Aöf Türkiye Cumhuriyeti İktisat Tarihi Ders Notları 2. Ünite

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İKTİSAT TARİHİ

2.ÜNİTE ÖZET


İZMİR İKTİSAT KONGRESİ

*Türk Kurtuluş Savaşı’nın sıcak savaş dönemi 11 Ekim 1922 tarihli Mudanya Ateşkes Antlaşması’yla sona erdikten sonra yeni devletin inşa süreci başlatıldı.
*Tasarlanan kalkınma stratejisi her şeyden önce iki temele dayandırılacaktı.
*Birincisi, bağımsız ve ulusal bir ekonomi oluşturmak,
* ikincisi ise ekonomik kalkınmada Türk halkına öncelik vermekti.
*Mahmut Esat’a göre öncelikle atılması gereken adım, ülkenin ekonomik unsurlarının bir araya getirilmesi ve var olan koşulların belirlenmesiydi.
*Mahmut Esat (Bozkurt):TürkKurtuluş Savaşı başladığındaKuşadası’nda Kuvay-ıMilliyeyi örgütledi ve 120kişilik “milli müfrezenin”komutanlığını yaptı. BirinciTBMM’ne milletvekili seçildi.Ölüm tarihi olan 1943’ekadar milletvekilliği, İktisatve Adliye Vekillikleri yaptı.Hukuk devriminin mimarı ve
Kemalizm’in belli başlı idologlarından biri olarak bilinir.
*İktisat Vekâleti çalışmalarına başladı ve kongrenin düzen içerisinde yürütülmesi için “Heyet-i Faale” oluşturdu.
*Heyete; Ertuğrul/Bilecik Mebusu Osmanzade Hamdi Bey, İzmir Mebusu Enver Bey, Saruhan/Manisa Mebusu Necati Bey, Konya Mebusu Vehbi Bey, Posta ve Telgraf Müdür-ü Umumisi Sabri ve Tüccardan Ali İhsan Beyler seçilmişti.
*“Heyet-i Faale” üyeleri kongrede ele alınması gereken konuları içeren rapor hazırlamıştı.
Bu rapora göre başlıca konular şu şekilde belirlenmişti:
• Türkiye’de kredi sorunu
• Üretimin düzenlenmesi
• Gümrük sorunları
• Vergiler
• Ulaştırma araçları
*Raporda ayrıca, yatırımlar için gerekli kredi ve sermayeyi Türkiye’nin kendi başına yaratamayacağı, bu nedenle de yabancı sermayeye ihtiyaç duyulduğu, ancak ülkenin ekonomik bağımsızlığını kısıtlayacak ayrıcalıkların verilmemesinin gerektiği açıklanmıştı.
*banknot ihracı ve kamu kredisini düzenleyecek bir Merkez Bankası’nın kurulması,
*köylüler tarafından büyük Tarımsal Üretim Kooperatişerinin kurulması, kredi sağlanması için Ziraat Bankası’nın yeniden yapılandırılması,
*kredi kooperatişerinin kurulması, el sanatları, tezgâhlar, sütçülük, değirmencilik gibi sanayi faaliyetlerinin modernleştirilmesi,
*maden kaynaklarının verimli kullanılması,
*adil bir vergi sisteminin getirilmesi, iyi bir ulaşım ağının kurulması gibi tespitlere de raporda yer verilmişti
*Milli Türk Ticaret Birliği, kongre öncesi yoğun çalışmalarda bulunan ve sesini en fazla duyuran kuruluştu.
*Amele Birliği pek çok faaliyette bulunmuştu.
*İstanbul Hamallar Cemiyeti, Umum Terziler Cemiyeti, Çiftçiler Derneği, İstanbul Hukuk Mektebi gibi örgütler de Kongre’ye katılmışlardı.
*İstanbul’da bulunan Aydınlık Grubu ise kongre ile yakından ilgili olmuş ve İzmir’e
gidecek olan işçi ve köylülere Aydınlık dergisi aracılığıyla yol göstermeye çalı
şmıştır.
* Aydınlık dergisi, Amele Birliği’nin savunması için şu görüşleri ortaya atmı
ştı:
*tarım alanında devlet ve kooperatif çiftliklerinin kurulması,
*topraksız köylülere toprak dağıtılması ve ziraat komünalarının kurulması gibi.
*Milli Türk Ticaret
Birliği’nin talepleri ise Amele Birliği’nin taleplerine göre daha belirgindi.
*Gümrüklerin himayesi ve bağımsızlığı,
*yabancı sermayeye hiçbir şekilde tekel ve imtiyaz verilmemesi,
*milli bir emisyon bankasının kurulması, vergilerin ıslahı, yabancı sermayenin ülkeye zararsız bir şekilde gelmesi,
*işadamı ve bürolarda çalışacak elemanların yetiştirilmesi için okul ve kursların açılması,
*ekonomik ve mali konularda meslek ve ihtisas kuruluşlarının görüşlerinin alınması,
*dış ticaretin devletin de sermayesine katılacağı büyük Türk anonim şirketleri elinde örgütlenmesinin ve millileştirilmesinin sağlanması
*İzmir İktisat Kongresi, çiftçi, tüccar, sanayici ve işçileri temsil eden 1135 kişinin
katılımıyla 17 fiubat 1923 tarihinde açıldı.
*Kongre’nin açılışı konuşmasını M. Kemal Atatürk yaptı.
*Kongrede genel olarak milliyetçi bir hava vardı. Yabancı sermayeye karşı bir kuşku duyulmuşsa
da, ekonomik kalkınmanın yabancı sermaye olmadan sağlanamayacağı görüşü benimsenmişti.

*Kongre Başkanı Kazım Karabekir Paşa’nın isteğiyle 12 maddeden oluşan bir Mıisak-ı İktisadi yayımlanmıştı. Bu maddeler şunlardı:
1. Madde: Türkiye, milli hudutları dâhilinde, lekesiz bir istiklal ile dünyanın sulh ve terakki unsurlarından biridir.
2. Madde: Türkiye halkı, hâkimiyetini kanı ve canı pahasına elde ettiğinden, hiçbir şeye feda etmez ve milli hâkimiyete müstenit olan (dayanan) Meclis ve hükümetine daima zahirdir (yardımcıdır).
3. Madde: Türkiye halkı tahribat yapmaz, imar eder. Bütün mesai, iktisaden memleketi yükseltmek gayesine matuftur.
4. Madde: Türkiye halkı sarfettiği eşyayı mümkün mertebe kendi yetiştirir. Çok çalışır: vakitte, servette ve ithalatta israftan kaçar, milli istihsali (üretimi) temin için icabında geceli gündüzlü çalışmak şiarıdır.
5. Madde: Türkiye halkı, servet itibariyle bir altın hazinesi üzerine oturduğuna vakıftır. Ormanlarını evladı gibi sever, bunun için ağaç bayramları yapar; yeniden orman yetiştirir. Madenlerini kendi milli istihsali için işletir ve servetlerini herkesten fazla tanımaya çalışır.
6. Madde: Hırsızlık, yalancılık, riya ve tembellik en büyük düşmanımız; taassuptan uzak dindarane bir salabet (sebat, manevi kuvvet) her şeyde esas mızdır. Her zaman faideli yenilikleri severek alırız.
7. Madde: Türkler, irfan ve marifet aşığıdır. Türk, her yerde hayatını kazanabilecek şekilde yetişir; fakat, herşeyden evvel memleketinin malıdır. Maarife verdiği kutsiyet dolayısıyla Mevlüd-i fierif, kandil gününü, aynı zamanda bir kitap bayramı olarak te’sid eder (kutlar).
8. Madde: Birçok harpler ve zaruretlerden dolayı eksilen nüfusumuzun fazlalaşması
ile beraber sıhhatlerimizin, hayatlarımızın korunması en birinci emelimizdir.
9. Madde: Türk; dinine, milliyetine, toprağına, hayatına ve müessesatına (kurumları
na) düşman olmayan milletlere daima dosttur
10. Madde: Türk açık alın ile serbestçe çalışmayı sever, işlerde inhisar (tekel)istemez.
11. Madde: Türkler, hangi sınıf ve meslekte olurlarsa olsunlar, candan sevişirler.
12. Madde: Türk kadını ve kocası, çocuklarını iktisadi misaka göre yetiştirir

ÇİFTÇİ GRUBUNUN İSTEKLERİ
1. Reji ve idare usulünün kaldırılması.
2. Tütün ziraat ve ticaretinin serbest olması.
3. Köylülere, çiftçilere ziraatın muhtelif şubelerini ameli olarak öğretecek surette yazılmış kitap ve mecmuaların bastırılarak bedava dağıtılması.
4. Aşarın kaldırılması.
5. Ziraat Bankası’nın geliştirilmesi ve köylüye daha yararlı hale getirilmesi.
6. Milli ürünler için asgari bir deniz ve kara taşıma ücretinin tespiti.
7. Ormanlarımızın muhafazası.
8. Ormanların çoğaltılması ve yeniden arazinin ormanlaştırılması.
9. Hayvancılığın geliştirilmesi için bazı tedbirlerin alınması.
10. Ziraatle makineleşmeyi sağlamak için tarım araç ve gereçlerinin gümrük muafiyeti
TÜCCAR GRUBUNUN İSTEKLERİ
1. Gümrük himayesi ve gümrük bağımsızlığının kayıtsız-şartsız olması.
2. Cuma günün bütün Türk halkı için resmi tatil günü olması.
3. Yabancı sermayeye, devletle ortak dahi olsa, hiçbir şekil ve surette inhisar ve imtiyazın verilmemesi.
4. Sahillerimizde kabotaj hakkının kullanılmasında ne devlete ne de şahıslara imtiyaz tanınmaması.
5. Milli bir emisyon bankasının kurulması.
6. Yabancı sermayenin ülkeye zarar vermeyecek şekilde girmesinin sağlanması.
7. Dış ticaretin, devletin de sermayesine katılacağı büyük Türk şirketleri elinde örgütlendirilmesi ve millileştirilmesi.
8. Temettü vergisinin değiştirilmesi.
9. Kambiyo meselesinin düzeltilmesi için bu konuda ihtisas yapmış bir komisyonun
kurulması.
10. Madenlerimizin kıymeti ve istihsalatı hakkında toplanılan malumat ve istatistiklerin
muntazaman neşri.
11. Ticaret ve sanayi odalarının yeniden düzenlenmesi.
12. Ekonomik ve mali kararlarda meslek ve ihtisas kuruluşlarının görüşlerinin alınması.
13. İş adamı ve işgören yetiştirilmesi amacı ile yeni okul ve kursların açılması
SANAYİ GRUBUNUN İSTEKLERİ
1. Gümrüklerde himaye usulü
2. Teşvik-i Sanayi Kanunu hakkında 40 Türkiye Cumhuriyeti İktisat Tarihi
3. Yollar ve vesait-i nakliyede hususi tarife
4. Sanayi bankaları
5. Tedrisat-ı sınaiye
6. Sanayi odaları (Ökçün, 1981: 426-429; İnan, 1982: 48-50).
Bu konular içerisinde öne çıkan hususlar şunlardı:
1. Gümrüklerde Türk sanayicilerine gerekli himayenin sağlanması.
2. Sanayi bankalarının kurulması.
3. Sanayiye eleman yetiştirecek okulların açılması.
4. Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun tadil edilmesi.

İŞÇİ GRUBUNUN İSTEKLERİ
1. Amele yerine işçi denilmesi.
2. Belediye ve milletvekili seçimlerinde mesleki temsil usulünün kabul edilmesi.
3. Tarım dışında günlük çalışma süresinin sekiz saat olması.
4. Sendika kurma hakkının tanınması.
5. Grev Kanunu’nun işçiler lehine yeniden düzenlenmesi.
6. Asgari ücretlerin sendikalar kuruluna denk belediye meclislerince saptanması.
7. 1 Mayıs’ın işçi bayramı olması.
8. İşçi ücretlerinin muntazaman ve nakit olarak ödenmesi.
9. Haftada bir günün tatil olması.
10. Büyük iş yerlerinde işçilerin kaza ve ihtiyarlık sigortalarına bağlanması.
11. İşyerlerinin sağlık açısından denetimi.
12. İşçi çocuklarının şehir çocuklarından öncelikle yatılı sanat okullarına ücretsiz kabulü.
13. Ülkede tüm işgücü açıklarının Türk işçilerince doldurulması
MİLLİ TÜRK TİCARET BİRLİĞİ’NİN İSTEKLERİ
Önemli olanlar şu şekilde sıralanabilir:
1. Yabancı sermayenin memleket için zararlı olmayacak şekilde yurda girmesinin temini.
2. Tamamen yerli sermayeye bırakılacak işlerin belirlenmesi ve muvazaa yoluyla bile yabancı sermayenin bu sektörlere sokulmaması.
3. Yasal olarak Türk kabul edilmeyen şirketlere işletme imtiyazı ve özel imtiyazlar verilmemesi, bu şirketlerin Türk vatandaşlarına ait muafiyetlerden yararlanmaması.
4. Kanunen Türk kabul edilmeyen şirketlerin hükümete ait arttırma ve eksiltmelere katılmamaları ve hükümetle hiçbir mukavele yapmamaları.
5. Aşağıda sayılan sektörlerde Türklere ayrılacak sermaye oranı şöyle olacaktır.
a. Ulaşım, Sanayi ve İmtiyazlı Bankacılığa ait işlerde tediye edilmiş sermayenin %75’i.
b. Ormancılık, 1 milyon lirayı aşan sanayi şirketlerinde ödenmiş sermayenin%51’i.
c. Madencilik, demiryolu vb. şirketlerde ödenmiş sermayesi 5 milyon lirayı geçen şirketlerde sermayenin %41’i.
d. Umumi sermayesi 100 milyon lirayı aşan şirketlerde ödenmiş sermayenin%31’i.
6. Bu oranlardaki hisselerin Türk vatandaşları tarafından alınmaması halindeHükümet’in bunları alması ve ileride talip olacak Türk vatandaşlarına devretmesi.
7. Merkezleri dışarıda olup şubeleri yurtiçinde olan şirketlerin bağlı olacağı koşulları n milli yararlar doğrultusunda yeniden düzenlenmesi.

LOZAN’DAKİ MUHATAPLARINA AŞAĞIDAKİ MESAJLARI GÖNDERMİŞLERDİR.
• Sosyalist bir ekonomik modelin izlenmemesi,
• “Serbest-i Ticaret” (liberalizm) temel ekonomik ilke olarak benimsenmesi,
• Yabancı sermaye düşmanlığının güdülmemesi, temel amacın yabancı sermaye ile milli çıkarlar arasında bir uzlaşmanın sağlanması,
• Ticaret ve borçlar gibi şirketleri yakından ilgilendiren yasaların Batı yasaları çerçevesinde düzenlenmesi,
• Uluslararası ölçü ve saat gibi standartlara uygun dönüşümlerin gerçekleştirilmesi, kısaca Türk hukuk yapısının kapitalist hukuk ana ilkelerine uyumlu hale getirilmesi
*Türkiye’nin ilk on yılına damgasını vuran ekonomik politikaların bir bakıma İzmir İktisat Kongresi’nde saptandığı söylenebilir.
*Lozan Barış Antlaşması’na ek olarak imzalanan TİCARET SÖZLEŞMESİ de Türkiye’yi ekonomi alanında liberal politikalar izlemeye yönlendirdiğini söyleyebiliriz.
*Beş yıl süreyle yürürlükte kalması planlanan bu sözleşmenin birinci maddesine göre
*Türkiye, 1 Eylül 1916 tarihli Osmanlı gümrük tarifesini uygulayacak ve bu konuda bir değişiklik yapmayacaktı.
*Bu tarife, tarımsal tüketim mallarına %30-40 oranında vergi koyan ve sanayi kesimini koruma gibi bir amacı olmayan, seçici bir tarifeydi.
* Sözleşmenin üçüncü maddesi ise Türkiye’nin beş yıl boyunca dışalım ve dışsatım yasaklarını kaldırmasını ve yenilerini koymamasını öngörmüştü.

TARIMSAL GELİŞME
*Türkiye tarımına genelde küçük köylü işletmeler egemendi. Aile emeği ile üretim
yapılan bu yapıdaki işletmeler “geçimlik” işletme niteliğine sahipti.
*Kıyı bölgelerinindışında ise “kapalı köy ekonomisi” vardı.
*1920’li yıllarda kırsal kesimde topraksız köylünün oranı %50’ye yaklaşmıştı.
*Kendi topraklarından geçinecek geliri elde edemeyen köylüler, “ortakçılık” ve
“kiracılık” ilişkileri içinde bulunmak zorunda kalmışlardı.
*” 1925 tarihli KadastroYasası, toprakta özel mülkiyeti sağlamlaştıran maddeler getirirken,
*1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun’da kişilerin tasarruflarında bulunan topraklara tam mülkiyet hakkı tanınmıştı.
*1920’lerde toprak mülkiyeti incelendiğinde üç konunun önem kazandığı görülmektedir.
-Birincisi, hiç toprağı olmayan köylülerin büyük bir sayıyı oluşturması;
-ikincisi, büyük topraklara sahip olanların ekilebilir toprakların önemli bir miktarı-
na sahip olması;
- üçüncüsü ise Türkiye’deki tarım işletmelerinin oldukça fazla parçalanmış olmasıdır.

AŞAR VERGİSİ
*Cumhuriyet rejiminin Osmanlı’dan miras aldığı aşar vergisi, tarımsal gelir üzerinden alınmıştı. Aşar vergisi “Dime” ve “öşür” olarak da anılmıştır.
*Matrahı gayrisafi ürün olan aşar vergisi, çiftçinin hasat sonu elde ettiği hasılatın üzerinden hesaplanmıştı. Vergi oranı esas olarak 1/10’du.
*Aşar, aynî denilen, yani tarımsal faaliyetlerle uğraşanların vergiyi mal olarak ödedikleri bir vergi türüydü.
*Bu verginin tahsili de mültezimler tarafından yapılmıştı.
*İltizam adı verilen bu sistemde mültezimler, devlet ile vergi yükümlüleri arasında vergi toplayıcısı görevi görmüş ve bu işten para kazanmışlardı.
*Cumhuriyetin tarımsal alanda atmış olduğu en önemli adımlardan biri aşar vergisinin
kaldırılmasıdır.
*Diyarbakır Mebusu Zülfü Bey, Kasım 1923’te aşarın kaldırılması için Meclis’e teklif sunmuştur.
*Yasa teklifinin gerekçesinde;
*1 -içinde bulunulan düzende topraksız köylünün hiçbir zaman toprak sahibi olamayacağı,
*2- mültezimlerin uygulamada halka zulmettikleri,
*3 -aşarın hükümete gelir nispetinde yarar sağlamadığı belirtmişti.

*17 Şubat 1925’de 552 sayılı yasa ile aşar yürürlükten kaldırılmıştı.
*Aşarvergisi kaldırılmadan önce bütçe gelirlerinin %28,6’sını oluşturulmuştu.Kaldırıldığı için 1925 yılı bütçesi eskiye oranla üç kat açık verdi.
*Aşar vergisinin kaldırılmasının tarımsal gelişme üzerindeki etkilerini şu şekilde
özetleyebiliriz:
1. Aşarın tahsil edilmesi sırasında çiftçilerin gördüğü zararlar ortadan kaldırılmış, mültezimlerin baskıları son bulmuş ve köylüye ürettiği ürünlerde tasarruf edebilme şansı tanınmıştır.
2. Çiftçinin vergi mükellefiyeti hafişemiş ve köylünün refah seviyesini yükseltmek amaçlanmıştır.
3. Aşarın kaldırılmasıyla hem küçük çiftçiler hem de büyük toprak sahibi çiftçiler üretimi arttırma yönünde teşvik edilmişlerdir.
4. Aşarın kaldırılmasıyla mültezimlerin köylü üzerinden kazandıkları haksız kazançlara son verilmiş, böylece çiftçiye ve tarımsal gelişmeye yönelik önemli bir kaynak daha aktarılmıştır
TARIM KESİMİNDEN ALINAN DİĞER VERGİLER
*1923-1929 yılları arasında tarım kesiminden alınan vergilerden birisi de Ağnam Vergisi’dir.
*Aşar gibi gayrisafi gelirden alınan bu vergi, koyun sayısı başına hesaplanmıştı.
*TBMM 23 Nisan 1920’de açıldıktan sonra çıkardığı ilk kanun Ağnam Vergisi Kanunu’ydu
*Bir diğer vergi ise Arazi Vergisi’dir.
*Bu dönemde alınan vergilerden biri de “Yol Mükellefiyeti Kanunu” ile alınmıştır. Kısaca Yol Vergisi olarak adlandırılan bu uygulama, ilk kez 1866’da başlatılmıştı.
*Yine bu dönemde ödenen vergilerden bir diğeri Maarif Vergisi’dir. Osmanlı’dan miras kalan eğitim vergisi, halkın eğitim masraflarına katılımı amaçlanmıştı.
*İnhisar gelirleri, gelir düzeyi ne olursa olsun nüfusun tamamının satın aldığı tütün, şeker, tuz ve kibrit üzerinden alınmıştı. Bu vergi kalemleri de köylüyü sıkıntıya sokan unsurlardan biriydi

Makinalı Tarımın Teşviki
*Makineli tarımın özendirilmesine özel yabancı şirketler de katkı sağlamıştır. Örneğin, Anadolu Demir Yolu şirketi, rehin karşılığı köylülere her türlü makine ve alet satmaya çalışmıştı.

KREDİ POLİTİKALARI VE KOOPERATİFÇİLİK
ZİRAAT BANKASI
*Mithat Paşa, 1863’de çiftçileri tefecilerin elinden kurtarmak ve bu kesim arasında dayanışmayı
sağlamak amacıyla 1863’te “Memleket Sandıkları” denilen organizasyonu başlattı. “Memleket Sandıkları” kısa sürede ülkede yaygınlaştırıldı. Ancak bir süre sonra işlevlerinde bozulmalar meydana geldi.
* 1883’te aynı amaçlar doğrultusunda “Menafi Sandıkları”oluşturuldu. Ardından 15 Ağustos 1888’de *“Menafi Sandıkları” yerine modern bir finans kuruluşu olarak Ziraat Bankası kuruldu.
*Banka’nın ilk kuruluşunda, çiftçiye kredi kullandırmak, faiz karşılığında tevdiat kabul etmek ve ziraate ilişkin sarraflık ve aracılık yapmak gibi görevleri vardı.
İTİBARİ ZİRAİ BİRLİKLERİ
*Kooperatifçiliği özendirme ve kurulmasını kolaylaştırmaya yönelik ilk uygulama 1923’te gerçekleştirirmiştir. “İstihsal, Alım ve Satım Ortaklık Kooperatişeri Nizamnamesi” ismiyle çoğu tarımsal nitelikte kooperatifler kurulmuştu.
*1923 tarihli nizamnameye göre kurulan kooperatişer şunlardır:
1. Ödemiş Tütün Müstahsilleri Kooperatifi (1924)
2. Bursa Halk Tütünleri Kooperatifi (1925)
3. Hendek Tütün Kooperatifi (1925)
4. İzmit Tütüncülük Kooperatifi (1925)
*Cumhuriyet hükümetlerinin tarımsal kalkınmayı sağlamak için yaptıkları çalışmalardan
birisi de “İtibari Zirai Birlikleri”ni kurmalarıdır.
*“İtibarı Zirai Birlikleri”nin bir bölümü çalışmalarını “Tarım Kredi Kooperatifi” adı altında sürdürmüştür.
TÜRK KÖYLÜSÜNÜN SOSYO-EKONOMİK DURUMUNU YÜKSELTMEK
İÇİN ALINAN DİĞER ÖNLEMLER
1. 1920’lerde İstanbul, Yeşilköy, Eskişehir-Sazova, Adapazarı ve Ankara’da tohum
ıslah ve deneme istasyonlarının kurulması.
2. Tarım alanında birçok yasa ve yönetmelik hayata geçirildi.
*1927 yılında çıkarılan bir kanunla da nüfus, tarım ve sanayi sayımı yapıldı

SANAYİLEŞME VE ULAŞTIRMA
Sanayileşme hamlelerini ve bu doğrultuda atılan adımları açıklayabilmek.
*Devletin özel sektör sanayisine yaptığı yardım ve teşviklerin yetersizliği ve sermaye sahiplerinin, yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmamalarından ötürü, yatırımcılara sermaye ve bilgi vermek, onlara rehberlik etmek amacıyla 19 Nisan 1925 tarihinde Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu

KURULAN FABRİKALAR
*Ülkenin sanayileşme hamleleri içerisinde kurulan şeker fabrikalarının Türk ekonomik tarihi içerisinde önemli bir yeri vardır.
*Devlet destek ve teşviklerinden faydalanan Alpullu Şeker Fabrikası’nda ilk Türk
şekeri 26 Kasım 1926’da üretildi.
*Şeker işine giren ve bu alanda ilk şirketi kuran Mollazade Nuri Bey’di.
* “Uşak Terakki Ziraat Türk Anonim Şirketi, Uşak Şeker Fabrikasının temelini Alpullu’dan daha önce atmasına rağmen ilk şekeri 17 Aralık 1926’da üretebilmişti.
*Uşak Şeker Fabrikası ise sürekli zarar etmişti.Fabrikanın ihtiyacı olan su yataklarına uzak bir yerde kurulmuş olması zarar etmesinin en önemli nedenlerinden biridir.
*Cumhuriyet’ten önce ülkenin kiremit ihtiyacı genellikle Fransa’dan karşılanmıştı.
*Eskişehir’de Deliorman’lı Sabri Kılıçoğlu tarafından 1927 yılında ilk kiremit fabrikası kurulmuştur.

TEŞVİK-İ SANAYİ KANUNU
*Bu kanunun amacı öncelikle, milli sanayinin özendirilmesi, yeni sanayi işletmelerinin açılması, yerli-yabancı büyük çaplı sanayi tesislerinin kurulması ve henüz parasını işletmeye alışmamış olan Türk halkını birleştirerek toplu girişimlerde bulunması nı sağlamak olarak özetlenebilir
*Teşvik-i Sanayi Kanunu 15 Mayıs 1927’de kabul edilmiştir.
*15 yıl yürürlükte kalacağı belirtilen bu kanunla, imalat ve madencilik alanında sanayi kuruluşlarına şu kolaylıklar sağlanacaktı:
1. Belediye sınırları dışındaki hazine arazisinden 10 hektara kadar (şeker fabrikaları için 50 hektara kadar) büyüklükte arsalar bedelsiz, belediye sınırları içindeki hazine arsa ve binaları ise bedelleri 10 yılda ödenmek üzere, Bakanlar Kurulu kararı ile özel şirketlere verilebilecekti.
2. Şirketlerin özel telgraf ve telefon hatları yapmalarına resim alınmadan izin verilecek, bunlar ve elektrik enerjisi taşıyan hatlar için gerekli direkleri devlet bedava dikecekti.
3. Sanayi kuruluşları bina, arazi kazanç ve “maktu zam” vergilerinden, belediyelere ait olan inşaat, buhar kazanları, motor ve imbik ruhsat resimlerinden,pay senetleri ve tahviller üstündeki damga resminden muaf tutulacaktı.
4. Sanayi kuruluşlarının tesis, inşa ve büyütülmelerinde kullanılan her türlü yapı malzemesi (makine, alet ve bunların yedek ve yenileme parçaları), meydana getirilecek taşıma, yükleme ve boşaltma, itici güç üretim ve aktarma işlerinde kullanılan her türlü malzeme ile taşıt ve güç araçları, hammadde, ithalatta her türlü gümrük ve resimlerden muaf tutulacaktı.
5. Devlet demir ve deniz yolları kuruluşlara ait inşaat malzemesi, makine ve aletlerin taşınmasında %30 indirimli tarife uygulayacaktı; kuruluşların hammadde ve mamullerinin taşınmasında da, Bakanlar Kurulu kararı ile özel indirimli tarifeler uygulanabilecekti.
6. Ticaret Bakanlığı’nın teklifi ve Bakanlar Kurulu’nun kararıyla kanundan yararlanan şirketlere bir yıllık imalat değerlerinin %10’u kadar prim ödenebilecekti.
7. Tuz, alkol ve patlayıcı madde tekelleri, kanundan yararlanan şirketlere özel indirimli tarifeler uygulanacaktı.
8. Merkezi bütçeye bağlı bakanlık ve kuruluşlar, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar, ayrıcalıklı şirketler ve Teşvik-i Sanayi Kanunu’ndan yararlanacak sanayi şirketleri, ihtiyaçlarını karşılamak için yapacakları satın almalarda “memleket dâhilinde kafi miktarda istihsal veya imal olunupda mümasillerinin gördükleri işi görebileceği, fennen mütehakkik bulunanları,
hariçten gelenlerden %10 pahalı da olsa tercihan dâhilden” satın almaya mecbur tutulacaklardı.

9. Belli koşullarda, Bakanlar Kurulu kararı ile sanayi şirketlerine 25 yıl kadar süreler ve en çok 8 illik bölgeler için üretim tekeli ayrıcalıkları verilebilecekti.

Teşvik-i Sanayi Kanunu’nda teşvikten yararlanma konusunda sanayi işletmeleri
4 grupta belirlenmiştir:
1. En az 10 beygirlik çevirici güç kullanan ve yılda 1500 liradan çok gündelik ödeyen kuruluşlar 1. sınıf sanayi kurumu olarak teşvikten yararlanır.
2. 10’dan az beygir gücü fakat 1500 liradan çok gündelik ödeyen, ya da 10’dan çok beygir gücüne sahip fakat 1500 liradan az gündelik ödeyen veya çevirici güç kullanmamakla beraber 10’dan fazla işçi çalıştıran kuruluşlar, 2. sınıf.
3. 10 beygirden az çevirici güç kullanıp 750 liradan çok gündelik ödeyen kuruluşlar3. sınıf.
4. Tezgâh ve el ile çalışan işçileri bir bina dâhilinde toplu halde çalıştıran kuruluşlar4. sınıf sanayi kuruluşu olarak teşvikten yararlanırlar

ULAŞTIRMA POLİTİKASI
*19 Ocak 1925 tarihinde “Yol Mükellefiyeti Kanunu” kabul edildi. Kanun’a göre 18-60 yaş arasındaki bütün erkekler senede altı günden az ve on iki günden fazla olmamak şartıyla mükellefiyete
tabi kılınmıştı.
*1 Temmuz 1926’da yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu’yla Türk yurttaşlarına mal ve yolcu taşıma hakkı tanınmıştır.
*1927 yılında 380 km’lik Ankara- Kayseri Demiryolu hattı, 1930 yılında ise 222 km
uzunluğundaki Kayseri-Sivas hattı hizmete sokulmuştu

BANKACILIK
TÜRKİYE İŞ BANKASI
*Atatürk önderliğinde 26 Ağustos 1924’te bir anonim şirket olarak kurulan İş Bankası’
nın kurucuları arasında çok sayıda milletvekili, tüccar ve yüksek dereceli bürokrat
vardı
*İlk kuruluş sermayesi olan 1 milyon liranın 250 bin lirası, Atatürk tarafından Kurtuluş Savaşı’na Hint Müslümanlarının gönderdiği yardımdan, bir kısmı da Cumhuriyet Halk Fırkası’nca, sekizde biri ise
devlet hazinesince sağlandı.

İş Bankası’nın kuruluş sözleşmesine göre:
• Her türlü banka işlemleri yapmak,
• Tarım, sanayi, madencilik, enerji üretimi ve dağıtımı, bayındırlık işleri, nakliyecilik,sigortacılık, turizm, ihracat alanlarında her türlü teşebbüsü kurmak ve iştirak etmek,
• Malların üretim ve tedariki için ortaklık kurmak veya bu maksatla kurulan ortaklıklara katılmak,
• Sınai ve ticari işlemleri gerek kendi nam ve hesabına, gerekse yerli ve yabancı kuruluşlarla birlikte veya bu kuruluşlar nam ve hesabına üstlenerekyapmak gibi.

*Bankanın bu kadar geniş bir işleve sahip olmasının iki nedeni vardı. Biri, ülkede krediyi genişletmek, yani milli sanayi ve ticarete gerekli krediyi uygun koşullarda sağlamaktı.
*İkincisi ise bizzat teşebbüslere girişerek milli ekonomik kalkınmada öncülük etmekti.

SANAYİ VE MAADİN BANKASI
*19 Nisan 1925 tarihinde 633 sayılı kanunla kurulan Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası
nın; askeri fabrikalar dışında devlete ait fabrikaları işletmek, finanse etmek, yönetmek
ve bunlarla ilgili her türlü ticari ve mali işlemleri yapmak ile özel sanayiyi teşvik etmek gibi amaçları vardır
*Banka’nın belli başlı görevleri ise şunlardı:
1. Kendisine devredilmiş sanayi kuruluşlarını, kurulacak şirketlere devir olanadek yönetmek.
2. İştirak suretiyle sınai kuruluşlar kurmak.
3. Yalnız kendisi tarafından kurulup yönetilecek sınai kuruluşlar kurmak.
4. Bizzat veya iştirak yoluyla maden imtiyazı almak ve işletmek.
5. Kuruluş amacına aykırı düşmeyen her çeşit banka muameleleri yapmak.
6. Türk sanayi ve maden sahiplerine, maden mültezim ve amillerine ikrazatta bulunmak
Bankanın sermayesi ise şöyle belirlenmişti:
a. Genel Bütçenin Ticaret Bakanlığı kısmında çeşitli giderlere ait üçüncü kısımda açılan Fasl-ı Mahsusu (Özel Bütçe) içine aktarılan mütehassıslara para ödemek üzere konulmuş ve konulacak ödenekler.
b. Devletin bu ödeneklerle kurulmasına katıldığı şirketlerleki hisse senetleri.
c. Milli Savunmaya ait olanlar dışında kalan Devlet Sınai Kuruluşları ve bunların döner sermayeleri.
*Sanayi ve Maadin Bankası, öz kaynaklarının sınırlı olması, tecrübe eksikliği yaşaması, Osmanlı’
dan alınan fabrikaların işletilmesi ile ilgili sorumlulukların artması gibi nedenlerle
özel sanayi işletmelerine kredi sağlama ve sermaye katılımı konularında kendisinden bekleneni
verememişti.
EMLAK VE EYTAM BANKASI
*Sermayesi 20 milyon lira idi. Yarısı devlet mülklerini devretmek suretiyle hükümet
tarafından sağlanmıştı
*Millî bankacılığın gelişmeye başladığı bu dönemde, inşaat sektörüne kredi sağlamak ve ülkenin
hızla imar edilmesi amacıyla 22 Mayıs 1926 tarihli, 844 sayılı yasa ile Emlak ve Eytam
(Yetimler) Bankası kurulmuştu.

Emlak ve Eytam Bankası’nın kuruluş kanununa göre başlıca görevleri şunlardır:
• Belediye sınırları içindeki binaların ve üzerine bina inşa edilecek arsalarınm ipotek edilmesi karşılığında müşterilerine kredi vermek,
• Eytam paralarını mevduat olarak alıp bunlara açacağı cari hesaplara belli bir oranda faiz vermek,
• Belli bir tutara kadar (10 Milyon lira) tahvil çıkarabilmek,
• Her türlü bankacılık işlemlerini yapmak.
*Emlak ve Eytam Bankası 14 Haziran 1946 tarih ve 4947sayılı yasayla bir iktisadi devlet teşekkülü olan Türkiye Emlak Kredi Bankası’nadevredilmişti

ZİRAAT BANKASI
BANKANIN GÖREVLERİ VE YAPACAĞI İŞLEMLER İSE ŞUNLARDIR:
• Çiftçilere tek tek veya toplu kefaletle veya diğer teminatlarla kredi vermek,
• Tarımsal ürünleri kendi veya diğer şahıslar hesabına alıp satmak,
• Ayni suretle arazi kiralanması, imarı ve devri yapmak,
• Tarımsal sanayi veya sair zirai amaçlarla kurulmuş şirketlere iştirak etmek,kredi vermek vb. suretlerle yardım etmek,
• İdare meclisi kararı ile çıkarlarına ve kuruluş amacına uygun her türlü bankacılık işlemi yapmak,
• On beş milyon liraya kadar tahvil çıkarabilmek.

DIŞ TİCARET
*İttihat ve Terakki Partisi Hükümeti Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından kısa bir süre sonra 7 Eylül 1914’te kapitülasyonları tek taraşı olarak kaldıracağını ilan ederek korumacı politikanın ilk
adımlarını atmıştı.
*Korumacı politikanın diğer bir adımı da 1916’da Gümrük Kanunu’nun
kabul edilmesidir.
*Ankara Hükümeti İzmir ve İstanbul limanlarından yoksundu. Ancak Mersin, Samsun, İnebolu ve Trabzon limanlarında sınırlı da olsa ithalat yapmıştı

*ABD, 1926’da Türkiye’dengelen mallar için gümrüklerinde “muayene” şartı koydu.

*İhracatta yaşanan daralma, yabancı bankaların ve Avrupa firmalarının dış ticaretle ilgili
olarak açtıkları kredilerde ciddi bir azalma yarattı. Daha sonra bu kredi azalması Türkiye’de
“para bunalımı” diye adlandırılacak olayın en önemli etkenlerinden biri oldu.

DIŞ TİCARET VE ÜLKELERE GÖRE YAPISI
*Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye’nin 1929 yılına kadarki ticari ilişkilerinde
İtalya ön plana çıkmıştı. Bunun nedenleri, öncelikle Türkiye’den ayrılan bazı Rum
tüccarların Trieste’ye yerleşmeleri ve eskiden Türkiye’den başka devletlerle yaptıkları
ticareti, Trieste’yi bir transit merkezi olarak kullanarak sürdürmeleridir.

*Almanya ve ABD de Türkiye’nin dış ticaretinde önemli bir
paya sahipti.
*Türkiye’nin, Sovyetler Birliği ile ticaret hacmi ise fazla gelişmemişti.
*1928 yılında buhar makinaları ticaretinde pazarın%90’nını elinde tutmuştu.
*Türkiye’nin dış ticaret açığı özellikle Yunanistan,
*Suriye ve Mısır ile yaptığı ticaretle kapanıyordu. Yunanistan ve Mısır’a ihraç
edilen başlıca ürün tütün, Suriye’ninki ise canlı koyundu.
EKONOMİDE YENİ KURUMLAR

TİCARET VE SANAYİ ODALARI
*Bu yöndeki ilk büyük adım, TBMM’nin 22 Nisan 1925’de 12 maddelik Ticaret ve
Sanayi Odası Kanun tasarısını kabul etmesiyle atılmıştı.
*İSTATİSTİK UMUM MÜDÜRLÜĞÜ
*Uygulanacak ekonomik politikaların geliştirilebilmesi için yapılması gereken en
önemli işlerden biri de ülkenin ekonomik yapısı hakkında güvenilir bilgilere sahip
olmaktı.

*Nitekim 1926 yılında başbakanlığa bağlı İstatistik Genel Müdürlüğü kurulmuştu.
Başkanlığını, Belçikalı Dr. Camille Jacquard’ın yaptığı kurum kısa zamanda gelişmeye
başlamıştı.
*2 Haziran 1927 tarihli İstatistik Kanunu gereğince aynı yıl nüfus, sanayi ve
tarım alanında sayımlar yapıldı.
*sayım yapılana kadar 8-10 milyon civarında olduğ u tahmin edilen Türkiye nüfusunun 14 milyona yakın çıkması, dış politikada Türkiye ile ilgili yapılan hesap ve politikalarda önemli değişiklikleri gündeme getirmişti

ÂLİ İKTİSAT MECLİSİ
*Âli İktisat Meclisi, bir tür danışma ve araştırma organı olarak oluşturulmuştu.
*Kanun’da Meclis’in amaçları ise dört başlık altında sıralanmıştı:
1. Memleketin iktisadiyatı ile alakadar olmak üzere hükümetçe tanzim kılınacak kanun ve nizamname layihaları ve hükümetten tevdi olunacak iktisadi mesail hakkında beyan-ı mütalaa etmek.
2. İktisatla alakadar kanun ve nizamnamelerin memleket ihtiyacatına derece-i tevafukunu ve bunlar arasındaki ahenk ve irtibatı tetkik ve lüzum görülecek tadilatı esbabı mucibesiyle hükümete teklif eylemek.
3. İktisadi ihtiyaçlarımızın usul ve sistemler hakkında tetkikat icra etmek.
4. Umumi iktisat cereyanlarını takip ve memleket iktisadiyatına derece-i tesir ve alakalarını tetkik ve bu husustaki mesaisinin netayicini hükümete arz etmek

İKTİSAT VEKÂLETİ
*16Ocak 1928 tarih ve 1200 sayılı “Ticaret ve Ziraat Vekâletlerinin Tevhidi (Birleştirilmesi)
ile İktisat Vekâleti Teşkili Hakkında Kanun” kabul edilmiş ve Ticaret ve Sanayi
Bakanlıkları birleştirilerek İktisat Vekâleti kurulmuştu.
*İlk iktisat vekilliğini de İzmir Milletvekili Rahmi Köken yapmıştı.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst