Halk Edebiyatına Giriş Ders Notu

asah

GOLD Üye
Katılım
14 Eki 2012
Mesajlar
2,943
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Bölüm:
Türk Dili ve Edebiyatı
Şehir:
Zonguldak
[h=3]Halk Edebiyatına Giriş[/h]
(Ünite 1-6)

Kültür kalıtımsal değildir
Kuşaklar boyunca aktarılan, biriktirilen yaşantı ve bilgi birikimi ögelerinden oluşur.
İnsanın doğaya eklediği herşey kültürdür. İnsan, iletişim yeteneği sayesinde kültürü oluşturabilmiştir.

Sözlü edebiyat -> Halk edebiyatı

Sözlü kültür ortamı -> birincil (hafıza dışında kayıt imkanı yok) ve ikincil sözlü kültür ortamı (yazı ve diğer imkanlarla kayıt altına alınabilen).

Yüksek kültür -> resmi kültür veya kitabi / yazılı kültür de denilmektedir.

1908 tarihinden sonra Ziya Gökalp, RızaTevfik ve Fuat Köprülü sayesinde halk edebiyatı terimini kullanmaya başladık.

(2)
Halkbilim çalışmalarının başlangıç tarihi, Jacob ve Wilhelm Grimm’in “ev ve çocuk masalları” derleme kitabının yayınlandığı 1812 tarihiyle başlar.

Folklor -> Folk-Lore terimi ilk defa 1846 yılında William John Thoms tarafından kullanıldı.

Ziya Gökalp’in Halka Doğru dergisinde 23 Temmuz 1913 yılında yayınlanan “halk medeniyeti 1-başlangıç” adlı yazısı ülkemizde folkloru tanıtan ilk yazıdır. Bu yazıda folklor terimine karşılık halkiyat terimi kullanılmıştır.

1 Türk Halk Edebiyatı
1.1 Anonim Halk Edebiyatı
1.2 Tekke ve Tasavvuf Halk Edebiyatı
1.3 Aşık Tarzı Halk Edebiyatı

Bu üç başlığın ortak noktaları
Hece vezni, kafiye düzeni, nazım birimi olarak dörtlüklere dayalı türler, koşma ve mani nazım şekline esasına dayalı nazım ögeleri.

Türk halk şiiri daima müzikle beraber icra edilmiştir.
Halk şiirinin icrasında daima diyaloglara yer verildi.
Eserler büyük ölçüde sözlü gelenek esasına dayalı olarak yayılmıştır.

Ayak -> Halk şiirinde temel kafiyeye verilen isimdir.
Cönk -> Halkın beğendiği şiir ve faydalı bilgilerin yazıldığı ince uzun deftere denir.
Mecmua -> Cönkün bir benzeri...

Anonim Halk Edebiyatı
Nazım -> koşma, koşuk, sagu, mani, ağıt, türkü, destan, ninni
Nesir -> mitler, efsaneler, memorat, masal, fıkra, sayışmaca, hikaye, tekerleme, atasözü, deyim, bilmece, alkış, kargış
Tiyatro -> seyirlik köy oyunları, meddah, karagöz, orta oyunu, kukla

Tekke ve Tasavvuf Halk Edebiyatı
Nazım -> hikmet, nutuk, devriye, nefes, şathiye, ilahi, ramazaniye
Nesir (nazımla karışık) -> gülbank, dini-milli destanlar, menkıbeler
Nesir -> hikayeler, menakıb-nameler, dualar.

Aşık Tarzı Halk Edebiyatı
Nazım -> Koşma, mani, varsağı, destan, semai, taşlama, koçaklama, güzelleme, sicilleme, kalenderi, divani, ağıt, türkü
Nesir (nazımla karışık) -> destan kolları, hikayeler

Tezkire -> Şairlerin biyografilerinin ve eserlerinden örneklerin verildiği kitaplar.

Halk edebiyatının yazılı kaynakları
1- Çin yıllıkları
2- Bengütaş yazıtları / Göktürk abideleri
3- Eski Uygur metinleri (en eski Türk şairi Aprınçur Tigin’in şiirleri)
4- Kutadgu Bilig (Yusuf Has Hacip 1069/1070)
5- Divanu Lügat-it Türk (Kaşgarlı Mahmut 1072/1074)
6- Atabetü’l Hakayık (Edip Ahmet Yükneki’nin yazdığı ahlak kitabı)
7- Divan-ı Hikmet (Ahmet Yesevi)
8- Codex Cumanicus Kıpçaklar hakkında Fransiskan rahiplerinin yazdığı gramer örnekleri ve 46 adet eski Türk bilmecesinin yer aldığı yazma (15. Yüzyıl)
9- Dede Korkut kitabı (Dresden ve Vatikan’da bulunan iki nüshası vardır. Dresden nüshasında 12 Vatikan nüshasında 6 hikaye vardır)
10- Tarih kitapları
11- Atasözü kitapları
12- Masal kitapları
13- Osmanlı ve Cumhuriyet yıllıkları
14- Fıkra kitapları
15- Menakıbnameler
16- Şair nameler
17- Destan Kitapları
18- Sehyat nameler
19- Divan edebiyatı eserleri
20- Günlük gazeteler
21- Cönkler ve mecmualar

Sur-name -> düğünler hakkında bilgi veren eserler

4 ciltlik Türk Folklor ve Etnografya Bibliyografyası

Sözlü kaynaklardan halk edebiyatı derleme yöntemleri (Alan araştırmaları)
Gözlem (elde edilen bilgilerin oluş sırasına göre kaydedilmesi gerekir)
Görüşme
Anket
Buldurmaca listeleri


(3)
Ölçü = Vezin
Şiirde ahenk ve ritmik tekrarların aynı olmasını sağlayan ve bir anlamda mısraları sabitleştiren araç
Bir dilin ölçü sistemi, o dilin yapısından doğar ve ona uygun olur. Hece ölçüsü bu nedenle Türk Halk Şiiri’nin ölçüsüdür.

Halk şiirinde hece ölçüsünün yanı sıra 11 ve 20. Yüzyıllar arasında aruz ölçüsü de kullanılmıştır.

Kafiye  sözlük anlamı “sonda, arkada gelen”.

Halk şiirinde kullanılan kafiye çeşitleri
1- Yarım kafiye, tek sessiz harfle yapılan kafiyeye denir. Yarım kafiyeli şiirler çoğunlukla rediflerle güçlendirilir.
2- Tam kafiye, 1 sesli ve 1 sessizle yapılan kafiyeye denir. Uzun sesli ile biten kelimeler de kafiye “tam kafiye” olarak kabul edilir.
3- Zengin kafiye, 3 veya daha çok sesin benzeşmesi ile yapılır. Uzun sesli ile biten tek sessizli kafiyeler “zengin kafiye” kabul edilir.
4- Tunç kafiye, kafiyeyi oluşturan seslerden birinin diğeri içerisinde aynen tekrar edilmesi şeklinde oluşturulan kafiyelere “tunç kafiye” adı verilir.
5- Cinaslı kafiye, sesçe aynı anlamca farklı seslerden müteşekkil kafiyelere “Cinaslı kafiye” adı verilir.

Ana kafiye (Ayak), bütün dörtlüklerde belli bir plan dahilinde tekrarlanan kefiyelere “ana kafiye” adı verilir.

İç kafiye, mısra sonları dışında mısra içlerinde de kafiye kullanılması durumuna verilen addır.

Düz kafiye -> Kafiyelerin ardışık sıralanması durumuna denir.
Çapraz kafiye -> kafiyelerin birer aralıklarla sıralanması durumuna denir.

Halk şiirinde Redif
Şiirde aynı anlama gelen kelimelerin tekrarı yoluyla redif yapılmaz.

Üç çeşit redif vardır
Bir ekten ibaret redfilere “ek redif” adı verilir.
Bir kelimeden ibaret rediflere “kelime redif”,
Hem ek hem de kelimeden müteşekkil rediflere “ek ve kelime redif” adı verilir.

Tuyuğ -> Genellikle aruzun fa’ilatün fa’ilatün fa’ilün vazniyle yazılan, dört mısralı tek bentlik nazım şeklidir.

Halk şiirinde nazım şekilleri
Heceli ürünlerde dörtlük, aruzlu ürünlerde ise çoğunlukla beyittir.
Bir dörtlükten ibaret şiirlere mani, 2-4 dörtlük arasındakiler koşma, 5 ve daha fazla dörtlükten oluşan şiirlere destan adı verilir.

Mani tipi kafiye örgüsü (uyak düzeni) a,a,x,a  Kıt’a, Tuyuğ ve Rübai nazım şekillerinin kafiye düzeni de yine bu şekildedir.
Koşma tipi kafiye örgüsü
İlk dörtlüğün değişik kalıplarda kafiyelendiği görülür, ancak diğer dörtlükler aynı kalıba göre kafiyelenir: ilk dörtlük  aaab, abab, abxb, aaaa şekillerinde kafiyelenebilir, diğer beyitler ise daima aaab, cccb, dddb şeklinde kafiyelenir.
Destan, güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt, koşuk, sagu, semai, varsağı, ilahi gibi nazım türleri ve kıt’a, şarkı, murabba ve tuyuğ gibi divan edebiyatı ürünleri de aynı şekilde kafiyelenir.

Koşma
Hecenin 8 ve 11’li kalıplarıyla yazılan 2-4 dörtlükten oluşan nazım biçimidir.

Yapılarına göre:
Asıl koşma -> düz koşma ya da adi koşma da denir. (4+4=8), (6+5=11), (4+4+3=11) duraklı 8 / 11 hece ölçülü şiirlerdir.

Koşma şarkı -> ilk dörtlüğün 2 ve 4. Mısralarıyla diğer dörtlüklerin dördüncü mısraları nakarat (kavuştak) olarak tekrar edilir.

Musammat koşma -> iç kafiyeli koşamalara denir.

Dedim-dedi’li koşma -> bu ifadelerle karşılıklı diyalog şeklinde düzenlenen koşmalardır.

Tecnis koşma -> kafiyeleri cinaslı olan koşmalardır.

Zincirleme koşma -> dörtlüğün son mısraındaki kafiye sözcük ya da öbek kendinden sonraki dörtlüğün ilk mısraı olarak kullanılınca bunun adı zincirleme koşma olur.

Ayaklı koşma -> İlk dörtlüğün ikinci mısrasından sonra ya da son mısradan sonra, diğer dörtlüklerde ise son mısradan sonra beş heceli (artık / ziyade) bir mısranın yer aldığı şiirlere denir. Kafiye şeması -> ab(b)ab(b) cccb(b) dddb(b) dddb(b) şeklindedir.

Yedekli koşma -> dörtlüğün içine mani eklenmesiyle oluşturulur. Dörtlüğün içindeki maniye bayatı denir.
Diğer bir yedekli koşma türü -> her bendi iki kıta olan koşmada ilk kıta 5, ikinci kıta (yedek kıta) 5 mısradır. İlk kıtanın ilk 3 mısraı birbiriyle kafiyelidir, ikinci kıta ise kendi içinde düz kafiyelidir. Kafiye şeması -> aaabb cccc, çççdd cccc, eeeff cccc şeklindedir.

Zincirbend ayaklı koşma -> Ayaklı koşmaların kısa mısraları veya kısa mısralarının son kelimeleri kendinden sonra gelen mısralarda tekrarlanarak oluşturulan nazım şeklidir.

Musammat ayaklı koşma -> Hem musammat hem de ayaklı olma özelliği olan koşmalardır.

Musammat zincirbend koşma -> Hem musammat hem de zincirbend koşmalardır.

Musammat zincirbend ayaklı koşma -> isminden anlaşıldığı gibi…

Destan
En az beş dörtlükten başlar ve dörtlük sınırı olmaz. Koşmanın çeşitli kalıplarına uygun olabilirler. Kafiye düzenlerinde standart yoktur, çeşitli kalıplara göre kafiyelenebilirler.

Nazım türü
Şiirin konusu
Şiirin anlatım tutumu -> şiiri söyleyenin dinleyicide uyandırmak istediği duygu -> anlatım tutumu / eda…
Güldürmeye – eğlendirmeye yönelik anlatım -> Mani, koşma, destan
Övmeye yönelik -> koçaklama -> yiğitleme -> methiye -> güzelleme -> mani, koşma, destan
Yermeye yönelik -> taşlama -> sicilleme -> eleştirme -> mani, koşma, destan
Şikayet etmeye yönelik -> şikayetname -> mani, koşma, destan
Öğüt vermeye yönelik -> mani, koşma, destan
Bilgilendirmeye yönelik
Yas tutturmaya yönelik
Hüner göstermeye, övünmeye yönelik  elifbalar, atasözü destanları, dudakdeğmez, satranç, tecnis, mani, koşma ve destan

Güzelleme
Koçaklama / yiğitleme
Taşlama
Ağıt
Varsağı -> sert ve dağlı diliyle söylenirler
Semai -> sevgi, doğa ve güzellik gibi konular, övmeye ve güzellemeye yönelik birt tutumla işlenir.

Destan

Halk şiirinde divani olarak adlandırılan divanlar aruzun fa’ilatün fa’ilatün fa’ilatün fa’ilün kalıbıyla oluşturulur. Gazel, murabba, muhammes, müseddes gibi türleri vardır.

Murabba -> dört mısralı bentlerle kurulur.
Muhammes -> beş mısralı bentlerle kurulur.
Müseddes -> altı mısralı bentlerle kurulur.

Selis -> Aruzun fe’ilatün fe’ilatün fe’ilatün fe’ilün kalıbıyla oluşturulur.

Semai -> aruzun me’failün me’failün me’failün me’failün kalıbıyla oluşturulur.
Musammat semai -> iç kafiyelerle iki eşit mısraya bölünebilen semailerdir.
Yedekli (ayaklı) semai -> aruzun mefa’ilün mefa’ilün mefa’ilün mefa’ilün kalıbındaki mısralardan sonra mefa’ilün mefa’ilün kalıbında kısa ziyade bir mısra ile oluşturulur.

Kalenderi -> mef’ülü mefa’ilü mefa’ilü fe’ülün kalıbında oluşturulur. Aşıklar tarafından söylenir.
Satranç -> Çok sık kullanılmaz, aruzun müfte’ilün müfte’ilün müfte’ilün müfte’ilün kalıbıyla yazılır. Aşıkların oluşturduğu satrançlar genellikle 8+8=16 heceli iç kafiyeli beyitlerden oluşur.

Dudakdeğmez -> içinde b, f, m, p, v harflerinin yer almadığı şiirlerdir. Bir diğer adı da leb değmezdir.

Vezn-i âher -> aruzun müstef’ilatün müstef’ilatün müstef’ilatün müstef’ilatün kalıbıyla yazılır. Her mısra, ilk üçü kendi içinde kafiyeli dört eşit parçaya bölünebilir.

Şiirin bütün düşünce gücünü ve yükünü taşıyan unsuru rediftir.

(4)

Halk edebiyatı ürünleri milli ruhu ortaya koyan en arı ve duru kaynaklardır.

Halk edebiyatı ürünleri
Anlatmalık olanlar: Mit, epik destan, masal ve efsaneler
Söylemelik olanlar: türkü, ninni, ağıt
Seyirlik olanlar: karagöz, köy tiyatrosu, kukla ve meddah
Konuşmalık olanlar: Atasözü, deyim, bilmece, alkoş/kargış, tekerleme

Atasözü
Atasözünün dört çeşidi vardır:
Olumlu eşitleme -> atasözü hikmettir.
Olumsuz eşitleme -> atasözü pazarda satılmaz
Olumlu sebebiyet -> atasözünün başı vicdan korkusudur.
Olumsuz sebebiyet -> atasözü tutmayanı yabana atarlar.

Atasözlerinin büyük kısmı açıktan açığa ahlaki amaçlar gözetir.

Bir kısmı açıktan öğüt vermez, genel kabul görmüş bir doğruyu yansız bir biçimde bildirirler.

Türk atasözlerinde isim cinsi kelimelerin çoğunluğunda hayvan, bitki ve eşya adları yer alır.

Taksonomi -> Canlıların sınıflandırılması ve bu sınıflandırmada kullanılan kural ve prensipler manasındadır.

Deyimler
Gerçek anlamı dışında yeni bir anlam ifade eden kalıplaşmış söz dizileridir.

Bazı deyimlerin sonu bir masdarla biter.
Kelime biçiminde deyimler vardır  dünyalık, nane molla, adamakıllı

Sonları masdarla bitenler ve cümle biçimnde olan deyimlerin bazıları bileşik fiiler gibi çekimlenebilirler.

Deyimlerin büyük bir çoğunluğunun herhangi bir hüküm anlamı yoktur. Deyimler özel anlatım kalıplarıdır.

Tekerlemeler
Masal tekerlemeleri
Oyun tekerlemeleri
Tören tekerlemeleri
Aşıkların söyledikleri tekerlemeler
Karagöz-hacivat tekerlemeleri
Yanıltmacalar (söz cambazlığı)

Bilmeceler
Türk dilinde bilmeceden söz eden en eski kaynak Divan-ı lügat-it Türk’tür (burada bilmece terimi -> tabuzgu, tabuzgu neng, tabuzuk sözcükleriyle karşılanır).
Mensur bilmeceler -> Kurallı cümle halinde sorulan bilmecelerdir.
Manzum bilmeceler -> ölçüsü, kafiyesi ve nazım birimi olan mısra, dörtlük ve bentlerden müteşekkil bilmecelerdir.

(5)

Söylemelik türler -> türküler, ağıtlar, maniler ve ninniler

Küy -> Eski Türkçe’de türkü, ezgi anlamındadır.

Türkülerde kıt’alar yapı bakımında iki bölümden oluşurlar, birinci bölüm türkünün asıl sözlerinin yer aldığı bölümdür ve bent olarak adlandırılır. İkinci bölüm bentten sonra tekrarlanan nakarattır.

Türküler
Ezgilerine göre türküler
Usulsüz ezgiler -> kayabaşı, divan, maya, bozlak, koşma, garip, hoyrat, kerem, müstezad, türkmani, çukurova, aydos ve eğin gibi
Usullü ezgiler -> Ege’de zeybek, Karadeniz’de horon gibi
Konularına göre türküler
Aşk ve sevda, gurbet, mizahi, serhat, kahramanlık, eşkıya, tören, esnaf, çocuk ve oyun, askerlik, çoban türküleri gibi.
Yapılarına göre türküler
Bentleri mani dörtlükleriyle kurulan nakaratsız (kavuştaksız) türküler.
Bentleri dörtlüklerle kurulan türküler.
Bentlerinin dördüncü mısrası kavuştak (nakarat) olan türküler
Bentleri dörtlük, nakaratları tek mısra olan türküler
Nakaratları 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 mısra olan başka türleri de vardır.
Bentleri üçlüklerle kurulan türküler.
Dörtlüklerde olduğu gibi nakarat eklendiğinde oluşan farklı türleri vardır.
Bentleri beyit olan türküler.
Diğer iki türde olduğu gibi nakarat eklenerek oluşturulan farklı türleri vardır.
Bentleri tek mısra, kavuştkları mani, dörtlük veya yedi mısralı olan türküler.
Karşılıklı / atma türküler.
Karadeniz yöresinde bu türdeki türkülere karşı-beri denilmektedir.

Ağıt
Yuğ -> Eski Türklerde cenaze töreninin adı
Ağıt geleneği İslamiyetin kabulünden evvel sagu ve sığıt terimleriyle karşılanıyordu.
Sığır -> Eski türklerin av için yapılan törene verilen ad.
Kişiler için yakılan ağıtlar
Sosyal olaylar için yakılan ağıtlar
Gelin ağıtları
Asker uğurlama ve karşılama ağıtları
Hayvanlar için yakılan ağıtlar
Kaybedilen vatan toprağı için yakılan ağıtlar
Doğal afetler karşısında yakılan ağıtlar
Doğaya ve sılaya yakılan ağıtlar
Aşıkların yaktıkları ağıtlar

Ninni
Divan-ı Lügat-it Türk’te balu balu ifadesiyle karşılanmaktadır.
Çocuğun cinsiyetine göre ninniler
Söyleyiş sebebine göre: uyutmak için, avutmak için, oynatmak için söylenir.
Konularına göre: temenni ve/veya yardım isteyen, şikayet eden, öğüt veren, vaat veya tehdit içerikli, sevgi ve övgü dile getiren ninnler.
Dini nitelikli ninniler de vardır.
Efsane/ağıt türünde ninniler
Ayrılık ve gurbeti anlatan ninniler
Ninni olarak söylenen tekerlemeler

Mani
Halk şiirinde en yaygın, en kısa ve en önemli nazım şeklidir.
Duygu ve düşünce yüklü, yarı açık yarı kapalı mânâ oluşturmak ve iletmek amacıyla oluşturulmuş sanatsal iletişim biçiminin adıdır.
Aaxa biçiminde kafiyelenir.
Anonim halk edebiyatımızın en küçük nazım birimidir.
Yapılarına göre maniler
Düz mani -> aaxa şeklinde kafiyelenir, tam mani de denir.
Cinaslı mani -> Kesik mani de denir. 4/5 mısradan oluşur.
Yedekli mani (artık mani) -> 4/5 ve daha fazla mısradan oluşur, cinas kullanılmaz.

Niyet, fal, yorum manileri
Sevda manileri
İş manileri (çalışırken, iş başındayken söylenirler.
Bekçi ve davulcu manileri
Sokak satıcılarının söylediği manileri
Semai kahvelerinin söylediği maniler
Doğu Anadolu hikaye manileri
Mektup manileri
Mezartaşı manileri

(6)
Mit
İnsan davranışları model teşkil eden, her durumda bir yaratılışın öyküsünü anlatan kutsal kabul edilen metinlere mit (myht) denir.
Mitlerdeki kahramanlar veya kişiler olağanüstü, tanrısal niteliklere sahiptirler.
Mitler, insanların toplumsal yaşamlarını belirleyen temel ögelerden biri, bu insanların içinde yaşadıkları toplumu ve dünyayı algılama şekilleridir.
Yapısal özellikleri
Tanrısal ve insanüstü varlıkların eylemlerini anlatır.
Anlatılan öykü kesinlikle gerçek ve kutsal kabul edilir.
Her zaman yaratılış ve köken hakkındadır.
İnananları tarafından model kabul edilirler.
İnsanlar miti bilmekle şeylerin kökenini bilirler.

Halkbilimde olağanüstü güçlerle iletişim ve ilişkiye dair anlatılan kişisel hatıralar memorat sözcüğüyle tanımlanır.

Animizm: Doğal varlıkların (dağ, taş vs) canlı ve bir ruh taşıdığına inanmak.
Destan anlatımı durgunluktan coşkunluğa doğru gider, başlıca kişilerden birinin başına gelen felaketi içeren sonuç olayıyla birlikte coşkunluktan durgunluğa geçer ve biter.
Destanda en önemli detay, anlatının daima baş kahraman odaklı olmasıdır. Tekrarlamalar bir diğer önemli özelliğidir.
Ayrıntıya inmek gibi bir duruma destanlarda rastlamaz.
Anlatımda her zaman kutuplaşma vardır: Kahraman iyidir, diğreleri kötüdür gibi…
Epik destanlar, bir milletin ruhundan çıkan, milli benliği, değerlr sistemini, yaşanan coğrafyayı aksettiren, bir kahraman etrafında oluşturulmuş manzum eserlerdir.

Yeni Türk Destanları
Arkaik destanlar
İçlerinde yaygın olarak mitolojik motiflerin yer aldığıtematik destanlardır.
Kahramanlık destanları
Çok epizotlu destanlardır.
Tarihi destanlar

Epik destan tiplemeleri
Alperen -> Güçlü, yenilmez, bireyselliği aşmış, toplumcu bir tiptir.
Bilge devlet adamı
Kadın tipleri
Kahramanın atı (kanatlanıp uçabilir -> Tulpar, kahramanla konuşabilir).
Manas destanı en büyük epik destandır.

Motifler
Bozkurt
Kutsal ışık -> İlahi, tanrısal bir olgu olarak yer alır.
Kutsal dağ -> Tapınak hüviyetindedir.
Düşler -> Kahraman pekçok önemli olaydan düşler vasıtasıyla haberdar olur.
Düğün -> Çoğunlukla, destanda düğümün çözüldüğü yerdir.
Kırklar -> Kırk yoldaş, kırk -> kalıplaşmış bir sayıdır.
Kutsal su -> kutsaldır çünkü su, kainatı oluşturan 5 elementten biridir.
Kutsal ağaç -> 5 elementten biridir.
At
Ok-yay -> Haberleşme aracıdır
Mağara -> kurbanların adandığı yerdir.
Pir
Sihir/büyü
Canlı kılıç -> demirden dolayı önemlidir. Demir de 5 elementten biridir.
Demir ve demircilik -> Demirci, bilgisine güvenilen uzman kişi kimliğiyle karşımıza çıkar.

Efsane
Gerçek veya hayali muayyen şahıs, hadise veya yer hakkında gerçek olduğuna inanılan hikaye.
Efsane, anlatıcının tarihi zaman kavramı içinde uygundur.
Muayyen bir tarihi bir hadise ile birleştirir.
Efsane, belirli bir yerle birleştirilmiştir.
Gerçek olduğuna inanılan bir hikayedir.

Sufi ve evliyaların kerametlerinin anlatıldığı metinlere menkıbe, bu tür menkıbeleri toplu halde anlatan eserlere menakıb-name denir.

Yaratılış ve dünyanın sonuyla ilgli efsaneler
Tarihi efsaneler, medeniyet tarihiyle ilgil iefsaneler.
Medeniyetle ilgili şeylerin ve yerlerin tarihini anlatan efsaneler.
Belli yerlerle ilgili efsaneler.
Erken tarihle ilgli efsaneler.
Savaş ve felaketlerle ilgili efsaneler.
Belli ve seçkin şahıslarla ilgili efsaneler.
İsyanlarla ilgili efsaneler.
Olağanüstü kişiler, varlıklar ve güçlerle ilgili efsaneler.
Kaderle ilgili efsaneler.
Ölüm ve ölülerle ilgili efsaneler.
Tabiatın ve hayvanların koruyuculuğuyla ilgili efsaneler.
Olağanüstü yaratıklarla ilgili efsaneler.
Ruhlarla ilgili efsaneler.
Hayaletlerle ilgili efsaneler.
Şekil değiştiren yaratıklarla ilgili efsaneler.
Şeytanla ilgili efsaneler.
Hastalık ve sakatlanmalara sebep olan yaratıklarla ilgili efsaneler.
Hazinelerle ilgili efsaneler.
 

mliks

Yeni Üye
Katılım
9 Kas 2012
Mesajlar
1,605
Tepkime puanı
5
Puanları
0
paylaşim için teskr canım:)Aşıkk
 

asah

GOLD Üye
Katılım
14 Eki 2012
Mesajlar
2,943
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Bölüm:
Türk Dili ve Edebiyatı
Şehir:
Zonguldak
onemlı degıl paylasmak guzeldır
 

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Güzel paylaşım için teşekkür ederiz....
 

asah

GOLD Üye
Katılım
14 Eki 2012
Mesajlar
2,943
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Bölüm:
Türk Dili ve Edebiyatı
Şehir:
Zonguldak
onemlı degıl
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst