Aöf Yaşayan Dünya Dinleri Ders Notları Ünite 6

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
YAHUDİLİK-I (6. ÜNİTE)
GİRİŞ
Yahudi ismi öncesinde İbranilerin dini veya İsrailoğullarının dini olarak bilinirdi. Dinin merkezinde Tevrat vardır. Hz. Musa kendisine kitap indirilen en büyük peygamberdir. Dinin temel kuralları ve temel çerçevesi Tevratta belirlenmiştir. Bütün diğer peygamberler bu kuralları öğütlemiş ve uygulamışlardır.
Din ile etnisite birbirine geçmiş bir haldedir. Yahudiler çeşitli sebeplerle dünyaya yayılmış durumdadır. Kutsal kitap aynı zamanda Yahudi tarihidir. Hırıstiyanlarca da kutsal kabul edilir.

TEMEL KAVRAMLAR (İBRANİ, İSRAİL, YAHUDİ VE YAHUDİLİK TERİMLERİ)
İbrani Terimi;
Terimin kökeni ile ilgili teoriler şunlardır:


  1. Hz. Nuh insanlığın ikinci atası sayılır. Üç oğlundan Sam’ın soyundan gelenler Sami olarak adlandırılır. Sam’ın soyundan gelen Eber Hz. İbrahim’in büyük atasıdır. Hz. İbrahim’e Eber’in soyundan gelen anlamında İbrani (İvri) denir. Eberin bütün çocuklarına da İbrani denir.
  2. Eber “öte yaka” anlamındadır. Hz. İbrahim ve beraberindekiler Fırat’ın öte yakasından geldikleri için “öte yakanın insanları” anlamında bu ad verilmiştir.
  3. Akadça Habiru veya Hapiru’dan gelmektedir.
Tanah’ta İsrailoğulları için İbrani kelimesi kullanılır ve bundan Hz. İbrahim, İshak, Yakup ve onların çocukları kastedilir. Aslında İbrani teriminin içine; İbraniler, Araplar ve Aramiler girer.
İsrail Terimi;
İsra ve el kelimelerinden oluşur. İsra, üstün gelmek, şifa vermek, güreşmek anlamlarına gelir. El, Tanrıyı ifade eder. Tevrat’a göre bu isim Yakup’la güreşen biri tarafından ona lakap olarak verilmiştir ve “Tanrıyla uğraşan, güreşen, Tanrıya karşı güçlü olan anlamındadır. Yine Tevrata göre bu kişi Tanrı’nın meleğidir. Dilcilere göre bu anlayış daha çok halk inancında kabul edilir. Onlara göre kelimenin güçlü olmak anlamında olduğu ve “Tanrı güçlüdür” anlamına geldiği ifade edilir.
İsrail kelimesi Sina sözleşmesinden itibaren Yahve’nin kendi kavmi olarak seçtiği ve kendilerine Yahve’yi Tanrı olarak seçen 12 kabileyi ifade etmekte İsrail denince bu karşılıklı seçim ve yapılan dini anlaşma anlaşılır. Yakup’tan Süleyman’a kadar Yahudiler İsrail ve İsrailoğulları olarak anıldı. Süleyman’dan sonra devlet Kuzeyde İsrail ve güney’de Yahuda şeklinde ikiye ayrıldı. Babil sürgünü dönüşü Yahudi ismi ön plana çıktı. İsrail ismi de kullanıldı.
Bugün Yahudiler, Yahudi ismi yanında İsrail ismini de kullanırlar. Yahudi geleneğine göre İsrail bir halka verilen isimdir. Bu insanların yaşadığı toprağa İsrail toprağı, devlete de İsrail devleti denir derler.
İsrail kelimesi, Tanrının kendisiyle ahitleştiği topluluk ve Tanrı tarafından verilen Filistin bölgesini ifade eder. Kavramın kutsallığı Tanrının onlarla anlaşma yapmış olmasından gelir. Tarih içinde iki ahit yapılmıştır: 1. Hz. İbrahim’le yapılan İshak ve Yakupla yinelenen ahit. Ahdin içeriği, İbrahim ve neslinin kutsanmasıdır. 2. Hz. Musa ile yapılan ahit. Ahdin içeriği, Tanrı ve İsrailoğullarının uyması gereken hususları belirtir. Yakup’un Tanrı veya meleği ile güreşmesi yani gücü ve dayanıklığı, Tanrının onlarla ahit yapmış olması, seçilmişlik fikri İsrailoğullarının ırki üstünlük iddiasında bulunmalarına diğer insanları hakir görmelerine neden olmuştur.
İsrail isminde hem etnik hem de dini manevi bir vurgu vardır. Tanah ve Talmud’da yaygın olarak kullanılır.
Kuranda İsrail kelimesi, 1. Hz. Yakup’un lakabı olarak geçer. Beni İsrail tabiri de kullanılır. Bu şekliyle Mekki surelerde yer alır. 2. Yehud kelimesi Medeni surelerde geçer. İslami kaynaklarda Beni İsrail, Yakup’un soyundan gelen ve ırken Yahudi olanları ifade eder. Yehud ise hem bunları hem de başka ırktan olup bu dine girenleri kapsar.
Yahudi Terimi,
Yehuda tanrıya teşekkür anlamına gelir. 1. Hz. Yakup’un dördüncü oğlu. 2. Yahudanın kabilesi. 3. Kabilenin yerleştiği yer. 4. Bölgede kurulan krallık 5. Krallık içinde yaşayan Yahuda, Bünyamin ve Levililerden oluşan topluluk. 6. Babil sürgünü dönüşü hangi soydan olursa olsun bütün İsrailoğullarının adı oldu.
Kitab-ı Mukaddeste; 1. Yahuda devleti üyelerini, 2. Esaret sonrası İsrail halkı, 3. Babil sürgünü dönüşü Kudüste Yahve ibadetine tabi olanlar kastedilir.
Kuran’da Yehudi, Yehud ve Hud gibi terimlerle ifade edilir.
Yahudi kelimesi bir milleti ve o milletin inanç, kültür ve geleneğini ifade eder. Batı’da İsa’yı çarmıha gerdirmekle itham edilmeleri, ayrı gruplar halinde yaşamaları sebebiyle ve karanlık cemaatlerle ilişkileri sebebiyle Yahudi kelimesi küçük düşürücü ve hakaret anlamı kazanmıştır. Bu nedenle daha çok Musevi ismini kullanmayı tercih ederler.
Yahudi Kimdir?
Yahudi anne-babadan doğan veya sadece annesi Yahudi olan kişiler Yahudi olarak kabul edilir. Ayrıca sonradan Yahudi olmak da fiilen mümkün ancak zordur.
Dine giriş prosüdürü, erkek için sünnet, erkek ve kadın için Mikve havuzunda suya dalma (tevilah) ve Şeriati kabulden ibarettir.
Reformistlere göre Yahudi olmayan anneden doğan çocuk da Yahudidir. Laiklere göre kendini Yahudi sayan herkes Yahudi’dir. Bu yaklaşımlar Ortodoks ve muhafazakar Yahudilerce tepki ile karşılanmıştır. Sartre’ye göre, Yahudi olmayanların Yahudi saydıkları herkes Yahudi’dir.
1950’de çıkarılan “Dönüş Yasası” ile Yahudi olduğunu söyleyen herkes İsrail vatandaşlığına alınıyordu. Baskılar üzerine din adamlarının kararı sonucu, Yahudi anneden doğma ve Yahudi dinine girme şekli (ihtida) Yahudilik için şart koşuldu.
Günümüzde Yahudi kelimesi dini bağlılığın yanı sıra belki daha fazla etnik veya sosyo-kültürel kimlik biçiminde tanımlanmaktadır.
Yahudilik nedir?
Yahudilik: Yahudilerin bağlı olduğu dini gelenektir. Yahudilik, Hıristiyanlıkla kutsal kitap, seçilmişlik ve kurtuluş kavramlarını paylaşır. Yahudilik, İslamla tek tanrı inancı ve dini hukuka vurgu konularını paylaşır. Yahudilik hem dini hem de milli boyutu olan bir kavramdır. İnançtan çok aidiyet ön plandadır. Monoteisttir. Tanrı-İsrail ilişkisine vurgu yapılır. Seçilmişlik, Ahitleşme, Kutsal toprak ülküsü ve Kurtuluş öğretisi hemen akla gelen özellikleridir. Tanrı-Tevrat-İsrail üçlemesi ön plandadır. Dogmalar kolleksiyonu yoktur. Ancak sonradan dogmalaştırılmıştır. Şeriate önem verir. Eylem ve gelenek dinidir. Ne düşündüğün ve neye inandığından çok ne olduğun ve ne yaptığın önemlidir.
TARİHSEL GELİŞİM
Yahudilerin tarihi Hz. İbrahim’le başlar. M.Ö. 22-19.yylarda (2000’li yıllar)yaşar. Hz. İbrahim Kaldelilerin Ur şehrinde doğar. Harran’a göç eder. Oradan ailesini ve yeğeni Lut’u da yanına alarak Kenan (Filistin)’a göçer. Oradan Mısır’a geçer. Sara ve Hacer’le evlenir. 12 oğlu olur. İshak’ı kurban etmek ister. 175 yaşında vefat eder.
İslami kaynaklarda Hz. İbrahim Urfa’da doğar. Babası Azer. Putperest bir toplum içindedir. Ateşe atılır. Hanımı Sare ve Hacer’le evlenir. Hacer’den İsmail adında bir oğlu olur. Çocuğu ve annesini Mekke’nin bulunduğu yere getirir. Oğlu ismail’le beraber Kabe’nin temellerini yükseltir. İnsanları hacca davet eder. Hz. İbrahim ne Yahudi ne de Hristiyandır. Halilurrahman’da defnedilir.
Hz. Adem-(On nesil)-Hz. Nuh-Sam-Hz. İbrahim-Hz. İshak-Hz. Yakup-(12 oğul)-Hz. Yusuf-(Göçebe Hiksoslar dönemi-Mısır 430 Yıl)-Hz. Musa
HZ. MUSA / M.Ö. 13. yy
Hz. Musa, Tanrı tarafından peygamber olarak seçilen, İsriloğullarını Firavun’un zulmünden kurtaran, kendisine Tevrat verilen ve Yahudilerin en büyük peygamberidir.
Dünyaya gelişi, Hz. Yakup’un oğlu Levi soyundan gelmektedir. İsrailoğullarının nüfusunun aşırı artışından etkilenen dönemin firavunun bir politikası olarak İsrailoğullarına dönük baskının arttığı bir dönemde doğar…
Peygamberliği, Ömrünün kırk yılı Mısırda geçer. İstemeden bir Mısırlının ölümüne sebep olur. Mısırdan çıkar Medyen’e gider. Hz. Şuayb’a damat olur. Peygamberlik görevi verilir. Mısırdan kavmini çıkarmakla görevlendirilir.
İsrailoğullarını Mısır’dan Çıkarışı, Kardeşi Harun’la birlikte Firavun’a gider, niyetini söyler. İzin ister. İzin verilmez. Mısır’ın başı felaketlerden kurtulmaz; sis, at sineği, tatarcık, suların kana dönüşmesi, kurbağa yağması gibi gariplikler yaşanır. M.Ö. 13.yy da Firavun çıkışa izin verir. Firavun fikrinden vazgeçer ama denizde boğulmaktan kurtulamaz…
Vadedilmiş Topraklar, Yahudi inancına göre dünyanın merkezi İsrail topraklarıdır. Buranın merkezinde Kudüs, onun merkezinde Siyon Dağı ve Mabet bölgesi yer alır. Bir yoruma göre fiziki Kudüs, semavi Kudüs’ün yeryüzündeki izdüşümüdür.
Çöldeki Hayat, Hz. Musa Sina Dağına çıkar. Burada fazla kaldı diye kavmi ziynetlerinden eriterek altın buzağı yapar tapmaya başlar. Çölde çeşitli nimetlerle rızıklandırılırken isyanları sebebiyle 40’yıl çölde başı boş dolaşırlar. Çıkışı gören nesilden sadece iki kişi Yefunne oğlu Kaleb ve Nun oğlu Yeşu hayatta kalır. Hz. Musa’da bu arada ölür.
Musa döneminde din büyük ölçüde tamamlanır, inanç, ibadet, ahlak ve dini hukuk teşekkül etmiştir. Tevrat tamamlanmıştır. Musa Tevrat’ın bir nüshası ve diğer kutsal eşyaları Ahit Sandığında teslim etmiştir.
Yeşu Dönemi, Kenan büyük ölçüde fethedildi, Topraklar İsrailoğullarının 12 kabilesi arasında pay edildi. Yeşu hem liderlik hem peygamberlik yaptı. Kuran’da Hz. Musa’nın yanındaki genç olarak bahsedilir.
Hakimler dönemi, Kabileler yerleşik düzene geçti. 10 kabile kuzeyde, Yehuda ve Bünyamin kabileleri güneyde konuşlandı. Savaşlarda israiloğullarını sevk ve idare ettiler. Hakim Deborah Yahudilik’teki kadın peygamberdir. Hakimlerin sayısı 12 dir.
Krallık Dönemi, Saul (Talut) M.Ö. 1000’ler, İsrail’in ilk kralı oldu. Filistililerle savaşıldı. Ahit sandığı geri alındı. Davut Filistililerin komutanı Calut (Golyat)’u öldürdü.Hz. Davut Tanrının emriyle kral oldu. Yahudilere göre o bir peygamber değil kraldır. Döneminde İsrailoğulları bir devlet oldu. Hz. Davut ve Süleyman dönemi en ihtişamlı dönemdir. M.Ö. 1010-970. Mesih Davut’un soyundan gelecektir. Hz. Süleyman,Kudüs’teki Moriah tepesine mabedi inşa etti. Bet-ha-Mikdaş. Beytü’l-Makdis, Mescid-i Aksa. Krallığın altınçağı ancak bu dönemde bile Fırat’a ulaşamadılar. Ölümünden sonra devlet kuzeyde İsrail güneyde Yahuda olmak üzere ikiye ayrıldı. İsrail putperestliğe yöneldi. Tevrat yasaklandı. Putlara kurbanlar sunulmaya başladı. M.Ö. 722 de Asurlularca yıkıldı. Kuzeydeki yerleşik 10 kabile, “Kayıp 10 kabile” efsanesine dönüştü. Güney’de Yahuda, Bünyamin ve Levililer kaldı.
Samiriler denilen grub da bu dönemde oluştu. Samiriler, Asurdan gelen bir grubun İsrail topraklarına yerleştirilmesiyle başladı. Zamanla Yahudileştiler. Ancak kendi inançlarını da tamamen bırakmadılar. Yahudiler onları heretik olarak kabul edip dışladılar. Samiriler, Şomron, Şomronim, talmud’da Kutim, veya heretik manasına minim gibi isimlerle anıldılar.

Samiriler ise kendilerinin İsrail dinin koruyucuları olarak görürler. Yusuf’un iki oğlu Efraim ve Menase ile din adamları sınıfı Levi soyundan geldiklerini iddia ederler. Yeşu zamanında Gerizim Dağı kutsal mekan olarak belirlenir. Samiriler bu anlayışı devam ettirirler. Kendilerine ait Tevrat nüshaları vardır.
Bir müddet sonra güneydeki Yahuda krallığı da Babil kralı Nabukatnetsar (Buhtunnasr) tarafından işgal edilir. M.Ö. 587. Kudüs tahrip edilir Mabet yıkılır. Çoğunluk Babil’e sürülür. I. Mabed dönemi sona erer. Sürgün 70 yıl sürer. Bu ilk büyük sürgün ve en önemli hadisedir. Bu olay Yehuda, Bünyamin ve Levi soyunun politeizmden monoteist bir anlayışa dönüşte dönüm noktası sayılır.
Perslerin (Cyrus) 538’de Babil’i işgaliyle Yahudiler hürriyetlerine kavuşurlar. Mabed pers kralı Daryus’un desteğiyle Zerubavel önderliğinde yeniden inşa edildi. M.Ö. 515. Ezra ve Nehemya önderliğinde Tevrat son şeklini aldı. Samiriler dışlandı. Yabancılarla evliliğe son verildi. Ezra peygamber değildir. Ancak peygamberden öte biridir. Hz. Musa önce gelmeseydi Ezra’ya verilecekti Tevrat. O, Tevrat’ın usta yazıcısıdır. Mabedin yapımına öncülük etti. Tevratın yeniden yazılması ve Yahudi hayatında yerini alması onun sayesinde oldu. Tevrat’ı haftalık okuma bölümlerine ayırdı. Tevrat’ın yazı karakterini değişitirdi. Bazı yerlere noktalar koydu. Sene başını Mısırdan çıkış anısına kabul edilen Nisan ayından Babil’den çıkış olan Tişri ayına taşıdı.
Pers hakimiyeti (M.Ö. 538-332), Büyük İskender dönemi (M.Ö. 332-323), Mısır-Helen Devleti (M.Ö. 320-200), Grek Slevkitler (M.Ö. 200-142), -Bu dönemde Antiakos Yunan tanrı heykellerini mabede yerleştirdi. Maccabiler isyan başlattı bir dönem bağımsız devlet kuruldu-, Romalılar (M.Ö. 63-M.S. 637)
Mısır ve Suriye merkezli Grek yönetiminde Hellenistik öğretiler etkisinde bir Yahudi diasporası oluştu. Tevrat Grekçeye çevrildi. Yetmişler Çevrisi. (Septuagint, M.Ö. 3.yy)
II. Mabed dönemi önemli olaylarından biri de, Ferisilik, Sadukilik ve Essenilik gibi mezheplerin oluşmasıdır. Ayrıca o dönemde devrimci Zelot adı veren fanatik bir grup da vardı. Ferisiler Rabbani Yahudiliğin oluşmasında rolleri oldu.
M.S. 66 da Romalılara karşı ayaklandılar. 70 yılında kanlı bir şekilde bastırıldı. Mabet yıkıldı. Bu olay İsrail tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bir devrin sonudur. Esaret, kovulma ve diasporanın başlangıcıdır. Filistindeki Yahudilerin büyük bir kısmı ya öldürüldüler ya da sürüldüler. Medinedeki Yahudi kabilelerinin bu sürgünle birlikte Medineye geldikleri kabul edilir. Bu olaydan sonra kutsal kitap üzerine yoğunlaştılar. Yavne kentinde Sanhedrin kuruldu.
M.S. 132 yılında Hadrianus sünneti yasakladığı için Mesihlik iddiasında bulunan Şimon Bar Kohba liderliğinde isyan ettiler. Bu isyan da bastırıldı.
M.S. 3.yy da Yahuda Ha Nasi tarafından Şifahi Tora Mişna adı altında derlendi. Sonra Talmud oluştu. Bu çalışmalar sırasında iki önemli merkez oluştu: Filistin ve Babil Yahudiliği. II. Mabed döneminde, Mabed-Kurban İbadeti-Kohen Sınıfı bu dönemde ise Tevrat-Sinagog İbadeti-Rabbiler yerini aldı. Mişna üzerine Filistinde Filistin/Kudüs Talmud’u -4.yy da Hristiyanlar Filistin akademiyesini kapattıkları için tamamlanamadan derlendi-, Babil’de Babil Talmudu oluştu.
Hıristiyan Roma döneminde baskı arttı. Bu dönemde Kudüs’e sadece Ab ayının 9. Günü girmelerine izin veriliyordu. M.S. 637 yılında Hz. Ömer Kudüs’ü fethetti. Yahudiler serbestçe kutsal mekanlara gelmeye başladı.
Talmud literatürü ve Rabbani Yahudiliğe alternatif Tevrat’a dönüş hareketi olan Karailerin oluşumunda İslam’ın etkisinin olduğu söylenir.
Emeviler, Abbasiler, Fatımiler –Haçlı Seferleri, Kudüs Haçlıların eline geçer- Eyyubiler –Selahaddin Eyyubi Kudüs’ü yeniden ele geçirir ve Yahudilerin Kudüs’e dönmelerine müsaade eder-, Memluk hakimiyetleri.
Yine bu dönemde Rabbani Yahudilik bir farklılaşma yaşar, bu farklılaşma temel dini konulardan çok sosyal yapılanma, adet ve uygulamalarla dua geleneği ve İbranicenin teleffuzuna dönük farklılıklarla ortaya çıkar: Sefarad ve Aşkenaz.
Sefarad, Babil geleneğine dayanır. İspanya-Portekiz ve Kuzey Afrika Yahudilerini içerir. Aralarından İbn Meymun gibi önemli kişiler yetişmiştir. Aşkenazlar, Filistin geleneğine dayanır. Roma yoluyla Orta Avrupaya yerleşmişlerdir.

Hıristiyan dünyada aynı dönemde (1290-1497) Yahudiler, tanrı katili olarak kabul edildiler. Dışlandılar. Baskı, işkence, sürgün, din değiştirmeye zorlandılar ve katliam yaşadılar. Çeşitli Avrupa ülkelerinden kovuldular. Kovulan bir çok Yahudi Osmanlı topraklarına sığındı.
1516’da Filistin Osmanlı hakimiyetine girdi. Yahudiler bu dönemde altın dönemlerini yaşadılar. Serbest bir ortamda yaşadılar. Bu dönemde; Sabatay Sevi ve Rabbani Yahudiliğe alternatif Hasidilik hareketi ortaya çıktı.
1897’de I. Siyonist Kongresi toplandı. Theodor Herzl başkan seçildi. 1882-1903 Filistine ilk Yahudi göçü, 2. Göç, 1905-1914, 1917’de Filistin İngiliz hakimiyetine girdi. 1948’de Filistinde İsrail devleti kuruldu. 1967’de Doğu Kudüs de israil’in eline geçti.
İsrail’de seküler Siyonist hükümetle Ortodoks gruplar arasında oluşturulan statüko gereği İsrail devleti, resmi Yahudilik anlayışı olarak Ortodoks öğretiyi kabul eder.
Bugünki İsrail Aşkenaz, Sefardim, Mizrahim ve Etyopya Yahudilerinden oluşur. Aşkenazlar, siyonizmin öncülüğünü yapan ilk göçmenler, doğu ve orta Avrupa ile diğer ülkelerden gelen Yahudilerdir. Sosyal, ekonomik ve siyasi statüko olarak en tepedeki gruptur. Sefaradlar, İspanya kökenli, Akdeniz ve Kuzey Afrika Yahudilerinden oluşur. Ayrıca Müslüman Arap ülkelerden gelen Asya ve Afrika kökenli Yahudilerden oluşanMizrahim olarak isimlendirilen Yahudilerdir. Bu son ikisi birincilerden daha aşağı bir statüye sahiptir.
KUTSAL KİTAPLARI
Yahudi kutsal kitabı Türkçe’de Eski Ahit diye bilinen Yahudilerin TANAH diye isimlendirdikleri kutsal metinlerdir. TANAH kelimesi Yahudi Kutsal Kitabını oluşturan kitapların ilk harflerini esas alarak oluşturulmuş uydurma bir isimdir. T (Tora /Tevrat), N(Nevim/Peygamberler), H (Ketuvim/Kitaplar).

Tevrat, en dar anlamda Kutsal Kitap külliyatı TANAH’ın ilk bölümüdür. Tevrat, hüküm, öğreti, yasa/şeriat anlamlarına gelir. Tanrı sözüdür. Vahyin en mükemmel biçimidir. Ahdin belgesi ve teminatıdır. Yaratılmadan öncede var olandır. Yaratılışa rehberlik eden, herşeyin kendisine dayandığı kutsal metindir.
Tevrat, yazılı ve sözlü öğreti olmak üzere iki şekildedir. Her ikisi de Sina’da Hz. Musa’ya verilmiştir. Yazılı Tevrat tüm Tanah’ı içerir. Sözlü Tevrat, Talmud literatürüdür. Tanah ismi tüm Yahudi hukukunu ifade için kullanılır. Tanah, 3 kitap ve 24 bölümden oluşur. 1. Tevrat (Tekvin-Çıkış-Levililer-Sayılar-Tesniye/Dünyanın başlangıcından Hz.Musa’yakadar ki olayları anlatır.) 2. Nevim (Kutsal topraklara girişten II. Mabedin inşasına kadar geçen zamanı, Musa’dan sonra gelen peygamberleri anlatır), 3. Ketuvim (Farklı dönemlere ait tarihi, felsefi, edebi karakterde 11 kitaptan meydana gelir)
Tevrat Babil dönüşü son şeklini aldı. Nevim’in kanona dahil olması Pers hakimiyetinin sonuna denk gelir. Diğerleri M.S. I.yy da Yavne Sinodunda tamamlanmıştır.
Ortodoks Yahudi inancına göre Tevrat Tanrı tarafından Musaya yazdırıldı. Orijinal şekliyle günümüze ulaştı. Nevim, rüya ve müşahede yoluyla tanrı tarafından vahyedildi. Musa tevratı on üç nüsha olarak yazdırdı. Birer tane kabilelere verdi. Birini de Ahit Sandığı içinde kohenlere verdi.
Otantiklik Meselesi; Ortodokslar dışındakiler farklı görüşler sunarlar. Ortodokslar arasında da tenkit edenler vardır. 17.yy da metin tenkidi sarsıcı teoriler ileri sürdü. Spinoza, bazı ifadelerin Hz. Musa’ya ait olmadığını iddia etti. Richard Simon, Tevrat’ın beş kitabının da farklı üslupta olduğunu ileri sürdü. Farklılık ve çelişkilere vurgu yaptı. Jean Astruc, Tevratın değişik dokümanlardan derlendiğini ileri sürdü. Wellhausen, Dört kaynak teorisini dile getirdi. Buna göre Tevrat, dört farklı zamanda dört ayrı kişi ya da grup tarafından yazıldı. M.Ö. IV.yy da bir araya getirildi. Bunlar: Yahvist, Elohist, Deuteronomist ve Ruhban metinleri.
Tanah’ın en eski ve tam yazma nüshası olan Masoretik metin, 9.yy da Ben Aşer ve Ben Naftali ailelerince mevcut nüshalar incelenerek hazırlandı iki ayrı kodeks (Leningrad ve Halep Kodeksleri) haline getirildi.
M.Ö.II.-ve M.S.I.yy ait oldukları tahmin edilen Ölüdeniz Yazmaları da Tanah’ın tam veya eksik bölümlerini içerir.
Ayrıca Samirilerin de bir metinleri vardır.

Tercümeleri,
M.Ö. 3.yy Grekçe tercüme, Septuagint, Hristiyanlar bu tercümeyi esas alır. Ayrıca Aramice Targum, Süryanice Peşitta.

Sözlü Tevrat, Mişna (M.S. 200) Yahuda Ha Nasi tarafından derlendi. Mişna’nın açıklaması ve yorumu konumunda Babil ve Kudüs Talmudları. Mişna bir tür şeriat kitabıdır. Mişna ve Mişna dışındaki bir takım hukuki metinlerden oluşan Gemera adlı metinler de vardır. Mişna ve Gemera’yı da içine alan metinlerden Talmudlar oluştu.
Kur’an’da Tevrat…
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst