Yalnızlığın Karanlığında Olsa Da Hayat, Hayatımızın Gizli çekimi Yapılıyor!...

sweet_afra

Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2008
Mesajlar
129
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Denizli
Şimdi yalnızsın ekranın arkasında ve kendini hep yalnız sanıyorsun… Karanlığın gölgesinde ruhundaki sessizliği dinliyorsun ve belki de ruhunda ki karanlığı… Kendi ormanındasın ve kendi ormanında yavaş, bir o kadar sinsi adımlar atıyorsun dolunaylı bir gecede. Yalnızca sen varsın, karanlık ağaçların arasından süzülüyorsun, bir gölge gibi seni takip ediyor ruhun, karanlığın derinliğinden gelen sesleri duyuyorsun. Öyle bir ses ki bu tüm vücudun titriyor yerden kesilircesine, belli etmek istemiyorsun korkunu, kaçmaya başlıyorsun yavaşça, koşmak istemiyorsun artık, yüzleşmeyi geciktirircesine yürüyorsun sinsice, kusmaya başlıyorsun içindeki her karanlığı, seni aydınlıktan uzak tutan karanlığı boşaltıyorsun. Korkunu, düşünceni ve içindeki tüm pisliğini atıyorsun, burası senin ormanın, senin çıkmazın, asla kaçamadığın boşluğun, senin karanlığın burası gerçek özgürlüğün!, tüm sırların burada. Kendi çöplüğündesin şimdi, çıkar içindekileri…
Burayı seviyorsun, bir o kadarda korkuyorsun. Kendinle yüzleştiğin yer burası, her şeyin bu ormanda gizli, kimsenin bilmediği kaçmaya çalıştığın günahların burada gizli, asla kaçamıyorsun bu ormandan nereye gidersen git, seninle gelecektir kendi karanlık ormanın, karanlığın aklının bir köşesine tamamıyla yerleşmiş bir şekilde zamanla seni sorgulamaya ve yüzleşmeye çağıracak. Buraya alışman zaman alacak, önceleri korkacaksın kendinden, içindeki pisliklerden, yalnız kendi ruhunla olduğun ormandan bile gizlemek isteyeceksin önceleri ama içinde biriken pislik biriktikçe dayanılmaz olmaya başlayacak senin için yaşam, hiçbir şey sana güzel görünmemeye başlayacak artık. Kaçmaya başladığın zaman kendinden, acı çekmek hayatının bir parçası olduğu zaman, kendinle kalacaksın zamanla. İşte burada kaçınılmaz ormanına girmek istersin çünkü onu yaratan sensin aklının bir yerinde kendince düzenlenmiş ormanındır orası. Orası senin yaşam kaynağın, arınma yerindir. Kendi günahlarını gördüğün temizlendiğin yer bu orman, senin aynaya her bakışında gördüğün iç yüzün, tek sığınağın, kendi karanlığın, buradan kaçamazsın!!!!!!!!!

Şimdi yalnızsın ekranın arkasında ve kendini hep yalnız sanıyorsun değil mi? Sanıyorsun ki ekranın arkasında beni kimse görmez, istediğim şekle ve kılığa bürünürüm. Ruhumun bütün kirlerini özgürce! artık ortaya dökebilirim sanıyorsun değil mi? Nasıl olsa kimse beni görmüyor diyerek kendi düşünce mahzeninde yarattığın ormanın Kralı! sensin. Nasıl olsa sanal maskesi zırhına bürünerek her haltı rahatlıkla ve kolaylıkla yaparım sanıyorsun, değil mi? Peki, hangi zaman ve mekanda olursak olalım bu ekranın arkası da olsa yalnız ve yapayalnızken bile gerçekte yalnız olmadığını, beni, seni onu, bizleri, sizleri ve onları görüp gözeten Yüce bir varlığın (ALLAH C.C.) her düşünce ve davranışlarımızı gördüğü ve bir gün (AHİRET - MAHŞER) önümüze konulmak üzere İlahi objektifler -kameralar altında hayat filmimizin gizli çekimin yapıldığını biliyor musun? Hala iddia edebilir misin ekranın arkasında yalnız olduğunu? Hiç kimse seni görmese de her zaman ve mekanda Allah’ın seni gördüğü gerçeğini inkar edebilir misin? O halde bu gerçek ışığında aynaya bir kez daha bak ve yüzleş ayna ile. Ve bu kez aynada gördüğün yüz gerçek yüzün olsun….

Seni bekleyen sonu görüyor musun aynada… Yalnızca senin sonun. Seni bekleyen şeye bakabiliyor musun aralıksız? Gözlerinde parlıyor yaşamın sınırında sana sunulan ölüm. Ve ölüm ötesi hayat… Haydi şimdi özgürsün kendi ormanında ve yalnızlığın bir kez daha karanlığındasın…
 

sweet_afra

Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2008
Mesajlar
129
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Denizli
Nasıl biri ?

Seni sen oldugun icin degil, seni senin tarafinda oldugum zaman seviyorum,Hic kimse senin gozyaslarini hak edemez, hak eden seni aglatmaz,Sadece biri seni arzu ettigin gibi sevmiyor diye, seni butun benligi ile sevmiyor anlamina gelmez.

Gercek arkadas senin elini tutan ve kalbine dokunandir.Bir kisiyi ozlemenin en kotu sekli o kisi tarafindan birakilmak ve bir daha onunla olamayacaginı bilmektir.Hicbir zaman gulmeyi birakma, uzgunken bile gul belki biri gulusunle sana asik olabilir.

Bu dunyada sadece bir insan olabilirsin ama birisi icin dunyasin.Seninle zaman gecirmeyi umursamayanla, sende zaman harcama.Belki Tanri senin dogru insanla karsilasmadan once yanlislarla karsilasmani istiyor ki, bu oldugunda sukur edeceksin

Bitti diye sakın aglama, oldu diye gul.Her zaman seni incitecek insanlar olacak, guvenmeye devam etmen gerekir, sadece dikkatli ol.Daha iyi bir kisi olabilmek icin, yeni birisi ile bulusmadan once kendini tanidigindan emin ol ve umit et ki o kisi de seni tanisin

Cok fazla ugrasma, en iyi seyler beklenmedik zamanda olur

Birlikte yasayabilecegin biri ile degil onsuz yapamayacagin biriyle ol !
Geldigi zaman bosluk dolduranlardan degil gittigi zaman yeri doldurulamayacagini dusundugun olsun.
Yagmurlu bir gunde sana kosar gelirsem ıslak saclarim duzelt.....
Basimi omzuna yasla nemli dudaklarimi dudaklarina ansizin degdir.
masum ve uzgun bir cocuk gibi konusursam anla sana muhtacim ver ellerini ellerime yalanda olsa "Seni Seviyorum" de....

Kiymetimi bilmen icin gitmem mi gere ! sevdigini anla artik bensiz yapamayacagini buyudun bebek ! masal degil ki bu ask ogrenmen gerek ! gitmesi kolay olur zor olan gercekden sevgiyi bulmak....
senden gunesi istemedim topla demedim yildizlari gokkusagindan tac istemedim sadece " sev " dedim.

Karanlik gecede onemli degildir yildizlari gormek, gunduzleri yildizlari gorebilmek marifet,asik olmak onemli degil, bir omur boyu sevebilmek marifet bir mesaj bekliyorum "Canim" diye baslayan "Seni seviyorum" diye biten bir mesaj bekliyorum dun gelmesi gereken bugun hala gelmeyen,bir daha da gelmeyecegini bildigim.......
 

sweet_afra

Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2008
Mesajlar
129
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Denizli
Ben Küçüktüm

Ben küçüktüm;umutlarla dolu gözlerim,gözlerimdeyse hayallerim
ben küçüktüm;aklımda,dilimde hep sorular vardı
mutlu olmak için aradığım hiçbirşey yoktu..belki minicik bir cikletti
beni mutlu eden..
belki de ....
o ağzımda döndükçe,patladıkça gülerdi gözlerim
bi tebessüm bi tatlı gülücüktü çehremde görmek istediğim sadece
huzurdu... huzurla kaplı bir kalpti
bi çığlıktı canım her yandığında attığım
o cama çıkıp beklediğimm yağmur mu ? kar mı ? yoksa güneşmiydi
aslında hepsi ederdi mutlu beni..

oyun oynamak için, eğlenmek için hava bi etken değildi ki..
ben küçüktüm; taaa ozamanlarda vardı içimdeki bu sevgi dolu kalp
kin güdmeyen ,korkak,çekingen bi okadar da özgür...
taaa ozamanlar bile aşk doluydu bu kalp
ana aşkı , baba aşkı , hayat aşkı...
ben küçükken ailemmi korudu beniki kötülükten?
çirkef, menfaatçi, yaratık insanlardan ,söyleyin kim?
peki ya ne değişti ? değişen nee
görünüşümmü,o sevgi ile dolu minicik kalbimmi ?
neden büyüdükçe herşey büyür
sevgin,insanlığın,anlayışın,korkuların,sorumlulukl ar...
hatta kalbin bile ..
en büyük duyguları artık içinde besleyebilir hale gelirsin..

ama neden
neden herşey büyürken bazı şeyler küçülür
insanların gözlerindeki değerin,?
aslında büyüdükçe sona yaklaşırsın..
başlangıçtan bitişe doğru hızla yol alırsın
ailen hep yanındadır..ama sen ölene dek onların yanında kalamazsın
kuş gibi yuvadan uçupp gidersin..
yeni yüzler,yeni insanlar,yeni hayat arkadaşları edinirsin
hatta yani bi annen yeni bi ailen bile olur..
neden tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır..
neden insanlar geri döneceklerini bildikleri halde giderler?
sonuçlarını bilerek niye hatalar yapılır..
ne hata yapılırsa yapılsın..insan aslında aynıdır değişmez
eğer içinde ufacık bi insanlık varsa mutlusundur..ve hak ediosundur..
kii büyük büyük insanları bırak daha nice küçük yüreklerde ne insanlıklar var..
 

sweet_afra

Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2008
Mesajlar
129
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Denizli
Konuşmuyorum Artık

İçinde ne çok şey biriktiriyor insan yıllar içinde.Saymakla bitirilemiycek duygu karmaşası.Acısıyla tatlısıyla su gibi geçen yllar kalmış geride.Çabuk geçen,ne yaptık bu kadar zaman içinde dediğimiz yıllar.Erken yaşta başlamış hayat mücadelesi.Zor bir okadar da acımasız hayat...Ya güçlüsündür ya da değil.Ortası yok bunun.En güçsüz olduğu zamanlarda bile insanın maskeli dolaşması ne zor.Şöyle bir düşünüyorum da.Ne çok maskem olmuş.Ağlasak , yorulduk desek ne olurdu?İnsanoğlu alışıyor yeni şartlara ve bunlarla gelen yeni duygulara.Geçmişte yaşananların hesaplarını yapıyorum.Güçsüzlüğümü ve yorgunluğumu ne kadar açığa vurdum.O birbirinden değişik maskeleri takmayı başarmışım.Çok yorulmuşum.En çok ta o sahte maskelerden.Çok yoruldum desem,bu kadar bedenimden yüreğimden bezmiş olmayacaktım.Hep başı dik dolaşmak niye.Niye mi kimseler zarar vermesin diye.Bir yıkıklığın üzerine,bir yıkıklık yaşamamak için.Ama öyle bir an geliyor ki.YIkıldığınızı gören biri çıkıveriyor.Ona bütün zayıflıklarınızı gösteriveriyorsunuz.Bundanda rahatsızlık duymuyorsunuz.O sizden bir parça oluyor.Onunla yatıp onunla kalkıyorsunuz.İsterdim bütün herkesi onun gibi yüreğime sokmayı.Ama herkes aynı olmuyor.Ya da kimseye ona güvendiğiniz gibi güvenmiyorsunuz.Oysa herkesin istediği aynı şey.Dilediği gibi herşeyini sevgiyle özgürce anlatmak ve yaşamak.Yaşanılanlar zaman içinde insanları katılaştırıyor.Ve herkes birilerinin kuyusunu kazmaya başlıyor.Hayat çekilmez hal alıyor.Konuşmuyorum artık,bu herkesin birbirini arkadan vurduğu dünyada.Hayat istediği gibi geçiyor.Hiç kimseden izin almadan geliyor ve geçiyor.Dil konuşmuyor,ama yürek hep konuşacak,hemde hiç susmadan...
 

sweet_afra

Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2008
Mesajlar
129
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Denizli
Vazgeçemediğim Masum Yanımsın

İçimde garip bir telaş, yüreğimde tuhaf bir hüzün var bugün... Ellerimi buldum diyeyim, gözlerim kayboluyor; gözlerimi anladım diyeyim sözlerim karışıyor... Kime kızıyorum, kime kırılıyorum, bilmiyorum!!!
Sus pus bilgisayarın başına oturdum, yazıyorum yine... Düşünüyorum niye yanımda değil, niye, niye, niye... Bazen de düşünüyorum herşeyi, bir kişiye bağlayıp sevdadan deli divane olmak değil ki benimkisi, güzeli özlemek iyiyi sevmek aslında kimsenin bilmediği... Beni anlayacak mı bir gün, hiç bilmiyorum... Anlamayanları da bilmiyordu ki anlasın, o sadece küçük bir zaman diliminde kuşandığım sevdaydı, ben bilemedim bunu, belki de o biliyor, olmayacağını, olamayacakları, inadımın sonunun hayıra alamet olmadığını... Öfkem belki de ona değil, onsuz hayatın bana sunduğu sahnelere... O yok mu??? Yok!!! Zaten öyle biri de yok, demi??? Cevabım yok!!! Cevabım yok, yok, yok!!! Gelecekte olacak mı, olmayacak biliyorum!!!

Ama sevdanı öyle bir kuşanmışım ki üzerime, hayata karşı zırhım, insanlara karşı inadım, kötü ve çirkin olan herşeye karşı mücadelemi içimde sevdan dediğim kuşanmışlığımla sağlıyorum!...

Sen bunu nerden bileceksin ki, zaten bilseydin de bilemezdin, anlayamazdın beni...

Sen benim vazgeçemediğim MASUM yanımsın!!!...

Belki de iki dünya bir araya gelse, beni dar ağacına götürseler vazgeçemediğim masum yanım... Bazen hayatın karanlığı ve zorlukları öyle yoruyor ki sana kaçıyorum ben de, yani masum yanıma... Kimi sevda diyor, kimi aşk, kimi özlem, kimi iyi olmuş, kimi güzel yazı... AMA BİLMİYORLAR Kİ BEN MASUM YANIMLA KONUŞUYOR, ONU ÖZLÜYORUM!...

Belki de konuştuğum kendimim, bunu bile bilmiyorum...

Sen bilirsin, kimi sevsem yanlıştı... "AŞK YANLIŞ SEVER " demiştim ya tıpkı öyle...

Yokluğuna alıştım, en çok korktuğum da buydu, yokluğuna alışmak... Ama yokluğunda yaşadıklarıma hala alışamadım... Bir yokluk ancak bu kadar yokluk olabilirdi... SEN BİLMİYORSUN AMA O YOKLUKLA GELEN KİMSELERDE YOK ARTIK HAYATIMDA, KİMSEYİ İSTEMİYORUM ÇÜNKÜ...

Seni özlüyor muyum, özlüyorum, tıpkı çocukluğumda oynadığım sokakları özler gibi, tıpkı ağlayarak annemden pamuk şeker ister gibi.... MASUMCA VE HALA BU YAŞA RAĞMEN ÇOCUKCA!..
 

sweet_afra

Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2008
Mesajlar
129
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Denizli
Beni Bensiz Bırakma ..

Tek kanatlı,solgun düşlerimi, yüzünde kanayan o kutsal ışıkla aydınlatan sonsuzluk meleğim...

SANA NEYİ ANLATAYIM?"EVET YANLIZIM...

Sadece bunu söyleyip susmak isterdim...Ebediyyen susmak.Çünkü canım acıyor...Konuştukça,arzuladıkça,özledikçe,en kötüsü yaşadıkça canım acıyor."

Ruhumu yaktıktan sonra şimdi de damarlarımda dolaşan sensizliğin etimi yakan acısını mı?O acıyı uyutsun diye sığındığım,ama sevgini orada da hep ama hep kaybettiğim soğuk rüyalarımı mı?Odamın tavanındaki yoksulluğumu ve kimsesizliğimi harç yapıp içine doldurduğum o derin,o sonsuz çatlakların altında ,sen,diye her gece koynuna girdiğim o zamansız ölümlerimi mi?

Şimdi burada değilsin.Ama beni duyabiliryorsun,biliyorum.Kapat gözlerini benim için ve dinle n'olur.Çünkü bunu sana ancak bir kez söylemeye cesaretim var.Seni ait olduğun çevre için değil,bana ait olman için değil,karşılığında beni sevmeniz için değil. Sadece sen olduğun için sevdiğimi söyleyebilseydim...Ne zaman sevgine acıksam kendi kalbimi yedim.

Kendi etimi...Aşkımı....Ruhumu yedim.

"YÜREĞİMİN EN SAKLI YERİNDE YALNIZCA SENİN ELİN DOLAŞMIŞTI"

Seni yollarca,şehirlerce uzağından sevdim.

Seni kelimelerce,şiirlerce yakınından sevdim.

Seni,dünya üzerinde sanki ilk kez benim için kalemi eline alıp yazdığın mektuplarca sevdim.

Seni umutsuzca, beklentisizce, hayallerce sevdim uzağından.

Zamanla kırgınlık kimlik değiştirdi ve vazgeçiş oldu benim için.Unutmanın en ağırı unutamadan unutmaktır.Seni sonsuza kadar kaybetmek,kimlik değiştirdi ve unutmak oldu benim için...

Anlamadın mı artık,varlığım sana acı vermek iin değil,sadece seni sevebilmek için yaşadım ben...Hala seninle geçireceğim anların telaşıyla ,tüketir gibi yaşıyorum sensiz geçen günlerimi...Seninle geçen zaman bir daha tekrarı mümkün olmayan,doğaçlama bir melodi gibi benim için.Sanki birlikte yazılmış kaderimizin sayılı dakikalarından an çalıyorum.Öyle birikmişsin ki içimde...Seni yaşamakla tüketmem,seni sıradanlaştırmam mümkün değil.İçime çektikçe çoğalıyorsun sevgili...

"Sevgilim,beni bensiz bırakma olur mu?Çünkü sen nereye gidersen git,ben oradayım.Benim başka gidecek bir yerim yok.
Benim senden başka gerçeğim yok.Sende yaşıyorum ben sadece.

Senin kalbinin topraklarında yaşıyorum ben.Beni bensiz bırakma olur mu?
 

sweet_afra

Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2008
Mesajlar
129
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Denizli
Gölge Oyunu

Seneler geçecek yavaş yavaş, kimbilir belki de geçmeyecek. Kimbilir belki de yaşadığın her gün bir sene gibi gelecek sana belki de seneler sora baktığında yaşadığın yıllar bir gün gibi gelecek sana...
Bir ruya göreceksin bir gece en savunmasız bebekler gibi uyurken...
Bir çiçek bahcesinde bulacaksın kendini bir anda, rengarenk. En parlak heveslerin kabaracak bir anda, sonsuza kadar koşmak isteyeceksin o bahcede ve başlayacaksın koşuşturmaya çılgınlar gibi, tam yorulmaya başlamışken uzaktan kıpkırmızı bir gül göreceksin heyecanlanacaksın bir anda koşmak isteyeceksin ama yorulduğun için durup nefes almaya karar vereceksin. Nefeslenirken gülün yavaş yavaş uzaklaştığını göreceksin... Hemen koşmaya başlayacaksın tekrar, ama sen koştukca gül yaklaşacağına uzaklaşacak, paniğe kapılacaksin... Mantığın dur diyecek ama kalbin bi kere yörüngesine girmiş olacak o gülün... Karşı koyamayacaksın... En son güçsüzlükten yere düşeceksin, nefes nefese kalmış olarak,gülün arkasından tuhaf bir duyguyla bakarken bir anda rüzgar serinletecek sırtını... Son bir dermanla fırlayacaksın yerinden ve tekrar koşmaya başlayacaksın... Güle yetişeceksin bir anda, yakalayacaksın... eline alacaksın koparıp.Ve bir anda etrafındaki çiçeklerle bezenmiş bahce,ışığından yoksun çiçeklerin büktüğü gibi boynunu bükecek...
O canlı renkler bir anda yerini ıssız bir karanlığın sessizliğine dönüşecek... Güle bakacaksın ama elinin boş olduğunu farkedeceksin...
Korkuyla uyanacaksın uykundan, bir anda etrafına bakacaksın ve sıcacık yatağnda olduğunu farkedecksin. Derin bir nefes alacaksın rahatlayarak. Bir bardak su içmek için kalkacaksın yatağından.
Odanın ışığını yaktığın anda en korkutucu kabusların gerçekliğiyle karşılaşacaksın bir anda, duvarlarındaki bütüp portrelerin artık siyah beyaz olduğunu, camının kenarındaki çiçeklerin hepsinin solduğunu, ve dahası duvarların sanki üstüne üstüne geliyo olduğunu sezeceksin, Bağıracaksın ama ne annen duyacak sesini ne de başkası... Bunun bir kabus olduğunu düşüneceksin ve kollarını cimciklemeye başlayacaksın
oysa çimciklerdiğin yerlerin morarmak yerine ıslandığını, ağladığını göreceksin. Sırılsıklam olacak kolların... Kendini toparlamaya çalışmak için radyoru açacaksın en sevdiğin kanalı ve radyoda en sessizliklerin sesini duyacaksın ve en aydınlıkların karanlığı çökecek ruhuna masanın üzerinde duran şişeryi farkedip bir bardak içkide arayacaksın sessizliğin içindeki sesi, karanlıkdaki aydınlığı ama bulamayacaksın... Bulabildiğin tek yılların hüznünde kaybolan demetlerce gül olacak, kıymetini bilmediğin..
Dışarı çıkacaksın sonra, hemen kapının önünde minicik şirin bir köpek göreceksin sana bakıyor olacak.. Onun eski köpeğin olduğunu hatırlayacaksın, ölen köpeğin olduğunu ve tekrar irkileceksin ve köpek bir anda gözden kaybolacak...
En kalabalık bildiğin caddelere çıkacaksın, sokaklarda insanlar yürüyor olacak ama hiçbiri seni farketmeyecek...Birinin karşısına geçeceksin, bakarmısınız diyeceksin oysa o bakmayacak, duymayacak bile seni... Kimse ama kimseye duyuramayacaksın sesini ve bir köşeye sinip bekleyeceksin korkuyla...
En kalabalıklarda en yanlızlıkları yaşayacaksın...
Yağmur başlayacak bir anda ama ıslanmadığını farkedeksin bu sefer... Bulutların bile sana küstüğünü anlayacaksın ve sebebini bulamayacaksın bir türlü...
Beynin en derin köşelerinde bir can çekiştiğini, bir yıldızın söndüğünü, bir de gülün solduğunu hissedecceksin...
Sonra bir anda herşey olması gereken haline dönecek... Heryer aydınlanacak ve insanlar seni farkedecek...
Tam bunun sevincini yaşarken garip bir şey farkedeceksin...
Etrafta çok güzel bir ışık olmasına rağmen gölgelerin olmadığını...
İçindeki sevinç yaşamak isterken delice korkun ağır basacak ve ezevek sevincini tekrar...
Caddeyi boydan boya gezeceksin ama tek bir gölge bile göremeyeceksin...
Caddenin sonunda yıkık bir bina göreceksin...
Herşeyi göze alacaksın ve kırık kapısından yavaşca içeri gireceksin... Ama bu sefer kapının ağlarcasına çıkardığı ses korkutmayacak seni...
Uzuncaa bir yol göreceksin karşında, yürüyeceksin,
Sonra bir anda karşıda bişeylerin kıpırdadığını göreceksin ...
Yaklaştıkca sana doğru koştuğunu ve bunun bir gölge olduğunu anlayacaksın...
yaklaştıca gölgeye suratı şekillenmeye başlayacak ve bir an duraklayacaksın...
Gölgenin yüzünü tanıyacaksın ve korkarak başını yere çevireceksin...
Yerde kendi gölgeni göreceksin ve cesaretlenip koşan gölgeye baktığında orda kocaman bir boşluk içinde kaybolacak bakışların...
Tekrar yere bakacaksın ve gölgeni göreceksin...
Ama zaten az olan ışığın gittikce daha da güçsüzleştiğini, gölgenin ise kaybolduğunu.....
Işık iyice zayıflayacak ve sönecek.... Cebindeki tek kibriti yakacaksın sebebpsizce gölgeni görebilmek için.
Gölgenin arkanda olduğunu farkedeceksin, arkanı döneceksin ama gölge hala arkanda olacak...
Sinirlenecek, öfkeleneceksin...
Ve kibrit sönecek.... Gölgeni seyredemeden sönecek....

Yaşadığım herşeyi yaşayacaksın, bana yaşattıklarının sende tadına bakacaksın...

Ve oyunun son perdesi de sona erecek...

Perde kapanacak...
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,421
Mesajlar
134,319
Kullanıcılar
90,739
Son üye
Sandertmz
Üst