Açıköğretim Eleştiri Kuramları Özeti Ünite 6

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Aöf Eleştiri Kuramları dersi 6.Ünite Ders Özetidir.

Yazınsal Göstergebilim ve Eleştiri
Biçembilim: Bir metni özgün kılan dilsel öğelerin incelenmesi ve yorumlanmasıdır.
Yazınbilim: Yazının işleyiş kurallarını çözümler, inceler, belirler.
Beti: Duyularla algılanan doğal dünyayı görsel ya da dilsel olarak yeniden sunan / ifade eden her türlü göstergeye denir.
Edimbilim: Anlamın ancak bağlam ve kullanımın bilinmesiyle anlaşılabileceğini ortaya koyan, doğal dil öğeleriyle ilgilenen dilbilimin bir dalı.
Sözce: Sözceleme eylemi sırasında elde edilen dilsel üründür. Ancak bağlam içerisinde anlam kazanan söz dizisidir.
Yerdeşlik: Bir söylem zinciri içerisinde kesintisizlik etkisi yaratan anlamı oluşturan içerik öğelerinin yinelenmesidir.


Yazınsal Göstergebilim
Kurucusu Algirdas Julien Greimas’dır. Ona göre yazının temel özelliği bir yapıtın özgün ve indirgenemez öğeler barındırmasıdır.
Göstergebilimi kullanan araştırmacı, yazınsal metni (ya da söylemi) bir araştırma nesnesi olarak ele aldıktan sonra, bu nesnenin anlam üretme koşullarını ve bunun nasıl üretildiğini ortaya çıkarmaya çalışır. Göstergebilim, genel bir eleştiri kuramı özelliği taşımadan yazınsal pek çok sorun ve olguyu ele almıştır.
Yazınsal göstergebilim; metin okumalarını aydınlatır, metni yazınsal açıdan değerli kılan unsurları ortaya çıkarır. Metne dair iyi/kötü, yararlı/yararsız gibi yargılar vermekten uzak durur. Bunu okura bırakır.
Göstergebilim, Emile Benveniste’in sözceleme kuramının söylem ve metin çözümlemelerinden istifade etmiştir. Böylece sözceleme eylemi, sözceleme işlemleri, sözceleme öznesi göstergebilimin konusu olmuştur.
Sözceleme kuramı, özel bir sözceleme biçimi olan (Jacques Geninasca’nın deyişiyle “yazınsal söz”) yazınsal göstergebilimin çözümleme ve inceleme alanına girmiştir.


Çözümleme Süreci

Metnin bölümlere ayrılması çözümleme yapanın işini kolaylaştırmaktadır.







Örnek Çalışma: Tahsin Yücel’in Sümüklüböcek başlıklı öyküsü
Özet: Sümüklüböcek, aklı başında, düşünceli ve öksüzdür. Annesiyle yaşamaktadır. Kırda bir ses duyar. Bu ses kozasının içindeki kelebeğe aittir. Kelebeğe şarkılar, ninniler söyler.
Kozadan mavi kanatlı bir kelebek çıkar. Kendisi için söylenenleri duymuş ve gururlanmıştır. Sümüklüböceğe hiç ilgi göstermez, o arık yusufçuk böceğine âşıktır. Sümüklüböcekten, yusufçuk böceğini ayartmasını ister. Sümüklüböcek verilen işi başarır. Zenginlik sembolü olan renkli kanatlarının güzelliğine kapılan yusufçuk böceği, kelebekle evlenir. Sümüklüböceğin annesi gürültücü böcekleri susturmaya çalışırken dayak yer ve ölür.
Yusufçuk, kelebeğin kanatlarının mavisini aldıktan sonra sarı bir arı ile evlenip uzaklara gider. Sümüklüböcek de terk edilen kelebeği bulmak üzere yollara düşer.
Çözümleme Şeması
Üretici Süreç
Üretici süreç, sözceleme öznesinin sözcesini gerçekleştirmesi sırasında oluşan “anlam belleğinin” bir örnekçesidir.
Tek başına “sümüklüböcek”, “ufak tefek”, “içli” gibi sözcüklerin bir anlamı yoktur (yazınsal metin bağlamında). Bir metin dikkatle okunduğunda bir sözcükten diğerine geçilirken anlamsal bir süreklilik oluşturularak ortak bir yerdeşliğe ulaşılır. Bu yerdeşlik, metinde yinelenen her betiye anlam taşıyan bir kategori oluşturur. Metinde anlam bütünlüğünü sağlayan budur.
Sümüklüböcek başlıklı metindeki yerdeşlikler:
Böcek: sümüklüböcek / kelebek / yusufçuk / arı
İnsan: içli / yalnız / düşünme, düşünce / mutlu / dertli / sağlam bilgi
Yükseklik: yıldız / yüce / gökyüzü / güneş / yükseltmek
Yücel bu öyküsünde eşanlamlı sözcükler kullanmayıp çoğunlukla yinelemeleri kullanmıştır.
Yerdeşliklerden yola çıkılarak, uzam, zaman ve oyuncu betileri guruplanabilir:
Uzamsallaşma: dünya / yerler / ağaçlar / otlar / yıldızlar / sağına soluna / uzaklardan
Zamansallaşma: geceler / sabah / bahar / gün geçtikçe / birdenbire / akşamüstü
Oyuncu ve oyunculaşma: Böceklerden oluşan oyuncuların dış görünümleri insanlara özgü nitelemelerle ayrıntılı olarak verilmiştir.
Bu anlatının sözceleme öznesi Tahsin Yücel’dir.


İzlek / Motif
Betiler saptandıktan sonra anlatının anlam olasılıkları izlekler başlıklı bir kategori oluşturur. Bu izleklerin ifade edilme biçimleri motif sözcüğüyle belirtilir.
Sümüklüböcek başlıklı anlatının motifleri: Düşünme / yalnızlık / yıldız / zayıflık / çirkinlik / değişim / türkü


Anlatının öne çıkan motifi düşünmedir. Düşünme ile diğer motifler arasında ilişkiler kurulabilmektedir.
İzlekselleşme: düşünce / yalnızlık / değişim
Motifler: düşünme / yalnız, yalnızlar, yarı yalnız, yalnız başına / değişmişti


Yüzey Yapı: Anlatısal Sözdizim
Söylemsel yapıların altında bulunan karmaşık bir düzeydir.
Eyleyenler
Özne (Ö) / Nesne (N): Özne genellikle anlatının başkahramanıdır. Nesne ise öznenin ilişkide olduğu her şeydir. Nesneler bazen özneyle bağdaşık (Ö∩N), kimi zaman da ayrışık olabilir (ÖUN).
Özne her zaman nesneyi elde etmeye koşullanmayabilir (eş veya hastalıktan kurtulmak gibi).
Özne ile nesne anlatının temel direkleridir.
Göstergebilim nesneyi iki kategoride inceler: Bilişsel nesneler bilgiye, anılara, deneyimlere dayanır.
Edimsel nesneler ise insan, ev, araba, para gibi el değiştirebilir niteliktedirler.
Gönderen (G) / Gönderilen (G): Özneyi görevlendiren gönderen(G), değerlendiren ise gönderilendir (Gn). Gönderen çeşitli biçimlerde özneye etki eder. Gönderen ve gönderilen kurum, kişi, soyut bir kavram veya olgu olabilir. Gönderenin özneyi baskı altına alması onu özneden daha güçlü gösterir:
G/Ö
Özne gönderenin isteğini içselleştirirse isteme söz konusu olur. İsteme gerçekleşirse gönderen, özne üzerindeki gücünü yitirir, eşit düzeye geçerler (G=Ö). Özneye etki eden unsurların bulunmadığı anlatılardaki özneye özerk özne denir.
Yardımcı (Y) / Engelleyici (E): Öznenin nesnesiyle olan ilişkisinde ona destek olan unsurlara yardımcı, ona engel olan unsurlara da engelleyicidenir.


Uygulamalar
Sümüklüböcek (özne) doğa ile birliktedir (doğa = N). Bilgisi (Y) ve düşünceleri (Y) onun yardımcılarıdır.
Sesini duyduğu kozadaki kelebek onun nesnesi olur. Annesi, bilgisi, düşünceleri onun yardımcıları olsa da kelebeğe ulaşma konusunda ona fayda sağlamazlar. Engelleyicileri (E) ise kendi rengi, yusufçuk ve diğer böceklerdir.
Öykünün en kazançlı kahramanı yusufçuktur.
Anlatının en büyük kaybedeni kelebektir.
Sümüklüböceğin annesi ve sevilen kelebek arasında karşıtlı kurulmuştur. Aynı şekilde yusufçuk ve sümüklüböcek arasında da karşıtlık kurulmuştur.
Anlatı Şeması
Bu şema okuyucuya anlatıda olayların nasıl eklemlendiğini, eyleyenlerin hangi işlevlerle olaylara katıldıklarını, olayların değişik aşamalarının nasıl sunulduğunu gösterir. Bu şema eyletim, eylem ve yaptırım olmak üzere üç aşamadan oluşur.
Birinci Anlatı Şeması
1 – Eyletim: Zamandizinsel anlatılarda öykünün başında bulunur. Anlatıda bir gönderen varsa özneye bir görev yükler. Bu aşamada özneler ve nesneler belirlenebilir.
2 – Eylem: Bu aşamada özne/ler nesne ya da nesnelerini belirler. Nesneye sahip olmak üzere gerekli kiplikleri(istemek, bilmek vs.) donanırlar. Eyleyenler bu kiplikleri donandıklarında nesnelerini elde edebilirler.
3 – Yaptırım: Gönderen ve gönderilen öznenin eylemini değerlendirip onu ödüllendirebilir, cezalandırabilir ya da kayıtsız kalabilir.
İkinci Anlatı Şeması
1 – Eyletim: Sümüklüböcek birinci yaptırım aşamasından sonra durur bekler sonra da aramak üzere yola koyulur (kendini görevlendirir).
2 – Eyletim: İstemek ve bilmenin yeterli olmadığını öğrenen sümüklüböcek, deneyimlerinin verdiği yeni bilgiyle yola koyulur.
3 – Yaptırım: Yusufçuğun arıyla balayına çıkması.


Sümüklüböcek kozadan çıkan sesi duyana dek mutludur.
Kelebeğin kozadan çıkması beklediği süre gerilimlidir, burada yükselen duygu değeri vardır.
Kelebeğin ortaya çıkışından sümüklüböceğin duygu dünyasında olumsuz yönde seyir başlar.
Kelebeğin evlenip gitmesi duygu durumu umutsuz bir hal alır.
Kelebek terk edildikten sonra, sümüklüböcek yeniden umutlanır.
Duygusal iniş çıkışlar anlatı şemasında ok işaretleriyle gösterilir.


Anlatısal Anlam
Eyleyenlerin nesnelere, oyunculara, uzama ve eylemlere verdiği olumlu, olumsuz değerlerin nasıl gerçekleştiğini ele alır.


Derin Yapı
Bu aşamada terimler arasında birbirine karşıt, birbirini tamamlayan, birbiriyle çelişen terimler bulunur. Sümüklüböceğin duygu durumlarında birbiriyle çelişen terimler belirir. Kelebek ve arının renkleri birbiriyle çelişen iki terimle ifade edilir. Metinde sümüklüböcek dışındaki böcekler düşünmezler burada da karşıtlık oluşturulur.


Temel Anlam
Temel anlam üretici sürecin en soyut yapısıdır. Temel anlam, insanı ilgilendiren iki temel karşıtlığa odaklanır: doğa / kültür ve yaşam / ölüm. Her yazınsal yapıtta temel anlamı belirlemede bu karşıtlıklar yönlendirici olabilir.


Yazar ve Metinleşme
Yazar ve yazarın yapıtı içinde yarattığı anlatıcı kavramı ve tiplerinin açıklanması, göstergebilimin araçlarıyla yapılabilmektedir. Sümüklüböcek öyküsü, dış anlatıcı, üçüncü tekil şahısla, -di’li geçmiş zaman ve geçmiş zamanın hikâyesiyle anlatılmıştır. Bu dilsel kesit, kurmaca bir sestir (metin içinde bir kez kendini dilsel bir birimle gösterir).
Anlatıcı, anlatının bakış açısını belirlemede yardımcı olur.
*Kalıplaşmış imgeler; örnek metinin başında (“babasını vurmuşlardı”) ve sonunda (demir asa, demir kazık gidecekti”) kalıplaşmış masal imgeleri kullanılmıştır.
*Kalıplaşmış deyimler; günlük hayatta sıkça kullanılan birçok deyine yer veren yazar bu yolla okuyucunun kolayca kurmaca evrenine girmesini sağlar.
*Metinlerarası ilişkiler; anlatı da Victor Hugo’nun bir şiirine gönderme vardır.
Metnin içinde kurmacanın konusunu okura sezdiren motifler, semboller kullanılmıştır. Kurmacada bu uygulamaya erken anlatım adını veriyoruz.
*Söyleşimlilik; anlatıcı ile yazarın seslerinin birbirine karışması, okurun ikisini birbirinden ayıramaması durumudur (iki sesin birbirine karışması).
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst