Aöf sosyal hizmetler kuruluşlari 6.ünite ders notlari

tremendous

Forum Yöneticisi
Katılım
11 Ara 2012
Mesajlar
1,781
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bölüm:
MEZUN
Şehir:
İstanbul
AÖF SOSYAL HİZMETLER KURULUŞLARI 6.ÜNİTE DERS NOTLARI

ÇOCUK VE ERGEN SUÇLULUĞU

Kavramsal Ele Alış
Suç: Genel olarak yasaklanan ve cezalandırılan davranışlardır. Hukuksal açıdan, hukuk düzeni tarafından ceza veya güvenlik tedbiri yaptırımına bağlanmış eylemlerdir.
Suça sürüklenmiş çocuk: Suça sürüklenmiş çocuk, Türk Ceza Kanununda yer alan suç eylemlerini işlemiş olan 18 yaşından küçük olan kişidir.
Suç mağduru çocuk: Türk Ceza Kanununda yer alan “Suç Eylemi”nden zarar gören, psikolojik fiziksel vs. açıdan zarar gören 18 yaşından küçük kişidir.
Ceza infaz sistemi: İnfaz sözcüğü kelime anlamı olarak yürütme, bir yargıyı yerine getirme yargılama sonucu verilen cezayı uygulama anlamına gelmekle beraber, ceza infaz sistemi ise yargılama sonucu verilen cezanın, koruyucu ve destekleyici tedbirler, güvenlik tedbirleri vs. gibi çeşitli şekillerde yerine getirilmesidir.
Toplumsallaşma: Bireyin toplumla etkileşime girmesi ve toplumla olumlu yönde bütünleşmesidir.
Rehabilitasyon: Genel anlamda rehabilitasyon ‘iyileştirme’ anlamında kullanılmakla beraber suçluluk konusunda rehabilitasyon kavramı, kişide suç davranışına ilişkin farkındalık yaratma ve suça ilişkin kontrol duygusunu geliştirme, kişide var olan psikolojik ve sosyal sorunları iyileştirme anlamında kullanılmaktadır.
Koruyucu ve destekleyici tedbirler: 5395 sayılı çocuk koruma kanununda yer alan tedbirler olmakla beraber, sağlık, bakım, barınma, danışmanlık ve eğitim tedbirlerini içermektedir.
Güvenlik tedbiri: Kişileri belli haklardan yoksun bırakma, eşya ve kazançlarına el koyma, sınırdışı etme gibi tedbirleri kapsamaktadır.

SUÇLULUĞUN NEDENLERİ
“Suçluluk denilince, akla ilk önce “yasaklanan” veya “cezalandırılan” davranışlar gelir. Ceza Hukuku anlamında suç kavramına göre ise, kanun tarafından ceza yaptırımı ile tehdit edilen bütün hareketler anlaşılır. Ceza hukukunda ikilik sisteminden söz edilir. Bunlar cezalar ve emniyet tedbirleridir”
Suçluluğa ilişkin bazı nedenler maddeler halinde ele alınmıştır.
• Parçalanmış aile faktörü:
• Medya Etkisi: Çocuklarda kendilerine model olarak seçtikleri, televizyon dizilerindeki daha çok mafya lideri tiplemesi oldukça yaygınlaşmakta, çocuklar medyadaki bazı karakterleri kendileri ile özdeşleştirmektedir.
• Ataerkil aile yapısı ve ailenin çocuktan beklentileri: Bir diğer konuda göç eden ailenin çocuktan çalışma beklentisidir.
• Ergenlik
• Yoksulluk:
• Akran İlişkileri:
ÇOCUK VE ERGEN SUÇLULUĞUNUN TÜRLERİ
Zekâ geriliği nedeniyle görülebilen suçluluk
Ergenlik dönemi nedeniyle işlenebilen suçlar
Rol model eksikliği
Fiziksel rahatsızlıklar ve problemler
Ekonomik yetersizlikler
Nörotik suçlular kategorisi
Psikopatik suçlar
SUÇLULUKLA İLGİLİ ULUSLARARASI ALANDA YAPILAN DÜZENLEMELER
Çocukların bakımı veya korunmasından sorumlu kurumların, hizmet ve faaliyetlerin özellikle güvenlik sağlık, personel sayısı ve uygunluğu ve yönetimin yeterliliği açısından, yetkili makamlarca konulan ölçülere uymalarını taahhüt ederler. Çocuk Suçluluğunun Önlenmesine İlişkin Birleşmiş Milletler Yönlendirici İlkeleri: Riyad İlkeleri 14 Aralık 1990 tarihinde kabul edilmiştir. Yasal düzenlemeler ve çocuk ceza adalet sisteminde hükümeti sorumlu tutmuştur.
Riyad ilkelerinde hükümetlerim tüm gençlerin haklarını ve esenliklerini geliştirmeyi ve korumayı hedefleyen yasalar ve yönetmelikler kabul etmesi ve uygulaması gerektiği gençlerin kötü muamele ve istismara maruz kalmalarını ve suç işlemede kullanılmalarını yasaklayacak yasal düzenlemeleri kabul etmesi ve uygulanması gerektiği, hiçbir çocuk ya da gencin evde, okulda ya da başka yerlerde sert ve aşağılayıcı ceza ve ıslah tedbirlerinin konusu olmaması gerektiği vurgusu söz konusudur. Birleşmiş Milletler Çocuk Ceza Adalet Sisteminin Uygulanması Hakkındaki
Asgari Standart Kurallar: Pekin-Beijing Kuralları Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 29 Kasım 1985’te kabul edilmiştir. Bu ilkelerle üye ülkelerin kendi temel çıkarları dairesinde, çocukların ve ailelerin daha iyiye yönlendirilmelerini sağlaması gerektiği, üye ülkelerin çocuklara toplum içinde yararlı bir yaşam sağlamak için çaba göstermesi ve suçtan ve kabahatlerden uzak bir yaşam için çocukların içinde bulundukları koşulları iyileştirmeleri gerektiği vurgusu vardır.
Havana Kuralları (Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 14 Aralık 1990 tarihinde kabul edilmiştir. Havana Kuralları özgürlüklerinden yoksun bırakılan çocukların tutulacakları yere giriş sınıflandırma ve yerleştirme, fiziksel çevre ve kalma yerleri, eğitim, mesleki öğrenim ve çalışma, eğlenme, din, sağlık bakımı, hastalığın kazanın ve ölümün bildirilmesi, dış dünya ile ilişkiler, fiziksel kısıtlamanın ve zor kullanmanın sınırları disiplin usulleri, toplum içine dönüş konularını içermektedir.
Denetimli Serbestlik
“Denetimli serbestlik (probation), ceza mahkemelerinde görülen bir hizmet olup, suçluluğu saptanan sanık hakkında psiko-sosyal bir anket yapılmasını ve bu sistemden yararlandırıldığında hükümlünün toplumda denetimi ile tabi olacağı hürriyet rejiminin koşullarını belirlemektedir.
“Suçlulara hürriyeti bağlayıcı cezaların uygulandığı geçmiş yüzyıllardan sonra yüzyılımıza yakın ceza infaz politikalarında sosyal rehabilitasyon önem kazanabilmiştir. Genel olarak hapishaneler suç işleyenlerin özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı; işledikleri suçların ağırlığınca kapatılma koşullarınında zorlaştırıldığı bir sistem olarak işlevini korumuştur. Cezaevleri iş edinmenin, para kazanmanın özgürlüğü bağlama sürecinin sonuçlandıktan sonra sosyal yaşama katılma olanaklarının yeniden zorlanacağı bir süreçler bütünüdür”
SUÇLULUKLA İLGİLİ HİZMET MODELLERİ VE KURULUŞLAR
Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri
Suç davranışı, sosyal hizmet mesleği açısından ele alındığında suça sürüklenen insanların suç eylemi konusundaki davranış değişikliğinin oluşturulmaya çalışılması ve bu kişilerin sosyalizasyonlarının gerçekleştirilerek topluma yeniden kazandırılması eylemi ön plana çıkar. Toplumu suç olgusundan korumak yalnızca suç işlemiş kişilerin cezai oranlarını artırmakla mümkün olamamaktadır. Bu nedenle alternatif yaptırımlara ve güvenlik tedbirlerine ihtiyaç duyulmuştur. Bu infaz sistemi ise ‘denetimli serbestlik’ adı altında alternatif bir infaz sistemi olarak geliştirilmiştir.

Türkiye’de yaklaşık yedi yıldır uygulanmakta olan denetimli serbestlik sistemi bu ceza infaz sisteminde uygulamaya geçildiği andan itibaren önemli bir boşluğu doldurduğu gözlenmiştir.
SOSYAL HİZMET MESLEĞİ VE DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMALARI
Sosyal hizmet uzmanları denetimli serbestlik ve yardım merkezlerinde madde bağımlısı kişiler ile ilgili çalışmalar yürütmektedir. Sosyal hizmet uzmanlarının denetimli serbestlik ve yardım hizmetlerindeki belli başlı rol ve görevleri şunlardır;
• Denetim altındaki kişi ve çocuklara rehberlik ve danışmanlık hizmeti ile psiko-sosyal açıdan destek olmak ve bu kişilere ilişkin denetim planı hazırlamak,
• Denetim planınında yer alan kişiyi güçlendirmeyi amaçlayan hedefler doğrultusunda bireyi aile, iş ve sosyal yaşamına daha aktif ve işlevsel olarak katılımını sağlamak,
• Denetimli serbestlik ya da ceza infaz kurumundan gelen çocukları güçlendirerek yeni yaşamlarına uyum sağlamalarına yardımcı olmak,
• Çocuklara ya da yetişkinlere destek alabileceği kurum ve kuruluşlar ile ilgili olarak bilgi vermek, haklarını anlatmak ve hakları kullanma konusunda yardım etmek,
• Kişinin sosyal çevresini ve içinde yaşadığı koşulları inceleyebilmek için kişinin ikamet ettiği eve giderek sosyal inceleme gerçekleştirmek,
• Gerçekleştirilen sosyal inceleme sonrası ‘Sosyal İnceleme Raporu’ hazırlayarak hâkimin ve ilgili diğer kişilerin doğru karar verebilmesine yardımcı olmak,
• Çocuğun bir iş ve meslek edinmesine çeşitli kuruluşlar ile irtibata geçerek (Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, Milli Eğitim Bakanlığı gibi) kişilerin istihdam alanlarına yerleşmelerini sağlamak,
• Hakkında tedavi ve denetim kararı olan çocukların uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanmasının olumsuz sonuçları ile ilgili olarak çocukları bilinçlendirmek,
• Maddeyi bırakma ve tedaviye başlama konusunda kişiyi ikna edebilmek,
• Denetimli serbestlik hizmetinden yararlanan kişinin maddeye ve kullanımına ilişkin değişen davranışlarını gözlemlemek ve bu bilgilere raporda yer vermek,
• Kişinin madde kullanımına devam edip etmediğinin anlaşılması amacıyla sürpriz tahlil uygulamaları yapmak gibi görevleri vardır.
Denetimli serbestlik ve yardım hizmetlerinin yürütülmesinde taşra teşkilatında bulunan “Koruma Kurulu” önemli işleve sahiptir. Koruma kurullarında yer alan kuruluşlar çok çeşitli olup, çeşitli barolar yerel yönetimler, çeşitli vakıflar ve bankalar veya ilçe milli eğitim müdürlükleri olabilmektedir. Koruma kurullarının, suçlunun topluma kazandırılması, iş sahibi olmasına yardımcı olunması, birey ve toplum etkileşiminin artırılması, suç mağduru kişilerin mevcut sorunlarına çözüm bulunması ve rehabilitasyonlarının gerçekleştirilmesi gibi temel amaçları vardır.
Kapalı Ceza İnfaz Kurumları
“Kapalı ceza infaz kurumları, iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan, firara karşı teknik, mekanik, elektronik veya fizikî engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasın olanaklı bulunduğu, yeterli düzeyde güvenlik sağlanmış ve hükümlünün gereksinimine göre bireysel, grup hâlinde veya toplu olarak iyileştirme yöntemlerinin uygulanabileceği tesislerdir”

Çocuk Ceza İnfaz Kurumları
“Ceza infaz kurumlarında bulunan çocuklardan tutuklu olanlar ya da çocuk eğitim evlerinden disiplin cezası nedeniyle nakillerine karar veren çocuklar, çocuk kapalı cezaevi infaz kurumlarında barındırılmaktadırlar. Bu kurumlar firara karşı engelleri olan, iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan, eğitim ve öğretime dayalı kurumlardır. 12-18 yaş grubundaki bu çocuklar, cinsiyetleri ve fiziki gelişim durumları göz önüne alınarak kurumların ayrı ayrı bölümlerinde barındırılmaktadır
Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumları
“Çocuk tutukluların ya da çocuk eğitimevlerinden disiplin veya diğer nedenlerle kapalı ceza infaz kurumlarına nakillerine karar verilen çocukların barındırıldıkları ve firara karşı engelleri olan iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan, eğitim ve öğretime dayalı kurumlardır
Çocuk Cezaevleri
“Yargılamaları devam eden ve haklarında tutuklama kararı verilen 12-18 yaş grubu çocuklar, çocuklara ait ceza infaz kurumlarına yerleştirilir.
ÇOCUK CEZAEVİNDE ÇALIŞAN SOSYAL HİZMET UZMANININ ROL VE GÖREVLERİ
Sosyal hizmet uzmanının rol ve görevleri’ni;
• Çocukların kendi sorunlarını çözümlemelerine yardımcı olmak,
• Çocukların aile ile ilişkilerini sürdürmelerine yardımcı olmak,
• Kurum içindeki hakları ve uyulması gereken kurallarla ilgili olarak çocukları bilgilendirmek,
• Tahliyesi yaklaşan çocuklar için yeni yaşamları ile ilgili çalışmalar gerçekleştirmek,
• Çocuğun ebeveyni ile gerekli görüşmeler yapılarak tahliye sonrası çocuğa karşı nasıl davranılması gerektiği konusunda önerilerde bulunulmak,
• Kurum içinde çeşitli sosyal faaliyetler düzenleyerek çocukların morallerinin iyileşmesine yardımcı olmak,
• Çocuklara ilişkin olarak ‘Sosyal İnceleme Raporu’ yazmak biçiminde sıralayabiliriz.
ÇOCUK EĞİTİMEVLERİ
Türkiye’de ilk ıslahevi 1 Şubat 1938’de Edirne’de açılmıştır.
“Özgürlüğü bağlayıcı bir ceza almış olan hükümlü çocuklar eğitim görmeleri, meslek edinmeleri ve yeniden toplumla bütenleştirilmeleri amaçlarının yerine getirildiği çocuk eğitim evlerinde barındırılmaktadır. Ankara, İzmir ve Elazığ illerinde olmak üzere üç çocuk eğitim evi mevcuttur.
Hükümlü kız çocukları da İzmir Çocuk Eğitimevi’ne sevk edilmektedir. Bu kurumlarda firara karşı engel bulunmaz. Kurum güvenliği, iç güvenlik görevlilerinin gözetim ve sorumluluğunda sağlanır.
“Çocuk Eğitimevleri, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Denetimde Serbestlik Daire Başkanlığı Çocuk Gözetim Eğitim ve İyileştirme İşleri Şube Müdürlüğüne bağlı olarak 12–18 yaş arası gençlerin barındırıldığı merkezlerdir ”
“Yargılama sonucu mahkeme tarafından özgürlüğünü bağlayıcı cezası kesinleşmiş ve şartla tahliyesine altı aydan fazla kalan hükümlü 12- 18 yaş grubu erkek çocuklar, ikamet yerlerine göre Ankara, Elazığ ve İzmir’de bulunan Çocuk Eğitim Evlerine gönderilmektedir. Kız çocuklar ise sadece İzmir Çocuk Eğitim Evinde kız çocuklar için ayrılmış bir bölümde kalabilmektedir”
“Çocuk Eğitimevleri; çocuk hükümlüler hakkında verilen cezaların, hükümlülerin eğitilmeleri, meslek edinmeleri ve yeniden toplumla bütünleştirilmeleri amaçları güdülerek yerine getirildiği tesislerdir. Bu kurumlarda firara karşı engel bulundurulmaz; kurum güvenliği iç güvenlik görevlilerinin gözetim ve sorumluluğunda sağlanır. Kurum içinde veya dışında herhangi bir eğitim ve öğretim programına devam eden ve on sekiz yaşını dolduran çocukların, eğitim ve öğretimlerini tamamlayabilmeleri bakımından
yirmi bir yaşını bitirinceye kadar bu tesislerde kalmalarına izin verilebilir. Bu kurumların amacı 12–18 yaş gurubu arasında olup işlediği bir fiil sonucu hüküm giymiş olan çocukların yeniden eğitilerek suç ve suçun sonuçlarından arındırılıp iyi halli olarak topluma yeniden kazandırılmasını sağlamaktır.
Türkiye’de suçlu çocukların yeniden eğitilmelerine yönelik ilk girişim 1932’de İstanbul’da gerçekleşmiştir. Galata’daki İskoç mektebi, ‘Çocukları Kurtarma Yurdu” adıyla altmış kadar kimsesiz ve suçlu çocuğu barındırmaya başlamıştır. İlk kez Edirne’de 1938’de kurulan Islahevi, suçlu çocukların yeniden eğitilmelerini ve cezalandırılmalarını amaçlamıştır
SOSYAL HİZMET UZMANININ ROL VE GÖREVLERİ
-sosyal hizmet servisi; kurumda bulunan psikolog ve sosyal hizmet uzmanları çocukların kendi sorunlarını çözümlemelerine, aile ilişkilerini sürdürmelerine yardımcı olmakta; kurum içindeki hakları ve uyulması gereken kurallarla ilgili olarak onları bilgilendirmektedirler.
Suça sürüklenmiş çocuklar 18 yaşına kadar eğitim evinde kalmaktadır. 18 yaşını dolduran çocuklar kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmekte, 18 yaşını dolduran çocukların eğitimi henüz bitmemişse çocuklar 21 yaşına kadar eğitimevinde kalabilmektedirler.
Eğitimevinde bulunan çocukların bazılarının çalışabilir, isteyen mesleki eğitim kurslarına gidebilir veyahut kişi örgün eğitimine devam edebilir
sosyal hizmet uzmanının rol ve görevleri;
• Kuruluşta kalan çocuklara psiko-sosyal açıdan destek olabilmek,
• Kuruluşta kalan çocuklara yönelik kararlarda çocuğu da katmak ve suça ilişkin davranış değişikliği yaratabilmek,
• Gerekli durumlarda kurum yetkililerinin bilgisi dâhilinde aile ve sosyal çevre ile görüşmeler gerçekleştirmek,
• Kuruluşta kalan çocuklara ilişkin koruyucu ve geliştirici programlar araştırmak, uygulamak,
• İyileştirme çalışmaları kapsamında organize edilen spor alanları, iş atölyelerinden yararlanma gibi faaliyetleri katılacak kişileri belirlemek,
• Kuruluşta kalan çocuklara yönelik sosyal inceleme raporları yazmak,
• Eğitimevi öğretmenleri ile işbirliği içerisinde hükümlülerin ihtiyaçları doğrultusunda satranç, dama, dart, voleybol gibi sosyal ve çeşitli kültürel etkinlikleri yürütmek gibi görevlerdir.
GENÇLİK KAPALI CEZA İNFAZ KURUMLARI
“Gençlik kapalı ceza infaz kurumları, cezanın infazına başlandığı tarihte on sekiz yaşını bitirmiş olup da yirmi bir yaşını doldurmamış genç hükümlülerin cezalarını çektikleri, eğitim ve öğretim esasına dayalı, firara karşı engelleri olan, iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan kurumlardır
“Uluslararası belgelerde; ceza infaz kurumlarının kapasitesinin 500 kişiyi aşmaması, mahkumların sınıflandırılmasına imkan sağlanması, oda ve koğuşların makul genişliklerde olması, ışıklandırma ısınma, sağlık, hijyen, beslenme, ibadet ve yıkanma gibi gereksinimlerinin karşılanması, odaların en az bir metrekarelik hava alabilecek genişlikte olması, pencerelerin içeriye temiz hava girişini sağlayacak ölçüde, güneş ışığında okuma ve çalışmayı sağlayacak nitelikte olması, mahkum çocukları için kreş bulundurulması, karanlık odalar veya hücreler yapılmaması, mahkumların ziyaretçi kabul edebilmesi ve haberleşmesi, açık havaya çıkartılması, eğitilmesi ve çalışabilmesi, bedensel faaliyetlerde bulunabilmesi dilekçe ve şikayet haklarının kullandırılması, hükümlü ve tutuklulara kötü muamelede bulunulmaması gibi temel kurallar düzenlenmiştir”
ÇOCUK MAHKEMELERİ
Çocuk mahkemeleri genel olarak çocuğun korunması, toplumla bütünleşmesi, tedavi ve rehabilite edilmesi gibi amaçlara hizmet eder. Bunun için çocuk mahkemelerinin çocuk adalet sisteminin polis, savcılık, ıslah kurumları gibi diğer bölümleriyle ve toplumdaki eğitim, sosyal refah, sağlık v.b. gibi sistemlerle işbirliği içinde çalışması bir önkoşuldur”.
Çocuk mahkemelerinin temel amacı, suça sürüklenen çocuğun sosyal açıdan
rehabilitasyonunun gerçekleştirilmesi ve suç davranışına ilişkin bir bilinç ve davranış değişikliği oluşturmaktır. Çocuk mahkemeleri suça sürüklenen ve suç mağduru çocuklarla çalışmakta ve uygulamalarda ‘Çocuğun Yüksek Yararı’nı ilkesini temel almaktadır. Çocuk mahkemelerinin temel amacı, kovuşturma ve soruşturma aşamalarında çocuğun ifadesinin alınması ve çocuğun gereksinimleri doğrultusunda mevcut koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarından yararlandırılmasıdır.
Çocuk mahkemelerinin tarihçesine baktığımızda bu mahkemenin ilk olarak Amerika’nın Chicago kentinde kurulduğunu görülmektedir.
Türkiye’de Çocuk Mahkemeleri yasası çıkarılmış, ilk çocuk mahkemesi ise 1987 yılında Ankara’da kurulmuştur .
Çocuk mahkemelerinde çalışan personele bakıldığında ise 1 hâkim, yazı işleri müdürü, mübaşir ve kâtiplerden oluşmaktadır. Ayrıca her çocuk mahkemesinde bir pedagog, bir sosyal çalışmacı, bir psikologun bulunması gerekmekte, fakat her çocuk mahkemesinde bu sayı mümkün olamamaktadır.
Türk Ceza Kanunu’na göre cezai müeyyide yaşı 12 olmakla beraber, 12 yaşın altındaki çocuklara ilişkin herhangi bir cezai işlem uygulanmamaktadır. 15-18 yaş arasındaki suça sürüklenmiş çocuklara uygulanacak ceza indirimli olmakla beraber, 12-15 yaş arasındaki çocukların suçun hukuki durumunu anlayabilecek zihinsel olgunluğa eriştiği ya da erişemediği bilgisi sosyal çalışmacının yazacağı ‘Sosyal İnceleme Raporu’nda yer alır. Sosyal inceleme raporu yazma, çocukla görüşme ve gerektiğinde çocuğun yaşamış olduğu ev ortamına giderek sosyal incelemeyi bizzat yerinde yapma, çeşitli mahkemelerde bilirkişi olarak görev alma gibi temel rol ve sorumluluklar sosyal çalışma görevlileri tarafından yerine getirilmektedir. Sosyal çalışma görevlileri ise psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı gibi meslek elemanlarından oluşmaktadır. Uygulamalara bakıldığında çocuk mahkemesinde çalışan bu meslek disiplinlerinin çocuk mahkemeleri alanında mesleki rol ve sorumluluklarının iç içe geçmiş olduğu görülmektedir. Çocukla görüşme, sosyal inceleme raporu yazma, çeşitli mahkemelerde bilirkişi olarak görev alma gibi çeşitli görevler söz konusu mesleklerin tümü tarafından yerine getirilmektedir.
Sosyal çalışmacı ya da psikolog, pedagog gibi meslek elemanlarının yazdığı ‘sosyal inceleme raporu’ çocuk ile ilgili kararı verecek olan hâkimin karar aşamasında işini kolaylaştırmakta, hâkim karar alırken çocuğun eğitim durumu, sosyal çevresi, ailesiyle olan ilişkileri, çocuğun suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama, sorun çözme açısından motivasyonu vs. gibi çeşitli faktörleri göz önüne almaktadır.
Sosyal Çalışma Görevlilerinin yazdığı ‘Sosyal İnceleme Raporu’nda aşağıdaki bölümler yer almaktadır.
• Çocuğun kimlik bilgileri,
• Çocuğun mahkemeye geliş nedeni,
• Suçu anlama ve suçun olumsuz etkisini anlama durumu,
• Suça karşı motivasyon ve tutum,
• Çocuğun olgunluk düzeyi, başarı beceri ve yetenekleri,
• Sorun çözme açısından motivasyonu,
• Çevreye ilişkin bilgiler,
• Konut durumu,
• Aile bilgileri,
• Eğitim bilgileri,
• Kültürel Özellikler,
• Aile içi iletişim durumu,
• Suça ilişkin genel değerlendirme,
• Uygun görülen tedbir kararı.

Sosyal çalışma görevlilerinin çocuk mahkemesindeki ve diğer mahkemelerdeki rol ve sorumluluklarını şu şekilde sıralayabiliriz.
• Suça sürüklenen çocuklarla ilgili (genellikle 12-15 yaş arasındaki çocuklar için sosyal inceleme raporu istenilmektedir.) ‘Sosyal İnceleme Raporu’ yazmak,
• Gerekli durumlarda suça sürüklenmiş veya suç mağduru çocuğun ikamet ettiği eve giderek yaşanılan koşulları gözlemlemek ve çocuğun diğer aile üyeleri ile görüşmeler yapmak, (Sosyal çalışma görevlileri çeşitli imkânsızlıklar nedeniyle ev incelemelerine gidememektedir çünkü sosyal çalışma görevlilerine araç temin edilememektedir, fakat çok gerekli durumlarda başsavcı ile irtibata geçilerek araç temin edilme talebini dile getirilebilir)
• Suç mağduru çocukları duruşmaya katılmadan evvel duruşma için hazırlamak, bu esnada çocuğun yaşamış olduğu suça ilişkin öyküyü almak,
• Suç mağduru çocukları mahkeme süreci hakkında bilgilendirmek,
• Suç mağduru çocukların duruşmada hâkim tarafından ifadesi alınırken çocuğun yanında bulunmak ve çocuğa yalnızca mahkeme sürecinde değil tüm süreçlerde psiko-sosyal açıdan destek vermek,
• Duruşmada bilirkişi olarak görev alındığında, hâkime çocuğun bilişsel ve zihinsel gelişim özelliklerine ve çocukta herhangi bir mental retardasyonun (zekâ geriliği) bulunup bulunmadığına, fiziksel ve zihinsel gelişimin yaşıyla uygun olup olmadığına, çocuğun suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilecek potansiyeli olup olmadığına ilişkin bilgi vermek,
• Suça sürüklenmiş veya suç mağduru çocuğu yasal hakları konusunda bilgilendirmek,
• Gözlemlere dayanarak suç mağduru çocukların ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin bilgiyi hâkime aktarmak, gerekli durumlarda sağlık tedbirinin uygulanabileceği bilgisini iletmek
• Çocuğun ailesi ile görüşmeler gerçekleştirerek, çocukla ilgili daha doğru değerlendirmeler yapılmasını sağlamak,
AİLE MAHKEMELERİ
Aile mahkemeleri suçlulukla doğrudan ilgili olmayan kuruluşlardandır. Fakat ailenin ve ailenin bir üyesi olan çocuğun korunması ile ilgili bazı kararlar bu mahkemelerde alınmaktadır. Aile mahkemelerinin kuruluşu 18 Ocak 2003 tarihli resmi gazetede yer almıştır.
Kanunun amacı, birinci maddesine göre, aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerini düzenlemektir.
“Aile toplumun temel taşıdır. Toplumun korunması, hukukun ve adaletin tüm alanlarda tesisi ailenin muhafazası ile mümkündür. Aile birliğinin devam etmesinin olanaksızlaştığı durumlarda dahi bu birlikteliğin sona ermesi sürecinin kendine has özellikleri ve hem tek tek kişilerin hayatında hem de toplumun genelinde önemli sonuçları vardır. Ailenin, baskı gören eşin ve çocuğun haklarını korumak için tedbirler alınmıştır. Aile mahkemeleri de bu kapsamda aile hukukundan doğan dava ve işleri karara bağlarlar”
ÇOCUK İZLEM MERKEZİ
Çocuk İzlem merkezi Türkiye’de oldukça yeni bir yapılanma olmakla beraber, suç mağduru çocukların ifadelerinin alınması sürecinde, çocukların bu süreçte örselenmemesi amacıyla ‘suç öyküsünün’ tek bir defada alınmasını sağlayan kuruluştur. Türkiye’de pilot bir uygulama olarak Ankara Yenimahalle Devlet
Ülkemizde küreselleşmeye, kentleşmeye ve sanayileşmeye bağlı olarak
değişen toplumsal yapı ve değerler karşısında toplum var olan değerler sistemini sorgulamak durumunda kalırken, bireyler ise kendilerini korumak ve sağlıklı bir toplum içerisinde var olabilmek ve istismardan korunmak için daha çok mücadele etmektedirler. Değişen değerler, toplumsal çatışmalar ve bilgisizlikler temelinde bakıldığında çocukların toplum içerisinde en hassas ve istismara en açık nüfus grubunu oluşturduğu bu noktada devletin çocukları koruma konusunda daha akılcı kurumsal düzenlemelere gitmesi gerektiği açıktır. Türkiye’de henüz yeni açılan ‘Çocuk İzlem Merkezi’ cinsel istismara maruz kalan çocuklara yönelik ‘kurumsal istismarı’ azaltmaya, çocukların ifadelerinin bir kerede alınmasıyla çocuğun örselenmesinin önüne geçmeyi amaçlayan bir merkezdir.
Çocuk İzlem Merkezleri Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan, cinsel istismara maruz kalan çocukların teşhis ve tanı aşamalarında kurumsal açıdan defalarca muayene edilerek örselenmemeleri ve çocukların bu aşamada deşifre olmamaları için kurulan bir birimdir.
Cinsel istismar mağduru çocuğun ifadesinin alınması ve raporunun hazırlanmasına kadar olan süreçte çeşitli meslek elemanlarının eşgüdüm içerisinde çalışılacağı ‘çocuğun yüksek yararı’ ilkesi temelinde hareket edileceği bilgisi çeşitli medya araçlarında yer almıştır.
KORUMA BAKIM VE REHABİLİTASYON MERKEZİ
Koruma bakım ve rehabilitasyon merkezleri 2828 adlı yasada yer aldığı anlamı ile suça yöneldikleri tespit edilen çocukların davranış bozukluklarını gidermek amacıyla rehabilitasyon süreci tamamlanıncaya kadar geçici süre bakım ve korunmalarının sağlandığı bu süre içerisinde aile, yakın çevre ve toplum ile ilişkilerinin düzenlenmesine yönelik çalışmaların yürütüldüğü, 7-18 yaş kız ve erkek çocuklara yönelik ayrı ayrı yapılandırılan yatılı sosyal hizmet kuruluşlarıdır.


BAKIM VE SOSYAL REHABİLİTASYON MERKEZİ
Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi, duygusal, cinsel, fiziksel istismara uğramış çocukların olumsuz yaşam deneyimlerinden kaynaklanan travma ve davranış bozukluklarını giderme amacıyla rehabilitasyon süreci tamamlanıncaya kadar bu çocukların geçici süre bakım ve korunmalarının sağlandığı merkezdir.
ÇOCUK KORUMA ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ
Çocuk koruma araştırma ve uygulama merkezleri yapılanması 2006’dan beri faaliyette olmakla beraber bu merkezlerin temel amacı çocukların ihmal ve istismara maruz kalıp kalmadıklarının değerlendirilmesidir. Suç mağduru çocukların, cinsel ya da fiziksel istismara maruz kalan çocukların değerlendirilmeleri, tanı ve iyileştirme ve takip aşamalarının gerçekleştirilmesi amacıyla kurulan ‘Çocuk Koruma Merkezleri’nde çalışan sosyal hizmet uzmanının rol ve görevleri,
• Disiplinler ve kurumlararası eşgüdümü sağlamak
• İhmal ve istismara uğrayan çocukların tanısının konulmasına yardımcı olmak ve tedavi süreçlerini izlemek
• Korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocuklar ile ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapmak,
• Aileleri bilinçlendirmeye yönelik eğitim programlarını yaygınlaştırmak,
• Toplumsal duyarlılığın artırılması amacıyla topluma yönelik eğitim çalışmaları yapmak.
• Danışmanlık hizmeti vermek, müracaatçı sisteminin ihtiyaçları paralelinde grup çalışmaları yapmaktır.
KADIN KAPALI CEZA İNFAZ KURUMLARI
Kadın kapalı ceza infaz kurumları, kadın hükümlülerin hapis cezalarının infaz edildiği Kanunun 8 ve 9. maddelerine göre kurulmuş kurumlardır. Bu kurumlarda iç güvenlik görevlileri kadınlardan oluşturulur.





 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst