Açıköğretim Eleştiri Kuramları Özeti Ünite 8

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Aöf Eleştiri Kuramları dersi 8.Ünite Ders Özetidir.

Bilimsel Eleştiri – İzlenimci Eleştiri


Hippolyte Taine
Bilimsel düşünceye bağlıdır. Eserle sanatçı arasındaki bağı, sebep-sonuç ilişkileri içerisinde açıklayabileceğine inanıyordu. 1865’te çıkan Sanat Felsefesi adlı eserinde bilimsel eleştirinin nasılıyla ilgilendi. Taine’e göre sanat, gerçeği olduğu gibi taklit etmez. Sanatçı, seçer ve olgular arasında yeni bağlantılar kurar. Büyük bir sanatçı nesneler ve olaylar arasında sıradan insanların görmediği bağıntıları görür. Böylece nesnenin veya olgunun ana karakterini gösterir. Sanatçı böylece ideal olanı ortaya koymuş olur. Sanatın amacı da budur.
Taine’e göre edebi eserin değerini tespit eden üç ölçüt:
1 – Sanatçının kurduğu ana karakterin önem derecesi
2 – Bu karakterin topluma sağlayacağı fayda
3 – Kurgu başarısı
Eserde kurulan gerçek yaşamla ne derece örtüşüyorsa, gerçek hayata ne derecede eklemlenebiliyorsa eser o derece değerli kabul edilir.
Botanik ve zooloji gibi bilimlerin prensiplerinden ilham alan Taine, yüzeysel niteliklerin değil yapının önemli olduğunu gördü. Sanat eserinde nitelikli bir yapı, kurgudaki unsurların eserin hitap ettiği toplumun niteliklerini yansıtma başarısıyla ifade edilir. En iyi eser, toplumun en derin niteliklerini yansıtan eserdir.
Eserleri ırk, ortam (mekân) ve dönem (zaman) bağlamı içinde değerlendirdi.
Irk, ulusal özellikleri
Ortam, coğrafi koşulları
Dönem ise eserin yazıldığı zamanı işaret eder.
Brunetiere ve Lanson, Taine’in çizgisindeki eleştirmenlerdir.


Ferdinand Brunetiere
Öznel yaklaşımlardan uzak durup nesnel çalışmaları desteklemiştir. Brunetiere’e göre eleştirinin amacı/görevi, edebiyat eserlerini yargılamak,sınıflandırmak, açıklamaktır.
Nesnel eleştiri mukayese yönteminden yararlanmalıdır.
Eleştiri anlayışını tür kavramı üzerine kurmuştur.
Her eser, benzerleri arasında yerini alarak belli bir türün gelişim aşamalarından birini oluşturur.
Onun için eleştirinin amacı, türlerin gelişimini ortaya koymaktır.
Akılcı hareket etmeye çalışmışsa da yazılarında dogmatik unsurlar göze çarpar. Bir eserin türünün olgun bir örneği olup olmadığı konusundaki yargıyı sistematikleştiremez.
Brunetiere’in çalışmaları 20. yüzyılda yapısalcılığı inşa eden Propp’a ilham vermiştir.
Propp, masal incelemelerinde her masalda aynı değişmeyen unsurları belirleyerek, biçimcilik ve yapısalcılığın temelini atmıştır.


Gustave Lanson
Kurduğu eleştiri akımı derin bilgi birikimine dayandığı için uzman eleştirisive Lansonculuk olarak anılmıştır.
Art zamanlı ve eş zamanlı olarak iki düzlemde birden yürütülen geniş bir mukayese anlayışını benimsedi.
Edebi olayları hem tarihi gelişimi içinde hem de eş zamanlı küresel yayılımı içinde ele aldı. Edebi olguları özelden genele, eserden edebiyatın bütününe giderek açıkladı.
Edebiyattan toplumbilime ulaştı.
Sanatçıyı, içinde yaşadığı kültür ortamının, zamanın ve mekânın ürünü olarak açıkladı. Üniversite eleştirisinin en iyi örneklerini vermiştir.


İzlenimci Eleştiri
Bilgiye boğulan eleştiri anlayışına tepki gösteren edebiyatçılar, eser karşısında hissettiklerini ifade etmenin eleştiri için yeterli olacağını söylediler.
Anatole France, nesnel bir eleştirinin olamayacağını, eleştirinin de edebi bir tür olarak kabul edilmesi gerektiğini ilan etti. France, Gide, Lemaitre veGourmont’a göre eleştiri okuma sonrasında elde edilen izlenimler üzerine kurulur.
Eleştirmen eseri yargılamak zorunda değildir. Sadece eserden aldığı zevki ve vardığı sonuçları açıklamalıdır. Remy de Gourmont’a göre mutlak güzellik yoktur. Her şey görelidir. Dolayısıyla her yazar kendine has bir estetik yaratır. Gourmont, eserin iç düzenini ortaya koyan kavrama eleştirisine yönelmiştir. Buna göre eleştirmen yazarın farkındalık yani orijinalliği ve ferdiliğiyle ilgilenmelidir. Sanatta en büyük değer orijinalliktir. Basmakalıp ve klişeler değersizdir. Eleştirinin uymak zorunda olduğu kural ve prensip yoktur. Eleştirmen sadece her fikre açık, anlamaya çalışan dürüst bir okuma yapmalıdır. Gourmont eleştiri kuramını, özgürlük, kuşkuculuk ve görecelik üzerinde inşa eder.


Jules Lemaitre
Eseri değerlendirirken izlenimlerini dile getirir. Zevkler ve bakış açıları sürekli değiştiği için doktrinlere dayalı eleştiriyi kabul etmez.
Alain’in eleştirileri sezgi eleştirisi veya sempati eleştirisi olarak kabul edilebilir. Edebi eserleri kendi düşüncelerini ifade etmek için kullanır.
Sartre, Blanchot, Barthes, Gracq ve Peguy denemeci eleştirmenlerdir.


Yaratıcı Eleştiri
İzlenimci eleştirinin aşırıya kaçmış biçimidir. Eleştiriyi yaratma eylemi olarak kabul eden ilk kişi Baudelaire’dir. Eleştiri ona göre bilim değil,sanat eseriyle yapılan bir işbirliğidir.
Albert Thibaudet’nin eleştirileri yaratıcı eleştiri kapsamındadır.
Sürekli değişim kaçınılmaz bir gerçeklik olduğuna göre eleştiri de bu değişimin dinamiklerini yakalamak zorundaydı.
Paul Valery, eleştiriyi bir düşünce serüveninin yeniden kurulması olarak kabul eder. Valery, yazarların zekâsının nasıl işlediğini anlamaya çalışır.
Okura dönük eleştiri birçok bakımdan izlenimci eleştiriyle birleşir. Alımlama estetiği de izlenimci eleştiriden faydalanır. Anlamlandırma bir süreçtir ve bu eserle sınırlı değildir, okurla tamamlanan bir süreçtir. Böylece okurun eserin bir parçası olduğu yollu fikirler ortaya çıkmıştır.
İzlenimci eleştiri temelde okur odaklıdır.
Bir eserin tek değerinin okuruna verdiği zevk olduğu düşüncesindedir.
Bu nedenle eleştiri bilim değil sanattır.


Edebiyat Eğitimine Yansıyan Eleştiri Anlayışları
Edebiyat eğitiminde bir metin genellikle dört ayrı bakış açısıyla ele alınır. Bu dört yöntem, metin analizi yöntemi değildir. Metin analizinde göz önünde bulundurulması gereken unsurlardır.
Edebi eserin analizinde şu dört soru cevaplanmalıdır.
1- Eser hangi edebi akıma aittir?
2- Türü nedir?
3- Metin tipi nedir?
4- Duygu tonu nedir?


Edebi Akımlar
A) Türk edebiyatında edebi akımlar
İslam öncesi edebi akımlar
Divan edebiyatı
Halk edebiyatı
Din dışı edebiyat
Tasavvuf edebiyatı
Sebk-i Hindi
Mahallileşme akımı
Klasisizm
Romantizm
Realizm
Natüralizm
Tanzimat hareketi
Sembolizm
Servet-i Fünun
Fecr-i ati
Milli edebiyat
Cumhuriyet dönemi
Beş hececiler
Yedi meşaleciler
Garipçiler
İkinci yeni
Vs.
B) Batı edebiyatında edebi akımlar
Hümanizm ve Pleiade
Klasisizm
Barok
Aydınlanma
Romantizm
Realizm
Natüralizm
Sanat için sanat
Sembolizm
Parnasizm
Sürrealizm
Vs.


Edebi Türler
Tür (Genre): Ortak nitelikler taşıyan varlıklar kümesini işaret eder. Tür bazen içeriğe bazen de biçime dikkat ederek belirlenir. Bazı eserler birden fazla türün özelliklerini barındırır. Bu durum tasnif işlemini zorlaştırır.
Genel olarak edebi türler
1- Hikâye etme / anlatı türü (hayali yahut gerçek olayları anlatan eserler
a) masallar
b) hikâyeler
c) romanlar
d) biyografiler
2- Tiyatro türü (sahnelenmek üzere yazılan eserlerdir. Anlatımdan ziyade gösterme odaklıdır.
a) trajedi
b) komedi
c) dram
3- Şiir
a) lirik
b) epik
c) didaktik
4- Kanıtlamaya dayalı türler
a) fikir yazıları
b) felsefe yazıları
c) denemeler
d) vecizeler
5- Otobiyografiler
a) günlük
b) hatırat
c) otobiyografiler
d) kişisel portreler
e) kişisel hayali hayat hikâyeleri (yazar ve hayali karakterin birbirinden ayırt edilemediği metinlerdir.
6- Öğretici metinler
a) deneme
b) biyografi
c) gazete fıkraları
d) edebi akım bildirileri
e) ahlaki türler (vecizeler, fabller, portreler)
f) felsefe yazıları
7- Mektup
a) özel mektuplar
b) açık mektuplar
c) hayali mektuplar (mektup temeli üzerine kurulu romanlar)


Metin Tipi
Yazar, hikâye etmek, tasvir etmek, ispatlamak yahut bilgi vermek isteyebilir. Bu dört durumdan dolayı ortaya dört farklı metin tipi çıkar.
Yazarlar bu dört metin tipini çoğunlukla bir arada kullanırlar.
Hikâye etme, genel olarak olgu ve olayların zaman akışı içinde anlatımıdır.
Tasvir metinleri, nesneleri ve olayları zamana ve mekâna bağlı olarak ele alırlar.
İspatlama amaçlı metinler de yazar, belli bir düşünceyi okuruna kabul ettirmeye çalışır.


Duygu Tonu
Patetik: yazarın ıstırap veren temler (hastalık, ölüm, ayrılık) yardımıyla okurun duygularını harekete geçirmesidir.
Trajik: Bireyin, kendisini aşan güçler karşısında çaresizlikten doğan ıstırabını yansıtır.
Komedi: Güldürü amaçlıdır.
İroni: Söylemek istenenin tersini söylemektir. Klasik edebiyatımızda kinaye olarak adlandırılmıştır.
Lirik: Derin heyecan ve tutkuları dile getirir. Bu duygular olumlu veya olumsuz olabilir.
Fantastik: okurun makul ve akıldışı açıklamalar karşısında kararsız kalmasıdır.


Eğitim Amaçlı Bir Uygulama
Ahmet Haşim – Süvari
Şu bakır zirvelerin ardından
Bir süvari geliyor kan rengi;
Başlıyor şimdi melül akşamda
Son ışıklarla bulutlar cengi…


1-) Edebi akımlar
Bu şiir, tabiattan çıkmıştır. Tabiat karşısında hayaller kurulmuştur. Bu hayali imajlar sembol olarak kullanılmıştır. Şiirde akşam manzarası savaş alegorisi biçiminde anlatılmıştır. Bu neyin savaşıdır sorusu cevaplanmamıştır. Demeliyiz ki bu şiir sembolizm akımı içinde ele alınmalıdır.
2- ) Edebi türler
Nazım birimi dörtlüktür. Aruz vezniyle yazıldığı için şekil yönünden rubaiye daha yakındır. Çeşitli şiir formlarından izler taşıyan lirik bir şiirdir.
3- ) Metin tipi
Tasvir ağırlıklı bir metindir. Metinde anlatılan olay süreklilik arz etmektedir, hareketin varlığından dolayı “hikâye etme”den söz edilebilir.
4- ) Duygu tonu
Şiirin söz varlığını dikkate alırsak bu metnin okur üzerinde lirik, fantastik ve trajik duygular bıraktığını söyleriz.


Eğitimde Kullanılabilecek bir Analiz Modeli
Metin Tanıma Çalışmaları
İlk iş sağlam bir metin bulmaktır (taklit, sayfası eksik gibi hatalar olmamalıdır). Filoloji bu nedenle orijinal eserin peşindedir.
Bu bir kitapsa dış nitelikleri belirlenmelidir.
Dış metin incelemesi (Paratexte), eserin adı, yazarı, basım tarihi, metinle ilgili bilgiler, eserin içinde metnin yerinin tespiti, metnin türünün belirlenmesi, metnin maddi niteliklerinin belirlenmesi, sayfa düzeni, baskı nitelikleri tespit edilir.
Metnin Tarihi ve Sosyal Şartlar İçinde Anlaşılması
Buna metnin dış bağlamı denir. Metnin yazıldığı çevre, muhitin nitelikleri belirlenir. Devrin diğer eserleriyle kıyas yapılır. Tarihi, siyasi ve toplumsal meseleler incelenir. Yazarın sanat çevresi, kültürel hayatı ve dönemin edebi akımları araştırılır.
Dil Fonksiyonlarının Araştırılması
Jakobson’a göre dilin altı görevi: ifade etme, etkileme, bilgi verme, algılama, estetik ve üst dil fonksiyonlarıdır.
Bunların üçü temel görevlerdir (ifade etme, etkileme ve bilgi verme).
Ben zamiri birinci fonksiyonda, sen zamiri ikinci fonksiyonda, o zamiri de dili üçüncü fonksiyonda kullandığımızı gösterir.
Metnin Edimbilimsel (pragmatik) İncelemesi: Sözceleme
Edimbilime göre söz hangi şekliyle olursa olsun doğuşu itibarıyla şimdiki zamana bağlı bir olgudur.
Konuşma; şimdi, burada ve bu şartlar altında prensiplerine bağlıdır.
Bir söz daima söylendiği anın belirtilerini taşır. Dolayısıyla bir sözün anlaşılması onun söylendiği koşulların, şartların bilinmesine bağlıdır. Doğuş şartları içindeki söze sözceleme denir.
Metnin Dilbilimsel Bir Olgu Olarak İncelenmesi
Saussure, dilin esasını oluşturan “işaret”in, birbirine bağlı iki unsurdan oluştuğunu, bu unsurların da “ses” ve “anlam” olduğunu söylemiştir. Saussure’a göre bir kelime yahut dil işareti (gösterge), işaretleyen (gösteren) ve işaretlenenden (gösterilen) oluşur.
İşaretlenen, dil işareti zihnimizde ses imajı (kavram) oluşturur.
Bir dil işareti, bir isimle bir eşyayı birleştirmez, zihni bir kavramla bir ses imajını birleştirir. Buna göre kelimeler, cümleler ve hatta metinler ses tabakası ve anlam tabakası olmak üzere iki kategoride incelendi.
Ses ve anlam ayrımı yapısal kuramların esasını teşkil eder.
Cümlenin öğeleri seçme ekseni ve sıralama ekseni olmak üzere iki kategoride incelenmeye başlandı. Cümlenin öğelerinden herhangi birinin yerine başka alternatif sözcükler kullanabilme imkânı seçme eksenini oluşturur.


1) Dilin Tabakasının İncelenmesi (İşaretlenen “gösterilen”)
1- Seçme eksenine bağlı araştırmalar
a) sözcük bilimsel analiz
- bilinmeyen kelimeler
- temel ve yan anlamların tespiti: temel anlam, metni açıklamaya, yan anlam metnin etkileme işlevlerini üstlenir.
- Öbekleşmelerin tespiti: metinde yeni bir anlam düzlemi elde edilmek amacıyla kelimeler arasında kurulan ilişkileri inceler
b) Dilbilgisel unsurların incelenmesi
İsimler, sıfatlar, zamirler vs. metinde yüklendikleri anlam görevleri bakımından incelenir. Bu araştırma metinde çok fazla kullanılan kelimeler üzerinde yoğunlaşır ve önemli verilere ulaşılmasını sağlar.
c) Edebi sanatlar
2) Sıralama ekseni
Söz dizim analizi
a) kelime türlerinin çeşitlenmeleri
b) yapı
- cümle çeşitleri
- cümle seçimleri (yazarın hangi tip cümleleri tercih ettiğini tespit eder)
- cümlede kelimelerin düzeni
- cümlenin düzeni
2) Dilin Ses Tabakasının İncelenmesi (İşaretleyenin “gösteren” İncelenmesi)
1) Seçme ekseni
Ses bilim analizi
- Ses birimlerinin tekrarıyla elde edilen etkiler (kafiye, aliterasyon vs.).
2) Sıralama ekseni
Tecvit (prosodie) ve vezin (metrik)
a) Tecvit analizi (yoğunluk vurguları, titremleme, hız, noktalama gibi unsurları inceler
b) Tecvit elementlerinin düzenli dağılımı, ritim, periyot, oransızlık, nispetsizlik etkileri
c) mısralarda ritim, vurguların dağılımı, ritim çeşitliliği, ahenk
d) vezin


Metnin Diğer Metinlerle İlişkisi
1- Metinlerarası ilişkiler: varyant, alıntı, telmih, aşırmalar, çalmalar
2- Nazire metinler
3- Asıl metne ait olmayan cümleler: deyimler, atasözleri vs.


Kültür Nesnesi Olarak Metin
1- Metin dışı ilişkiler: Eleştiri, şerh, yorum
2- Ürünün takdim kipi: üslup özellikleri
3- Anlam tabakaları: eserin hakiki anlamı, tarihi anlamı, sembolik anlamı vs.



 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst