Menü
Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Kullanıcılar
Şu anki ziyaretçiler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Güncel Haberler...
Selahaddin Eyyubi Kürt müydü?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Konuya cevap cer
Mesaj
<p>[QUOTE="ilkerinside, post: 207683, member: 137746"]</p><p><strong>[FONT=&quot]Selahaddin Eyyubi Türktür[/FONT]</strong>[FONT=&quot]</p><p></p><p>Kürt tarihi olarakta kabul edilen ve 1597 yılında tamamlanan <em>Şerefname, </em><strong>Selahaddin Eyyubi</strong>'nin Kürt oldupuna dair iddiayı <em>"tarih bilginlerinin ve araştırmacılarının rivayetlerine" </em>bağlar. Fakat bu bilginlerin ve araştırmacıların isimleri zikredilmez. Ama bugüne kadar güvenilir hiçbir islam tarihçisi veya bilim adamı <strong>Şeref Han</strong>'ı teyit etmemiştir.</p><p><strong>Şeref Han</strong>'ın umut ettiği destek, asırlar sonra ilmi gerçekleri, mensup oldukları devletin siyasi emellerine alet etmek isteyen iki batılıdan gelir: <strong>Grousset </strong>ve <strong>Cahen</strong>.</p><p>Bunlardan <strong>Grousset</strong>, 1192-1193 yıllarında, Şam yöresindeki iç karışıklıkları, <strong>Cahen </strong>ise1187'de el-Cezire Türkmenleriyle Kürtler arasındaki otlak kavgalarını etnik uyuşmazlıkolarak nitelerler. Oysa bu türlü ihtilaflar, aynı aşiretten muhtelif oymakları arasında bile tarih boyunca süre gelmiştir.</p><p>Bazı İslam kaynakları <strong>Selahaddin Eyyubi</strong>'yi 758 yılında Basra'dan Azerbaycan'a sürgün edilen, nakledilern veya göçen Yemen Araplarından <strong>Ravvad b.el-Müsenna el-Ezdi</strong>'nin soy kütüğüne kaydederler. Rivayete göre bu aile Azerbaycan'da Hezbanniye Kürtleriyle karışmış, daha sonra da Kuzey Irak'a dönerek Selçukluların ve Zengilerin hizmetine girmiştir.</p><p>Arap tarihçilerinin mümtaz şahsiyetlere, özellikle hükümdarlara, ırkçı düşüncelerle veya onları kutsamak için şecere uydurmak, hatta seyit ilan etmek gibi kötü bir gelenekleri olduğu için, bilim adamları bu Yemen'den Basra'ya, Basra'dan, Azerbaycan'a göç hikayesine itimat etmezler. Edinilecek gibi de değildir. Çünkü bugünün şartlarında bile sıradan bir ailenin 3-500 senelik tarihini takip etmek de, bu ailenin sicilini tespit etmek de imkan dışıdır.</p><p><strong>Şeref Han</strong>, yukarıda naklettiğimiz rivayetteki Ravvad Araplarını, Ravende Kürtleri olarak değiştirmiştir ki,<strong> Selahaddin Eyyubi</strong>'nin Kürt sanılması işte bu tahrifattan dolayıdır!</p><p>Oysa aynı <em>Şerefname</em>'de <strong>Selahaddin Eyyubi</strong>'nin kardeşleri şöyle sıralanır: <strong>Muhammet Ebu Bekir, Şemsuddevle Turan Şah, Seyfilislam Tuğtekin, Şehinşah, Tacilmülük Buri.</strong></p><p>Görüldüğü gibi <strong>Selahaddin Eyyubi</strong>'nin Kürt olduğunu iddia eden Kürt tarih yazarı<strong> Şeref Han </strong>bile, onun kardeşlerinden ikisinin <strong>Turan Şah </strong>ve <strong>Tuğtekin </strong>gibi Türk has isimleri taşıdığını ifade etmekten kaçınmamıştır. Kaldı ki <strong>Şeref Han</strong>'ın <strong>Buri</strong> imasıyla yazdığı en küçük kardeş, bütün kaynaklarda <strong>Börü </strong>veya <strong>Böri </strong>şeklinde kaydedilmiştir. Bilindiği gibi <strong>Börü </strong>ismide Türk has ismidir ve 'kurt' demektir!</p><p>Selçukluların ve Zengillerin hizmetinde büyük emirler olarak çalışan <strong>Selahaddin Eyyubi</strong>'nin babası <strong>Necmettin Eyyüp</strong> Azerbaycan'daki kesif Türk boyları arasıa yerleşmiştir ve Türktür. Çünkü Selahaddin'in bir Trk oyunu olan ve o tarihlerde Irak tarafından bilinmeyen poloda mahir olduğu kesinlikle bilinmektedir. Bu büyük Türk hükümdarının annesi<strong>, Şihabeddin Tokuş</strong>'unkardeşidir. Kız kardeşi <strong>Rabia Hatun</strong>'u da önce <strong>Gökbörü </strong>ile evlendirmiştir ki, ikisi de Türktür. Ağabeyi <strong>Şehinşah </strong>ise <strong>Kutlukız Hatun</strong> adında bir Türk kızıyla evlendmiştir.</p><p><strong>Selahaddin Eyyubi</strong>'nin bizzat kendisi de evlenmek için bir Türk kızını tercih etmiştir: <strong>Amine Hatun b. Üner</strong>!</p><p></p><p><strong>Eyyubi hakkında önemli bir kaynak</strong></p><p></p><p>Kürtçilerin çok istismar edegeldiği <strong>Selahaddin Eyyubi</strong>'nin Türklüğühakkında bir başka belge sunmak istiyorum.</p><p>Önümde <strong>Selahaddin Eyyubi</strong>'nin danışmanlarından <strong>Üsame İbn Münkız</strong>'ın <em>Kitab el İ'tibar </em>adını verdiği hatıraları var. Eser Türkçeye <strong>Yusuf Ziya Cömert</strong> tarafından <em>İbretler Kitabı </em>ismiyle tercüme edilmiş. Ses Yayınları tarafından 1992 yılında İstanbul'da basılmış. Kitabın Arapça baskısını temin edemediğinden bahseden mütercim, eserin <strong>Philin K. Hitti</strong>'nin İngilizce çevirisinden Türkçeye aktarıldığını belirtiyor ve herhangi bir şüpheye meydan vememek için ilave ediyor:<em>"Arap asıllı bir müsteşrik olan Philip Hitti'nin bu eseri İngilizceye aktaracaj ehliyette olduğu düşüncesi bizi nisbeten rahatlatan bir keyfiyettir."</em></p><p><em>Kısaca</em> <strong>İbn Münkız </strong>olarak bilinen yazarın asıl adı: <strong>Müeyyed El-Devlet Ebul Haris Üsame İbn Mürşid İbn Ali İbn Münkız.</strong></p><p><strong>İnb Münkız, Malazgirt Savaşı</strong>'ndan 24 yıl sonra, Haçlıların Kudüs'ü işgalinden 4 yıl önce Hama civarındaki Şayzer'de doğmuş. Şair, edip tarihçi olan<strong> Üsame İbn Münkız, </strong>93 yıllık ömründe 20'den fazla eser vermiş. Edebi eserlerinin başından beş kısımdan oluşan iki ciltlik <em>Divan El-Şir</em>'i geliyor. Edebi sanaatşar hakkında <em>El-Bedi fi Nakd El Şi'r </em>adlı eseri, <strong>Hazreti Musa</strong>'nın asaından başlayarak büyük şahsiyetlerin asalarından haraketle kaleme aldığı <em>Kitab-ul Asa</em>'sı, Hasankeyf'te yazdığı söylenen <em>el-Menazil Ve'd Diyar</em>'ı ve <em>Lübebu'l Adab</em>'ı öenmli eserlerinden. Ayrıca 20 ciltlik <em>Mekarimül Ahlak </em>adlı eseri var. Bedir ashabının hayatlarını konu alan 5 ciltlik <em>Tarih el-Bedr </em>ile<em> Fezail-i Hulefa-i Raşidin </em>ve <em>Tarih El-İslam </em>bilinen eserleri.</p><p><strong>Selahaddin Eyyubi</strong> ile birlikte birçok savaşa da katılan <strong>Üsame İbn Münkız </strong><em>Kitab El-İtibar</em>'ın 201. sayfasında diyor ki:</p><p><em>"Bu arada, Selahaddin, bıradaki kritik durumumuzu bildirmek üzere Atabek'e bir atlı gönderdi. Sonra, hızla bize boğru ilerleyen on kadar atlı gördük. Arkalarındaki ordu da sürekli haraket halindeydi. Geldiklerinde, Atabek'in komutasındaki öncüler olduğunu anladık. Ordu da arkalarından gelecekti. Atabek, 'Ey Musa, mahvolmak için mi otuz atlıyla Şam kapısına kadar geldin! ne acelen vardı!' diye Selahaddin'i eleştirdi. Karşılıklı atıştılar. İkiside Türkçe konuşuyordu. Bu yüzden söylediklerini anlayamadım."</em></p><p>Farsçanın siyaset, Arapçanın bilim, eğitim ve din alanında tartışılmaz bir üstünlük kurduğu ve Türk dilini öğreten bir tek kurumun dahi bulunmadığı böyle bir devirde <strong>Selahaddin Eyyubi</strong>'nin Türkçe konuşması, onun öz be öz Türk olduğunu gösteren en büyük delildir.</p><p></p><p><strong>Eyyubi Devleti Türk devletidir!</strong></p><p></p><p><em>İstiklal Marşı </em>şairimiz <strong>Mehmet Akif Ersoy</strong>'un <em>"Şarkın en sevgili sultanı"</em>, Fransız tarihçisi <strong>Champdor</strong>'un <em>"İslamın en saf kahramanı"</em> olarak tanımladığı <strong>Selahaddin Eyyubi</strong>, aslında yeni bir devlet kurmamıştır. Onun cihangirde bir siyasetle yönettiği devlet, Zengiler Devleti'nin devamından ibarettir. Memlükller ve Eyyubilerin uzantısıdır.</p><p>Çünkü, devlet teşkilatı değişmemiştir. Millet değişmemiştir. Devletin maddi istinaları değişmemiştir. Değişen sadece hanedandır. Her üç devletin de bayrağı sarı zemin üzerine doru kartaldır. Her üç devlette de siyasi ve askeri kadrolar aynı unsurlardan meydana gelmektedir.<strong> Selahaddin Eyyubi</strong> ile ilgili değerli bir eser yayımlayan Sayın <strong>Ramazan Şeşen</strong>'in de belirttiği gibi, devlet ve ordu teşkilatı Türk devletlerinde görülendevlet ve ordu teşkilatlarının aynıdır.</p><p>Bugün bölücülerin malzemesi olarak kullanılmak istenen Eyyubi Devleti, Selahaddin'in çağdaşları tarafından da Türk devleti olarak kabul eidlmiştir. Arap şairi<strong> Sena İbn el-Mülk</strong>'ün Halep'in zaptı vesilesi ile Selahaddin'e sunduğu kaside <em>"Arap milleti Türklerin devletiyle yükseldi, Ehl-i salibin davası Eyup oğlu tarafından perişan edildi" </em>mısralarıyla başlar.</p><p>Ünlü <strong>İbn-i Haldun</strong>'da <em>Mukaddeme</em>'de Eyyubiler ve Memluklar devletinin bir tek Türk devleti olduğunu yazar.</p><p>Eyyubiler Devleti'nde Arap kültürünün egemen oluşu bizi şaşırtmamalıdır. Gazneliler ve Selçuklular nasıl fars kültürünü ön plana öıkarmışlarsa, Zengiler, Eyyubiler ve Memluklar da aynı şekilde ve tıpkı Roma İmparatorluğu'na Yunan kültürünün hakim olduğu gibi, Eyyubilerde Arap kültürünü Türk kültürüne tercih etmişerldir.</p><p>Fakat <strong>Selahaddin Eyyubi</strong>'nin zaferden zafere koşturduğu ordunun kahir bir ekseriyetini Türkler teşkil eder.</p><p><strong>Selahaddin Eyyubi'</strong>nin çağdaşı olan tarihçiler, Mısır, Yemen, Kuzey Afrika gibi merkeze uzak kıtaların ele geçirilmesini<strong> Oğuz Harekatı</strong> olarak görürler.</p><p>Sonuç olarak şunu ifade etmek isteriz ki, İslamın bu efsanevi kılıcı, kültür itibariyle olduğu kadar, soy itibariylede Türktür. Devleti de Türk devletidir.[/FONT]</p><p>[/QUOTE]</p>
[QUOTE="ilkerinside, post: 207683, member: 137746"] [B][FONT="]Selahaddin Eyyubi Türktür[/FONT][/B][FONT="] Kürt tarihi olarakta kabul edilen ve 1597 yılında tamamlanan [I]Şerefname, [/I][B]Selahaddin Eyyubi[/B]'nin Kürt oldupuna dair iddiayı [I]"tarih bilginlerinin ve araştırmacılarının rivayetlerine" [/I]bağlar. Fakat bu bilginlerin ve araştırmacıların isimleri zikredilmez. Ama bugüne kadar güvenilir hiçbir islam tarihçisi veya bilim adamı [B]Şeref Han[/B]'ı teyit etmemiştir. [B]Şeref Han[/B]'ın umut ettiği destek, asırlar sonra ilmi gerçekleri, mensup oldukları devletin siyasi emellerine alet etmek isteyen iki batılıdan gelir: [B]Grousset [/B]ve [B]Cahen[/B]. Bunlardan [B]Grousset[/B], 1192-1193 yıllarında, Şam yöresindeki iç karışıklıkları, [B]Cahen [/B]ise1187'de el-Cezire Türkmenleriyle Kürtler arasındaki otlak kavgalarını etnik uyuşmazlıkolarak nitelerler. Oysa bu türlü ihtilaflar, aynı aşiretten muhtelif oymakları arasında bile tarih boyunca süre gelmiştir. Bazı İslam kaynakları [B]Selahaddin Eyyubi[/B]'yi 758 yılında Basra'dan Azerbaycan'a sürgün edilen, nakledilern veya göçen Yemen Araplarından [B]Ravvad b.el-Müsenna el-Ezdi[/B]'nin soy kütüğüne kaydederler. Rivayete göre bu aile Azerbaycan'da Hezbanniye Kürtleriyle karışmış, daha sonra da Kuzey Irak'a dönerek Selçukluların ve Zengilerin hizmetine girmiştir. Arap tarihçilerinin mümtaz şahsiyetlere, özellikle hükümdarlara, ırkçı düşüncelerle veya onları kutsamak için şecere uydurmak, hatta seyit ilan etmek gibi kötü bir gelenekleri olduğu için, bilim adamları bu Yemen'den Basra'ya, Basra'dan, Azerbaycan'a göç hikayesine itimat etmezler. Edinilecek gibi de değildir. Çünkü bugünün şartlarında bile sıradan bir ailenin 3-500 senelik tarihini takip etmek de, bu ailenin sicilini tespit etmek de imkan dışıdır. [B]Şeref Han[/B], yukarıda naklettiğimiz rivayetteki Ravvad Araplarını, Ravende Kürtleri olarak değiştirmiştir ki,[B] Selahaddin Eyyubi[/B]'nin Kürt sanılması işte bu tahrifattan dolayıdır! Oysa aynı [I]Şerefname[/I]'de [B]Selahaddin Eyyubi[/B]'nin kardeşleri şöyle sıralanır: [B]Muhammet Ebu Bekir, Şemsuddevle Turan Şah, Seyfilislam Tuğtekin, Şehinşah, Tacilmülük Buri.[/B] Görüldüğü gibi [B]Selahaddin Eyyubi[/B]'nin Kürt olduğunu iddia eden Kürt tarih yazarı[B] Şeref Han [/B]bile, onun kardeşlerinden ikisinin [B]Turan Şah [/B]ve [B]Tuğtekin [/B]gibi Türk has isimleri taşıdığını ifade etmekten kaçınmamıştır. Kaldı ki [B]Şeref Han[/B]'ın [B]Buri[/B] imasıyla yazdığı en küçük kardeş, bütün kaynaklarda [B]Börü [/B]veya [B]Böri [/B]şeklinde kaydedilmiştir. Bilindiği gibi [B]Börü [/B]ismide Türk has ismidir ve 'kurt' demektir! Selçukluların ve Zengillerin hizmetinde büyük emirler olarak çalışan [B]Selahaddin Eyyubi[/B]'nin babası [B]Necmettin Eyyüp[/B] Azerbaycan'daki kesif Türk boyları arasıa yerleşmiştir ve Türktür. Çünkü Selahaddin'in bir Trk oyunu olan ve o tarihlerde Irak tarafından bilinmeyen poloda mahir olduğu kesinlikle bilinmektedir. Bu büyük Türk hükümdarının annesi[B], Şihabeddin Tokuş[/B]'unkardeşidir. Kız kardeşi [B]Rabia Hatun[/B]'u da önce [B]Gökbörü [/B]ile evlendirmiştir ki, ikisi de Türktür. Ağabeyi [B]Şehinşah [/B]ise [B]Kutlukız Hatun[/B] adında bir Türk kızıyla evlendmiştir. [B]Selahaddin Eyyubi[/B]'nin bizzat kendisi de evlenmek için bir Türk kızını tercih etmiştir: [B]Amine Hatun b. Üner[/B]! [B]Eyyubi hakkında önemli bir kaynak[/B] Kürtçilerin çok istismar edegeldiği [B]Selahaddin Eyyubi[/B]'nin Türklüğühakkında bir başka belge sunmak istiyorum. Önümde [B]Selahaddin Eyyubi[/B]'nin danışmanlarından [B]Üsame İbn Münkız[/B]'ın [I]Kitab el İ'tibar [/I]adını verdiği hatıraları var. Eser Türkçeye [B]Yusuf Ziya Cömert[/B] tarafından [I]İbretler Kitabı [/I]ismiyle tercüme edilmiş. Ses Yayınları tarafından 1992 yılında İstanbul'da basılmış. Kitabın Arapça baskısını temin edemediğinden bahseden mütercim, eserin [B]Philin K. Hitti[/B]'nin İngilizce çevirisinden Türkçeye aktarıldığını belirtiyor ve herhangi bir şüpheye meydan vememek için ilave ediyor:[I]"Arap asıllı bir müsteşrik olan Philip Hitti'nin bu eseri İngilizceye aktaracaj ehliyette olduğu düşüncesi bizi nisbeten rahatlatan bir keyfiyettir."[/I] [I]Kısaca[/I] [B]İbn Münkız [/B]olarak bilinen yazarın asıl adı: [B]Müeyyed El-Devlet Ebul Haris Üsame İbn Mürşid İbn Ali İbn Münkız.[/B] [B]İnb Münkız, Malazgirt Savaşı[/B]'ndan 24 yıl sonra, Haçlıların Kudüs'ü işgalinden 4 yıl önce Hama civarındaki Şayzer'de doğmuş. Şair, edip tarihçi olan[B] Üsame İbn Münkız, [/B]93 yıllık ömründe 20'den fazla eser vermiş. Edebi eserlerinin başından beş kısımdan oluşan iki ciltlik [I]Divan El-Şir[/I]'i geliyor. Edebi sanaatşar hakkında [I]El-Bedi fi Nakd El Şi'r [/I]adlı eseri, [B]Hazreti Musa[/B]'nın asaından başlayarak büyük şahsiyetlerin asalarından haraketle kaleme aldığı [I]Kitab-ul Asa[/I]'sı, Hasankeyf'te yazdığı söylenen [I]el-Menazil Ve'd Diyar[/I]'ı ve [I]Lübebu'l Adab[/I]'ı öenmli eserlerinden. Ayrıca 20 ciltlik [I]Mekarimül Ahlak [/I]adlı eseri var. Bedir ashabının hayatlarını konu alan 5 ciltlik [I]Tarih el-Bedr [/I]ile[I] Fezail-i Hulefa-i Raşidin [/I]ve [I]Tarih El-İslam [/I]bilinen eserleri. [B]Selahaddin Eyyubi[/B] ile birlikte birçok savaşa da katılan [B]Üsame İbn Münkız [/B][I]Kitab El-İtibar[/I]'ın 201. sayfasında diyor ki: [I]"Bu arada, Selahaddin, bıradaki kritik durumumuzu bildirmek üzere Atabek'e bir atlı gönderdi. Sonra, hızla bize boğru ilerleyen on kadar atlı gördük. Arkalarındaki ordu da sürekli haraket halindeydi. Geldiklerinde, Atabek'in komutasındaki öncüler olduğunu anladık. Ordu da arkalarından gelecekti. Atabek, 'Ey Musa, mahvolmak için mi otuz atlıyla Şam kapısına kadar geldin! ne acelen vardı!' diye Selahaddin'i eleştirdi. Karşılıklı atıştılar. İkiside Türkçe konuşuyordu. Bu yüzden söylediklerini anlayamadım."[/I] Farsçanın siyaset, Arapçanın bilim, eğitim ve din alanında tartışılmaz bir üstünlük kurduğu ve Türk dilini öğreten bir tek kurumun dahi bulunmadığı böyle bir devirde [B]Selahaddin Eyyubi[/B]'nin Türkçe konuşması, onun öz be öz Türk olduğunu gösteren en büyük delildir. [B]Eyyubi Devleti Türk devletidir![/B] [I]İstiklal Marşı [/I]şairimiz [B]Mehmet Akif Ersoy[/B]'un [I]"Şarkın en sevgili sultanı"[/I], Fransız tarihçisi [B]Champdor[/B]'un [I]"İslamın en saf kahramanı"[/I] olarak tanımladığı [B]Selahaddin Eyyubi[/B], aslında yeni bir devlet kurmamıştır. Onun cihangirde bir siyasetle yönettiği devlet, Zengiler Devleti'nin devamından ibarettir. Memlükller ve Eyyubilerin uzantısıdır. Çünkü, devlet teşkilatı değişmemiştir. Millet değişmemiştir. Devletin maddi istinaları değişmemiştir. Değişen sadece hanedandır. Her üç devletin de bayrağı sarı zemin üzerine doru kartaldır. Her üç devlette de siyasi ve askeri kadrolar aynı unsurlardan meydana gelmektedir.[B] Selahaddin Eyyubi[/B] ile ilgili değerli bir eser yayımlayan Sayın [B]Ramazan Şeşen[/B]'in de belirttiği gibi, devlet ve ordu teşkilatı Türk devletlerinde görülendevlet ve ordu teşkilatlarının aynıdır. Bugün bölücülerin malzemesi olarak kullanılmak istenen Eyyubi Devleti, Selahaddin'in çağdaşları tarafından da Türk devleti olarak kabul eidlmiştir. Arap şairi[B] Sena İbn el-Mülk[/B]'ün Halep'in zaptı vesilesi ile Selahaddin'e sunduğu kaside [I]"Arap milleti Türklerin devletiyle yükseldi, Ehl-i salibin davası Eyup oğlu tarafından perişan edildi" [/I]mısralarıyla başlar. Ünlü [B]İbn-i Haldun[/B]'da [I]Mukaddeme[/I]'de Eyyubiler ve Memluklar devletinin bir tek Türk devleti olduğunu yazar. Eyyubiler Devleti'nde Arap kültürünün egemen oluşu bizi şaşırtmamalıdır. Gazneliler ve Selçuklular nasıl fars kültürünü ön plana öıkarmışlarsa, Zengiler, Eyyubiler ve Memluklar da aynı şekilde ve tıpkı Roma İmparatorluğu'na Yunan kültürünün hakim olduğu gibi, Eyyubilerde Arap kültürünü Türk kültürüne tercih etmişerldir. Fakat [B]Selahaddin Eyyubi[/B]'nin zaferden zafere koşturduğu ordunun kahir bir ekseriyetini Türkler teşkil eder. [B]Selahaddin Eyyubi'[/B]nin çağdaşı olan tarihçiler, Mısır, Yemen, Kuzey Afrika gibi merkeze uzak kıtaların ele geçirilmesini[B] Oğuz Harekatı[/B] olarak görürler. Sonuç olarak şunu ifade etmek isteriz ki, İslamın bu efsanevi kılıcı, kültür itibariyle olduğu kadar, soy itibariylede Türktür. Devleti de Türk devletidir.[/FONT] [/QUOTE]
Alıntı ekle…
Önizleme yap
Adı
İnsan doğrulaması
Türkiye'nin Başkentinin Plaka Kodu Nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Güncel Haberler...
Selahaddin Eyyubi Kürt müydü?
Üst