Aöf Yaşlı ve Hasta Bakım Hizmetleri Ders Notları 7. Ünite

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Yaşlı ve Hasta Bakım Hizmetleri

ÜNİTE-7


Yaşlılarda Yürüme Bozuklukları ve Rehabilitasyon

Oldukça karmaşık bir eylem olan yürümenin tüm aşamalarında sağlam bir
postüral desteğe gereksinim duyulmakta, düşmenin önlenmesi de
bununla mümkün olmaktadır. Postür, en genel şekliyle bedenin
yerçekimine karşı veya beden parçalarının birinin diğerine karşı
pozisyonunun ayarlanma yetisi olarak tanımlanabilir. Denge, destek alanı
üzerinde yerçekimi ve hareketin yönüne bağlı olarak vücudun duruşunu
muhafaza etme yeteneği olarak tarif edilebilir.

İnsanda denge;

1. Görme,
2. Vestibüler sistem (iç kulaktaki dengeyle ilgili kanallar ve beyin sapında
VIII. kafa siniri),
3. Derin duyu (pozisyon, pasif hareket, vibrasyon ve derin ağrı duyuları)
sistemleri,
4. Gövde ve bacak kaslarının belli bir düzen ve uyum içinde kasılmalarıyla
sağlanır.

Dengeden sorumlu yapılar; beyincik (ana sorumlu), vestibüler sistem ve

derin duyular, kaslar ve ayaklardır. Denge; statik denge ve dinamik
denge olmak üzere ikiye ayrılır. Statik denge; sabit dururken vücudun
dengesini belli bir yerde ya da pozisyonda sağlama yeteneğidir.Dinamik
denge; hareket ederken vücudun dengesini sağlama yeteneğidir. Dik
duruşta destek alanı, ayakların pozisyonu ve ayaklar arasındaki alanla
belirlenir. Bu durumda dıştan gelen ileriye ve geriye doğru hareketlere
uygun yanıtlar verilerek denge korunabilir.
Görsel ve vestibüler duyular, eklem pozisyon duyusu ve ayak tabanından
gelen duyular postür, yürümenin dengesi ve kontrolünde önemli role
sahiptir. Ayak tabanından gelen duyuların postür ve yürüyüş üzerindeki
etkisini araştırmak amacıyla normal kişilerde yapılan bir çalışmada,
tabandan gelen duyusal bilgiyi değiştirmek için ayağın buza batırılması
seçilmiştir. Böyle bir düzenleme ile ayakta durma sırasında vücut
salınımlarında artmak, yürüyüşün sonlandırılması sırasında ayak değmesi
değişkenliğinde artma, yürüyüş sırasındaki basınç dağılımında
değişiklikler gözlenmiştir. Buzlu suya 5-10 dakika batırma metoduyla
ayak tabanı duyusunun değiştirilmesi yürüyüşü değiştirmekte, yere daha
dikkatli bir şekilde temas etmeye neden olmaktadır. Yani, kısa süreli de
olsa tabandan gelen duyuların azaltılması normal bireylerdeki yürüyüş
örneğini değiştirmektedir. Yaşlılarda dokunma duyusu azalmakta,
vücudun sallanması artmakta, bacaklardaki duyusal işlevler kısmen
bozulmaktadır. Muhtemelen bu yüzden yaşlılar ve benzer nedenle şeker
hastaları sık düşer.

İnsanın ayakta durmasında bacak kasları birbirinden değişik iki görev

üstlenir. Birincisi; kaslarda vücut salınımını algılayan derin duyu ile ilgili
hücreler bulunur.İkinci olarak da, kaslar bu duyusal bilgiler
doğrultusunda vücut salınımını düzeltmek için kasılırlar.
Hareket ve dengenin birlikteliğine ihtiyaç duyan yürüme sırasında amaçlı
hareketler yapılırken, birbirine zıt iki işlev beraberce sürdürülür.
Bunlardan birincisi; bir veya birden fazla beden parçasını hedefe doğru
yönlendirmek, diğeri ise; postür ve dengenin sürdürülmesi için diğer
beden parçalarını sabit tutmaktır.
Çevrenin, vücudun ve devam eden istemli aktivitenin yarattığı zorluklara
karşı hareket ve dengenin kendilerini ayarlaması adaptasyon olarak
tanımlanabilir. Normal bireylerde herhangi bir zamandaki yürüyüş Ģekli
kişinin çevreyi algılamasına, vücudun durumuna (hastalık, giysiler,
ayakkabılar) ve kişinin amacına bağlıdır.

Güvenli ve hedefe ulaşan bir yürüme için; kas-iskelet, sinir, solunum ve

dolaşım sistemleri dışında, yürütücü işlevler, bilişsel fonksiyonlar ve
ruhsal durum ile ilgili fonksiyonların bir arada çalışması gereklidir.Birçok
epidemiyolojik çalışmada fiziksel aktivite, yürüme ile bilişsel bozukluklar
ve demans arasında negatif bir ilişkinin olduğu açıklanmıştır.

YÜRÜMENİN TANIMI VE YÜRÜME DÖNGÜSÜ

Yürüme: Destek sağlamak ve istenilen yönde ilerlemek için, vücut ağırlık
merkezinin öne doğru aktarılmasıyla beraber kollar, bacaklar (en az biri
her zaman yer ile temas halindedir) ve gövdenin ritmik yer değiştirmesi
olarak tanımlanabilir.

Yürüme İle İlgili Terimler

Adım uzunluğu: Bir ayağın yere ilk temas ettiği nokta ile, diğer ayağın
yere ilk temas ettiği nokta arasındaki uzaklıktır. Yürüme bozukluklarında
bazen adım uzunlukları birbirinden farklı olur.

Çift adım uzunluğu: Bir ayağın yere ilk temas ettiği nokta ile, aynı

ayağın bir sonraki ilk temas ettiği nokta arasındaki uzaklıktır. Bu mesafe
sağ ve sol adım uzunluğunun toplamıdır.

Adım genişliği: Her iki ayağın topuklarının, yere temas ettikleri noktalar

arasında, yürüyüş yönüne dik
olarak ölçülen uzaklıktır.

Ayak açısı: Gidilen yön ile ayağın ortasından geçen çizgi arasındaki

açıdır.

Çift destek fazı: Yürüme sırasında her iki ayağın yerde olduğu döneme

denir. Bu dönemde gövde ağırlığı bir bacaktan diğerine aktarılır.

Tek destek fazı: Tek ayağın yerde olduğu dönemdir. Yürüme

döngüsünün %75-80‟ini oluşturur.

Vücut ağırlık merkezi: Ayakta anatomik pozisyonda duran bir insanda

vücudun ağırlık merkezinin 5.bel omuru ile pelvisin arka kısmında
bulunan sakral omurların birleştiği yerin önünde olduğu
varsayılır.Vücudun en ufak bir hareketi ile bu noktanın yeri deği!ir.

Destek alanı merkezi: Ayağın yere basma alanının orta noktasıdır.

Yürüme sırasında sürekli olarak yer deği!tirir. Ağırlık kuvveti ile ilgili
yerçekimi hattı, destek alanı merkezinden geçtiğinde denge sağlanır.

Yer tepkimesi kuvveti: Newton'un üçüncü kanununa göre ayakta duran

insanın yerde oluşturduğu ağırlık kuvvetine karşılık, yerde büyüklüğü
aynı, yönü ters bir kuvvet oluşur.

Moment: Bir kuvvetin döndürücü etkisine verilen isimdir. Dairesel

harekete neden olur.

Enerji: İş yapabilme yeteneğidir, enerji olmadan iş yapılamaz. Potansiyel

enerji depolanmış enerjidir. Yürürken vücut ağırlık merkezi yerden
yükseldiğinde potansiyel enerji artar. Kinetik enerji ise hareket
esnasındaki enerjidir.insan vücudunda kinetik enerji kas kasılmasıyla
oluşur.

Yürüme Döngüsü:Yürüme sırasında topuğun yere değmesinden sonra,

aynı topuğun tekrar yere değmesine kadar geçen süreye total yürüme
döngüsü denir. Yürüme döngüsünün süresi, yürüme hızına bağlıdır.
Sağlıklı bir insanda rahat yürüme hızında, yürüme döngüsü süresi 1.03±0.1
saniyedir.
Yürüme döngüsünde bacağın yerde olduğu süre basma fazı, havada
olduğu süre ise salınım fazı olarak tanımlanır. Yürüme döngüsünün
yaklaşık %60'ını basma fazı, yaklaşık %40'ını ise salınım fazı oluşturur.

Basma ve salınım fazlarının çeşitli dönemleri vardır.


Basma Fazı
1. İlk Değme (Topuk Vuruşu):Yürüme döngüsünün % 0-

2'sini oluşturur. Basma fazının başlangıcı olup ayak topuğunun yere
değmesi ile başlar. Kalça 30° fleksiyonda, diz tam ekstansiyonda,
ayak bileği nötral pozisyonda 90° dedir.

2. Yüklenme (ayak tabanının yere teması): Yürüme döngüsünün %

2-10'unu oluşturur. Bu dönemde ayak tabanı tümüyle yere temas eder.
Gövde ağırlığı, diğer ayak yerden kaldırılana kadar bu ayağa aktarılır.
Kalça fleksiyondan ekstansiyona gelmektedir. Diz 20° fleksiyondadır. Ayak
bileği 10° plantar fleksiyondadır. Aynı zamanda birinci çift destek fazıdır.

3. Basma Ortası Fazı: Yürüme döngüsünün %10-30'unu oluşturur.

Kalça ve diz ekstansiyonda, ayak bileği dorsifleksiyondadır. Amaç yerde
sabit olan ayak üzerinde gövdeyi öne doğru ilerletmektir.Aynı zamanda
tek destek fazının başlangıcıdır.

4. Basma Sonu Fazı (topuğun yerden kalkması): Yürüme

döngüsünün %30-50'lik bölümünü oluşturur. Kalça eklemi stabilize edilir
ve 10° ekstansiyondadır.Tek destek fazı bitmektedir.

5. Salınım Öncesi (parmakların yerden kalkması): Yürüme

döngüsünün %50-60'ını olu!turur. Parmakların yerden kalkması ile
sonlanır. Kalça ekstansiyonu, diz fleksiyonu ve ayak
bileği plantar fleksiyonu artar.. Ayrıca ikinci çift destek dönemini oluşturur.

Salınım Fazı
6. Erken Salınım (hızlanma): Yürüme döngüsünün

yaklaşık %60-75'ini oluşturur. Parmakların yerden kaldırılması ile başlar,
ayak diğer bacak hizasına geldiğinde biter. Amaç havadaki bacağı hızla
öne ilerletmektir.

7. Salınım Ortası: Yürüme döngüsünün %75-90'ını oluşturur. Salınan

bacak, basma fazındaki diğer bacağın yanına gelir ve önüne geçer. Kalça
ve dizde fleksiyon artar, ayak bileğinde dorsifleksiyon yapılır. Amaç salınım
yapan bacağın, ayak yere değmeden öne ilerletilmesidir.


8. Salınım Sonu (yavaşlama): Yürüme döngüsünün %90-100'ünü
oluşturur. Salınan bacak, basan bacağın önüne geçtiğinde başlar, ayak
topuğunun yere değdiği ana kadar sürer. Kalça fleksiyonda, diz
ekstansiyonda, ayak bileği ise nötral pozisyonda 90°dedir. Amaç ayağın
önce topuk yere değecek şekilde yere basmaya hazırlanması, uygun adım
uzunluğuna erişilmesi, ayağın yere teması için uygun pozisyona
yerleştirilmesi ve salınım yapan bacağı yavaşlatmaktır.
Yürüyüş hızı arttıkça salınım fazlarının oranları artar, basma ve çift
destek fazlarının oranları azalır.

Yürümeden farklı olarak, koşmada çift destek fazı yoktur. Normal

yürümede adım uzunluğu e!ittir ve ayaklar yerden yaklaşık 2-5 cm kadar
yukarıya kalkar. Normal yürüme sırasında vücudun ağırlık merkezi iki
yana ve yukarı-aşağı doğru yer değiştirir. En yüksek noktaya basma
ortasında, en alçak noktaya çift destek fazında ulaşır. Yaklaşık olarak,
ortalama yukarı-aşağı hareket 5 cm, yanlara hareket 2.5 cm + 2.5 cm
olmak üzere toplam 5 cm

Normal yürüme için gerekli ön koşullar şu şekilde açıklanabilir:

1. Denge: Her iki bacağın vücut ağırlığını desteklemesiyle dengeli olarak
ayakta dik durabilmek,yürürken hem statik hem de dinamik dengeyi
koruyabilmek gerekir.

2. İlerleme: Yürüyüşün başlatılması ve vücudun öne doğru ilerletilmesi

için yeterli kas gücünün sağlanması, salınımdaki bacağın ve gövdenin
ileriye doğru ilerleyebilmesi, ritmik adımlamanın yapılabilmesi gerekir.

3.Şokun absorbsiyonu: Ayağın yere teması ile oluşan şokun

karşılanması ve kalça, diz ve ayakta uygun dağıtılması gerekir.

4. Enerji harcamasında tutumluluk: Enerjinin tutumlu kullanımını en

iyi gösteren değer O2 maliyetidir (metrede tüketilen O2 miktarı ml/kg
metre). Oksijen maliyeti O2 tüketiminin yürüme hızına bölünmesi ile elde
edilir. Yürüme güçlüğü olan bir insanın O2 maliyeti aynı yolu yürüyen
sağlıklı insana göre daha yüksektir.

Enerji harcamasının düşük düzeyde tutulmasını sağlayan biyomekanik

düzenlemeler:

1- Vücut ağırlık merkezinin yer değiştirmesini azaltan hareketler:

a. Pelvisin öne doğru dönmesi,
b. Pelvisin aşağıya doğru düşmesi,
c. Basma fazında diz fleksiyonu,
d. Ayak bileği dorsifleksiyonu/plantarfleksiyonu,
e. Ayak/ayakbileğinin içe ve yukarıya doğru dönmesi,
f. Pelvisin yana doğru yer değiştirmesi,

2- Kasların en ekonomik biçimde kasılmalarıdır.

Ancak, normal yürüme döngüsü farklı nedenlerle bozulduğunda, gövde ve
bacaklarda bozukluğu telafi etmek için normal olmayan çeşitli hareketler
ortaya çıktığında enerji tüketimi belirgin olarak artar.

YÜRÜME ANALİZİ
Yürüme analizi biyomekaniğin temel prensipleri

yardımıyla yürüme özelliklerinin sayılarla tanımlanması ve
yorumlanmasıdır.

Yürüme analizinin amaçları:

1. Yürümenin tüm bileşenlerini sayısal veriye dönüştürerek ve bu verileri
eksiksiz kaydederek kalıcı veriler elde etmek,
2. Yürümedeki bozukluğu daha doğru belirleyebilmek,
3. Uygun tedavi yöntemini seçmek,
4. Değişik tedavi yöntemlerini karşılaştırmak,
5. Yeni tedavi yöntemi önermek,
6. Zaman içinde oluşan değişiklikleri değerlendirmektir.

Yürüme Analizi Yöntemleri
Gözlemsel yürüme analizi:İlk kullanılan

ve en basit yürüme analiz yöntemidir. Yürüyüşün hiçbir alet
kullanılmadan sadece göz ile incelenmesi esasına dayanır. Ucuz ve pratik
olması nedeniyle ilk değerlendirmede kullanılmaktadır. Yürüyüş önce
önden sonra her iki yandan izlenir. Yürüme alanının uzunluğu 8-10 m
olmalıdır.

Adım analizi: Yürümenin zaman ve mesafe ile ilgili değerlerini (adım

uzunluğu, adım genişliği, kadans, yürüme hızı gibi) ölçmek için kullanılır.
Kişi ayak izinin çıkacağı bir zeminde yürütülerek bu değerler ölçülür.
Ölçüm için hastanın tam bir salınım fazı yapması gerekmektedir. Kolay ve
hızlı uygulanır ve maliyeti düşüktür, ancak kinetik ve kinematik analize
izin vermez.

Kinematik analiz: Hareketi oluşturan kuvvetleri dikkate almadan,

yalnızca eklemlerin açısal hareketlerinin incelenmesine kinematik analiz
denir. Kinematik analizle, yürüme sırasında gövdenin,pelvisin, bacakların
ve ayakların pozisyonu, eklem açıları, açısal hız ve ivmeleri gibi üç
boyutlu verilere ihtiyaç duyulan parametreler ölçülerek gerçek sayısal
veriler elde edilir.

Kinetik analiz: Hareketi sağlayan kuvvetlerin, momentlerin ve güçlerin

incelenmesidir. Kinetik analizde ölçülebilen tek veri yer tepkimesi
kuvvetidir. Basma fazında ayağın yere uyguladığı toplam kuvvet olan yer
tepkimesi kuvveti, yürüme platformunun orta noktasına isabet edecek
şekilde zemine yerleştirilmiş, yer düzlemi ile aynı hizada olan, basınca
duyarlı kuvvet platformu adı verilen özel bir cihazla ölçülür. Bu ölçüme
dayanarak bilgisayar ortamında kalça, diz ve ayak bileği eklemindeki
moment ve güçler hesaplanır.

Dinamik pedobarografi (Yürümede ayak basınç ölçümleri):

Özellikle ayak deformitelerinde ve şeker hastalığına bağlı ayak sorunu
olanlarda tabandaki basınç dağılımını değerlendirmek için kullanılır.
Ayaktaki tüm yükün değil, her cm² ye düşen basıncın N/m2 (Pascal)
olarak ölçülmesi sağlanır. Ayak tabanında, ayakta dururken normal
basınç 80-100 Kilopascal, yürürken 200-500 Kilopascal'dır.

Dinamik elektromiyografi: Hareket sırasında kasların aktivitelerinin tek

tek ölçülmesi elektromiyografi ile mümkün olmaktadır. Yürüme analizi
sırasında çoğunlukla cilt üzerine yapıştırılan yüzeyel elektrotlarla kasların
aktiviteleri ölçülebilir.

Asselerometre: Yürümedeki hızlanmayı ölçerek yürüme hızındaki değişim

oranını saptar. Yaşlılarda kullanımı problemsizdir.

Enerji tüketiminin hesaplanması: Enerji harcaması dakikadaki O2

tüketim miktarı ile ölçülür.Bireyin ağırlığı başına dakikada kullandığı O2
miktarı (ml/kg/dk) veya bireyin 1 metrede ağırlığı basına kullandığı O2
miktarı (ml/kg/m) şeklinde farklı olarak ölçülebilir. Bir insanın maksimum
efor sırasında, dakikada kilosu başına kullandığı O2 miktarına maksimum
O2 tüketim kapasitesi ( VO2 maks) denir ve bu değer aynı zamanda
aerobik kapasiteyi de ifade etmek için kullanılır.Rahat yürüme hızında (80
m/dk) kişi maksimum O2 tüketim kapasitesinin %38'ini kullanır. normal
yürüme esnasında enerji tüketimi, otururken veya ayakta dik dururken
harcanan enerjiden daha fazladır.


Dengenin klinik değerlendirilmesi: Denge reaksiyonları gerek
geliştirilmiş çeşitli testlerle gerekse
aletlerle değerlendirilerek yürüme analizine eklenmelidir.

YÜRÜMEDE YAŞLANMA İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER

Baş ve gövde öne doğru eğiktir. Sırtta kamburlukta artış vardır. Yaşlılarda
ayak sorunlarına da rastlanmaktadır. 65 yaş üstü kişilerde ayak ark
yüksekliğinde azalma (düz tabanlık), baş parmağın orta hattan
uzaklaşması, ayak parmaklarında şekil bozuklukları, tırnakla ilgili
problemler ve nasırların oluşması en sık rastlanan ayak sorunlarıdır.İlk
değişiklikler 60-70‟li yıllarda başlar, fakat 75-80 yaşlarında daha
belirginleşir.

Altmış beş yaş üzeri kişilerde yürüme bozukluğunun görülme

sıklığı %15 iken, 75 yaş üzerinde %25'e, 85 yaşında %82‟ye
kadar çıkmaktadır.Yaşlanma ile adım uzunluğu azalır, genellikle yürüme
destek alanı ve total yürüme döngüsü artar,kadans azalır. Total yürüme
döngüsündeki artış, basma fazının süresini arttırarak sağlanır ve
dolayısıyla çift destek fazı artar, salınım fazının süresi azaltılarak dengenin
bozulmasına neden olabilecek dönem daha kısa sürede tamamlanır.
Bunların dışında çift adım uzunluğu ve kadans azaldığından, yürüme hızı
azalır ve adım genişliği artar.Yürümede cinsiyetin etkisini incelemek
amacıyla yapılan ve yürüme bozukluğu olmayan yaşlı kadın ve erkeklerin
katıldığı bir araştırmada, erkeklere göre kadınların kadanslarının daha
fazla, adım uzunluğu ve adım genişliğinin daha kısa olduğu, fakat yürüme hızında cinsiyetle
ilgili önemli bir farkın bulunmadığı bildirilmiştir.

Yaşlılarda yürüme ile ilgili değişikliklerin amacı:
1. Yürüme sırasında üst gövdenin dik duruş postürünü sürdürmek,
2. Denge kurmada kolaylık sağlayarak yürüme güvenliğini arttırmaktır. Yaşlılarda yavaş, adım

uzunluğunun azaldığı, adım genişliğinin arttığı, ortopedik veya nörolojik
nedenlere bağlanamayan tipik yürüyüşe senil yürüme adı verilir, ancak
senil yürüme bir tanı değildir.Kalp-damar hastalığına bağlı ölüm oranının,
senil yürüme bozukluğu olanlarda yürümesi normal olan yaşlılardan iki kat
daha fazla olduğu bildirilmiştir.

YÜRÜME VE DENGE BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ

Duygusal bozukluklar ve psikiyatrik durumlar: Depresyon, düşme
korkusu, uyku bozuklukları. Kalp damar hastalıkları: Kalp ritminde
bozukluklar (aritmi), kalp yetmezliği, kalp damarlarının (koroner
damarlar) hastalığı, çevresel damarların hastalıkları, postural
hipotansiyon (pozisyon değişikliklerine bağlı olarak kan basıncında ani
düşme).

Solunum sistemi hastalıkları: Astım, amfizem, kronik bronşit vb

(yürüme sırasında nefes darlığına neden olurlar).

Enfeksiyon hastalıkları ve metabolik hastalıklar:şeker hastalığı, AIDS (Edinilmiş Yetersiz

Bağışıklık Sistemi Sendromu), şişmanlık, tiroid hormonunun kanda az ya
da çok bulunması (hipotroid, hipertroid), kanda ürenin normalin üzerinde
olması (üremi), Vitamin B12 eksikliği.

Kas iskelet sistemi hastalıkları:Boyun ve bel omurlarındaki bozukluklar, gut hastalığı, kas zayıflığı, artroz(eklemlerde kireçlenme), osteoporoz (kemik mineral yoğunluğunda

azalma-kemik erimesi), osteomalazi (erişkinde kemik yumuşaması)
kırıklar, ayakla ilgili bozukluklar.

Nörolojik bozukluklar: Beyincikle ilgili bozukluklar, demans, omurilik basısı veya omurilik yaralanması, çevresel sinirlerin yaralanmaları, Parkinson hastalığı, inme, vestibüler bozukluklar,

Mulltipl Skleroz hastalığı, normal basınçlı hidrosefali (normal tansiyon koşullarında beyin-omurilik sıvısının artması), santral sinir sistemi hasarları ( tümörler, kanamalar) v.b.

Duyu bozuklukları: İşitme duyusunda bozulma, görme kusurları,

Diğerleri: Acil tıbbi hastalıklar,yakın tarihte hastanede tedaviyi gerektiren durumlar, ameliyatlar, bazı ilaçların kullanımı ( kalp ritm bozukluklarında antiaritmik ilaçlar, idrar

söktürücü ilaçlar, uyuşturucu ilaçlar, havale önleyici ilaçlar, psikolojik
sorunlarda kullanılan bazı ilaçlar), alkol kullanımı.

Bu yaşlılarda yürüme güçlüğüne, en fazla artrozun (%37), daha sonra da

postural hipotansiyonun (pozisyon değişikliklerine bağlı olarak kan
basıncında ani düşme) (%9) neden olduğunu bildirilmiştir. Başka bir
çalışmada ise, 88 yaş üzerindeki yaşlılarda eklem ağrısının yürüme
bozukluklarına katkıda bulunan en yaygın neden olduğu (%32), bunu
inme (%1), görme bozukluğu (%1), boyun ve bel ağrısı (%1) gibi çeşitli
diğer nedenlerin (%0.5) izlediği açıklanmıĢtır.

YÜRÜME VE DENGE BOZUKLUKLARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ:yürümenin değerlendirilmesinde; yaşlıların
önceki ve şimdiki sağlık sorunları araştırılmalıdır. Edinilmiş hastalıklar,
düşme hikayesi (daha önce düştü mü, düşmenin nedeni, düşmenin sıklığı,
yaralanma oldu mu), yürüme bozukluğunun nedenleri (ağrı, denge
bozukluğu gibi diğer nedenler), daha önce geçirdiği ameliyatlar, günlük
yaşam aktiviteleri düzeyi, fiziksel aktivite düzeyi, kullanılan ilaçların
dozları hakkında inceleme ve değerlendirmeler yapılmalıdır.

ÇEŞİTLİ HASTALIKLARDA GÖRÜLEN YÜRÜME BOZUKLUKLARI

Antaljik yürüme (Ağrılı durumlarda görülen yürüme): Eklem yapı
ve fonksiyonunu bozan hastalıklarda ve travmalarda, etkilenen eklemde
ağrı ve hareket kısıtlılığı vardır.

İhtiyatlı yürüme : Daha önce düşenlerde

ve görme bozukluğu olanlarda görülebilir. Buzda yürür gibi yavaş,
kadansı azaltarak, adım genişliğini arttırarak, kollarını yana açarak
yürürler.

Kas zayıflıklarında görülen yürüme bozuklukları: Kalça

çıkığı olanlarda veya bacağın yana doğru açılmasını sağlayan kasın
zayıflığında, basma fazında gövde basılan bacak tarafında yana doğru
eğilir. Kalça çıkığı çift taraflı olduğunda iki tarafa sallanarak paytak
paytak yürüme (Trendelenburg Yürüyüşü) görülür. Çeşitli nedenlerle
oluşan ayak dorsifleksörlerinin zayıflığında düşük ayak yürüyüşü görülür.
Hem basma hem de salınım fazında yürüme bozulur. İlk değme topukla
değil ön ayakla yapılır.

İnme sonrası görülen yürüme: İnmeye bağlı

vücudun yarı tarafının felci sonrasında yürüyüş yavaş, asimetrik ve
tutuktur. Kas güçsüzlüğü ve duyu kaybı, etkilenen tarafta hareketlerin
bütünlüğünün bozulmasına ve normal tarafta bunu telafi eden
değişikliklerin gelişmesine neden olur.

Omurilik yaralanmasında görülen yürüme: Omurilik yaralanması olanlarda yaralanma seviyesinin

altında her iki bacağı etkileyen felç durumunda yürüyüş bozukluklarının
nedenleri; bazı reflekslerde artma ve kaslarda sertlik, kas fonksiyonunda
değişiklikler, kas güçsüzlüğü, postürle ilgili problemler, yük aktarımı,
denge ve öne ilerlemede yaşanan sorunlardır.

Parkinson hastalığında görülen yürüme: Parkinson hastalığı olan yaşlıların gövdeleri öne doğru

eğiktir, kalça ve dizleri hafif fleksiyondadır. Küçük ve giderek hızlanan
adımlarla ilerlerler.

Bacağın farklı seviyelerden kesilmesi (amputasyon) durumunda görülen yürüme: Farklı seviyelerde uzuv kaybı olan yaşlıların uygun protezler kullanılarak yürümeleri

sağlanır. Ancak protez kullanarak yürüdüklerinde de rahat yürüme hızı,
çift adım uzunluğu ve dakikadaki adım sayısı azalır, O2 tüketimi artar.
Genel olarak protezli tarafa yük vermekten kaçınırlar. Buna karşın sağlam
tarafa belirgin olarak daha çok ve daha hızlı yüklenirler.

Bacak boylarında fark olduğunda görülen yürüme: Bacak boyları arasındaki

fark 1.5 cm'den az olduğunda; yürümede önemli bir sorunla
karşılaşılmaz. Eğer kısalık 4 cm'den az ise; karşı taraf omuz
yükselir, kısa taraftaki alçalır. Kısa tarafta pelvis daha fazla düşer.
Salınım fazındaki diğer bacakta kalça, diz ve ayak bileğinde aşırı fleksiyon
gözlenir. Eğer fark 4 cm'den büyükse; kısa tarafta parmak ucuna basarak
yürürler.

Psikolojik sorunlarda görülen yürüme: Ayakta durma ve

yürüme yeteneğini gerçekleştirmede zorluk vardır. Garip bir şekilde
sallanarak yürürler.

Beynin ön bölgesinin hasarında görülen

yürüme: Yürüme yavaş, tereddütlü ve güvensizdir.

Ataksik yürüme:

Beyincik veya beyinciğin santral sinir sistemindeki bağlantıları ile ilgili
hastalıklarda, ilaç zehirlenmeleri, multiple skleroz, inme ve vitamin B12
eksikliğinde, kasların birbiriyle ilişkisiz çalışması sonucu istemli vücut hareketlerinde düzensizlik (ataksi)ortaya çıkar. Yürüyüş dengesizdir. Ayak destek alanını genişleterek, sağa
ve sola salınımlar yaparak sarhoş gibi yürürler.

Vestibülerataksi:Vestibuler sistem ve onların bağlantılarındaki bozukluklar nedeniyle

görülür. Baş dönmesiyle birlikte, denge bozukluğu vardır.

Duyusal ataksi: Eklem pozisyon hissini taşıyan duyu sinirleri ve bunların taşındığı

yollarda meydana gelen hasar nedeniyle oluşur.

Koreik yürüme: Kore, istem dışı ani gelişen bir uzuvdan diğerine yayılan rastgele vücudun her yerinde olabilen, kısa süreli ve düzensiz kas kasılmalarıdır.


YÜRÜME BOZUKLUKLARININ REHABİLİTASYONU

Rehabilitasyon, kişinin fizyolojik, anatomik bozukluğunun ve çevresel
kısıtlamalarının elverdiği ölçüde, fiziksel, psikolojik, sosyal ve mesleki
yönden erişebileceği en üst düzeye gelmesi için yapılan çabaların tümünü
içerir.Yaşlılarda görülen yürüme bozukluklarının rehabilitasyonunda
yürüme bozukluğunun nedenlerine yönelik girişimlerde bulunulur.
Öncelikle yürüme bozukluğuna eşlik eden etkenler belirlenerek, bunların
tedavisi için programlar düzenlenir.

Genellikle yürüme bozukluğuna birden fazla faktör etki ettiğinden, rehabilitasyon programı da çeşitli tedavi yöntemlerini kapsamalıdır. Fizik tedavi ve bu kapsamda

düzenli egzersiz uygulamaları yürüme rehabilitasyonun en önemli
basamağıdır. Cihazlar ve yürümeye yardımcı aletlerin kullanılması,
davranışsal ve çevresel düzenlemeler, ilaç tedavisi, cerrahi tedaviler ve
meşguliyet aktiviteleri de rehabilitasyon kapsamında uygulanan
yöntemleridir.

İlaç Tedavisi
B12 vitamini eksikliği, folat eksikliği,

hipotiroidizm, hipertiroidizm, diz artrozu, Parkinson hastalığına bağlı
yürüme bozukluklarında ilaç tedavisinden fayda sağlanabilir.

Fizik Tedavi

Fizik tedavi yürüme bozukluklarına neden olan kas iskelet sistemi ve sinir
sistemi hastalıklarında, ağrıyı azaltmak, eklem hareket sınırını, duyusal
fonksiyonları, kas kuvvet, güç ve enduransını arttırmak, kaslarda sertliği
azaltmak ve uygun durumu devam ettirmek, dolayısıyla denge ve yürüme
bozukluklarını gidererek yaşam kalitesini arttırmak amacıyla uygulanır.
Bu amaçlarla farklı tipte egzersizler, sıcak ve soğuk tedavi ve
elektroterapi yöntemleri, bazı biyomekanik aletler kullanılır.

Egzersizler:Düzenli egzersiz uygulamaları yürüme rehabilitasyonun en

önemli basamağıdır. Yaşlılarda kas kuvvetini artırır.Yaşlılarda egzersizler
programları dikkatli bir değerlendirmeden sonra kişilerin özelliklerine
uygun olarak düzenlenmelidir.
Yürüme bozukluklarının önlenmesi ve giderilmesinde en iyi sonuçlar,
farklı egzersizleri kapsayan tedavisi programlarıyla sağlanır.Son dönemde
yaşlıların rehabilitasyonunda, Çin kökenli çok eski bir egzersiz yöntemi
olan TaiChiChuan egzersizleri; denge, kas kuvveti ve kalp ve akciğer
fonksiyonlarını geliştirmek, duyu girdilerini ve esnekliği arttırmak için
kullanılmaktadır. Yoganın da yaşlı kişilerde kalp ve akciger fonksiyonlarını
geliştirdiği, ağrıyı azalttığı, yaşlılarda azalan kalça ekstansiyonu, adım
uzunluğu ve yürüme hızını arttırdığı ve dengenin gelişmesini sağlayarak
düşmeleri önlediği bildirilmiştir.

Göreve Özel Yürüme Eğitimi
Son yıllarda, yapay kalça (eklem protezi)

ameliyatından sonra, Parkinson hastalığında, omurilik yaralanmalarında
ve inme geçiren hastalarda göreve özel yürüme eğitimi sağlamak için
ağırlık taşıma sistemi ve yürüme bandı (treadmil) kullanarak, yürüme
bozukluklarının azaltılabildiği belirtilmektedir.

Davranışsal ve Çevresel Düzenlemeler
Düşme risklerini azaltarak dengeli yürümenin

sürdürülebilmesi için, yaşlıların eğitilmesi, iyi aydınlatılmış (özellikle
vestibüler ve duyu bozukluğu olanlarda), engellerin kaldırıldığı (elektrik
kabloları, dağınıklık, kaygan zeminler ve halılar gibi), gerekirse uygun
mimari düzenlemelerle daha güvenli bir çevrenin oluşturulması, yaşlıların
günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlıklarını arttırarak yaşam
kalitelerinin gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır.

Cihazlar
Uzuv kaybı olan yaşlılarda kesilmiş uzuva uygun protezlerin

kullanılması yürümenin sağlanmasında
temeldir. Ayrıca, yürüme bozukluğu olanlarda cihazlardan da yararlanılır.
Bu cihazların kullanım
amaçları şunlardır:
• Fonksiyonu arttırmak
• Eklem kısıtlılığının ve şekil bozukluğununun gelişimini önlemek veya
gidermek
• Eklemleri fonksiyonel pozisyonda tutmak
• Stabilizasyon sağlamak
• Zayıf kas fonksiyonlarını desteklemek
• Hareket kontrolünü arttırmak
• Bacağa binen yükü azaltmak ve eşit dağılmasını sağlamak
• Kaslarda sertliği azaltmak .Bu amaçlarla çeşitli cihazlar kişilere uygun
olarak yapılır ve kullanılır.

Yürümeye Yardımcı Aletler :Yürümenin kolaylaştırılması, ağrının

azaltılması, dengenin ve yük taşıma kabiliyetinin arttırılması için
bastonlar, koltuk değnekleri ve yürüteçler kullanılır.Bastonlar destek
alanını genişleterek dengenin artmasını sağlarlar. Denge kurmakta güçlük
çeken yaşlılarda iki bacaklarına ek olarak üçüncü bir destek noktası
yaratılır.Koltuk değnekleri yanlara doğru stabiliteyi sağlayarak destek
alanını arttırırlar. Bastonların aksine tüm vücut ağırlığını karşılamak için
kullanılırlar. Koltuk altına kadar uzanan koltuk değneklerinde vücut yükü
elbileği ve koltuk altı arasında paylaşılır.

Yürüteçler en fazla denge

sağlayan ve vücut ağırlığının en fazla aktarılabildiği yürüme
yardımcılarıdır, ancak bu aletle yürüme hızı çok düşüktür. Standart ve
tekerlekli tipleri vardır. Tekerlekli yürüteçlerle daha hızlı hareket
edilebilir.Yer ile temasta olan yürümeye yardımcı aleti tutarken dirsek
eklemi 15°-30° fleksiyonda olmalıdır. Sayfa 140 ta Çeşitli hastalıklarda
yürümeye yardımcı aletlerin kullanımı tablo şeklinde var.oraya
bakabilirsiniz.

İş ve Uğraşı Tedavisi
Bu kapsamda yaşlılarda uygun

testler kullanılarak, duyu, algı, motor değerlendirme, el ve kolun
fonksiyonel kapasitesinin ve ince becerilerinin değerlendirmesi ve günlük
yaşam aktivitelerinin değerlendirmesi yapılır.

Cerrahi Tedaviler.
Özellikle yaşlılarda yürüme bozukluğuna neden olan ileri düzeydeki artroz

durumlarında, yapay kalça ve diz eklemi ameliyatları yürümede ve
dolayısıyla günlük yaşam aktivitelerinin gelişmesinde ve yaşam kalitesinin
artmasında yararlı olmaktadır.


 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst