Özet Ünite 1: Bilim Felsefesi Nedir?

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Giriş
Bilim felsefesi, gözlem ve/veya deneye dayalı bilimleri inceleyen felsefe dalıdır. Gözlem ve/veya deneye dayalı
olmayan matematik gibi biçimsel bilimleri inceleyen felsefe dallarını, örneğin matematik felsefesini, bilim
felsefesinin dışında tutuyoruz. Gözlem ve/veya deneye dayalı bilimler, bir yandan fizik, kimya, biyoloji gibi doğa
bilimleri, öte yandan sosyoloji, psikoloji, tarih gibi sosyal bilimlerdir. Tüm bu bilimleri ortak yönleri açısından ele
alan bilim felsefesine genel bilim felsefesi, fizik felsefesi, biyoloji felsefesi, sosyoloji felsefesi, psikoloji felsefesi
gibi tek tek bilimleri konu edinen bilim felsefelerine de özel bilim felsefeleri denir. Bu kitapta yalnız genel bilim
felsefesinin ana konularını irdeleyeceğiz. Bundan böyle “bilim” terimini gözlem ve/veya deneye dayalı tüm
bilimlerin ortak yönü anlamında, “bilim felsefesi” terimini de “genel bilim felsefesi” teriminin kısaltması olarak
kullanacağız. Bilim felsefesinin anlamını açıklamak için konusunu, amacını ve yöntemini incelemek gerekir.
Bilim felsefesinin konusu yukarıda tanımlandığı anlamda bilimin kendisidir.


Bilim felsefesinin amacı, konusu olan bilimin ne olduğunu araştırıp ortaya koymaktır. Dikkat edilirse bu işlevi
bilimin kendisi yapmaz. Bu bilim felsefesinin görevidir. Gerçi bilimin ne olduğunu araştıran büyük bilim insanları
olmuştur; ama bunu yaparken bilim insanı olarak değil bilim felsefecisi olarak bu işi yürütmüşlerdir. Bilim felsefesinin yöntemine gelince, bir yandan mantıksal çözümleme öbür yandan bilim tarihinin verilerinden yararlanmadır.
Bilim felsefesinde incelenen her kavram ve sorunun ontolojik, epistemolojik ve metodolojik olmak üzere üç ayrı boyutu vardır. Ancak bilimin konusuna ilişkin kavram ve sorunların ontolojik, amacına ilişkin olanların
epistemolojik, yöntemine ilişkin olanların da metodolojik boyutunun işlevi ağır basar. Bilimin Konusu
Bilgi üretmeyi amaçlayan bir uğraş olan bilimin konusu, üretilmek istenen bilginin konusu olan varlıklardır. Bu
varlıklar, evrende şimdiki zamanda varolan, geçmişte varolmuş ve gelecekte varolacak tüm somut nesneler ve
olaylar ile bunlara ilişkin olgulardır. Somut nesneler, kitleler ile bireylere ayrılır. Olaylar, belli zamanlarda somut nesnelerdeki değişimler ile aralarındaki etkileşimlerdir.


Olgular, doğru olan önermeleri doğru kılan varlıklardır. Her önermenin karşılığı olan bir durum bulunur. Olgu,
gerçek olan durum demektir. Gerçek olmayan duruma salt-olanaklı durum denir. Bir önermenin doğru olması, karşılığı olan olgunun gerçek olması demektir. Ancak bilim, konusu olan varlıkları tüm somutlukları ile incelemez. Bilimin asıl konusu, bu varlıklardan soyutlama ve idealleştirme yoluyla elde edilen nesne dizgeleridir. Her bilim dalı, konusu olan somut nesnelerin tüm özellikleriyle değil, yalnızca kendi ilgi alanlarına girenleri yönünden inceler. Böylece incelenen somut nesneler, bilim dalının ilgi alanı dışında kalan tüm özelliklerden soyutlanırlar. Belli bazıözelliklerden soyutlanmış olup, kalan özellikleri ise idealleştirilmiş somut nesnelere nesne dizgesi (ya da fiziksel dizge) denir. Herhangi bir bilim dalındaki gözlem ve deneyler, o bilim dalına özgü nesne dizgelerinin özelliklerini saptamayı amaçlar.

Bilimin Amacı Bilimin amacı, konusu olan varlıklar üzerine sağlam bilgi vermektir. Bu tür bilgiye bilimsel bilgi denir. Bilimsel bilgi nesnelere ya da olaylara ilişkin olguların bilgisidir. Olguların yalın ve yalın-olmayan olgular olmak üzere

ikiye ayrıldığından söz etmiştik. Bilimde bir yalınolmayan olgu türü olan tümel-koşullu olgunun özel bir önemi varıdır. Tümel-koşullu doğru bir önermenin karşılığı olan tümel-koşullu olgu evrende bir düzenliliktir. Örneğin, tüm metallerin yeterince ısıtıldığında genleşiyor olması böyle bir düzenlilik olup, bilim diline ait olan “Tüm metaller yeterince ısıtıldığında genleşir” önermesi ile dile getirilir. Genel olarak bilim dilinde ilkece herhangi bir olguya karşılık bu olgunun doğru kıldığı bir önerme bulunmalıdır. Bunun için bilim dilinde bu olgunun yapıtaşları olan nesneler, özellikler ve bağıntıları gösteren terimler, yani sırasıyla nesne-adları ya da tekilbetimlemeler (tekil terimler), özellik terimleri ve bağıntı terimleri (yüklemler) bulunmalıdır. Bilim felsefesinde, gerek bilim dilinden, gerekse bilim dilindeki ifadelerin gösterdiği (dil-dışı) varlıklardan söz etmek için bir üst-dil kullanılır. Bilim insanları ilgi alanlarına ait herhangi bir (yalın veya yalın-olmayan) bir olgunun bilgisine eriştiklerinde, bu olgunun karşılığı olduğu bir bilimsel önermeyi ortaya koymalıdırlar. Bir önermenin karşılığı olan bir olgu bulunursa önermeye doğru, bulunmazsa yanlış denilir. Bilimsel önermenin bir olgunun bilgisini ifade edebilmesi için genel epistemolojinin aşağıdaki üç koşulunu yerine getirmesi gerektiği ileri sürülebilir:


*Kabul koşulu: Önerme, ilgili bilim insanları topluluğunca kabul edilmelidir.
*Gerekçelendirme koşulu: Önermenin kabul edilmesi gerekçelendirilmelidir.
*Doğruluk koşulu: Önerme doğru olmalıdır.


Bu üç koşulun şöyle bir semantik önkoşulu olduğunu söyleyebiliriz: Kabul edilen önermede geçen her terimin
belirsizlikten arındırılmış bir tek anlamı olup, ilgili bilim insanları topluluğunun her üyesince tam olarak bilinmeli
ve bu anlam iletilebilir ve paylaşılır olmalıdır.

Kabul koşulu; Bilim insanlarının bir bilimsel önermeyi kabul etmeleri, bu önermeyi bilimsel çalışmalarında

kullanmaya, daha açık olarak, her türlü bilimsel çıkarımların öncülleri olarak kullanmaya karar vermeleri demektir. Dikkat edilirse yeni olguların bilimsel kestirimi ile bilinen olguların bilimsel açıklaması, bilimsel çıkarımların sonucudur. Bilim insanları kullandıkları bilim diline ait her gözlem önermesini değil, yalnız bilimsel çalışmaları için yararlı olacağını düşündükleri sınamayadeğer gözlem önermelerini sınamak amacıyla geçici olarak kabul ederler. Sınama sonucunda doğrulanan gözlem önermeleri kalıcı olarak kabul edilir, başka bir deyişle o zaman anında bilim insanları topluluğunca kabul edilen önermeler dağarcığına eklenirler. Gözlem- önermesi-olmayan bilimsel önermelerin, özellikle düzenlilik ifade eden tümel-koşullu bilimsel önermelerin, kabulüne gelince; bilim insanları, gene kullandıkları bilim diline ait her gözlem-önermesi-olmayan önermeyi değil, yalnız bilimsel çalışmaları için yararlı olacağını düşündükleri sınamaya değer gözlem-önermesi-olmayan önermeleri sınamak amacıyla kabul ederler.Gerekçelendirme koşulu; metodolojik ve epistemolojik olmak üzere iki ayrı açıdan ele alınabilir: Metodolojik açıdan bakıldığında, bilim felsefesinin amacı, bilim insanlarının kabul ettikleri bilimsel önermelerin bilimsel gerekçelerini araştırıp gün ışığına çıkarmaktır. Bu gerekçeler gözlem önermeleri ile öbür bilimsel önermeler için farklıdır. Nitekim kabul edilmiş bir gözlem önermesinin kabulünün bilimsel gerekçesi, o önermenin gözlem ve/veya deneyle doğrulanmış olmasıdır. Öte yandan t gibi bir zaman anında kabul edilen gözlem- önermesi-olmayan bir bilimsel önermenin kabulünün gerekçelendirilmesi ilk bakışta şöyle betimlenebilir. İlgili bilim insanları topluluğu, t zamanında belli bir bilimsel yöntemi ve bu bilimsel yöntem gereği geçerli olan çıkarım kuralarını benimser. Bu kuralların bazıları tümdengelimsel mantık kuralları olmakla birlikte, bazıları öyle değildir. Nitekim gözlem ve/veya deneye dayanan bilimlerde kabul edilen gözlem-önermesi-olmayan önermelerinin birçoğu, doğrulanmış gözlem önermelerinin tümdengelimsel değil, tümevarımsal sonuçlarıdır. Tümevarımsal çıkarım, tümdengelimsel olmayan bir çıkarımdır.
Epistemolojik açıdan kabul edilen her bilimsel önermenin gerekçesini oluşturan bilimsel pekiştirmenin bu önermeyi
güvenilir kılıp kılmadığı araştırılır. Bu ise bilim metodolojisi çerçevesinde önerilmiş çeşitli bilimsel pekiştirme yöntemleri ve çıkarım kurallarının güvenirliğinin araştırılması işlevine indirgenir. Güvenirliğin ölçütleri konusunda değişik görüşler vardır; bazı görüşlere göre güvenirliliğin ölçütü doğruluk, bazılarına göre deneyimsel uygunluk, diğer bazılarına göre ise pragmatik veya teknolojik yarardır. Doğruluk Koşulu; Bir önermenin doğru olması, bu
önermenin karşılığı olan bir olgunun bulunması demektir. Burada “karşılık” sözcüğü ontolojik karşılık
Anlamındadır. Nitekim olgu, karşılığı olduğu önermeyi doğru kılan varlıktır. Bu varlığa doğru kılıcı denir.
Görüldüğü gibi, yukarıdaki tanıma göre, bir önermenin doğru olması bir olgunun var olmasını gerektirir. Oysa
bazı görüşlerde olguların varlığı kabul edilmekle birlikte, olguların varlığının kabul edilmediği görüşler de vardır.
Her ne kadar doğruluk kavramının olgulara bağlı olmayan anlayışları varsa da, doğruluk kavramının hiçbir biçimini kabul etmeyen görüşler de vardır. Bu görüşlerde bilginin doğruluk koşulu yadsınmış olur. Üstelik doğruluk
kavramını kabul etmekle birlikte bu kavramı en azından bazı türden önermeler durumunda bilginin koşulu
saymayan görüşler de vardır.

Bilimin Yöntemi

Bilimin yöntemine bilimsel yöntem denir. Bilimsel yöntem, bilim insanlarının bilimin konusuna giren olgulara ilişkin bilimsel bilgi üretmek ve bu olguları açıklamak amacıyla yaptıkları işlemlerin tümünden oluşur. Bu işlemler fiziksel ile düşünsel işlemlere ayrılabilir. Fiziksel işlemler, gözlem, deney ve ölçmedir. Bu işlemlerle bilim insanları ile bilgisine erişmek istedikleri nesne dizgeleri arasında fiziksel etkileşme oluşur. Düşünsel işlemler, bir yandan tümdengelimsel ve tümevarımsal çıkarım işlemleri, öbür yandan çıkarım işlemlerine yaratıcı hayal gücünü de katmak yoluyla
bilimsel hipotez kurma işlemleridir.


Şimdi bu iki yöntemin farklı yönlerini inceleyelim:
Tümdengelim:
 Geçerli bir tümdengelimsel çıkarım bilgi-arttıran bir çıkarım değildir. Başka bir deyişle, sonucunun ifade ettiği bilgi zaten öncüllerinde bulunur.
 Öncülleri doğru ise, sonucu zorunlu olarak doğrudur.
 Öncüllerini değiştirmeden yeni bir öncül eklediğimizde çıkarımın geçerliliği değişmez (Monotonik-olma özelliği).
 4.Tümdengelimsel geçerlilik dereceli değildir; tümdengelimsel çıkarım ya tamamen geçerlidir ya da tamamen geçersizdir.


Tümevarım:
 Geçerli bir tümevarımsal çıkarım bilgi-arttıran bir çıkarımdır. Başka bir deyişle, sonucunun ifade ettiği bilgi öncüllerinde bulunan bilginin daha fazlasını içerir.
 Geçerli bir tümevarımsal çıkarımın öncülleri doğru olup sonucu yanlış olabilir. Başka bir deyişle, sonucunun doğruluğu öncüllerinin doğruluğundan zorunlu olarak türetilemez.
 Yeni öncüllerin eklenmesi tümevarımsal çıkarımın geçerliliğini tamamen değiştirebilir. (Monotonik-olmama özelliği)
 Tümevarımsal çıkarım derecelidir. Başka bir deyişle öncülleri, sonucunu değişik derecelerde destekler. Bazı tümevarımsal çıkarımların öncülleri sonucunu daha fazla desteklerken, diğer bazılarının öncülleri sonucunu daha az destekler.

Buraya kadar söylediklerimize bakarak bilimsel yöntemin işlevini şöyle özetleyebiliriz:
Bilimsel yöntem bir yandan bilimsel bilgi üretimi için hangi bilimsel (fiziksel ve düşünsel) işlemlerin uygun olduğunu, öbür yandan yapılan işlemlerin sonucuna ve önceden kabul edilmiş önermelere bağlı olarak hangi yeni önermelerin kabul edilebilir olduğunu belirler. Bilim insanları bilimsel yöntemin bilgisine sahiptir. Ancak bilimsel yöntemin bilgisi, bilim dilinin dışında bir metodolojik üst-dile ait önermelerle ifade edilmemiştir. Bu bilgi, bilimsel yöntemi kullanma becerisinden başka bir şey değildir. Bilim insanları bu beceri sayesinde gerektiğinde belli bilimsel işlemler yaparlar ve beli bilimsel önermeler kabul ederler. Ama bu davranışlarının dayandığı ilkeleri, yani bilimsel işlemlerin uygunluğunu ve bilimsel önermelerin kabul edilebilirliğini belirleyen kuralları, açık olarak dile getirmezler. Bu kuralların bilim insanlarının örtük metodolojik öndayanakları olduğunu söyleyebiliriz. Bilim felsefesinin en önemli metodolojik sorunu, bu örtük metodolojik öndayanakları gün ışığına çıkartıp, mantıksal çözümleme yoluyla belirtik metodolojik önermelerle dile getirmektir. Bu temel metodolojik soruna Peter Lipton’u izleyerek bilimsel yöntemi betimleme sorunu, kısaca betimleme sorunu diyeceğiz.



 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst