tremendous
Forum Yöneticisi
- Katılım
- 11 Ara 2012
- Mesajlar
- 1,781
- Tepkime puanı
- 8
- Puanları
- 0
- Bölüm:
- MEZUN
- Şehir:
- İstanbul
Açıköğretim Türkiye Ekonomisi Ders Notları (1-4 Ünite)
Ünite-1
Türkiyenin Konumu ve Doğal Kaynakları
Ekonomi sosyal bir bilimdir .Birden fazla doğruları olabilir.Türkiye dünyanın yüz ölçümü olarak 34. büyük ülkesidir.
En uzun sınır suriye ile 911 km en kısa sınır Azerbeycan ile 18 km.
Coğrafi Bölgeler ve Ekonomik Faaliyetler Arasındaki İlişki
Ekonomik faaliyetleri ısı ,engebe ve yükselti gibi öğeler belirlemektedir.Yükselti, engebe ve ısı farkının yüksek olduğu yani kış mevsiminin uzun süre sürdüğü yerlerde tarım ve sanayi faaliyetleri sınırlı kalmakta hayvancılık faaliyetleriyle uğraşıldığı görülmektedir.Karadeniz bölgesi Türkiyenin en fazla göç veren bölgesidir.
Madenler
Türkiye dünyanın hammadde (demir, bakır,krom) çeşitliliği bakımından zengin bir ülke olup yakıt madenleri
(doğalgaz,taş kömürü, petrol) açısından çok büyük ölçüde dışa bağlıdır . Bor madeni stratejik öneme sahip olup
dünya rezervlerinin %72 ülkemizde bulunur.Bor madenin çok büyük bir bölümü hammadde olarak ihraç edilir.
Eskişehir ve civarından çıkarılır.
Su Kaynakları
Türkiyenin kara sularınıakarsular ,durusular (göller) ve Yer altı suları olmak üzere üç başlıkda toplayabiliriz.
Türkiye önemli su rezervlerine sahip olma sına karşın buharlaşma ve Yer altı su kaynaklarının beslenmesi
sebebiyle bu rezerv kullanılamamaktadır.İçme suyu açısından fakir bi ülkedir.
Türkiyenin Nüfusu
Ülke nüfusu ekonomideki temel üretim faktörü olan emeğin kaynağını oluştururken savunma ve askeri güc açısından da belirleyici bir role sahiptir.Nüfusun fazla olması demografik yatırımların artmasına dolayısıyla kalkınma hızının düşmesine sebep olacaktır.Ülkenin doğal kaynaklarının ve mevcut sermaye ile en iyi şekilde kullanılabilmesine optimal nüfus denir.
Osmanlı imp. Yapılan ilk nüfus sayımı tamamen asker sayısını ve vergi kaynaklarını belirlemek için yapılıp sadece erkek nüfus sayımı dikkate alınmıştır.Türkiye Cumhuriyetinde ilk nüfus sayımı 1927 yılında yapılmış olup ülke nüfusu 13.7milyon kişidir.
Nüfus artış hızının en yüksek olduğu yıllar teşvikler sebebiyle 1955-1960 yılları arasında olup en düşük olduğu yıllar ise 2.Dünya Savaşı sebebiyle 1940-1945 arasında gerçekleşmiştir..
Nüfusun Eğitim Özellikleri
Yapılan ilk nüfus sayımına göre nüfusun %10.6 sı okur yazarken harf inkilabından sonra bu oran neredeyse sıfıra düşmüştür .Harf inkilabıyla birlikte cumhuriyet tarihi boyunca okur-yazar oranı artırılmaya çalısılmış olup bu oran 2010 senesinde % 94'e ulaşmıştır.
1997 yılında yapılan sekiz yıllık kesintisiz eğitim programı eğitim süresini olumlu yönde etkilerken endüstri ve meslek liseleri açısında ciddi sorunlar doğurmuş bu liselere talep azalmış dolayısıla sanayide ara eleman sıkıntısı yaşanmıştır.Türkiyede okuma yazması olmayanların büyük bir kısmını kadınlar oluşturur.
Türkiyede İnsani Gelişmişlik
Türkiye insani gelişmişlik açısında dünyada 92. sıradadır .Yaşanan sosyal,siyasal ve ekonomik sıkıntılar insani gelişmişliği olumsuz yönden etkilemektedir.İnsani gelişmişlik boyutu açısında Türkiye yüksek konuma sahiptir.Diğer boyutlar ise çok yüksek ,orta ve düşük derecelerdir.
2010 yılındaki veriler göre Türkiyede kendine eşdeğer ülkelere göre geri kalmıştır.Bunun sebepleri ekonomiden ziyade eğitim,sağlık bilim gibi sosyal alanlarda yaşanan sıkıntıdır .
Türkiyede İşgücü
Aktif nüfus:15-64 yaş arasındaki kurumsal olmayan yerlerde çalışma çağındaki kişilerdir.
Bağımlılık Oranı: Çalışan her 100 kişinin bakmakla yükümlü olduğu çalışmayan sayısıdır(0-14 ile 65 yaş üstü ).
2009 yılındaki mali kriz işsizliği %14 lere yükseltse de daha sonra yapılan çalışmalarla bu oran %8.2 ye düşürülmüştür. 2000-2012 döneminde istihdamda tarımın payı ciddi derecede düşmüş olup bu sektörden ayrılan kesim hizmet grubunda istihdam edilmiştir.
Türkiyede Sosyal Güvenlik
Sosyal güvenlik kişilerin kendi iraderinde ve iradeleri dışında karşılaşabilecekleri durumlar için ortaya çıkan zararların karşılanması muhtelif zararların önlenmesidir.
Osmanlıda darülaceze ,darüşafaka gibi kurumlar kurulmuş asker ve memurlar için emekli sandıkları tertip edilmiştir. Yine bu dönemde işçi sınıfına yönelik maden nizamnemesi hazırlanmıştır.
Cumhuriyet dönemindeki Amele Birliği Türkiyede kurulan ve üyeliği mecburi olan ilk kuruluşudur.
Sosyal Güvenlik ile İlgili Sorunlar
Finansal ve yapısal olarak ikiye ayırabiliriz .
Finansal sorunlar ;
-Finansman sorunları -Sağlık harcamalarındaki artış
-Prim oranlarındaki yükseklik -Prim tahsilatının yapılamaması
-Aktüeryal degedeki bozukluk yani aktiflerin pasiflere oranı
Yapısal Sorunlar;
-Kurumlar arası norm ev standart farklılığı -Erken emeklilik -Af ve borçlanma uygulamaları -Kayıtdışı istihdam -Emeklilik yaşı .
Türkiyede Bölgesel Gelişmişlik Farkları
Kişi başına gelirde en yüksek paya İstanbul en düşük pay ise GüneydoğuAND .
Gayrisafi katma değere katkıda en yüksek paya İstanbul en düşük paya ise Kuzeydoğu anadaolu bölgesi sahiptir.
Ünite -2
Türkiyede Milli Gelir ,Gelir Dağılımı ve Yoksulluk
Bir ülke ekonomisi hakkında fikit veren en temel gösterge mal ve hizmet üretimini gösteren milli gelir hesaplarıdır.
Bu temel göstergeler GSYH, GSMH ve kişi başına GSYH' dir.
GSMH: Ülke vatandaşlarının nerde olursa olsun toplam mal ve hizmet üretimini dikkate alır .
GSYH;
Üretim yönünden bakıldığında yerleşiklerin yurt içinde yapmış olduğu mal ve hizmetlerinden bunları elde etmek için kullanmış olduğu girdilerin çıkarılmasıyla oluşur.
Harcama yönünden bakarsak ihraccattan -ithalat söz konusudur.
Gelir yönünden bakıldığında ise çalışana ödemeler ,vergiler- sübvansiyonlar durumu söz konusudur..
Kayıtdışı ekonomi üç başlık altında incelenir:
-Yasadışı üretim -Saklı (yeraltı)ekonomi - enformel sektör ve hane halkının kendi kullanımı için yapmış olduğu üretim .
Uluslar arası karşılaştırma yaparken büyümeyi reel hale getirmek için
a)Belirli bir yıl baz alınabilir
b)Deflatör yöntemi kullanılarak GSYH enflasyon fiyatlarından arındırılmış olunur.
c)GSYH yıl ortasındaki döviz kuruna bölünür.
Ekonominin reel üretim düzeyindeki iniş ve çıkışları konjoktür olarak ifade edilir.
Bazı ekonomik kavramlar :
Büyüme ozitif,artış,
Durgunluk:Büyümenin yatay devam etmesidir.
Resesyon:Sıfır veya negatif büyümdir.
Kriz:Büyüme hızında ani düşüştür.
Stagflasyonurgunlukla beraber enflasyon ve işsizliğin artışı.
Türkiye de Dönemler İtibariyle GSYH ve Büyüme
1923-1929 arası temel sektör tarımdır.1925 yılında tarıma yönelik Aşar vergisi 1927 yılında sanayiye yönelik
Teşvik-i Sanayi kanunu yeniden düzenlenerek yürülüğe girmiştir.1930-39 sanayileşme dönemidir.
1934 yılında birinci beş yıllık sanayi planı uygulanmaya konmuştur. Bu dönemde sanayinin yakaladığı
%11.6 lık büyüme cumhuriyet tarihinin rekorudur.1960 yılından itibaren planlı kalkınma hareketi ile
libarelleşen ekonominin yerini devletin müdahaleci görülmeye başlanmıştır. Bu dönemde ithal ikameci
sanayileşme stratejisi benimsenmiştir.1980 yılından itibaren ihracaata dayalı sanayileşme başlamıştır.
1989 yılından itibardende finansallibarelleşme hareketleri görülür
.En fazla büyüme 11.5 ile 1946-1953 döneminde olmuştur.
GSYH den en fazla payı sırası ile hizmet-sanayi ve tarım sektörü alır.
Yüzde payları göstergesi 5.payın 1. paya bölünmesiyle bulunur .
Fonksiyonel gelir dağılımında en fazla payı maaş-ücret kısmı alırken en az payı transferler alır.
Ünite-3
Kamu Ekonomisinde Gelişmeler
Kamu ekonomisi devletin harcamalarını,borçlarını,gelirleri ile ilgili uygulamalarının neden,sonuç ve etkilerini inceler.
Kamu kesimi tam, yarı mal ve hizmet ile özel mal ve hizmet üretir.Tam kamusal malda herkes eşit biçimde tüketim yapar.
Kişilere dışsal fayda ve özel fayda sağlayan tür ise yarı kamusal maldır.
Kamu harcamalarının gelirlerini aştığı maksimum yıl 2001 yılıdır.
Kamu harcamaları idari,fonksiyonel ve ekonomik olarak üçe ayrılır.ew ds
İdari sınıflandırma harcama yapan yönetim birimlerini ele alır.
Fonksiyonel sınıflandırma yapılan harcamaların hangi amaçları gerçekleştirildiğine bakılır.
Ekonomik sınıflandırmada ise devlet hizmetlerinin ekonomik faaliyetler etkilerini ölçme amacıyla kullanılır .
Genel kamu hizmetleri kamu bütçesinden en fazla payı alırken en az payı çevre koruma hizmetleri alır.
Son yıllarda sosyal güvenlik harcamaları artmış sağlık harcamaları aalmıştır.
Cari transferler en büyk harcama kalemini oluşturur.
Kamu gelirinin en büyük kalemini vergi gelirleri oluşturur .
Dar anlamda vergi gelirini; özel vergiler,fon vergileri ,vergi dışı normal gelirler , katma bütçe gelirleri oluşturu.
Geniş anlamda ise , belediyeler dgk kurumları ve il özel idarelerinden gelen gelirlerden oluşur.
Vergi dışı gelirlerini; faiz ,pay,ceza,teşebbüs sermaye ve mülkiyet gelirleri oluşturur.
Gelir vergileri dolaysız vergilerin en büyük kısmını oluşturur.Devletin dolaylı vergilere yönelmesinin en büyük sebebi bu vergilere karşı tepkinin düşük olmasıdır ve vergi maliyetinin az olmasıdır.
Vergi sisteminin dört temel ayağı vardır .bunlar Gelir,Özel ,Kurumlar ve Katma Değer Vergisidir.
Temel vergi prensibi ikilisi adelet ve eşitlikltir.
Türkiye 'de İç Borçlanma
1970 li yıllara kadar iç borçlanmaya fazla başvurulmamıştır.1980 lerle birlikte iç borçlanma yükü artmıştır.Kamu borçlanmasından
Hazine Müsteşarlığı sorumludur.
Borç yönetiminin temel amacı borç yükünü azaltabilmektir.Bununla birlikte faiz oranları, döviz kurları ve likitide dalgalanmalarını minimum düzeyde etkileyebilecek borç yüküne sahip olmak temel amaçlar arasındadır .
2001-2010 arasındaki borç yükünün hafiflemesinin birincil nedini faiz harcamalarındaki düşüştür.
Kamu kesimi borçlanma gereği ,kamunun toplam nakdi harcamamaları ile gelirleri arasındaki farktır.Bu en kapsamlı yöntem olup açığın nakit bazında ifadesidir.
Bununla beraber geleneksel,birincil,işlemsel,yarı mali,nakit,nominal-reel gibi bütçe açığı bulma yöntemleri vardır.
1927 yılından 2006 ya kadar Muhasebe-i Umumiye Kanunu uygulanmıştır.2006 yılı ile birlikte yeni bir mali yapı oluşturulmuştur.
Bu yapıyla mali saydamlık ,hesap verilebilirlik ,kamu kaynaklarının etkin kullanımı ve ekonomik verimlilikl ön plana çıkmaktadır .
Yeni mali yönetimle girdi odaklı değil sonuç yaniçıktı odaklı anlayışa geçilmiştir.
Cumhuriyetin kuruluş döneminde denk bütçe ve istikrarlı para politikası izlenmiştir.
Özelleştirmede ilk şart mülkiyetin devri ikinci şart yönetim devridir.Devletin ekonomik faaliyetlerin azaltılmak istenmesi, rekabet oluşturulması ,kamu iktisadi teşebbüslerin azaltılması özelleştirmenin amaçları arasında yer alır.Özelleştirme İdaresi Başkanlığı görevli olan kuruluştur.
Mahalli idareler bütçeleri belediye,il özel idareleri,iller bankası ,su ve kanalizasyon idarelerinin bütçeleridir.
Ünite-4
Temel Sektörlerde Gelişmeler:Tarım Sektörü
İktisadi kalkınmamnın temel başlangıç noktası tarım sektörüdür.İktisatçı Ouesnay fizyokrasi teorisi ile ilk kez tarım sektörünün öneminde değinmiştir.
Dar anlamda tarım ekim ,dikim ,bakım ve yetiştirme yoluyla ürün üretilmesi bunların üreticiler tarafından işlenmesi ve değerlendirilmesini kapsar.
Geniş anlamda ise bitkisel ve hayvansal üretimin yanı sıra ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerini,tarımsal ürünlerin taşınması saklanması ,satılması ve tarım araçlarının bir bedel karşılığında kullandırılmasıdır.
Tarım Sektörünün İşlevleri;
-İnsanların besin gereksinimleri karşılamak.
-Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yardımcı olmak
-Sanayi sektörüne hammadde sağlamak.
-Tarım dışı sektörlere istihdam sağlamak .
-Tarım dışı sektörlerde üretilen mal ve hizmetlere talep yaratmak
-Çevre sağlığı ve toplumun ruhsal dengesini korumak.
Tarım Sektörünün Genel Özellikleri
Tarımsal üretim iklim ve mevsim şartlarına bağlıdır.
Bazı tarımsal ürünler için belli mevsimsel şartlar aranır.
Tarımsal üretimde kullanılan teknikleri geliştirmek sınırlıdır.
Tarım sektörü emek yoğun olduğundan çok ileri teknoloji kullanılmaz.Bu durumda bölge,aile ve ürünler arasındaki verimlilik farkının temel nedenidir.
Tarımsal mallar genellikle temel mal statüsünde olduğu için tüketicilerin gelirindeki değişmelerden fazla etkilenmez.
Gelirin artması talebi çok az değiştirmesinden dolayı bu mallar düşük mal denir.
Tarım sektöründe üretim alanları dağınıktır.
Tarım sektöründeki firmalar üretmiş olduğu malları arz ederler tam rekabet piyasa koşullarında , hammade temininde ise aksak rekabetli piyasa koşullarında faaliyetlerini devam ettirirler.
Tarım sektöründe azalan verimler kanunun geçerlidir.Kullanılan arazinin kısa zamanda genişletilmesi söz konusu olmaması üretici verimini azaltan sabit faktör kısıtlayıcısıdır.
Tarımsal ürünlerin fiyatları istikrarsızdır.Bunun sebebi iklim koşullarındaki beklenmedik değişmelerdir.
Bu istikrarsızlıklar literatürde örümcek ağı teorisi ile açıklanır.
Türk Tarım Sektörünün Üretim Yapısı ve Ürün Profili
Türk tarımında üretim büyük ölçüde doğa ve iklim koşullarına bağlıdır.Bu açıdan ülkemiz yetiştirilen ürünler açısından zengindir.
Tarım sektöründeki doğrudan ve dolaylı kuruluşlar ;özel sektör ve kurumları,devlet ,KİT 'ler,tarım kredi kooperatifleri ,ticaret borsaları ve aracı kuruluşları sayabiliriz.
Tarımsal üretim bitkisel ve hayvansal olmak üzere iki alt sektörden oluşur.Hayvansal üretim canlı hayvan ve hayvanlardan oluşan ürünleri kapsarken diğer ürünleri bitkisel ürünler olarak adlandırabiliriz.Tarıma uygun alanların % 35 ' ini orman arazileri oluşturur. Ekilen arazinin her yıl 4 ' te 1 ' i nadasa bırakılır.Tarım arazileriyle ilgili en önemli sorun tarım arazilerinin parçalı olmasıdır.Tarımsal üretimin geleneksel aile işletmeciliği usulü ile yapıldığından mirsa yoluyla araziler küçük birimlere bölünmüş olup bu durumda verimli bir üretim ve etkin bir piyasa oluşmanın oluşmasını engellemiştir.Diğer bir sorun tarım işletmelerinin büyük bir bölümünün küçük aile işletmeleri aracılığıyla yapılmasıdır.
Bitkisel Tarım ve Ürünleri
Bitkisel tarım ; tahıllar ve diğer bitkisel ürünler ,sebzeler,meyveler içecek ve baharat bitkileri olarak üç grupta yer alır.
Tahıl ve diğer bitkisel ürünlerde en fazla ekili alanı buğday,mısır,arpa gibi ürünler alır.Üretim miktarı açısından diğer bitkisel ürünler tahıllardan daha fazla paya sahip olsa da , tahıllar ara ve nihai mal olma özelliği ile son derece önemlidir.
Sebzeler ;
Meyvesi için yetiştirilen sebzeler(karpuz,kavun,domates,hıyar,acur,biber)
Yumru ve kök sebzeler(kuru soğan,havuç,turp,pırasa) ve
Diğer sebzeler olmak üzere üç grupta ele alınır.
Türkiyedeki üretimin % 82 'si meyvesi için % 12 'si yumru ve kök sebzelerden oluştuğunu görmekteyiz.En fazla üretilen sebzeler domates,karpuz,biber,soğan ,hıyar gibi ürünler yer alır.Profosyonel olarak üretim Akdeniz bölgesinde görülür.
Meyveler
Meyve üretiminde dünya genelinde üretim açısından zengin bir ülke olduğumuz söylenebilir.En fazla üretilen meyve grupları üzüm,turunçgiller ve yumuşak çekirdekliler en az üretilenler ise tropikal meyvelerdir.Tek tek ele alındığında en fazla sırası ile üzüm ,elma ,portakal,zeytin,çay,mandalina,limon,fındık ve şeftalidir.Fındık,incir,vişne,kiraz,kayısı ve haşhaş üretiminde Türkiye dünya genelinde 1. sıradadır.
Bitkisel Tarım Sektöründe Tohumluluk Üretimi
Bitikisel üretimin verimliliği için kaliteli yani sertifikalı tohumluk kullanılması önemlidir.Türkiyedeki en büyük tohumluk üreticisi Türkiye Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüdür(TİGEM).Dünya tohumculuk piyasası 45 milyar dolar civarındadır.
Türkiyenin yıllık 37 bin ton ithalatı 31 ton ihracatı bulunmaktadır.Karşılama oranı tamamen yurtiçinden olan ürünler hibrit ayçiçeği,aspir ve hibrit mısırdır. Karşılama oranı% 5t 'in altında olann ürünler ise kuru fasulyeinohuti karunga ve fiğ ürünüdür.
Hayvancılık Sektörü ve Hayvansal Üretim
Hayvansal üretimde canlı hayvan pazarlaması düşükken hayvansal ürünlerde ise pazarlanan kısım oldukça yüksektir.
Canlı Hayvan Üretimi
Büyükbaş hayvancılıkta yaty bir çizgi söz konusudur.
Son 20 yıla bakıldığında ise küçükbaş hayvan sayısında düşüş gözlemlenmektedir.Bu durum keçi sayısındada görülmektedir.
Canlı tavuk üretiminde ise büyük bir gelişme vardır .Arıcılıkta ise 2000'li yıllarda bariz bir sıçrama vardır .
İpek böcekçiliğinde ise büyük bir gerileme olup yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Dünya süt üretiminin tamamına yakınını ve et üretiminin % 24 ü sığırlardan karşılanır.
Türkiyede kırmızı et üretimi istikrarsız bir çizgidedir.Süt üretiminde koyun ve keçiden elde edilen süt miktarı azalırken inek sütü üretiminde artış görülmektedir.Tavuk yumurtası ve tavuk eti üretiminde de ciddi bir artıöş söz konusudur.
Geleneksel yöntemler yerine modern arıclıkla bal üretiminde artış sağlanmıştır.
Tarımsal istihdamda zaman geçtikçe çalışan kişi sayısı gittikçe azalmaktadır.
Bunun sebebleri;sektörün geri kalmışlığı, ulusal ve Uluslararası pazarlara yönelik mal üretememe,hayat standartının düşük olması gibi unsurlar yer alır.
Tarımsal dış ticaret açığında son yıllarda ciddi derecede bir artış söz konusudur.
Tarımsal ihracatın en fazla yapılduğı ülkeler arasında Irak,Almanya ,Rusya,İngiltere İtalya,Fransa ve Holladadır.
İthalat yapılan ülkeler ise Abd,Ukrayna,Rusya,Almanya,Brezilya ve Malezya dır.
Türkiyede Tarımsal Destekleme Politikaları
Tarım sektörüne sağlanan destekler fiyat ,gelir ve diğer destekler olmak üzere üç grupta ele alınır.Gelir destekleri
doğrudan ve dolaylı olarak ikiye ayrılır.Doğal afet sonucunda yapılan ödemeler doğrudan gelir destekleri kapsamındadır.
Fiyat destekler ; kota,primler,teşvikler ve tarifeler,ihracaat iadesi ve vergilerdir .
Diğer destekler içersinde ; eğitim,ar-ge,pazarlama, dağıtım ve yayın unsurları yer alır.
Türk Tarım Sektörünün AB Ortak Tarım Politikalarına Uyumu
Tek Tarım Pazarı İlkesi:AB üyeleri arasında tarım ürünlerinin serbestçe dolaşabilmesini sağlamak ve tek bir pazar oluşturmaktır.
Topluluk Tercihi İlkesi: İthal ikameci bir anlayışla birlikte öncelikle AB ülkelerine ait ürünleri tüketmek ve yerli ürünleri ithalata karşı korumaktır.
Ortak Mali Sorumluluk İlkesi:Yapılan harcamalar üye ülkeler tarafından karşılanır.
Sınavlarda Hepinize Başarılar Diliyoruz..
Ünite-1
Türkiyenin Konumu ve Doğal Kaynakları
Ekonomi sosyal bir bilimdir .Birden fazla doğruları olabilir.Türkiye dünyanın yüz ölçümü olarak 34. büyük ülkesidir.
En uzun sınır suriye ile 911 km en kısa sınır Azerbeycan ile 18 km.
Coğrafi Bölgeler ve Ekonomik Faaliyetler Arasındaki İlişki
Ekonomik faaliyetleri ısı ,engebe ve yükselti gibi öğeler belirlemektedir.Yükselti, engebe ve ısı farkının yüksek olduğu yani kış mevsiminin uzun süre sürdüğü yerlerde tarım ve sanayi faaliyetleri sınırlı kalmakta hayvancılık faaliyetleriyle uğraşıldığı görülmektedir.Karadeniz bölgesi Türkiyenin en fazla göç veren bölgesidir.
Madenler
Türkiye dünyanın hammadde (demir, bakır,krom) çeşitliliği bakımından zengin bir ülke olup yakıt madenleri
(doğalgaz,taş kömürü, petrol) açısından çok büyük ölçüde dışa bağlıdır . Bor madeni stratejik öneme sahip olup
dünya rezervlerinin %72 ülkemizde bulunur.Bor madenin çok büyük bir bölümü hammadde olarak ihraç edilir.
Eskişehir ve civarından çıkarılır.
Su Kaynakları
Türkiyenin kara sularınıakarsular ,durusular (göller) ve Yer altı suları olmak üzere üç başlıkda toplayabiliriz.
Türkiye önemli su rezervlerine sahip olma sına karşın buharlaşma ve Yer altı su kaynaklarının beslenmesi
sebebiyle bu rezerv kullanılamamaktadır.İçme suyu açısından fakir bi ülkedir.
Türkiyenin Nüfusu
Ülke nüfusu ekonomideki temel üretim faktörü olan emeğin kaynağını oluştururken savunma ve askeri güc açısından da belirleyici bir role sahiptir.Nüfusun fazla olması demografik yatırımların artmasına dolayısıyla kalkınma hızının düşmesine sebep olacaktır.Ülkenin doğal kaynaklarının ve mevcut sermaye ile en iyi şekilde kullanılabilmesine optimal nüfus denir.
Osmanlı imp. Yapılan ilk nüfus sayımı tamamen asker sayısını ve vergi kaynaklarını belirlemek için yapılıp sadece erkek nüfus sayımı dikkate alınmıştır.Türkiye Cumhuriyetinde ilk nüfus sayımı 1927 yılında yapılmış olup ülke nüfusu 13.7milyon kişidir.
Nüfus artış hızının en yüksek olduğu yıllar teşvikler sebebiyle 1955-1960 yılları arasında olup en düşük olduğu yıllar ise 2.Dünya Savaşı sebebiyle 1940-1945 arasında gerçekleşmiştir..
Nüfusun Eğitim Özellikleri
Yapılan ilk nüfus sayımına göre nüfusun %10.6 sı okur yazarken harf inkilabından sonra bu oran neredeyse sıfıra düşmüştür .Harf inkilabıyla birlikte cumhuriyet tarihi boyunca okur-yazar oranı artırılmaya çalısılmış olup bu oran 2010 senesinde % 94'e ulaşmıştır.
1997 yılında yapılan sekiz yıllık kesintisiz eğitim programı eğitim süresini olumlu yönde etkilerken endüstri ve meslek liseleri açısında ciddi sorunlar doğurmuş bu liselere talep azalmış dolayısıla sanayide ara eleman sıkıntısı yaşanmıştır.Türkiyede okuma yazması olmayanların büyük bir kısmını kadınlar oluşturur.
Türkiyede İnsani Gelişmişlik
Türkiye insani gelişmişlik açısında dünyada 92. sıradadır .Yaşanan sosyal,siyasal ve ekonomik sıkıntılar insani gelişmişliği olumsuz yönden etkilemektedir.İnsani gelişmişlik boyutu açısında Türkiye yüksek konuma sahiptir.Diğer boyutlar ise çok yüksek ,orta ve düşük derecelerdir.
2010 yılındaki veriler göre Türkiyede kendine eşdeğer ülkelere göre geri kalmıştır.Bunun sebepleri ekonomiden ziyade eğitim,sağlık bilim gibi sosyal alanlarda yaşanan sıkıntıdır .
Türkiyede İşgücü
Aktif nüfus:15-64 yaş arasındaki kurumsal olmayan yerlerde çalışma çağındaki kişilerdir.
Bağımlılık Oranı: Çalışan her 100 kişinin bakmakla yükümlü olduğu çalışmayan sayısıdır(0-14 ile 65 yaş üstü ).
2009 yılındaki mali kriz işsizliği %14 lere yükseltse de daha sonra yapılan çalışmalarla bu oran %8.2 ye düşürülmüştür. 2000-2012 döneminde istihdamda tarımın payı ciddi derecede düşmüş olup bu sektörden ayrılan kesim hizmet grubunda istihdam edilmiştir.
Türkiyede Sosyal Güvenlik
Sosyal güvenlik kişilerin kendi iraderinde ve iradeleri dışında karşılaşabilecekleri durumlar için ortaya çıkan zararların karşılanması muhtelif zararların önlenmesidir.
Osmanlıda darülaceze ,darüşafaka gibi kurumlar kurulmuş asker ve memurlar için emekli sandıkları tertip edilmiştir. Yine bu dönemde işçi sınıfına yönelik maden nizamnemesi hazırlanmıştır.
Cumhuriyet dönemindeki Amele Birliği Türkiyede kurulan ve üyeliği mecburi olan ilk kuruluşudur.
Sosyal Güvenlik ile İlgili Sorunlar
Finansal ve yapısal olarak ikiye ayırabiliriz .
Finansal sorunlar ;
-Finansman sorunları -Sağlık harcamalarındaki artış
-Prim oranlarındaki yükseklik -Prim tahsilatının yapılamaması
-Aktüeryal degedeki bozukluk yani aktiflerin pasiflere oranı
Yapısal Sorunlar;
-Kurumlar arası norm ev standart farklılığı -Erken emeklilik -Af ve borçlanma uygulamaları -Kayıtdışı istihdam -Emeklilik yaşı .
Türkiyede Bölgesel Gelişmişlik Farkları
Kişi başına gelirde en yüksek paya İstanbul en düşük pay ise GüneydoğuAND .
Gayrisafi katma değere katkıda en yüksek paya İstanbul en düşük paya ise Kuzeydoğu anadaolu bölgesi sahiptir.
Ünite -2
Türkiyede Milli Gelir ,Gelir Dağılımı ve Yoksulluk
Bir ülke ekonomisi hakkında fikit veren en temel gösterge mal ve hizmet üretimini gösteren milli gelir hesaplarıdır.
Bu temel göstergeler GSYH, GSMH ve kişi başına GSYH' dir.
GSMH: Ülke vatandaşlarının nerde olursa olsun toplam mal ve hizmet üretimini dikkate alır .
GSYH;
Üretim yönünden bakıldığında yerleşiklerin yurt içinde yapmış olduğu mal ve hizmetlerinden bunları elde etmek için kullanmış olduğu girdilerin çıkarılmasıyla oluşur.
Harcama yönünden bakarsak ihraccattan -ithalat söz konusudur.
Gelir yönünden bakıldığında ise çalışana ödemeler ,vergiler- sübvansiyonlar durumu söz konusudur..
Kayıtdışı ekonomi üç başlık altında incelenir:
-Yasadışı üretim -Saklı (yeraltı)ekonomi - enformel sektör ve hane halkının kendi kullanımı için yapmış olduğu üretim .
Uluslar arası karşılaştırma yaparken büyümeyi reel hale getirmek için
a)Belirli bir yıl baz alınabilir
b)Deflatör yöntemi kullanılarak GSYH enflasyon fiyatlarından arındırılmış olunur.
c)GSYH yıl ortasındaki döviz kuruna bölünür.
Ekonominin reel üretim düzeyindeki iniş ve çıkışları konjoktür olarak ifade edilir.
Bazı ekonomik kavramlar :
Büyüme ozitif,artış,
Durgunluk:Büyümenin yatay devam etmesidir.
Resesyon:Sıfır veya negatif büyümdir.
Kriz:Büyüme hızında ani düşüştür.
Stagflasyonurgunlukla beraber enflasyon ve işsizliğin artışı.
Türkiye de Dönemler İtibariyle GSYH ve Büyüme
1923-1929 arası temel sektör tarımdır.1925 yılında tarıma yönelik Aşar vergisi 1927 yılında sanayiye yönelik
Teşvik-i Sanayi kanunu yeniden düzenlenerek yürülüğe girmiştir.1930-39 sanayileşme dönemidir.
1934 yılında birinci beş yıllık sanayi planı uygulanmaya konmuştur. Bu dönemde sanayinin yakaladığı
%11.6 lık büyüme cumhuriyet tarihinin rekorudur.1960 yılından itibaren planlı kalkınma hareketi ile
libarelleşen ekonominin yerini devletin müdahaleci görülmeye başlanmıştır. Bu dönemde ithal ikameci
sanayileşme stratejisi benimsenmiştir.1980 yılından itibaren ihracaata dayalı sanayileşme başlamıştır.
1989 yılından itibardende finansallibarelleşme hareketleri görülür
.En fazla büyüme 11.5 ile 1946-1953 döneminde olmuştur.
GSYH den en fazla payı sırası ile hizmet-sanayi ve tarım sektörü alır.
Yüzde payları göstergesi 5.payın 1. paya bölünmesiyle bulunur .
Fonksiyonel gelir dağılımında en fazla payı maaş-ücret kısmı alırken en az payı transferler alır.
Ünite-3
Kamu Ekonomisinde Gelişmeler
Kamu ekonomisi devletin harcamalarını,borçlarını,gelirleri ile ilgili uygulamalarının neden,sonuç ve etkilerini inceler.
Kamu kesimi tam, yarı mal ve hizmet ile özel mal ve hizmet üretir.Tam kamusal malda herkes eşit biçimde tüketim yapar.
Kişilere dışsal fayda ve özel fayda sağlayan tür ise yarı kamusal maldır.
Kamu harcamalarının gelirlerini aştığı maksimum yıl 2001 yılıdır.
Kamu harcamaları idari,fonksiyonel ve ekonomik olarak üçe ayrılır.ew ds
İdari sınıflandırma harcama yapan yönetim birimlerini ele alır.
Fonksiyonel sınıflandırma yapılan harcamaların hangi amaçları gerçekleştirildiğine bakılır.
Ekonomik sınıflandırmada ise devlet hizmetlerinin ekonomik faaliyetler etkilerini ölçme amacıyla kullanılır .
Genel kamu hizmetleri kamu bütçesinden en fazla payı alırken en az payı çevre koruma hizmetleri alır.
Son yıllarda sosyal güvenlik harcamaları artmış sağlık harcamaları aalmıştır.
Cari transferler en büyk harcama kalemini oluşturur.
Kamu gelirinin en büyük kalemini vergi gelirleri oluşturur .
Dar anlamda vergi gelirini; özel vergiler,fon vergileri ,vergi dışı normal gelirler , katma bütçe gelirleri oluşturu.
Geniş anlamda ise , belediyeler dgk kurumları ve il özel idarelerinden gelen gelirlerden oluşur.
Vergi dışı gelirlerini; faiz ,pay,ceza,teşebbüs sermaye ve mülkiyet gelirleri oluşturur.
Gelir vergileri dolaysız vergilerin en büyük kısmını oluşturur.Devletin dolaylı vergilere yönelmesinin en büyük sebebi bu vergilere karşı tepkinin düşük olmasıdır ve vergi maliyetinin az olmasıdır.
Vergi sisteminin dört temel ayağı vardır .bunlar Gelir,Özel ,Kurumlar ve Katma Değer Vergisidir.
Temel vergi prensibi ikilisi adelet ve eşitlikltir.
Türkiye 'de İç Borçlanma
1970 li yıllara kadar iç borçlanmaya fazla başvurulmamıştır.1980 lerle birlikte iç borçlanma yükü artmıştır.Kamu borçlanmasından
Hazine Müsteşarlığı sorumludur.
Borç yönetiminin temel amacı borç yükünü azaltabilmektir.Bununla birlikte faiz oranları, döviz kurları ve likitide dalgalanmalarını minimum düzeyde etkileyebilecek borç yüküne sahip olmak temel amaçlar arasındadır .
2001-2010 arasındaki borç yükünün hafiflemesinin birincil nedini faiz harcamalarındaki düşüştür.
Kamu kesimi borçlanma gereği ,kamunun toplam nakdi harcamamaları ile gelirleri arasındaki farktır.Bu en kapsamlı yöntem olup açığın nakit bazında ifadesidir.
Bununla beraber geleneksel,birincil,işlemsel,yarı mali,nakit,nominal-reel gibi bütçe açığı bulma yöntemleri vardır.
1927 yılından 2006 ya kadar Muhasebe-i Umumiye Kanunu uygulanmıştır.2006 yılı ile birlikte yeni bir mali yapı oluşturulmuştur.
Bu yapıyla mali saydamlık ,hesap verilebilirlik ,kamu kaynaklarının etkin kullanımı ve ekonomik verimlilikl ön plana çıkmaktadır .
Yeni mali yönetimle girdi odaklı değil sonuç yaniçıktı odaklı anlayışa geçilmiştir.
Cumhuriyetin kuruluş döneminde denk bütçe ve istikrarlı para politikası izlenmiştir.
Özelleştirmede ilk şart mülkiyetin devri ikinci şart yönetim devridir.Devletin ekonomik faaliyetlerin azaltılmak istenmesi, rekabet oluşturulması ,kamu iktisadi teşebbüslerin azaltılması özelleştirmenin amaçları arasında yer alır.Özelleştirme İdaresi Başkanlığı görevli olan kuruluştur.
Mahalli idareler bütçeleri belediye,il özel idareleri,iller bankası ,su ve kanalizasyon idarelerinin bütçeleridir.
Ünite-4
Temel Sektörlerde Gelişmeler:Tarım Sektörü
İktisadi kalkınmamnın temel başlangıç noktası tarım sektörüdür.İktisatçı Ouesnay fizyokrasi teorisi ile ilk kez tarım sektörünün öneminde değinmiştir.
Dar anlamda tarım ekim ,dikim ,bakım ve yetiştirme yoluyla ürün üretilmesi bunların üreticiler tarafından işlenmesi ve değerlendirilmesini kapsar.
Geniş anlamda ise bitkisel ve hayvansal üretimin yanı sıra ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerini,tarımsal ürünlerin taşınması saklanması ,satılması ve tarım araçlarının bir bedel karşılığında kullandırılmasıdır.
Tarım Sektörünün İşlevleri;
-İnsanların besin gereksinimleri karşılamak.
-Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yardımcı olmak
-Sanayi sektörüne hammadde sağlamak.
-Tarım dışı sektörlere istihdam sağlamak .
-Tarım dışı sektörlerde üretilen mal ve hizmetlere talep yaratmak
-Çevre sağlığı ve toplumun ruhsal dengesini korumak.
Tarım Sektörünün Genel Özellikleri
Tarımsal üretim iklim ve mevsim şartlarına bağlıdır.
Bazı tarımsal ürünler için belli mevsimsel şartlar aranır.
Tarımsal üretimde kullanılan teknikleri geliştirmek sınırlıdır.
Tarım sektörü emek yoğun olduğundan çok ileri teknoloji kullanılmaz.Bu durumda bölge,aile ve ürünler arasındaki verimlilik farkının temel nedenidir.
Tarımsal mallar genellikle temel mal statüsünde olduğu için tüketicilerin gelirindeki değişmelerden fazla etkilenmez.
Gelirin artması talebi çok az değiştirmesinden dolayı bu mallar düşük mal denir.
Tarım sektöründe üretim alanları dağınıktır.
Tarım sektöründeki firmalar üretmiş olduğu malları arz ederler tam rekabet piyasa koşullarında , hammade temininde ise aksak rekabetli piyasa koşullarında faaliyetlerini devam ettirirler.
Tarım sektöründe azalan verimler kanunun geçerlidir.Kullanılan arazinin kısa zamanda genişletilmesi söz konusu olmaması üretici verimini azaltan sabit faktör kısıtlayıcısıdır.
Tarımsal ürünlerin fiyatları istikrarsızdır.Bunun sebebi iklim koşullarındaki beklenmedik değişmelerdir.
Bu istikrarsızlıklar literatürde örümcek ağı teorisi ile açıklanır.
Türk Tarım Sektörünün Üretim Yapısı ve Ürün Profili
Türk tarımında üretim büyük ölçüde doğa ve iklim koşullarına bağlıdır.Bu açıdan ülkemiz yetiştirilen ürünler açısından zengindir.
Tarım sektöründeki doğrudan ve dolaylı kuruluşlar ;özel sektör ve kurumları,devlet ,KİT 'ler,tarım kredi kooperatifleri ,ticaret borsaları ve aracı kuruluşları sayabiliriz.
Tarımsal üretim bitkisel ve hayvansal olmak üzere iki alt sektörden oluşur.Hayvansal üretim canlı hayvan ve hayvanlardan oluşan ürünleri kapsarken diğer ürünleri bitkisel ürünler olarak adlandırabiliriz.Tarıma uygun alanların % 35 ' ini orman arazileri oluşturur. Ekilen arazinin her yıl 4 ' te 1 ' i nadasa bırakılır.Tarım arazileriyle ilgili en önemli sorun tarım arazilerinin parçalı olmasıdır.Tarımsal üretimin geleneksel aile işletmeciliği usulü ile yapıldığından mirsa yoluyla araziler küçük birimlere bölünmüş olup bu durumda verimli bir üretim ve etkin bir piyasa oluşmanın oluşmasını engellemiştir.Diğer bir sorun tarım işletmelerinin büyük bir bölümünün küçük aile işletmeleri aracılığıyla yapılmasıdır.
Bitkisel Tarım ve Ürünleri
Bitkisel tarım ; tahıllar ve diğer bitkisel ürünler ,sebzeler,meyveler içecek ve baharat bitkileri olarak üç grupta yer alır.
Tahıl ve diğer bitkisel ürünlerde en fazla ekili alanı buğday,mısır,arpa gibi ürünler alır.Üretim miktarı açısından diğer bitkisel ürünler tahıllardan daha fazla paya sahip olsa da , tahıllar ara ve nihai mal olma özelliği ile son derece önemlidir.
Sebzeler ;
Meyvesi için yetiştirilen sebzeler(karpuz,kavun,domates,hıyar,acur,biber)
Yumru ve kök sebzeler(kuru soğan,havuç,turp,pırasa) ve
Diğer sebzeler olmak üzere üç grupta ele alınır.
Türkiyedeki üretimin % 82 'si meyvesi için % 12 'si yumru ve kök sebzelerden oluştuğunu görmekteyiz.En fazla üretilen sebzeler domates,karpuz,biber,soğan ,hıyar gibi ürünler yer alır.Profosyonel olarak üretim Akdeniz bölgesinde görülür.
Meyveler
Meyve üretiminde dünya genelinde üretim açısından zengin bir ülke olduğumuz söylenebilir.En fazla üretilen meyve grupları üzüm,turunçgiller ve yumuşak çekirdekliler en az üretilenler ise tropikal meyvelerdir.Tek tek ele alındığında en fazla sırası ile üzüm ,elma ,portakal,zeytin,çay,mandalina,limon,fındık ve şeftalidir.Fındık,incir,vişne,kiraz,kayısı ve haşhaş üretiminde Türkiye dünya genelinde 1. sıradadır.
Bitkisel Tarım Sektöründe Tohumluluk Üretimi
Bitikisel üretimin verimliliği için kaliteli yani sertifikalı tohumluk kullanılması önemlidir.Türkiyedeki en büyük tohumluk üreticisi Türkiye Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüdür(TİGEM).Dünya tohumculuk piyasası 45 milyar dolar civarındadır.
Türkiyenin yıllık 37 bin ton ithalatı 31 ton ihracatı bulunmaktadır.Karşılama oranı tamamen yurtiçinden olan ürünler hibrit ayçiçeği,aspir ve hibrit mısırdır. Karşılama oranı% 5t 'in altında olann ürünler ise kuru fasulyeinohuti karunga ve fiğ ürünüdür.
Hayvancılık Sektörü ve Hayvansal Üretim
Hayvansal üretimde canlı hayvan pazarlaması düşükken hayvansal ürünlerde ise pazarlanan kısım oldukça yüksektir.
Canlı Hayvan Üretimi
Büyükbaş hayvancılıkta yaty bir çizgi söz konusudur.
Son 20 yıla bakıldığında ise küçükbaş hayvan sayısında düşüş gözlemlenmektedir.Bu durum keçi sayısındada görülmektedir.
Canlı tavuk üretiminde ise büyük bir gelişme vardır .Arıcılıkta ise 2000'li yıllarda bariz bir sıçrama vardır .
İpek böcekçiliğinde ise büyük bir gerileme olup yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Dünya süt üretiminin tamamına yakınını ve et üretiminin % 24 ü sığırlardan karşılanır.
Türkiyede kırmızı et üretimi istikrarsız bir çizgidedir.Süt üretiminde koyun ve keçiden elde edilen süt miktarı azalırken inek sütü üretiminde artış görülmektedir.Tavuk yumurtası ve tavuk eti üretiminde de ciddi bir artıöş söz konusudur.
Geleneksel yöntemler yerine modern arıclıkla bal üretiminde artış sağlanmıştır.
Tarımsal istihdamda zaman geçtikçe çalışan kişi sayısı gittikçe azalmaktadır.
Bunun sebebleri;sektörün geri kalmışlığı, ulusal ve Uluslararası pazarlara yönelik mal üretememe,hayat standartının düşük olması gibi unsurlar yer alır.
Tarımsal dış ticaret açığında son yıllarda ciddi derecede bir artış söz konusudur.
Tarımsal ihracatın en fazla yapılduğı ülkeler arasında Irak,Almanya ,Rusya,İngiltere İtalya,Fransa ve Holladadır.
İthalat yapılan ülkeler ise Abd,Ukrayna,Rusya,Almanya,Brezilya ve Malezya dır.
Türkiyede Tarımsal Destekleme Politikaları
Tarım sektörüne sağlanan destekler fiyat ,gelir ve diğer destekler olmak üzere üç grupta ele alınır.Gelir destekleri
doğrudan ve dolaylı olarak ikiye ayrılır.Doğal afet sonucunda yapılan ödemeler doğrudan gelir destekleri kapsamındadır.
Fiyat destekler ; kota,primler,teşvikler ve tarifeler,ihracaat iadesi ve vergilerdir .
Diğer destekler içersinde ; eğitim,ar-ge,pazarlama, dağıtım ve yayın unsurları yer alır.
Türk Tarım Sektörünün AB Ortak Tarım Politikalarına Uyumu
Tek Tarım Pazarı İlkesi:AB üyeleri arasında tarım ürünlerinin serbestçe dolaşabilmesini sağlamak ve tek bir pazar oluşturmaktır.
Topluluk Tercihi İlkesi: İthal ikameci bir anlayışla birlikte öncelikle AB ülkelerine ait ürünleri tüketmek ve yerli ürünleri ithalata karşı korumaktır.
Ortak Mali Sorumluluk İlkesi:Yapılan harcamalar üye ülkeler tarafından karşılanır.
Sınavlarda Hepinize Başarılar Diliyoruz..