OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ) İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR
Osteoporoz (kemik erimesi) nedir?
Osteoporoz kelimesi osteo (kemik) ve poroz (gözenekli) kelimelerinin birleşmesinden oluşur; halk arasında “kemik erimesi” olarak bilinir. Osteoporoz; kemik yoğunluğunun azalması ve kemik yapıda kırılmayla giden bir hastalıktır. Kemik yoğunluğunun azalması kırık riskinin artmasına neden olmaktadır. Normalde kemik, yaşam boyunca kendi kendini yeniler ve biçimlendirir. Yani kendi hücreleri tarafından sürekli olarak yapılır ve yıkılır. Buna “remodelling (yeniden yapılanma)” denir. Osteoporoz; yıkımın yeni kemik yapımından daha fazla olması sonucu ortaya çıkar.
Osteoporozun nedeni nedir?
Osteoporoza yol açan faktörler tam olarak bilinmemektedir. Ancak osteoporoz gelişme olasılığını arttıran risk faktörleri belirlenmiştir. Bunlar ayrı bir maddede aşağıda belirtilmiştir.
Osteoporoz niçin bu kadar önemli bir sorundur?
Amerikan verilerine göre osteoporoz 300.000 kalça, 700.000 omurga kırığını içermek üzere her yıl toplam 1,500.000’den fazla kırığa neden olur. 50 yaş üzerindeki her 2 kadından 1’i ve her 8 erkekten 1’i hayatı boyunca osteoporoza bağlı kırığa maruz kalırlar.
Osteoporozun belirti ve bulguları nelerdir?
Kemik kaybı genellikle herhangi bir belirtiye neden olmadığı için osteoporoz “sessiz hırsız” olarak adlandırılır. İnsanlar ani gerilme veya düşmeye bağlı kırık gelişinceye kadar kemiklerinin zayıfladığının farkına varmazlar. Omurgadaki osteoporoza bağlı bozulmayı röntgen gösterebilir. Omurga kırıkları oluştuğunda sırt ağrısı, boy kısalması ve bel kemiğine ait şekil bozuklukları meydana gelebilir. Düşük kemik yoğunluğunun tespitinde DEXA tetkiki kullanılır.
Osteoporoz hastaları nasıl etkiler?
Osteoporozlu hastalarda karşılaşılan en önemli problem kemik kırığı riskidir. Kırık oluştuğunda kişinin bağımsızlığı, hayat kalitesi ve hatta yaşam süresi önemli ölçüde azalır. Omurga kırıkları hastanın sırt ve belinde ilerleyici şekil bozukluklarına neden olur. Omurga kemiklerinde kırıklar aniden oluşabilir. Hastalarda boy kısalığı gelişebilir ya da omurgada kamburluk (kifoz) olarak bilinen şekil bozukluğu oluşabilir. Hasta; kemik kırığı korkusu veya aşırı ağrı nedeniyle yürüme, eşya kaldırma, giyinme, ev temizleme, alışveriş ya da diğer basit günlük aktivitelere katılmak istemeyebilir. Hastada vücut değişikliğine bağlı gelişen özgüven azlığı, bağımsızlığın azalması ve gelecekte olabilecek kırıklar nedeniyle depresyon gelişebilir.
En ciddi problemler kalça kırıkları sonucu gelişir. Kalça kırıkları tedavisi genellikle cerrahi müdahale gerektirip, hastane yatışına neden olurlar ve uzun süreli ya da sürekli bakım gerektirir. Ayrıca ağrı ve fiziksel engellilik, günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmede yetersizlik ve kişisel bağımsızlığın kaybına neden olur. Bu faktörler tek başına ya da hep birlikte, duygusal sağlığın ve sosyal hayatın bozulmasına neden olur. Elli yaş ve üstünde kalça kırığı geçiren hastaların %24’ü kırık sonrası ilk yılda ölürler.
Osteoporozu olan insanların kemikleri neden daha sık kırılıyor?
Osteoporoz, kemik kütlesinin birim hacminde azalmaya yol açar. Bu düşük kemik kütlesi, normal kemik yapısının mimarisinin bozulmasına, kemik dokusunun bozulmasına ve böylece kemiklerin daha kırılgan olmasına neden olmaktadır. Bunun sonucu olarak osteoporozu olan kişilerin kemikleri osteoporozu olmayanlara oranla daha zayıf ve kırılgan hale gelir. Bu durum insan iskeletindeki en fazla yük taşıyan eklem olan kalça başta olmak üzere kırıklara yatkınlığı artırmaktadır.
Osteoporozun sadece menapoza girmiş kadınları etkilediği doğru mudur?
Hayır. Bütün kadınlar ve erkekler osteoporoz açısından risk altındadırlar. Tüm kalça ve omurga kırıklarının 1/3’ünü erkek hastalar oluşturmaktadır. Erkeklerde ostoporoz kadınlara oranla 10-15 yıl sonra başlar. Ufak tefek ve zayıf erkekler, şişman erkeklere oranla osteoporoza daha yatkındır. Ancak osteoporoz saptanan insanların çoğunluğunu menapoz dönemindeki kadınlar oluşturmaktadır.
Osteoporoz için risk faktörleri nelerdir?
Menapoza girmek
İleri yaş
Düşük vücut ağırlığı
Ufak tefek-minyon yapılı ve beyaz tenli olmak
Etnik köken (Asya ve Kafkas orjinli olmak)
Egzersiz yapmamak, hareketsizlik
Sigara içmek
Aşırı miktarda kafeinli gıda (çay, kahve, kola vb.) tüketmek
Aşırı miktarda alkol kullanmak
Ailede osteoporoz veya osteoporoza bağlı kırık öyküsü bulunması
Düzensiz ve kalsiyumdan fakir beslenmek
Vitamin D eksikliği
Kadınlar için çocuk doğurmamak
Kadınlarda östrojen (kadınlık hormonu), erkeklerde testesteron (erkeklik hormonu) eksikliği
Aşırı tuz ve proteinli gıda tüketmek
Tiroid bezi hastalıkları
Bazı romatizmal hastalıklar
Osteoporoza neden olan ilaçları (kortizon, heparin vb.) uzun süre kullanmak
Böbrek yetmezliği
Bende osteoporoz var mıdır?
Kemik kaybının belirlenebilmesi için kemik yoğunluğu ölçümüne (kemik taraması) ihtiyaç duyulur. Kemik yoğunluğu ölçümü için çok çeşitli yöntemler vardır. Ancak kemik yoğunluk ölçümü çoğunlukla DEXA testi ile yapılır. 65 yaş üzerindeki tüm kadınlara kemik taraması tavsiye edilmektedir. Menapoz dışında yukarıda belirtilen risk faktörü olanlar, menapoza girmiş ve kırık hikayesi olanlar osteoporozun erken tespiti için Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon hekimine danışmalıdırlar.
Kemik yoğunluğu testi (kemik taraması) nedir, canımı acıtır mı?
Kemik taraması, röntgen ışınları ile omurga ve kalçadaki kemik kaybını 10-20 dakikada gösteren bir testtir. Herhangi bir şekilde acı duymazsınız.
Kemik yoğunluğu testini kimler yaptırmalı?
Yakın zamanda yayınlanan “Ulusal Osteoporoz Kurumunun” belirlediği kemik yoğunluk testini yaptırması gerekenler şunlardır:
Diğer risk faktörlerine bakılmaksızın 65 yaş ve üzeri kadınlar
Menapoz dışında bir veya daha fazla osteoporoz riski taşıyan menapozdaki kadınlar
Kırık hikayesi olan bütün menapozdaki kadınlar
Osteoporozu nasıl önlerim?
Yapılan çalışmalar osteoporozun önlenebilir bir hastalık olduğunu göstermiştir. Osteoporozun önlenmesi ve tedavisi yaşınıza, cinsiyetinize, hastalığın şiddetine ve beraberinde başka hastalığınız olup olmadığına bağlıdır. Ancak herkes için alınacak ilk önlem yeterli kalsiyum desteği ve uygun sporlardır. Osteoporoz varlığında ise, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon hekimi tarafından tedavi edici başka ilaçlar önerilebilir.
Osteoporozu önlemek için şunlar önemlidir:
Kalsiyum, enerji ve vitaminlerden oluşan aşırı proteinli olmayan dengeli diyet
Gençlikte doruk kemik kütlesine ulaşmak, yaşlılıkta kemik kaybını önlemek için kalsiyum (1000-1500 mg/gün) önemlidir
Eksikliği durumunda günlük 400 ile 800 Ünite D vitamini alımı
Magnezyum eksikliği durumunda (diyabetik, alkolik ya da diüretik kullananlarda) magnezyum takviyesi
Alkol tüketilmemesi veya sınırlandırılması
Sigara içmeme
Kemiğe toksik etkileri olan ilaçlardan uzak durma
Fiziksel egzersiz yapmak ve ileri yaşlarda düşmelerin önlenmesi
Ne kadar kalsiyum almalıyım?
Kalsiyum yemeklerden sonra bir alımda 500 mg’dan yüksek dozda olmayacak şekilde alınmalıdır. Kalsiyum 400-800 Ünite/gün vitamin D ile birlikte alınmalı.
Aşağıdaki listede yaşa göre alınması gerekli kalsiyum dozlarını göstermektedir:
YAŞ
1-10 yaş arası
11-18 yaş arası
18-50 yaş arası
50 yaş üzeri
GÜNLÜK DOZ
1000 mg
1600 mg
1100-1500 mg
1500 mg
Başka nasıl kalsiyum alabilirim?
Diyetle yeterli kalsiyum almak mümkündür. Aşağıda birkaç kalsiyum kaynağı ve içerdikleri kalsiyum miktarları görülmektedir:
Süt Ürünleri
Süt
Anne sütü
Az yağlı yoğurt
Kaşar, parmesan vb. peynir
Beyaz Peynir
Ölçü
1 su bardağı
1 su bardağı
1 kase
Kibrit kutusu
Kibrit kutusu
Kalsiyum miktarı (mg)
300
79
415
200
155
Sebzeler
Karalahana
Brokoli
Bamya
Lahana
Ispanak
1 porsiyon
1 porsiyon
1 porsiyon
1 porsiyon
1 porsiyon
357
178
176
179
125
Diğerleri
Portakal
Peynirli pizza
Vanilyalı dondurma
Yumurta sarısı
Fındık
1 orta boy
1 dilim
Yrım kase
1 adet
100 gr
72
290
85
147
200
Diyet ve yaşam tarzının osteoporoz üzerine büyük etkisi var mıdır?
Evet kesinlikle vardır. Çok az egzersiz yapan veya hiç yapmayan, sigara ve alkol kullanan, özellikle kalsiyumdan fakir olan sağlıksız diyetle beslenen kişiler sağlıklı yaşam tarzı olanlardan daha fazla osteoporoz riskine sahiptir. Düzenli egzersiz, sigara kullanmama, düşük proteinli, kalsiyumdan ve magnezyumdan zengin diyet, alkol alınmaması osteoporoz gelişimini önler veya bulunduğunuz durumu korumanızı sağlar.
Osteoporoz nasıl tedavi edilir?
Erken tanı ve tedavi kemik kaybını önlemek için en iyi yaklaşımdır. Osteoporozu olanlarda tıbbi tedavi kemik kaybını yavaşlatır ve kırık riskini azaltır. Genel tedavi kalsiyum ve D vitaminini kullanmayı içerir. Hastanın durumuna göre östrojen (kadınlık hormonu), kalsitonin veya bifosfanatlar kalsiyum ve vitamin D tedavisine eklenebilir. Ağrıyı azaltıcı, hareketliliği arttırıcı ve düşme riskini azaltıcı fizik tedavi ve rehabilitasyon programları tedavinin en önemli parçasıdır. Bunlar:
Kas gücü ve dayanıklılığı (enduransı) arttırma
Esnekliği arttrma
Kemik sağlığını geliştirme
Dengeyi, duruş (postür) ve vücut mekaniklerini geliştirme amacıyla kapsamlı ve kişiye özel olarak planlanmış bir egzersiz programı
Osteoporozu olanlar kendine bakım teknikleri, bağımsız yaşama becerileri, enerjilerini koruma metodları ve yaralanma riskini azaltma stratejileri hakkında verilen eğitimden yarar sağlarlar.
Ostesporoz tedavisinde kullanılan ilaçlar nelerdir?
Osteoporoz tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçlar mevcuttur. Yıllarca östrojen (kadınlık hormonu) tedavisi osteoporoz tedavisinde kullanılmıştır. Şimdiki mevcut tedavi seçenekleri ise yeni hormonal olmayan tedavileri de içermektedir.
Benim için uygun olan kalsiyum ilavesini nasıl seçeceğim?
Bazı insanlar ihtiyacı olan bütün kalsiyumu diyetle alırlar, ancak bazı insanlar günlük ihtiyaçlarını kalsiyumdan zengin gıdalar ve kalsiyum takviyesi ile ya da sadece takviye ile karşılar. Kalsiyum takviyesi için bir çok seçenek vardır. Kişi için en uygun olan ve kolay kullanabileceği seçilmelidir. Kalsiyum takviyesi tabletler, kapsüller, çiğnenebilir tabletler, pudralar ve suda çözünen tabletler olarak kullanılabilir. Kalsiyum doğada karbonat, sitrat ya da glukonat gibi bir başka madde ile beraber halde bulunur. Bu maddeler içinde gerçek yani elemental kalsiyum değişik oranlarda bulunur. Örneğin, kalsiyum karbonat %40 gerçek kalsiyum içerirken, kalsiyum sitratta bu oran %20’dir. Yani 1250 mg kalsiyum karbonat içeren bir tablet 500 mg gerçek kalsiyum içerir (1250’nin % 40’ı 500 mg).
Hangi preperatın ne kadar kalsiyum içerdiğini hesaplamak için etiketine bakın ve “günlük değer yüzdesi” yazan başlığı bulun. Günlük değer yüzdesi 20 ise yanına 0 ekleyin. Önerilen tablet 200 mg gerçek kalsiyum sağlar. Eğer günlük değer yüzdesi 40 ise yanına 0 ekleyin. Önerilen tablet 400 mg gerçek kalsiyum içerir. Eğer günlük değer yüzdesi 50 ise yanına 0 ekleyin. Önerilen tablet 500 mg elemanter kalsiyum sağlar.
Kendiniz için doğru takviyeyi seçme önerileri:
Yemeklerden aldığınız günlük kalsiyum miktarını belirleyin.
Eğer günlük alım 1200 mg civarında ise bunu korumaya devam edin. Eğer alınan miktar takviyeye ihtiyaç duyuyorsa gereken miktara en yakın takviyeyi belirleyin (200 mg, 400 mg, 500 mg)
En kolay kullanabileceğiniz kalsiyum formunu belirleyin
Şimdi ne kadar kalsiyum ihtiyacınız var ve hangi formu seçeceğinizi biliyorsunuz. Bilinen bir kalsiyum preparatı seçin veya doktorunuza danışın.
Kalsiyum gün içersinde küçük dozlarda alındığında kolay emilir. Kalsiyum alımınızı kahvaltıdan akşam yemeğine veya yatıncaya kadar olan süre içersinde bölmeyi düşünün. Kalsiyum sitrat harici tüm kalsiyum formları yemeklerle alındığında daha iyi emilir.
Hatırlayın, kalsiyum tek başına kemiklerinizi korumaz. Kalsiyum emilimi için D vitamini (400-800 Ünite/gün) gereklidir ama D vitamininin kalsiyum ile birlikte alınma şartı yoktur. Bazı insanlar 400 Ünite D vitamini içeren günlük multivitamin alırlar. Diğer D vitamini kaynakları zenginleştirilmiş gıdalar, yağlı balıklar ve güneş ışığıdır.
D vitaminine neden ihtiyacımız var?
D vitamini yağda çözünebilen ve vücutta depolanabilen bir vitamindir. Günlük ihtiyacımızın büyük çoğunluğu güneş ışığıyla temas sonrası karşılanır. Çünkü ciltte üretilen vitamin D öncülleri güneşin ultraviyole ışınlarıyla aktif D vitaminine dönüşür. D vitamini kalsiyum emilimi ve kemik gelişimi için gereklidir. Ayrıca D vitamini, kanda yeterli kalsiyum ve fosfor seviyesinin korunmasını sağlar. D vitamini eksikliği raşitizm ve kemik kaybına yol açıp, osteoporoz riskini de artırabilir. Yetersiz D vitamini alanlarda kas ve kemik ağrısı, bazı kanserlerin sıklığında artış, kalp hastalıkları, bazı romatizmal hastalıklar ve hatta tip 1 diyabet (şeker hastalığı) görülebilir.
D vitamini eksikliğinin nedenleri nelerdir?
D vitamininden zengin besinlerin (süt ve tahıl ürünleri) yetersiz alımı
Güneşle temasın azalması (giyim şekli, aşırı güneşten koruyucu kullanmak ve cilt kanserinden korunmak için güneşle teması azaltmak)
Uzun süreli ve aşırı şekilde çocuk emzirme
Bütün hayatım boyunca sakar birisi oldum, sık sık takılır ve düşerim. Şimdi osteoporozum var ve düştüğümde bir kemiğimi kırmaktan endişeleniyorum. Zayıf olan dengemi daha iyi hale getirmek için ne yapabilirim?
İnsanlar birkaç basit egzersizi hergün tekrar ederek dengelerini geliştirebilir ve düşme riskini azaltabilir.
Egzersiz 1
Ayakta ve yüzümüz sağlam bir sandalyeye dönük olarak, tek ayağınızın üzerinde bir dakikalığına durun. Diğer ayağınızın üzerinde işlemi tekrarlayın. Dengeniz bozulursa sandalyeyi kullanarak ve diğer ayağınızı yere koyarak dengenizi hemen sağlayın.
Egzersiz 2
Ayakta dururken ve yüzümüz sağlam bir sandalyeye dönük olarak parmak ucuna yükselin ve ona kadar sayın; sonra tekrar topuğunuza dönün ve ona kadar sayın. Bunu on dafa tekrarlayın.
Yukarıdaki egzersizleri, aşağıdaki derecelerden önce 1 numara ile yapın ve bu dereceyi rahat bir şekilde yapabildiğinizde bir sonraki dereceye geçin.
Derece 1: Egzersiz boyunca sandalyeyi iki elinizle tutun
Derece 2: Sandalyeyi sadece bir elinizle tutun
Derece 3: Sandalyeyi sadece bir parmakla tutun
Derece 4: Her iki elinizi sandalyenin 5 santimetre üzerinde tutun
Derece 5: Her iki elinizi sandalyenin 5 santimetre üzerinde tutun ve gözlerinizi kapatın
Osteoporoza yakalanma riskimin olup olmadığını nasıl öğrenebilirim?
Osteoporoz olma riskini artıran iki grup “risk faktörleri” vardır:
Birinci tip risk faktörleri “iç” ya da “kontrol edilemeyen”lerdir. Bu faktörler genellikle kişisel tercihlerle değil, genetik yolla etkirler. Bu faktörler şunlardır:
İnce ve zayıf vücutlular (minyon tipler): Küçük vücut yapılı insanlarda daha az kemik yoğunluğu vardır dolayısı ile bu tiplerde osteoporoz riski daha fazladır.
Erken östrojen (kadınlık hormonu) eksikliği: Erken östrojen eksikliği 45 yaş öncesi menapoza giren kadınlarda ve adet görmeyen kadın ve kızlarda görülür.
Menapoz (adetten kesilme): Menapoz osteoporoz için tek başına en önemli risk faktörüdür. Menapoz sonrası kadınlarda herhangi bir diğer risk faktörü olmadan da yüksek oranda osteoporoz olma ihtimali vardır.
Erkeklerde düşük testesteron (erkeklik hormonu) seviyesi: Erkeklerdeki androjen (erkeklik hormonu) eksikliğinin kemik yoğunluğu üzerindeki etkisi kadınlardaki östrojen (kadınlık hormonu) eksikliğinde olduğu gibidir.
Cinsiyet: Erken yaşlarda kadınlar erkeklere oranla 4 kat daha sık olarak osteoporoza yakalanabilir çünkü menapozda östrojen seviyeleri azalır. Ayrıca kadınlar daha küçük iskelete sahiptirler.
Yaş: Yaşlanmanın bir parçası olarak kemik kaybı olmasına rağmen bu durum her zaman osteoporoza (kemik erimesi) yol açmaz.
Irk: Özellikle Asyalılar, Amerika yerlileri, beyaz Latinler ve Kafkaslar en büyük risk altındadır.
Aile ve kişisel hikaye: Ailede osteoporoz hikayesi ya da kişinin kendisinde daha önce kemik kırığı olması osteoporoz için artmış riski gösterebilir.
İkinci tip risk faktörleri “dış” faktörlerdir. Bunlar kontrol edilebilir faktörlerdir. Bazı hayat tarzı değişiklikleri yapmak bu faktörleri azaltabilir ya da engelleyebilir. Bu faktörler şunlardır:
Yetersiz Kalsiyum ve D vitamini alımı: Herhangi bir yaşta yetersiz kalsiyum alımı osteoporoz riskini artırır. D vitamini kalsiyumun vücut tarafından emiliminde gereklidir.
Spor yapmamak: Yeterli kalsiyum varlığında yürüyüş gibi vücut ağırlığını taşıyan sporlar iskeletimizde uyarıcı etkiye sahiptir ve kemik yapımını arttırır.
Sigara içimi: Sigara kadınlarda östrojeni düşürür ve erkeklerde de benzer şekilde cinsiyet hormonlarını etkileyebilir. Ayrıca sigaranın kemik ya da kemik yapımı hücreleri üzerine zararlı etkileri olduğu bilinmektedir.
Aşırı alkol tüketimi: Kemiğin korunmasında önemli olan besinlerin emilimine engel olur; beslenme bozukluğuna yol açabilir ve dengesiz yürüyüş nedeniyle düşmelere neden olabilir.
Kafeinli içeceklerin fazla tüketilmesi: Kahve, çay, kola gibi kafein içeren içeceklerin günde 2-3 fincandan fazla tüketimi aşırı kalsiyum kaybına ve osteoporoz riskinin artışına yol açabilir.
Yeme bozuklukları: Anoreksiya nervoza (yemek yiyememe) ve bulimia (aşırı yemek yiyip kusma) gibi bozukluklar kemik yapımı ile ilgili besinlerin yetersiz alımına ya da aşırı alımına neden olabilir.
Bazı ilaçların uzun süre kullanımı: Astım, romatizma ve bazı kanserlerin tedavisinde uzun süreli ve yüksek dozda kulanılan kortizonlu ilaçlar, aşırı tiroid hormonu ve bazı antikonvülzan ilaçlar (sara ilaçları) aşırı kemik kaybına yol açabilir.
Osteoporoz engelenebilir mi ?
Evet. Fakat önleme erken çocukluk döneminde başlayan hayat boyu süren bir çabayı gerektirir. Osteoporozu önlemede en önemli faktörlerden biri, çocukluk çağı, ergenlik ve erken yetişkinlik döneminde sağlam bir kemik yapısının elde edilmesidir. İyi kemik yapısı genetik özelliklere bağlıdır ancak çocukluktan itibaren kemiği arttırabilecek birçok yol da vardır. Bunlardan en önemlileri yeterli D vitamini ve kalsiyum içeren dengeli diyet ve ağırlık taşıyıcı sporlardır. Çocukluk çağında elde edilen sağlam kemiğin yoğunluğunun korunması osteoporozun önlenmesinde yardımcıdır. Bunun için yeterli kalsiyum alınmalı, vücuda yük bindiren egzersizler yapılmalı, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılmalıdır. 40-45 yaşlarında yaşla ilgili kemik kaybını durdurmak önemlidir. Bunun için yeterli kalsiyum ve D vitamini almaya devam edilmeli, yük bindiren sporlar ihmal edilmemelidir.
Osteoporozu engellemede en iyi sporlar hangileridir?
Egzersizler kemiğin korunmasında çok önemlidir. Vücudun yerçekimine karşı yaptığı ya da dirence karşı yapılan herhangi bir spor etkilidir. Kemik kütlesinin korunmasında vücuda ağırlık bindiren egzersizler en yararlı olanlardır. Bu egzersizler basit olarak uygulanabilirler ve para harcanmasını gerektirmezler.
Kemiklere ağırlık bindiren egzersizlere örnekler şunlardır: yürüyüş, dans, tenis, tırmanma, merdiven çıkma vb. Siz haftanın en azından 3-4 günü yaklaşık 45 dakika bu egzersizleri yapmaya çalışmalısınız. Dirence karşı ağırlık kaldırma ile yapılan güçlendirici egzersizler kasların güçlenmesine yardımcı olur. Güçlendirici egzersizler evde bazı ağırlıkları kullanarak ya da spor salonunda ağırlık çalışmalarıyla yapılabilir. Yüzme gibi vücuda ağırlığın binmediği sporlar kemik gücünü arttırmada pek faydalı değildirler. Ancak kalp ve akciğerler için faydalıdır ve mobiliteyi (hareketi) sağlayıp geliştirebilirler.
Egzersizlerden fayda görmek için atlet olmamıza gerek yoktur. Yalnızca kemiklere ağırlık bindiren aktiviteleri günlük hayatın bir parçası olarak yapmanız yeterlidir. Osteoporozunuz olsa bile yine de egzersizlerden fayda görürsünüz