıKanun ile 16.10.2003
tarihinde uygun bulunmuştur.

Bu protokol, taraf devletlerden;
• Silahlı kuvvetlerinin 18 yaşına erişmemiş mensuplarınınhasmane davranışlara doğrudan
doğruya katılmalarının önlenmesi için mümkün olan tümönlemleri almasını,
• 18 yaşına erişmemiş kişilerin silahlı kuvvetlerine zorunluolarak alınmamasını sağlamasını
istemektedir.

Çocuk Ceza Adalet Sistemi
Özgürlüğünden Yoksun Bırakılan Küçüklerin Korunması İçin Birleşmiş Milletler (Havana) Kuralları
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 14 Aralık 1990 tarih ve45/113 sayılı kararıyla kabul edilmiştir. Bu kuralların en önemli
maddeleri şu şekildedir:
• Bir çocuğun belirli bir kuruma yerleştirilmesinin her durumdaen son ve en kısa süre için
başvurulacak bir yöntem olması gerektiğini teyit eder.

• Özgürlüğünden yoksun bırakılan çocukların, güçsüz ve savunmasız durumları nedeniyle özel bakıma ve korumaya
gereksinimleri olduğunu,haklarının ve esenliklerinin özgürlüklerinden yoksun bırakıldıkları süre içinde ve sonrasında
güvence altına alınması gerektiğini kabul eder.

• Gözaltında olan veya muhakeme devam ederken tutuklu bulunan ( yargılanmamış) çocuklar
masum sayılır ve buna göre muamele görürler. Çocuklarıtutuklamaktan mümkün olduğu kadar kaçınılır ve istisnaî hallerle
sınırlı olarak tutuklama kararı verilir. Tutuklu çocuklar, hükümlü çocuklardan ayrı yerlerdetutulur.

Çocuk Mahkemelerinin Yönetimi Hakkında Birleşmiş Milletler Asgari Standart (Beijing) Kuralları
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 29 Kasım 1985 tarih ve40/33 sayılı kararıyla kabul edilmiştir. Bu kuralların en önemli
maddeleri şu şekildedir:

• Çocuk ceza adaleti sisteminde daima çocuğun iyileştirilmesi ön plana alınmalıdır ve çocuk
suçlulara gösterilecek tepki hem suçun hem de suçlununiçinde bulunduğu koşullarla orantılı
olmalıdır.

• Cezaî sorumluluğun alt sınırını belirleyen sistemler açısından, bu sınır çocuğun duygusal,
zihinsel ve entelektüel açılardan olgunluğa eriştiği yaşın altında tutulmamalıdır.

• Masumiyet karinesi, suçlamanın bildirilmesi, konuşmama hakkı, avukatla temsil edilme hakkı, veli veya vasinin hazır
bulunması hakkı,tanıklarla yüzleştirme ve tanıklara çapraz sorgu hakkı, daha üst makama temyiz hakkı ve temel usulî
güvenceler yargılamanın her aşamasında güven ve altına alınmalıdır.

• Her aşamada çocuğun afişe olması yahut damgalanması gibi zararlara yol açabilecek durumların ortadan kaldırılması
için gizliliğe azamî özen gösterilmelidir.

• İlke olarak, çocuk suçlunun kimliğine ilişkin hiçbir bilginin yayınlanmasına izin verilmemelidir.

• Yargılamanın tutuklu olarak yapılmasına en son çare olarak başvurulmalı ve süre mümkün
olduğu kadar kısa tutulmalıdır.

• Tutukluluk yerine mümkün olduğu kadar yakın gözetim, yoğun bakım veya bir aile yanına yahut eğitim kurumuna
yerleştirme gibi alternatif önlemler getirilmelidir.

• Tutuklu olarak yargılanmakta olan çocuklar yetişkin olan suçlulardan ayrı bir kurumda veya
aynı kurum içinde ayrı bir bölümde tutulmalıdır.

• Tutukluluk sırasında bütün çocuklar, yaşlarının,cinsiyetlerinin ve kişiliklerinin gerektirdiği
bütün sosyal, kültürel, eğitim, psikolojik ve tıbbî yardım ve bakımlardan yararlandırılmalıdır.

• Yargılamalar çocuğun çıkarlarına en iyi yardımcı olacak şekilde ve onun anlayabileceği tarzda ve söylediklerini serbestçe
ifade edebileceği ortamda cereyan etmelidir.

• Yargılanmaları sırasında çocukların yasal danışmanları vasıtasıyla temsil edilme veya ülkede varsa adlî yardımdan
yararlanmak için başvurma hakları vardır.

• Ebeveynler veya yasal temsilcilere yargılamalara katılma hakkı verilmeli ve yargılayan makam, bu kişilerden çocuğun
çıkarları için kendisine katkıda bulunmalarını talep edilebilmelidir.
Bununla birlikte bu kişilerin hazır bulunmamaları çocuğun çıkarına olursa, yetkili makam anılan kişilerin yargılamalarda
bulunmamalarını isteyebilir.

• Yargılayan makam tarafından önemsiz ve tali derecedeki suçlar dışındaki bütün vakalarda
çocuğun suçu işlemeden önceki yaşam koşulları ve suçun hangi ortam içinde işlendiği
konusunda hükümden önce yeterli araştırma yapılmalıdır.

• Verilecek ceza sadece suçun ağırlığı ve işleniş tarzıyla değil, çocuğun içinde bulunduğu koşullar ve ihtiyaçları ve hem de
toplumun gereksinimleri ile de oranlı olmalıdır.

• Çocuklar hiçbir halde fiziksel bir cezaya maruz bırakılmamalıdır.

• Özgürlükten yoksun bırakma, suçun başka bir kişiye yönelik ciddî bir saldırı niteliğinde
bulunması veya çocuğun ciddî suç işlemeyi itiyat haline getirmiş olması halleri dışında
verilmemelidir.

• Çocuğun ıslah edilmesi ilkesi çocuklara ilişkin davalarda yol gösterici ilke olmalıdır.

• Çocuklar hakkında idam cezası verilemez.

• Çocuğun kişisel özgürlüğüne getirilecek kısıtlamalar çok dikkatli bir incelemeden sonra
konulmalı ve bu kısıtlamaların mümkün olduğu kadar az olmasına özen gösterilmelidir.

Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım
Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu 03.07.2005’ de kabul edilmiştir

Denetimli serbestlik hizmetlerinin yararları şu şekildedir:
• Sonuç olarak kişi, ceza infaz kurumuna girmeyeceği için devlet bütçesine önemli bir ekonomik yarar sağlayacaktır.

• Kişi, mahkum olduğu ceza ve tedbiri kendi sosyal çevresi içerisinde, kendisine ve topluma
yararlı faaliyetlerde bulunarak çekeceğinden,rehabilitasyonu daha kolay olacak ve toplumla
daha çabuk bütünleşecektir. Böylece önemli bir sosyal yarar sağlanacaktır.

• Kişi, ceza infaz kurumuna girmediğinden bu kurumlarda yaşanan aşırı kalabalıklaşma ve bunun beraberinde getirdiği
asayiş ve güvenlik sorunlarıyla daha az karşılaşacaktır.

• Hükümlülerin topluma uyum sağlamalarını kolaylaştırması ve yeniden suç işlemelerini
önlemeye çalışması nedeniyle sistemin önemli oranda güvenlik yararı bulunmaktadır.

Çocuklar için denetimli serbestlik hizmetleri ise şu şekildedir:

Eğitim ve eğitime devam ettirme çalışmaları:Mahkemelerce, hakkında eğitimine devam tedbiri verilmiş olan çocukların
eğitimi ile ilgili tüm çalışmaları yapmak.

Psikososyal destek: Gerek Denetimli Serbestlik Şubesine gelen; gerekse de ceza infaz kurumundan salıverilen
çocukların topluma faydalı birer birey olarak yaşamlarını devam ettirmelerini sağlamak ve psikolojik durumlarını
güçlendirmek için verilen her türlü destek çalışmalarıdır. Bunlar:

• Denetim planı doğrultusunda istenilen amacın gerçekleşmesi için çocuğun, eğitim, aile, iş ve
sosyal çevreye uyumunu sağlamak, desteklemek, yardımcı olmak, öneride bulunmak.

• Çocuğa eğitim, iş, destek alabileceği kurum ve kuruluşlar,hakları ve haklarını kullanma
konularında bilgi vermek.

• Yaşadığı çevredeki kişileri ziyaret ederek, çocuğun içinde yaşadığı şartları, aile ve sosyal
ilişkilerini, eğitim ve iş durumunu öğrenmek ve bu konuyla birlikte boş zamanlarını
değerlendirme faaliyetlerinde yardımcı olmak.

• Hakkında tedbir bulunan çocukların denetim planı doğrultusunda, bu uygulamanın sonuçlarını ve çocuk üzerindeki
etkilerini inceleyerek yükümlülüklerini yerine getirmesinde yardımcı olmak.

• İş ve meslek edindirme kurslarına yönlendirmek.

• Suça sürüklenen şüpheli, sanık, tanık ve mağdur pozisyonundaki çocuklar hakkında ‘Sosyal
İnceleme Raporu’ düzenleyerek; mahkemenin çocuğun ailesi ve sosyal çevresi hakkında geniş
ve doğru bilgi edinmesini sağlamak.

Tedavi hizmetleri: Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 24.04.2006 tarih ve 8113 2006/49 sayılı
genelgesi doğrultusunda sıralı hastaneler gözetilerek tedavilerinin yapılmasını sağlamak

6291 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile
Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 05.04.2012’de kabul edilmiştir

Kanunun 105/A maddesine göre,
• Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve
güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;
o Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,
o Çocuk eğitim evinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan,
o Koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde,
cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri
uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan
değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.

• Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın,iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna
ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna
ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda, diğer şartları da taşımaları
hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.

• Yukarıda düzenlenen infaz usulünden;
o Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre
kalan kadın hükümlüler,
o Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, sakatlık veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame
ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalan hükümlüler,
diğer şartları da taşımaları hâlinde yararlanabilirler

• Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlülerin yukarıdaki
fıkralardaki infaz usulünden yararlanmalarında, hak ederek tahliye tarihi esas alınır.

• Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiylecezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme
tarihine kadar;
o Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,
o Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması,
o Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,
o Belirlenen programlara katılması,
yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir.
Koruma Kurulları, denetimli serbestlik hizmetleri kapsamında, mağdurlar ile ceza infaz
kurumlarından salıverilen hükümlülere “yardımcı olmak” üzere oluşturulmuş bir kuruldur.

Koruma kurullarının genel amacı şu şekildedir:
• Suçtan zarar görenlere yardımcı olmak,
• Ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülere yardımcı olmak,
• Hükümlülerin topluma uyum sağlamasını kolaylaştırmak ve yeniden suç işlemesini önlemek,
• Bu şekilde toplumsal düzeni korumaktır.

Çocuk Koruma Kanunu
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu 03.07.2005’te kabul edilmiştir Bu kanunun amacı, korunma ihtiyacı olan veya suça
sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasları
düzenlemek olarak belirlenmiştir.
Bu kanunun uygulanmasında çocuğun haklarının korunması amacıyla;
• Çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının güvence altına alınması,
• Çocuğun yarar ve esenliğinin gözetilmesi,
• Çocuk ve ailesinin herhangi bir nedenle ayrımcılığa tâbi tutulmaması,
• Çocuk ve ailesi bilgilendirilmek suretiyle karar sürecine katılımlarının sağlanması,
• Çocuğun, ailesinin, ilgililerin, kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde çalışmaları,
• İnsan haklarına dayalı, adil, etkili ve süratli bir usûl izlenmesi,
• Soruşturma ve kovuşturma sürecinde çocuğun durumuna uygun özel ihtimam gösterilmesi,
• Kararların alınmasında ve uygulanmasında, çocuğun yaşına ve gelişimine uygun eğitimini ve öğrenimini, kişiliğini ve
toplumsal sorumluluğunu geliştirmesinin desteklenmesi,
• Çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile hapis cezasına en son çare olarak
başvurulması,
• Tedbir kararı verilirken kurumda bakım ve kurumda tutmanın son çare olarak görülmesi,
kararların verilmesinde ve uygulanmasında toplumsal sorumluluğun paylaşılmasının sağlanması,
• Çocukların bakılıp gözetildiği, tedbir kararlarının uygulandığı kurumlarda yetişkinlerden ayrı tutulmaları,
• Çocuklar hakkında yürütülen işlemlerde, yargılama ve kararların yerine getirilmesinde
kimliğinin başkaları tarafından belirlenememesine yönelik önlemler alınması ilkeleri gözetilir.
Çocuk Koruma Kanunu’na göre beş tedbirin uygulanması mümkündür. Bunlar:
• Danışmanlık tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimselere çocuk yetiştirme konusunda; çocuklara da eğitim ve
gelişimleri ile ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye,
• Eğitim tedbiri, çocuğun bir eğitim kurumuna gündüzlü veya yatılı olarak devamına; iş ve
meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına yahut
kamuya ya da özel sektöre ait iş yerlerine yerleştirilmesine ,
• Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimseninherhangi bir nedenle görevini
yerine getirememesi hâlinde, çocuğun resmî veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile
hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine,
• Sağlık tedbiri, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli geçici
veya sürekli tıbbî bakım ve rehabilitasyonuna, bağımlılık yapan maddeleri kullananların
tedavilerinin yapılmasına,
• Barınma tedbiri, barınma yeri olmayan çocuklu kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile
kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya yönelik tedbirdir.

Acil Korunma Kararı Alınması
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun, acil koruma kararı alınmasına ilişkin 9. maddesine göre:

• Derhâl korunma altına alınmasını gerektiren bir durumun varlığı hâlinde çocuk, Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (Mülga) tarafından bakım ve gözetim altına alındıktan
sonra acil korunma kararının alınması için Kurum tarafından çocuğun Kuruma geldiği tarihten
itibaren en geç beş gün içinde çocuk hâkimine müracaat edilir. Hâkim tarafından, üç gün içinde talep hakkında karar
verilir. Hâkim,çocuğun bulunduğu yerin gizli tutulmasına ve gerektiğinde kişisel ilişkinin tesisine karar verebilir.

• Acil korunma kararı en fazla otuz günlük süre ile sınırlı olmak üzere verilebilir. Bu süre içinde Kurumca çocuk hakkında
sosyal inceleme yapılır. Kurum, yaptığı inceleme sonucunda, tedbir kararı alınmasının gerekmediği sonucuna varırsa bu
yöndeki görüşünü ve sağlayacağı
hizmetleri hâkime bildirir. Çocuğun, ailesine teslim edilip edilmeyeceğine veya uygun görülen başkaca bir tedbire hâkim
tarafından karar verilir.

• Kurum, çocuk hakkında tedbir kararı alınması gerektiği sonucuna varırsa hâkimden koruyucu ve destekleyici tedbir kararı
verilmesini talep eder.
Çocuk Koruma Kanunu’nda çocuk mahkemelerinin görev ve yetkileri hakkında maddeler de
bulunmaktadır. Anılan Kanunun 25. maddesine göre:

• Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşur. Bu mahkemeler her ilmerkezinde kurulur. Ayrıca,
bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak kurulabilir Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda
cumhuriyet savcısı bulunmaz.

• Çocuk ağır ceza mahkemelerinde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur ve mahkeme bir
başkan ve iki üye ile toplanır. Bu mahkemeler bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen
yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak kurulur.

Çocuk Mahkemelerinin Görevi
5395 sayılı Kanunun 26. maddesine göre, çocuk mahkemelerinin görevleri şunlardır:
• Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren
suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar.

• Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev
alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar.

• Mahkemeler ve çocuk hâkimi, bu Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan tedbirleri almakla
görevlidir.

• Çocuklar hakkında açılan kamu davaları, Kanunun 17 nci Maddesi hükümleri saklı kalmak
kaydıyla bu Kanunla kurulan mahkemelerde görülür.

Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmelik
23.12.2006 tarihli 26386 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Bu yönetmeliğin amacı, korunma ihtiyacı olan veya
suça sürüklenen çocukların korunması, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınması ile Çocuk Koruma Kanunu’nun
uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir.

Çocuk Koruma Sistemi

Aşağıda Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun(Mülga) çocuk koruma sistemiyle ilgili mevzuatı yer almaktadır:
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 08.06.2011 tarih ve 27958 Mükerrer sayı ile Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
giren 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
ile kurulmuştur. Bu bakanlığın kurulmasıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk EsirgemeKurumu kapatılmışt ır. Bununla birlikte
henüz çok yeni olan bakanlığın mevzuatı tamamen şekillenmemiş olup Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun
çocuk mevzuatı hala kullanılmaktadır.

ÇOCUK KORUMA SİSTEMİ MEVZUATI
Konusu: Korunmaya Muhtaç Çocuklar
Kapsamı/Amacı: Korunmaya, bakıma veya yardıma muhtaç aile,çocuk, engelli, yaşlı ve diğer
kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın kuruluş, görev, yetki ve
sorumluluklar ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usulleri belirlemektedir.
İlgili Mevzuatın Adı ve Kabul Tarihi: Sosyal Hizmetler Kanunu
Kanun numarası: 2828
Kanun kabul tarihi:24.5.1983
Konusu: Korunma İhtiyacı Olan Çocuk; Suça Sürüklenen Çocuk
İlgili Mevzuatın Adı ve Kabul Tarihi: Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri İle Bakım Ve Sosyal Rehabilitasyon
Merkezleri Yönetmeliği
Resmi Gazete tarihi:04.09.2009
Resmi Gazete sayısı:27339
Konusu: Koruyucu Aile Hizmeti
Kapsamı/Amacı: Koruyucu aile seçimini, koruyucu ailenin çocuklarla ilgili sorumluluklarını, idare ile olan ilişkilerini,
hizmetin işleyişini ve koruyucu aileye bu hizmetin karşılığı olarak yapılacak ödemelere ilişkin esasları kapsamaktadır.
İlgili Mevzuatın Adı ve Kabul Tarihi: Koruyucu AileYönetmeliği
Resmi Gazete tarihi:14.10.1993
Resmi Gazete sayısı:21728

138 Sayılı ILO İstihdama Kabulde Asgari Yaş Sözleşmesi
06.06.1973 tarihinde ILO tarafından kabul edilen ve 27.01.1998 tarihinde de Türkiye tarafından onaylanan 138 sayılı
sözleşme ile sektörlere bakılmaksızın genel bir yaş sınırı tespit edilmiştir. Sözleşmede “ülkelerin belirleyeceği asgari yaş
sınırı, zorunlu öğrenim yaşının bittiği yaşın altında ve her halükarda on beş yaşın altında olmayacaktır”denilmektedir.

182 Sayılı Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler
Sözleşmesi

182 sayılı Sözleşme, 17.06.1999 tarihinde ILO tarafındankabul edilmiş; 25.01.2001 tarihinde Türkiye tarafından da
onaylanmıştır.
Sözleşmenin 3. maddesinde de ifade edildiği şekilde; “en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliği”;
• Çocukların alım-satımı ve ticareti, borç karşılığı veyabağımlı olarak çalıştırılması ve askeri
çatışmalarda çocukların zorla ya da zorunlu tutularak kullanılmasını da içerecek şekilde zorla ya da mecburî çalıştırılmaları
gibi kölelik ve kölelik benzeri uygulamaların tüm biçimlerini;

• Çocuğun fahişelikte, pornografik yayınların üretiminde veya pornografik gösterilerde
kullanılmasını, bunlar için tedarikini ya da sunumunu;

• Çocuğun özellikle ilgili uluslararası anlaşmalarda belirtilen uyuşturucu maddeler in üretimi ve ticareti gibi yasal
olmayan faaliyetlerde kullanılmasını, bunlar için tedarikini ya da sunumunu;

• Doğası veya gerçekleştirildiği koşullar itibariyle çocukların sağlık, güvenlik veya ahlaki
gelişimleri açısından zararlı olan işi kapsamaktadır.

İş Kanunu
4857 sayılı İş Kanunu 22.05.2003 tarihinde kabul edilmiştir Anılan kanunun çalıştırma yaşına ilişkin 71. maddesine göre,
“Onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır.
Onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler bakımından yasak olan işler ile onbeş yaşını tamamlamış,ancak
onsekiz yaşını tamamlamamış genç işçilerin çalışmasına izin verilecek işler, ondört yaşını bitirmiş ve ilköğretimini
tamamlamış çocukların çalıştırılabilecekleri hafif işler ve çalışma koşulları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından
altı ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.

Temel eğitimi tamamlamış ve okula gitmeyen çocukların çalışma saatleri günde yedi ve haftada otuzbeş saatten fazla
olamaz. Ancak,onbeş yaşını tamamlamış çocuklar için bu süre günde sekiz ve haftada kırk saate kadar artırılabilir.
4857 sayılı İş Kanununun yer ve su altında çalıştırma yasağına ilişkin 72. maddesine göre, “Maden ocakları ile kablo
döşemesi,kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış
erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.” Yine gece çalıştırma yasağına ilişkin 73. maddeye göre “Sanayiye
ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır.”
Anılan Kanunun ağır ve tehlikeli işleri ilişkin 85.maddesine göre, “Onaltı yaşını doldurmamış genç işçiler ve çocuklar ağır
ve tehlikeli işlerde çalıştırılamaz.

TÜRKİYE’DE GENÇLİK MEVZUATI
Anayasa

1982 Anayasasında gençlik konusu, “Gençliğin Korunması”başlığı altında, 58. maddede ele alınmıştır.
Buna göre:
“Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları
doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı
yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.

Gençlik ve Spor Bakanlığı
Kararname Bakanlar Kurulunca 03.06.2011 tarihinde kararlaştırılmıştır.
638 sayılı Gençlik ve Spor Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname’ye göre Gençlik ve Spor Bakanlığının görevleri şunlardır:

Gençliğin kişisel ve sosyal gelişimini destekleyici politikaları tespit etmek, farklı genç
gruplarının ihtiyaçlarını da dikkate alarak gençlerin kendi potansiyellerini
gerçekleştirebilmelerine imkân sağlamak, karar alma ve uygulama süreçleri ile sosyal hayatın
her alanına etkin katılımını sağlayıcı öneriler geliştirmek ve bu doğrultuda faaliyetler yürütmek, ilgili kurumların gençliği
ilgilendiren hizmetlerinde koordinasyon ve işbirliğini s ağlamak

• Gençlik çalışma ve projelerine ilişkin usul ve esasları belirlemek

• Gençlik çalışma ve projeleri yapmak, bu çalışma ve projeleri desteklemek, bunların uygulama ve sonuçlarını denetlemek

• Spor faaliyetlerinin plan ve program dâhilinde ve mevzuata uygun bir şekilde yürütülmesini
gözetmek, gelişmesini ve yaygınlaşmasını teşvik edici tedbirler almak

• Spor alanında uygulanacak politikaları tespit etmek ve uluslararası kuralların ve talimatların
uygulanmasını temin etmek

• Mevzuatla Bakanlığa verilen diğer görev ve hizmetleri yapmak

Gençlik ve Spor Bakanlığı Merkez Teşkilatı
Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
• Gençlere yönelik istismarın ve şiddetin engellenmesi ile gençler arasında her türlü ayrımcılığın giderilmesi amacıyla
gerekli tedbirleri almak ve bu hususlarda öneriler geliştirmek

• Yurtiçi veya yurt dışında gençlikle ilgili toplantı, kurs,seminer ve benzeri faaliyetler
düzenlemek, düzenlenen faaliyetlere katılmak ve bu faaliyetleri desteklemek

• Sosyal hayatın her alanına gençliğin etkin katılımını sağlayıcı öneriler geliştirmek

• Gençlik derneklerinin tescil, vize ve aktarma işlemlerini yapmak

• Gençleri kötü alışkanlıklardan koruyacak çalışmalar yapmak ve bu konuda faaliyetler yürütmek

• Ulusal ve yerel düzeyde gençlik etkinlikleri düzenlemek

• Gençlik haftası etkinliklerini düzenlemek

• Gençlik alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşları,
mahalli idareler ve üniversitelerin ilgili birimleriyle ilişkileri yürütmek

• Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak

Gençlik ve Spor Bakanlığı Bağlı Kuruluşları
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın hizmet birimleri dışında bağlı kuruluşlar da yer almaktadır. Bunlar:
• Spor Genel Müdürlüğü
• Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü
• Spor Toto Teşkilat Başkanlığı

Spor Genel Müdürlüğü
Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü’nün görevleri şunlardır:
• Vatandaşın ve okul dışı gençlerin fizik, moral güç ve yeteneklerini sağlayan beden eğitimi, oyun, jimnastik ve spor
faaliyetlerini sevk ve idare etmek,

• Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bütün öğretim kurumlarının;yurt içi ve yurt dışı spor
faaliyetlerini programlamak, beden eğitimi ve spor faaliyetlerinin esaslarını tespit etmek,
yürütmek, bu faaliyetlere ait araç, gereç ve benzeri ihtiyaçları sağlamak,

• Okul dışı izcilik ve spor faaliyetlerini programlamak,düzenlemek, yönetmek ve gelişmesini
sağlamak; spor idarecisi, antrenör, monitör, spor elemanları ve hakemleri yetiştirmek, eğitmek, sayılarını artırmak, eğitim
merkezleri kurmak,

• Sporcu ve spor kulüplerinin tescil, vize, aktarma işlemlerini yapmak,

• Spor federasyonlarının kurulması ve spor dallarını belirlemek için gerekli usul ve esasları tayin ve tespit etmek,

• Sporcu sağlığı ile ilgili tedbirleri almak, sporcu sağlık merkezleri açmak , açtırmak, işletmek,
işletilmesine yardımcı olmak, sporcuların sigortalanması işlemlerini yapmak ve yaptırmak,

• Spor müsabakalarında milletlerarası kuralların ve her türlü talimatın uygulanmasını sağlamak,

• Bu Kanuna göre tescili yapılmış bulunan spor klüp ve kuruluşları ile spor amacını taşıyan
teşekkül, sporcu ve spor elemanlarını denetlemek,

• Başarılı sporculara ve çalıştırıcılarına ayni ve nakdi yardım yapmak ve yapılmasını sağlamak, ödüllendirmek,

• İlgili mevzuat ve Bakanlıkça, verilen benzeri görevleri yapmak.

Yüksek Öğrenim ve Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu 16.08.1961 de kabul edilmiştir
Genel Müdürlük, Bakanlık mevzuat çalışmaları tamamlanıncaya kadar 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu Kanunu hükümlerine tabidir.

351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu gereğince,
• 1962 yılından itibaren öğrenim kredisi,
• 2547 sayılı Yüksek Öğrenim Kanunu gereğince, 1985 yılından itibaren katkı kredisi,
• 5102 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs, Kredi Verilmesine İlişkin Kanun gereğince, 2004 yılından itibaren de
burs verilecektir.

Kurum; 1961 yılında 351 sayılı Kanun ile kurulmuştur. Kurum,başlangıçta Millî Eğitim Bakanlığının denetiminde iken, bu
denetim 06 Şubat 1970 günlü Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi gereğince Gençlik ve Spor Bakanlığına devredilmiş, Aralık
1983 tarihinden itibaren 179 sayılı KHK ve 3797 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Millî Eğitim Bakanlığının bağlı kuruluşu,
04 Mayıs 2009 tarih ve 27218 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı onayı ile Başbakanlığa
bağlı kuruluş haline getirilmiştir.Başbakanlığın 04.05.2009 tarihli ve 2009/6 sayılı Genelgesiyle yapılan görev dağılımında
Kurum Devlet Bakanlığının görev alanları içerisinde yer almıştır.

08.06.2011 tarihli 27598 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 638 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
Gençlik ve Spor Bakanlığı kurulmuştur.
08.07.2011 tarih ve 27988 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı onayı ile Yüksek Öğrenim Kredi Ve
Yurtlar Kurumunun 27.04.1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanuna 08.06.2011 tarihli ve 643 sayılı Kanun Hükmünde Kararname
ile eklenen 19/A maddesi uyarınca Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlanması uygun görülmüştür.

Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs Kredi Verilmesine İlişkin Kanun
5102 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs Verilmesine İlişkin Kanun 03.03.2004 tarihinde Kabul edilmiştir Bu
Kanunun amacı; yurt içinde ve dışında yüksek öğrenim gören öğrencilere burs, kredi ve nakdî yardım verilmesiyle ilgili
esas ve usulleri düzenlemektir.

Öğrenim Kredisi Yönetmeliği
Bu yönetmeliğin amacı, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunca verilecek öğrenim kredisi ile ilgili işlemlerin usul ve
esaslarını tespit etmektir. Bu yönetmelik, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan öğrenim kredisi alacak,
yüksek öğrenim gören başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrencilere, öğrenim kredisinin hangi şartlarla verileceği ve
lüzumunda kredinin kesilmesini, bu kredinin Kuruma geri ödenmesi ile buna ilişkin hak ve yükümlülükleri kapsamaktadır.

Katkı Kredisi Yönetmeliği
Katkı Kredisi Yönetmeliğinin amacı, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunca verilecek katkı kredisi ile ilgili işlemlerin
usul ve esaslarını tespit etmektir.
Bu Yönetmelik, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumundan katkı kredisi alacak, yüksek öğrenim gören başarılı ve
ihtiyaç sahibi öğrencilere katkı kredisinin hangi şartlarla verileceğini ve lüzumunda kredinin kesilmesini, bu kredinin Kuruma
geri ödenmesi ile buna ilişkin hak ve yükümlülükleri kapsamaktadır.

Burs Yönetmeliği
Burs yönetmeliğinin amacı, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından yüksek öğrenim öğrencilerine burs-kredi
verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Bu Yönetmelik, 5102 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs, Kredi Verilmesine İlişkin Kanunun 2. maddesinde
belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarının (Vakıf üniversiteleri hariç) kendi mevzuatlarındaki kriterlere göre belirleyecekleri
öğrenciler ile Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından belirlenecek öğrencilere hangi şartlarla burs-kredi
verileceği ile bunların kesilmesi ve lüzumu halinde tahsiline ilişkin hak ve yükümlülükleri kapsamaktadır.

Gençlik Merkezleri Yönetmeliği
Bu Yönetmeliğin amacı; gençlerin serbest zamanlarını sosyal,kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerle değerlendirmek,
bilgi ve beceri sahibi olmalarına yardımcı olmak, gençlik faaliyetlerini planlamak,programlamak, yönetmek, denetlemek,
değerlendirmek ve geliştirmek amacı ile kurulan gençlik merkezlerinin iş ve işleyişiyle ilgili usul ve esasları düzenlemektir.

Gençlik merkezlerinin amaçları şunlardır:
• Gençlerin Atatürk ilkeleri doğrultusunda, ülkesine ve milletine yararlı, araştırıcı, yaratıcı,
birleştirici, yeteneklerini geliştirmek ve toplumsal yaşama gönüllü olarak katılmalarını sağlamak
• Gençlerin serbest zamanlarını ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda değerlendirmelerini
sağlamak, onları sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlere yönlendirmek
• Diğer illerdeki gençlik merkezi üyeleri ile birlikte projeler üreterek bu projeler aracılığı ile
gençler arasında değişim programları yapılmasını sağlamak
• Gençlerin sosyal kişiliklerinin gelişmesine katkıda bulunarak, topluma uyumlu olmalarını
sağlamak
• Gençlerin kültürel ve psiko-sosyal ihtiyaçlarını karşılayarak, bireysel ve toplumsal ilişkilerinde sağlıklı ve dengeli
kişilik geliştirmelerine katkıda bulunmak ve onları zararlı alışkanlıklardan korumak
• İlgi ve yetenekleri doğrultusunda bilgi ve becerilerini artırmak
• Gençlerin sorunlarına yardımcı olmak, rehberlik ve danışmanlık yapmak

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kurulmasıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu kapatılmıştır
2828 Sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununa Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun
Anılan 3413 sayılı bu Kanun 25.02.1988 tarihinde kabul edilmiştir Bu kanunla 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu Kanunu’na aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

Ek Madde 1’e göre, “Kamu Kurum ve Kuruluşları, reşit olana kadar Sağlık ve Sosyal Yardım
Bakanlığı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından bakılan ve korunan çocuklar için, her
yılbaşındaki, hangi statüde olursa olsun, serbest kadro mevcutlarının binde biri nispetindeki kısmını ayırarak bu çocuklar
arasında yapılacak giriş sınavlarında başarılı olanlar arasından atama yaparlar.

Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmesine İlişkin Tüzük

Bu tüzük korunma ya muhtaç çocukların, korunmaları sona erdikten sonra işe yerleştirilmelerinin esas ve usullerini, kamu
kurum ve kuruluşlarının bu konudaki yükümlülükleriyle Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuyla diğer kurumlar
arasındaki eş güdümün sağlanmasına ilişkin hükümleri düzenler (md. 1).

Kurum, kamu kurum ve kuruluşlarına gönderdiği isim listelerini düzenlerken korunmaya muhtaç çocuğun muhtaçlığının
belirlenmesinde,aşağıdaki öncelik sırasını göz önünde bulundurur (md. 8).
• Bu tüzük hükümlerinden daha önce yararlanmamış olması,
• Ailesinin olmaması,
• Evli veya çocuklu olması,
• Diğer adaylara göre yaşlı olması,
• Herhangi bir işte çalışmıyor olması,
• Halen bir sosyal hizmet kuruluşunda kalıyor olması

Korunmaya muhtaç çocukların işe alınmalarına ilişkin olarak yapılacak sınavlar, kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili
yönetmeliklerindeki hükümlerine göre ayrı olarak yapılır ve değerlendirilir. Sınav çağrısı ilgili kamu kurum ve kuruluşunca
yapılır.
Kamu kurum ve kuruluşları, giriş sınavına katılan ve katılmayan korunmaya muhtaç çocuklarla sınav sonucunda işe alınan
ve alınmayanları, alınmama nedeniyle birlikte bir ay içinde Kuruma bildirmek zorundadır (md. 9).

Yetiştirme Yurtlarının Kuruluş ve İşleyişine İlişkin Yönetmelik
Bu Yönetmeliğin amacı, yetiştirme yurtlarındaki hizmetin türü, niteliği ve işleyişine ilişkin esaslar ile kuruluş ve personelin
görev,yetki ve sorumluluklarını belirlemektir.
Bu yönetmelik, 13-18 yaş ve 18 yaşın üzerinde korunma kararının devamını gerektiren koşulları taşıyan korunmaya
muhtaç çocukları;Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı, demokrasi bilincine sahip, insan haklarına saygılı, çağdaş, beden, ruh
ve duygusal gelişimleri sağlıklı, topluma yararlı bireyler olarak yetiştirmek, korumak, bir iş veya meslek sahibi
yapmakla görevli ve yükümlü olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı yetiştirme yurtlarını
kapsamaktadır.

Çocuk ve Gençlik Merkezleri Yönetmeliği
Bu Yönetmelik, sokakta yaşayan ve çalıştırılan çocukları ve gençleri bedensel, ruhsal ve duygusal gelişimleri açısından
tehlike yaratabilecek risklerden korumak, temel gereksinimlerini gidermelerine yardımcı olmak, gerektiğinde geçici olarak
barınmaları için gerekli hizmetleri sunmak veya sunulmasını sağlamak, belirli bir süreç sonunda kendi kendilerine
yeterli hale gelmelerini sağlayıcı her türlü sosyal hizmet müdahaleleri ile rehabilite edici mesleki çalışmaları
gerçekleştirmek, aile ve topluma yönelik
çalışmaları yapmakla yükümlü Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Çocuk ve Gençlik Merkezlerini ve bu
Merkezlerle bağlantılı birimleri kapsamaktadır.

Çocuk ve Gençlik Merkezinin görevleri şu şekildedir:
• Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocukların, sokakta karşılaşabilecekleri her türlü tehlikeden korunması amacıyla
gerekli sosyal hizmet programlarını hazırlamak ve uygulamak,
• Çocuklarla ilgili her türlü yönetsel ve mesleksel kayıtları tutmak, belgeleri saklamak,
• Çocukların ve ailelerin iş ve meslek sahibi edinmek üzere eğitilmeleri ve işe yerleştirilmesine yönelik gerekli çalışmaları
yürütmek,ilgili kurumlarla işbirliği yapmak ve eş güdümü sağlamak,
• Ekonomik yoksunluk içerisinde olduğu tespit edilen çocukların ve ailelerinin, sosyal yardım
kaynaklarından ve kurumlarından yararlanmalarını sağlamak,
• Çocukların ve ailelerin durumlarını inceleyerek, 2828 sayılı Kanun kapsamında koruma altına alınması gereken
çocuklara ilişkin ilgili mevzuat doğrultusunda işlemleri başlatmak,
• Çocukların sosyalleşmesini sağlayıcı her türlü sosyal,kültürel, sanatsal ve sportif etkinlikleri
düzenlemek,
• Sokakta yaşayan ve çalıştırılan çocuklara ailelerine ve topluma yönelik her türlü sosyal hizmet programlarını hazırlamak
ve uygulamak,
• Konuyla ilgili kamu ve gönüllü kuruluşlar ve kişiler ile işbirliği yapmak, eş güdüm içinde
çalışmayı sağlayıcı önlemleri almak,
• Merkezde çalışan personele ve hizmetlerin yürütülmesinde birlikte çalışılan kurum, kuruluş ve kişilere yönelik sorun
alanına ve uygulamalara ilişkin hizmet içi eğitim programlarını düzenlemek,

Avrupa Birliği Bakanlığı
Ülkemizde, Ocak 2002 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)
bünyesinde Ulusal Ajans görevini yerine getirmek üzere bir daire başkanlığı kurulmuştur (AB Eğitim ve Gençlik
Programları Dairesi). Diğer taraftan, Türkiye'nin AB programlarından yararlanmasını sağlayacak olan ve daha önce
taraflarca 26 Şubat 2002 tarihinde imzalanmış bulunan Çerçeve Anlaşmayı onaylayan 4763 sayılı Kanun da TBMM
tarafından görüşülerek uygun bulunmuş ve 28 Haziran 2002 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe
girmiştir.Anlaşmanın içeriği ve dayandığı Bakanlar Kurulu Kararı ise imzaların tamamlanmasından sonra 1 Eylül 2002
tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
Bu Yönetmeliğin amacı; Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları
Merkezi Başkanlığının, çalışma usul ve esasları ile hizmet birimleri ve bu birimlerin görev, yetki ve sorumluluklarının
belirlenmesidir.

Merkezin görevleri şunlardır (md. 6):
• Komisyon ile ulusal otoriteler arasında yapılan müzakereler sonucunda onaylanan çalışma
planları ve bütçenin uygulanmasıyla programların ülke içinde duyurulması ve tanıtılması
• Komite tarafından tespit edilen genel politikalar ile çalışma esas ve usulleri çerçevesinde
programlara katılım çalışmalarının koordine edilmesi,yürütülmesi ve izlenmesi
• Merkezin gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında komisyona veulusal otoriteye raporlar sunulması
• Program uygulamaları hakkında Komisyon ile gerekli görüşmelerin yapılması ve uygulama
sözleşmelerinin imzalanması
• Programlar kapsamındaki ülke merkezli faaliyetlerin; ülke merkezli faaliyetler için yapılan
anlaşmaların sözleşmeye tabi hükümleri, ilgili programların uygulama el kitapları, Avrupa Topluluğunun genel bütçesine uygulanacak 25/6/2002 tarihli ve 1605/2002 sayılı Konsey Mali Yönetmeliğinin Hibeler Başlık IV bölümü ile Komisyonun 23/12/2002 tarihli ve 2342/2002 sayılı yönetmeliğinde yer alan uygulama için detaylı kurallar çerçevesinde idare edilmesi

• Kurumsal destek hizmetleri
o Koruyucu ve önleyici tedbir kararları ile zorlama hapsinin verilmesine ve uygulanmasına
ilişkin veri toplayarak bilgi bankası oluşturmak, tedbir kararlarının sicilini tutmak.
o Korunan kişiye verilen barınma, geçici maddi yardım, sağlık, adlî yardım hizmetleri ve
diğer hizmetleri koordine etmek.
o Gerekli hâllerde tedbir kararlarının alınmasına ve uygulanmasına yönelik başvurularda
bulunmak.
o Bu kanun kapsamındaki şiddetin sonlandırılmasına yönelik bireysel ve toplumsal ölçekte
programlar hazırlamak ve uygulamak.
o Bakanlık bünyesinde kurulan çağrı merkezinin bu kanunun amacına uygun olarak
yaygınlaştırılması ve yapılan müracaatların izlenmesini sağlamak.
o Bu kanun kapsamındaki şiddetin sonlandırılması için çalışan ilgili sivil toplum
kuruluşlarıyla işbirliği yapmak.

• Korunan kişilere yönelik destek hizmetleri
o Kişiye hakları, destek alabilecekleri kurumlar, iş bulma ve benzeri konularda rehberlik
etmek ve meslek edindirme kurslarına katılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak.
o Verilen tedbir kararıyla ulaşılmak istenen amacın gerçekleşmesine yönelik önerilerde
bulunmak ve yardımlar yapmak.
o Tedbir kararlarının uygulanmasının sonuçlarını ve kişiler üzerindeki etkilerini izlemek.
o Psiko-sosyal ve ekonomik sorunların çözümünde yardım ve danışmanlık yapmak.
o Hâkimin isteği üzerine; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal, ekonomik ve
psikolojik durumu hakkında ayrıntılı sosyal araştırma raporu hazırlayıp sunmak.
o İlgili merci tarafından istenilmesi halinde, tedbirlerin uygulanmasının sonuçları ve ilgililer
üzerindeki etkilerine dair rapor hazırlamak.
o 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu
hükümleri uyarınca maddi destek sağlanması konusunda gerekli rehberliği yapmak.

• Şiddeti uygulayan kişiye verilecek destek hizmeti
o Hâkimin isteği üzerine; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal, ekonomik ve
psikolojik durumu ile diğer kişiler ve toplum açısından taşıdığı risk hakkında ayrıntılı sosyal
araştırma raporu hazırlayıp sunmak.
o İlgili makam veya merci tarafından istenilmesi halinde, tedbirlerin uygulanmasının sonuçları ve ilgililer üzerindeki
etkilerine dair rapor hazırlamak.
o Teşvik edici, aydınlatıcı ve yol gösterici mahiyette olmak üzere kişinin;

• Öfke kontrolü, stresle başa çıkma, şiddeti önlemeye yönelik farkındalık sağlayarak tutum ve
davranış değiştirmeyi hedefleyen eğitim ve rehabilitasyon programlarına katılmasına,

• Alkol, uyuşturucu, uçucu veya uyarıcı madde bağımlılığının ya da ruhsal bozukluğunun
olması halinde, bir sağlık kuruluşunda muayene veya tedavi olmasına,

• Meslek edindirme kurslarına katılmasına, yönelik faaliyetlerde bulunmak.
Son olarak; şiddet mağduru ile şiddet uygulayana yönelik hizmetler, zorunlu haller dışında farklı birimlerde sunulur.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst