sweet_afra
Yeni Üye
- Katılım
- 14 Eyl 2008
- Mesajlar
- 129
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Şehir:
- Denizli
Şimdi yalnızsın ekranın arkasında ve kendini hep yalnız sanıyorsun… Karanlığın gölgesinde ruhundaki sessizliği dinliyorsun ve belki de ruhunda ki karanlığı… Kendi ormanındasın ve kendi ormanında yavaş, bir o kadar sinsi adımlar atıyorsun dolunaylı bir gecede. Yalnızca sen varsın, karanlık ağaçların arasından süzülüyorsun, bir gölge gibi seni takip ediyor ruhun, karanlığın derinliğinden gelen sesleri duyuyorsun. Öyle bir ses ki bu tüm vücudun titriyor yerden kesilircesine, belli etmek istemiyorsun korkunu, kaçmaya başlıyorsun yavaşça, koşmak istemiyorsun artık, yüzleşmeyi geciktirircesine yürüyorsun sinsice, kusmaya başlıyorsun içindeki her karanlığı, seni aydınlıktan uzak tutan karanlığı boşaltıyorsun. Korkunu, düşünceni ve içindeki tüm pisliğini atıyorsun, burası senin ormanın, senin çıkmazın, asla kaçamadığın boşluğun, senin karanlığın burası gerçek özgürlüğün!, tüm sırların burada. Kendi çöplüğündesin şimdi, çıkar içindekileri…
Burayı seviyorsun, bir o kadarda korkuyorsun. Kendinle yüzleştiğin yer burası, her şeyin bu ormanda gizli, kimsenin bilmediği kaçmaya çalıştığın günahların burada gizli, asla kaçamıyorsun bu ormandan nereye gidersen git, seninle gelecektir kendi karanlık ormanın, karanlığın aklının bir köşesine tamamıyla yerleşmiş bir şekilde zamanla seni sorgulamaya ve yüzleşmeye çağıracak. Buraya alışman zaman alacak, önceleri korkacaksın kendinden, içindeki pisliklerden, yalnız kendi ruhunla olduğun ormandan bile gizlemek isteyeceksin önceleri ama içinde biriken pislik biriktikçe dayanılmaz olmaya başlayacak senin için yaşam, hiçbir şey sana güzel görünmemeye başlayacak artık. Kaçmaya başladığın zaman kendinden, acı çekmek hayatının bir parçası olduğu zaman, kendinle kalacaksın zamanla. İşte burada kaçınılmaz ormanına girmek istersin çünkü onu yaratan sensin aklının bir yerinde kendince düzenlenmiş ormanındır orası. Orası senin yaşam kaynağın, arınma yerindir. Kendi günahlarını gördüğün temizlendiğin yer bu orman, senin aynaya her bakışında gördüğün iç yüzün, tek sığınağın, kendi karanlığın, buradan kaçamazsın!!!!!!!!!
Şimdi yalnızsın ekranın arkasında ve kendini hep yalnız sanıyorsun değil mi? Sanıyorsun ki ekranın arkasında beni kimse görmez, istediğim şekle ve kılığa bürünürüm. Ruhumun bütün kirlerini özgürce! artık ortaya dökebilirim sanıyorsun değil mi? Nasıl olsa kimse beni görmüyor diyerek kendi düşünce mahzeninde yarattığın ormanın Kralı! sensin. Nasıl olsa sanal maskesi zırhına bürünerek her haltı rahatlıkla ve kolaylıkla yaparım sanıyorsun, değil mi? Peki, hangi zaman ve mekanda olursak olalım bu ekranın arkası da olsa yalnız ve yapayalnızken bile gerçekte yalnız olmadığını, beni, seni onu, bizleri, sizleri ve onları görüp gözeten Yüce bir varlığın (ALLAH C.C.) her düşünce ve davranışlarımızı gördüğü ve bir gün (AHİRET - MAHŞER) önümüze konulmak üzere İlahi objektifler -kameralar altında hayat filmimizin gizli çekimin yapıldığını biliyor musun? Hala iddia edebilir misin ekranın arkasında yalnız olduğunu? Hiç kimse seni görmese de her zaman ve mekanda Allah’ın seni gördüğü gerçeğini inkar edebilir misin? O halde bu gerçek ışığında aynaya bir kez daha bak ve yüzleş ayna ile. Ve bu kez aynada gördüğün yüz gerçek yüzün olsun….
Seni bekleyen sonu görüyor musun aynada… Yalnızca senin sonun. Seni bekleyen şeye bakabiliyor musun aralıksız? Gözlerinde parlıyor yaşamın sınırında sana sunulan ölüm. Ve ölüm ötesi hayat… Haydi şimdi özgürsün kendi ormanında ve yalnızlığın bir kez daha karanlığındasın…
Burayı seviyorsun, bir o kadarda korkuyorsun. Kendinle yüzleştiğin yer burası, her şeyin bu ormanda gizli, kimsenin bilmediği kaçmaya çalıştığın günahların burada gizli, asla kaçamıyorsun bu ormandan nereye gidersen git, seninle gelecektir kendi karanlık ormanın, karanlığın aklının bir köşesine tamamıyla yerleşmiş bir şekilde zamanla seni sorgulamaya ve yüzleşmeye çağıracak. Buraya alışman zaman alacak, önceleri korkacaksın kendinden, içindeki pisliklerden, yalnız kendi ruhunla olduğun ormandan bile gizlemek isteyeceksin önceleri ama içinde biriken pislik biriktikçe dayanılmaz olmaya başlayacak senin için yaşam, hiçbir şey sana güzel görünmemeye başlayacak artık. Kaçmaya başladığın zaman kendinden, acı çekmek hayatının bir parçası olduğu zaman, kendinle kalacaksın zamanla. İşte burada kaçınılmaz ormanına girmek istersin çünkü onu yaratan sensin aklının bir yerinde kendince düzenlenmiş ormanındır orası. Orası senin yaşam kaynağın, arınma yerindir. Kendi günahlarını gördüğün temizlendiğin yer bu orman, senin aynaya her bakışında gördüğün iç yüzün, tek sığınağın, kendi karanlığın, buradan kaçamazsın!!!!!!!!!
Şimdi yalnızsın ekranın arkasında ve kendini hep yalnız sanıyorsun değil mi? Sanıyorsun ki ekranın arkasında beni kimse görmez, istediğim şekle ve kılığa bürünürüm. Ruhumun bütün kirlerini özgürce! artık ortaya dökebilirim sanıyorsun değil mi? Nasıl olsa kimse beni görmüyor diyerek kendi düşünce mahzeninde yarattığın ormanın Kralı! sensin. Nasıl olsa sanal maskesi zırhına bürünerek her haltı rahatlıkla ve kolaylıkla yaparım sanıyorsun, değil mi? Peki, hangi zaman ve mekanda olursak olalım bu ekranın arkası da olsa yalnız ve yapayalnızken bile gerçekte yalnız olmadığını, beni, seni onu, bizleri, sizleri ve onları görüp gözeten Yüce bir varlığın (ALLAH C.C.) her düşünce ve davranışlarımızı gördüğü ve bir gün (AHİRET - MAHŞER) önümüze konulmak üzere İlahi objektifler -kameralar altında hayat filmimizin gizli çekimin yapıldığını biliyor musun? Hala iddia edebilir misin ekranın arkasında yalnız olduğunu? Hiç kimse seni görmese de her zaman ve mekanda Allah’ın seni gördüğü gerçeğini inkar edebilir misin? O halde bu gerçek ışığında aynaya bir kez daha bak ve yüzleş ayna ile. Ve bu kez aynada gördüğün yüz gerçek yüzün olsun….
Seni bekleyen sonu görüyor musun aynada… Yalnızca senin sonun. Seni bekleyen şeye bakabiliyor musun aralıksız? Gözlerinde parlıyor yaşamın sınırında sana sunulan ölüm. Ve ölüm ötesi hayat… Haydi şimdi özgürsün kendi ormanında ve yalnızlığın bir kez daha karanlığındasın…