Aöf İktisat Tarihi Ders Notları 5. Ünite

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
İKTİSAT TARİHİ

5.ÜNİTE


MODERN EKONOMİK BÜYÜME

Sanayi Devrimi ile birlikte dünya tarihinde ilk kez nüfus artışı ile hayat standartlarındaki yükselme birlikte gerçekleşmiştir. Sanayi öncesi bir ekonomiyi sanayileşmiş bir ekonomiden ayıran en temel özellik refah ve üretkenlik düzeyinin değişmez olmasıdır.
Sanayi öncesi toplulukların kişi başına gelirlerinde ortaya çıkan değişmeleri belirleyen temel faktör nüfusun artış oranıdır. T. Malthus tarafından ortaya konan modele göre sanayi öncesi toplumlarda doğum oranı kişi başına gelirin artan, ölüm oranı ise düşen bir fonksiyonudur. İki oranın birbirine eşit olduğu bir kişi başına gelir seviyesinde nüfusun sabit kaldığı bir denge kurulur. Artan nüfusun toprak ve doğal kaynaklar üzerinde yarattığı baskı nedeniyle azalan verimler kuralının işlemesi sonucu kişi başına gelirler düşer.
Sanayi Devrimi bu sınırlamayı aşmanın tarihteki tek başarılı örneğini teşkil etmektedir. Böylece nüfus ve hayat standartları arasındaki nüfustaki artışın gelirlerde düşmeye yol açması şeklindeki demir bağ kırıldı. İngiltere’de başlayan ve daha sonra diğer ülkeleri de etkileyen Sanayi Devrimi daha çok insanın daha fazla mal ve hizmet elde etmesini sağlamıştır. Nitekim 1770-1860 arasında İngiliz nüfusu 3’e katlanmasına rağmen gelirler önemli ölçüde yükselebildi.


Simon Kuznets daha önceki büyüme örneklerinden bu önemli farkını vurgulamak için sanayileşmeyi ‘modern ekonomik büyüme’ olarak
nitelendirmiştir.
Sanayi Devrimi, 18. yüzyılda başlayan ve emeğin verimliliğini olağanüstü artırıp kitlesel üretime geçişe imkân veren uygarlık tarihinin en büyük dönüşümlerinden biridir.
**W. S. Jevons’un da ifade ettiği gibi Sanayi Devrimi olarak adlandırılan büyük değişimi ortaya çıkartan bazı elverişli zihni özelliklerin son derece özel nitelikteki maddi kaynaklarla bir araya gelmiş olmasıydı.

SANAYİ DEVRİMİ’NİN AÇIKLAMALARI

1- Sermaye teşkili oranındaki artışı, Sanayi Devrimi’nin nedeni olarak ileri süren bazı iktisat tarihçileri, bu artışı da ya yatırımları teşvik eden düşük faiz oranlarına ya da muhtemel yatırımcılara tesadüfi kazançlar sağlayarak zorunlu tasarruflar yaratan kar enflasyonuna bağlamışlardır. Walt Rostow, yatırım oranının milli gelirin %5’inden yaklaşık %10’una yükselmesini sürekli ekonomik büyümeye geçişin bir ön şartı olarak göstermiştir.
2-Sanayi Devrimi dünya ticaretinde modern zamanlarda meydana gelen artışla açıklamıştır
3-Bilgi birikiminin sınai makinelere ve iş organizasyonuna uygulanması ekonomik verimliliği yükseltmiştir.( Joel Mokyr)
4-Sosyal davranışlarda ortaya çıkan köklü değişmeler Sanayi Devrimi’nin açıklanmasında kullanılan bir başka nedeni oluşturmaktadır.
5-Hukuki ve sosyal çevre doğal çevre gibi maddi gelişmeyi teşvik edici ya da engelleyici rol oynayabilir.
*Bu değişmeler daha çok sanayileşme teknolojik değil, daha çok sosyo-kültürel bir değişim hadisesidir.

SANAYİ DEVRİMİ’NİN ZAMANI

Sanayi Devrimi’nin kronolojisi, iktisat tarihi literatüründe verimli bir tartışma kaynağı olmuştur. Bu tartışmaların asıl amacı temel değişim sürecinin sebepleri, niteliği ve sonuçlarını değerlendirebilmek için İngiliz sanayileşme tarihinin bir kronolojisini çıkarmaktı.
**İngiliz sanayileşme tecrübesini devrim kavramı çerçevesinde ele alan ilk iktisat tarihçisi Arnold Toynbee idi. Ona göre 1750’lerde İngiliz ekonomisinde köklü bir değişim başladı ve bunu 1850’lere doğru tamamlanan hızlı ve genel bir sanayileşme süreci izledi.
**John U. Nef, Sanayi Devrimi’nin başlangıçlarını 16 ve 17. yüzyıllara kadar götürmüştür.
**J. H. Clapham Sanayi Devrimi’nin 1850’lerde değil, daha ileri tarihlerde tamamlandığını ileri sürdü
**Walt W. Rostow Sanayi Devrimi’nin 1783-1802 yılları arasında gerçekleştiğini ileri sürmüştür.(Kalkışa geçtiği dönem)
**1783-1802 döneminde pamuklu ve demir sanayilerinde bazı önemli gelişmeler ortaya çıkmış; kanal inşa hamlesi, toprak çevirme hareketleri ve nüfus artışı hızlanmış ve en önemlisi de dış ticarette önemli
bir sıçrama görülmüştür.

TARIMSAL DEĞİŞMELER

Nüfusun bir bölümünün tarım dışında çalışmasına imkân verecek şekilde bir yiyecek fazlası üretilmesi tarım dışı sektörlerin gelişebilmesinin ön koşuludur. W. Rostow, ekonomik gelişmenin safhalarıyla ilgili teorisinde, tarımsal verimlilikte önemli bir artışın başarılı bir ‘kalkış’ için temel şart olduğunu ileri sürmüştür.
İngiltere’de 17 ve 18. yüzyıllarda eski malikane ilişkilerinde giderek yoğunlaşan değişmeler ortaya çıktı. Açık tarla sisteminin yol açtığı güçlükler ve şehir pazarlarının yarattığı yeni imkânlar geleneksel şekilde tarım yapılan toprakların süratle azalmasına yol açtı. Çevirme işlemleri (enclosure) sonucunda açık tarla sistemi süratle tasfiye olmaya başladı.

1760’tan önce açık tarla sistemiyle ilgili yasa sayısı 130’u aşmıyordu. 1760 ile 1815 arasında bu sayı 1800’e kadar yükseldi. 1700’de İngiltere’nin ekili topraklarının yaklaşık yarısı açık tarla sistemiyle işlenmekteydi. 1830’lara gelmeden çevirme hareketi büyük ölçüde tamamlandı.

Yeni üretim tekniklerinin temel özellikleri sürekli ekim, yeni ürün rotasyon sistemleri ve tarla tarımı ile hayvansal üretim arasında daha iyi bir uyumun sağlanmasıydı.
Tohum ekme makinesi 1700’de yapıldı ve 1730’ların başında yaygın hale geldi. Roma döneminden beri saban dizaynında en büyük gelişme olan ve iki at ve bir insan aracılığıyla toprağın hızlı ve etkin bir şekilde sürülmesini sağlayan Rotherham’ın üçgen sabanı, 4 veya 6 ya da 8 öküz tarafından çekilen ve bir öküz sürücü ile bir sabancı tarafından izlenen geleneksel, yavaş dörtgen sabanın yerini aldı. İlk harman makineleri 1780’lerde yapıldı.
1790-1870 döneminde elle kullanılan araçlar şekil olarak geliştirildi ve tahıllar daha erken biçilmeye başlandı.

***İngiltere’de tarım artan nüfusu ve özellikle de sanayi merkezlerinin kalabalık nüfusunu besleyerek, İngiliz sanayiinin ürünlerine olan satın alma gücünü artırarak, sanayileşmeyi finanse etmek için gerekli kaynağın önemli bir kısmını sağlayarak ve sanayide istihdam edilebilecek bir iş gücü fazlasını serbest bırakarak sanayileşmeye önemli katkı sağlamıştır.

Tarım sektörü başarılı olamasaydı Sanayi Devrimi’nin İngiltere gibi doğal kaynakları sınırlı olan bir ülkede ortaya çıkabilmesi güç olacaktı.

Sınai Teknoloji: Sanayi kesiminde yer alan yönetim, iletişim, bilişim, enerji ve imalata ilişkin bütün teknolojilerdir.

**On yedinci yüzyıl boyunca Hollanda, sanayi ve teknoloji alanında Avrupa’nın lideri durumundaydı. On sekizinci yüzyılda ise İngiltere öncülüğü eline geçirdi.

Yeniliğin Kaynakları

Bir ülkede yeniliklerin hızlanabilmesi için ekonomik teşvik ve teknik imkân en temel koşullardır
Bir buluşun ekonomik önemi üretimde mevcut bir darboğazı kaldırdığı ya da daha önce karşılanamayan bir talebe cevap verdiği ölçüde artar
İngiltere’de 1700-1749 döneminde alınan patentlerin sayısı sadece 287 iken bu sayı 18. yüzyılın ikinci yarısında 1715’e ve 19. yüzyılın ilk yarısında da 10.535’e yükselmişti
İngiliz sanayii metotlarını modernleştirirken yavaşlığıyla dikkat çekmişti. 1780’lerde ortaya çıkan
mekanik enerjiyle çalışan pamuklu dokuma tezgahlarının el tezgahlarının yerini alması için 60 yıl geçti. 1860’lar gibi ileri bir tarihte bile dokuma fabrikaları tüm ölçeklerde buhar gücüne dönmeye henüz başlamamıştı.

Yeniliklerin yaygınlaşmasının önündeki Engeller

1-Bir yeniliğin başkalarınca kullanımını yasaklayan patent hakları,
2-İmalatçıların geliştirdikleri yeni metotları rakiplerinden sır gibi saklamaları
3-Pek çok makinenin başlangıçta yetersiz ve verimsiz olması
4-Eski lonca sınırlamaları
5-hükümetlerin yeni endüstrileri teşvik etmek ya da eskilerini korumak için yaptıkları ayrıntılı üretim düzenlemeleri, uyguladıkları yüksek gümrük tarifeleri

Buharlı Makine

Sanayi öncesi bir ekonomide yararlanılabilir enerji kaynakları kas, su ve rüzgar gücüydü. Bunların hiçbiri modern bir sınai ekonomiyi destekleyebilecek bir şekle dönüşme imkânına sahip değildi. Ortalama bir su ve rüzgar değirmeni 5-10 beygir gücü enerji üretebiliyordu: En karmaşık ve pahalı şekillerinin bile kapasitesi 30 beygir gücünü aşmıyordu.
İlk buharlı makine bir su pompası olarak düşünülmüştü. İngiltere’de sanayide kömür kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte üretimde büyük bir artış oldu.
1550’lerde 200 bin ton olan kömür üretimi 1700’de 3, 1800’de ise 10 milyon tona yükseldi.
Buharlı makine icadı ve geliştirilmesi tamamen bilimsel bir temele dayanan ilk teknolojik yenilikti. Önce 1706’da Thomas Newcomen, kaba ve etkin olmayan bir makine yapmıştı. Bu makinenin en büyük eksiği, yaptığı işe göre yakıt tüketiminin çok fazla olmasıydı.
1760’larda James Watt, Newcomen’in makinesini önemli ölçüde geliştirdi. Birkaç yıl sonra Watt, pistonun karşılıklı hareketlerini dönme hareketine çeviren araçları icat edince buharlı makineler, tekstil fabrikalarının temel güç kaynağı haline geldi.
Buharlı makine, ucuz ve kolaylıkla kontrol edilebilen bir güç kaynağıydı: Kömürden sağlanan kimyasal enerjiyi, mekanik enerjiye dönüştürüyordu.
* Sanayi Devrimi’nin tamamen bilimsel temele dayalı ilk büyük icadı Buharlı Makinadır.

Pamuklu Dokuma Sanayii

Profesör Rostow’un “ilk kalkışta sürükleyici sektör” olarak nitelediği, J. A. Schumpeter’in “İngiliz sanayileşme tarihi tek bir sanayinin tarihine indirgenebilir” derken kastettiği sanayi, pamuklu dokumaydı. Sanayi Devrimi öncesinde önem kazanan ve putting-out sistemi çerçevesinde organize olan dokuma sanayii, finansman ve dağıtım açısından büyük ölçekli sanayiye elverişli bir altyapıya sahipti.
İngiliz yünlü kumaş ihracatı 1770’te İngiltere’nin yerli ürünlerinden yapılan ihracatın yarısını meydana getiriyordu.
İngiliz yerli pamuklu dokumaları koruma altına alınmadığı takdirde Hint pamuklu kumaşları ile kalite ve fiyat olarak rekabet edebilecek durumda değildi. Ham pamuk dışarıdan ithal ediliyordu ve kilosu en iyi İngiliz yününden bile daha pahalıydı.

Pamuklu kumaş sanayii, 17. yüzyılda iş gücünün bol ve bu nedenle ucuz olduğu Lancashire bölgesinde başlamıştı. pamuklu dokuma yeni ve önemsiz bir sanayi kolu olduğundan, diğer sanayilerdeki sınırlayıcı

düzenlemeler ve lonca kontrollerine ve dolayısıyla teknik değişimi engelleyen geleneksel uygulamalara daha az bağımlıydı.
iplik yapma ve gerekse dokuma safhasında iş gücünden tasarruf sağlayacak makineler icat etme çabaları daha 1730’larda başlamıştı.
1733’te John Kay, bir dokuyucunun iki kişinin işini yapmasına imkân veren uçan mekiği icat etti.
1764’te James Hargreaves’in icat ettiği iplik yapma makinesi, mekanik güç gerektirmeyen basit bir alet olmasına rağmen iplik işçisinin verimini önemli ölçüde artırdı. Makinenin ilk şeklinde 8 iğ vardı. Yüzyılın sonunda büyük iplik makineleri 100 ile 120 iğlik bir güce ulaşmıştı.

Pamuklu kumaş alanındaki büyük değişimi sağlayan en önemli yenilik 1769’da

patenti alınan Richard Arkwright’ın su gücüyle çalışan pamuk ipliği makinesi oldu.
İplik yapımı ile ilgili en önemli son yenilik Samuel Crompton’un çıkrık makinesiydi. 1774 ile 1779 arasında icat edilen ve Arkwright ile Hargreaves’in makinelerinin özelliklerini bir araya getiren bu makine, yalnız iş gücünden tasarruf sağlamakla kalmadı; aynı zamanda insani hünerlerin yerini aldı ve nispeten daha hünersiz iş gücü ile daha dayanıklı ve kaliteli iplik üretimine imkân verdi.
1835’te pamuklu dokuma fabrikalarında çalışan işçilerin %48’i kadınlar ve %13’ü 14 yaşın altında çocuklardı.
Yeni makinelerle iplik yapma dalında emeğin verimliliği 18. yüzyıl içinde 150 kat arttı. 1825 yılına gelindiğinde verimlilik artışı 300 katı bulmuştu. Hindistan’da 45 kg pamuğun elle iplik haline getirilmesi 50.000 saatlik çalışmayı gerektirirken İngiltere’de bu süre 1779’da 2.000, 1795’te 300 ve 1825’te de 135 saate indi.
Yüzyıl içinde üretim maliyeti, yüzyılın başındakinin kalın iplikte %2’sine, ince iplikte ise %3’üne indi.
1820-1880 arasında dokuma safhasında iş gücünün verimliliği 12 kata yakın artış gösterdi.

Tarihte ilk kez büyük bir temel sanayi, ithal bir ham maddeye dayalı olarak kurulmuştu.

Pamuklu dokuma ürünleri yalnız pazar için değil, aynı zamanda ham madde için de uluslararası ticarete bağımlıydı.
1793’te Eli Whitney, mekanik çıkrığı icat etti. 1803’te pamuklu ürünlerin ihracatı yünlü ürünler ihracatını aştı. 1870’lerde İngiltere, Hindistan’dan gelen elle imal edilmiş pamuklu ürünlerin ithal
ikamesi sürecini tamamlamıştı.

Demir Sanayii

18. yüzyılın son çeyreğinde teknolojisi önemli ölçüde değişen bir diğer İngiliz sanayi kolu demir sanayii idi. Demir sanayiindeki değişmeler pamuklu dokumada olduğundan daha az radikaldi. Çünkü dokuma sanayii hem teknolojik ve hem de kurumsal olarak değişti ve ev içinde elle yapılan bir üretim tipi giderek kapitalist bir fabrika sistemine dönüştü. Oysa demir sanayii daha önce de kapitalist olarak organize olmuştu.
Demir alanındaki değişmenin pamuklu dokuma sanayiinden ayrılan bir diğer özelliği de yerli ham maddelerin önemini artırmasıdır.
** Demir sanayiinin pamuklu dokumadan bir diğer farkı, talebi dolaylı bir yatırım malı olması ve kısmen bu nedenle esnek olmayan bir talebe sahip bulunmasıdır.
* 18. yüzyılın başlarında demiri kok kömürü ile eritme metodu keşfedildi.
*Demir yapımında kömür kullanmak için ilk patent 1589’da alındı. Benzer patentler 17. yüzyılda da alınmaya devam etti. Onların hiçbiri Abraham Darby’nin kok kömürü ile demiri eritmeyi başardığı 1709’a kadar ticari olarak elverişli bir ürün elde edemedi.

Darby’nin buluşu odun kömürüne dayalı demir sanayii için sonun başlangıcı oldu. 1775’ten sonra odun kömürüyle işleyen tek bir ocak inşa edilmedi. İngiltere, demir üretimi için azalan odun kömürü arzına bağımlı olmaktan kurtulmuştu. Darby’nin tekniğinin yaygınlaşmasıyla demir, daha ucuz olarak üretilmeye başlandı. 1760’da 30.000 ton olan demir üretimi 19. yüzyılın ilk on yılında yıllık olarak çeyrek milyon

tonun üzerine çıktı. Bir bütün olarak demir sanayiinin İngiliz milli geliri içindeki payı % 6’ya yükselmişti. Bu rakam 1760’larda %1 ya da 2 civarındaydı.
** Demir sanayii, İngiliz sanayileşmesinde hem geniş kapsamlı hem de teşvik edici önemli bir rol oynadı.

ULUSLARARASI TİCARETİN KATKILARI

Uluslararası ticaret, İngiltere’nin sanayileşmesine büyük katkılarda bulunmuştur. Bu katkılar
• Dış ticaret, İngiliz sanayiinin ürünlerine talep yarattı.
• İngiltere artan nüfusu ve sınırlı doğal kaynakları nedeniyle sanayi ürünleri ile karşılığının ödenmesi gereken büyük miktarlarda yiyecek ve ham madde ithal etmek zorundaydı.
• Uluslararası ticaret, yoksul ve az gelişmiş ülkelere İngiliz mallarını satın alma gücünü sağladı.
• Uluslararası ticaret, sınai ve zirai gelişmeyi finanse etmeyi kolaylaştıran ekonomik bir fazla yarattı.
• Uluslararası ticaret dış ticaretin olduğu kadar ülke içi ticaretin de gelişmesinde etkili olan kurumsal yapı ve iş ahlakının doğmasına yardımcı oldu.
• Uluslararası ticaretin genişlemesi büyük şehirlerin ve sanayi merkezlerinin gelişmesinin ana nedeniydi. Londra, Liverpool, Manchester ve Glasgow büyümelerinin önemli bir kısmını dış ticarete borçluydular.
**Uluslararası ticaret İngiliz ekonomisini kaynak sınırlamalarından kurtararak ve sanayi için gerekli girdi fiyatlarının yükselmesine engel olarak sürekli iktisadi büyümeyi sağladı. İngiltere dış ticarete kapalı olsaydı sanayileşmesini sürdürmesi mümkün olamazdı.

SANAYİ DEVRİMİ’NİN SONUÇLARI

• Nüfus çok hızlı oranda artmaya başladı.
• Batı dünyası geçmişte benzeri olmayan bir hayat düzeyine ulaştı.
• Batı dünyasında tarım hakim ekonomik faaliyet olma özelliğini yitirdi.
• Batı dünyası bir şehir toplumu haline geldi.
• Sürekli teknolojik değişme bir kural haline geldi.
• Gelir ve servet dağılımında önemli değişmeler oldu.
• Ekonomik faaliyet aile içi veya mahalli kullanımlardan çok ülke çapında ve uluslararası pazarlar için üretime doğru ihtisaslaşmaya yöneldi.
• Toprak dışındaki üretim araçları yani sermaye sahipliğinin ya da bu araçlarla ilişkinin belirlediği yeni sosyal ve mesleki sınıflar doğdu.
--Sanayi öncesi bir ekonomide faal nüfusun %60-80 arasında değişen bir bölümü tarımda çalışmak zorundadır. Oysa sanayileşmiş bir ülkede faal nüfusun %5 ile 10’undan da azı tüm nüfusun yiyecek ihtiyacını karşılayabilmektedir.
* Arnold Toynbee’ye göre Sanayi Devrimi’nin başlangıç tarihi 1750 dir.
* “Nef” Sanayi Devrimi’nin başlangıcını, 16’ıncı ve 17’inci yüzyıllara kadar götürmektedir.
* Sanayi Devrimi’ni İngiltere’nin dış ticaretinin sıçrama gösterdiği tarih 1780 dir.
* Eli Whitney in buluşu Amerikan pamuğunun ayıklanmasında köle emeğinin yerine geçmiştir.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst