Ormancının Gerçek hikayesi

rainbow

Özel Üye
Katılım
16 Şub 2009
Mesajlar
1,147
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Şehir:
Malatya
Müzeyyen Senar'in eşsiz yorumu ile "Ormancı Türkü" 'sünü bilmeyenimiz yok gibidir.

Türkü; Temmuz 1946'da Muğla'nın Gevenes köyündeki Belen Kahvesinde vuku

bulan gerçek bir olay üzerine Değirmenci Tahir Usta tarafından bestelenen ve

zamanla ünü Türkiye geneline yayılan bir halk türküsüdür.






Türkü'nün hikayesi aşağıdaki gibidir,

"Gevenes köyünde 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak, ağa çocuğudur.

Mustafa'nın en yakın arkadaşı köy muhtarı Tevfik Cezayir'dir.

Her akşam köy kahvesinde dama oynayan iki arkadaşın iddialı ve dostane

karşılaşmaları kahvehanedekiler tarafından da ilgi ile izlenir. 1946 yılının

bir Temmuz gününde, Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayir, yine dama

tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında 'Sarı Memet' lakaplı Orman

Memuru Mehmet İn çıkagelir. Mehmet, sarhoştur. Bir gün önce, komşu Çiftlik

köyünde yangın çıkmıştır. Ormancı, yangın evrakının bir an önce ilçeye

götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister. Ancak bu arada 1946 seçimlerinin

evrakı da Yatağan'a gönderilecektir. Her türlü evrak Yatağan'a köy bekçisi

tarafından götürülmektedir. Muhtar Cezayirli, 'Olmaz, daha acil olan seçim

sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem'

cevabını verir. Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar.

Muhtar Tevfik Cezayirli, 'Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et' der ve

oyuna devam eder.



Ormancı dama masasına bir yumruk atar. Mustafa Şahbudak, bu davranışa

tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler,

ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler.

Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudak'ın

tahammül sınırını daha da zorlar. Şahbudak, yerinden kalkar, ormancının

üzerine yürür. Ormancı Mehmet, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak'ı kolundan

yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için, belindeki

tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. Muhtar, ormancının ikinci kez kama

vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa tetiği çoktan çekmiştir ve kurşun

muhtar Tevfik Cezayir'e isabet eder. Ormancı Mehmet İn, bunun üzerine

kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu

ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir. İkinci atışta

Mehmet İn, yere düşer. Arka cebinde tütün tabakası olduğu için, ona bir şey

olmaz. Ama Tevfik kanlar içindedir.





O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik'i, tahta bir sal üzerinde

köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesi'ne götürürler.

Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Bey'e, "Babamın selamı

var, bu adamı iyileştir" diye yalvarır. Doktor Veli Bey, "O ölecek, önce

senin kolunu saralım" diye yanıt verir. O sırada Tevfik eliyle işaret edip

Mustafa'yı yanına çağırarak, "Ben ölüyorum, hakkını helal et" dedikten sonra

can verir.





Mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için teslim olur, 4 yıl ceza alır.

Cezaevindeyken her gece Tevfik rüyasına girer. Ancak ormancıya kini gittikçe

artar.





Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan Mehmet İn ise, tayinini

ister, Kavaklıdere Orman Müdürlüğü'ne atanır. Aslen Marmarislidir.

Emekliliğinden sonra oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında da ölür.





Mustafa Şahbudak da, cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde

yaşayamayacağını anlayıp, Muğla'ya yerleşir. Çok sevdiği, günlerini birlikte

geçirdiği arkadaşı Muhtar Tevfik Cezayir'i öldürdüğünde, arkada 25 yaşında

bir eş ve 3 çocuk bırakır. Muhtar'ın eşi Pembe, bu acıya dayanamayıp birkaç

yıl sonra akli dengesini yitirir. Oğlunun biri İzmir'e yerleşir. Diğer oğlu

ile kızı, köyde evlenirler ve hayatlarını orada sürdürmeye devam ederler.





Bu arada Mustafa'nın anne tarafından akrabası olan Değirmenci Pisili Tahir

Usta Gevenes Köyü'nde yaşanan bu acı olayın türküsünü bestelemiştir. Bu

türkü bugün düğünlerde okunan, herkesin diline düşen Ormancı türküsüdür.

Hayatının kalan yıllarını bu olayı unutmaya çalışarak geçiren Mustafa

Şahbudak da 28 Mart 2005 günü İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi'nde 83

yaşında ölür."




Ekli resimlerde türküye konu olan kahveyi ve hatta dama sehpasını

görecekseniz. ..













 

Sonkez

Özel Üye
Katılım
7 Nis 2009
Mesajlar
487
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Şehir:
Gaziantep
payLaşım için teşekkürler ormanLarın cadısı...:p............:cool:
 

meleeek

Yeni Üye
Katılım
8 Mar 2009
Mesajlar
688
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Şehir:
Sivas
çok güzel bir yere benziyor...paylaşım için teşekkürler
 

zynp_55

Yeni Üye
Katılım
6 Nis 2009
Mesajlar
232
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
Adana
çok güzel biyere benziyorr rainbow acaba gittinmi buraya
 

gözen

Özel Üye
Katılım
23 Şub 2009
Mesajlar
503
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Şehir:
Malatya
teşekkürler hemşom......
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,421
Mesajlar
134,319
Kullanıcılar
90,729
Son üye
Dormanfce
Üst