Aöf XIX. Yüzyıl Türk Dünyası Ders Notları 3. Ünite

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
XIX. YÜZYIL TÜRK DÜNYASI

3.ÜNİTE ÖZET


RUSYA MÜSLÜMANLARININ
SİYASİ VE MİLLİ HAREKETLERİ

*Rusya’nın zaman zaman şiddetlenen baskı ve asimilasyon siyasetleri karşısında Tatar din adamları, Müslüman varlığının korunmasında birinci derece rol oynadılar. Hükûmetin giriştiği asimilasyon politikalarını olabildiğince etkisiz kıldılar.


*II. Katerina’nın talimatıyla oluşturulan Orenburg Dinî idaresi (Müftülüğü) Müslümanlar için dinî bir merkez hâline geldiği gerekçesiyle ortadan kaldırılmaya çalışıldı

*Rusya’da Müftü, Türkiye’dekinden biraz farklı bir anlam taşımaktadır. Belli bir bölge veya
bölgelerin (mesela, İç Rusya ve Sibirya bölgelerinin) din işleri başkanı manasındadır.

*Müftülük ise, Şeyhülislamlık veya Din İşleri Başkanlığı anlamına geliyordu.

*Rusya Müslümanlarının örgütlenmesinin ilk belirtileri 1890’a kadar götürülebilir.O yıl hükûmetin Rusça bilmeyenlere din adamlığı görevi verilmeyeceğini duyurması

*Gaspıralı İsmail Bey, Nijni-Novgorod şehrinde, tanınmış Müslüman tüccarlarını çay toplantısı bahanesiyle gizlice bir araya getirdi.

*Müslüman din adamlarına Rus dili öğretmek için Orenburg Müftülüğünde büyük bir dershane kurulmasına karar verildi bu toplantı Rusya Tatarlarını ilk defa bir araya getirmesi açısından bir başlangıçtı.

1905 RUS DEVRİMİ VE MÜSLÜMANLAR

*Japonlarla olan savaşın kötü gitmesi üzerine 1904 yılı başında Rusya’nın her tarafında huzursuzluklar ve terör faaliyetleri baş gösterdi.

*Zor durumda kalan Çar hükûmeti, kamuoyunu yatıştırmak amacıyla mahalli idare (Zemstvo) temsilcilerinin toplantı yapmalarına izin verdi.

Müslümanların istekleri şu noktalarda toplanmıştı:
*Müftünün halk tarafından ve belli bir süre için seçilmesi;

*mektep ve medrese işlerinin Müslümanların ellerine verilmesi;
*din görevlilerinin ve dinî öğrenim gören öğrencilerin askerlikten muaf tutulması;

*din ve basın özgürlüğü tanınması.

*Rusya Müslümanlarının siyasi faaliyetlerini örgütleyen kişiler içinde Abdürreşid
İbrahim öne çıkmaktadır.
Abdürreşid İbrahim
İslam dünyasını uyandırmaya çalışan ve seyahatlarıyla tanınan Rusyalı Türk aydınlardandır.


*Çarlık yönetimi, Müslümanların bu taleplerini değerlendirme işini İslam karşıtlığıyla tanı
nan V.P Çerevanski adındaki bir misyonere havale etti.

UFA KURULTAYI (10-15 NİSAN 1905)

*Toplantıdaki iki somut öneri Yusuf Akçura ve Rızaeddin b. Fahreddin’den geldi.

*Akçura, Müftülüğün özerk bir yapıya sahip olmasını, cami, mektep ve medreselerin idaresinin bu kuruma verilmesini önerdi;

*Müftülük için Rus Ortodoksların Kutsal Sinodunun sahip olduğu haklara benzer haklar
verilmesini istedi.

*Rızaeddin b. Fahreedin ise Müftünün İslam toplumu (millet) ile hükûmet arasında doğrudan aracılık yapmasını, Kazakların Orenburg Müftülüğü çatısı altına alınmasını teklif etti

*Akçura ve Rızaeddin b. Fahreddin’in teklişeri birleştirilerek ve bazı ilaveler yapılarak bir rapor halinde hükûmete gönderildi.

*Raporda Orenburg Müftülüğü için daha geniş yetkiler verilmesi,

*imam ve muallimlerin atanma ve azledilme yetkilerinin Orenburg Müftülüğüne devredilmesi,

*Ortodoks din adamlarının artık bu işlere karıştırılmaması istendi.

*Ayrıca, Müftünün Müslümanlar tarafından seçilmesi,

*İslam dinine döndüğü halde resmen Hıristiyan muamelesi gören Kreşin Basım yerinin neresi olduğuna bakılmaksızın dinî kitapların ülkeye girmesine izin verilmesi;

*kendi ana dillerini ve temel dinî bilgileri öğrendiklerini gösteren belgesi olmayan Müslüman öğrencilerin Rus okullarına kabul edilmemesi;

*Kırgız, Kazak ve Türkmen öğrencilerin Tatar mekteplerinde okumalarını yasaklayan kanunun kaldırması;

*Tatar imam ve muallimlerin bu halklar arasında hizmet etmelerine izin verilmesi;

*İslam-karşıtı yayınlara karşı Müslümanların kendi dinlerini savunmaları için gazete çıkarmalarına müsaade edilmesi

*II. Katerina döneminden XIX.N yüzyılın ikinci yarısına kadar İslamiyet aleyhine bir tavır sergilenmemişti. Kırım Savaşından sonra güç kazanan Slavcılık akımı ülkenin iç siyasetini de etkiledi. II. Aleksandr devrinde misyoner faaliyetleri arttı. İslam karşıtı yayınlar çoğaldı.

RUSYA MÜSLÜMANLARININ KONGRELERİ

RUSYA MÜSLÜMANLARINDA BİRLİK (İTTİFAK) FİKRİ
I. Kongre (15 Ağustos 1905)
*Nijni Novgorod valisinden resmi izin alınamaması üzerine bir gezinti vapuru kiralanıp toplantının su üstünde yapılmasına karar verildi.

*Oka suyu açıklarında ilk kongrelerini gerçekleştirdiler.

*Ali Merdan Topçubaşı da toplantının şekillenmesinde önemli bir rol oynadı; onun sıcakkanlı ve samimi tavırları Kafkasya veTatar Müslümanlarını birbirine yaklaştırdı.

*Toplantının en büyük semeresi birlik fikriydi. Kazak delegeleri de bu birliğe katılmak
için hareket ettiler.

*Japonlarla yapılan Savaşın yenilgiyle sonuçlanması halktaki huzursuzluğu daha da arttırdı. Üniversite öğrencilerinin önderliği ve teşvikiyle işçi grevleri başladı ve Rusya’nın her tarafına yayıldı.

*Bütün bu baskılara dayanamayan Çar, 17 Ekim 1905’te Rusya’da yaşayan bütün
halklara din, söz, toplantı ve basın hürriyeti veren fermanını ilan etti.

*Seçimlerin yapılıp meclis oluşturulacağı ve mutlak yönetimden meşrutî yönetime geçileceğini
duyurdu.

II. Kongre (12-23 Ocak 1906)

Kongredeki en önemli konu, seçimlerde hangi parti ile ittifak kurulacağı meselesiydi. Mevcut partilerin programları incelendikten sonra, program ve ideolojik çizgi bakımından Müslümanlara en uygun olanın Meşrutiyetçi Demokrat (Kadet) Partisi olduğu kararlaştırıldı

RUSYA MÜSLÜMANLARI İTTİFAKI PARTİSİNİN KURULMASI

III. Kongre (16-21 Ağustos 1906)

*Bu iki kongre aleyhinde açıkça hareket edenler oldu; birleşme fikrine karşı çıkıp İttifak taraftarlarını akılsızca hareket etmekle suçlayanlar da vardı.

*Abdürreşid İbrahim’in girişimciliği sayesinde toplantıya resmi izin alındı.

*Kongreye izin alma meselesi yüzünden bazı huzursuzluklar çıktı. Abdürreşid İbrahim ve iki arkadaşı, İçişleri Bakanını ikna eden bir gerekçe sunarak kongre için resmi izin koparmayı başarmışlardı. Fakat onların sundukları dilekçenin basına sızması Gaspıralı ve diğer ileri gelen liderleri fena halde şaşırttı.

*Dilekçede son yıllarda Müslümanlar arasında Pan-İslamizm (İslam Birliği), sosyalizm ve anarşizm
gibi zararlı fikirlerin yayıldığı, Rusya devletinin sadık tebaası olan Müslümanların bu gibi yanlış fikirlerle mücadele etmek için bir toplantı düzenlemek istedikleri söyleniyor, “devletlü bakanın ayaklarına yıkılıp” izin talep ediliyordu.

*Toplantı sonunda, bütün Müslümanların tek vücut olduğu, mezhebî farklılıkların Müslümanların ortak bir dinî liderlik(riyâset-i ruhaniye) oluşturmalarına engel olmayacağı ilkesi kabul edildi

*III. Kongrenin en önemli işi, “İttifak”ın bir parti haline getirilmesiydi. Kongrede
Rus liberal burjuva aydınlarının kurduğu Kadet Partisi’nin programı benimsendi,

*Kongrede eğitim ve kültür meseleleri hakkında önemli kararlar alındı

TATAR SOSYALİSTLERİ (TAÑCILAR)

*III. Rusya Müslümanları Kongresi’nde Ayaz İshakî ve Fuad Tuktar’ın başı çektiği solcu gençler de aktif bir rol oynadılar.

*Tañ Yuldızı (Tan Yıldızı) gazetesi etrafında örgütlenen ve Tañçılar olarak bilinen 20-30 kadar eğitimli ve ilerici gençten oluşan bu grup, usûl-i cedit derecesindeki terakkiyi yeterli görmüyor, daha çabuk ve daha büyük adımlarla ilerlemek istiyorlardı.

*Çarlık yönetimini ihtilal ile devirmek yanlısıydılar.

*İshakî ve arkadaşları, okul yıllarında Kazan’da gizlice kurdukları “Şakirdlik” örgütünü
Orenburg’da geliştirerek “Hürriyet” adında yeni bir siyasi örgüt oluşturdular.

*Tañçı adında bir parti oluşturdular.

KIRIM’DA GENÇ TATARLAR HAREKETİ

*Liderlerinin çoğu Akmescit’teki Tatar Öğretmen Okulunda okumuşlardı.

*Bunlar arasında Hasan Sabri Ayvazov,Abdürreşid Mehdi ve Veli İbrahim gibi aydınlar ve yazarlar bulunmaktaydı.

*Karasubazar’da Vatan Hâdimi adında adlı gazete etrafında toplanan bu gençlerin lideri Abdürreşid Mehdi idi.

*Gazete yazarlarından Veli İbrahim, Kırımlıların milli hareketinde önemli bir rol
oynadı.

TATAR BASINI

*Tercüman 1905’e kadar tek Müslüman yayın organı oldu.

*Rusya’da Kazan Tatarcasıyla yayınlanan ilk gazete Kazan Muhbiri idi.

*Kazan’da yayınlanan diğer bir önemli gazete Yulduz idi.

*Tatar basını içinde en önemli ve uzun ömürlü olan diğer iki yayın organı, Orenburg’da çıkan Vakit gazetesi ve fiûrâ dergisiydi.

*Tarihçi ve din adamı Rızaeddin b. Fahreddin tarafından 1908 yılı başından itibaren
15 günde bir çıkarılan fiûrâ dergisi tam 10 yıl boyunca yayınını sürdürdü.

*Tatar sosyalistleri Mayıs 1906’dan itibaren Tañ Yuldızı
adında bir gazete çıkarmaya başladılar.

*Ayaz İshakî 1913’te sürgününden döndükten sonra, arkadaşlarıyla birlikte, Petersburg’da İl gazetesini çıkardı. Gazete fikir bakımından Gaspıralı’nın çizgisine yaklaştı.
*Din ve Maişet (önceki adı Dünya ve Maişet) dergisi “Kadimci” denilen bu kesimin duygularına tercüman oluyordu.

*“Kadimci” denilen kimseler, kadınların (ilmihal bilgileri dışında) okumalarını doğru bulmuyor, Rusçanın yaygınlaştırılmasına ve tiyatroya şiddetle karşı çıkıyorlardı.

*Din konusundaki yeni yorumlara ve geleneğin eleştirmesine şiddetle itiraz ediyorlardı.

*Piçen Pazarı: Rus çarı Korkunç İvan Kazan’ı zaptettikten sonra şehrin merkezinden çıkarılan
Tatarlar Bulak suyunun ötesinde yerleştiler. XVIII. yüzyılın sonunda bu mahallede bir pazar oluştu. Piçen Pazarı diye anılan bu yer Tatarların merkezi haline geldi
Resim 3.4
*1906’da Tercüman gazetesinin ilavesi olarak çıkan Âlem-i Nisvan ile 1913 sonunda yayın hayatına katılan Süyüm Bike dergileri kadınlara yapılan haksızlıkları, eğitim meselelerini ve gelişmiş ülkelerdeki kadın hareketlerini dile getirdiler.

*Kültür, dil ve edebiyat konuları üzerinde yoğunlaşan Añ dergisi 1912-18 yılları
arasında Kazan’ın seçkin edebiyatçıları ve ilim adamları tarafından çıkarıldı.


BU DÖNEM TATAR GAZETECİĞİNİN AYIRICI ÖZELLİKLERİNİ ŞU ŞEKİLDE SIRALAMAK MÜMKÜNDÜR:

1. Gazete ve dergiler, mahalli lehçecilik (dilde Tatarcılık) akımının yayılmasında önemli bir rol oynadı.

2. Tatar gazetelerinin önemli bir kısmı sadece Tatarlara değil, bütün Rusya Müslümanlarına (Türklerine) hitap ettiler.

3. Tatar dergi ve gazeteleri, Rusya’daki Müslüman basını içinde en uzun ömürlü, kaliteli ve geniş dağılımlı olanlarını teşkil etti;
4. Gazete ve dergiler sayesinde Rusya Müslümanları arasında bir fikrî
canlılık ortaya çıktı.

DİNÎ KİMLİKTEN ETNİK KİMLİĞE
Müslüman, Türk ve Tatar Kimlikleri

* “Rusya Türkleri” olma bilinci XX. yüzyıl başında Batıdan gelen millet (nation) anlayışının tesirleri altında gelişti.

*Azerbaycanlılara ve Kazaklara kıyasla Kazan Tatarlarında İslam kimliği daha
güçlüydü.

*II. Katerina’nın hoşgörülü siyaseti onları bir dereceye kadar dışa açmıştı.

*Tatar adı değişik dönemlerde farklı anlamlarda kullanılmıştır. Müslüman tarihçileri için Tatar, Cengiz Han Moğolları anlamına gelmekteydi.

*XIX. yüzyılda ise Rus yazarları bunu Kafkasya, Sibirya, Kırım ve Kazan bölgelerinde yaşayan Türk halkları için kullanıyorlardı.
*Sovyet döneminde ise Tatar tabiri sadece Kırım ve Kazan’ın Türk kökenli halkları için kullanıldı.
*Tatar tarihçisi Mercanî, Tatar adının kullanılmasında bir
sakınca görmüyor, hatta teşvik ediyordu. Kendilerini sadece Müslüman olarak tanı
mlamakta ısrar edenlere, kendilerinin Tatar şeklinde bir de kavmî adlarının olduğ
unu hatırlatıyordu.

*Tatar adından sakınmanın önemli bir sebebi de bunun Rusya’da “vahşi ve zalim” nitelemeleriyle özdeşlemiş olmasıydı.

*Birçok Rus yazarı, “Tatar boyunduruğu” altında yaşadıkları 240 yıllık dönemi, Rusya’nın en bahtsız ve
karanlık zamanı olarak tasvir ediyorlardı.

*1905’teki ilk kongrede Kafkasyalı Ali Merdan Topçubaşı: “Biz Türküz; soyumuz,
dinimiz birdir” demişti. O zaman bu az kullanılan bir tanımdı.

TÜRKÇÜLÜK-TATARCILIK TARTIŞMALARI
*Gaspıralı, Türk kavimlerinin zaman, uzaklık ve mekân gibi engeller yüzünden fırka fırka ayrılıp birbirini anlamaz hale geldiğini, “Türk” gibi yüce bir ismi unutup Tatar, Karapapak, Kazak gibi isimleri benimseyerek ufaldıklarını söyledi.

*Dil üzerinden devam eden bu ayrılık, giderek Türkçülük-Tatarcılık tartışmaları- na dönüştü. Bir kısım yazarlar Türklük vurgusunu ve dilde birlik fikrini ön plana çıkararak Tatarcılığın milli birliği parçalayan yanlış bir yol olduğunu, yerel dilde ısrar etmenin İlminskilerin amaçlarına hizmet ettiğini söylüyorlardı.

Diğer kesim ise:
“Siz İstanbul’dan sırf Türkçe okuyup dönüyorsunuz, sonra bizi Türk yapmaya çalı
şıyorsunuz” diyorlardı


RUSYA PARLAMENTOSUNDA MÜSLÜMAN VEKİLLER

*Rusya’da Meşrutiyet döneminin ilk seçimi 1906 Nisanında yapıldı.

*Seçilen mebuslardan 25’i Müslüman olup bunlardan 12’si Kazanlıydı

*II. Meclis seçimlerinde Müslümanlar 35 vekillik kazandı. Bunlardan 15’i Kazanlı
idi. Bu vekillerin çoğunluğu “Müslüman Fraksiyası” adı altında toplandı.

*15 Haziran 1914’te Rusya Müslümanları ihtiyaç ve taleplerini daha geniş bir şekilde
duyurmak için Petersburg’da bir kongre düzenlemeye karar verdiler.

*IV. Kongre adeta kapalı kapı lar ardında yapılan bir toplantı oldu.

*Toplantıda en çok dinî sorunların ele alındığı anlaşılmaktadır.

*Yeni müftü, İçişleri Bakanlığı tarafından halk arasında hiçbir saygınlığı olmayan Safa Bayezidov atandı.
*Müslümanların en çok bulunduğu yer Türkistan olup buradaki halkın %96’sını oluşturuyorlardı.

1917 ŞUBAT DEVRİMİ VE RUSYA MÜSLÜMANLARI

*Enflasyon, yiyecek kıtlığı ve askerler arasındaki moral bozukluğu 1917 Şubat Devriminin patlak vermesine yol açtı.

*Çar Nikola tahttan indirildi. Bu kısa dönemin ayırıcı özelliği, umut, hürriyet ve demokrasi arayışları-
nın ağır basmasıdır. Hürriyet ortamı Rusya Müslümanlarını da ümitlendirdi.

*Çarlık döneminde ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören Rusya’nın Müslüman halklarının uğradıkları haksızlıkları ortadan kaldırmak için büyük bir fırsat doğdu.

MOSKOVA KONGRESİ

*1-11 Mayıs 1917’de Moskova’da Bütün Rusya Müslümanlarının Kurultayı
adı altında çok geniş katılımlı bir kongre düzenlediler.

*Bu, Rusya Müslümanlarının V. genel kongresiydi.

*İlk defa olarak çok sayıda kadın da katıldı;

*Bu dönemde “Türkistan” denildiğinde genel olarak Rusya’nın yönetim birimi olan Türkistan
Genel Valiliği sınırları içindeki bölge kastediliyordu.

* Kazak bozkırları ile Hive ve Buhara hanlıkları bunun dışındaydı. Rusya Müslümanları da yazılarında Kazaklar ve Türkistanlılar şeklinde ayırım yapıyorlardı.

Kongrede dile getirilen yakınmaları şu şekilde sıralamak mümkündür:
1. Milli çıkarları gözeten dernekler, eğitim ve fakirlere yardım amaçlı kurulmuş olsalar bile Çarlık rejimi bunlara güvensizlik ve şüphe gözüyle bakıyordu.
2. Müslüman eğitim kurumları çok zor ve kısıtlı şartlar altında faaliyet gösteriyorlardı.
3. Kırım ve Orta Asya’daki vakıf malları yağma edilerek Rus soylularına, onların çocuklarına ve akrabalarına dağıtılmıştı.
4. Müslümanlar dinî bakımdan baskılara uğruyorlardı.
5. Rusya Tatarlarının Türkistan’da mülk edinmesi yasaktı.
6. Kazakların ve Başkurtların en güzel toprakları yağmalanmış, ellerinden
alınmış, bu topraklara Rus göçmenler yerleştirilmişti.
7. Hükûmet tarafından atanan Orenburg ve Kırım müftüleri Müslümanların duygu ve düşüncelerini Rus makamlarına rapor etmek zorundaydılar.

*Kongrede tartışılan en önemli konu, Rusya’nın yönetim sisteminin nasıl olaca-
ğı hakkındaydı.

*Bu tartışmalar delegeleri ünitaristler ve federalistler (federasyon taraftarları) olmak
üzere ikiye böldü.
*Birinci grup, Rusya’nın bölünmezliği ilkesini savunuyordu.
*Onlar yeni Rusya konusunda iyimserdiler. Bu grubun başını çeken Kafkasyalı Ahmed Salihov (Tsalikatti), Müslümanların güçlerini birleştirmek suretiyle üniter,merkeziyetçi ve demokratik bir Rusya içinde önemli bir güç olacağı düşüncesindeydi.Ahmed Salihov, milliyetinırka veya dile değil, inanç ve duygu temeline dayanması gerektiğini savunuyordu.

*Azerbaycanlı M. Emin Resulzade bu görüşe karşı çıktı. Resulzade, İslamın Müslüman kavimler
arasında bir bağ oluşturduğ unu, fakat bu bağın millet teşkil etmediğini, bir Hıristiyan milleti olmadığı gibi, bir Müslüman milletinden de söz edilemeyeceğini savundu. Resulzade, federasyon (adem-i merkeziyet) taraftarıydı ve Rusya konusunda o kadar iyimser değildi;

*Federasyondan yana olan Zeki Velidî, millet kavramı hakkında kafa karışıklığı
olduğunu belirttikten sonra “Müslüman milleti” diye bir şey olamayacağını söyledi.

*Fuad Tuktar, “bugünkü fırsattan yararlanarak federasyon istemezsek tarih bize ne der?” diyordu.

*Resulzade’nin önergesini (federasyonu) savunanlar 271’e karşı 446 oyla galip
geldiler. Karar şu şekilde son hâlini aldı:
“Müslüman milletlerin çıkarlarını sağlayacak en uygun yönetim sistemi, milli birlik ve toprak esaslarına dayanan özerkliktir; belli ülkeleri olmayan [bulundukları yerde azınlık durumunda olan] milletler
için en uygun sistem milli-kültürel özerklik sağlayan halk cumhuriyetidir.” (

*Müftü, Çarlık zamanındaki gibi hükûmetin atamasıyla değil, seçimle işbaşına gelecekti. Bu karar hemen uygulamaya konuldu. Yapılan oylamada Çarlık yanlısı müftü Safa Bayezidov’un yerine Ceditçi
ulemadan Âlimcan Barudî müftü olarak işbaşına geldi.

*Müftünün altında yer alan 6 kadılıktan birine Tatarlardan Muhlise Bubî getirildi. Böylece İslam dünyasında ilk defa bir hanım kadı seçilmiş oldu. Kazaklardan da ilk kez bir kadı seçildi.
Müslümanlarının Siyasi ve Milli Hareketleri 79
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst