İKTİSADA GİRİŞ
KITLIK: İnsan ihtiyaçlarının sonsuz, ancak bu ihtiyaçları karşılayacak kaynakların sınırlı olması olgusudur. İktisada giriş dersinde kıtlık tanımı yapılarak girilmesi yadırganmamalıdır. Çünkü İktisat bir kıtlık bilimidir ve iktisadın tanımı bu yoldan çıkılarak oluşturulur.
İKTİSAT: Bireyler ve toplumun sahip oldukları sınırlı kaynakları, sınırsız olan ihtiyaçlarını karşılamak için nasıl dağıtıldıklarının incelenmesidir. Bu genel tanımdan sonra iktisadın şu özellikleri tanımlanabilir:
1-İktisat bir sosyal bilimdir: Bilimlerin en önemli özelliği laboratuar ortamında yapılan deneylerle kanıtlanmasıdır. İktisatçının ve iktisat biliminin laboratuar ortamı TOPLUMDUR. Bundan dolayı iktisat sosyal bir bilimdir…
2-İktisat analitiktir: iktisatçı sorunlara çözüm önermek için verileri analiz eder. Analizden sonra tek çözüm yolu önermek yerine
Birden çok çözüm yolu önermesi ANALİTİKTİR…
3-İktisat, insan davranışının sadece iktisadi yönünü seçip inceler: iktisat sınırlı kaynaklarla insanlara maksimum tatmini sağlayacak alternatifler sunar. İktisat sadece rakamlarla uğraşmaz…
4-Malların tüketimi, üretimi ve dağıtımıyla ilgilidir: iktisat üretilen malların farklı bireylere dağıtılması sorununun incelenmesi
İKTİSATÇILARCA KULLANILAN ARAŞTIRMA YÖNTEMİ
İktisat sosyal bilim olmasına rağmen iktisattın kullandığı yöntemler bir hayli matematikseldir. İktisadın önermeleri mantık ve gerçeklere dayanır. Araştırma yöntemleri şunlardır:
1:Gerçekleri Toplama:
A) iktisatçı ilk olarak bir ekonomik sorunla ilgili bütün gerçekleri araştırıp toplar. Betimleyici iktisatta denir.
B)Daha sonra toplanan gerçekler tasnif edip yorumlanır.Gerçeklerden ilkeler veya teoriler türetme işlemine Ekonomik Analiz denir
2-Teori Oluşturma ve Test Etme
A)Ekonomik olay seçilir.
B)Olayda önemli değişkenler belirlenir. (Maliyeti en aza indirerek karı en yüksek düzeye çıkarmanın yollarını arayabilir)
C)Modelin başlangıç varsayımları ve hipotezleri ifade edilir.(Hipotez: İki değişkenin birbiriyle nasıl ilişkili olduğunu belirleyen koşullu önermedir. Hipotez bir şey değiştiğinde diğer şeyin nasıl değişeceği konusundaki ilişkiyi gösterir. Örneğin: Don olayı olursa portakal fiyatları artar. Ama eğer don olayı olmazsa ya yeni bir teori seçilir ya da eski teori uygulanır. Sonuç olarak don olayına bağlı olarak portakal fiyatları değişebilir.
D)İktisat politikaları oluşturulur (İktisat politikası: belirli ekonomik sorunların çözümüne veya bu sorunları çıkmasını önlemeye dönük politikaların oluşturulması sürecidir. İktisatçı ekonomik sorunların çözümüne yönelik bazı ilkeler türetirken başlıca iki yöntem kullanır. Bunlar: Tümevarım: özelden genele gidilmesidir. Tümdengelim: Genelden özele gidilmesidir.
İKTİSADİ DÜŞÜNME TARZINDA YAPILAN HATALAR
1-Diğer Şartlar Sabitken: Diğer şartlar sabittir(Cetereis Paribus); bir iktisadi odluyu etkileyen çok sayıda faktörden sadece birinin değiştiği diğer faktörlerin ise değişmediği varsayımıdır. Bu varsayım analizleri basitleştirmenin temel araçlarından biridir
Örneğin: Bir konserde daha fazla bilet satmak için biletlerde yapılan indirimlere rağmen beklenenden daha az bilet satılması sadece bilet fiyatlarında yapılan indirimlere bağlanmamalı. Kötü hava, ulaşım, konserin zamanlaması… gibi sorunlar bilet satışını etkilemiş olabilir. Bu nedenle sabit kabul edilen faktörlerden biri değişirse artık diğer koşullar sabitken varsayımı geçerli değildir.
2-Birlikte Değişim-Nedensellik: Birbiriyle ilişkisi olmayan iki değişkenin aynı anda tesadüfî olarak birlikte değişiyor olması birinin diğerinin nedeni ya da sonucu olduğunu göstermez. Örneğin: Bir ülkede yağmur yağışının artması ile kalem satışlarının artması arasında bir nedensellik olamaz…
3-Tümleme Yanılgısı: Birey için doğru olanın grup içinde doğru olacağı şeklinde hatalı bir sonuca ulaşılmasıdır…
İKTİSADIN BÖLÜMLERİ
1-Mikro İktisat-Makro İktisat Ayrımı
A)Mikro İktisat: İktisadın mevcut durumu inceleyerek, insan davranışı ve insanların piyasa endüstri, firma ve birey gibi nispeten küçük birimlerle ilişkili tercihlerini inceleyen bölümdür. Temel konuları arasında; bireysel ekonomik kararların oluşturulması, kaynak dağılımı, fiyatlar, üretim ve gelir dağılımının belirlenmesi yer alır…
B)Makro İktisat: İktisadın, bir bütün olarak ekonomiyi ve toplumlaştırılmış ekonomik davranışı inceleyen bölümüdür.
Temel konuları arasında; milli gelir, para, faiz, bankacılık, enflasyon, ekonomik büyüme gibi konuları inceler…
***Mikro iktisat belirli bir mal veya hizmetin talebi ile ilgilenirken makro iktisat mal ve hizmetlerin talebi ile ilgilenir…
2-Pozitif ve Normatif Ayırımı
A)Pozitif İktisat: İktisadın mevcut durumu inceleyerek, ne olduğunu belirlemeye çalışan ve değer yargısı içermeyen bölümüdür.
B)Normatif İktisat: Toplumsal refahın en üst düzeyde sağlanabilmesi için ne olması gerektiğini inceler.
***Pozitif iktisat ne olduğunu anlamaya çalışır. Bu nedenle pozitif iktisat değer yargıları içermez. Normatif iktisat ise daha çok ne olması gerektiği konuları üzerinde durur ve değer yargıları içerir…
TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR
A)Ekonomik Birimler: iktisatçılar ekonomik birimleri üç gruba ayırırlar… Bunlar
Hane halkı: Aynı çatı altında yaşayan ve ortak finansal kararlar alan tüm insanlar…(aynı evi paylaşan öğrenciler)
Firma: Üretici kaynakları kullanan ve ne üreteceğini kararlaştıran şahıs şirketinden devlete kadar bütün üretici birimlerdir…
Devlet: Ekonomide gerekli düzenlemeleri yapan, piyasalara üretici ve tüketici olarak katılabilen ve de ayrıcılığına sahip oluşum…
B)ihtiyaç: Tatmin edildiğinde haz ve doyum, tatmin edilmediğinde ise acı ve veren duygudur. İhtiyaçlar ikiye ayrılır. Bunlar
I-Zorunlu İhtiyaçlar: insanın yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan ve karşılanması zorunlu olan gereksinimlerdir… Örneğin: Su, hava, gıda…
II-Zorunlu Olmayan İhtiyaçlar: Karşılanması yaşamsal olmayan, ancak tatmin edildikçe haz veren ihtiyaçlardır.
Örneğin: Eğlenme, seyahat, müzik dinleme…
İktisat Dersi 1.Sayfa Zeynelim
İnsan İhtiyaçlarının Temel Özellikleri
1-İnsan ihtiyaçları sonsuzdur 2-ihtiyaçlar şiddeti bakımından farklılık gösterir
3-Tatmin edildikçe şiddetleri azalır 4-Bazı ihtiyaçlar tatmin edildikçe şiddetleri artar (sigara içmek)
5-İhtiyaçlar ve ihtiyaçları tatmine yarayan ihtiyaçlar ikame edilebilirler (Sinemaya gitmek yerine evde müzik dinlemek)
C)Mal ve Hizmetler:
Mal: İhtiyaçları tatmin etme özelliği taşıyan fiziksel varlıklardır. Çeşitli ayrımlara tabi tutulurlar:
1-Serbest Mal- Ekonomik Mal
A)Ekonomik Mal: Elde edebilmek için mutlaka belli bir çaba harcaması gereken maldır(Ekmek)…
B)Doğada her istendiğinde bulunabilen ve çaba sarf atmadan elde edilebilen maldır(Hava)…
2-Tüketici ve Üretici Malları
A)Tüketici Malları(Nihai Mal): Tüketici ihtiyaçlarını doğrudan karşılayan mallardır…(Giyecekler, yiyecekler, içecekler)
B)Üretici Malları(Sermaye malları, yarı mamul mallar, hammaddeler): Diğer üretici malları ya da tüketici malları üretiminde kullanılan mallardır…(Bir makine, makinenin çalışmasını sağlayan yakıt, işçinin hizmeti üretici malı konumundadır)…
3-Dayanıklı ve Dayanıksız Mallar:
A)Dayanıklı Mallar: Elde edildikten sonra uzun süre fayda sağlayan mallardır…(Buzdolabı, telefon, bilgisayar, masa)…
B)Dayanıksız Mallar: Fayda sağladıktan sonra yok olan veya biten mallardır…(Kontör, mum, şeker, benzin)…
Hizmet: İhtiyaçları tatmin etmesine karşın maddi özelliği olmayan şeylerdir. İkiye ayrılarak incelenebilir:
1-Kişisel Hizmetler: Berberler, hizmetçiler, dişçiler, operatör doktorların sundukları hizmetlerdir…
2-Ticari Hizmetler: Bankacılık, ulaşım, ticaret, sigorta ve iletişim gibi hizmetlerdir…
D)Rasyonel Davranış: Tercih yapmak veya karar almak durumunda olan bir iktisadi birimin kendi hedefine uygun biçimde hareket etmesidir. Örneğin: Bir tüketici X markasını Y markasına tercih ediyor. Ve her marka da fiyatı da aynı fiyata satılıyorsa tercihini her ortamda X markasını seçmek şeklinde seçmelidir… Aynı durum üretici için de geçerlidir…
E)Marjinal Analiz: Mevcut koşullar değiştiği zaman ne olacağının incelenmesidir. Örneğin: Bir çiftçinin çok gübre kullandığında buğday üretiminin ne kadar artacağına bakmasıdır. Üretimde ki artış kar oranında fazla mı değil mi onu inceler…
F)Tümevarım-Tümdengelim:
1-Tümevarım: Özelden genele gidilmesidir…
2-Tümdengelim: Genelden özele gidilmesidir…
G)Hipotez: iki değişkenin birbiriyle nasıl ilişkili olduğunu belirleyen koşullu önermedir. Bir şey değiştiği zaman diğer şeyin nasıl değişeceği konusundaki ilişkiyi inceler. Örneğin: Bir malın fiyatı artarsa talep miktarı azalır ifadesi bir hipotezdir…
ÜNİTE–2: KITLIK, TERCİH VE FAYDA
Kaynaklar: mal ve hizmet üretiminde kullanılan doğa ya da insanlar tarafından sağlanan tüm araçlardır…
Üretim Faktörleri(Girdiler): Toprak, emek ve sermayeden oluşan kaynaklardır…
1-Emek: Mal ve hizmet üretmek için gerekli fiziksel ve zihinsel çalışmalardır.
2-Toprak: Tüm doğa kaynaklarını ifade etmek için kullanılan terimdir.
3-Sermaye: Diğer malları üretmek için kullanılan makineler, araçlar ve fabrikalardır. Para doğrudan bir üretim faktörü (Sermaye) değildir. Para finansal bir araçtır.
NOT: Ayrıca bazı kitaplarda toprak, emek ve sermayeyi bir araya getirerek üretim faaliyetini organize eden “Girişimci” (Müteşebbis) bir dördüncü faktör olarak ele alınır. Çalışanların eğitim ve yetiştirme aracıyla elde ettikleri bilgi birikimi ve yetenekleri de Beşeri Sermaye olarak adlandırılır…
ÜRETİM İMKÂNLARI EĞRİSİ
Alternatif fırsat olarak da adlandırılan fırsat maliyeti, bir kararı uygularken vazgeçilen bir başka karardır. Kıtlık insanları ve toplumları seçim yapmaya zorlarken ortaya fırsat maliyeti çıkar. (Kıtlık > Seçim Zorunluluğu > Fırsat Maliyeti)
Üretim İmkânları Eğrisi ne demektir: Mevcut üretim faktörleri ve üretim teknolojisi veri iken, belirli bir dönemde ekonominin maksimum düzeyde üretebileceği çeşitli çıktı (Ürün) bileşimlerini gösteren eğridir (Grafiktir)…Bu konuyu şöyle ele alıp açıklayacak olursak, bir fabrikada bilgisayar ve tereyağı üretilsin. Yıllık 500 adet bilgisayar ve 4000 ton tereyağı üretildiğini varsayalım. Üretilen bu iki malda tüketicilerden bilgisayara çok istek varsa, bu fabrika mevcut koşulları değiştirmeden (Yani işçi sayısını, üretim imkânlarını… vs) bilgisayar üretimine yoğunluk vereceği için tereyağı üretiminde bir azalma miktarı olacaktır.
Aynı kural tereyağı üretimi için de geçerli olacaktır. Yoğunluk hangisine verilirse diğerinin üretiminde bir azalma meydana gelecektir. Üretim imkânları eğrisi üzerinde nerede olunacağı toplum tercihine göre belirlenir…
NOT: Üretim imkanları eğrisi orjine göre iç bükey olursa sebebi; artan fırsat maliyetleridir. Artan Fırsat Maliyeti: Bir malın daha fazla üretilebilmesi için diğer malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktarın her aşamada artmasıdır. Şayet fırsat maliyeti değişmiyorsa doğru şeklinde bir üretim imkanı ile karşı karşıyayız demektir…
Marjinal Dönüşüm Oranı: Bir maldan bir birim daha fazla üretmek için öteki malın üretiminden fedakârlık etmek gerektiğini göstermektir. Bir diğer adı da Fırsat Maliyetidir.(Yıllık 500 adet bilgisayar ve 4000 ton tereyağı üreten fabrika bilgisayar üretiminde 100 adet fazla üretmek için vazgeçmesi gereken tereyağı miktarıdır)…
Marjinal Dönüşüm Oranı = Fırsat Maliyeti = ∆Tereyağı / ∆Bilgisayar
∆ Tereyağı: Tereyağın üretiminde ki değişim, ∆ Bilgisayar: Bilgisayar üretiminde ki değişim
(Diyelim ki bilgisayar üretiminde fazla üretim meydana geldi. ∆ Bilgisayar yerine; bilgisayar üretiminde kaç birim yer değiştirmişse yazılır. ∆ Tereyağı: yerine; üretiminde kaç birim yer değiştirmişse yazılır. Örneğin: Bilgisayar üretimi dördüncü birimden beşinci birime yükselmiş. Tereyağı üretimi ise sekizinci birimden altıncı birime düşmüş. O halde;
Marjinal Dönüşüm Oranı = ∆Tereyağı / ∆Bilgisayar = 8-6 / 5-4 = 2 / 1 = 1 olur…
İktisat Dersi 2.Sayfa Zeynelim
Üretim İmkânları Eğrisinde Kaymalar (Ekonomik Büyüme)
Üretim İmkânları Eğrisinde Kaymalar (Ekonomik Büyüme)
Üretimin artması ekonomik büyüme olarak adlandırılır. Üretimin artması bir ekonominin üretim imkanları eğrisi sağa kayması ile gerçekleşir. Üretim imkânları eğrisini kaydıran nedenler şunlardır:
1-Üretilen bir malın teknolojisindeki gelişmeler sadece o malın ekseninde dışa doğru bir açılım yaratır.
2-Üretim faktörlerinin miktarında meydana gelen artış ekonomik büyüme üretim imkânları eğrisini sağa doğru kaydırır.
3-Ekonomik büyüme sonucunda oluşan kaynakları tüketim malları üretiminde kullanan ülkelerle, yatırım malları üretiminde kullanan ülkeler arasında farklılık söz konusu olacaktır.
*** Tercihlerini tüketim malı üretiminde kullanan ülkede Üretim İmkânları Eğrisi sağa kayma daha az olur. Tercihlerini yatırım malı üretiminde kullanan ülkede Üretim İmkânları Eğrisi sağa kayma daha fazla olur…
Alternatif İktisadi Sistemler
Tüm ekonomilerin yanıt aradığı üç temel soru ağsıdaki gibidir:
1-Neler Üretilecek: Bu soru üretim imkânları sınırı üzerinde hangi noktada bulunacağını ve hangi malların ne düzeyde üretileceği sorunu ile ilgilidir.
2-Nasıl Üretilecek: Bu soru toplumun kendine uygun üretim tekniğini mutlaka seçmesi gerekliliğini vurgular.
3-Kimler İçin Üretilecek ya da Nasıl Paylaşılacak: Bu soru ekonomide ki üretimin toplum üyeleri arasında nasıl paylarlaştırılacağına ilişkindir.
Bu üç temel sorunun çözümü için, toplumlar siyasi yapılarına uygun ekonomik sistemleri benimserler. Bu sistemler üç başlık altında toplanabilirler. Bu üç başlık şunlardır:
1-Piyasa Ekonomileri Sistemi: Birbirinden bağımsız olarak hareket eden tüketiciler, üreticiler, devlet ve diğer organizasyonların kararlarına bağlı olarak cevap bulan ekonomik sistemdir. Devletin ekonomi üzerinde rolü sınırlıdır, başarısızlıkları durumunda devreye girmesi kabul edilir.
Bu ekonomide kaynaklar şahıslara aittir, temel koordinasyonu piyasada belirlenen fiyatlar sağlar. Bu yüzden bu sisteme “Fiyat Sistemi” de denir. Fiyatlar piyasa ekonomisinde önemli rol oynar. Bunlar şöyledir:
A)Fiyatlar, neyin üretileceği ve tüketileceği konusunda sinyal görevi üstlenir.
B)Fiyatlar, insanları tüketimine ve üretimlerine yönelik teşvik mekanizması oluştururlar.(Hangisi daha kazanç getiriyorsa)
C)Fiyatlar, bölüşüm mekanizmasının işlemesinde önemli rol oynar.
2-Kumanda Ekonomileri Sistemi: Temel ekonomik sorunlara ilişkin kararların merkezi otorite (Devlet) tarafından alındığı ekonomik sistemdir. Üretim kaynakları merkezi otoriteye aittir. Devlet fiyatları belirler. Bu sistem günümüzde oldukça daralmış.
3-Karma Ekonomi Sistemi: Kamu mülkiyeti ve özel mülkiyetin, piyasa ekonomisi ve piyasa ekonomisine devlet müdahalesinin, fiyat mekanizması ve planlamanın farklı ölçülerde bir araya getirilmesi ile çalışan ekonomik sistemdir. Sistem günümüzde çok yaygındır…
TERCİH VE FAYDA
Fayda: Bireylerin tüketilen mal ve hizmetten elde edeceği memnuniyettir.
***İktisatçılar; Tüketicicin amacı fayda maksimizasyonu olduğunu belirtir. Ölçülüp ölçülemeyeceği tartışma konusu olmuş…
***Kardinalistler (sayısalcılar) ; faydanın parayla ya da “util” denilen bir birimle ölçülebileceğini iddia ederler.
***Ordinalistler (Sırasalcılar); faydanın ölçülemeyeceğini söylemişler…
Toplam Fayda(TU): Belirli bir zaman diliminde; bireyin diğer mal ve hizmetlerden olan tüketimi sabit iken; bir malın çeşitli miktarının tüketilmesi sonucu ulaşılan tatmin düzeyidir.
Marjinal Fayda(MU): Belirli bir zaman diliminde bir maldan bir bilim daha fazla tüketilmesi sonucu toplam fayda da meydana gelen değişmedir.
Marjinal Faydanın Formülü: MU = ∆TU / ∆Q èMU = (TU2-TU1) / (Q2-Q1)
TU2= Toplam faydanın son değeri TU1= Toplam faydanın son değerinden bir önceki değer
Q2= Kullanılan malın son değeri Q1= Kullanılan malın son değerinden bir önceki değer
Örneğin çok acıkmış olan bir insan lokantaya gittiğinde yediği ilk lahmacunda 20 birim fayda sağlıyor. İkinci lahmacunda ise kendine 34 birim fayda sağlıyor. Şimdi bu kişinin yediği lahmacunlarda ki toplam marjinal faydayı bulalım:
Marjinal Fayda =MU = ∆TU / ∆Q èMU = (TU2-TU1) / (Q2-Q1)èFaydalar (34–20) / Lahmacunlar (2–1) è14 / 1 = 14 olur…
Azalan Marjinal Fayda: Bir malın ilave miktarı tüketildikçe elde edilen ek faydanın (Marjinal Faydanın) azalacağı ilkesidir.
Örneğin: Üst üste birkaç bardak su içen birinin birinci bardağın sağlayacağı ek fayda ikinci bardaktan, ikinci bardağın sağlayacağı ek fayda üçüncü bardaktan daha fazla olacaktır. Eğer bu kişi gereğinden fazla su tüketirse kullanılan su miktarı artar ancak; Marjinal Fayda ve Toplam fayda zamanla azalır(kişiye sıkıntı vereceğinden). Marjinal Fayda sıfıra düşerse; Toplam Faydanın maksimum (Azami) düzeyde olduğu savunulabilir. Azalan Marjinal Fayda kanununa göre bir malın kullanılan miktarları arttıkça toplam fayda artacak ancak; kullanılan her yeni birim malın sağladığı ek fayda bir önceki birimin sağladığından daha küçük olacaktır. Bunun sebebi: tüketim arttıkça tüketicinin o mala ihtiyacının giderek azalmasıdır.
*** Marjinal Fayda Eğrisinin azalan eğimli olmasının sebebi (soldan sağa doğru azalarak gitmesi) “Azalan Marjinal Fayda Kanunu “ gereğidir…
Tüketici Dengesi (Fayda Maksimizasyonu): Tüketici bir mal için harcadığı paranın marjinal faydası bir başka mala harcadığı paranın marjinal faydasına eşit olduğu mal bileşimi tercihi ile faydayı maksimize eder…
Örneğin: Tüketicinin biri lahmacun ve hamburger tükettiğini varsayarak elde edilen faydanın maksimize edilebilmesi için ödediği para ve elde ettiği faydanın toplamı eşit olmalı… Bu örneğin formülü aşıda ki eşitliği sağlarsa tüketici elde ettiği faydayı maksimize etmiş olur.
Formülüè Lahmacunu Marjinal Faydası / Lahmacun Fiyatı = Hamburgerin Marjinal Faydası / Hamburger Fiyatı
NOTLAR
*** Parasal Fiyat: Bir malı satın almak için vazgeçtiğimiz YTL miktarıdır. Bir fincan kahve için 1 YTL”den vazgeçmek.(Para ödemek)
*** Fırsat Maliyeti: Bir fincan kahve 1 YTL, bir dilim pasta 2 YTL olsun. Bir Fincen kahvenin fırsat maliyeti yarım dilim pastadır. Yani bir fincan kahve alabilmek için ne kadar pastadan vazgeçmemiz gerektiğini göstermektir.(Vazgeçmek)
*** Para ve Sermaye birbirinden farklı kavramlardır. Para finansal araç, Sermaye ise bir üretim faktörüdür.
*** Artan Fırsat Maliyeti: Bir malın daha fazla üretile bilmesi için diğer malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktarın her aşamada artmasıdır. TV üretiminde oldukça iyi olan işgücünün büyük bir kısmı bilgisayar üretiminde iyi olmayabilir. 10 TV yapan 10 bilgisayar yapamazsa, vazgeçilen bilgisayar sayısı. İktisat Dersi 3.Sayfa Zeynelim
ÜNİTE- 3 ARZ VE TALEP
ÜNİTE- 3 ARZ VE TALEP
Talep ve Talep Miktarı:
Talep: Diğer değişkenler sabitken, belirli bir zaman diliminde piyasada tüketicilerin değişik fiyat düzeyinde satın olmaya hazır oldukları mal veya hizmet miktarıdır. Tamamlayıcı malların fiyatları (Pc), ikame malların fiyatları (Ps), tüketicinin geliri (I), tüketicinin beklentileri (E), tüketicilerin sayısı (N), zevk ve tercihler (Z), sabit varsayıldığında, her hangi bir X malının talep miktarını etkileyen tek şey fiyattır…
İki değişken arasında genelde var olan negatif ilişki Talep Kanunu olarak adlandırılır. Bu kanun çerçevesinde fiyat düzeyi artarken talep edilen miktarın azalması ve fiyat düzeyi düşerken talep edilen miktarın artması iki etkiye bağlıdır. Bunlar è
1-İkame Etkisi: Bir malın fiyatındaki artışın, söz konusu malın diğer malların fiyatlarına göre nispi fiyatını yükseltmiş olmasından ötürü bu malın yerine fiyatı düşük olan malların tüketilmesidir.
2- Gelir Etkisi: Diğer değişkenler sabitken bir malın fiyatı arttığı zaman, gelir sabit bırakıldığı için gelirin satın alma gücünün ve bu nedenle satın alınmak istenen mal miktarını azalmasıdır.
Talep Kanunu: Bir malın satın alınmak istenen miktarı ile fiyatı arasındaki ters yönlü ilişkidir. Bir malın fiyatı arttığında alınmak istenen miktar doğal olarak azalacaktır. Tam terside söz konusudur. Fiyat azaldığında alınmak istenen miktar artacaktır.
Örnek: Fiyatı 20 YTL olan pantolonlardan Talep edilen pantolon miktarı 15 adet iken; pantolon fiyatı 25 YTL olursa Talep edilen pantolon miktarı 10 âdete düşecektir. Bu örneğin tam terside söz konusudur. Fiyat azalırsa talep miktarı artacaktır.
NOT: “Talep” ve ” Talep Edilen Miktar” terimleri aynı şey değildir. Bir malın fiyatının değişmesi talep edilen miktarı etkiler ancak talebi etkilemez. Fiyat değişimi talep eğrisi üzerinde değişime yol açar. Talebin değişmesi ise talep eğrisinin topluca sağa ya da sola kaymasıdır. Talebin değişmesine fiyat dışındaki faktörlerin değişmesi sebep olur.
Piyasa Talep Eğrisi: Bireysel talep eğrilerinin yatay toplamıdır. Örneğin: Piyasada pantolon fiyatı 20 YTL iken Ali 4 adet, Ahmet ise 6 adet talep ediyor. Toplam talep edilen pantolon miktarı: 6 + 4 = 10 olacaktır. Fiyatlar değiştiğinde talep edilen kişisel talep miktarları değişeceğinden piyasa talep eğrisi de değişecektir.
TALEPTEKİ KAYMALAR
Malın fiyatından başka faktörler, talepte değişmeye yol açar. Malın talebinin artması talep eğrisini sağa, azalması sola kaydırılır. Talep eğrisinin kaymasına neden olabilecek faktörler şunlardır:è
1-Tüketicilerin Gelirindeki Değişme: Gelir artarsa alınmak istene miktar da artar dolayısıyla malın talebi de artar…
2-İlişkili Malların Fiyatındaki Değişmeler: İncelenen mal ile ilişkili malları tek kalemde incelemek mümkün değildir.2’ye ayrılır
A)İkame(Rakip) Mal: Birbirinin yerine geçebilen mallardır. Rakip mallarının fiyatı artması bir malın talep edilen miktarının artmasına neden olur. Örnek: gaz ve elektrik. Kahve fiyatının artması yüzünden tüketiciler daha fazla çay içebilirler…
B) Tamamlayıcı Mal: Birlikte kullanılan mallardır. İlişkili mallardan birinin fiyatında düşüş meydana geldiğinde diğer malın talep miktarı artıyorsa bu mallar tamamlayıcı mallardır. Örnek: Çay ve şeker, soba ve odun. Çay fiyatları düştüğü için daha fazla çay içiyorsanız daha fazla şeker kullanıyorsunuz demektir…
3-Tüketicinin Zevk ve Tercihlerinin Değişmesi: Bir mala yönelik zevklerin olumlu yönde değişmesi malın talebini arttırır.
4-Tüketicilerinin Beklentilerinin Değişmesi: Bir malın gelecekteki fiyatları ile ilgili bekleyişleri tüketicinin bugünkü talebini değiştirir. Gelecekte ucuzlanacağı tahmin edilen madlen kimse satın almaz ve bundan dolayı talep azalır…
5-Potansiyel Alıcıların (Tüketicilerin) Sayısındaki Değişmeler: Belirli bir malı talep eden daha fazla tüketici, ürüne olan toplam talebin artması dolayısıyla talep eğrisinin sağa kayması anlamına gelir…
ARZ VE ARZ MİKTARI
Arz: Diğer değişkenlersabitken, belli bir zaman diliminde piyasada Üreticilerin değişik fiyat düzeylerinde satmaya hazır oldukları mal ve hizmet miktarıdır.
Arz Kanunu: Bir malın satılmak istenen miktarı ile fiyatı üzerindeki doğru yönlü ilişkidir.
► Ekonomide eğer iki maldan birinin fiyatı aynıyken, diğerinin piyasa fiyatı artıyorsa, karını maksimize etme amacı olan üretici fiyatı artan mal veya hizmetten daha fazla üretme çabası içinde olacaktır. Üretici har zaman daha fazla kar etmek için, tüketici ise her zaman daha uygun fiyata almak için çaba sarf eder…
Örnek: A kombinasyonunda CD başına fiyat 100 TL iken arz edilen CD miktarı 25 iken; B kombinasyonunda ise CD başına düşen fiyat 200 TL olduğunda arz edilen CD miktarı 50 olacaktır. Çünkü üretici daha fazla kar ister…
► Arz konusunda diğer faktörler sabitken, fiyat artarsa arz miktarı da doğru yönlü artar…
NOT: “Arz” ve “Arz Edilen Miktar” terimleri aynı şeyler değildir. Malın fiyatının değişmesi arz miktarını değiştirir ve arz eğrisi üzerinde bir noktadan başka bir noktaya geçilir. Arzın değişmesi durumunda ise arz eğrisi topluca sağa ya da sola kayar…
Piyasa Arz Eğrisi: Bireysel arz eğrilerinin yatay toplamına piyasa arzı veya piyasa arz eğrisi denir…
Örnek: CD başına fiyat 100 TL olduğunda tüketicilerden Ali 25 adet, Ahmet ise 15 adet satmayı arz ediyor. Piyasa arz eğrisi:
25 + 15 = 40 olacaktır. Fiyatlar değiştiğinde arz edilen kişisel arz miktarları değişeceğinden piyasa arz eğrisi de değişecektir…
Arz Eğrisinin Kaymasına Neden Olabilecek Temel Faktörler
Malın fiyatının artması arz eğrisini sağa, azalması sola kaydırır. Arz eğrisinin kaymasına neden olabilecek faktörler şunlardır:
1-Kullanılan Girdi Fiyatlarında (Üretim Maliyetlerinde) Değişmeler: Girdi (emek, tabiat, sermaye) fiyatlarındaki artışlar maliyetlerde artış yapacağından arz azalır ve arz eğrisi sola kayar. Tam tersi durumda arz eğrisi sağa kayar…
2-Diğer Malların Fiyatları: Arpa ürettiğini varsaydığımız üretici buğdayın fiyatı arttığında elindeki girdileri buğday üretiminde kullanmaya başlayacak böylece arpanın üretimi artacak ve arz eğrisi sola kayacaktır…
3-Teknolojik ve Verimlilik: Teknolojik gelişme maliyetlerin düşmesine, üretkenliğin artmasına, dolayısıyla arz eğrisinin sağa kaymasına sebep olur… İktisat Dersi 4.Sayfa Zeynelim
4-Vergiler ve Sübvasyonlar: Vergilerdeki artışlar maliyetlerde artış yapacağından arz eğrisi sola kayacaktır. Sübvasyonlar, (devletten üreticiye doğrudan yapılan yardımlar) maliyeti arttırdığından arz eğrisi sağa kayacaktır…
5- Üreticilerin Beklentileri: Gelecekte mısır fiyatlarının daha yüksek olması bekleniyorsa, bugünkü mısırın bir kısmı piyasanın dışında tutulacaktır. Bu nedenle, arz edilen mısır fiyatı artacak ve arz eğrisi sola kayacaktır…
6- Endüstrideki Firmaların Sayısı: Firma sayısı arttıkça arz eğrisi sağa, azaldıkça sola kayacaktır…
PİYASA DENGESİ (ARZ VE TALEBİN BİR ARAYA GETİRİLMESİ)
Piyasa Dengesi: Arz ve talebin eşitlendiği, bir diğer deyişle arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktadır. Bu noktada denge fiyatı ve denge miktarı oluşur…
Denge Fiyatı: Arz ve talebi birbirine eşitleyen fiyat düzeyidir…
Denge Miktarı: Denge fiyatında gerçekleşen işlem hacmidir…
Artık: Cari fiyat düzeyinde arz edilen miktarın talep edilen miktarı aşması durumudur…
Kıtlık: Piyasa denge fiyatının altında bir fiyatta talep edilen miktarın arz edilen miktardan daha büyük olduğu durumdur…
PİYASA DENGESİNİN DEĞİŞMESİ
A) Arzda Bir değişme Yokken Talebin Değişmesi
1- Arz Sabitken Talebin Artması: Satışlar artacağından; hem malın fiyatı hem de denge mal miktarı artacaktır.
2-Arz Sabitken Talebin Azalması: Satışlar azalacağından; hem malın fiyatı hem de denge mal miktarı azalır.
B) Talepte Bir değişme Yokken Arzın Değişmesi
1-Talep Sabitken Arzın Artması: Arz artacağından, malın denge fiyatı düşerken, malın denge miktarı yükselir…
2- Talep Sabitken Arzın Azalması: Arz artacağından, malın denge fiyatı yükselir, malın denge miktarı düşer…
C) Arz ve Talebin Birlikte Aynı Oranda Artması: Arz ve talep eğrileri aynı ölçüde sağa kayar, fiyat değişmez, miktar artar…
1- Talepteki Artışın Arzdaki Artıştan Daha Fazla Olması: Satışlar artacağından, malın denge fiyatı ve denge miktarı artar.
2- Arzdaki Artışın Talepteki Artıştan Daha Fazla Olması: Malın denge fiyatı azalır, denge miktarı arttırır…
ÖNEMLİ NOT: Arz ve talep artışları ile ilgili soru çözerken en güzel örnek futbol maçlarındaki biletler en güzel örnektir. Karaborsacılar talebe göre bilet arz ederler. Eğer maç çok önemli ve hava şartları gibi bazı koşullarda da sorun yoksa çok bilet alırlar ve çok pahalı satarlar. Diyelim ki Fenerbahçe ve Galatasaray maçı oynanacaktır.(Talep fazla olacağından karaborsacılar çok bilet arz ederler) Uyanık karaborsacılar çok bilet alırlar ve bu biletleri satarken bilet fiyatlarını seyirci sayısına göre belirlerler. Eğer seyirci çok sayıdaysa (Talep fazlaysa) bilet fiyatlarını çok pahalı satarlar. Seyirci sayısı az olursa (Talep az ise) biletler elinde kalıp zarar etmektense ucuza satmak zorunda kalacaktır. Arz ve talep karaborsacılar örneği ile daha iyi anlaşılır…
ÜNİTE- 4 ESNEKLİK
Talebin Fiyat Esnekliği: Bir malın talep edilen miktarının bu malın fiyatı karşısındaki duyarlılığın ölçüsüdür.Ed
Örneğin: Lig maçlarını yayımlama hakkını elinde bulunduran şifreli bir TV kanalı; abone ücretini iki katına çıkarırsa kaç müşteri kaybedeceğini hesaplamak için bu konuyu öğreneceğiz.
Formül: Ed= [(Q1 - Q0) / Q0] / [(P1 - P0) / P0] (Q: Malın Miktarı, P: Malın Fiyatı)
Örnek: Etin kg fiyatı 8 YTL olduğu zaman yılda 50 kg, etin fiyatı 10 YTL’ ye çıktığında ise yılda 45 kg tüketildiği varsayılırsa etin talebinin fiyat esnekliği kat sayısı kaç olur?
Çözüm: è [(45 – 50) /50] / [(10 – 8) / 8) = -0,4 olacaktır.
è Talebin fiyat esnekliğinin negatif bir sayı olduğuna dikkat edilmelidir. Çünkü talep eğrisi üzerinde hareket edildiğinde miktar ve fiyat ters yönlerde değişmektedir. Fiyat yükseldiğinde talep edilen miktar azalır. Ya da bunun terside olacaktır…
NOT: Fiyat esneklikleri değerlendirilirken bulunan esneklik katsayısının mutlak değeri dikkate alınır. Yani talep yasası gereği negatif bulunan esneklik katsayısı pozitif olarak kabul edilir…
NOT: Esneklikle ilgili hesaplamalarda ortaya çıkan sonuçlar, iktisat terminolojisinde aşağıdaki gibi isimlendirilir…è
Ed < 1 ise è inelastik talep ya da esnek olmayan talep
Ed = 1 ise è birim esnek talep
Ed > 1 ise è esnek talep
İktisat Dersi 5.SayfaZeynelim
Üç özel durumu ayrıca ele alalım
1- Tam İnelastik Talep: Fiyattaki değişmenin talep edilen miktarda hiçbir değişikliğe neden olmadığı durumdur ve esneklik katsayısı sıfırdır. ( İlaç, sigara, ekmek, elektrik…) Talep eğrisi fiyat eksenine paralel bir doğrudur.
2- Tam Esnek Talep: Fiyattaki küçük bir değişiklik talep edilen miktarda çok büyük bir değişime neden olduğu durumdur ve esneklik katsayısı sonsuza eşittir. ( Bilgisayar, beyaz eşya, cep telefonu). Talep eğrisi miktar eksenine paralel bir doğrudur.
3- Birim Esneklik: Fiyattaki değişme oranının talep miktarını da aynı oranda etkilemesidir ve esneklik katsayısı 1’e eşittir. Yani fiyat arttığında talepte aynı oranda azalacaktır. Fiyat düştüğünde talepte aynı oranda artacaktır…
Yay Esnekliği Veya Orta Nokta Formülüyle Esneklik Hesaplanması
Yay Esnekliği: Talep eğrisi üzerindeki iki nokta arasın için hesaplanan ortalama esneklik değeridir.
Formül: è Edyay = [ (Q1 – Q0) / Q0 + Q1] / [( P1 – P0 ) / P0 + P1]
Fiyat Esnekliği Ve Toplam Hâsılat
Fiyat esnekliği, üreticilerin elde edeceği toplam hâsılatı etkileyecek unsurdur. Esnek talebe sahip olana mallarda fiyattaki değişmeler, miktarda büyük değişikliklere yol açarken inelastik talebe sahip olan mallarda fiyattaki değişmeler, miktarda daha küçük bir değişmeye yol açacaktır. Dolayısıyla esneklik değiştikçe, fiyattaki düşüş ya da yükselişler üreticilerin toplam hâsılatını değişik şekillerde etkileyecektir. Fiyat arttığında satışlar azalacağından hâsılat da azalacaktır…
Esneklik
Esneklik
Termilojisi
Fiyattaki Düşüşün
Hâsılat Üzerindeki Etkisi
Fiyattaki Artışın
Hâsılat Üzerindeki Etkisi
Ed < 1
İnelastik Talep
Hâsılat Azalır
Hâsılat Artar
Ed = 1
Birim Esnek Talep
Hâsılat Değişmez
Hâsılat Değişmez
Ed > 1
Esnek Talep
Hâsılat Artar
Hâsılat Azalır
TALEBİN FİYAT ESNEKLİĞİ ÖLÇÜSÜNÜ ETKİLEYEN EKONOMİK FAKTÖRLER
1- Ürün İçin İkame Edebilirliği Derecesi: Söz konusu malların ikame ilişkisi güçlü ise bu tür mal ve hizmetler için talep daha esnek olacaktır. Örneğin: Odun-Kömür
2-Ürünün Tüketici Bütçelerindeki önemi: Tüketici bütçesindeki çok küçük bir paya sahip olan ürünler, bütçede nispeten yüksek paya sahip olan ürünlere göre daha düşük esnekliğe sahiptirler. Örneğin: Tuz-Ev Kirası
3-Fiyat Değişmelerinin Geçici Ve Sürekli Olması: Fiyattaki bir değişimin geçici olduğu biliniyorsa, talebin fiyat esnekliği yüksek olacaktır. Çünkü birçok insan satın alımlarını kolayca önce ya da sonraya kaydıracaktırlar.
4- Malın Tatmin Ettiği İhtiyacın Niteliği (Zorunlu ve lüks mal) : Bir malın karşıladığı ihtiyaç zorunlu ve yaşamsal ise, yani bu ihtiyacın karşılanmasını ertelemek güç veya mümkün olmuyorsa talep esnekliği düşük olacaktır. Örnek: Ekmek-Tatlı
5-Kısa Ve Uzun Dönemde Esneklik: Uzun dönemde talebin fiyat esnekliği kısa döneme nispetle daha yüksektir…
Talebin Gelir Esnekliği
Gelir esnekliği; parasal gelirde %1 oranındaki bir değişiklik sonucu talep miktarında meydana gelen yüzde değişmedir…
Örnekle açıklayalım: Bir ailenin yıllık geliri 6 Bin YTL’den 7,5 Bin YTL’ ye yükseldiğinde yıllık et tüketimi 50 Kg’dan
75 Kg’a çıkıyorsa talebin gelir esnekliğini hesaplayalım…è
Çözüm: è [(70 – 50) / 50] / [(7,5 – 6) / 6] = 1,6 eder… è Yani ailenin geliri %1 arttığında et tüketimi %1,6 artıyor…
Normal Mal: Gelir arttığında talebi artan ve bu nedenle gelir esnekliği pozitif olan mallardır…
Düşük Mal: Gelir arttığı zaman talebi azalan ve bu nedenle gelir esnekliği negatif olan mallardır…
Çapraz Talep Esnekliği: Bir malın fiyatındaki yüzde değişmenin bir başka malın talep miktarında neden olduğu yüzde değişmeye ilişkin bir ölçüttür ve A malı miktarındaki yüzde değişmenin B malı fiyatındaki yüzde değişmeye oranı şeklinde hesaplanır…
Örneğin: Koyun eti fiyatındaki artış karşısında, dana eti tüketiminin (talebinin) gösterdiği duyarlılık çapraz talep esnekliği ile ölçülür. Koyun eti fiyatının 8 YTL’den 10 YTL’ ye yükseldiğini, bu durumun bir ailenin dana eti tüketimini yıllık 40 Kg’dan
60 Kg’a yükselttiğini varsayalım. Dana eti için koyun etinin fiyatındaki değişmeye karşılık çapraz talep esnekliğini hesaplayalım.
è Edc [ (60 – 4 0 ) / 40] / [(10 – 8 ) / 8 ] è 4 / 2 = 2 eder… è Yani koyun eti fiyatındaki her %1’lik artışa karşı talep edilen dana eti miktarının %2 oranında artmakta olduğudur…
İkame Mallar: Çapraz talep esnekliği pozitif olan mallardır…
Tamamlayıcı Mallar: Çapraz talep esnekliği negatif olan mallardır…
ARZ ESNEKLİĞİ: Bir malın arz edilen miktarındaki yüzde değişmenin fiyatındaki değişmeye oranıdır.
Arz Esnekliğini Etkileyen Faktörler:
1- Üretimde Değişikliğin Gerçekleşmesi İçin İzin Verilen Süre: İktisatta üretimin gerçekleştirilebilme olanağına bağlı olarak 3 ayrı süre (Dönem) tanımlanır. Bunlar è
A) Çok Kısa Dönem: Firmaların üretimlerini artırma olanaklarının olmadığı dönemdir. Çok kısa dönemde yeni üretim yapılamadığı için arz esnekliği değeri sıfırdır.
B) Kısa Dönem: Firmaların sadece bazı girdilerin miktarını değiştirerek üretimlerini artırabildikleri dönemdir.
C) Uzun Dönem: Firmaların tüm girdilerin miktarını değiştirerek üretimlerini en fazla arttırabildikleri dönemdir.
Dönem uzadıkça üretimi arttırma imkânı da arttığı için arz esnekliği de artar…
2-Üreticinin Geleceğe Ait Bekleyişleri: Üreticinin geleceğe ait beklentileri olumlu ise arz esnekliği yüksektir…
İktisat Dersi 6.Sayfa Zeynelim
ÜNİTE–5
ARZ-TALEP UYGULAMALARI
Devlet sosyal adaleti sağlamak amacıyla piyasa mekanizmasına müdahale ederek yönlendirici politikalar uygular. Başlıcalarıè
1- Fiyat (asgari ücret, kira kontrolleri, tarımsal destekleme fiyatları gibi) kontrolleri
2- Miktar (kotalar gibi) kontrolleri
3- Vergi uygulamalarıdır.
1- DEVLETİN FİYATLARA MÜDAHALESİ
Fiyat Kontrolleri: Devletin yasa ya da düzenlemelerle belirli mal ya da hizmetin fiyatını tespit etmesi veya sınırlama getirmesidir.
A) Taban Fiyat: Devletin mal ve hizmet arz edenleri korumak için piyasa da işlem görecek asgari fiyatı belirlemesidir.
Örnek: Diyelim tütün piyasasında devlet müdahalesi olmadığı zaman tütün kilosu 5 YTL ile satılmaktadır. Devlet bu fiyatı az görüp müdahale eder ve fiyatı 8 YTL gibi bir taban fiyat belirlerse ortaya arz fazlalılığı çıkacaktır. Bu fazlalılığı devletin satın alıp stoklaması gerekmektedir. Ancak, 5 YTL üzerindeki her fiyat arz fazlası oluşumuna neden olacaktır…
Taban Fiyat Uygulamaları:
1- Asgari Ücret Politikası: Devlet müdahalesinin olmadığı durumda, emek piyasasında denge, istihdam ve ücret düzeyi arz-talep koşullarına göre belirlenir. Devlet ücretler için minimum fiyat seviyesi belirler. Buda her taban uygulamasında olduğu gibi arz fazlası ( Kıtlık) yaratır. Emek piyasasındaki bu artık (iş gücü arzı fazlası) İşsizlik olarak tanımlanır.
► Asgari ücret politikasıyla ilgili olarak iki temel sonuç ortaya çıkmaktadır. Bu politikalar sonucu ücretlerin yükseltilmesi, hâlihazırda çalışan ücretli kesimin refah seviyesini arttırırken, yüksek ücretler nedeniyle iş bulamayanların ya da işini kaybedenlerin refah seviyesini düşürür…
2- Tarımsal Destekleme Fiyatları: Tarımsal destekleme politikaları içerisinde en sık karşılaşılanı devletin kritik gördüğü bazı tarımsal ürünler (Çay, tütün, pamuk buğday gibi ülke ekonomisi için kritik) için destekleme fiyatı alımı belirlemesidir. Bu uygulama taban fiyat uygulaması olup, devletçe belirlenen bir fiyat düzeyinin altında piyasada işlem yapılmasını engellemektedir.
B) Tavan Fiyat: Devletin tüketicileri korumak için piyasada işlem görülecek en yüksek fiyatı belirlemesidir…
► Uygulanması gereken maksimum fiyat eğer denge fiyatının altında belirlenmişse bir takım sorunlarla karşılaşılır. Bu sorunlardan ilki firmaların fiyatı düşük bulmalarından dolayı üretimi kısmaları ve bu mala ilişkin kıtlık veya talep fazlası yaşanmasıdır. Örneğin: Bu yıl fındık fiyatları belirleme konusu günlerce TV de haber aldı.
Tavan Fiyat Uygulaması:
Kira Kontrolleri: Devlet konut kiraları için tavan fiyat belirlemektedir. Piyasa için bu kira düzeyinin üzerinde bir kira belirlenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla böyle bir uygulama talep edilen kiralık konut arttırmasına karşın, arz edilen konut miktarının azalmasına neden olacaktır ve arz –talep kanunlarına göre denge bozulacaktır.
Tavan Fiyat Uygulamasında Ortaya Çıkacak Sorunlar
1- Bağlayıcı bir tavan uygulamasıyla ortaya çıkan kıtlık, tayınlama sorununu gündeme getirecektir. Karne uygulamasına geçilecek ve sonuçta her tüketici belirli miktarda malı satın alabilecek…
Tayınlama: Paylaşım sorununun piyasa mekanizmasının devreden çıkarılarak idari kararlarla çözümlenmesidir…
2- Uygulamanın neden olduğu bir diğer sorun, özellikte gelişmekte olan ülkelerde karaborsa oluşmasını gündeme getirmesidir…
3- Bir başka sorun da bu fiyat düzeyinde maliyeti düşürmek için firmaların düşük kaliteye yönelmesidir…
2) DEVLETİN MİKTAR KONTROLLERİ
Kota: Genellikle üretimde ve ithalatta uygulanan miktar sınırlamalarıdır.
A) Üretim Kotası: Arz edilen mal veya hizmet miktarını sınırlayarak, rekabet koşullarında oluşmuş piyasa fiyatını üreticilerin lehine arttırmaya dönük devlet politikasıdır. Örneğin: Bilindiği gibi afyon hem ilaç yapımında hammadde olarak kullanılmakta hem de uyuşturucu olarak kullanılabilmektedir. Uyuşturucu ile mücadele eden devlet ekim alanlarını sınırlar ve üretime miktar sınırlaması getirir. Miktar azalacağından denge miktarı da azalacaktır. Dolayısıyla denge fiyatı da artacaktır. Bu durum üreticilerin karını arttıracak ve diğer üreticilerin piyasaya girişini engelleyecektir. Ayrıca devletin belirlediği herhangi bir noktada dirsek oluşacaktır. Dirseğin oluştuğu bu noktada afyonun fiyatı ne kadar artarsa artsın arz dilen afyon miktarı arttırılamayacaktır…
B) İthalat Kotası: Belli bir dönem boyunca ithal edilecek ürün miktarı ve değeri üzerine bir tavan koyulmasıdır…
İthalat kotası koyan devlet bu kota sonucunda; fiyat yükselecek, arz artacak talep ise azalacaktır. Bu durumda ithalat azalacaktır. Tüketiciler hem daha az miktarda mal sahibi olacak hem de bu mal için daha yüksek bir fiyat ödemek zorunda kalacaktır…
3- VERGİ UYGULAMALARI
Devletler hem kamusal amaçları gerçekleştirmek için gerekli olan geliri sağlamak, hem de piyasada oluşan sonuçları etkilemek amacıyla, ülkede gerçekleştirilen ekonomik faaliyetleri vergilendirir.
Spestif Vergiler (Miktar Vergiler): Ağırlık, uzunluk, adet, hacim gibi belirli bir maddi ölçüm üzerinden alınan vergilerdir…
Örneğin: Benzin, mazot. Motorlu taşıt vergisi… gibi
Ad Valorem Vergiler (Değer Vergiler): Belirli bir parasal değerin yüzdesi şeklinde alınan vergilerdir.
Örneğin: Gelir vergileri, kurumlar vergileri, kişisel gelir vergileri… gibi
Vergi Yansıması: Vergiyi ödeyen mükellefin, bunun bir kısmını veya tamamını fiyat mekanizması aracılığıyla diğer kişilere aktarmasıdır…
Arz Ve Talep Esnekliğinin Vergi Yansımasına Etkisi
1- Talep esnekliğinin arz esnekliğine eşit olduğunda è Vergi eşit olarak üreticiye ve tüketiciye yansıtılacaktır.
2- Talep esnekliğinin Arz esnekliğinden daha küçük olduğunda è Daha büyük kısmı üretici tarafından tüketiciye yansıtılacak.
3- Talep esnekliğinin Arz esnekliğinden daha büyük olduğunda è Satış vergisinin daha büyük kısmını üretici yüklenecektir.
4- Talebin fiyat esnekliği sıfır olduğunda è Üretici ödemekle yükümlü olduğu verginin tümünü tüketiciye yansıtacaktır.
5- Talebin fiyat esnekliği sonsuz olduğunda è Üretici verginin hiçbir kısmını tüketiciye yansıtamamaktadır. Tümü üreticiye…
6- Arz esnekliği sonsuz olduğunda è Tüm vergi piyasa fiyatlarına yansıtılmakta ve verginin tüm yüklenicisi tüketici olmaktadır.
İktisat Dersi 7.Sayfa Zeynelim
Üretici ve Tüketici Rantı
Toplam Rant: Bir malın alıcalar açısından toplam değeri ile bu malları üreten üreticilerin toplam maliyetleri arasındaki farktır.
Tüketici Rantı: Tüketicinin bir mal için hazır olduğu fiyat ile gerçekte ödediği fiyat arasındaki farktır.
Denge fiyatının azalması tüketicinin rantını büyütecektir. Çünkü mevcut tüketiciler başlangıçtaki duruma göre daha az ödemede bulunurken, düşük fiyattan yeni tüketiciler de piyasaya girmiştir. Denge fiyatı arttığında tüketici rantı küçülecektir…
Üretici Rantı: Üreticinin ürettiği malı satmaya hazır olduğu fiyat ile gerçekte satış yaptığı fiyat arasındaki farktır.
Denge fiyatının yükselmesi üretici rantını büyütür. Çünkü mevcut üreticiler, başlangıçtaki duruma göre daha fazla yüksek fiyattan mal satmaya olağanı yakalamışken, yeni oluşan yüksek fiyattan yeni üreticiler de piyasaya girmiştir. Denge fiyatının küçülmesi üretici rantını küçültecektir.
► Üretici ve tüketici rantlarından biri azalırsa diğeri artar. Biri artarsa diğeri de azalacaktır. Aralarında ters orantı var…
Tüketici Ve Üretici Rantındaki Değişmeler: Tüketici rantı; piyasa denge fiyatı ile talep eğrisi arasındaki alan ile ifade edilmektedir. Üretici rantı; denge fiyatı ile arz eğrisi arasındaki alan ile ifade edilmektedir. Bu ikisinin toplamı ise toplam rantı vermektedir. Toplam rantta azalış refah kaybı anlamına gelmektedir. Piyasa da gerçekleşecek işlem hacmini, yani denge miktarını arttırmak toplam ranttın büyümesine neden olacak. Bu ise refah artması demektir.
ÜNİTE–6 è ÜRETİM VE MALİYETLER
Üretim: İnsanların ihtiyaçlarını dolaylı ya da doğrudan karşılayacak mal ve hizmetleri meydana getirme çabasıdır.
► Firma karını maksimize etmeye çalıştığı için üretimini en düşük maliyetle gerçekleştirme çabası içerisindedir. Firmanın üretip piyasaya süreceği ürünün miktarı, firmanın katlandığı maliyetler ile ürünün piyasadaki artış fiyatına göre belirlenir.
İmalat: Hammadde veya yarı mamullerin üretim süreci sonucunda şeklini değiştirerek, yeni bir mamul elde etmektir.
Örnek: Süt bir üretim iken, sütten peynir veya yoğurt yapılması bir imalattır…
► İmalat, şekil faydası sağlar. Ürünün bir yerden başka bir yere taşınması da üretimdir ve yer faydası sağlar. Ürünün stoklanması, zaman faydası sağladığı için yine üretimin bir aşamasıdır. Satış işlemi de üretimdir ve mülkiyet faydası sağlamaktadır.
Üretim Fonksiyonu: Belirli bir dönemde kullanılan alternatif girdi bileşimlerinin olası maksimum çıktı ile ilişkilendirilmesidir.
► Maksimum üretim; emek, sermaye, doğal kaynakların miktarına ve teknolojinin düzeyine bağlıdır.
Sabit Girdiler: Ürün miktarındaki değişme karşısında belirli bir süre için miktarı değişmeyen girdilerdir.
( İş olsa da olmasa da kirayı ödemek zorundasınız. Fabrika kurdunuz iş olsa da olmasa da maliyetler değişmez)
Değişken Girdiler: Arzu edilen üretim düzeyine göre miktarı değişen girdilerdir.
( İş olursa daha çok maliyet gider. Açtığınız fabrikada işiniz çok olursa çok elektrik gideceğinden maliyetler artacaktır)
Kısa Dönemde Üretim
Kısa Dönem: Üretim faktörlerinden sadece bir tanesinin değiştirilmesine olanak tanıyan süredir.
( Diyelim ki Tarlanıza 100 dönüm pamuk ektiniz. Pamuk miktarını arttırmak için bu tarlaya daha fazla tohum atarsanız daha fazla pamuk yetişmez. Ancak gelecek yıl tarlayı büyüterek yapabilirsiniz. Diğer girdileri sabit tutup tarlaya çok tohum atarsan ürün azalır. Buna azalan verim yasası denir. Bu yasa kısa dönemde gerçekleşir. Kısa dönem bir yıldır)
Toplam Fiziki Ürün (TPP) : Değişken girdi miktarının arttırılmasına bağlı olarak elde edilen çıktıdır.
( işçi sayısına arttırarak elde edilecek ürün fazlalığı gibi)
Marjinal Fiziki Ürün (MPP) : Emek miktarındaki bir birimlik, değişmenin toplam ürün miktarındaki meydana getirdiği değişmedir.
Ortalama Fiziki Ürün (APP) : Bir birim emek için elde edilen ürün miktarıdır.
Emek Miktarı
( L )
Toplam Fiziki Ürün
( TTPPL)
Marjinal Fiziki Ürün
(MPPL)
Ortalama Fiziki Ürün
(APPL)
0
0
-
-
1
20
20
20
2
60
40
30
3
120
60
40
4
160
40
40
5
190
30
38
6
216
26
36
7
224
8
32
8
224
0
28
9
216
-8
24
Şekilde altı çizili ve koyu yazıyla yazılan 4 numaralı işçinin açıklamasını yapalım…
► Marjinal fiziki ürün è 160 – 120 = 40 olur. ( Kendinden önceki 3 numaralı işçinin toplam fiziki ürününden ve 4 numaralı işçi geldikten sonra elde edilen toplam fiziki ürünün farkı 4 numaralı işçinin Marjinal fiziki ürünü bulunur)
► Ortalama fiziki ürün è 160 / 4 = 40 olarak bulunur. ( Ortalama fiziki ürün; toplam fiziki ürünün emek miktarına bölümüyle bulunur. 4 numaralı işçinin toplam fiziki ürünü 160, emek miktarı 4 è 160 / 4 = 40 olur)
► En çok fayda sağlayan işçi bulurken marjinal faydaya bakılarak bulunur. Yukarıdaki şekilde en verimli işçi marjinal faydası en büyük olan 3 numaralı işçidir.
► Marjinal fiziki ürün ortalama fiziki ürünün üzerinde ise; ortalama fiziki ürün artar. Marjinal fiziki ürün ortalama fiziki ürünün altında ise; ortalama fiziki ürün azalır.
► Bu firmanın ulaştığı en yüksek toplam fiziki ürün düzeyi 224 birimdir. Bu firmanın daha fazla fiziki ürün elde etmesi için işçi sayısını arttırması fayda sağlamaz bilakis zararı olacaktır. Dikkat edilirse 224 den sonra gelen 9 numaralı işçi fayda sağlamamıştır.
İktisat Dersi 8.Sayfa Zeynelim
NOT:BU ÖZETLERİ KENDİM ÇIKARDIM.ASLINDA ÖZET DENİLMEZ.ÇÜNKÜ BÜTÜN ÖNEMLİ YERLERİ YAZDIM.
DEVAMI GELECEK...
BİR TEŞEKKÜRÜ ÇOK GÖRMEYİN LÜTFEN...