İdare Hukukunun Düzenleme Alanı

adestek

Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2010
Mesajlar
66
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Adana
İdare Hukuku, İdarenin hukuku olmasına rağmen, İdareyi düzenleyen tek hukuk dalı değildir. Gerçekten, yukarıdaki açıklamalarımızdan anlaşılacağı üzere, idarî rejimi benimsemiş bulunan ülkelerde de bazı idari konu ve faaliyetlerin özel hukuka tabi tutulması mümkündür. O halde, İdare Hukuku ile özel hukukun İdare üzerindeki düzenleme alanları nasıl belirlenecektir? Bu sorunun açıklığa kavuşturulmasında çeşitli ölçütler kullanılmaktadır.


Kamu Gücü Ölçütü

Batı Avrupa’da 19. yüzyılın sonuna ve ülkemizde ise bu yüzyılın ortasına kadar kullanılan bu ölçüte göre, İdarenin kamu gücünü kullanarak yürüttüğü işler İdare Hukuku’nun konusunu oluşturmaktadır. Buna karşılık, İdarenin özel kişiler ile eşitlik içinde yürüttüğü işler özel hukuk hükümlerine tabidir.


Bu ölçüt, Devletin henüz toplumsal yaşama pek müdahale etmediği dönemde ortaya atılmış ve kullanılmış bir ölçüttür. Bu dönemde, kamu gücünü kullanma, Devletin (İdarenin) emretme, tek yanlı iradesini ilgililere kabul ettirme ve gerektiğinde zor kullanmak suretiyle yerine getirme yeteneği olarak anlaşılmış ve İdarenin bu yeteneğine dayanarak yapmış olduğu işlemler hâkimiyet tasarrufları, buna karşılık özel kişiler gibi hareket ederek yaptığı işlemler (özellikle sözleşmeler) temşiyet tasarrufları olarak adlandırılmıştır. İşte hâkimiyet tasarrufları hem İdare Hukuku’nun ve hem de idari yargının görev alanını belirlemede kullanılmıştır.


Kamu Hizmeti Ölçütü

Devletin ekonomik ve toplumsal yaşama müdahale etmeye başlaması ile birlikte, kamu hizmeti kavramı, İdare Hukuku’nun düzenleme alanını belirleyen bir ölçüt olarak kullanılmaya başlanmıştır. Buna göre, İdarenin toplumsal ihtiyaçları karşılamak için giriştiği tüm faaliyetler kamu hizmeti olarak tanımlanmış ve İdare Hukuku’nun alanını oluşturduğu kabul edilmiştir. Gerçekten Kıta Avrupası’nda 20. yüzyılın başından itibaren kullanılmaya başlandığı gibi, Türkiye’de 1950 yılından itibaren yargı içtihatlarında bu ölçütün kullanıldığı gözlemlenmektedir.


Ekonomik ve toplumsal yaşama müdahale etmeye başlayan İdare, başlangıçta özel kesimce ya ekonomik güçlerinin yetersizliği nedeniyle yürütülemeyen, ya da kârlı görülmedikleri için yürütülmeyen faaliyetleri kamu hizmetleri olarak yürütmeye başlamıştır. Örneğin, posta, demiryolları, denizyolları vs. Bu hizmetlerin konusunu oluşturan faaliyetlerin nitelikleri, bu hizmetlerin özel hukuktan farklı kurallara tabi tutulmasını gerektirmiştir. İşte İdare Hukuku, özel hukuktan farklı kurallara tabi tutulmuş bulunan kamu hizmetlerinin hukuku olarak tanımlanmıştır.


Özel Hukuktan Farklı Bir Düzenleme Getiren Konular

Şu halde, İdare Hukuku’nun düzenleme alanı nasıl belirlenecektir? Fazla ayrıntıya girmeden söylenebilir ki, bir defa kamu gücü ile ilişkili konular ve İdarenin kamu gücüne dayanarak yaptığı işlem ve yürüttüğü faaliyetler (Örneğin, kolluk, vergi, askerlik, kamulaştırma, istimval vs. ) kuşkusuz İdare Hukuku’nun düzenleme alanı içinde bulunmaktadır. Bunun dışında, özel hukuktan farklı bir düzenlemeye ihtiyaç gösteren, örneğin objektif kurallara bağlanması gereken konular ile (Örneğin, sağlık ve eğitim gibi) İdareye özel kişilere oranla üstünlükler veya ayrıcalıklar tanınmasını ya da daha ağır yükümler yüklenmesini gerektiren konular İdare Hukuku’nca düzenlenmektedir.

http://notoku.com/idare-hukukunun-duzenleme-alani/
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst