tremendous
Forum Yöneticisi
- Katılım
- 11 Ara 2012
- Mesajlar
- 1,781
- Tepkime puanı
- 8
- Puanları
- 0
- Bölüm:
- MEZUN
- Şehir:
- İstanbul
Aöf 16. -19. Yüzyıllar Türk Dili 1.Ünite Ders Notları
XVI. YÜZYILA KADAR TÜRK YAZI DİLİNİN GENEL DURUMU
v 8. yuzyıldan 11. yuzyıla kadar Turk dili , tek yazı dili ile eserler uretir. Bunlar birbirinin devamı olan , Gokturkce, Eski Uygurca ve Karahanlı Turkcesidir.
v 11. yuzyılda tek bir yazı dili olsa da ceşitli lehcelerin (Oğuzca, Kıpcakca, Uygurca, Kırgızca vs.) konuşulmakta olduğunu Kaşgarlı Mahmut’un eserinden oğreniriz.
v 13. yuzyıldan itibaren ise o gune kadar tek bir yazı dili halinde devam eden Turk dili, 3 ayrı yazı diliyle eserler uretmeye başlamıştır. Bunlar:
1) Orta Asya’da, eski edebi yazı dili geleneğini devam ettiren yazı dili (Harezm Turkcesi ve Cağatay Turkcesi)
2) Batıya goc eden Oğuzların kendi lehcelerine dayanarak geliştirdikleri Eski Anadolu Turkcesi (veya Eski Turkiye Turkcesi)
3) Kuzeybatıya yayılmış olan Kıpcakların lehce ozelliklerinin yer aldığı metinlerin dili (Kıpcakca)
v 16. yuzyıldan 19. yuzyıla kadar olan dönemde Türk Dünyası değişmiş, Batıya giden Oğuzlar Osmanlı İmparatorluğu’nu kurmuş. Balkanlar ve Anadolu ile Orta Doğu ve Kafkasya’nın bazı bolgelerinde Osmanlı Turkcesi gelişmiş ve yayılmıştır. Bu yazı dili donemi en fazla eser uretilen tarihi donem olmuştur.
v Orta Asya ve Karadeniz’in kuzeyindeki bolgelerde , ortak yazı dili olarak Cağatayca devam etmiştir.
v 14-15. yuzyıllarda urunler vermiş olan Kıpcakca , 16. yuzyıldan sonra Doğuda Cağatay Turkcesi, Batıda Osmanlı Turkcesi yazı dillerinin etkisine girmiştir.
16-19. YÜZYILLARDA OSMANLI İMPARATORLUĞU DIŞINDAKİ TÜRK YAZI DİLİ
2) Azerbaycan Turkcesinin ağız ozelliklerinin de kullanıldığı metinler (Şah İsmail Hatai, Fuzuli vb.)
3) Turkmen Turkcesinin ağız ozelliklerinin de kullanıldığı metinler (XVIII. yuzyılda Mahtum Kulu)
4) Kıpcak Turkcesinin ağız ozelliklerinin de kullanıldığı metinler
v 13. yuzyıldan sonra yazarlar ve aydınlar birbirlerinin eserlerini takip etmekteydi. Orneğin, bircok Osmanlı aydını Ali Şir Nevai’yi yakından izlemekte, dolayısıyla Cağataycayı bilmekteydi.
v Bunlardan biri olan Niyazi, Ali Şir Nevai’nin eserlerinde gecen kelimelerin sozluğunu hazırlamıştır. 16. yuzyılda yazılan bu eser Abuşka Lugati’dir.
v Osmanlı İmparatorluğunun sınırları dışındaki Turk dilinin durumunu iki ayrı turdeki kaynaklardan öğreniriz. Birincisi, bizzat o dili kullanan yazarların kendi kullandıkları yazı dili ile urettiği eserler, ikincisi ise seyyahların, gezdiği bolgelerde yorenin dili ile ilgili tespitlerini aktardığı metinler.
v Bu ikinci tur eserler icinde, 17. yuzyılda yazılmış olan Evliya Celebi’nin Seyahatname’si önemli bir kaynaktır.
16-19. YÜZYILLARDA ÇAĞATAY TÜRKÇESİ
v Cağatay Turkcesi sınıflandırmalarından , Janos Eckmann’ın sınıflandırması şoyledir:
v Klasik Donem Oncesi (15. yuzyılın başlarından Nevai’nin 1465’te ilk eserini yazmasına kadar)
v Klasik Donem (1465-1600)
v Klasik Donem Sonrası (1600-1921)
v Cağatay Turkcesi eski Turk edebi yazı dilinin devamıdır ve bircok Turk halkının da yuzlerce yıl ortak yazı dili olmuştur.Batı Oğuzlarının kullandığı , Osmanlı Turkcesi dışında, 16-19. yuzyıllarda butun Turk halkları Cağatay Turkcesi ile yazmayı tercih etmişlerdir.
16-19. YÜZYILLARDA ÇAĞATAY TÜRKÇESİ ESERLERİ VE YAZARLARI
v Şibani Muhammed Han => Bu donemin ilk onemli şahsiyetidır. Hayatı Babur Şah ile mucadelelerle gecmiştir. Bahru’l-Huda adlı dini-ahlaki mesnevisi ile edebiyat ve dil acısından cok onemli olan bir Divan’ı vardır.
v Muhammed Salih => Şibani Muhammed Han’ın sarayındaki bilginlerdendir , manzum bir tarih sayılabilecek Şeybaniname adlı eseri ile tanınmıştır.
v Babur Şah => Ali Şir Nevai’den sonra Cağatay Turkcesinin en onemli şahsiyeti, Babur Şah’dır. Buyuk bir devlet adamı, şair ve bilgindir. 1858 yılına kadar suren Baburlu İmparatorluğu’nun kurucusudur. Bilinen beş eseri vardır: Vekayi, Divan, Aruz Risalesi, Mubeyyen Der-Fıkh, Risale-i Validiyye
v Bayram Han => İyi bir askeri komutan ve devlet adamıdır. Turkce, Farsa ve Hintce bilir . Turkce Divan’ı vardır .
v 17. yuzyılda Klasik Cağatay Turkcesi Donemi bitmiş, Klasik Donem Sonrası başlamıştır.
v 17. yuzyılda en tanınmış şahsiyet, Hive Hanlarından Ebu’l-Gazi Bahadır Han’dır. Turkce dışında Farsca, Arapca ve Moğolca bilmektedir. Eserleri : Şecere-i Terakime, Şecere-i Turk.
v Baburlu hanedanına mensup olan Fazlullah Han’ın Lugat-i Turki adlı sozluğu bu donemin eseridir.
v 18. yuzyılda Mirza Mehdi Han, Senglah adlı Cağatayca-Farsca bir sozluk yazmış, bu eserin başına bir de Mebaniu’l-Luga başlıklı gramer eklemiştir. Bozdogan Destanı veya Yusuf Beg-Ahmed Beg diye tanınan eser, 18. yuzyılın sonlarında yazıya gecirilmiştir. Son donem Cağatay Turkcesi ozelliklerinin yanı sıra Ozbek Turkcesinin ozellikleri de metinde gorulmektedir.
v 18. yuzyılın sonları 19. yuzyılın başlarında yazılmış olduğu tahmin edilen Risale-i Muze Duzluk, ayakkabıcılık mesleğinin dini ve ahlaki kurallarını, bu mesleğin onculerini anlatmaktadır. Anadolu sahası dışında ahilikle ilgili yazılmış nadir eserlerdendir .
v Klasik Donem Sonrası Cağatay Turkcesinin, diğer şair ve yazarları ; 16. yuzyılda Abdulvahap Hoca, Meclisi; 17. yuzyılda Turdı, Baba Rahim, Meşreb, Sufi, Allahyar; 18. yuzyılda Nişatiy, Andelib, Revnak; 19. yuzyılda Muhammed Rahim Han (Feruz), Mahmur, Şevkiy Namagiy, Pesendiy .
XVI-XIX. YÜZYILLARDA ÇAĞATAY TÜRKÇESİ DİL ÖZELLİKLERİ
v Bu donemdeki dil Klasik Cağatay Turkcesi donemiyle aynıdır.
v 16-19. Yuzyıllardaki Cağatay Turkcesinin , Osmanlı Turkcesinden farkları :
SES BİLGİSİ ÖZELİKLERİ
v Çağatay Türkçesinde b- (bol- , ol- ) ; Osmanlı Türkçesinde Ø- (ol-) .
v Çağatay Türkçesinde b- (bir- , bar- , bar ) ; Osmanlı Türkçesinde v- (vir- , var- , var ) .
v Çağatay Türkçesinde –m- (min ) ; Osmanlı Türkçesinde b- (ben) .
v Çağatay Türkçesinde k- (köç- , kil- , köŋül ) ; Osmanlı Türkçesinde g- (göç- , gel- , göŋül ) .
v Çağatay Türkçesinde t- ( tüz , tüş- , tört , toy- ) ; Osmanlı Türkçesinde d- ( düz ,düş- , dört , doy- ) .
v Çağatay Türkçesinde –G- (
v Çağatay Türkçesinde – k(altı noktalı k ) ( < +G) [sonda] (atlık) ; Osmanlı Türkçesinde -Ø [sonda] (adlu )
v Çağatay Türkçesinde ö-ü (ösrük , ötük ) ; Osmanlı Türkçesinde e-ü (esrük , edük )
v Çağatay Türkçesinde i (işik , iv ) ; Osmanlı Türkçesinde e ( eşik , ev )
v Çağatay Türkçesinde ö ( öy ) ; Osmanlı Türkçesinde e (ev)
v Çağatay Türkçesinde -f- (tofrak , yafrak ) ; Osmanlı Türkçesinde –p- (toprak , yaprak)
v Çağatay Türkçesinde –kk- (sekiz , tokuz ) ; Osmanlı Türkçesinde –k- (sekiz , tokuz/dokuz)
ŞEKİL BİLGİSİ ÖZELLİKLERİ
Çağatay Tk. Osmanlı Tk. -Ø-
(nadiren -n-)
zamir n’siw
-n-
+nI
yükleme hâli eki
+I
+nIŋ
+nI
ilgi hâli eki
+Iŋ
+GA
yönelme hâli eki
+A
+dIn
ayrılma hâli eki
+dAn
al-
(nadiren bil-)
yeterlilik fiili
bil-
u-
-(A)lIŋ
-(A)lIm
-(A)lI
emir-istek kipi 1. çk.
-AlUm
-(I)ŋIzlAr
-(I)ŋIz
emir-istek kipi 2. çk.
-(I)ŋIz
-sUn
-dIk
emir-istek kipi 3. tk.
-sUn
-A dUr
şimdiki zaman
-A yor(ur)
-(U)r
-GU+kişi (+dUr)
gelecek zaman
-AcAK
-A
-IsAr
-GAy
(nadiren -A)
gelecek zaman / istek
-A
-GAn
sıfat-fiil eki
-An
-GAlI
zarf-fiil eki
-AlI
-GInçA
zarf-fiil eki
-IncA
v Yukarıdaki özellikler, Çağatay Türkçesinin genel karakteristiğini göstermektedir.
v Ancak, birçok metinde, yukarıdaki özelliklerin yanı sıra Osmanlı Türkçesine ait olan bazı özellikler de geçmektedir. Örneğin bol- fiilinin yanı sıra aynı metinde bazen ol- şeklinin kullanılmasının birçok örneği vardır.
v Kelime başında t- ünsüzünün ötümlüleşip d- olması Oğuzcanın özelliği olmasına rağmen, Çağatayca metinlerde d- hâline gelmiş örnekler de geçmektedir.
v Üçüncü kişi iyelik ekinden sonra hâl eki getirildiğinde “zamir n’si”nin bazen kullanılmaması Harezm Türkçesi döneminde başlamış, Çağatay Türkçesi döneminde ise bu durum kesin bir kural hâline gelmiştir. 16-19. yüzyıllardaki Çağatayca metinlerde de en belirgin özellik budur. Ancak Çağatay Türkçesiyle yazılmış birçok eserde bazen “zamir n’si” kullanılmıştır.
METNİN TRANSKRİPSİYONU VE TÜRKİYE TÜRKÇESİ KARŞILIĞI:
cānımdın özge yār-ı vefā-dār tapmadım
könglümdin özge maḥrem-i esrār tapmadım
[Canımdan özge vefalı yar bulamadım;
Gönlümden özge samimi sırlar bulamadım.]
cānım dik özge cān-ı dil-efgār körmedim
könglüm kibi köngülni giriftār tapmadım
[Canım gibi gönlü yaralı olan bir can görmedim;
Gönlüm gibi gönlü düşkün bulmadım.]
ösrük közige tā ki köngül boldı mübtelā
hergiz bu tilbeni yana hüṣyār tapmadım
[Sarhoş-baygın gözüne tâ ki gönül tutuldu;
Asla bu deliyi akıllı bulmadım.]
nāçār fürḳati bile ḫūy itmişem nitey
çūn vaṣlıġa özümni sezā-vār tapmadım
[Çaresiz, ayrılığı ile huy edinmişim, ne yapayım;
Kavuşmasına kendimi yakışır/uygun bulmadım.]
bārī baray işikige bu nevbet iy köngül
niçe ki barıp işikige bār tapmadım
[Hiç değilse gideyim kapısına bu kez ey gönül;
Nasıl ki gidip kapısına meyve-izin bulamadım.]
bābür özüngni örgete kör yārsız ki min
istep cihānnı munça ḳılıp yār tapmadım
[Bâbür, kendini alıştıragör sevgilisiz ki ben;
Arayıp cihanı böyle yapıp bir yar bulamadım.]
XVI-XIX. Yüzyıllarda Azerbaycan Türkçesi Lehçe Özelliklerinin de Yer Aldığı Metinler
v Batı Oğuzcasının edebî yazı dili olan Osmanlı Türkçesi 16. yüzyılda üç kıtada ürünler vermekteydi.
v Safevi sarayında Farsça ve Arapça geçerli olsa da, Türkçe daha itibarlıdır.
v Bu dönem, hepsi de Türk olup farklı siyasi birlikler kuran veya kurulu devletleri yöneten şair hükümdarların birbiriyle şavaşmalarıyla geçmiştir.
v Şah İsmail, şair ve Türkçe Divan yazmış olan Şibani Hanlarından Muhammed Şibanî Han’ı yenerek öldürmüştür.
v Şah İsmail’in ölümü , Türkçe şiirler yazan Yavuz Sultan Selim ile girdiği savaşta yenilmesinden sonra yakalandığı hastalıklardan olmuştur .
v Şah İsmail’in Hataî mahlası kullanarak yazdığı pek çok şiir vardır. Bunlar, 16. yüzyıl Türkçesinin Azerbaycan bölgesindeki ağız özelliklerini gösteren kaynaklardır.
v Fuzulî 16. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli şahsiyetlerindedir. 15. yüzyılda Nevaî bütün Türk dünyasında tanınmış ve diğer şahsiyetleri etkilemiş, 16. yüzyılda da Fuzulî .
v Fuzuli’nin eserleri ; Türkçe Divan, Hadikatü’s-Süeda, Leyla ile Mecnun, Beng ü Bade, Su Kasidesi, Şikâyet-name .
v Şair Emanî , koşma, gazel tarzında şiirler yazmıştır. Bir de halk tarzında yazdığı manzum hikâyesi vardır.
v Fuzuli’nin etkisi 17. ve 18. yüzyıllarda da devam etmiştir. O ekolün devamı olan şairlerden bazıları şunlardır: Kavsi Tebrizî, Saib Tebrizî, Nişat Şirvanî, Ağa Mesih Şirvanî, Mevcî, Safî, Fazlî, Şakir, Mehcur, Müştak.
v Şah Süleyman Safevî devri şairlerinden Melik Beg Avcı’nın yazdığı küçük bir divan günümüze ulaşmıştır.
v 18. yüzyıl yerel hanlıkların siyasi mücadeleleri ile geçmiştir. Bazı han sülalelerine mensup şairler de eserler üretmişlerdir. Müşteri mahlaslı Feth Ali Han İbn Hüseyin Han, Tutî mahlaslı Ebu’l-Feth Han, Kutsî mahlaslı Abbas Kuli Ağa Bakıhanlı, Natevan mahlaslı Hurşin Banu Hanım onlardan bazılarıdır .
16-19. Yüzyıllarda Azerbaycan Türkçesi Lehçe Özelliklerinin de Yer Aldığı Metinlerin Dili
v Bu metinleri yazanlar da Osmanlılar gibi Oğuz-Türkmen boylarına mensuptur. Metinlerin dili Osmanlı İmparatorluğu’nda olduğu gibi Oğuzcadır. Ancak Çağatay Türkçesine benzer kullanışlarda vardır.
v Bu metinlerin dilinin Osmanlı ve Çağatay Türkçesi ile karşılaştırılması ..
v ŞEKİL BİLGİSİ ÖZELLİKLERİ
Osmanlı Tk.
Azerbaycan Lehçesi
Çağatay Tk.
Ø-
ol-
Ø-
ol-
b-
bol-
(nadiren ol-)
v-
vir-
var-
var
v-
vir-
var-
var
b-
bir-
bar-
bar
-p-
toprak
-p-
toprak/torpak
-f-
tofrak
e-ü
esrük
e-ü
esrük
ö-ü
ösrük
-Ø-
yalan
-Ø-
yalan
-G-
yalgan
b-
ben
m-
men
m-
min
-k-
sekiz
-kk-
sekkiz
-kk-
sekkiz
16-19. Yüzyıllarda Türkmen Türkçesi Lehçe Özelliklerinin de Yer Aldığı Metinler
v Çağatay Türkçesinin ortak dil olarak kullanıldığı bölgelerde yaşayan yazar ve şairlerin kendi lehçe özelliklerini de eserlerine yansıttığı metinler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Mahtum Kulu’dur.
v Mahtum Kulu , bugünkü İran’ın Günbet-i Kavus şehrinde doğmuştur. Arapça ve Farsçanın yanı sıra Çağatay Türkçesini de öğrenmiştir. Bugünkü Türkmen şiirinin kurucularından sayılır. Mahtum Kulu’nun şiirlerinin dili Çağatay Türkçesi olmakla birlikte pek çok Türkmence unsur da görülmektedir.
v Mehmet Kara, Mahtum Kulu’nun şiirlerinin dilindeki Oğuzca ve Çağatayca unsurları şu özelliklerle belirlemiştir :
1) Mahtum Kulu’nun şiirlerinde hem bol- (bolmasa), hem de ol- (olsun) şekilleri geçer.
2) Mahtum Kulu’nda Çağataycadaki gibi hem -GAn eki (bargan), hem de Oğuzcadaki şekliyle –An (bükülen) eki kullanılmıştır.
3) Yönelme hâli eki, hem Çağatay Türkçesindeki gibi +GA şekliyle (kimge), hem de Oğuzcadaki gibi +A şekliyle (derde) kullanılmıştır.
4) Çağatay Türkçesinde olduğu gibi zamir n’sinin kullanılmadığı örnekler (yanıda) yanında, Oğuzcadaki gibi kullanıldığı örnekler (dagında) de vardır.
5) İsimlerin olumsuz çekimi yapılırken Çağatay Türkçesindeki “imes” kelimesi de kullanılmıştır, Oğuzcadaki “degil” kelimesi de kullanılmıştır.
v Mahtum Kulu’nun şiirleri, edebî Çağatay Türkçesine uymaktadır. Mahtumkulunun şiirinden Çağatay ve oğuzca Türkçesi incelenmesi ;
v Çağatay Türkçesinin Özellikleri ;
Yönelme hali eki = +Ga ( halimga)
Ayrılma hali eki = +dın (sendin , yüzüngdin , ağzındın)
İlgi hali eki = +nIng- (turnıng)
-Gan sıfat-fiil eki (beslegen , yolukgan)
bol- fiili (bolur, bolsa)
bar- fiili (barıp)
ber- fiili (berür)
v Oğuzcanın (Türkmen Türkçesi) özellikleri
Yönelme hâli eki: +A ( deryāya, közlere, bizlere, nā-merde)
Ayrılma hâli eki: +dAn ( itden )
-An sıfat-fiil eki ( diyenler, koyanlar )
zamir n’si (aġzındın, çağında)
ol- fiili (olur)
t- > d- ötümlüleşmesi (dişi, durar, duş, dileg, düşüp)
Bazı kelimeler = dodak ‘dudak’, iy- ‘yemek’
16-19. YÜZYILLARDA KIPÇAK TÜRKÇESİ VE EDEBİYATI
v 16. yüzyıldan sonra gelişen siyasi ve kültürel ortam sonucunda, Kıpçakça metinlerin yazılması kesintiye uğradı. O sahanın yazarları ve şairleri Çağatay Türkçesi ile metinler ürettiler. Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkide olanlarda Osmanlı Türkçesiyle yazdı.
v 19. yüzyılda bütün Avrasya’da yepyeni siyasi ve kültürel gelişmeler oldu. O süreçte, Orta Asya kültürel ortamında görülen millîleşme akımları Kıpçakça konuşan halklar arasında da yansımalar buldu.
v Osmanlı İmparatorluğu ile kurulan bağlar sonucunda Tatar edebiyatı üzerinde Çağataycanın yanı sıra Osmanlı Türkçesinin de etkileri artmıştı. Tatarca özelliklerin yer aldığı metinler de yazıldı ve basıldı.
v İsmail Gaspıralı, 1883 yılında, Kırım’da “Tercüman” adlı bir gazete çıkarmaya başladı. Gaspıralı’nın kullandığı dil, Kırım Türkçesi kelimeler kullanılmış olsa da, edebî Osmanlı Türkçesidir. Yani İstanbul Türkçesini esas almıştır.
v Gaspıralı’nın ideali, bütün Türkler arasında “Dilde, işte, fikirde birlik!” prensibini yaygınlaştırmaktı. Bu prensip çerçevesinde, dildeki birliği Osmanlı (İstanbul) Türkçesi etrafında toplanmak olarak görüyordu.
v Ahmet Temir 16-19. yüzyıllar arasında Kazan’da Arap harfleriyle matbaalarda basılıp yayınlanan eserleri, üç grup hâlinde inceler. Temir’in üç grubu şöyledir: 1. Yerli eserler 2. Türkistan menşeli eserler 3. Osmanlı menşeli eserler.
v 18. yüzyılda yazılmış olan Bahâdur Şâh’ın Arz-Nâmesi’nde hem Çağatay hem de Osmanlı Türkçesinin yanında Tatarca özellikler de bulunmaktadır .
EVLİYA ÇELEBİ’NİN 17. YÜZYIL TÜRK LEHÇELERİ HAKKINDA VERDİĞİ BİLGİLER
v 17. yüzyılda hem Osmanlı toprakları hem de başka yerlerdeki diller hakkında en ayrıntılı bilgiyi Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde bulmaktayız.
Azerbaycan Türkçesi (Evliya Çelebi’nin Tabiriyle Türkmence)
v Seyahatname’de en bol dil malzemesi Azerbaycan Türkçesi hakkında verilmiştir.
v Evliya’nın tabiriyle bu lehçe Türkmencedir. Evliya’nın o ağız için verdiği dil malzemesi Hayati Develi tarafından incelenmiştir . Develi, oradaki malzemenin dilini “Azerbaycan Türkmen Ağzı” olarak adlandırmıştır.
Kıpçak Lehçeleri (Tatarca, Nogayca)
v Evliya Çelebi, Türk dilinin Nogay ve Kırım Tatar lehçelerini de eserinde anlatmıştır.
v Verdiği Tatarca kelime listesini Akmescid’de derlemiştir.
v Tatarca kelimelerden ve cümlelerden birkaç örnek (Seyahatname):
v kömeç ‘ekmek’, may ‘yağ’, ayak ‘çanak’, çepeç ‘tavuk’, torgay ‘serçe’, toḫta- ‘durmak’, caḫşı ‘iyi’, caman ‘fena’, kayda barasın tentek ‘nereye gidersin köpek’.
v Nogayca kelimelerden ve cümlelerden örnekler (Seyahatname):
v pir ‘1’, ikiz ‘2’, üş ‘3’, tört ‘4’, beş ‘5’, altı ‘6’, ceti ‘7’, ‘sekiz’, ‘tokuz’ 9, on ‘10’; caradan ‘Allah’, batır cigit ‘bahadır yiğit’, tuvalar yasadım ‘du’ālar yapdım’, aytım bar aytayım ‘sözüm var söyleyim’.
v 17. yüzyılda Kıpçakçanın lehçelerinde şu özellikleri bulunur :
1) Çağatay Türkçesi ve Osmanlı Türkçesinde kelime başındaki y- ünsüzü, birçok kelimede c- şeklinde telaffuz edilmektedir: caman ‘yaman, fena’, caradan ‘yaratan, Allah’, cigit ‘yiğit’
2) Osmanlı Türkçesinde kelime başında v- şekline dönüşmüş olan (var-, vir-) ve Çağatay Türkçesinde eski şekliyle b- olarak telaffuz edilen (bar-, ber-) kelimeler Kıpçakçada b- önsesiyle telaffuz edilmektedir: barasın ‘gidersin’
3) Çağatay Türkçesi ve Osmanlı Türkçesinde /ç/ olarak telaffuz edilen ses Nogaycada /ş/ hâline gelmişti: üş ‘üç, 3’
_____________________
HAZIRLAYANERYA DENİZ
XVI. YÜZYILA KADAR TÜRK YAZI DİLİNİN GENEL DURUMU
v 8. yuzyıldan 11. yuzyıla kadar Turk dili , tek yazı dili ile eserler uretir. Bunlar birbirinin devamı olan , Gokturkce, Eski Uygurca ve Karahanlı Turkcesidir.
v 11. yuzyılda tek bir yazı dili olsa da ceşitli lehcelerin (Oğuzca, Kıpcakca, Uygurca, Kırgızca vs.) konuşulmakta olduğunu Kaşgarlı Mahmut’un eserinden oğreniriz.
v 13. yuzyıldan itibaren ise o gune kadar tek bir yazı dili halinde devam eden Turk dili, 3 ayrı yazı diliyle eserler uretmeye başlamıştır. Bunlar:
1) Orta Asya’da, eski edebi yazı dili geleneğini devam ettiren yazı dili (Harezm Turkcesi ve Cağatay Turkcesi)
2) Batıya goc eden Oğuzların kendi lehcelerine dayanarak geliştirdikleri Eski Anadolu Turkcesi (veya Eski Turkiye Turkcesi)
3) Kuzeybatıya yayılmış olan Kıpcakların lehce ozelliklerinin yer aldığı metinlerin dili (Kıpcakca)
v 16. yuzyıldan 19. yuzyıla kadar olan dönemde Türk Dünyası değişmiş, Batıya giden Oğuzlar Osmanlı İmparatorluğu’nu kurmuş. Balkanlar ve Anadolu ile Orta Doğu ve Kafkasya’nın bazı bolgelerinde Osmanlı Turkcesi gelişmiş ve yayılmıştır. Bu yazı dili donemi en fazla eser uretilen tarihi donem olmuştur.
v Orta Asya ve Karadeniz’in kuzeyindeki bolgelerde , ortak yazı dili olarak Cağatayca devam etmiştir.
v 14-15. yuzyıllarda urunler vermiş olan Kıpcakca , 16. yuzyıldan sonra Doğuda Cağatay Turkcesi, Batıda Osmanlı Turkcesi yazı dillerinin etkisine girmiştir.
16-19. YÜZYILLARDA OSMANLI İMPARATORLUĞU DIŞINDAKİ TÜRK YAZI DİLİ
- 16-19. yuzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu dışındaki Turk yazı dili şu şekildedir ;
2) Azerbaycan Turkcesinin ağız ozelliklerinin de kullanıldığı metinler (Şah İsmail Hatai, Fuzuli vb.)
3) Turkmen Turkcesinin ağız ozelliklerinin de kullanıldığı metinler (XVIII. yuzyılda Mahtum Kulu)
4) Kıpcak Turkcesinin ağız ozelliklerinin de kullanıldığı metinler
v 13. yuzyıldan sonra yazarlar ve aydınlar birbirlerinin eserlerini takip etmekteydi. Orneğin, bircok Osmanlı aydını Ali Şir Nevai’yi yakından izlemekte, dolayısıyla Cağataycayı bilmekteydi.
v Bunlardan biri olan Niyazi, Ali Şir Nevai’nin eserlerinde gecen kelimelerin sozluğunu hazırlamıştır. 16. yuzyılda yazılan bu eser Abuşka Lugati’dir.
v Osmanlı İmparatorluğunun sınırları dışındaki Turk dilinin durumunu iki ayrı turdeki kaynaklardan öğreniriz. Birincisi, bizzat o dili kullanan yazarların kendi kullandıkları yazı dili ile urettiği eserler, ikincisi ise seyyahların, gezdiği bolgelerde yorenin dili ile ilgili tespitlerini aktardığı metinler.
v Bu ikinci tur eserler icinde, 17. yuzyılda yazılmış olan Evliya Celebi’nin Seyahatname’si önemli bir kaynaktır.
16-19. YÜZYILLARDA ÇAĞATAY TÜRKÇESİ
v Cağatay Turkcesi sınıflandırmalarından , Janos Eckmann’ın sınıflandırması şoyledir:
v Klasik Donem Oncesi (15. yuzyılın başlarından Nevai’nin 1465’te ilk eserini yazmasına kadar)
v Klasik Donem (1465-1600)
v Klasik Donem Sonrası (1600-1921)
v Cağatay Turkcesi eski Turk edebi yazı dilinin devamıdır ve bircok Turk halkının da yuzlerce yıl ortak yazı dili olmuştur.Batı Oğuzlarının kullandığı , Osmanlı Turkcesi dışında, 16-19. yuzyıllarda butun Turk halkları Cağatay Turkcesi ile yazmayı tercih etmişlerdir.
16-19. YÜZYILLARDA ÇAĞATAY TÜRKÇESİ ESERLERİ VE YAZARLARI
v Şibani Muhammed Han => Bu donemin ilk onemli şahsiyetidır. Hayatı Babur Şah ile mucadelelerle gecmiştir. Bahru’l-Huda adlı dini-ahlaki mesnevisi ile edebiyat ve dil acısından cok onemli olan bir Divan’ı vardır.
v Muhammed Salih => Şibani Muhammed Han’ın sarayındaki bilginlerdendir , manzum bir tarih sayılabilecek Şeybaniname adlı eseri ile tanınmıştır.
v Babur Şah => Ali Şir Nevai’den sonra Cağatay Turkcesinin en onemli şahsiyeti, Babur Şah’dır. Buyuk bir devlet adamı, şair ve bilgindir. 1858 yılına kadar suren Baburlu İmparatorluğu’nun kurucusudur. Bilinen beş eseri vardır: Vekayi, Divan, Aruz Risalesi, Mubeyyen Der-Fıkh, Risale-i Validiyye
v Bayram Han => İyi bir askeri komutan ve devlet adamıdır. Turkce, Farsa ve Hintce bilir . Turkce Divan’ı vardır .
v 17. yuzyılda Klasik Cağatay Turkcesi Donemi bitmiş, Klasik Donem Sonrası başlamıştır.
v 17. yuzyılda en tanınmış şahsiyet, Hive Hanlarından Ebu’l-Gazi Bahadır Han’dır. Turkce dışında Farsca, Arapca ve Moğolca bilmektedir. Eserleri : Şecere-i Terakime, Şecere-i Turk.
v Baburlu hanedanına mensup olan Fazlullah Han’ın Lugat-i Turki adlı sozluğu bu donemin eseridir.
v 18. yuzyılda Mirza Mehdi Han, Senglah adlı Cağatayca-Farsca bir sozluk yazmış, bu eserin başına bir de Mebaniu’l-Luga başlıklı gramer eklemiştir. Bozdogan Destanı veya Yusuf Beg-Ahmed Beg diye tanınan eser, 18. yuzyılın sonlarında yazıya gecirilmiştir. Son donem Cağatay Turkcesi ozelliklerinin yanı sıra Ozbek Turkcesinin ozellikleri de metinde gorulmektedir.
v 18. yuzyılın sonları 19. yuzyılın başlarında yazılmış olduğu tahmin edilen Risale-i Muze Duzluk, ayakkabıcılık mesleğinin dini ve ahlaki kurallarını, bu mesleğin onculerini anlatmaktadır. Anadolu sahası dışında ahilikle ilgili yazılmış nadir eserlerdendir .
v Klasik Donem Sonrası Cağatay Turkcesinin, diğer şair ve yazarları ; 16. yuzyılda Abdulvahap Hoca, Meclisi; 17. yuzyılda Turdı, Baba Rahim, Meşreb, Sufi, Allahyar; 18. yuzyılda Nişatiy, Andelib, Revnak; 19. yuzyılda Muhammed Rahim Han (Feruz), Mahmur, Şevkiy Namagiy, Pesendiy .
XVI-XIX. YÜZYILLARDA ÇAĞATAY TÜRKÇESİ DİL ÖZELLİKLERİ
v Bu donemdeki dil Klasik Cağatay Turkcesi donemiyle aynıdır.
v 16-19. Yuzyıllardaki Cağatay Turkcesinin , Osmanlı Turkcesinden farkları :
SES BİLGİSİ ÖZELİKLERİ
v Çağatay Türkçesinde b- (bol- , ol- ) ; Osmanlı Türkçesinde Ø- (ol-) .
v Çağatay Türkçesinde b- (bir- , bar- , bar ) ; Osmanlı Türkçesinde v- (vir- , var- , var ) .
v Çağatay Türkçesinde –m- (min ) ; Osmanlı Türkçesinde b- (ben) .
v Çağatay Türkçesinde k- (köç- , kil- , köŋül ) ; Osmanlı Türkçesinde g- (göç- , gel- , göŋül ) .
v Çağatay Türkçesinde t- ( tüz , tüş- , tört , toy- ) ; Osmanlı Türkçesinde d- ( düz ,düş- , dört , doy- ) .
v Çağatay Türkçesinde –G- (
v Çağatay Türkçesinde – k(altı noktalı k ) ( < +G) [sonda] (atlık) ; Osmanlı Türkçesinde -Ø [sonda] (adlu )
v Çağatay Türkçesinde ö-ü (ösrük , ötük ) ; Osmanlı Türkçesinde e-ü (esrük , edük )
v Çağatay Türkçesinde i (işik , iv ) ; Osmanlı Türkçesinde e ( eşik , ev )
v Çağatay Türkçesinde ö ( öy ) ; Osmanlı Türkçesinde e (ev)
v Çağatay Türkçesinde -f- (tofrak , yafrak ) ; Osmanlı Türkçesinde –p- (toprak , yaprak)
v Çağatay Türkçesinde –kk- (sekiz , tokuz ) ; Osmanlı Türkçesinde –k- (sekiz , tokuz/dokuz)
ŞEKİL BİLGİSİ ÖZELLİKLERİ
Çağatay Tk. Osmanlı Tk. -Ø-
(nadiren -n-)
zamir n’siw
-n-
+nI
yükleme hâli eki
+I
+nIŋ
+nI
ilgi hâli eki
+Iŋ
+GA
yönelme hâli eki
+A
+dIn
ayrılma hâli eki
+dAn
al-
(nadiren bil-)
yeterlilik fiili
bil-
u-
-(A)lIŋ
-(A)lIm
-(A)lI
emir-istek kipi 1. çk.
-AlUm
-(I)ŋIzlAr
-(I)ŋIz
emir-istek kipi 2. çk.
-(I)ŋIz
-sUn
-dIk
emir-istek kipi 3. tk.
-sUn
-A dUr
şimdiki zaman
-A yor(ur)
-(U)r
-GU+kişi (+dUr)
gelecek zaman
-AcAK
-A
-IsAr
-GAy
(nadiren -A)
gelecek zaman / istek
-A
-GAn
sıfat-fiil eki
-An
-GAlI
zarf-fiil eki
-AlI
-GInçA
zarf-fiil eki
-IncA
v Yukarıdaki özellikler, Çağatay Türkçesinin genel karakteristiğini göstermektedir.
v Ancak, birçok metinde, yukarıdaki özelliklerin yanı sıra Osmanlı Türkçesine ait olan bazı özellikler de geçmektedir. Örneğin bol- fiilinin yanı sıra aynı metinde bazen ol- şeklinin kullanılmasının birçok örneği vardır.
v Kelime başında t- ünsüzünün ötümlüleşip d- olması Oğuzcanın özelliği olmasına rağmen, Çağatayca metinlerde d- hâline gelmiş örnekler de geçmektedir.
v Üçüncü kişi iyelik ekinden sonra hâl eki getirildiğinde “zamir n’si”nin bazen kullanılmaması Harezm Türkçesi döneminde başlamış, Çağatay Türkçesi döneminde ise bu durum kesin bir kural hâline gelmiştir. 16-19. yüzyıllardaki Çağatayca metinlerde de en belirgin özellik budur. Ancak Çağatay Türkçesiyle yazılmış birçok eserde bazen “zamir n’si” kullanılmıştır.
METNİN TRANSKRİPSİYONU VE TÜRKİYE TÜRKÇESİ KARŞILIĞI:
cānımdın özge yār-ı vefā-dār tapmadım
könglümdin özge maḥrem-i esrār tapmadım
[Canımdan özge vefalı yar bulamadım;
Gönlümden özge samimi sırlar bulamadım.]
cānım dik özge cān-ı dil-efgār körmedim
könglüm kibi köngülni giriftār tapmadım
[Canım gibi gönlü yaralı olan bir can görmedim;
Gönlüm gibi gönlü düşkün bulmadım.]
ösrük közige tā ki köngül boldı mübtelā
hergiz bu tilbeni yana hüṣyār tapmadım
[Sarhoş-baygın gözüne tâ ki gönül tutuldu;
Asla bu deliyi akıllı bulmadım.]
nāçār fürḳati bile ḫūy itmişem nitey
çūn vaṣlıġa özümni sezā-vār tapmadım
[Çaresiz, ayrılığı ile huy edinmişim, ne yapayım;
Kavuşmasına kendimi yakışır/uygun bulmadım.]
bārī baray işikige bu nevbet iy köngül
niçe ki barıp işikige bār tapmadım
[Hiç değilse gideyim kapısına bu kez ey gönül;
Nasıl ki gidip kapısına meyve-izin bulamadım.]
bābür özüngni örgete kör yārsız ki min
istep cihānnı munça ḳılıp yār tapmadım
[Bâbür, kendini alıştıragör sevgilisiz ki ben;
Arayıp cihanı böyle yapıp bir yar bulamadım.]
XVI-XIX. Yüzyıllarda Azerbaycan Türkçesi Lehçe Özelliklerinin de Yer Aldığı Metinler
v Batı Oğuzcasının edebî yazı dili olan Osmanlı Türkçesi 16. yüzyılda üç kıtada ürünler vermekteydi.
v Safevi sarayında Farsça ve Arapça geçerli olsa da, Türkçe daha itibarlıdır.
v Bu dönem, hepsi de Türk olup farklı siyasi birlikler kuran veya kurulu devletleri yöneten şair hükümdarların birbiriyle şavaşmalarıyla geçmiştir.
v Şah İsmail, şair ve Türkçe Divan yazmış olan Şibani Hanlarından Muhammed Şibanî Han’ı yenerek öldürmüştür.
v Şah İsmail’in ölümü , Türkçe şiirler yazan Yavuz Sultan Selim ile girdiği savaşta yenilmesinden sonra yakalandığı hastalıklardan olmuştur .
v Şah İsmail’in Hataî mahlası kullanarak yazdığı pek çok şiir vardır. Bunlar, 16. yüzyıl Türkçesinin Azerbaycan bölgesindeki ağız özelliklerini gösteren kaynaklardır.
v Fuzulî 16. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli şahsiyetlerindedir. 15. yüzyılda Nevaî bütün Türk dünyasında tanınmış ve diğer şahsiyetleri etkilemiş, 16. yüzyılda da Fuzulî .
v Fuzuli’nin eserleri ; Türkçe Divan, Hadikatü’s-Süeda, Leyla ile Mecnun, Beng ü Bade, Su Kasidesi, Şikâyet-name .
v Şair Emanî , koşma, gazel tarzında şiirler yazmıştır. Bir de halk tarzında yazdığı manzum hikâyesi vardır.
v Fuzuli’nin etkisi 17. ve 18. yüzyıllarda da devam etmiştir. O ekolün devamı olan şairlerden bazıları şunlardır: Kavsi Tebrizî, Saib Tebrizî, Nişat Şirvanî, Ağa Mesih Şirvanî, Mevcî, Safî, Fazlî, Şakir, Mehcur, Müştak.
v Şah Süleyman Safevî devri şairlerinden Melik Beg Avcı’nın yazdığı küçük bir divan günümüze ulaşmıştır.
v 18. yüzyıl yerel hanlıkların siyasi mücadeleleri ile geçmiştir. Bazı han sülalelerine mensup şairler de eserler üretmişlerdir. Müşteri mahlaslı Feth Ali Han İbn Hüseyin Han, Tutî mahlaslı Ebu’l-Feth Han, Kutsî mahlaslı Abbas Kuli Ağa Bakıhanlı, Natevan mahlaslı Hurşin Banu Hanım onlardan bazılarıdır .
16-19. Yüzyıllarda Azerbaycan Türkçesi Lehçe Özelliklerinin de Yer Aldığı Metinlerin Dili
v Bu metinleri yazanlar da Osmanlılar gibi Oğuz-Türkmen boylarına mensuptur. Metinlerin dili Osmanlı İmparatorluğu’nda olduğu gibi Oğuzcadır. Ancak Çağatay Türkçesine benzer kullanışlarda vardır.
v Bu metinlerin dilinin Osmanlı ve Çağatay Türkçesi ile karşılaştırılması ..
v ŞEKİL BİLGİSİ ÖZELLİKLERİ
Osmanlı Tk.
Azerbaycan Lehçesi
Çağatay Tk.
Ø-
ol-
Ø-
ol-
b-
bol-
(nadiren ol-)
v-
vir-
var-
var
v-
vir-
var-
var
b-
bir-
bar-
bar
-p-
toprak
-p-
toprak/torpak
-f-
tofrak
e-ü
esrük
e-ü
esrük
ö-ü
ösrük
-Ø-
yalan
-Ø-
yalan
-G-
yalgan
b-
ben
m-
men
m-
min
-k-
sekiz
-kk-
sekkiz
-kk-
sekkiz
16-19. Yüzyıllarda Türkmen Türkçesi Lehçe Özelliklerinin de Yer Aldığı Metinler
v Çağatay Türkçesinin ortak dil olarak kullanıldığı bölgelerde yaşayan yazar ve şairlerin kendi lehçe özelliklerini de eserlerine yansıttığı metinler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Mahtum Kulu’dur.
v Mahtum Kulu , bugünkü İran’ın Günbet-i Kavus şehrinde doğmuştur. Arapça ve Farsçanın yanı sıra Çağatay Türkçesini de öğrenmiştir. Bugünkü Türkmen şiirinin kurucularından sayılır. Mahtum Kulu’nun şiirlerinin dili Çağatay Türkçesi olmakla birlikte pek çok Türkmence unsur da görülmektedir.
v Mehmet Kara, Mahtum Kulu’nun şiirlerinin dilindeki Oğuzca ve Çağatayca unsurları şu özelliklerle belirlemiştir :
1) Mahtum Kulu’nun şiirlerinde hem bol- (bolmasa), hem de ol- (olsun) şekilleri geçer.
2) Mahtum Kulu’nda Çağataycadaki gibi hem -GAn eki (bargan), hem de Oğuzcadaki şekliyle –An (bükülen) eki kullanılmıştır.
3) Yönelme hâli eki, hem Çağatay Türkçesindeki gibi +GA şekliyle (kimge), hem de Oğuzcadaki gibi +A şekliyle (derde) kullanılmıştır.
4) Çağatay Türkçesinde olduğu gibi zamir n’sinin kullanılmadığı örnekler (yanıda) yanında, Oğuzcadaki gibi kullanıldığı örnekler (dagında) de vardır.
5) İsimlerin olumsuz çekimi yapılırken Çağatay Türkçesindeki “imes” kelimesi de kullanılmıştır, Oğuzcadaki “degil” kelimesi de kullanılmıştır.
v Mahtum Kulu’nun şiirleri, edebî Çağatay Türkçesine uymaktadır. Mahtumkulunun şiirinden Çağatay ve oğuzca Türkçesi incelenmesi ;
v Çağatay Türkçesinin Özellikleri ;
Yönelme hali eki = +Ga ( halimga)
Ayrılma hali eki = +dın (sendin , yüzüngdin , ağzındın)
İlgi hali eki = +nIng- (turnıng)
-Gan sıfat-fiil eki (beslegen , yolukgan)
bol- fiili (bolur, bolsa)
bar- fiili (barıp)
ber- fiili (berür)
v Oğuzcanın (Türkmen Türkçesi) özellikleri
Yönelme hâli eki: +A ( deryāya, közlere, bizlere, nā-merde)
Ayrılma hâli eki: +dAn ( itden )
-An sıfat-fiil eki ( diyenler, koyanlar )
zamir n’si (aġzındın, çağında)
ol- fiili (olur)
t- > d- ötümlüleşmesi (dişi, durar, duş, dileg, düşüp)
Bazı kelimeler = dodak ‘dudak’, iy- ‘yemek’
16-19. YÜZYILLARDA KIPÇAK TÜRKÇESİ VE EDEBİYATI
v 16. yüzyıldan sonra gelişen siyasi ve kültürel ortam sonucunda, Kıpçakça metinlerin yazılması kesintiye uğradı. O sahanın yazarları ve şairleri Çağatay Türkçesi ile metinler ürettiler. Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkide olanlarda Osmanlı Türkçesiyle yazdı.
v 19. yüzyılda bütün Avrasya’da yepyeni siyasi ve kültürel gelişmeler oldu. O süreçte, Orta Asya kültürel ortamında görülen millîleşme akımları Kıpçakça konuşan halklar arasında da yansımalar buldu.
v Osmanlı İmparatorluğu ile kurulan bağlar sonucunda Tatar edebiyatı üzerinde Çağataycanın yanı sıra Osmanlı Türkçesinin de etkileri artmıştı. Tatarca özelliklerin yer aldığı metinler de yazıldı ve basıldı.
v İsmail Gaspıralı, 1883 yılında, Kırım’da “Tercüman” adlı bir gazete çıkarmaya başladı. Gaspıralı’nın kullandığı dil, Kırım Türkçesi kelimeler kullanılmış olsa da, edebî Osmanlı Türkçesidir. Yani İstanbul Türkçesini esas almıştır.
v Gaspıralı’nın ideali, bütün Türkler arasında “Dilde, işte, fikirde birlik!” prensibini yaygınlaştırmaktı. Bu prensip çerçevesinde, dildeki birliği Osmanlı (İstanbul) Türkçesi etrafında toplanmak olarak görüyordu.
v Ahmet Temir 16-19. yüzyıllar arasında Kazan’da Arap harfleriyle matbaalarda basılıp yayınlanan eserleri, üç grup hâlinde inceler. Temir’in üç grubu şöyledir: 1. Yerli eserler 2. Türkistan menşeli eserler 3. Osmanlı menşeli eserler.
v 18. yüzyılda yazılmış olan Bahâdur Şâh’ın Arz-Nâmesi’nde hem Çağatay hem de Osmanlı Türkçesinin yanında Tatarca özellikler de bulunmaktadır .
EVLİYA ÇELEBİ’NİN 17. YÜZYIL TÜRK LEHÇELERİ HAKKINDA VERDİĞİ BİLGİLER
v 17. yüzyılda hem Osmanlı toprakları hem de başka yerlerdeki diller hakkında en ayrıntılı bilgiyi Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde bulmaktayız.
Azerbaycan Türkçesi (Evliya Çelebi’nin Tabiriyle Türkmence)
v Seyahatname’de en bol dil malzemesi Azerbaycan Türkçesi hakkında verilmiştir.
v Evliya’nın tabiriyle bu lehçe Türkmencedir. Evliya’nın o ağız için verdiği dil malzemesi Hayati Develi tarafından incelenmiştir . Develi, oradaki malzemenin dilini “Azerbaycan Türkmen Ağzı” olarak adlandırmıştır.
Kıpçak Lehçeleri (Tatarca, Nogayca)
v Evliya Çelebi, Türk dilinin Nogay ve Kırım Tatar lehçelerini de eserinde anlatmıştır.
v Verdiği Tatarca kelime listesini Akmescid’de derlemiştir.
v Tatarca kelimelerden ve cümlelerden birkaç örnek (Seyahatname):
v kömeç ‘ekmek’, may ‘yağ’, ayak ‘çanak’, çepeç ‘tavuk’, torgay ‘serçe’, toḫta- ‘durmak’, caḫşı ‘iyi’, caman ‘fena’, kayda barasın tentek ‘nereye gidersin köpek’.
v Nogayca kelimelerden ve cümlelerden örnekler (Seyahatname):
v pir ‘1’, ikiz ‘2’, üş ‘3’, tört ‘4’, beş ‘5’, altı ‘6’, ceti ‘7’, ‘sekiz’, ‘tokuz’ 9, on ‘10’; caradan ‘Allah’, batır cigit ‘bahadır yiğit’, tuvalar yasadım ‘du’ālar yapdım’, aytım bar aytayım ‘sözüm var söyleyim’.
v 17. yüzyılda Kıpçakçanın lehçelerinde şu özellikleri bulunur :
1) Çağatay Türkçesi ve Osmanlı Türkçesinde kelime başındaki y- ünsüzü, birçok kelimede c- şeklinde telaffuz edilmektedir: caman ‘yaman, fena’, caradan ‘yaratan, Allah’, cigit ‘yiğit’
2) Osmanlı Türkçesinde kelime başında v- şekline dönüşmüş olan (var-, vir-) ve Çağatay Türkçesinde eski şekliyle b- olarak telaffuz edilen (bar-, ber-) kelimeler Kıpçakçada b- önsesiyle telaffuz edilmektedir: barasın ‘gidersin’
3) Çağatay Türkçesi ve Osmanlı Türkçesinde /ç/ olarak telaffuz edilen ses Nogaycada /ş/ hâline gelmişti: üş ‘üç, 3’
_____________________
HAZIRLAYANERYA DENİZ