Aöf İktisat Tarihi Ders Notları 6. Ünite

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
İKTİSAT TARİHİ

6. ÜNİTE

19. Yüzyılda Ekonomik Değişmeler

Nüfus Artışı
On dokuzuncu yüzyılda dünya nüfusu % 70 artış göstererek 978 milyondan 1.650 milyona yükseldi. Yüz yıl içinde Asya’nın nüfusu üçte bir, Afrika’nın nüfusu dörtte bir oranında artarken Avrupa nüfusu iki katından fazla artarak 208 milyondan 430 milyona yükseldi. Böylece Avrupa nüfusunun dünya nüfusu içindeki oranı %21.2’den %26.8’e yükseldi. Ayrıca kitle halinde göçlerle Avrupalılar Latin Amerika, Avustralya ve Okyanusya’nın nüfusunun 3, Kuzey Amerika’nın nüfusunun ise 13 kat artmasına neden oldular.
19. yüzyıldaki bu hızlı nüfus artışının temel nedeni ortalama hayat süresinin uzamasıydı. Yüzyıllarca 30 yılda sabit kalan Batı insanının ortalama hayat süresi 40’a yükseldi.
Hayat süresindeki bu artış beslenme, sağlık ve özellikle de hijyen şartlarında orta ya çıkan köklü değişmelerden kaynaklanıyordu.
19. yüzyılda Avrupa’nın en önde gelen sanayi ülkeleri olan İngiltere ve Almanya’da nüfus her yıl %1 artıyordu. Avrupa’nın en az sanayileşmiş ülkelerinden biri olan Rusya, Avrupa ülkeleri içinde %2 ile en yüksek nüfus artış oranına sahip ülkeydi. Bu rakamlar sanayileşme ile nüfus artışı arasında bir paralellik olmadığını göstermektedir.
Ucuz ulaşım aynı zamanda göç hareketlerini de hızlandırdı. 1815 i1e 1914 arasında 60 milyon insan Avrupa’dan ayrıldı. Avrupa içinde ülkeler arası göç hareketleri de oldu.

Şehirleşmenin Hızlanması

Sanayi ile birlikte göçlerle şehirleşme arttı, Şehirleşmeyle birlikte ortaya çıkan diğer bir önemli gelişme de büyük şehirlerde yaşayan nüfusun artışıydı.
Tarihsel olarak şehirlerin büyümesinin önündeki ana engel şehirli nüfusun temel
ihtiyaçlarının karşılanmasındaki güçlüklerdi.
1800’de Avrupa’da 100.000’den fazla nüfuslu 20 şehir bulunuyordu. 1900’de ise Avrupa ve Kuzey Amerika’da bu büyüklükte 150 şehir vardı ve 1950’de bu sayı 600’den fazlaydı.

Sosyal Yapıda Değişmeler

Sanayileşme ve şehirleşme, nüfusun sosyal özelliklerinde de değişmelere yol açtı.
Orta Çağda Avrupa toplumu üç sınıfa ayrılmıştı: Asiller, din adamları ve sıradan halk.
*Sosyal piramidin tepesindeki toprak sahibi yönetici sınıf içinde asiller ve yüksek din adamları yanında soylu olmayan kişiler de bulunuyordu.
* Sosyal piramidin ikinci tabakasında büyük tüccarların, yüksek devlet memurları ile avukat ve noter gibi
meslek sahiplerinin yer aldığı üst orta sınıf bulunuyordu.
* Daha aşağıdaki alt orta sınıfa esnaf ve sanatkar, perakendeci tüccar ve bağımsız küçük çiftçiler giriyordu. Piramidin en altını ise kiracı çiftçilerle hizmetkarlar ve tarım işçileri oluşturuyordu.
**Yüzyıl içinde Avrupa ülkelerinde orta sınıflar önemli güç ve prestij kazandı. 19. yüzyılda köylüler sınıf olarak en kalabalık gruptu.
On dokuzuncu yüzyılın başında nüfusun oldukça küçük bir bölümünü oluşturan şehirli işçi kesimi büyük bir sayısal üstünlük kazandı. Bu sınıfa ait grupların aralarında önemli farklar bulunmakla birlikte, ortak özellikleri geçimlerini sağlamak için emeklerini satmak zorunda olmalarıydı.
19. yüzyılda sanayileşmenin yol açtığı sosyal yapıyla ilgili bir diğer değişme de eğitimin yaygınlaşmasıydı. Batı Avrupa ülkeleri, 1850’lerde %70-80’lere varan bir okuryazarlık oranına sahipti. 1900’lerde, bu oran %90’ları aşmıştı. İspanya, İtalya ve Rusya gibi daha düşük ölçüde sanayileşmiş ülkelerde ise, okuryazarlık oranı 1850’lerde %10-20 arasında iken 1900’lerde %30-50’lere yükselmişti.
** Fransız İhtilali’nden sonra bedava eğitim fikri ve uygulaması Avrupa’da yaygınlaştı.

TAŞIMA VE HABERLEŞME ALANINDAKİ GELİŞMELER

1-Sosyal Sabit Sermaye Yatırımları
2- Demiryolları
3- Buharlı Gemi Taşımacılığı
4- Haberleşme Alanındaki Gelişmeler

Sosyal Sabit Sermaye Yatırımları

Sanayileşmiş bir ekonomiyi, sanayi öncesi bir ekonomiden ayıran en önemli özelliklerden biri de daha zengin bir sermaye stokuna sahip olmasıdır. Bu ‘sosyal sabit sermaye’nin büyük bölümü limanlar, yollar, köprüler, kanallar, demiryolları gibi taşıma tesislerine yatırılmış sermayeden oluşur. Yollar ve kanallar 18. yüzyılın ikinci yarısı ile 19. yüzyılın başlarında çoğu Avrupa ülkelerinde sürekli bir gelişme gösterdi.


Demiryolları
1830’da ilk başarılı buharlı tren demiryolu açıldı. Buharlı lokomotif 19. yüzyılda sanayileşmenin yalnız sembolü değil, aynı zamanda onun en önemli aracıydı. Demiryolları ucuz, hızlı ve güvenilir bir taşıma
imkânı sağlamakla kalmadı; demir, kömür, kereste, tuğla ve makinelere yarattığı taleple bunları sağlayan sanayilere önemli bir teşvik unsuru oldu.
**Demiryollarından önce sanayileşmenin ana engeli taşıma sisteminin yetersizliğiydi.
1840’lardan sonra demiryolları, İngiltere’nin başlıca şehirlerini birbirine bağlar hale geldi.
İngiliz tecrübesinde ilginç olan bir husus, ulaşım sistemine yönelik yatırımların tamamının yerli özel teşebbüs tarafından yapılmış olmasıdır. Demiryollarının %70’i özel teşebbüse aitti. Özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika oldukça yoğun bir demiryolu şebekesi ile kaplanmıştı.
Demiryollarının insanlar tarafından inşa edilmesi, pratik mühendislik problemlerine bilimin uygulanmasını temsil etmesi, bir kitle pazarını beslemesi ve uzun bir zaman ufkunu dikkate alan büyük sermaye harcamasını içermesi Sanayi Devriminin özünde de olan özelliklerdi.
Demiryolları sermaye-yoğun yatırımlar olduğundan 19. yüzyılda uluslararası sermayenin en önemli ilgi alanlarından biriydi.

Buharlı Gemi Taşımacılığı

* İlk başarılı buharlı gemi l807’de yapıldı, fakat uzun yıllar kısa mesafeler arasında kullanılabildi:
* l840’larda buharlı gemiler, insan ve posta taşıma aracı olarak yelkenli gemilerin yerini almaya başladı. Ancak bu gemilerde makineler ve kömür çok yer kapladığından, 19. yüzyılın sonlarına kadar yelkenli gemiler çok uzak mesafelerde yük taşıma aracı olarak üstünlüklerini korudular. Britania adlı yolcu gemisi Atlantik’i geçmek için 640 ton kömür kullanırken yalnızca 225 ton yük taşıyordu.
* 1870’lere doğru buharlı gemilerde makineler küçültüldü ve kömür tüketimleri azaltıldı.
* 1869’da Süveyş ve 1914’te Panama kanallarının açılması okyanuslarda mesafeleri önemli ölçüde kısalttı. Süveyş Kanalı sayesinde İngiltere ile Bombay arasındaki mesafe 10.667’den 6.224 mile düştü.
* Taşıma alanındaki bu gelişmelerin bir başka önemli sonucu, sermaye tasarrufu sağlamasıydı.

Haberleşme Alanındaki Gelişmeler

Hindistan’dan bir haberin İngiltere’ye ulaşması altı ayı buluyordu. 1844’te telgrafın icadından sonra kısa sürede Amerika ve Avrupa’daki büyük şehirlerin önemli bir bölümü telgrafa birbirine bağlandı. l866’da Kuzey Amerika ile Avrupa arasında anında haberleşme imkânı doğdu. l876’da patenti alınan telefon, haberleşmede önemli bir adım oldu. l895’te telsiz haberleşme mümkün hale geldi. 1891’de Japonya’daki Nobi depremi bir gün sonra Londra’daki gazetelerde haber olarak yer aldı.
Londra ve Şikago’daki fiyatlar dünyanın her tarafında alınan kararlar üzerinde etkili olmaya başladı.

Bilimsel Tarım ve Verimlilik Artışı

Bilimsel tarımın gelişmesinden önce gerçekleştirilen en önemli zirai yenilik, toprakların ekili arazi ve çayır olarak ayrılması yerine aynı topraklara sırasıyla tarla ürünleri ve çayır bitkileri ekilmesi uygulamasının başlamasıydı.
Gelişmiş rotasyon sistemlerinin ve hayvan besiciliğinin önünü açan temel gelişme, açık tarla sisteminin tasfiye edilerek tarlaların toplulaştırılmasıydı.
Yeni ürünler, ileri tarım metotları, tohum geliştirme ve hayvan besiciliği çalışmaları ile etkin rotasyon sistemleri, Batı Avrupa’da yiyecek üretiminin büyük ölçüde artmasını sağladı. İki yeni ürün, tarımdaki üretim artışında önemli rol oynadı.
Patates bir dönüm topraktan elde edilebilen ürünün kalori miktarını 4 katına çıkardı.
Şeker pancarı ise insanlar için şeker sağlamakla kalmadı, artıkları ile değerli bir
sığır besi yemi oldu.

**Ucuz ve kalorisi yüksek bir gıda olan patatesin üretiminin yaygınlaşması, şehirlerdeki sanayi işçilerinin reel ücretlerinin düşük tutulmasını sağlamıştır.

**1840’lardan itibaren kimyevi gübreler, Avrupa çiftçisi tarafından yaygın kabul gördü. Zirai teknolojideki bu değişmeler tüm Avrupa’da aynı dönemde benimsenmedi.
1870’lere kadar İngiltere, Almanya, Hollanda, Belçika ve Danimarka zirai gelişmede
önde geliyorlardı.
Güney Avrupa’da Fransa, İtalya ve İspanya’da çeşitli sosyal engeller, bu ülkelerin başka yerlerde başarılan ilerlemelerden tam anlamıyla yararlanmalarını önledi.
*Rusya ve Romanya, 19. yüzyılın ortalarından itibaren Batı Avrupa’ya önemli miktarlarda buğday ihraç etmeye başladılar.
* Fransız İhtilali Fransa’da serfliğe son verirken 1810’da Prusya’da, 1848’de Avusturya’da, 1861’de de Rusya’da serflik son buldu.
**Serfliğin kaldırılmasının uzun dönemdeki sonucu, toprakların köylülerin eline geçmesi oldu.


Zirai Organizasyon
İşletmelerin bu şekilde bütünleştirilmesiyle iki farklı zirai organizasyon tarzı ortaya çıktı.
1-Yüzlerce hektardan meydana gelen büyük çiftliklerin hakim işletme tipi haline geldiği İngiltere ve Kuzeydoğu Almanya’da 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarında pek çok küçük çiftçi ya topraklarından kovuldular ve yığın halinde sanayi şehirlerine göç ettiler ya da büyük çiftliklerde çalışan ücretli işçi durumuna düştüler.
2-Avrupa’nın diğer kısımlarında ise küçük üreticilik yaygınlığını devam ettirdi.

SINAİ TEKNOLOJİ VE ORGANİZASYON

1-Bilim ve Teknoloji İlişkisinin Gelişmesi
Sanayi Devrimi ile birlikte insan sistematik olarak ve bilerek fen bilimleriyle ilgili teorileri, ekonomik üretim süreçlerine uygulamaya başladı. Artık “insan, icat etmenin metodunu keşfetti.”
*Teknolojik ilerlemenin ön şartı Bilimsel ilerlemedir.

2-Enerji Alanındaki Gelişmeler

19. yüzyılda sanayide teknolojik gelişmelerin en önemli alanlarından birisi enerji üretimiydi. Watt’ın patent hakkı 1800’de sona erdiğinde İngiltere’de işleyen buharlı makinelerin sayısı 500’den daha azdı.
İlk önemli gelişme Watt’ın emniyetsiz ve uygulanamaz bulduğu yüksek basınçlı makinelerin icadı oldu.
Elektrik enerjisi üretiminde 19. yüzyılın başlarında önemli gelişmeler oldu. Fakat ekonomik olarak etkin bir elektrik üretiminin gerçekleştirilememesi onun sınai kullanımını engelliyordu. 1873’te hidrolik türbinin dinamoya bağlanması yoluyla elektrik üretilmesi, su kaynakları bakımından zengin fakat kömür yataklarından yoksun bölgelerin enerji ihtiyaçları nı sağlayabilmelerine imkân vererek uzun dönemde önemli sonuçlara yol açan bir buluş oldu.
Elektrik enerjisinin pratik kullanımıyla ilgili de önemli gelişmeler oldu. Elektrikten ilk önce fabrikalarda, mağazalarda ve kamu binalarında aydınlanma amacıyla yararlanıldı. 1879’da elektrik lambası ile elektrikli tramvay icat edildi. Elektrik motorları pek çok sınai kullanım alanı buldu. Elektrikten ısı kaynağı olarak yararlanılmaya başlandı.
Petrol, 19. yüzyılın ikinci yarısında önem kazanan bir diğer enerji kaynağı idi.
Daha önce keşfedilmiş olmasına rağmen petrolün ticari kullanımı 1860’larda başladı.
Benzin veya mazotu yakıt olarak kullanan içten yanmalı motorlar
Fransız Armand Peugeot, Louis Renault ve Andre Citroen, İngiliz William Morris ve Amerikalı Henry Ford gibi müteşebbislerin elinde 20. yüzyılın en büyük sanayi kollarından birinin doğuşunu mümkün kıldı.

3-Kimya Sanayiinin Doğuşu ve Etkileri

19. yüzyılda ticari kullanıma yönelik pek çok yeni maddenin üretimine başlandı. Kimya sanayii, yeni ürün ve süreçlerin doğuşuna öncülük etti. Suni soda, sülfürik asit ve dokuma sanayiinde kullanılan pek çok kimyevi madde daha önce ortaya çıkmıştı. 1856’da bir İngiliz kimyacısı, mor boyayı elde etti
Kimya sanayii tarımı da etkiledi. Toprağın bilimsel olarak incelenmesi, daha gelişmiş tarım tekniklerine ve suni gübrelerin doğuşuna yol açtı.

3-Kimya sanayinin gelişmesi organik üretim sistemlerinin yerini modern dünyanın inorganik üretim sistemlerine bırakmasına neden oldu. 1800 öncesinde organik yöntemler kullanan tarım sektöründe üretilmekteydi.

Organik üretim sisteminde üretimi sınırlayan önemli bir faktör, kullanılan girdinin uzun dönemde aynen geri kazandırılmasının zorunlu olmasıydı.
Metalürji Alanında Gelişmeler
On sekizinci yüzyılın büyük kimyacısı Antoine Lavosier’ye atfedilen kimya devriminden sonra çinko, alüminyum, nikel, magnezyum ve krom gibi pek çok yeni maden keşfedildi
**Metalürji alanındaki ana değişme çeliğin ucuzlaması ve bunun sonucu olarak kullanımının yaygınlaşmasıydı.
**1856’da Henry Bessemer adlı bir İngiliz mucit, eritilmiş demirden doğrudan çelik üretme metodunun patentini aldı.
*1865’te 0.5 milyon tondan az olan çelik üretimi, Birinci Dünya Savaşı arifesinde 50 milyon tona yükseldi.

Sınai Organizasyonda Değişmeler

Makineleşme sınai organizasyonu da etkiledi. Enerjiyle çalışan makinelerin yaygınlaşması ile fabrikalar sınai organizasyonun hakim şekli oldu.
1830’lardan sonra fabrikalar ve kitle üretimi, tekstil ve metalürji sanayilerinden diğer alanlara yayıldı.
Sanayileşme, sabit sermayenin önemini artırdı.


Sınai organizasyonla ilgili diğer bir gelişme, ilk sınai gelişme safhalarını karakterize eden ortakların tüm mal varlıklarıyla borçlardan sorumlu olduğu anonim ortaklıkların ve kişisel Firmaların yerini sınırlı sorumluluğa dayalı şirketlerin almasıydı.
Holdingler ve benzeri şirket türleri, 19. Yüzyılın sonuna doğru sınai birleşmeler ve kartellerce yürütülen teşebbüslerin merkezi mali denetimini sağlamak amacıyla kuruldu. Bu durum bankerlerin elinde büyük bir ekonomik gücün toplanmasına yol açtı. Böylece imalatın teknik yönünü iyi bilen, fabrikalardaki çalışma şartlarını yakından tanıyan müteşebbisin yerini sanayi ile yalnızca mali bir bağa sahip olan ve başarıyı bilançolardaki kar rakamlarına bakarak değerlendiren insanlar aldı.

Sanayileşmeye uyum, yalnızca sanayi idarecilerinin bir çabası değildi. İşçiler de

işverenlerle pazarlıklarda çıkarlarını korumak için örgütlenme yoluna gittiler
19. yüzyılın ilk yarısında sendikalara karşı resmi tavır üç safhadan geçmiştir
1-İlk safha baskı ve yasaklama dönemiydi.
2-İkinci safhada hükümetler sendikalara sınırlı ölçüde hoşgörü gösterdiler
3-Son safhada çalışan insanlara örgütlenme ve toplu faaliyetlerde bulunma hakkı tanındı

**Sınai şartlara farklı bir uyum hareketini de kooperatifçilik temsil ediyordu. Danimarka gibi ülkelerde, kooperatifler tüm ekonominin hakim unsuru haline geldi.

--Avrupa’nın kanlı tarihinde nispi bir barış dönemi olan 1815-1913 yılları arası dünya ekonomisinin ilk küreselleşme dalgasına şahit oldu.
--19. yüzyılda hızla ve büyük ölçüde arttı. Bir bütün olarak dünyanın 1913’teki kişi başına ticaret hacmi 1800’de olduğunun 25 katıydı. On dokuzuncu yüzyıl boyunca Avrupa, dünya ticaretinin %60’ına hükmetti.
--En hızlı büyüme 1840’ların başları ile 1873 arasında meydana geldi.
--1820’de dünya ihracatının gayrisafi hasılaya oranı yalnızca %1 düzeyinde iken bu oran 1870’te
%4.6’ya ve 1913’te de %7.9’a yükseldi
**Yirminci yüzyılın başlarında artık bütünleşmiş bir dünya ekonomisinden söz etmek mümkündü ve Avrupa bu sistemin dinamizm merkezini oluşturuyordu.
Uluslararası Ticaretin Serbestleşmesi
19. yüzyılın başında uluslararası ticaretin serbestçe cereyan etmesinin önünde biri tabii, diğeri suni iki engel bulunuyordu.


**Yüksek taşıma maliyetlerinden kaynaklanan tabii engeli, demiryolları ile deniz taşımacılığında meydana gelen ilerlemeler haŞşetti. İthalat ve ihracat üzerine konan tarifeler ve bazı mallara uygulanan ithalat yasakları gibi
**Suni engeller ise yüzyılın sonunda bazı ülkelerde korumacılığa dönüş daha yüksek tarife uygulamalarına yol açmış olmakla birlikte azaldı, hatta tamamen kayboldu.
**Serbest uluslararası ticaret için Şkri temeller 19. yüzyıl öncesinde atılmıştı. Bu alanda en önemli düşünsel katkıyı, ülkeler arasındaki mutlak üretim maliyetlerinin farklılığından hareket ederek kişiler arasında olduğu gibi milletler arasında da iş bölümü ve ihtisaslaşmanın yararlı olacağını belirten A. Smith yaptı. Daha sonra David Ricardo, mukayeseli üstünlük teorisiyle modern uluslararası ticaret teorisinin temelini attı.
**1846’da Hububat Yasaları, 1849’da Denizcilik Yasaları iptal edildi

Serbest ticarete doğru ikinci bir adım, 1860 tarihli Fransız-İngiliz anlaşmasıyla atıldı. Anlaşmaya göre İngiltere şarap dışında Fransız mallarına uyguladığı tarifeleri kaldıracak, Fransa ise İngiliz dokuma ürünlerinin ithaline izin verecek ve uyguladığı tarifeleri indirecekti. Bu anlaşmanın önemli bir özelliği “en çok korunan millet olma” ilkesinin benimsenmesiydi.

1860’larla 1870’ler arasında pek çok Avrupa ülkesi en çok korunan millet olma ilkesini içeren karşılıklı ticaret anlaşmaları yaptılar. Böylece Avrupa tam bir serbest ticarete oldukça yaklaşmış oldu.
Uluslararası Ekonomik Bütünleşme ve Sonuçları
Uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi ve okyanus ötesi taşıma maliyetlerindeki büyük düşüşler uluslararası ekonomik bütünleşmeyi hızlandırdı
Dünya ekonomisinin bütünleşmesi uluslararası ticaret konusu olan malların niteliğinde de önemli bir değişimi beraberinde getirdi
Uluslararası ekonominin bütünleşmesinin diğer bir sonucu ülkeler arası Fiyat dalgalanmalarının paralellik kazanmasıydı.


1873’ten sonra birkaç yıl süren bir canlanmanın ardından Viyana ve New York borsalarında mali bir panik baş gösterdi ve süratle diğer sanayi ülkelerine yayıldı. Bunu izleyen Şyat düşüşleri 1890’ların ortalarına, hatta sonlarına kadar devam etti ve 1930’larda görülen Büyük Bunalım’a kadar en büyük ekonomik felaket olarak bilindi.
Güney Afrika’da, Alaska’da, Kanada’da ve Şikago’da yeni altın keşifleri fiyat eğilimlerini tersine çevirdi
1870’lerin ekonomik krizini izleyen depresyon, sınai dönemin en şiddetli ve en yaygın bunalımıydı.
**İlk kez 1879’da Almanya’da sanayi ve tarıma koruma sağlayan yeni bir gümrük tarifesi yasası kabul
edildi. Bu koruyuculuğa dönüşün ilk önemli adımı oldu.
**İngiltere, Hollanda, Belçika ve Danimarka gibi ülkeler serbest ticaretten vazgeçmediler.
Depresyon: Devri hareketlerin alçalma döneminde, ekonomik faaliyet hacminin düştüğü, toplam talebin tam istihdam seviyesinin altında kaldığı dönemdi.
-1913’te 1750’ye göre uluslararası mal piyasaları daha bütünleşmişti
-Uluslararası gelir eşitsizliği 19. yüzyıl boyunca önemli ölçüde arttı
-1820’de dünyanın en zengin bölgesi olan Batı Avrupa’nın kişi başına geliri dünya ortalamasının %81 üzerindeydi.(Afrikanın 3 katı)

Sömürgeciliğin Hızlanması

-Sanayileşme ekonomik eşitsizlikle birlikte mevcut politik ve askeri asimetriyi de büyüttü:
-19. yüzyılın sonlarında sömürgecilik faaliyetlerinin hız kazanmasının nedenleri çok çeşitlidir. Emperyalizm teorisi sömürgecilik faaliyetlerini kapitalist ülkelerin ekonomik ihtiyaçları ile açıklamıştır.
-Öte yandan sömürgelerin üretim fazlaları için bir Pazar oluşturma potansiyelleri nüfusun seyrekliği ve yoksulluğu nedeniyle oldukça sınırlıydı.
-Sömürgelerin kapitalist ülkelerin sermaye fazlaları için bir yatırım alanı olarak önemi de iddia edildiği kadar büyük olmamıştır. Dönemin en fazla sermaye ihraç eden ülkesi İngiltereydi
-Rusya, İtalya, İspanya, Portekiz, Japonya ve ABD gibi diğer kapitalist ülkeler borç alan ülke konumundaydı.

**1914’te dünyanın en fazla dış yatırıma sahip ülkesi İngiltere’ydi.(Londra) Sermaye ihracında dünya ikincisi Fransa (payı %20), üçüncüsü ise Almanya (payı %13) idi.

**Sermaye ihracı, siyasi kontrol kurmanın bir aracı olarak da kullanılıyordu. Ortadoğu ve Balkanlar, Avrupa hükümetlerinin siyasi müdahalelerine maruz kalan başlıca bölgelerdi.
1760’larda Fizyokratlar ekonomik serbestliğin ve rekabetin yararlarından söz etmeye başlamışlardı. 1776’da Adam Smith, kişisel ekonomik özgürlüğü savunduğu Milletlerin Zenginliği adlı kitabını yayınladı.
Ekonomik liberalizm, serbest ticaret yanında ekonomide devletin rolünün azaltılmasını da öngörüyordu. Devlet yalnızca toplumu şiddet ve istilaya karşı korumalı, adalet hizmetlerini yerine getirmeli ve kişilerin ilgi göstermeyeceği bazı kamu işlerini yürütmeliydi.
Laissez-faire olarak adlandırılan bu ekonomik felsefeye göre tüm kişiler, özellikle de müteşebbisler ceza yasalarının suç saydığı eylemler dışında herhangi bir resmi sınırlamayla karşılaşmaksızın menfaatleri peşinde serbestçe koşma özgürlüğüne sahip olmalıydı.


**Adam Smith, kişisel teşebbüse konan sınırlamaların kaldırılması halinde ekonomide rekabetin artacağını ve bunun da milletleri zenginleştireceğini belirtiyordu.
l846’da Hububat Yasaları’nın kaldırılmasıyla İngiliz tarımının devlet tarafından korunması sona ermiştir
Kıta Avrupa’sındaki devletçi geleneğin en çarpıcı örneği ise Almanya idi. Alman hükümetinin idari geleneği İngiliz hükümetinden çok farklıydı.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst