Açıköğretim Eleştiri Kuramları Özeti Ünite 7

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Aöf Eleştiri Kuramları dersi 7.Ünite Ders Özetidir.

Metinlerarasılık
1960’lı yıllarda Julia Kristeva’nın çalışmalarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Yazınsal eleştirinin temel araçlarından biri durumundadır.
Metnin bir ya da daha fazla metni kendi içerisinde erittiği ve dönüştürdüğü süreci belirlemektedir.
Metinlerarası bakışa göre bir metin alıntılar mozaiği, farklı, ayrışık unsurların bir araya geldiği bir alandır.
Kristeva, “başka metinlerden alınan sözcelerin bir kesişme yeri” olarak adlandırır bu kavramı.
Aynı tanım için Jean Bellemin Noel, metin-öncesi kavramını önerir. Bu sözcüğü ilk kez Barthes kullanır (1973).
Bir yazar başka bir yazarın metninden parçaları kendi metninin bağlamında kaynaştırarak yeniden yazar.
Metinlerarası alış-verişler yeniden yazma, kolaj, mozaik, yaptakçılık, palempsest vb. imgeleri ile gösterilir.
Mozaik: bir metinde birbirinden farklı parçaları yan yana getirme.
Yaptakçılık: çeşitli unsurları kendi işlevleri dışında bir işlev için kullanmak.
Palempsest (yüzeyi kazılarak üzeri yeniden yazılan parşömen): yazınsal her metnin altında başka metinlerin izlerine rastlanacağını işaret eden kavram.
Bütünce: üzerinde çalışılacak, benzeşik metinlerin toplamını işaret eden kavram.


Karşılaştırmalı Yazın Eleştirisi
Karşılaştırmalı yazın eleştirisinde yazınsal denebilecek her nesne, bir kültürün öteki yapıcı unsurlarıyla ilişkilendirilerek incelenmesini öngörür. Genellikle bir metni başka ülkelerin kültür ürünleriyle karşılaştırır.
Metinlerarasılık bir bütünce oluşturmak kaygısında değildir. Çünkü bir metnin yararlanabileceği kaynaklar sonsuzdur.
Metinlerarasında başka bir yapıta ait bir kesit, yazar tarafından anlamla donatılır.
Karşılaştırmalı yazında birbirinden habersiz oldukları halde iki ya da daha fazla yazarın ortak imgeler kullanması söz konusudur. Metinlerarasında bu ilişki yazar tarafından bilinçli olarak kurulmuştur.


Kaynak Eleştirisi
Metinlerarası bir bağlam değiştirme işlemidir. Yani bir sözce, başka bir metinde farklı anlam katmanlarıyla donatılır.
Kaynak eleştirisinde ise sözcenin anlam bağlamı korunur. Kaynak durağandır. Metnin içinde kolayca bulunabilir.
Metinlerarasında da kaynak eleştirisinde olduğu gibi metin-öncesi araştırması yapılır. Bir metnin kaynağını açığa çıkarmak, yazarın yapıtı oluştururken etkilendiği metinlere ulaşmak, yapıtı belli bir geleneğin içerisine yerleştirmek, yazarın özgünlüğünün ne olduğunu göstermek iddiasındadır.
Metinlerarasında bir göndergenin, bir alıntının aldığı yeni anlam eski bağlamındaki anlamıyla karşılaştırılarak çalışma, çözümleme yapılır.


Metinlerarasılığın Kökeni
Rus Biçimcileri
Metni büyük ölçüde kendi içerisinde ele alır. Yapısını belirlemeye çalışır.
Amaçları eski biçimlerin yerini alan yeni biçimleri saptamaktır.
Biçimcilerin farklı yapıtları karşılaştırarak yaptıkları araştırmalar metinlerarası çalışmalara ilham olmuştur. Metinlerarası bir yöntem olanparodi ya da aynı anlamda kullandıkları pastiş terimini sıklıkla kullanırlar.
En genel anlamıyla parodi, yapıtların taklit edilmesidir. Biçimcilerin bazıları parodilerin belli bir yazınsal okulu gülünç kılarak onun yaratıcı dizgesini yok etmeye yönelik olduklarına inanırlar.


Mihail Bahtin
Bahtin açıkça bir yapıtın başka yapıtlarla sürekli alış-veriş içerisinde olduğunu söyler. Bu durum ona sözcenin varolma koşuludur. Bunusöyleşimcilik adını verdiği kuramıyla açıklar.
Kristeva’nın metinlerarası kavramı, Bahtin’in söyleşimcilik kuramına yaslanır.
Metni kapalı bir dizge olarak belirtmekten kaçınan Bahtin, bir metnin sözceler arası etkileşim ve söyleşi alanı olduğunu söyler. Dil nasıl ki kendi başına varolamıyor aynı şekilde metni oluşturan sözceler için de durum böyledir.
Bu nedenle Bahtin’in çalışmalarında çokseslilik önemli bir kavramdır.
Şiir teksesli bir yapıda olduğu için Bahtin, çalışmalarına edebi kurmacalarla devam etmiştir.
Yazınsal türler arasında çoksesliliğin en çok göze çarptığı türler tiyatro oyunlarıdır. Karnaval kavramını da sıklıkla kullanan Bahtin, oyunlar da aradığı verileri bulmuştur.


Julia Kristeva
Ortaya attığı metinlerarası kavramı Bahtin’in söyleşim kuramı ve “söyleşim boyutundan yoksun sözce yoktur” düşüncesine dayanır.
Bahtin’e göre söylem (ya da sözce) hem söyleyenin hem de dinleyenin ortak edimidir. Bu düşünceden hareket eden Kristeva, metnin her zaman öteki metinlerin kesiştiği yerde bulunduğu ilkesini benimser. Metni alıntılar mozaiği olarak betimler. Lautreamont üzerine yaptığı çalışmalarla şiirsel dilin de metinlerin söyleşisinden oluştuğunu gösterir.


Roland Barthes
Metin Kuramı (1968) başlıklı yazısında metni büyük ölçüde Kristeva’nın tanımını izleyerek açıklar ve metinlerarası kavramının metnin ayrılmaz bir özelliği olduğunu vurgular.
Metinlerarası göndermelerin algılanmasında okurun rolü üzerinde durur.


Michael Riffaterre
Kristeva, metin karşısında okurun rolüne hiç değinmez. Riffaterre, metinlerarasını büyük ölçüde okur-metin arasındaki ilişkiye göre tanımlar.Metinlerarasılık ona göre bir okurun okuduğu yapıtta başka yapıtların varlığını, başka yapıtlarla olan ilişkileri algılamasıdır. Bu yolla alımlama kuramının genel çerçevesini çizer.


Gerard Genette
Palimpsestes, la littérature au second degré (1982) adlı eseri metinlerarası tanımlamalar ve sınıflandırmalar konusundaki en yetkin eserdir.
Metinlerarası modelinde dizgeli bir sıra oluşturur. Rastgele kullanılan sözcüğü (metinlerarası) alt kategorilere ayırır. Yazınbilimin konusunun metin değil, metinselaşkınlık (yani bir metni açık ya da kapalı bir şekilde öteki metinlerle ilişki içine sokmak) olduğunu söyler. Metinlerarası yerine metinselaşkınlık demiştir. Beş tip metinselaşkınlık türü belirler ve daha çokanametinsellik dediği kategori üzerinde durur.
1 – Metinlerarası
Metin-ötesi ilişkilerden biridir. İki ya da daha fazla metin arasındaki ortak birliktelik ilişkisi, bir metnin başka bir metindeki somut varlığı olarak tanımlar. Alıntı ve alıntısız göndergeler bunun örnekleridir. Aşırma ve anıştırmayı da bu kategoride değerlendirir.
2 – Ana-metinsellik
Bir B metninin (yani ana metin) ondan türeyen bir A metnine (alt metin) yalın bir dönüşüm ya da öykünme ile bağlayan ilişkidir.
Bunu da üç kategoriye ayırır: Bir taklit ilişkisine göre gerçekleşen pastiş(öykünme), bir dönüşüm ilişkisine göre gerçekleşen parodi (yansılama) vealaycı dönüştürüm.
3 – Yan-metinsellik
Bir metnin dışında kalan ikinci derece unsurlar; başlıklar, ara-başlıklar, ön ve sonsöz, notlar, metnin kapağı, metin öncesi taslakları kapsar.
Bir çeşit kaynak eleştirisidir.
4 – Üst-metinsellik
Metnin türünü belirleyen kategoridir.
5 – Yorumsal Üst-metin
Metin-ötesinin son biçimidir. Burada üst metni ana metne bağlayan yorum/eleştiri söz konusudur.


Metinlerarası Yöntemler
Ortakbirliktelik İlişkileri
İki tip metinlerarası ilişki belirlenebilir: İki ya da daha fazla metin arasında kurulan “ortakbirliktelik ilişkisi” ve “türev ilişkisi”.
Alıntı, gönderge, açık / gizli alıntı ve anıştırma kapalı metinlerarası ilişkiler; yansılama, alaycı dönüştürüm, öykünme ise türev ilişkisine dayalı açık metinlerarası biçimler olarak kabul edilirler.


Alıntı ve Gönderge
Alıntı, bir metnin başka bir metindeki varlığının en somut göstergesidir. Alıntı, bilinçli ve sistemi bir hatırlamadır. Alıntının özgüllüğü yazarın alıntıyı açıkça belirtmesidir.
Görderge, bir yapıtın başlığını ya da yazarını anmaktır. Göndergede okur, alıntı yapmadan doğrudan metne ya da yazara yönlendirilir.
Epigraf / tanımlık; bir yapıtın ya da yapıttan bir bölümün başında yer alan kitabı ya da bölümü temsil eden özettir.
Gizli Alıntı ya da Aşırma
Eser ya da yazar belirtilmeden yapılan alıntıdır. İntihal, çalma demiyoruz da işte böyle yeni/kibar kategoriler oluşturuyoruz.


Anıştırma
Söylenmek istenen söz açıkça ifade edilmez sadece telkin edilir. Dolaylı anlatımla bilinen bir eseri işaret eden ifadeler buna örnektir. Alıntının dolaylı biçimidir. Alıntı gibi iki sözceyi üst üste koyar; düzanlamın altından söyleme ait bir yananlam çıkar.


Kolaj
Mevcut yapıtlardan, iletilerden belli sayıda unsuru alıp yeni bir yaratı oluşturmaktır.


Türev İlişkileri
Yansılama – Alaycı Dönüştürüm – Öykünme
Ana metinle gönderge metin arasındaki ilişki konu düzeyinde gerçekleşiyorsa yansılama öne çıkar. Yansılama bir yapıtın biçemini değiştirmeden konusunu değiştirmektir. Soylu, ciddi bir konu olabildiğince sıradan bir konuya, olaya uyarlanır. Murathan Mungan’ın Yedi Cücesi Olmayan Bir Pamuk Prenses adlı öyküsü bilinen masalın çok başarılı ters-yüz edilmiş biçimidir. Yansılamaya güzel bir örnektir. Yansılama konuyu değiştirerek anlamsal bir dönüşüm yaratır. Alaycı dönüştürüm de birçemsel bir dönüşüm gerçekleştirilir.
Öykünmede yine biçem taklit edilir. Ancak yergisel bir işlev, amaç yoktur.Ferit Edgü’nin Yazmak Eylemi adlı çalışması, Raymon Queneau’nun Biçem Alıştırmaları adlı eserinin öykünmesidir. Aslında her ikisi de Marcel Proust’un Pastiches et Melanges adlı eserindeki Lemoine Davası konusundaki uygulamayı taklit etmişlerdir.


Ana-Metinlerin Ciddi Düzende Dönüşümü
1- Biçimsel değiştirimler (dönüştürümler): Burada anlamla oynamaktan çok biçim üzerinde oynamalar yapılır.
2- İzleksel ya da anlamsal değiştirimler (dönüştürümler): Anlam açıkça ve bilerek dönüştürülür.


Biçimsel Dönüşümler
Çeviri, düzyazılaştırma, koşuklaştırma, vezin dönüşümü, biçem dönüşümü, kipsel dönüşüm gibi kategorilere ayrılır.
Düzyazıyı dizeler halinde yazmaya koşuklaştırma denir.
On hecelik bir dizeyi sekiz hecelik bir dizeye indirgemek ya da tersini yapmak vezin dönüşümü olarak adlandırılır.
Biçem dönüşümü en genel anlamıyla kötü/hatalı yazılmış yahut anlamı kapalı bir metni düzenlemektir.
Metnin özetini çıkarmak, metni kısaltmak, indirgemek olarak tanımlanır.
Bir metnin içinden belli bir okur kitlesini dikkate alarak bazı bölümleri çıkarmaya ayıklama denir.
Metnin ana izleklerini koruyarak yapılan kısaltmalara özlülük denir.
Yazınsal bir metnin sahnelenmesi söz konusu olduğunda sahneye uyarlanan temsille orijinal metin arasındaki farklılıklar kipsel dönüşüm terimiyle ifade edilir.


Anlamsal Dönüşümler
İki tür anlamsal dönüşümden söz edilir; öyküsel ya da içeriksel değişikliği vurgulayan öyküsel dönüşüm ve olayların ve eylemlerin gerçekleşme biçimlerindeki değişikliğe vurgu yapan pragmatik (edimsel) dönüşüm.
Genette, öyküden tarihse ve coğrafi çevreyi anlar. Buna göre bir eylem, bir öykü zamanından başka bir öykü zamanına ya da bir yerden başka bir yere aktarılırken eylemde meydana gelecek değişiklikler öyküsel-dönüşüm adı altında ele alınır.
Öyküsel dönüşüm ili biçimde gerçekleşebilir: Elöyküsel dönüşüm, bir metnin eylemi ile onun alt-metninin eylemi arasındaki izleksel benzeşimi ifade eder.
Benöyküsel dönüşüm, daha önce yazılmış esere yazarın kendi izleksel anlamını vermesidir.
Örgesel dönüşüm ve Değersel dönüşüm: Anlamsal dönüşümün iki temel yöntemidirler. Örge / motif. Örgesel dönüşüm, bir motifin yerine başkasının konulmasıdır.
Değersel dönüşüm, metindeki değerler dizgesinin bütünüyle başkalarıyla değiştirilmesidir.


Anlatı İçinde Anlatı
Bir yapıtta başka bir yapıt özet biçiminde anlatılabilir. Alıntılanan yapıt alıntılandığı yapıtta bir tür ayna işlevi görür. Alıntılanan metin, yapıtın anlamına açıklık getirmek üzere metne dahil edilebilir.


Yenidenyazma
Bilinen bir eserin yeniden yazılması veya bir yazarın kendi eserini ileri bir tarihte yeniden yazması gibi yinelemeleri işaret eder. Gılgamış Destanı’nın pek çok yazar/şair tarafından yazılmış örnekleri vardır.


Sonuç
Metinlerarasılık bağlamında yazmak hep yeniden yazmak işlemidir.



 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst