Türk Vergi Sİstemi Ders Notları

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
ÜNİTE(1)
Gelir Vergisinde Mükellefiyet

Gelir Vergisinin konusu, gerçek kişilerin bir takvim yılında elde ettikleri kazanç ve iratların safi tutarıdır. G.V.K. kazanç ve iratları ticari kazanç, zirai kazanç, serbest meslek kazancı, ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ve diğer her türlü kazanç ve iratlar olarak yedi başlık altında toplanmaktadır. G.V.K.nun anılan yedi kazanç ve irat türünde genel olarak net artış teorisini benimsediği görülür. Gelirin beş özelliği vardır. Buna göre gelir kişiseldir, yıllıktır, gerçektir, safidir ve harcama ve tasarrufların toplamıdır. Gelir vergisi mükellefleri, vergi konusu açıklanırken belirtildiği gibi, gerçek kişilerdir. Vergi mükellefiyeti tam ve dar mükellefiyet olarak iki bölümde incelenebilir. Vergiyi doğuran olay devlet açısından vergi alacağının doğuşunu belirlemesi bakımından çok önemli bir kavramdır. Vergi alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın meydana gelmesi veya hukuki bir durumun tamamlanması ile ortaya çıkar. Bu nedenle G.V.K.'nda vergiyi doğuran olay gelir türlerinin bazılarında gelirin tahsili işlemin, bazılarında ise gelirin tahakkuku işlemine bağlanmıştır

ÜNİTE(2)
ticari kazanç

(Ticari Kazanç Kavramı ve Ticari Kazancın Tesbiti)

Ticari kazanç G.V.K.'nda her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazanç olarak tanımlanmıştır. Ticari kazancın öğesi olan ticari ve sınai faaliyetin sınırlarının tesbitinde genel olarak zirai ve serbest meslek kazancı türünden olmayan ve sermaye ile teşebbüs faktörlerinin karışımı bir organizasyonun sürekli olarak yapılması önem kazanmaktadır. Bunun yanında G.V.K.'nda özel olarak bazı kazanç türleri de ticari kazanç olarak kabul edilmiştir. Ticari kazancın gerçek usulde tesbiti bilanço veya işletme hesabı esasına göre yapılır. Bilanço esasına göre ticari kazanç işletmedeki öz sermayenin hesap dönemi sonu ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Vergileme döneminde işletme sahiplerince işletmeye eklenen değerler bu farktan indirilir. İşletmeden çekilen değerler ise bu farka eklenir. İşletme hesabı esasına göre ticari kazanç ise hasılat ile giderler arasındaki müspet fark olarak belirlenir. Birden fazla yıl süren inşaat ve onarma işlerinde ticari kazancın tesbitinde gelirin yıllık olması ilkesinden vazgeçilmiştir.
(Ticari Kazancın Tesbiti)

Ticari kazançlar gerçek usulde vergilendirildiğinde ve gerçek vergilendirmelerde safi tutarlar üzerinden yapıldığı için, yapılan giderlerin hasılattan indirilmesi gerekmektedir. Ancak yapılan tüm giderler hasılattan indirilemez. Bu nedenle G.V.K. nunda indirilebilecek ve indirilemeyecek giderler sıralanmıştır. İndirilebilecek giderler ticari kazancın devamı için yapılan giderler, işçilerin yiyecek, barınma giderleri, sigorta veya emeklilik primleri gibi giderlerdir. G.V.K.'nun 41'inci maddesinde ise indirilemeyecek giderler sıralanmıştır. Vergiden muaf kişilerle gerçek usulde vergilendirilen kişiler arasında ticari kazanç elde edenler basit usulde vergilendirilir.Basit usulde vergilendirilebilmek için mükelleflerin kanunda belirtilen hem genel hem de özel şartları birlikte yerine getirmeleri zorunludur. Aksi halde basit usulden yararlanamazlar. Basit usulde mükelleflerin kazançları hasılat ile giderleri arasındaki farktan oluşur.Bu mükellefler defter tutmak zorunda değildir. Ticari kazancın yarı götürü usulde tespiti dar mükellefiyete tabi ulaştırma ve ihracat işlerine münhasırdır.





Ticari Kazançlarda Muaflık ve İstisnalar

Belirli özellikleri taşıyan ticaret ve sanat erbabı gelir vergisinin dışında tutulmuştur. Buna esnaf muaflığı denilmektedir. Bununla birlikte ticari üzerinden yapılır. Ücretler gerekli indirimler yapılarak kesin olarak vergilendirilir. Vergi kesintisi yapanlar bir ay içinde yaptıkları ödeme veya tahakkuk ettirdikleri kâr ve iratlardan kestikleri vergileri takibeden ayın yirminci günü sonuna kadar ilgili vergi dairesine muhtasar beyanname ile bildirmek zorundadırlar. Bazı durumlarda bu beyanname aylık yerine üçer aylık dönemlerde verilebilir. Genel bütçeye dahil idare müesseseler yaptıkları vergi kesintisi için beyanname vermezler. Münferit beyanname yıllık beyanname vermek zorunda olmayan dar mükellefler için söz konusudur. Tam mükellefler münferit beyanname vermezler. Hangi gelirlerin münferit beyanname ile bildirileceği gelir vergisi yasasında açıklanmıştır.

(Beyannamelere İlişkin Örnekler)

Gelir Vergisi genelde beyan esasına dayanır. Bazı kazanç, irat ve ücretler bu gelirleri ödeyenler tarafından vergi kesintisine tabi tutularak ödenir. Kesilen bu vergiler mükellefin ileride ödeyeceği vergiden mahsup edilir. Ancak bazı durumlarda kaynakta vergi kesme usulü kesin vergilendirme niteliğine bürünmektedir. Hangi ödemelerden kimlerin ne oranda kesinti yapacağı kanunda geniş olarak açıklanmıştır. Vergi kesintisi ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılır. Ücretler gerekli indirimler yapılarak kesin olarak vergilendirilir. Vergi kesintisi yapanlar bir ay içinde yaptıkları ödeme veya tahakkuk ettirdikleri kâr ve iratlardan kestikleri vergileri takibeden ayın yirminci günü sonuna kadar ilgili vergi dairesine muhtasar beyanname ile bildirmek zorundadırlar. Bazı durumlarda bu beyanname aylık yerine üçer aylık dönemlerde verilebilir. Genel bütçeye dahil idare müesseseler yaptıkları vergi kesintisi için beyanname vermezler. Münferit beyanname yıllık beyanname vermek zorunda olmayan dar mükellefler için söz konusudur. Tam mükellefler münferit beyanname vermezler. Hangi gelirlerin münferit beyanname ile bildirileceği gelir vergisi yasasında açıklanmıştır.
, zirai veya mesleki kazancı dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi olanlar ile belirlenen işleri gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine süreklilik ve bağlılık gösterecek şekilde yapanlar esnaf muaflığından yararlanamazlar. Yatırım indirimi ekonomik kalkınmayı hızlandırmak için kalkınma planlarına uygun olarak yapılacak özel sektör yatırımlarını özendiren bir vergi istisnasıdır. Yatırım indiriminden tam ve dar mükellefler, adi şirketler, kolektif şirketler, adi komandit şirketler, anonim, limitet ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ve kooperatifler yararlanabilir. Yatırım indirim oranı %40'tır. Değeri 5 milyar lirayı aşan demirbaşlar, araç ve gereçler yatırım indiriminden yararlanır. İhracat istisnası ile dar mükellefiyete tabi olanların ihracattan elde ettikleri ticari kazanç bazı şartlarla gelir vergisi dışında tutulmaktadır.
ÜNİTE(3)zirai kazanç ve serbest meslek kazancıZirai Kazanç

Zirai faaliyetten doğan kazanç zirai kazançtır. Bu genel açıklamalardan sonra Gelir Vergisi Kanununda hangi faaliyetlerin zirai faaliyet olarak kabul edileceği sayılmıştır. Ancak kanun zirai faaliyetlerin içinde yapıldığı işletmeleri zirai işletme; bu işletmeleri işleten gerçek kişileri çiftçi; zirai faaliyet sonucunda üretilen maddeleri ürün olarak tanımlamaktadır.Zirai kazançlar gerçek usul ve bunun dışında kalanlar olmak üzere iki usulde tespit edilebilir. Gerçek usul de, ticari kazançta olduğu gibi, bilanço esası ve işletme hesabı olmak üzere iki başlık altında incelenebilir. Gerçek usulde elde edilen hasılattan kanunen indirilmesi kabul edilen giderler düşülür.

Serbest Meslek Kazancı

Sermayeden çok şahsi çalışma ile ilmi veya mesleki bilgi veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin bir işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında serbest meslek erbabı tarafından kendi nam ve hesabına yapılması serbest meslek faaliyeti olarak tanımlanmakta ve bu faaliyetten sağlanan gelir de serbest meslek kazancı olarak kabul edilmektedir. Serbest meslek faaliyetini herhangi birine bağlı olmadan devamlı meslek haline getirenlere ise serbest meslek erbabı denmektedir. Serbest meslek kazancı, gerçek usulde tespit edilmektedir. Serbest meslek kazançlarında elde etme, diğer kazanç türlerinden farklı olarak, tahsil esasına bağlanmıştır. Serbest meslek kazancının gerçek usulde tespitinde safi kazanç, gayrisafi kazançtan faaliyetle ilgili giderlerin düşülmesinden sonra kalan kazançtır. Serbest meslek kazancı olan telif kazançları gelir vergisinden istisna edilmiştir. Ancak telif kazançları üzerinden G.V.K.'nun 94. Md.'ne göre tevkifat yapılacaktır ve serbest meslek kazancıyla ilgili diğer muaflık ve istisnalar ise "sergi ve panayır istisnası" dır.

ÜNİTE(4)Gayri menkul sermaye iradı ve menkul sermaye iradı
Gayrimenkul Sermaye İradı

Gayrimenkul sermaye iradı Gelir vergisi kanununda gayrimenkullerle bir kısım menkuller, haklar ve gayrimenkullerin mütemmimi niteliğindeki menkul malların sahipleri veya kullanıcıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iradlar olarak tanımlanmıştır. Gayrimenkul sermaye iradı götürü ve gerçek usulde olmak üzere iki şekilde vergilendirilmektedir. Gerçek usule göre gayrisafi hasılattan gerçek giderler düşülerek safi irat bulunmaktadır. Gayrisafi hasılat ise vergilendirilen ve vergilendirilen dönemlerden önceki dönemlerle ilgili olup vergilendirilen dönemde tahsil edilen gayrimenkul kiralarının toplamından meydana gelir. Götürü usulde ise gayrisafi hasılatın %25'i götürü gider olarak indirilerek safi irad hesaplanır. Kanun ayrıca mal ve hakların kiralarının emsalinin kira bedelinden aşağı olamayacağını hükme bağlamıştır. Yalnız bazı durumlarda emsal kira bedelinin uygulanmayacağı açıklanmıştır. Binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılında elde edilen kiranın 950.000.000 liralık kısmını kanun vergiden istisna tutmuştur. Yalnız ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek zorunda olanlar bu istisnadan faydalanmamaktadır.



Menkul Sermaye İradları

Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında, nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden meydana gelen sermaye dolayısıyla elde ettiği kâr payı faiz, kira ve benzeri iratlar kanunda menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır. Kaynağına bakılmaksızın menkul sermaye iradı olarak kabul edilen iradlar ise kanunda ayrıca sayılmıştır. Vergiye tabi menkul sermaye iradından menkul kıymetlerin depolama, sigorta giderleri, tahsil giderleri ve menkul kıymetler için ödenen her türlü vergi, resim ve harçlar indirilir. Menkul sermaye iradları hukuki ve ekonomik tasarruf imkânının doğduğu

anda elde edilmiş sayılmaktadır

ÜNİTE(5)Ücret,diğer kazanç ve iratlar

Ücret, emek faktörünün karşılığı olan bir gelir türüdür. Ücretin unsurları ise, belli bir işyerine bağlı olma, işverene bağlı olma ve bir hizmet karşılığı ödemenin yapılmasıdır. Ödeme, nakden yapılabileceği gibi aynen veya para ile ölçülebilen menfaatler şeklinde de olabilir. G.V.K. ücretleri önce genel olarak belirlemiş, daha sonra da ücret sayılan gelirleri ayrı ayrı açıklamıştır. Ücret, genel olarak gerçek usule göre tesbit olunur. Gerçek usule göre vergilendirilecek ücretin tesbiti, gayrisafi ücretten kanunun indirilmesine izin verdiği bazı indirimlerin yapılması ile mümkün olur. Bazı hizmet erbabının ücretlerinin tesbit edilmesindeki güçlükten doğmuştur. Bu usule göre vergilendirilecek olanlar G.V.K.'da ayrı ayrı sayılmıştır. Buna göre tesbit edilen matrah üzerinden vergi ödenir. Ayrıca kanun koyucu sosyal, ekonomik, teşvik ve vergi tekniği gibi nedenlerle ücretlerde bazı muafiyet ve istisna hükümleri de getirmiştir.
Diğer Kazanç ve İratlar Değer artış Kazancı ve Arazı kazançlar başlığı altında vergilendirilir. Ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü sonucu faaliyetin kanuni mirasçılar tarafından sürdürülmesi, Kazancı bilanço esasına göre tesbit edilen ferdi bir işletmenin sermaye şirketine devri, kolektif veya adi komandit şirketin nevi değiştirmeleri her iki sistemde de vergi dışı kalacak, veraset yoluyla veya ivazsız olarak meydana gelen intikaller ve kanundaki şartlara uymak koşuluyla menkul kıymetler yatırım fonlarının katılma belgelerinin elden çıkarılması diğer vergilendirilmeyecek kazançlarla birlikte vergilendirilmeyecek diğer kazanç ve iratlar arasında yer alacaktır. Genelde diğer kazanç ve iratlarda safi kazanç elden çıkarma karşılığında alınan değerlerle maliyet bedeli arasındaki farktır. Elden çıkarma mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketine sermaye olarak konulması, mal ve haklar üzerindeki tasarruf hakkının devredilmesi anlamına gelmektedir.
ÜNİTE(6)Gelirin beyanı ve beyanname türleri(Yıllık Beyanname)

Gelir Vergisi mükellefleri bir takvim yılında G.V.K.'nun 2. maddesinde sayılan kaynaklardan elde ettikleri kazanç ve iratları yıllık beyannamede toplamak zorundadırlar. Tacirler, çiftçiler ve serbest meslek erbabı, faaliyetlerinden kazanç elde etmeseler de yıllık beyanname vermekle yükümlüdürler. Ancak, ticari, zirai ve mesleki faaliyetler dışındaki kaynaklardan elde edilen kazanç ve iratlar için kanunda belirtilen belirli şartlarla

gelirin toplanması ve yıllık beyanname verilmesi zorunluluğu ortadan kalkmaktadır. Bir kısım kaynaklardan elde edilen zararlar diğer kaynaklardan elde edilen kazanç ve iratlardan mahsup edilebilir. Bir yıla ait zarar ancak takibenden beş yıl içerisinde kârlardan mahsup edilebilir. Mükellefler yıllık beyanname ile bildirecekleri gelirlerinden şahsi sigorta primlerini, Gelir Vergisi Kanununun 31. maddesindeki indirimleri ve belirli oranda G.V.K.'nda belirtilen kurumlara yapılan bağış ve yardımları düşebilirler. Gelir vergisi ve şahsi vergiler ile vergi ve para cezaları gelirden düşülmez. Mükellefin ödeyeceği verginin hesaplanması ile ilgili açıklamalar Ünite 14'te yapılacaktır. Basit usulde vergilendirilen mükellefler takvim yılına ait gelir vergisi beyannamesini takibeden yılın Şubat ayı içerisinde yetkili vergi dairesine verirler. Gelirleri gerçek usulde tespit edilen ticaret, serbest meslek erbabı ve çiftçiler gelirlerini takibeden yılın Mart ayı içinde yetkili vergi dairesine verirler.
(Muhtasar ve Münferit Beyanname)

Gelir Vergisi genelde beyan esasına dayanır. Bazı kazanç, irat ve ücretler bu gelirleri ödeyenler tarafından vergi kesintisine tabi tutularak ödenir. Kesilen bu vergiler mükellefin ileride ödeyeceği vergiden mahsup edilir. Ancak bazı durumlarda kaynakta vergi kesme usulü kesin vergilendirme niteliğine bürünmektedir. Hangi ödemelerden kimlerin ne oranda kesinti yapacağı kanunda geniş olarak açıklanmıştır. Vergi kesintisi ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar
 

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
GELİR VERGİSİ İLE İLGİLİ BİLGİLER VE
MÜKELLEFİYET


GELİR VERGİSİNİN NİTELİĞİ
Gelir vergileri, gerçek kisilerin gelirlerini;
vergilendirir.

GELİR VERGİSİ TÜRLERİ

1-ÜNİTER GELİR VERGİLERİ

Sübjektif karakterli bir gelir vergisi türüdür. Bu tür
vergileme biçiminde, kanunun kabul etmis olduğu
gelir unsurlarından elde edilmis olan tüm gelirler
toplanarak hesaplanmıs olan toplam gelirde,
indirilmesi kanunen kabul edilmis olan en az geçim
indirimi, özel indirim, bağıs ve yardımlar gibi sosyal
indirimler ile gelirin elde edilmesinde kullanılmak
üzere harcanmıs olan giderler indirilir. Bulunacak
tutara, artan oranlı bir tarife uygulanmak suretiyle
ödenecek olan vergi hesaplanır.
Türkiye’de de 1950 yılından beri üniter
gelir vergisi uygulanmaktadır.

2-SEDÜLER GELİR VERGİLERİ
Sedüler gelir vergileri uygulamasında, vergi
konusu olan gelirler çesitli kategorilere ayrılarak her
kategori ayrı ayrı düzenlemeler içinde vergiye tabi
tutulur.
Sedüler gelir vergilerinde, üniter gelir vergilerinin
tersine genelde düz oranlı vergi tarifeleri kullanılır.

3- BİRLESİK GELİR VERGİLERİ
Bu uygulamada, çesitli kaynaklardan elde
edilen gelirler sabit oranlı ve ayrı tarifelere tabi
tutularak vergilendirilir. Söz konusu bu vergileme
yapıldıktan sonra toplam gelir, tekrar artan oranlı bir
tarifeye tabi tutularak ikinci kez vergiye tabi tutulur.

GELİR VERGİSİNDE MÜKELLEFİYET

1-VERGİNİN KONUSU
Verginin konusunu, gerçek kisilerin elde ettikleri
gelirlerdir.

GELİRİ TANIMLAYAN TEORİLER

1-Kaynak Teorisi
Kaynak teorisine göre gelir, emek, sermaye, doğal
kaynaklar ve tesebbüs olarak bilinen üretim
faktörlerinin bir veya birkaçının üretim sürecine
sokulması karsılığı sürekli olarak elde edilen
değerlerdir. Özellikleri;

1- Gelirin üretim faktörlerinden biri veya birkaçının
etkisi sonucu ortaya çıkmasıdır.
2- Elde edilen gelirin sürekli bir biçimde elde
edilmesidir.
Kaynak teorisi, öz tüketimi gelir olarak kabul
etmektedir.

2- Net Artıs Teorisi
Bu teoriye göre gelir, kisilerin sahip olduğu
değerlerde artıs yaratan her türlü fazlalıklardır.
Ekonomik faktörlerin herhangi bir etkisi
olmaksızın miras, bağıs ve bu gibi yollardan elde
edilen değerler ile sürekli olarak elde edilmeyen
ücret, irat ve varlıklarda kendiliğinden meydana
gelen değer artısları, gelir sayılmaktadır.

TÜRK GELİR VERGİSİNİN GELİRİ KABUL EDİS BİÇİMİ

“Gelir, bir gerçek kisinin bir takvim yılı
içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.”
Gelirin unsurları,
- Ticari kazanç,
- Zirai kazanç,
- Serbest meslek kazancı,
- Ücret
- Gayrimenkul sermaye iradı ve
- Menkul sermaye iradı
- Diğer kazanç ve İratlar
Bu altı unsurda, tam anlamıyla kaynak teorisi kabul
edilmistir.
Günümüzde uygulanan gelir teorisi ilk altı
unsur için Kaynak teorisi ve 7. unsur için ise Net artıs
teorisi olarak kabul edilmistir.

GELİR VERGİSİNE GÖRE GELİRİN ÖZELLİKLERİ

1-Gelir Kisiseldir:
Vergiye konu olan gelir, gerçek kisilerin elde ettiği
gelirdir.
2-Gelir Yıllıktır:
Vergiye tabi gelir, bir takvim yılında elde edilen
gelirdir. İstisnaları;
- Birden fazla yıl süren insaat ve onarma isleri,
- Ölüm, ülkeyi terk ve
- Özel hesap dönemi halindeki
vergilendirmedir
3-Gelir Gerçektir:
Vergiye tabi gelir, geçek usul ile tespit edilir. Yani
gelirin tespiti, az veya çok bir muhasebe düzenini
gerekli kılar. İstisnaları;
- Düsük gelirli ticari kazanç sahipleri, Serbest
meslek erbabı ile
- Kayıt düzenine sokulamayan ücretlilerin
basit usulde vergilendirme esası
4-Gelir Safidir:
Gelirin elde edilmesi için yapılan giderler, gayrisafi
gelirden düsülür.

MÜKELLEF
Gelir vergisinin mükellefi, gelir elde eden
gerçek kisidir.Gerçek kisilerin gelir vergisi
mükellefiyeti, doğumla, hatta sağ olarak doğmak
sartıyla ana rahmine düstüğü anda baslar. Yani
kisilerin vergi mükellefi olabilmesi için, medeni
haklardan yararlanma ehliyetine sahip olması
yeterli olup, medeni hakları kullanma ehliyetine sahip
olması gerekli değildir.
Ancak, medeni hakları kullanma ehliyetine
sahip olmayanların vergi mükellefi olmaları halinde,
vergilendirme ile ilgili olarak bunlara düsen ödevler,
kanuni temsilciler tarafından yerine getirilir.
Kanuni olmayan islerden elde edilen gelirler de
(kumarhane isletmek ve tefecilik yapmak gibi), vergi
mükellefiyeti doğurur.
Mükellef: Üzerine vergi borcu düsen gerçek veya tüzel
kisilerdir.

MÜKELLEF TÜRLERİ

A-TAM MÜKELLEFLER

1-Türkiye’de Yerlesmis Olan veya Yerlesmis
Sayılanlar:
İkametgahı Türkiye’de bulunanlar ile bir
takvim yılı içinde sürekli olarak altı aydan fazla
oturanlar Tam mükellef kapsamına girmektedir.
“Belli ve geçici görev veya is için Türkiye’ye gelen is, ilim
ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın
muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer
kimselerle, tahsil ve tedavi veya istirahat veya seyahat
maksadıyla gelenler ile tutukluluk, hükümlülük veya
hastalık gibi sebeplerle, Türkiye’de altı aydan daha uzun
süre kalanlar Türkiye’de yerlesmis sayılmaz.”

2-Türkiye Dısında Bulunanlar:
- Türkiye dısında bulunan bir kimsenin Türk
vatandası olması.
- “Resmi daire ve müesseselere veya merkezi
Türkiye’de bulunan tesekkül ve tesebbüslere
bağlı olup adı geçen daire, müessese,
tesekkül, ve tesebbüslerin isleri dolayısıyla
yabancı memleketlerde oturması.” (Ancak,
sayılan kurumlarda çalısan Türk uyruklu kimseler,
bulundukları ülkelerde elde ettikleri kazanç ve
iratlar için gelir vergisi veya benzeri bir vergiye
tabi tutulmuslar ise, Türkiye’de ödeyeceği
vergiden düsebilirler)

2-DAR MÜKELLEFLER
Bu mükellefler, Türkiye’de ikametgahı olmayan
veya yerlesmis sayılmayan kimselerdir. Bu kisilerin dar
mükellef olabilmeleri için ön sart, Türkiye’de kazanç ve irat
sahibi olmalarıdır.

TAM VE DAR MÜKELLEFİYETİN DOĞURDUĞU SONUÇLAR
1-ESAS SONUÇ

Tam mükellefler vergilendirmede, esas
olarak SAHSİLİK kuralına tabidir. Mükellef, gelirini
ister yurt içinde, ister yurt dısında elde etmis olsun
tüm gelirinin vergisini ödemektedir.
Dar mükellefler, vergilendirmede sahsilik
kuralından ayrılarak MÜLKİLİK kuralını
benimsemistir. Bu mükellefler sadece Türkiye’de elde
etmis oldukları gelirin vergisini ödemekle
yükümlüdürler.

2-DİĞER SONUÇLAR
Tam mükellefler;
- İhracat istisnasından yararlanmaz.
- Hükümetin izni ile açılan sergi ve
panayırlardan sağladıkları ticari ve serbest
meslek kazançları, gelir vergisine tabidir.
- Ücret istisnası ve diplomat muaflığı yoktur.
- Sakatlık indiriminden ve sigorta
indiriminden yararlanabilir.
Dar Mükellefler;
- İhracat istisnasından yararlanırlar.
- Hükümetin izni ile açılan sergi ve
panayırlardan sağladıkları ticari ve serbest
meslek kazançları, gelir vergisinden
istisnadır.
- Ücret istisnası ve diplomat muaflığı vardır.
- Sakatlık indiriminden ve sigorta
indiriminden yararlanamaz.
- Dar mükellefiyette toplama yapılmayan
haller tam mükellefiyete oranla daha
fazladır.
Mükellefiyet verginin konusu ile mükellefleri
arasına vergiyi doğuran olayın meydana gelmesiyle
meydana gelir.

Vergiyi Doğuran Olay
Gelir vergisinde vergiyi doğuran olay, mükellefin yani
gerçek kisinin geliri elde etmesidir. Gelir tahakkuk esasına
veya tahsil esasına göre elde edilebilir.
1-Gelirin tahakkuku: Gelirin tahakkuku gelirin
kesinlesmesini anlamak gerekmektedir.
2-Gelirin tasarrufu: Gelirin nakden veya hesaben
gelir sahibinin patrimuanına geçmesi demektir.
Örneğin, bir paranın alacaklı adına bankaya yatırılması veya
ödemenin parayla yapılması gibi.
Gelirin Elde edilme Biçimleri;
Tahakkuk esası geçerli olan gelir unsurları;
1- Ticari kazanç
2- Zirai Kazanç
3- Menkul Sermaye İradı
Tahsil esası geçerli olan gelir unsurları;
1- Serbest Meslek Kazancı
2- Ücret
3- Gayrimenkul Sermaye İradı
4- Diğer Kazanç ve İratlar.
 

sltn_22

Yeni Üye
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
teşekkürler bilgilendirdiğin
için...
 

realx76

Yeni Üye
Katılım
16 Şub 2008
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
banada türk vergi sisteminin des notlarını gönderirmisiniz???????????
 

**PANDORA**

Özel Üye
Katılım
5 Eyl 2007
Mesajlar
305
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Şehir:
Ankara
ahhh ahhh bizim zamanımızda ne omer evran gibi bi kurtarıcımız vardı nede internetten hazır not almak vardı:)
o mavi kitapları teeek teeek okurdukkk:)
kim kime niye nezaman vergi verirleri ezberleyene kadar bildiğim herşeyi unutmuştum:)
şimdiki nesil çok şanslı:)

ben bu dersten geçtim darısı tüm geçecek olanlara
başarılar arkadaşlar....
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst