Gerekçesi yok ki aşkı,
tertemiz yaratılmışlıklarıyla sadece hak edebilen doğuştan şanssızlar hep kaybederken,
"dünyanın en güzel yüzünü bembeyaz bir yatağın üzerinde ağlatanlar"
tutkuyla sevilenler olarak kalacaklar.
"kapat gözlerini önce ve hadi aç şimdi kendi içine.
Değil mi ki, ''aslolan gözlerin kapalıyken yaşadıkların''.
hala en güzel hikayeleri dünyalar bir araya gelse anlamayacaklara mı anlatmaktasın¿
ve sen hala sağırlar ordusuna senfoniler mi çalmaktasın¿ ne seni hazmedebilen ne de senin hazmedebildiğin bir alemde için sızlıyor, biliyorum. içine bak, imkansız bir şey olmadığını göreceksin.
Kapat gözlerini gitsin, ama aç kendi içine.."
Gerçekle düşün arasında bir yerde, denizle gökyüzü arasında bir yerde, ölmekle var olmanın arasında bir yerde, hala sayıklıyorum. Kan ve ter ve gözyaşı içinde; alevler, hummalar ve sancılar arasındayım. ne aşkı, ne ölümü ve ne hayatı tanıyorum. Zaman desen çoktan yitirdim..
"Öfkeliydim, kendime karşı öfkeli. Hep böyle olurum. Aylarca sessiz kalırım, neredeyse konuşmayı unutacak kadar, sonra birden baraj yıkılır ve ne varsa; neyi tutmuşsam herşeyi koyuveririrm, bitmez tükenmez bir gevezelik başlar ve daha susmadan pişman olurum."
Bak, nasılda siliniyor insanlar... evler, şehirler...
koca bir kainat siliniyor sen tutunca elimi, yeryüzü ve gökyüzü arasında
yeniden kuruluyor dünyalar...
Eskiden yeterdim kendime
Artardım bile
Şimdi ne yapsam nafile! ...
Ve
Kim demiş 'can eskimez' diye
Bu can tedirgin tende
Can da eskimiş
Ben de....
'BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU'
Son ödeme tarihini unuttuğumuz fatura gibiydi aşk!
Senin gözlerini kesmişlerdi, her yer karanlıktı.....
Benim gözyaşlarımı kesmişlerdi, artık akmıyorlardı!
Borçluyken yakaladı aşk bizi..
Bizim suçumuz yok!
Ayrılık çok erken icraya geldi...