Menü
Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Kullanıcılar
Şu anki ziyaretçiler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Her Telden
Aöf kafamı buluyor
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Konuya cevap cer
Mesaj
<p>[QUOTE="imqossibLe, post: 213962, member: 41715"]</p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Atatürkçülüğe Karşı Eleştiriler Konu Özeti</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Atatürk ve Atatürkçülüğe karşı eleştiriler ve bunların sonucu olan tepkiler, çok partili demokratik yaşama geçilmesinden sonra meydana gelmiştir..</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Atatürk’ün Kişiliğine Karşı Eleştiriler:</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Atatürk’ün alkollü içkiye karşı düşkünlüğü ve evlilik yaşamındaki mutsuzluğu eleştiri konusu olmuştur. Atatürk özel yaşamında düzgün, düzenli, disiplinli,, herkesin hakkına saygı gösteren bir davranış içindeydi.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">İçki düşkünlüğü, onun tek başına son derece ağır bir yük altında bunalmasından ve kendisine gerçek anlamda yardımcı olabilecek, Türk aydınlanması için düşündüğü ulusal kimlik içindeki kültür devrimi hedefinin çok az kişi tarafından anlaşılmasının verdiği sıkıntıdan kaynaklanmaktadır.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Atatürk’ün “devrimci” kişiliğine karşı da eleştiriler yöneltilmiştir, ilk eleştiri, Atatürk’ün Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndaki tutumuyla ilgilidir.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Kurtuluş Savaşı’nın Vahdettin’in isteği ile başladığı ve Vahdettin’in Atatürk’e altın yardımı yaptığı ve Atatürk’ün İngilizlerle işbirliği yaptığı gibi söylentiler, özellikle şeriatçı çevreler tarafından savunulmaktadır.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Ayrıca İstiklal Mahkemeleri hakkında yapılan olumsuz değerlendirmeler de yine gerçeğe aykırı özellikler taşımaktadır.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Vahdettin’in yaptıkları hakkında yukarıda belirttiğimiz gerçeğe aykırı açıklamalar Turgut Özakm-an’ın eserinde çürütülmüştür. Yine, İstiklal Mahke-mesi’ne yönelik asılsız açıklamalar da Ergün Aybars tarafından çürütülmüştür.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Atatürk’ün devrimci kişiliğinin ikinci eleştiri noktası, zaferin kazanılmasından sonra gösterdiği davranışlardan kaynaklanmaktadır. Büyük devrimci yapmak istediklerinin hepsini baştan söyleyemezdi.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Bu bakımdan davranışlarında bir tutarsızlık olduğu ileri sürülemez. Tam tersine, daha Kurtuuş Savaşı’nın en bunalımlı günleride kadın-erkek eşitliğini savunan, modern eğitim için uğraşan ve en yakınlarına bile bunların yapılacağını açıklamayan Atatürk’ü bu açıdan eleştirmek değil, övmek gerekmektedir. Atatürk özel servetini Türk dil ve tarih kurumuna bıraktı.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">ATATÜRKÇÜLÜĞE YÖNELİK ELEŞTİRİLER</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Sistemi Bir Bütün Olarak Reddedenler:</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü hiç bir zaman kabullenemeyen en önemli kesimini Osmanlı düzenine yeniden dönüşü özleyenler oluşturmaktadır. Bu kesim genel olarak Kurtuluş Savaşı’na bile karşıdır.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Bu kesimin, demokrasiyi de benimsemediği görülmektedir. Bu düşünceyi benimseyenlerin, demokrasinin, hedeflerine ulaşmak için bir araç olduğunu ifade ettikleri görülmektedir. Özellikle, laiklik hakkında A-tatürk’ün eleştiriye uğradığı görülmektedir.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Türk devrimini, bir bütün olarak reddeden ikinci kesim son on yılda belirmiştir. Bu kesimin mensupları iyi eğitim almış, demokrasinin bütün nimetlerini tanımış, ondan kopmanın mümkün bulunmadığına yürekten inanmış kimselerdir. Bu kesimin güncel adı “numaralı Cumhuriyetçiler” dir.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Çünkü onlar Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin hiçbir ilkesi ve kurumu ile bağdaşmamışlardır. Ama gene de cumhuriyetçidirler. Yeni bir cumhuriyet kurulmasını istemektedirler. Bu da “ikinci cumhuriyet” olacaktır.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Onlara göre Atatürk silahlı kuvvetlere dayanarak ve kendisine bağlı bir bürokratik oligarşi oluşturarak bazı yenilikler yapmıştır. Onlara göre bu yeniliklerin demokrasi ile bağdaşması imkansızdır. Bu kesimin önde gelenleri “kemalizm ile demokrasinin bağdaşmayacağını” savunmaktadırlar.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Atatürkçülük’ün Bazı Noktalarına Karşı Çıkanlar:</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Atatürk’ün en yakın arkadaşları devrim ilerledikçe ondan uzaklaşmışlardır. Örneğin; Rauf Bey, Cumhuriyetin ilanına ve halifeliğin kaldırılmasına Karşıydı. Yine, Atatürk’ün en yakın arkadaşlarından Kâzım Karabekir Paşa ne Cumhuriyete ne de Halifeliğin kaldırılmasına itiraz ediyordu.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Ama o, ardından gelen devrim adımlarının çok hız kazandığını, Türk toplumunda böylesine geniş kapsamlı bir kültür değişikliğinin başarısız kalacağını öne sürüp “evrimsel” bir gelişme istiyordu.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Devrimi kısmen kabul edenler. Cumhuriyetin ilanıyla gelişen kuşak içinde görülmüştür. Bu kesim, Atatürk’ün önderliğine karşı çıkmamakla birlikte çok partili demokrasiye daha çabuk geçilmesini, medeni hukuk alanında yapılanların aceleye getirildiğini ileri sürüp laiklik ilkesinin ödün verilerek uygulanmasını istemişlerdir.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Bu görüşte olanlar, Türk Devriminin bir bütün olduğu, birbirinden kopuk eylemlerle uygar ve ulusal kültür sistemine geçmenin mümkün olamayacağını tam olarak özümseyememişlerdir.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Devrimin Eskidiğini İleri Sürenler:</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Bazı kesimler ise Atatürk’ün dayandığı ilkelerin eskidiği savını ortaya atarlar. Onlara göre dünya hızla değişmektedir. Globalleşme hızla sürmektedir. Ulusçuluk kavramı ve ulus devletin geçerliliği kalmamıştır.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Fakat bu düşünceyi savunanların gözden uzak tuttuğu bazı noktalar bulunmaktadır. Etnik gruplar bağımsızlık için uğraşmakta ancak, içlerinde bulundukları asıl uluslar öylesine büyük ve güçlüdür ki, onların bu amaçlarını gerçekleştirmesi oldukça zordur.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Buradan hareketle, Atatürk ulusçuluğunun, bu ülkede yaşayan ve ortak bir geçmiş ile ortak bir geleceğe yönelişte içtenlikle birbirine bağlanan herkesi hukuk açısından Türk kabul etmesinin evrensel bir ölçüt taşıdığı karşımıza çıkmaktadır.</span></span></p><p><span style="color: Blue"><span style="font-size: 12px">Yine, Atatürk’ün devletçilik anlayışına yönelik tartışmaları da şu şekilde yanıtlayabiliriz: Atatürk devletçiliği, sadece ekonomi ile sınırlı değildir. Onun devletçilik anlayışı bugünkü “sosyal devlet” ilkesinin en güçlü ifadesidir.</span></span></p><p></p><p>ALINTI</p><p></p><p></p><p></p><p></p><p><span style="color: Red">Şimdi bu ne alaka soylekı yarınkı sınav (30.05.2010) ınkılap tarıhıdersınden suphelenmeye basladım sözel ögrencısıyım sukur yasanılan olaylara karsı yorumlama yetenegıne her ınsan gıbı sahıbım .Ancak bu AÖF benle kafa buluyor gıbıme gelıyor yada tarıhı yenıden yazıyor.</span></p><p><span style="color: Red">Söylekı sorularla ılgılnen arkadaslar bılir sankı bır dusunce sındırılmeye calısılıyor Türk tarıhı nereye ceksen gıder hesap oldu ben de bunu paylasayımdedım<img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite1" alt=":)" title="Smile :)" data-shortname=":)" /></span></p><p>[/QUOTE]</p>
[QUOTE="imqossibLe, post: 213962, member: 41715"] [COLOR="Blue"][SIZE="3"]Atatürkçülüğe Karşı Eleştiriler Konu Özeti Atatürk ve Atatürkçülüğe karşı eleştiriler ve bunların sonucu olan tepkiler, çok partili demokratik yaşama geçilmesinden sonra meydana gelmiştir.. Atatürk’ün Kişiliğine Karşı Eleştiriler: Atatürk’ün alkollü içkiye karşı düşkünlüğü ve evlilik yaşamındaki mutsuzluğu eleştiri konusu olmuştur. Atatürk özel yaşamında düzgün, düzenli, disiplinli,, herkesin hakkına saygı gösteren bir davranış içindeydi. İçki düşkünlüğü, onun tek başına son derece ağır bir yük altında bunalmasından ve kendisine gerçek anlamda yardımcı olabilecek, Türk aydınlanması için düşündüğü ulusal kimlik içindeki kültür devrimi hedefinin çok az kişi tarafından anlaşılmasının verdiği sıkıntıdan kaynaklanmaktadır. Atatürk’ün “devrimci” kişiliğine karşı da eleştiriler yöneltilmiştir, ilk eleştiri, Atatürk’ün Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndaki tutumuyla ilgilidir. Kurtuluş Savaşı’nın Vahdettin’in isteği ile başladığı ve Vahdettin’in Atatürk’e altın yardımı yaptığı ve Atatürk’ün İngilizlerle işbirliği yaptığı gibi söylentiler, özellikle şeriatçı çevreler tarafından savunulmaktadır. Ayrıca İstiklal Mahkemeleri hakkında yapılan olumsuz değerlendirmeler de yine gerçeğe aykırı özellikler taşımaktadır. Vahdettin’in yaptıkları hakkında yukarıda belirttiğimiz gerçeğe aykırı açıklamalar Turgut Özakm-an’ın eserinde çürütülmüştür. Yine, İstiklal Mahke-mesi’ne yönelik asılsız açıklamalar da Ergün Aybars tarafından çürütülmüştür. Atatürk’ün devrimci kişiliğinin ikinci eleştiri noktası, zaferin kazanılmasından sonra gösterdiği davranışlardan kaynaklanmaktadır. Büyük devrimci yapmak istediklerinin hepsini baştan söyleyemezdi. Bu bakımdan davranışlarında bir tutarsızlık olduğu ileri sürülemez. Tam tersine, daha Kurtuuş Savaşı’nın en bunalımlı günleride kadın-erkek eşitliğini savunan, modern eğitim için uğraşan ve en yakınlarına bile bunların yapılacağını açıklamayan Atatürk’ü bu açıdan eleştirmek değil, övmek gerekmektedir. Atatürk özel servetini Türk dil ve tarih kurumuna bıraktı. ATATÜRKÇÜLÜĞE YÖNELİK ELEŞTİRİLER Sistemi Bir Bütün Olarak Reddedenler: Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü hiç bir zaman kabullenemeyen en önemli kesimini Osmanlı düzenine yeniden dönüşü özleyenler oluşturmaktadır. Bu kesim genel olarak Kurtuluş Savaşı’na bile karşıdır. Bu kesimin, demokrasiyi de benimsemediği görülmektedir. Bu düşünceyi benimseyenlerin, demokrasinin, hedeflerine ulaşmak için bir araç olduğunu ifade ettikleri görülmektedir. Özellikle, laiklik hakkında A-tatürk’ün eleştiriye uğradığı görülmektedir. Türk devrimini, bir bütün olarak reddeden ikinci kesim son on yılda belirmiştir. Bu kesimin mensupları iyi eğitim almış, demokrasinin bütün nimetlerini tanımış, ondan kopmanın mümkün bulunmadığına yürekten inanmış kimselerdir. Bu kesimin güncel adı “numaralı Cumhuriyetçiler” dir. Çünkü onlar Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin hiçbir ilkesi ve kurumu ile bağdaşmamışlardır. Ama gene de cumhuriyetçidirler. Yeni bir cumhuriyet kurulmasını istemektedirler. Bu da “ikinci cumhuriyet” olacaktır. Onlara göre Atatürk silahlı kuvvetlere dayanarak ve kendisine bağlı bir bürokratik oligarşi oluşturarak bazı yenilikler yapmıştır. Onlara göre bu yeniliklerin demokrasi ile bağdaşması imkansızdır. Bu kesimin önde gelenleri “kemalizm ile demokrasinin bağdaşmayacağını” savunmaktadırlar. Atatürkçülük’ün Bazı Noktalarına Karşı Çıkanlar: Atatürk’ün en yakın arkadaşları devrim ilerledikçe ondan uzaklaşmışlardır. Örneğin; Rauf Bey, Cumhuriyetin ilanına ve halifeliğin kaldırılmasına Karşıydı. Yine, Atatürk’ün en yakın arkadaşlarından Kâzım Karabekir Paşa ne Cumhuriyete ne de Halifeliğin kaldırılmasına itiraz ediyordu. Ama o, ardından gelen devrim adımlarının çok hız kazandığını, Türk toplumunda böylesine geniş kapsamlı bir kültür değişikliğinin başarısız kalacağını öne sürüp “evrimsel” bir gelişme istiyordu. Devrimi kısmen kabul edenler. Cumhuriyetin ilanıyla gelişen kuşak içinde görülmüştür. Bu kesim, Atatürk’ün önderliğine karşı çıkmamakla birlikte çok partili demokrasiye daha çabuk geçilmesini, medeni hukuk alanında yapılanların aceleye getirildiğini ileri sürüp laiklik ilkesinin ödün verilerek uygulanmasını istemişlerdir. Bu görüşte olanlar, Türk Devriminin bir bütün olduğu, birbirinden kopuk eylemlerle uygar ve ulusal kültür sistemine geçmenin mümkün olamayacağını tam olarak özümseyememişlerdir. Devrimin Eskidiğini İleri Sürenler: Bazı kesimler ise Atatürk’ün dayandığı ilkelerin eskidiği savını ortaya atarlar. Onlara göre dünya hızla değişmektedir. Globalleşme hızla sürmektedir. Ulusçuluk kavramı ve ulus devletin geçerliliği kalmamıştır. Fakat bu düşünceyi savunanların gözden uzak tuttuğu bazı noktalar bulunmaktadır. Etnik gruplar bağımsızlık için uğraşmakta ancak, içlerinde bulundukları asıl uluslar öylesine büyük ve güçlüdür ki, onların bu amaçlarını gerçekleştirmesi oldukça zordur. Buradan hareketle, Atatürk ulusçuluğunun, bu ülkede yaşayan ve ortak bir geçmiş ile ortak bir geleceğe yönelişte içtenlikle birbirine bağlanan herkesi hukuk açısından Türk kabul etmesinin evrensel bir ölçüt taşıdığı karşımıza çıkmaktadır. Yine, Atatürk’ün devletçilik anlayışına yönelik tartışmaları da şu şekilde yanıtlayabiliriz: Atatürk devletçiliği, sadece ekonomi ile sınırlı değildir. Onun devletçilik anlayışı bugünkü “sosyal devlet” ilkesinin en güçlü ifadesidir.[/SIZE][/COLOR] ALINTI [COLOR="Red"]Şimdi bu ne alaka soylekı yarınkı sınav (30.05.2010) ınkılap tarıhıdersınden suphelenmeye basladım sözel ögrencısıyım sukur yasanılan olaylara karsı yorumlama yetenegıne her ınsan gıbı sahıbım .Ancak bu AÖF benle kafa buluyor gıbıme gelıyor yada tarıhı yenıden yazıyor. Söylekı sorularla ılgılnen arkadaslar bılir sankı bır dusunce sındırılmeye calısılıyor Türk tarıhı nereye ceksen gıder hesap oldu ben de bunu paylasayımdedım:)[/COLOR] [/QUOTE]
Alıntı ekle…
Önizleme yap
Adı
İnsan doğrulaması
Türkiye'nin Başkentinin Plaka Kodu Nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Her Telden
Aöf kafamı buluyor
Üst