Aöf Türkiye Cumhuriyeti İktisat Tarihi Ders Notları 3. Ünite

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İKTİSAT TARİHİ

3.ÜNİTE ÖZET


KORUMACI-DEVLETÇİ KALKINMA MODELİNE GEÇİŞ (1929-1939)
DÖNEMİN EKONOMİ POLİTİKASI (1929-1939)

*Yeni Devlet’in ekonomi alanındaki ilk hedefi, ulusal ve bağımsız bir ekonomik yapı ya sahip olmak ve bunu da özellikle sanayi yoluyla gerçekleştirmekti. Ancak pek de başarılı olunamadı.
*Bu başarısızlığın en önemli nedeni, Osmanlı sanayisinin yapı sal özelliklerinin korunmasıdır.
*Ekonomik durgunluğun nedenlerinden biri olumsuz iklim koşullarından kaynaklanmıştı. Kötü hava koşulları tahıl dışalımını arttırmıştı.
*Ayrıca gümrük vergilerinin artırılacağı beklentisi ve uygulanan demiryolu politikası da benzer biçimde dışalımı yükseltmişti.
*1929 dünya ekonomik bunalımının da etki yaptığını belirtmemiz gerekir.
*Bunalımın Türkiye üzerindeki ilk olumsuz etkisi; Türk Lirasının İngiliz Sterlini karşısında ciddi bir değer kaybı yaşamasıdır.
*Ayrıca Türkiye’nin tarımsal mallardan oluşan dışsatımının önemli oranda azalması, dış ticaret hadlerinin Türkiye aleyhine dönmesi gibi nedenler ile fiyatların ve ulusal gelirin hızlı bir şekilde düşmesi, Türkiye’nin ekonomik durgunluğunun belli başlı nedenlerini oluşturmuştu
*Fethi Okyar, Atatürk’ün isteğiyle 12 Ağustos 1930’da Serbest Cumhuriyet Partisi’ni kurmuştur. Yeni partinin kuruluş amaçlarından biri, yükselen siyasal ve toplumsal muhalefeti kontrol altına almaktı.
*İsmet İnönü, devletçilik kavramını da resmi anlamda ilk kez 30 Temmuz 1930’da Sivas nutkunda kullanmıştı.
*Türkiye’nin devletçiliğe geçişinde, M. Kemal Atatürk’ün 1930 Kasım’ında başlayan
yurt gezisinin de önemli rolü vardır.
*1931 yılı Ocak ayında, Atatürk, İzmir’de,“Fırkamızın takip ettiği program... iktisadi noktai nazardan devletçidir...” sözleriyle ilk kez Halk Fırkası programının bir bileşeni olarak devletçiliğe vurgu yapmıştı.
*Türkiye’de devletçilik uygulamaları, en belirgin şekliyle 1932 yılında başlamıştı.

*Hükümet, 25 Şubat 1930 tarih ve 1567 sayılı “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun”la, Türk parasının kıymetinin korunması hakkında önlemler alma yetkisi almış, dış borçların ödenmesini ertelemiş ve ithalatı kısmıştı
*Millileştirme ise 1933 yılından itibaren büyük bir ivme kazanmıştı. Maddi imkânsızlıklara rağmen millileştirmeler; demiryolları, limanlar, elektrik, havagazı, su ve telefon hizmetleri gibi belediye hizmetlerini içeren stratejik alanlarda yoğunlaşmıştı

TARIMSAL GELİŞME
*Türkiye’de 1930’larda ulusal gelirin büyük bir bölümü tarımdan elde edilmişti.
*Ekonomik bunalım sırasında fiyatı en çok düşen tarım ürünü ise buğday olmuştu.
*Ziraat Bankası 1931 yılında, köylüden buğday alarak fiyatlardaki düşüşü önlemeye
çalışmıştı.
*Ziraat Bankası, köylünün ürününü elinden çıkarmak istediği durumlarda, güçlü bir alıcı
olarak piyasaya girecek ve fiyatlardaki aşırı düşüşü önleyecekti. Banka, daha sonra ise
elindeki buğdayı piyasaya sürerek fiyat yükselmelerinin önüne geçecekti.
*1938 yılına kadar buğday piyasasına Ziraat Bankası’nı kullanarak
müdahale eden devlet, o tarihte taban fiyatlarını ilan etmek ve stok biriktirerek
tarımsal ürünlere destekleyicilik yapmakla görevli Toprak Mahsulleri Ofisi’ni kurmuştu.

*1935 tarih ve 2834 sayılı “Tarım Satış Kooperatişeri Kanunu” çıkarıtıldı. Kanun’un temel amacı, küçük üreticiyi örgütlemek ve bu kesimi özel girişimciliğin güçlü bir bileşeni olarak ekonomik yaşama sokabilmekti.
*Ege Bölgesi’nde üzüm,incir, pamuk ve zeytinle ilgili olarak Tariş
*Bursa’da Zeytin Birliği ve ipek börekçiliğiyle ilgili Koza Birlik
*Marmara ve Trakya’da ayçiçeği ekimini geliştirmek ve pazarlamak üzere Trakya Birlik
* Güney’de önemli bir sanayi ürünü olan pamuğu korumak ve kollamak amacıyla Antalya’da Antbirlik ve Adana’da Çukobirlik
*Güneydoğu’da bakliyat, biber, antepfıstığı ve üzümü değerlendirecek Güneydoğu Birlikleri
*İç Anadolu’da yetişen üzümleri üzüm suyu ve şarap olarak değerlendirecek Tasko Birlik kurulmuştu.

*Ziraat Vekâleti tarafından Ankara, Eskişehir, Erzurum ve Yeşilköy’de hububat ıslah istasyonları
* Adana ve Nazilli’de pamuk ıslah İstasyonları
* Eskişehir Drayfarming İstasyonu
*Bursa, Antalya, Diyarbakır, Edirne ve Denizli ipek böcekçiliği istasyonları
* Kayseri Yonca İstasyonu
*Antalya Sıcak İklimNebatları Islah İstasyonu kurulmuştu.
*Kemalpaşa dut fidanlığı;
*Antep fıstık fidanlığı;
*Bilecik, Kırklareli, Manisa, Tekirdağ, Ankara ve Erenköy asma fidanlığı
*Rize çay fidanlığı
* Kastamonu, Kocaeli ve Niğde elma fidanlığı
*Giresun fındık fidanlığı
*Antalya, Alanya ve Mersin narenciye fidanlığı
*Kütahyavişne fidanlığı
* İzmir zeytin fidanlığı
* Aydın incir fidanlığı gibi fidanlıklar da oluşturulmuştu.
*1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüleri kurulmaya başlanmış ve ilk enstitü Ankara’da açılmıştı.
*1938 yılına gelindiğinde bu çiftlikleri devralmak üzere, bir iktisadi devlet girişimi olarak Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu kurulmuştu.
*Kurum’un başlıca görevi, tarımda çağdaş bilgi ve becerileri yaymak olarak tespit edilmişti.
*1937’de Ziraat Vekâleti’ne bağlı olarak makine kombinaları kurulmuş ve bunların özel çiftliklere makine ve araç kiralamaları kararlaştırılmıştı.

*Pamuk üretiminde ise Türkiye’nin öncelikli iki amacı vardı.
* İlki, yeni kurulması planlanan dokuma fabrikalarının ihtiyaç duyacakları pamuğu Türkiye’den temin etmek,
*ikincisi ise ihracatta pamuğun önemini kaybetmemesini sağlamaktı.
*Türkiye, kaliteli pamuk üretebilmek için öncelikle Profesör Clark’a, Türkiye pamuklarının ıslahı konusunda bir rapor hazırlatmıştı
*Sanayi ve Kredi Bankası Kanunu’nda ise bankanın faaliyet alanları ve görevleri
ile ilgili olarak şu açıklamalar yapılmıştı: sanayi işletmelerinin kredi ihtiyaçlarını
karşılama, milli sanayinin hammadde teminine yardımcı olma, küçük sanayicilere
kredi sağlama, sanayi teşvik primlerine aracılık etmek ve bu işlerle ilgili her türlü
bankacılık faaliyetini yürütmek

BİRİNCİ BEŞ YILLIK SANAYİ PLANI
*Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı, Cumhuriyet döneminin ilk büyük sanayi atılımıdır.
*Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı, ekonomik kaynakların düzene sokulması ve devletçilik ilkesinin uygulanması bakımından da oldukça önemlidir
*Sovyetler Birliği’nin 1928’de “Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı”nı uygulamaya koyması, dünya ekonomik krizinden fazla etkilenmemesi ve plan uygulamasında başarılar sağlaması Türkiye’de ilgiyle karşılanmıştı.

*Başbakan İsmet İnönü de Sovyet kalkınma modelini incelemek amacıyla 1932 Nisan ayı sonunda ve Mayıs ayı başında Moskova’da bulunmuştu.
*Prof. Orlof başkanlığındaki Sovyet heyetinin hazırladığı rapor, 1933 yılı sonuna doğru
hükümete sunulmuştu.
* Hükümet ve Atatürk, rapor üzerinde gerekli düzeltmeleri yaptıktan sonra planı kesinleştirmişlerdi. Plan, “Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı” olarak 17 Nisan 1934’te yürürlüğe konulmuştur

*“Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı”; 15 üretim kolunun geçmişini değerlendirdikten sonra, bu üretim kollarının karşılaştıkları sorunları ele almıştı.

*Birinci başlık ‘Umumi Kısım’ adını taşımakta ve böyle bir plana neden ihtiyaç duyulduğu açıklanmıştı.
*Sonuncu başlık ise “Yapılması teklif olunan işlerin mali portresi” adını taşımakta
olup planlanan yatırımların maliyetini ve bu maliyetin finansman yollarını göstermişti.

*Diğer başlıklar, sanayi ve madencilik konularında yatırımların gerekçelerini ve uygulama esaslarını açıklamıştı.
*Planda adı geçen sanayi ve maden kollarındaki o günkü mevcut durum da değerlendirilmektedir.
*Bu başlıklar şu şekilde sıralanmıştır: “Sanayi kuruluşunda tesis yerlerinin intihabı (seçimi), Mensucat sanayii,Kendir sanayii, Kamgarn (iplik) Fabrikası, Demir sanayii, Sömikok (sun’i antrasit),Bakır, Kükürt, Selüloz ve kağıt sanayii, Suni ipek sanayii, Seramik sanayii,
Kimya Sanayi, Sünger, Gül yağı, Elektrifikasyon meselesi ve enerji teşkilatı, Altın
ve Petrol, Jeoloji Enstitüsü, Mesleki tedrisat

*Birinci Beş Yıllık Sanayi Plan’ının uygulamalarına bakıldığında küçümsenmeyecek derecede
başarılı olduğu görülecektir. Hem imalat kesiminde meydana getirilen milli ürün, hem
de bu grupta çalışan iş gücü sayısı % 100’den fazla bir artış göstermiş, sanayide sağlanandeğerin ortalama artış hızı da yılda % 10’nu bulmuştu.


İKİNCİ BEŞ YILLIK SANAYİ PLANI

*İktisat Vekili Celal Bey, Kasım 1936’da İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nı Başbakanlığa sunmuştu.
*Yeni plan birincinin aksine, tüketim malları üretimi üzerinde çok daha az durmuştu.
*Ayrıca, birinci plana göre daha ayrıntılı bir biçimde mühendislik, maliyet ve piyasa araştırmaları açıklanmıştı
*İkinci Beş yıllık Sanayi Planı’yla madencilik, maden kömürü ocakları, elektrik
santralları, ev yakacakları sanayi ve ticareti, toprak sanayi, gıda maddeleri sanayi
ve ticareti, kimya sanayi, makine sanayi ve deniz ulaşımı şeklinde dokuz alanda
yatırımlar yapılarak işletmeler kurulmasını hedeflenmişti

ENERJİ
*Ülkenin bilinen en önemli enerji kaynağının taş kömürü olduğu kabul edildiği için taşkömürü üreten yabancı şirketlerin millileştirilmesi yoluna gidilmişti.
* 1933’de İktisat Vekâleti tarafından enerji ihtiyacının karşılanması konusunda “Sömikok (sunî antrasit) Raporu” ile “Elektrifikasyon Meselesi ve Enerji Teşkilâtı Raporları” hazırlanmıştı.
*1935’de elektrik ihtiyacının tespit edilmesi, elektrik üretimine elverişli su kaynaklarının ve üretim potansiyellerininbelirlenmesi için “Elektrik İşleri Etüd İdaresi” kurulmuştur.
*Çubuk Barajı 1936’da Avrupalı şirketler tarafından inşa edilmiş ve işletmeye açılmıştı.
*Bir saat boyunca, bir kilowatt güç harcanarakelde edilen enerji birimine kilowattsaat denir.

MADENCİLİK
*Sanayi ve Maadin Bankası 19 Nisan 1925 tarihinde, sanayi ve madencilik alanında gerekli finansman ve ticari faaliyeti yürütme amacıyla kurulmuştu.
*petrol bulmak ve üretime geçirmek için 1933 yılında İktisat Vekâleti’ne bağlı “Petrol Arama ve İşletme İdaresi” kurulmuştu.
*altın için de “Altın Arama ve İşletme İdaresi” faaliyete geçirilmişti.
*Bu işletmelerin yeterli katkı ve başarıyı sağlayamaması üzerine ise 2804 sayılı kanunla 14 Haziran1935’de “Maden Tetkik Arama Enstitüsü” kurulmuştur
*Enstitünün başlıca görevleri ise: işletmeye elverişli madenleri araştırmak, işletilmekte olanların daha rasyonel yöntemler ile üretime yöneltilmesi için rehberlik etmek, madencilik alanında çalışacak teknik eleman yetiştirmek olarak belirtilmişti

ULAŞTIRMA POLİTİKASI
*1930’lu yıllarda Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları yönetiminde demiryolu yapımı hızlı bir şekilde devam ettirilmişti.
*Ulaşımda denizyolları ve limanlarla ilgili olarak da mevzuat değişiklikleri oldukça
yoğun bir şekilde yapılmıştır. Bu alanda kabul edilen ilk kanun 9 Temmuz 1932 tarih ve 2068 sayılı “Türkiye İskele ve Limanları Arasında Posta Seferleri Hizmetinin Devlet İdaresi Altına Alınmasına Dair Kanun”dur.
*Bu kanunla, Türk limanları arasındaki posta seferleri devlet tekeline alınmıştır
BANKACILIK
*Cumhuriyet’in ilk yılında saptanabildiği kadarıyla 18’i milli 13’ü yabancı banka olmak
üzere toplam 31 banka vardı.
*Bu sayı 1932’de -T.C. Merkez Bankası dâhil olmak üzere- 45’i milli, 15’i yabancı olmak üzere 60’a yükselmişti. Cumhuriyet döneminde
*30 Mayıs 1933 tarih ve 2243 sayılı “Mevduatı Koruma Kanunu” bankalara devlet müdahalesini
ayrıntılı şekilde düzenleyen ilk kanundu.
*Bu devirde özel sektörün öncülüğünde gerçekleştirilmesi arzulanan kalkınma modeli terk edilmiş, yerine “devlet işletmeciliği” kavramı getirilmişti.
*Bu amaçla Sümerbank,Etibank, Denizbank, Halk Bankası ve İller Bankası kurulmuştur

T.C. MERKEZ BANKASI

*Türkiye’de, milli bir merkez bankası kurulması na karar verilmesinden sonra yabancı uzmanlardan görüş istenmişti.
*Görüşü istenen Dr. Schacht ve Müller, Ocak 1930’da olumsuz rapor vermişlerdi. Fakat Atatürk, Merkez Bankası kurulması konusunda ısrarlı olmuştur

*Bankanın kuruluş kanununda temel amacın, “memleketin iktisadi inkişafına yardım” etmek olduğu belirtilmişti.
*Bankanın belli başlı amaçları şu şekilde sıralanmıştı:
• İskonto fiyatını tespit ve para piyasasını ve tedavülünü düzenlemek,
• Hazine işlemlerini yapmak,
• Hükümetle birlikte Türk evrak-ı nakdiyesinin (banknot) müstakbel istikrarına matuf tüm önlemleri almak.

SÜMERBANK
*Sümerbank’ın çekirdeğini Sanayi ve Maadin Bankası oluşturmuştu.
*Sümerbank’ın başlıca görevleri şunlardı:
• Devlet Sanayi Ofisi’nden devralacağı fabrikaları işletmek,
• Özel sanayi kuruluşlarındaki devlet iştiraklerini yönetmek,
• Özel kanunlara göre kurulacak fabrikalar dışındaki devlete ait bütün sınai kurumlarının etüt ve projelerini hazırlamak, bunları kurmak ve yönetmek,
• Sermayesi ölçüsünde ülkenin kalkınması için gerekli sınai kuruluşlarına katılmak,
• Ülkeye ve kendi fabrikalarına gerekli iş gücünü yetiştirmek,
• Sınai kurumlara kredi vermek ve her türlü bankacılık işlemleri yapmak.
• Ulusal sanayiin gelişmesi için gerekli önlemleri araştırmak.

HALK BANKASI
*Halk Bankası, küçük esnaf ve sanatkârın kredi ihtiyacını karşılamak için 8 Haziran
1933’de kurulmuştur.
*Kuruluş kanunu uyarınca bankanın görevleri ise şu şekilde belirlenmişti:
• Gerekli yerlerde Halk Sandıkları adı ile ve anonim şirket halinde küçük kredi kurumları kurmak ve bunlara yardımda bulunmak,
• Halk Sandıkları’nın gelişip ilerlemesi için gerekli işlemleri yapmak ve uygun tedbirleri almak,
• Mevduat kabul etmek



SANAYİ VE KREDİ BANKASI

*Bankanın faaliyet alanları ve görevleri şu şekilde belirlenmişti: sanayi işletmelerinin kredi ihtiyaçlarını karşılamak, ulusal sanayinin hammadde temin etmesine yardım etmek,
küçük sanayicilere kredi vermek, sanayi teşvik primlerine yardımcı olmak ve her
türlü banka işlemlerini gerçekleştirmek.

ZİRAAT BANKASI

*Ziraat Bankası’nın adı 1937’de T.C. Ziraat Bankası’na dönüştürülmüştü.
*1937’de yürürlüğe giren 3202 sayılı Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası Kanunu’yla bankaya, modern bir kredi kurumunun sahip olması gerekenolanaklar ve yetkiler tanınmıştı.
* Bu kanunun temel amaçlarından biri, ülkenin önemli bir kesimini oluşturan gerçek çiftçilerin, kredi ve kaynak olanaklarından yararlandırılmasıydı.

BELEDİYELER (İLLER) BANKASI

*Adı 1945 yılında İller Bankası olarak değiştirilecek olan bu banka;
*şehirlerin kalkınması ve gelişmesine hizmet etmek, imar planları oluşturmak, elektrik, havagazı, kanalizasyon ve su gibi kamu hizmetlerinin yapılması için belediyelere gerekli olan orta ve uzun vadeli kredi ile teknik yardım sağlamak üzere kurulmuştu

ETİBANK
*Etibank, ülkenin yeraltı servetlerini rasyonel bir şekilde işleterek değerlendirmek,
devletin madencilik ve elektrifikasyon alanındaki faaliyetlerini kurmak, işletmek,
finanse etmek ve her türlü bankacılık işlemlerini gerçekleştirmek üzere 14 Haziran
1935 tarihli ve 2805 sayılı kanunla 20 lira milyon sermayeyle kurulmuştur

Kuruluş yasasına göre Etibank’ın görevleri şu şekilde belirlenmişti:
• Türkiye’de elektrik üretimi ve dağıtımı imtiyazlarını almak ve işletmek, elektrik
santralleri kurmak, enerji dağıtım hatları yapmak, elektrik enerjisi dağıtmak,
her türlü elektrik malzemesi, araçları ve makinesi üretecek fabrikalar
kurmak ve elektrik malzemesi araçları veya makineleri alım-satımını yapmak,
• Bu işler için gereken ticari teşebbüs ve işletmeleri kurmak, bu tür teşebbüslere
iştirak etmek,
• Maden ve enerji üretiminin gerektirdiği malzemelerin alım-satımına aracı olmak

DENİZBANK
*Denizbank, denizyolları işletmelerini yönetmek, işletmek ve finanse etmek amacıyla 30 Kasım 1937 tarih ve 3295 sayılı yasayla 50 milyon lira. itibari sermayeli olarak kurulmuştur.
*Denizbank’ın kurulmasından sonra işlettiği kurumlar ise şunlardı:
• Denizyolları ve Akay İşletmeleri ile Fabrika ve Havuzlar İdaresi,
• İstanbul, İzmir, Trabzon Liman İşletme İdareleri,
• Kılavuzluk ve Romorkörcülük İdaresi,
• Tahlisiye Umum Müdürlüğü ve Van Gölü İşletmesi.

DIŞ TİCARET

*Türkiye, dış ticaret açığı vermemek için kambiyo kontrolünün yanı sıra, ithalat yasaklama
ve kontenjanları, takas ve kliring gibi yolları da denemişti.
* İlk kliring anlaşması 27 Haziran 1933’te Fransa’yla ardından da Almanya’yla yapılmıştı.
*Kliring, İkili ticaret anlaşması çerçevesinde ülkeler arasında dışalım vedışsatımdan doğan alacak ve borçların döviz kullanılmadan karşılıklı olarak denkleştirilmesine dayalı dış ticaret biçimidir.

*Dış ticaretle ilgili olarak yapılmış düzenlemelerden biri 10 Haziran 1930 tarihli ve 1705 sayılı “Ticarette Tağşişin Men’i ve İhracatın Murakabesi ve Korunması Hakkında Kanun”dur.
*Kanunun en öncelikli amacı ihracatı artırmaktır.
*Kanun’un gerekçesinde de, tarımsal ihraç ürünlerinin hiçbir kontrole tabi tutulmadan üretilmesinin hileye yol açtığı, bunun da ihracatı olumsuz yönde etkilediği belirtilmişti.

*İktisat Vekâlet’inin ruhsat verme yetkisi de bazı kurallara bağlanmıştı.
*İhracat yapacakların 3 yıl geçerli olacak ruhsatlara sahip olabilmek şu şartları taşıması gerekmişti:
• Ticaret yapabilecek ehliyete sahip olmak.
• Türk Ceza Kanunu’nun ve Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen maddelerine göre mahkûm edilmemiş olmak.
• Bağlı olduğu ticaret odasından ihraç edeceği mallar ve ihracatçılık konusunda yetkin olduğuna dair onaylı belgeye sahip olmak.
• Hileli ve taksiratlı işas etmemiş ve konkordato yapmamış olmak

*Bu dönemde, yüksek gümrük duvarlarının kötüye kullanılmasını önlemek için de bir takım önlemler alınmıştır.
*Bu önlemlerin başında 8 Haziran 1936 tarih ve 3003 sayılı “Endüstriyel Mamulatın Maliyet ve Satış Fiyatlarının Kontrolü ve TespitiHakkında Kanun” gelmektedir.
*Dış ticaret dengesi 1938 yılı dışında daima fazla vermiştir.
*Bu dönemde Türkiye’nin dış ticaretinde Nazi Almanyası başı çekmiştir.
*1930-1938 yılları arasında Türkiye’nin dış ticaretindeki en önemli dört alıcısı sırasıyla, Almanya, İtalya, Amerika ve İngiltere’ydi.

*Sovyetler Birliği’nin ise 1924-1929 yılları arasında % 3 civarındaki payı % 5’e yükselmişti. Bunun en önemli nedeni de, devletçi sanayi programlarının dış finansmanın önemli ölçüde
Sovyet kredilerine dayanması ve Sovyetlerden yapılan makine ve araç-gereç ithalatı
ve borcun Türk ihraç malları ile geri ödenmesiydi
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst