İş Etiği 1. Ünite Ders Notları

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
ÜNİTE 1: ETİK, AHLAK VE İŞ AHLAKI

ETİK, AHLAK VE İŞ AHLAKI
Etik Kavramı: Etik, karakter ve alışkanlık anlamına gelen ethos’tan türetilmiştir.Etik kavramı, felsefecinin görüş ve yaklaşımına göre farklılık göstermese de, ahlak felsefesi bağlamında iyi ve doğru olanın tanımlanması bakımından ahlak felsefecileri arasında farklılıklar olduğu görülür.

Ahlak felsefesiyle uğraşma insanlık tarihi boyunca süregelmektedir. Felsefe soyut meseleler ve argümanlarla meşgul olur. Oysa ahlak somut olaylara odaklıdır ve ahlakın konusu insandır.

Felsefede temel sorulardan biri; “hangi sonuçları doğuracaklarına bakılmaksızın, ulaştığımız yargıların nasıl Haklılaştırılabileceği”dir

etik ve nazari ahlakın cevap aradığı temel sorular şu şekilde sıralanabilir:
• “İyi ve kötü nedir? (değer problemi)”
• “İyi ve kötü arasında bir seçim yapma kudretine sahip miyiz? (hürriyet problemi)”
• “İyi ve kötü hakkındaki ahlâkî hükümlere nasıl varıyoruz?”
• “Bu hükümlerin genelliği ve geçerliliği ne ölçüdedir?”.

Ahlak Kavramı
Genel olarak “iyi ve kötü” davranışların açıklanması şeklinde değerlendirilen ahlakın sözlüklerdeki anlamına bakıldığında şu farklı boyutlar göze çarpar:
1. Bir toplum içinde kişilerin benimsedikleri, uymak zorunda bulundukları davranış biçimleri ve kurallardır.
2. Belli bir toplumun belli bir döneminde bireysel ve toplumsal davranış kurallarını tespit eden veinceleyen bilim, felsefe bilimidir.
3. İyi nitelikler, güzel huylardır.
Tüm bu tanımlardan hareketle ahlak; “öznesinde insan ve insan davranışları olan ve insanın yaratılıştan gelen özellikler yanında, kendisine, ilişkide olduğu diğer insanlar ile içinde yaşadığı topluma karşı genel olarak “iyi” ve “kötü” çerçevesinde yön veren eğitimle kazanılan bir davranışlar seti ya da rehberi” olarak tanımlanabilir.

Etik ve Ahlak Ayrımı

Her iki terim de ilk bakışta aynı anlamlara geliyor gözükmektedir. Etimolojik olarak aynı anlama gelseler de, ahlakın olgusal ve tarihsel olarak yaşanan bir şey olmasına karşılık, etik, bu olgunun kendisine yönelik araştırmadır.

Ahlak felsefesi, insana ilişkin ahlaki sorunlarda doğrulanabilir ve yanlışlanabilir bilgiler ortaya koyan ya da en azından ortaya koyması beklenen bir disiplin iken, ahlakın çıkış noktası insan eylemlerinin toplumsal hayata zarar vermeden düzenlenmesi gibi pratik bir nedenden kaynaklanır. Dolayısıyla, etik çerçeve çizmeye çalışırken, ahlak doğrudan insan davranışlarını değerlemedeki normları esas alarak somuta odaklanır.
Normatif değerleme ve normlara uygun davranma söz konusu olduğunda ahlaktan,norm oluşturma ve mevcut normları ahlak felsefesinin “iyi-kötü”, “doğru-yanlış” nedir sorularına cevap arama söz konusu olduğunda etikten söz edilir.

İş Ahlakı Kavramı
İş ahlakı, evrensel, toplumsal ve kültürel değerler bağlamında iş dünyasındaki birey-birey, birey-grup,birey-örgüt ve örgüt-örgüt ilişkilerini değerlemede normlar ve ilkeler ile bunlar kapsamında değerlendirme yapmayı içerir.
iş ahlakının evrensel ilke ve değerler yanında, toplumsal ve kültürel bazı ilke ve değerlerle de oldukça yakın ilişkisi vardır. Yani kimi toplumların iş dünyasında ahlaki olarak kabul edilebilecek bir davranış, kimi toplumlarda ahlaki bulunmayabilecektir. Bu durum iş ahlakının göreceli olmasından kaynaklanmaktadır.

İŞ AHLAKININ ÖNEMİ
İş ahlakı konusu özellikle iki açıdan önemlidir.
1-İşletmelerle yöneticilerinin sosyal sorumluluk bilincinden yoksun olarak toplumun geneline ve hatta gelecek kuşaklara ait kaynakları etkin kullanamaması, israf etmesi ve onlara gelecekte kullanılamayacak derecede zarar vermesi, iş ahlakının işletme dışına yönelik boyutunu oluşturur.
2-Öte yandan, işletme yöneticileri ve çalışanlarının, birbirlerine, müşterilere, satıcılara ve rakiplere karşı, genel ahlak konularının da içerdiği, dürüstlük, doğruluk gibi hususlarda ahlak dışı davranışları da iş ahlakının diğer boyutunu teşkil eder .

iş ahlakı anlayışının gerilemesine ve dolayısıyla kendisine duyulan ihtiyacın artmasına neden olan bazı faktörler, iki temel başlık altında aşağıdaki gibi sıralanabilir:
1. İşletme dışı faktörler
• Hayat tarzlarının değişimi ve buna bağlı olarak tüketimdeki aşırı artış,
• Kitle iletişim araçlarının etkisiyle kültürler arasındaki etkileşim ve kültürlerin hızlı değişimi,
• Adalet mekanizmasının etkin olmayışı ve yavaş işlemesi,
• Haksız kazanç yollarının artışı ve bu durumun insanları kolay yoldan kazanmaya teşvik
• etmesi,
• Genel olarak toplum ahlakının zedelenmesi,
• Ekonomik yapının bir bütün olarak (teşvik ve kredi suiistimalleri, yüksek enflasyon, düşük ücretler, ekonomik sistemin politik sisteme alet edilmesi vb. gibi ahlakî açıdan yanlış uygulamalar nedeniyle) işletmeleri ahlâksızlığa sevketmesi.
2. İşletme içi faktörler
 Kar maksimizasyonu amacının diğer sosyal sorumluluk amaçlarının önüne geçmesi ve onları gölgede bırakması,
 Çalışanların kişisel ahlakî değer yargıları,
 İşletme sahipleri,
 ortakları ve yöneticilerinin kişisel ahlakî algılamaları,
 hırsları ve tutkuları,
 İşletme içi çıkar çatışmaları,
 İşletme içi denetim ve yaptırım mekanizmalarının zayıflığı

İŞ AHLAKININ TARİHSEL GELİŞİMİ
Bugün yaşanan iş ahlakı ile ilgili problemlerin çoğu yeni değildir. Bunların kökeni 17. yüzyıla dayanır ve özellikle serbest piyasa mekanizması ile arttığı görülür.Sanayi Devrimi sonrasına kadar insanoğlunun tabiatın kendi kendini yeniden üretebilme ve temizleyebilme sınırlarının ötesinde zararlar vermediği ifade edilmektedir.
1960’lardan itibaren iş ahlakı konularına artan düzeyde ilgi ortaya çıktığı söylenebilir. İş ahlakının tarihsel gelişimini insanlık tarihinden ayrı düşünmek elbette doğru olmayacaktır. Bu kapsamda iş ahlakı konusundaki sistematik olmasa da birikimler antik çağlara kadar uzatılabilir. Eski Yunan ve Antik Roma’da işletmecilik ve tüccarlara iyi gözle bakılmadığı, bu işlerin insanı yalan söylemeye, çıkarcılığa ve bencilliğe götüreceği inancı yaygındı dinlerin işletmecilik, ticaret hayatı ve iş ahlakına yönelik etkileri oldukça belirleyicidir.
Hristiyanlıkta kilisenin oldukça önemli bir kurumsal düzenleme ve otorite olarak ticaret hayatına ve iş ahlakına ilişkin yönlendirici etkileri olmuştur. Kilisenin ilk dönemlerinde işletmecilik ve ticaret faaliyetleri ahlaken kabul edilebilir olmakla birlikte, para hırsı, hilekârlık ve lüks tüketime karşı uyarılar unutulmamıştır. Yahudiliğin aksine Hristiyanlıkta ticaret, insanların birbirlerinin eksikliklerini gidermeleri açısından bir hizmet olarak görülmüştür.
özellikle 13. yüzyıl başında Anadolu’da örgütlenen Ahilik organizasyonunun, eş zamanlı olarak Ortaçağ Avrupa’sına karşı iş ahlakı açısından çok önemli ilkeler vaaz ettiği rahatlıkla söylenebilir.

20. yüzyıl başından itibaren olduğu söylenebilir. Bu kapsamda iş ahlakına yaklaşımların ya da iş ahlakı literatüründeki gelişmeler dönemsel olarak şu şekilde sıralanabilir:
• İş dünyasında ahlak arayışı dönemi (1900-1920)
• İş dünyasında profesyonellik ve iş ahlakı dönemi (1920-1950)
• İş dünyasında büyüyen ölçekler ve iş ahlakında karmaşıklık dönemi (1950-1970)
• Önleyici ve düzenleyici iş ahlakı arayışı dönemi (1970-1990)
• Küresel işletmecilik ve küresel iş ahlakı dönemi (1990 - )

KÜRESELLEŞME VE İŞ AHLAKIYLA ETİK KONULARA İHTİYACIN ARTMASI
Küreselleşme ve iş etiği genel anlamda üç alan bağlamında değerlendirilmektedir. Bu alanlar kültür, hukuk ve hesap verebilirlik olarak sayılabilir.
Faaliyetleri incelendiğinde şirketlerin küresel düzeyde baskın aktörler olduğu görülebilir.Ekonomik faaliyetler sınırlardan bağımsızlaştıkça ülkelerin bu faaliyetler üzerindeki kontrolleri azalmış, böylece bu faaliyetler, etkilenen
tarafların demokratik kontrolüne daha az açık hale gelmiştir. Bu nedenle çokuluslu şirketlerin doğrudan ya da demokratik hesap verebilirliği gittikçe artan oranda gerekli hale gelmiştir.

Çokuluslu şirketlerin küresel faaliyetleri yerel halkla doğrudan etkileşim içine girilmesine sebep olmakta, bu ise geleneksel toplum yaşamında aşınma ihtimalini arttırmaktadır. Hükümetlerin güçsüz olduğu ülkelerde, şirketleri denetleme ya da kontrol etme amacına sahip küresel düzeyde aktif baskı grupları ortaya çıkmıştır. Küreselleşme hükümetlerin gücünü zayıflatmış ve iş, refah, etik standartların belirlenmesi vb. konulardaki kurumsal sorumlulukları da arttırmıştır. Küreselleşme ayrıca hükümetleri rüşvet, yolsuzluk, vergileme gibi konularda farklı kültürel beklentilere sahip farklı kurumlarla yüz yüze getirmiştir.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst