Aöf Yaşlı ve Hasta Bakım Hizmetleri Ders Notları 6. Ünite

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Yaşlı ve Hasta Bakım Hizmetleri

6. Ünite

Yaşlı Hastalar ve İlk Yardım

1.İlk yardım nedir?

Herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlileri yardımı sağlayıncaya kadar, hayatın kurtarılması yada mevcut durumun kötüye gitmesini önlemek amacı ile olay yerinde tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız ugulamalara ilk yardım denir.

2. Acil müdehale nedir?

Acil tedavi ünitelerinde, hasta-yaralılara doktor ve sağlık personeli tarafından yapılan tıbbi müdahalelere acil müdahale denir.

3. Acil tedavi ile ilk yardım arasındaki fark nedir?

Acil tedavi bu konuda ehliyetli kişilerce gerekli donanımla yapılan müdahale olmasına karşın, ilk yardım bu konuda eğitim almış herkesin olayın olduğu yerde bulabildiği malzemeleri kullanarak yaptığı hayat kurtarıcı müdahaledir.

4. İlk yardımcı kime denir?

Hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç gereçlerle, ilaçsız uygulamaları yapan eğitim almış kişi yada kişilere ilk yardımcı denir.

5. İlk yardımın amaçları ve öncelikleri nelerdir?

a. Hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak,
b. Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlamak,
c. Hasta/yaralının durumunun kötüleşmesini önlemek,
d. İyileşmeyi kolaylaştırmak.

6. Hastalık ve yaralanmanın primer tedavi birimi hangisidir?

Hastalık ve yaralanmanın primer tedavisi acil servislerin yada yataklı - yataksız profesyonel sağlık birimlerinin görevidir.İlk yardım uygulamalarında ilaç kullanımı veya bir tıbbi müdahale söz konusu değildir.

7. İlk yardım yapılırken uyulması gereken öncelikler nelerdir?

Birinci öncelik hayati tehlikeyi ortadan kaldırmaktır.İkinci öncelik kazazedenin durumunun kötüleşmesini önlemeye çalışmak olmalıdır.Üçüncü öncelik ise iyileşmeyi kolaylaştırıcı bazı uygulamalardır.

8. İlk yardımın temel uygulamaları nelerdir?

Koruma: Kaza sonuçlarının ağırlaşmasını önlemek için olay yerinin değerlendirilmesini kapsar. En
önemli işlem olay yerinde oluşabilecek tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmaktır.
Kurtarma (Müdahale): Olay yerinde hasta/ yaralılara müdahale hızlı ancak sakin bir şekilde
yapılmalıdır.İlk yardıma durumu en kritik olandan başlanmalıdır.Hasta - yaralı bulunduğu ortamda tehlike yaratan bir durum yoksa hareket ettirilmemelidir.Aksine bir durum yoksa bütün ilk yardım uygulamalarında yaralıya yatırılarak müdahale yapılmalıdır.Yaralının vücudu hızlı bir
şekilde, hafif ve nazik hareketlerle muayene edilmelidir.Bilinci kapalı olan kişiye ağızdan su, yiyecek verilmemelidir.Hastanın acil serviste değerlendirilmesi sonrasında acil ameliyat gerektiren bir durumu varsa hastanın ağızdan yiyecek- su alması ameliyatın riskini arttırır. Aynı zamanda bilinci kapalı olan kişide refleksler kaybolmuş olduğundan ağız yoluyla verilecek maddelerin nefes yollarına kaçması ve ciddi solunum sıkıntısına hatta ölüme neden olması söz konusudur.Çevredeki meraklı ve telaşlı kişiler uzaklaştırılmalıdır.Hasta aksi bir durum yoksa (yanık, elektrik çarpması v.b.) sıcak tutulmalıdır. Hastanın yarasını görmesine izin verilmemelidir, bu durum hastayı paniğe sürükleyebilir.

9. İlk yardım uygulamasında 112 ne zaman aranır?

Temel yaşam desteğine başlarken eğer çevrede biri varsa hemen 112 aratılmalıdır. İlkyardımcı yalnız ise 1 siklusdan (1 siklus= 1 yapay solunum+1 kalp masajı) sonra kendisi yardım çağırmalıdır. Bebek ve çocuklarda, ilk önce iki solunum yapılır, ardından 112 aranır.

10. İlk yardımda yapılan en büyük hata nedir?

Hastanın gözle görülen yerlerindeki kırık, çıkık, sıyrık, kesi gibi problemlere odaklanıp, daha önemli
ikincil problemlerin gözden kaçırılmasıdır.

11. Yaşam kurtarma zinciri hangileridir?

İlk yardımcının görevi ilk 2 halkadır, son iki halka bu konuda ehliyetli kişilerce gerekli donanımla yapılan müdahalelerdir.
1. Basamak - Telefon ile sağlık kuruluşuna haber verilmesi
2. Basamak - Olay yerinde bulunan ilk yardımcının yaptığı temel yaşam desteği
3. Basamak - Ambulans ekiplerince yapılan müdahaleler
4. Basamak - Hastane acil servislerinde yapılan acil bakım uygulamaları.

12. İlk yardımın ABC si nedir?

Bilinç kontrol edilmeli, bilinç kapalı ise aşağıdakiler hızla değerlendirilmelidir:
a. Hava yolu açıklığının değerlendirilmesi (Airway):Özellikle bilinç kaybı olanlarda dil geri kaçarak solunum yolunu tıkayabilir yada kusma, yabancı cisim, takma diş, kanama gibi nedenlerle solunum yolu tıkanabilir. Havanın akciğerlere ulaşabilmesi için hava yolunun açık olması gerekir.
b. Solunumun değerlendirilmesi (Breathing):İlk yardımcı, başını hasta-yaralının göğsüne bakacak şekilde yan çevirerek yüzünü hasta-yaralının ağzına yaklaştırır, Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile solunum yapıp yapmadığını 5 saniye süre ile değerlendirir.
c. Dolaşımın değerlendirilmesi (Circulation):Bunun için ilk adım olarak kalp atışı dinlenir. Kalp
atışı, kulağın kalbe dayanarak dinlenmesi ile kontrol edilebilir.

13. Hava yolu tıkanıklığı nedir?

Hava yolunun, solunumu gerçekleştirmek için gerekli havanın geçişine engel olacak şekilde
kapanmasına hava yolu tıkanıklığı denir.Hava yolu tıkanıklığı tam yada kısmi olabilir. Kısmi tıkanıklık
düşünülüyorsa hasta öksürtülerek tıkanıklık açılmaya çalışılır.

14. Heimlich manevrası nedir?

Tam hava yolu tıkanıklığı olan bir hastaya Heimlich Manevrası (=Karına bası uygulama) uygulanır.
Heimlich Manevrası hastanın bilinci açık ise, oturur yada ayakta pozisyonda hastanın arkasından gövdesi sarılarak yapılır. Bir elin baş parmağı midenin üst kısmına, göğüs kemiği altına gelecek şekilde yumruk yaparak konur, diğer el ile yumruk yapılan el kavranır, kuvvetle arkaya ve yukarı doğru bastırılır. Bu hareket yabancı cisim çıkıncaya kadar tekrarlanır. Bilincini kaybetmiş kişilerde
Heimlich Manevrası yapılırken, hasta yere yatırılır yan pozisyonda sırtına 5 kez vurulur. Tıkanma açılmadığı taktirde hastanın düz bir zeminde başı yana çevrilir, hastanın bacakları üzerine ata biner şekilde oturulur, bir elin avuç içi göbek ile göğüs kemiği arasına yerleştirilir, diğer el üzerine konur, göbeğin üzerinden kürek kemiklerine doğru eğik bir baskı uygulanır. İşleme yabancı cisim çıkıncaya kadar devam edilir.

15. Bak-dinle-hisset yöntemi nedir?

Bak-dinle-hisset yönteminiyle, göğüs kafesi kalkıp iniyormu (bak), soluk sesi duyuluyor mu (dinle),
soluk yanağa geliyor mu (hisset) değerlendirilir.

16. Temel yaşam desteği nedir?

Hayat kurtarmak amacı ile hava yolu açıklığı sağlandıktan sonra, solunumu ve-veya kalbi durmuş
kişiye yapay solunum ile akciğerlerine oksijen gitmesini, dış kalp masajı ile de kalpten kan pompalanmasını sağlamak üzere yapılan ilaçsız müdahalelere temel yaşam desteği denir.Temel yaşam desteğine başlamadan önce hasta veya yaralının solunum ve dolaşımının olmadığından emin olunmalıdır.

17. Solunum durması(solunum arresti) nedir yetişkinlerde solunum sayısı dakikada nekadardır?

Yeterli oksijenin vücut hücrelerine ulaşmamsı durumudur. Solunum sayısı dakikada 12-20 arasındadır.

18. Sistol ve diyostol nedir?

Kalbin kasılmasına “sistol”, gevşemesine “diyastol” denir.Kalbin bir kasılma ve gevşemesinden oluşan hareketine bir kalp atışı denir.

19. Kalp durması (kardiyak arrest) nedir, yetişkinlerde kalp atış sayısı dakikada kaçtır?

Kardiyak arrest, bilinci kapalı kişide büyük arterlerden nabız alınamaması durumudur.Yetişkin bir insanda kalp atışı 60– 100/dk. arasındadır.

20. Çocuklarda genellikle kalp durmasına neden olan durum nedir?

Solunum problemlerine bağlı olarak kalp durması gerçekleşir.

21. Vücudun nabız alınan bölgeleri nerelerdir?

Şah damarı (boyunun her iki yanında), ön-kol damarı (bileğin iç yüzü, baş parmağın üst hizası), bacak
damarı (ayak sırtının merkezinde), kol damarı (kolun iç yüzü, dirseğin üstü).

22. Kardiyo pulmoner resüsitasyon nedir ve kaç aşamada gerçekleşir?

Solunumu, kalbi veya hem solunum hem kalbi durmuş bir kişide solunum ve dolaşımın yeniden
sağlamaya yönelik yapılan çalışmalara kardiyo pulmoner resüsitasyon denir. Kardiyo pulmoner
resüsitasyon iki aşamada gerçekleştirilir. Bunlar, temel yaşam desteği(16.soru) ve ileri yaşam desteğidir.

23. İleri yaşam desteği nedir?

İlaç ve tıbbi malzeme kullanarak hatta gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahaleleri de
kapsayan solunum ve dolaşımın sağlanmasına yönelik uygulamalara ileri yaşam desteği denir.

24. Solunu durmuş bi insada gerçekleşen süreç nasıldır?

Solunumu durmuş bir hastada, iki dakika içinde bayılma ve bilinç kaybı, 3-5 dakika içerisinde
dolaşım yetmezliği, 4-6 dakika içerisinde geri dönüşümlü beyin hasarı, 6-10 dakika içerisinde geri
dönüşümsüz beyin hasarı gelişir. Bu yüzden solunumu yada kalbi durmuş bir kişide kardiyo pulmoner
resüsitasyona bir an önce başlanmalıdır.

25. Solunumun sağlanması hangi yollarla yapılır?

" Ağızdan ağıza suni solunum
" Ağızdan buruna suni solunum(çenenin kırık oldugu durumlarda)
" Ağızdan maskeye suni solunum(ağız içinin kan yada kusmuk dolu olması durumnda)
" Ağızdan stomaya suni solunum(boğazında açıklık(stoma) olma durumlarında bir el ile hasta veya yaralının ağzı ve burnu kapatılarak ağızdan stomaya suni solunum yapılır. Trakea (=nefes borusu) bazı hastalıklarda veya üst solunum yolunda tıkanıklık olan acil durumlarda boyun bölgesinde deriye ağızlaştırılabilir. Bu duruma trakeostomi denir. Acil durumlarda yada solunum yolunda kalıcı tıkanıklık olan bazı hastalıkların seyrinde uzman kişilerce uygulanır.)

26. Dış kalp masajı nedir?

Nabız alınamayan hastalarda göğüs ön duvarına basınç uygulayarak dolaşımın
sağlanmasıdır.Dış kalp masajı dakikada 100 bası olacak şekilde uygulanır.

27. Temel yaşam desteği nasıl uygulanır?

Temel yaşam desteği, 30 kalp masajı ardından 2 suni solunum şeklinde ritmik olarak uygulanır. Her 5
uygulayışta bir karotisden nabzın dönüp dönmediği kontrol edilir.

28. Dış kalp masajı normal kalp atışında pompalanan kan miktarının ne kadarı kan pompalar?

Dış kalp masajı ile pompalanan kan miktarı, normal kalp atımının yaklaşık 1/4’ünü oluşturur.

29. Geri dönüşümsüz beyin hasarını engellemek için ne yapılmalıdır?

Dış kalp masajı kesinlikle ara verilmeden uygulanmalıdır.

30.Defibrilatör ve defibrilasyon nedir?

Kalp durması yada kalbin normal dışı hızlı atımlarında, elektrik akımı vererek kalbin bozulmuş olan
elektriksel iletiminin normal ritmine dönmesini sağlayan cihazlara defibrilatör, yapılan işleme ise
defibrilasyon denir.

31.Yaşlılıkta sık karşılaşılan acil problemler nelerdir?

Hipeglisemi, senkop, epilepsi, inme, geçici iskemik atak, hipertansiyon,hipotansiyon ve şok, kalp krizi, bağırsak(ileus) tıkanıklığı, mide ülseri ve delinmesi, hipotermi, hipertermi, alerji, ürkiter, anjiödem, alerjik reaksiyonlar, ilaç doz aşımı.

32. Hipoglisemi nedir?

Kan şekerinin düşmesidir. Hafif hipoglisemi (kan şekerinin <60-65 mg/Dl) semptomları, bulantı, aşırı açlık hissi, soğuk ve nemli cilt, nabızın hızlanması, uyuşukluk hissi, dudaklarda ve parmak uçlarında karıncalanma, titremedir. Orta hipoglisemide (kan şekerinin <50 mg/Dl) sinirlilik, anksiyete, huzursuzluk, öfke, görmede bulanıklaşma, baş dönmesi, baş ağrısı, güçsüzlük, bitkinlik, koordinasyonda bozulma, telaffuzda zorlanma görülür.Şiddetli hipoglisemide (kan şekerinin <30 mg/Dl), nöbet geçirme, konvülsiyon, bilinç kaybı, koma, hipotermi görülür.Tedavisinde amaç kan şekeri seviyesini; 80-120 mg/Dl arasında tutmaktır. Ağızdan şeker, meyve suyu, tatlı gibi besinler alınarak hafif ve orta derecede hipoglisemi tedavi edilir. Ağır hipoglisemide ise hastada damar yolu açılarak damardan glukoz verilir.

33. Senkop nedir?

Senkop (bayılma) bir semptom olup yaşlılarda daha sık görülen ve ani ortaya çıkan geçici bilinç kaybıdır.Senkopta, tansiyon- nabız düşmesi, göz bebeğinde genişleme, periferik soğukluk, görmede bozulma, bilinç kaybı görülebilir. Tedavisi altta yatan neden ne ise onu düzeltmektir.

34. Epilepsi nedir?

Nöbet, beyin nöronlarındaki aşırı elektriksel aktivite boşalımı sonucu ortaya çıkan anormal bir nörolojik fonksiyondur.Klinik bulgular büyük ölçüde tanıyı koydurur. Yaşlı hastalarda kan şekeri ve serum elektrolit seviyeleri gibi biyokimyasal incelemelere ve kan sayımının yanı sıra toksikolojik çalışmalara hatta beyin omurilik sıvısı incelemesine ihtiyaç olabilir. Bunum dışında beyin tomografisi, MR, beyinin elektriksel aktivitesinin EEG ile değerlendirilmesi tanı koydurucudur.

35. İnme nedir?

Beyinin belirli bir bölgesinin kanlanamaması durumuna inme denir.Yaşlılarda kalp hastalıkları ve
kanserden sonraki en sık ölüm sebebidir.İnme için risk faktörleri yaş, ırk, cinsiyet, etnik yapı, hipertansiyon, kalp kapak hastalıkları, şeker hastalığı, geçici iskemik atak, yaşam tarzı (aşırı alkol, sigara, obezite gibi), migren öyküsü, kolesterol yüksekliğidir.Hızlı bir şekilde tanı konulup tedavi edilmesi gerekir. İnmeli bir beyinde dakikada iki milyon sinir hücresi kaybedilmekte olduğu için zaman çok önemlidir.

36. Geçici iskemik atak nedir?

İnmenin 24 saat içinde iyileşen formudur .%80’den fazlası 30 dakika içinde ortadan kalkar.

37. Hipertansiyon nedir?

Yaşın ilerlemesi ile kollajen doku ve düz kas tonusundaki artışa bağlı olarak tüm damarların duvarlarında kalınlaşma, kalsifikasyon ve sonucunda damar genişleyebilmesinde azalma ortaya çıkar. Ateroskleroz(damar sertleşmesi) sonucu kan basıncı ve nabız basıncı giderek artar.Hipertansiyon kalp krizi, kalp yetmezliği ve beyin damar hastalıkları için önemli bir risk faktörüdür.Hipertansiyonda hedef organ olarak bilinen beyin, kalp, böbrekler ve göze ait belirti ve bulgular görülür. Nörolojik sisteme ait olan bulgular, baş ağrısı, görme bulanıklığı, baş dönmesi, denge kaybı, uykusuzluk, bilinç değişiklikleri, kuvvetsizliktir. Kardiyovasküler sisteme ait semptomlar, çarpıntı, halsizlik, eforla oluşan nefes darlığı, göğüs ağrısı, nabız hızlanması, ödemdir.Tanıda ilk değerlendirme sonrası en az iki ölçümün ortalamasında sistolik kan basıncının ≥ 140 mmHg ve/veya diastolik kan basıncının ≥ 90 mmHg olması şartı aranmaktadır.65 yaş ve üstü bireylerde hipertansiyon görülme sıklığı %75.1 olarak bulunmuştur.

38. Hipotansiyon ve şok nedir?

Şok; sistemik doku ve hücre beslenmesi - fonksiyonlarının dolaşım sistemi tarafından sürdürülememesi
anlamına gelmektedir. Hipotansiyon ise, sistolik kan basıncının <90 mmHg ve ortalama kan basıncın <60 mmHg olmasına denir.Şokta hemen her zaman hipotansiyon mevcuttur. Güçsüzlük, baş dönmesi, sersemlik, bulantı, ölüm korkusu, huzursuzluk veya bilinç bulanıklığı gibi bilinç değişiklikleri, soğuk nemli deri veya kül rengi cilt, terleme, kalp çarpıntısı, idrar miktarında azalma şok ve hipotansiyonda görülen klinik semptomlardır.

39. Şok durumunda yaralıya nasıl pozisyon verilmelidir?

Hasta/yaralı düz olarak sırt üstü yatırılır,hasta/yaralının bacakları 30 cm kadar yukarı kaldırılarak, bacakların altına destek konulur (çarşaf, battaniye yastık, kıvrılmış giysi vb.), üzeri örtülerek ısıtılır. Bacakların yukarıya doğru kaldırılmasındaki amaç kanın kalp, beyin gibi hayati organlara dönüşünü sağlamaktır.
40. Kalp krizi nedir?
Akut myokard enfarktüsü (=kalp krizi), kalp damarlarından biri veya birkaçının tıkanmasına bağlı, o
bölgedeki kalp kasının geri dönüşümü olmayan ölümüdür. Kalbin ihtiyacı olan kan miktarının geçici olarak yetersiz kalmasına bağlı olarak gelişen ve daha çok göğüs sol üst bölgesinde ortaya çıkan rahatsızlık hissine angina pektoris(şiddetli göğüs ağrısı) denir. Angina Pektoris ağrısının dört ana özelliği, lokalizasyonu, karekteri, egzersiz ile olan ilişkisi ve süresidir.Tanısı EKG ile konur.

41. Bağırsak tıkanıklığı(ileus) nedir?

Özellikle yaşlı ve hareketsiz hastalarda yaygın görülen bir problemdir. Çoğu zaman sebep daha önceden geçirilmiş ameliyatlara bağlı olan yapışıklıklardır. Fakat bağırsak tıkanıklığı olan yaşlı hastada tümöre bağlı bir tıkanıklık olabileceği mutlaka akılda tutulmalıdır.

42. Mide ülseri ve delinmesi nedir?

Mide ülserlerinin tipik bulgusu açlıkta olan ve beraberinde midede yanma ve ekşimenin görüldüğü ağrıdır. Karakter değiştiren ağrı, komplikasyonların habercisidir. Şiddetli ve yaygın ağrının kesilmesi durumunda delinmeden şüphelenilir. Delinme durumunda mide içeriği peritona dökülür ve peritonitle sonuçlanır, tedavisi acil ameliyattır.

43. Hipotermi nedir?

Hipotermi, vücut ısısının 35 santigrad dereceden daha düşük olmasıdır.Primer hipotermi, daha önce sağlıklı olan bireyin doğrudan soğuğa maruz kalmasıyla oluşurken, sekonder hipotermi, ciddi sistemik bir hastalığın komplikasyonu olarak veya alkol ve benzeri madde kullananlarda ve ileri yaştaki bireylerde ortaya çıkar.

44. Hipertermi nedir?

Vücut ısısı 40,6 santigrad dereceden yüksek olması durumudur. Ya dışarıdan bir ısıya maruz kalma yada içsel ısı üretiminin artması sonucu oluşur. Ateş ise vücut sıcaklığının normal günlük dalgalanmaların üzerine çıkmasıdır.Terleme yokluğu, hiperterminin en yaygın belirtisidir. Deri kuruluğu, merkezi sinir sistemi bulguları (uyku hali, hallüsinasyonlar, ajitasyon, delirium, göz bebeğinde genişleme, bayılma, koma) tabloya eşlik edebilir. Ateş düşürücü ilaçlar hipertermide etkisizdir. Tedavide, soğuk suyla sprey uygulır, süngerle silinir, vantilatör kullanılır, soğutulmuş örtüler kullanılır, buz banyosu uygulanır, kasık bölgesine ve koltuk altına buz koyup vücudun tamamını soğutucu battaniyeyle örtmek gerekir.

45. Alerji, ürkiter,anjiödem, ve alerjik reaksyonlar ?

Genellikle ilaç etkileşimlerine bağlı allerjik reaksiyonlar ön plandadır.Anjioödem tablosunda yüz, dudaklar, dil ve havayolunda şişme görülür.

46. Yaşlılarda solunum sıkıntısı hangi durumlarda gerçekleşir?

Yabancı cisim, dispne ve astım gibi durumlarda

46. Dispne (solunum güçlüğü) nedir?

Dispne zor, doğal olmayan veya rahatsız edici solunum hissidir. Dispne bir hastalık değil semptomdur(bir hastalığın belirtisidir).

47. Astım nedir?

Hem büyük hem de küçük havayollarının kronik ama geri dönüşümlü iltihabi hastalığıdır.Periyodik
akciğer spazmı ve hava yolu tıkanıklığıdır.

48. Kafa tarvması nedir?

Kafa travmalarının çoğu yüksek hızla meydana gelen trafik kazaları sonucunda oluşur.Trafik kazalarındaki ölümlerin de % 60’dan fazlası kafa travması nedeniyle olmaktadır.Saçlı deri ( skalp ), kafatasını çevreleyen 5 tabakalı bir dokudur. Skalp yapı itibariyle kanlanması bol olan bir doku
olduğu için özellikle çocuklarda skalp kesileri büyük kan kayıplarına neden olabilir. Kafatası ( kraniyum ) tavan ve tabanı bulunan, beyini çevreleyen koruyucu kemik tabakaya denir. Kafa travması sonrası kraniyumda kırıklar ( fraktür) oluşabilir. Kraniyum kırıkları lineer ve çökme kırıkları olarak ikiye ayırabiliriz. Lineer kırıklar kemik yapının çizgisel bir hat şeklinde birbirinden ayrılmasını ifade eder.Kafa travması sonucu primer ve sekonder hasarlar meydana gelmektedir. Primer hasarlar mekanik olarak beyin hücrelerinde meydana gelen durumlardır ve maalesef günümüz tıbbı bu durumların tedavisi
için yeterli değildir. Fakat sekonder hasarları yaratan beyin kanaması, beyin ödemi, beyin kan akımında bozulma, kafa içi basınç artışı gibi durumlar tedavi edilebilir ve bütün dikkat bunlar üzerine verilmelidir.

49. Kafa içi kanamalar kaç çeşittir?

Kafa içi kanamalar 4 çeşittir; 1)epidural kanama (kafatası ile beyin zarı arasında), 2)subdural kanama
(beyinin kalın zarı ile beyin dokusu üzerindeki örümcek zar arasında),3) subaraknoid kanama (beyin
boşlukları arasında),4) intraserebral kanama (beyin dokusu içine).

50. Glaskow Koma Skorlaması nedir?

Kafa travmaları, Glaskow Koma Skorlaması’na göre değerlendirilir. Bu puanlamaya göre en yüksek
puan 15 en düşük puan 3’ tür. 15 puan normal hastayı, 3 puan derin koma halini ifade eder. Kafa
travmaları Glaskow Koma Skorlaması’na göre hafif, orta ve ağır olmak üzere 3’e ayrılır. Hafif şiddette
kafa travması Glaskow Koma Skorlaması 14-15, orta şiddette kafa travması Glaskow Koma Skorlaması
13-8, ağır kafa travmasında Glaskow Koma Skorlaması 3-8 arasındadır.

51. Yanık nedir, derinliğine göre yanıkları hangileridir?

Herhangi bir ısıya maruz kalma sonucu oluşan doku bozulmasına yanık denir.
1. derece: Sadece cildin en üst katmanı olan epidermisin etkenle temas eden üst kısmı yanmıştır,
epidermisin altındaki dermis etkilenmemiştir; genellikle 3-7 günde iyileşirler. Kalıcı iz bırakmazlar.
Güneş yanığı birinci derece yanığa en tipik örnektir.
2. derece: Epidermis ile dermisin bir kısmı yanmıştır, cilt altı dokular etkilenmemiştir; ısının
etkisiylecilt altında su kabarcıkları(bül) oluşur. Derinliğine göre ikiye ayrılır:
a. Yüzeysel ikinci derece yanıklar : Sadece dermisin üst kısmı etkilenmiştir. Çok ağrılı ve
dokunulduğunda aşırı hassastır. Deri nemli, pembe renkte ya da kırmızı beneklidir, basıldığında
soluklaşır. Su kabarcıkları vardır. Kendiliğinden 10-18 günde, iz bırakmadan iyileşirler.
b. Derin ikinci derece yanıklar : Dermisin tümü etkilenmiştir. Su kabarcıkları (büller) vardır.
Genellikle cilt kurudur, kırmızı benekler yaygın ve beyaz alanlarla karışmıştır, basıldığında
benekler soluklaşmaz. İyileşme haftalar sürebilir, iz bırakabilirler. Su kabarcıkları patlatıldığında
veya derisi soyulduğunda kolaylıkla enfekte olup üçüncü derece yanığa dönüşebilirler.
3. derece: Epidermis, dermis ve cilt altı dokular etkilenmiştir; deri etkilenme derecesine göre sert,
soluk veya kurudur. İyileşme çok iyi bir yanık servisi olan hastane bakımıyla uzun sürede ve iz bırakarak mümkündür. Çoğu kez geniş yanıklar deri grefti (nakli) gerektirir. Sinirlerin
harabiyetiyle doğru orantılı olarak ağrı algılaması hiç olmayabilir, ya da ağrı şokuna neden olabilecek kadar şiddetli olabilir.

52. Dokuzlar kuralı nedir?

Yanığın şiddetini değerlendirirken derinliğinin yanı sıra kapladığı alanın saptanması da çok önemlidir.
Bunun için dokuzlar kuralı geliştirilmiştir. Dokuzlar kuralında yanığın vücut yüzeyinde kapladığı alanın
genişliğini saptamak için kullanılır. Amaç, yanık yüzeyinin, yanığın derecesi ile birlikte değerlendirilmesi
ve yanığın hayati tehlike oluşturma derecesini saptamaktır. Kurala dokuzlar kuralı denmesinin sebebi de yanık oranını hesaplarken göz önünde bulundurulan vücut bölgesi sayısının dokuz olmasıdır. Baş % 9 kollardan her biri % 9, bacaklardan her biri % 18, gövdenin ön tarafı % 18, gövdenin arka tarafı % 18,
üreme organları % 1 olacak şekilde toplam yanık alan hesaplanır. Oran % 20’nin üzerinde ise hayati
tehlike vardır.

53. Kırık, çıkık, burkulma nedir?

Kırık kemik bütünlüğünün bozulmasıdır.Çıkıklarda eklem bozulmuştur, böylece kemik uçları birbirleri ile temas etmezler, eklemi destekleyen bağ (ligament) ve kapsülü yırtılmıştır.Burkulmalarda ise eklemi destekleyen bağların bir kısmı ve eklem kapsülü gerilmiş veya zedelenmiştir.Kırık ve çıkıklara neden olan güçler; direkt darbeler, indirekt güçler, büken güçler veya yüksek enerjili güçler olarak kas ve kemik yaralanmalarına neden olabilirler.Fakat bütün kırıklar büyük güç uygulanmasını da gerektirmez. Kemiği zayıflatan küçük bir güçle kırılabilecek hale getiren osteoporoz yada kemik yıkımına neden olan diğer hastalıklara bağlı olarak da kemikler kırılabilir. Basit bir düşme, hafif bir burkulma, hatta kas kasılmaları bile osteoporozlularda kırıklara neden olabilir. Yaşlılarda görülme nedenleri kemik erimesi, kas ve bağ dokularındaki zayıflamadır.

54. Kas lifi kopması nedir?

Kas lifi kopmasında, kasın gerilmesi yada yırtılması bağlı olarak kas yaralanması vardır. Bu yaralanmalarda bağ ve kapsül yaralanması yoktur.
55. Kemik erimesi nedeniyle 75 yaşındaki birinde % kaç oranında kemik kırıklığı oluşmaktadır?
%30 ile %70 oranında

56. Kemik kırılmasında yapılması gereken ilk tespit nedir?

Kırığın değerlendirmesinde ilk yapılması gereken üstteki deri ve yumuşak dokunun durumunun
değerlendirilmesidir.

57. Kaç çeşit kırık vardır?

Kırıklar açık ve kapalı kırıklar olarak sınıflandırılırlar. Derideki lezyonun büyüklüğüne bakılmaksızın derinin bütünlüğünün bozulduğu bütün kırıklar açık kırıktır. Kapalı kırıklarda ise kemik uçları deriyi delmemiştir ve kırık bölgesine yakın herhangi bir yara yoktur.

58. Deplese ve nondeplese kırıklar nelerdir?

Deplese kırıklarda kemik uçlar birbirinden ayrılmıştır. Tanısı kolaydır, muayene ve röntgenle kolayca fark edilir. Deformasyonun olmadığı, kırık uçların birbirinden ayrılmadığı nondeplese kırıklar atlanabilir ve sadece burkulma sanılabilir. Film çekilmeden tanısı zordur.

59. Kırık olduğunu düşündürecek bulgular nelerdir?

1. Deformasyon: Kol ve bacak anormal bir şekilde duruyordur. Kısalma, açılanma veya eklem
olmayan bir yerden dönme olabilir. Deformite sağlam olan karşı taraf kol ve bacakla kıyaslanmalıdır.
2. Hassasiyet: Hassasiyet hasarın olduğu yerdedir. Parmak ucu ile okunularak bu nokta bulunabilir. Kırığın güvenilir göstergelerinden biridir.
3. Kol yada bacağı kullanamama: Hareket ağrıya neden olduğundan kırığın olduğu vücut bölümü yaralanan kişi tarafından koruma amaçlı olarak kullanılmaz. Ancak kol yada bacağı kullanabilmek orada kırık olmadığını göstermez.
4. Şişme ve morarma: Kırıklarda her zaman çevre yumuşak dokularda şişme ve morarma vardır.
Yaralanma sonrası kırık bölgesindeki zedelenen damarlardan ve kırık uçlarından gelen kana
bağlı olarak gelişir. Şişlik ve kanama kırığa özel değildir.
5. Kırık uçlarının açıkta olması: Yaranın dibinde görülen yada deriden çıkan kemik uçlarının
görülmesi kırığın bariz bulgusudur.
6. Çıtırtı sesi (krepitasyon): Kırık uçlarının birbirlerine sürtünmesi sonucu çıtırtı hissedilir yada duyulur.
7. Yalancı hareket: Normalde olmaması gereken yerde hareket varlığı kırık belirtisidir.

60. Çıkık olduğunu düşündüren bulgular nelerdir?

1. Eklemde belirgin deformite
2. Eklem bölgesinde şişme
3. Eklemde istirahatte de olan hareketle de şiddetlenen ağrı
4. Eklemin normal hareketinin tamamen kaybı
5. Dokunmakla eklem etrafında hassasiyet

61. Çıkmaya en yatkın eklemler nelerdir?

Çıkmaya en yatkın eklemler; parmak, omuz, dirsek, kalça ve ayak bileği eklemleridir.

62. Burkulma olduğunu düşündürecek bulgular nelerdir?

1. Hassasiyet: Yaralanan bağlara parmakla dokunulduğunda hassastır. Kırık bölgesinde görülen
hassas noktaya benzerdir.
2. Şişme ve morarama: Burkulmada yırtılan damarlara bağlı olarak meydana gelir.
3. Kol yada bacağı kullanamama: Oluşan ağrı nedeni ile kişi burkulan eklemini kullanmaz.
Burkulmalar her eklemde görülebilirken sıklıkla ayak bileği ve dizde görülür.

63. Atel nedir?

Hastanın hayatı tehlikede değilse, kişi taşınmadan önce her kırık, çıkık ve burkulma atellenmelidir.
Atel kırık kemiklerin, çıkık eklemin veya yaralı yumuşak dokunun hareketini önler ve ağrıyı azaltır,
hastanın naklini kolaylaştırır, kemik uçlarının çevre yumuşak dokuları, damar ve sinirleri hasara
uğratmasına mani olur. Atel yaralı organın hareketini önleyecek herhangi bir maddeden yapılabilir. Olay yerinde kolaylıkla temin edilebilecek tahta, plastik, katlanmış kartondan yapılan ateller hazırlanabilir. Atel olarak kullanılacak materyelin iç kısmına eşit olarak yumuşak madde yerleştirilir. Atel kol yada bacağın veya onların uzantılarının alt yada ya kısımlarına uygulanır, sağlam ve sıkmayan bantlarla sarılır.

64. Şişme nasıl azaltılabilir?

Şişme yaralı bölgeye soğuk uygulanarak da azaltılabilir. Soğuk direkt cilde ve diğer dokulara
uygulanmamalıdır. Atel uygulanmış bir bölgeye de soğuk uygulamanın önemli bir etkisi olmaz.

65. Canlanma belirtileri nelerdir?

Canlanma belirtileri; Göz bebeklerinin küçülmesi, yüze kan gelmesi ve dudakların hareketlenmesidir.



---SORULAR---

1.Herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren durumlarda tıbbi araç gereç aranmaksızın, mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamaya ne ad verilir?
A) Yoğun bakım
B) İlk yardım
C) Turnike
D) Acil yardım
E) Acil tedavi

2. I.Koruma

II.Bildirme
III.Kurtarma
IV.İlaç kullanma
Yukardakilerden hangileri ilk yardım uygulamalarıdır?
A) I-II
B) II-III
C) I-IV
D) I-II-III
E) I-II-III-IV

3. Solunum arresti ne demektir?

A) Kalp durması
B) Solunum durması
C) Dolaşım bozukluğu
D) Solunumun yavaşlaması
E) Solunumun hızlanması

4. Bak-dinle-hisset tekniği ilk yardımın hangi değerlendirmesinde kullanılır?

A) Kalp atışının değerlendirilmesinde
B) Dolaşım değerlendirilirken
C) Hava yolu açıklığını değerlendirirken
D) Solunumun değerlendirilmesinde
E) Kırıklar değerlendirilirken

5.Yetişkinlerde solunumun nomal sayısı hangisidir?

A) 20-30/dk
B) 12-20/dk
C) 20-25/dk
D) 30-50/dk
E) 15-20/dk

6.Kardiyak arrest nedir?

A) Solunum durması
B) Kalp ritm bozukluğu
C) Böbrek yetmezliği
D) Kalp durması
E) Kan dolaşımı bozukluğu

7.Solunumu duran bir kişide kaç dakika sonra geri dönüşümsüz beyin hasarı gelişir?

A) 3-5
B) 4-6
C) 6-10
D) 10-15
E) 15-20

8. Hipoglisemi semptomları aşağıdakilerden hangisinin semptomları ile benzerlik göstermez?

A) Yaşlılarda tansiyon düşmesi
B) İnme
C) Parkinson
D) Demans
E) Miyopati

9. I.Baş ağrısı

II. Güçsüzlük
III. Koordinasyonda bozulma
IV. Bitkinlik
Yukardakilerden hangileri orta hipogliseminin semptomlarındandır?
A) I-II
B) I-III
C) I-IV
D) I-II-III
E) I-II-III-IV

10.Ateroskleroz nedir?

A) Kan pıhtılaşması
B) Damar sertleşmesi
C) Kemik yumuşaması
D) Kolojen kaybı
E) Melanin kaybı

11.Hipoglisemi tedavisinde amaçlanan kan şekeri miktarı nedir?

A) 50-90
B) 60-100
C) 70-110
D) 80-120
E) 90-150

12. Hangisi inmenin 24 saat içinde iyileşen formudur?

A) Alzheimer
B) Demans
C) Geçici iskemik atak
D) Epilepsi
E) Senkop

13. Epilepsi tanısında hangisi kullanılamaz?

A) MR
B) EEG
C) USG
D) Toksikolojik çalışmalar
E) Beyin omurilik sıvısı incelenmesi

14. Ülkemizde 65 yaş üstü bireylerde hipertansiyon görülme sıklığı % kaçtır?

A)%50
B) %64
C) %69.2
D) %75.1
E) %71.5

15. Hipotermi ile hipertermi arasındaki fark hangisinde dogru verilmiştir?

A) Ateş düşürücü ilaçlar Hipertermide etkilidir.
B) Hipotermi vücut ısısının 40.6, hipertermide ise 35 derecedir.
C) Halüsinasyonlar hipoterminin bulgularından biridir.
D) Hipotermide vücut ısısı 35 dereceden daha düşük, hipertermide ise 40.6dan yüksektir.
E) Terleme yokluğu hipoterminin en yaygın belirtisidir.


CEVAPLAR: 1-B 2-D 3-B 4-D 5-B 6-D 7-C 8-E 9-E 10-B 11-D 12-C 13-C 14-D 15-D
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst