kübra kartal
Yeni Üye
- Katılım
- 6 Şub 2010
- Mesajlar
- 1
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Şehir:
- Adana
İÇİMDEN GİTMEK BİLMEYEN SIKINTI
Hayatımı ona adadığım tek düşüncem.2 senemi dersanede geçirdim.Okuldan gelir gelmez yemeğimi bile zor yiyerek çıktığım evimden doğruca kopamadığım dersaneme giderdim.Orası benim adeta ikinci evim ve umutlarımın kaynağı haline gelmişti.Bildiğim,düşündüğüm tek şeyim derslerimdi.Ailece oturup sohbet ettiğimde bile sıkılır odama çekilirdim.Çünkü onlarla bile konuşurken aklımda sadece ders vardı.İşte bu yüzden akrabalarımdan uzakta oturupta bize gelenler ''aşkolsun Kübra bizi hiç görmüyorsun''diye stem ettiklerine bile şahit olmuşumdur.Ama ne yazık ki bu sitemler bile beni dünyamdan döndürmeye birazda aktivitelere katılmama neden olmadı.Bende herkes gibi sırası geldiğinde gezmeyi sırası geldiğinde çalışmayı isterdim ve bunu denedim ama beceremedim.İçimdeki beni bir türlü rahat bırakmayan bir ses bunu yapmamı engelliyordu.Hatta bu benim denemelerden bile istemediğim sonucu almamın bile önüne ket vuruyordu.İşte sonunda az bir zaman kalmıştı ve ben farkında olmadan parmaklarımı çıtlatmaya ,ayaklarımı sürekli sallamaya başlamıştım.Tabi bunu bana söyleyenler ailemdi.Aklımdaki tek soru ''ya olmazsa?''Ve sınav günü geldi çattı.İnanılmaz şekilde sakindim.Sanki o ben değildim kendimden emindim ve heyecana dair hiç bir belirti yoktu simamda.Girdim çıktım ama soruların cevaplarına bile bakmaya cesaret edemiyordum.Tek bildiğim birşey vardı üstümden tonlarca yük sanki yok olmuştu.Bana sorulan sorulara cevap vermiyordum.Sanki sınava giren ben değildim sadece rahat kalmak üstümden zar zor attığım yükü biraz olsun hafifletmek istiyordum.Kendimi rahata alıştırmışken hiçbirşey düşünmezken o gün bütün dünyam başıma yıkılmıştı.Puanım bırakın hayalimdekini gerçekleştirmeyi örgün eğitime bile girmeme yetmiyordu.Sanki denemelerden aldığım sonuç bunu göstermiyormuşçasına üzülmüştüm.Ağlayamıyordum,dilim tutulmuştu.Her bir kafadan ses çıkıyordu ama ben bunları duymuyordum bile.istemeye istemeye tercihlerimi yapmıştım.Sonunda da aöf yazmıştım.1.tercihimde o gelmişti ama istemiyordum.2.tercihimde puanım yettiği hatta fazla bile olduğu yerler vardı.Bundan o kadar ümitlenmiştim ki bu sefer ki tercihime aöf yazmamıştım.Bu sefer olacak diyordum kendi kendime! İşte ikinci defa yıkılmıştım.Sonucumda kocaman ''yerleşemediniz''yazıyordu.Bunu komşumuzun bilgisayarından öğrenmiştim.O gün eve nasıl geldiğimi hala kestirebilmiş değilim.Odama geçip saatlerce ağladım.Bu saatlerce kelimesini kesinlikle abartmıyorum.Ağlamam beni rahatlatmıştı.Ailem beni teselli etsede boştu.Hiçbirşey duymuyordum ki daha da doğrusu duymak istemiyordum.İşte 2009'da aöf'ye kaydolmuştum.Çünkü aynı stresi bir daha yaşamayı bedenimin ve ruhumun kaldırmayacağını biliyordum.Dünyanın sonu değildi belki ama bunu yaşayan kişiye anlatmanız hayli zor olsa gerekti.Artık herşeyi oluruna vuruyordum.Kitaplarımı alıp eve gelmiştim.Şöylesine göz gezdirmiştim kitaplara.Aradan zaman geçmişti çalışmam gerekiyordu ama içimden gelmiyordu.Ailemin bana asla ''kübra artık çalış''dediğini o zamana
kadar duymamıştım.Ama hayatta böyle sürmezdi.Bir yerlerden devam etmem gerektiğini anlamıştım.Kimlik kartımı aldığımda yine öğrenci olduğumu farketmiştim.Hatta o gün heyecandan eve dönerken yanlış otobüse binmiştim. Kendime yepyeni program yapmıştım. Ve çalışmaya başladım .Evimde bilgisayar olmadığı için üniversite ile ilgili etkinlikleri ,duyuruları çok zaman sonra öğrenebiliyordum .Akademik danışmanlık hizmetleriyle verilen derslere akşam gidebilmem benim için olanaksızdı.Evde sadece ders çalışmakta benim enerjimi karşılamıyordu sanki.Aktivitelere katılmak kimlik kartını gösterip herhangi bir üniversitenin kütüphanesinden,seminerlerinden yararlanmak istiyordum.Yani aöf'de okumanında herkes gibi kolay ve rahat olabileceğini sanmıştım.Ama öyle olmadığını anladım.Bilgi edinebilmem için sürekli internete gitmem mümkün olmayabiliyordu.Kulaktan duyma bilgiler de yeterli değildi.Neden her bir üniversitenin aöf ile ilgili küçük bir bölümü olmasın ki diye düşündüm.Neden bende kimlik kartımı gösterip ordaki faaliyetlerden yararlanamıyorum ki?O zaman örgün eğitimden farkı nedir sorusu gelir akla hemen!Tek farkı sadece derslerine girememek olsa yeterli olmaz mı ama?Madem bende öğrenciyim içimden bir türlü gitmek bilmeyen sıkıntıyı her bir üniversiteye elimdeki kimlik kartımla girip dersleri hariç her türlü faaliyetlerden yararlanıp niçin kederimi hafifletmeyeyim ki!Bundan yinede arkadaşlarıma seslenmeden yazıma son vermek istemem.Herşeyde bir güzellik vardır.Yeter ki siz o ışığa ,o aydınlığa doğru isteyerek gitmeyi bilin.Eminim o zaman herşey daha güzel ve daha da anlamlı gelecektir!