Rekor Konusu ( Aklına İlk Geleni Yaz )

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
HAYAT BILGISI VE BILGELERIN HAYATI

Eflatun''a sormuşlar;İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir ?
Eflatun tek tek sıralamış, Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler. Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar. Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.

çok güzel bir söz bence ve doğruda
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
7 GÜN BUNLARI YAPIN, ZEKANIZ PARLASIN!



7 günde Einstein gibi olmanın yolları

Hangimiz bir gün yataktan kalkıp da daha akıllı olduğumuzu görmek istemeyiz ki? Bu dilek her ne kadar ütopik olarak görülse de bir bilim adamının yöntemi, 1 hafta gibi kısa bir sürede, zekayı yüzde 40 oranında artırmanın mümkün olduğunu ortaya koydu. Beynin herhangi bir kas gibi olduğunu ve egzersizlerle güçlenebileceğini öne süren İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nin Biyomedikal Bölümü’nden Prof. Mark Lythgoes’in 1 hafta süren programı BBC’de yayınlandı. Programa katılan 100 kişinin IQ’larında, yüzde 40 oranına varan artış görüldü. Bu artış katılımcıların programa katılmadan önce girdikleri testle, programdan sonra uygulanan test sonuçları karşılaştırılarak elde edildi.

İşte bir haftalık program

Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığını elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.

Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.

Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.

Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.

Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.

Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.

Cuma: Alkol ve kafein tüketmekten kaçının. Alışverişe çıkarken listeyi ezberlemeye çalışın.
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Arkadaşlar anlıyorum sizi çünkü bnde yapmıyorum ama yapmalıyız
işe bi yerden başlamalıyız değil mi???
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Hafızanızı Güçlendirmek Için 8 Adım...

Hayat aynı rutininde devam ediyor ve sıkılıyorsanız, yaşamı farklılaştırmanız ve beyninizi alışkanlıklarını bırakmaya zorlamanız gerekiyor. Bu size hem zihinsel zindelik hem de rahatlamayla birlikte mutluluk getirecek. Ailem.com’un verdiği ve okuduğunuzda basit gibi gelen, ancak uyguladığınızda ne kadar katı alışkanlıklara sahip olduğunuzu görmenizi sağlayacak önerileri mutlaka uygulayın. Unutmayın hayata bir kere gelme şansınız var ve ilk önce kendinize dikkat edin:

1- Vücudunuzu yeni davranışlara alıştırın. Saçınızı tararken, dişlerinizi fırçalarken, kahvenizi karıştırırken ya da diğer günlük basit işleri yaparken sürekli kullandığınız elinizi değil diğer elinizi kullanın.

2- Gözlerinizi kapatın ve odada yolunuzu duygularınızla bulmaya çalışın. Bilinçli olarak sesleri dinlemeye ve kokuları almaya çalışın. Bazen yerden bir şey almanız gerektiğinde, ayaklarınızı kullanın mesela kapıyı ayağınızla kapatmak gibi... Kitap okumayı seviyorsanız bir sayfayı baş aşağı okuyun.

3- Birisini eleştirmek yerine övgü dolu sözler bulun ve söyleyin. Yargılayıcılığınızı askıya aldığınızda, o kişi sandığınızdan daha iyi insan olmaya başlayacak.

4- Buzdolabınızın içine dikkatlice bakın. Daha sonra kapağını kapatın. İçindekileri teker teker sıralamaya çalışın. Eviniz için de aynı şeyi yapabilirsiniz, pencerenin önündekileri ya da duvardaki resmin ayrıntılarını inceleyebilirsiniz.

5- Her gün 5 dakika, kendinizi bir başka insanın yerine koyun ve olaylarını onun bakış açısından anlamaya ve hissetmeye çalışın. Bir aktörmüş gibi yapın, rol gereği yani ve kişi gibi davranın. Ne hissederse hissedin.

6- Her zaman üzüntü ya da şüpheye yakalanıyorsanız ve kendinizi başkalarından daha aşağı görüyorsanız, bunun yerine en çok istediğiniz şeyi ayrıntılı olarak tasarlayın ve elde ettiğinizdeki yaşamınızı düşünün. Negatif düşünceleriniz olduğunda pozitife çevirmek için gün boyunca bunu uygulayın.

7- Her günün sonunda o ana kadar ne yaptığınızı 60 dakikada gözden geçirin. Bu gününüzü daha önemli hale getirmek için iyi yardımcı yoldur. O ana kadar olan tüm aktivitelerini zihinsel olarak gözden geçirin. Hafızanız gününüz hakkındaki boşlukları, anları kasıtsız olarak açığa vuracaktır. Siz de bunları daha iyi değerlendireceksiniz.

8- Esnek olmak ve kolayca uyum sağlamak için hayatınızı değiştirin, her gün farklı bir şeyler yapın. Farklı bir mağazadan alışveriş yapın ya da rutin ev-iş yaşamından çıkın.
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Yabancılar Gözüyle Türkler Nasıl Insanlar?

Türkiye’de çalışan yabancı yöneticilere sorulmuş: Türk halkı hakkındaki izlenimleriniz nasıl? Tecrübelerinize dayanarak, Türkiye’ye ilk kez geleceklere söylemek istedikleriniz, "aman dikkat et" diye uyarılarınız neler? Yabancılar, Türk insanına en yüksek notu eğitimleri, çalışkanlıkları ve sıcaklıkları için veriyor; trafik ve bürokrasi dersinden ise ikmale bırakıyorlar.

Türkiye’ye yeni gelenlere ilk ve ön önemli uyarıları ise: "Aman politik konulara girmekten kaçının!"

Geçtiğimiz hafta Hürriyet İK’da Japonya, Rusya, Almanya, Amerika, Fas, Çin, Hindistan, Meksika, İngiltere ve Arjantin’e giden iş adamlarına yönelik dikkat etmeleri gereken örf ve adetler konulu bir haber yer aldı. Fransız Le Journal du Net’ten derlenen haberde ülkeler arasında Türkiye yoktu. Biz de Türkiye’de görev yapan yabancı yöneticilere hem de Türk okurlara Türk örf ve adetlerini sorduk, onlardan yeni gelecek olanlara tavsiyelerde bulunmalarını istedik. Tabii ki en çok bahsi edilen konu Türk insanın sıcakkanlılığı, çalışkan ve eğitimli kişilerin sayısının fazlalığı; buna karşılık bürokrasi ve hiyerarşinin ağırlığı oldu. En fazla uyarı ise "politik konulara girmeyin" ve "trafiğe hazır olun" yönündeydi.


FUTBOL DİPLOMASİSİ
Uzun yıllar İngiltere ve Almanya’da görev yapan, Sony Eurasia’nın Genel Müdürü İranlı Mohsen Noohi, Türkleri çok sıcakkanlı ve çalışkan bulduğunu söyleyerek "Sürekli ülke değiştiren bir işadamının daima sevdiği ve sevmediği şeyler olur fakat bir süre sonra sevmediğiniz şeyler kaybolur çünkü alışırsınız" diyor.

Tabii Türkiye’de futbolun önemini unutmamak gerek. İş yaşamında da futbol bir anda karşısınıza çıkıverebiliyor. Türkiye’ye gelirken futbol takımları hakkında bilgi sahibi olun, çünkü mutlaka sizi futbul maçına davet eden iş ortaklarınız, müşterileriniz olacaktır. Hatta futbol maçında rakip takım sizin ülkenizin takımı olabilir ve siz de bu maçı karşı tarafın tribününden izlemek zorunda dahi kalabilirsiniz. Tıpkı Ericsson’un İsveçli Genel Müdürü Anders Lindblad’a olduğu gibi. Çok önemli bir müşterisi onu Galatasary-Helsingborg UEFA maçına davet etmişti, Lindblad bu teklifi memnuniyetle kabul etti ama onun bilmediği müşterisinin ise düşünmediği bir şey vardı: Her ikisi de Anders Lindblad’ın Türk taraftarlar içindeki tek İsveçli olacağını hesaba katmamıştı: "Maçta Türkiye taraftarları arasında oturan tek İsveçli’ydim. Gerçi, karşı takım İsveçli olmasaydı mükemmel olacaktı!! Sonuçta Helsingborg, Galatasaray’ı yendi ve benim Türkçemin bir anda ne kadar akıcı olduğunu artık siz düşünün, ve tabii ki kaç kez maç sırasında bağırmamak için dilimi ısırdığımı!" Sony Ericsson’un İsveçli Genel Müdürü Roger Bolander da, Türkiye’de iş dünyasındaki ilk izlenimin ilişkilerin önemi olduğunu söylüyor: "Burada önce ilişki arkasından iş geliyor, benim ülkemde ise önce iş gelir, iş işdir, arkadaşlık da arkadaşlıktır."

HP Türkiye Satış Operasyonları Müdürü Achim Baumgartner’in Türkiye’deki ilk izlenmi de diğer yabancılar gibi trafik olmuş. "Her şeyden önce, yoğun bir trafikle karşılaştım. Trafik kurallarının sürekli çiğnendiğini ve etkili bir toplu taşıma sisteminin eksik olduğunu gördüm" diyor Baumgartner, başından geçen bir olayı şöyle anlatıyor: "Bundan birkaç yıl önce arabam polis tarafından çekildi. Polis otoparkından arabamı alırken, neden çektiklerini ve oraya park etmenin neden yasak olduğunu sordum; çünkü, herhangi bir "Park yasak" tabelası görmemiştim. Polisin yanıtı şu oldu: "Tabela yere düşmüş ve oradan alınmış; yine de oraya park etmek yasak." Israrım üzerine cezayı iptal ettiler; ama arabamı çeken çekicinin parasını ödemek zorunda kaldım."


KOKOREÇ VE HAMSİYİ TADIN, RAKIYI HAFİFE ALMAYIN
Güvenlik kontrolleri çok fazla. (Banka, plaza ve alışveriş merkezinde bulunan özel güvenlik görevlilerinin sayısının çokluğu.)

İnsanlar yüksek enflasyonla yaşamaya alışkınlar.

Semt pazarı faaliyetleri yüksek.

Mısır Çarşısı veya Kapılıçarşı’da gezerken yerel insanlarla konuşmaya çekinmeyin.

Kokoreç, hamsi veya döner gibi yerel tatları mutlaka deneyin.

Ve tabii ki temel Türkçe kelimler öğrenin.

Çok derin politik konulara girmeyin, emin olun yanlış anlaşılırsınız... Deneyimlerinizi paylaşın ama yargılamaktan kaçının, büyük bir olasılıkla kısa süre sonra görüşleriniz değişecek.

Sosyal temas noktaları geliştirin.

Doğrudan eleştiri konusunda dikkatli olun.

Hassas politik konuları tartışmaktan kaçının.

Trafikte dikkatli olun ve diğer sürücülerle tartışmaktan kaçının.

Lezzetli Türk mutfağının tadına varın.

Yeni ziyaretçiler, genellikle Türkiye hakkında önyargılı olarak geliyorlar. Geldiklerinde de ülkenin modern yüzünü, özellikle de İstanbul’u ve halkın bir kısmının Batılı yaşam tarzını gördüklerinde şaşırıyorlar.

Türkiye İstanbul’dan ibaret değildir ve doğuya ve güneye gittikçe çok değişir. Kesin izlenim edinmek için Türkiye’yi gezin, görün. Her bölgenin kendine göre örf ve ádetleri vardır, öğrenin.

Türkler’in milli içkisi (aslan sütü) rakı aperitif değildir, fazla içmeyin, karıştırmayın... fena çarpar.

Bürokrasi ve hiyerarşi insanı bunaltıyor

Çok fazla bürokrasi, yasal düzenleme ve kağıt üzerinde iş var (faturalar, pullar, imzalar, fotokopiler, vb.)

Çoğu anlaşma, yabancı para birimine dayanıyor ve kurlardaki dalgalanmaların işe etkisi ciddi boyutlarda olabiliyor.

Çoğu Türk şirketi, çok sıkı yönetim hiyerarşilerine sahip. Örneğin, her yönetici için ayrı oda oluyor. Bu, Batılı ülkelerin açık ofis ve açık kapı politikasından epey farklı bir durum.

Türk ekonomisinin hızlı gelişmesi etkileyici. İstanbul’u ele alacak olursak, son birkaç yılda önemli bir dönüşüm geçirdiğini söyleyebiliriz. Pek çok yeni yatırım yapıldı, yeni evler ve yollar inşa edildi. Ama bazen bunlar yeterli bir şehir planlaması olmaksızın gerçekleşiyor ve şehrin içindeki yeşil alan harcanıyor.

Türkler kendilerini işlerine adıyorlar.

Gençler iyi eğitimli, yabancı dilleri çok iyi.

Eğer umduğunuz gibi gitmezse muhtemelen başından beri yanlış yapıyorsundur, satır aralarını okuyun ve biraz daha ayrıntılı kararlar çizin.

Türkler uluslararası seyahetlere de istekli.

Türk ekonomisi, çok sayıda gelişme fırsatı sunuyor.

Yasal sorunlar zaman alıcı ve çözmek zor.

İnsanlar konuşmayı çok seviyor, caddelede gülen, kahkahalar atan insanlar görebilirsiniz. Daima çevrenizde size yardımcı olmak isteyen kişiler bulabilirsiniz, aynı dili konuşmasanız bile.

İş dünyasında tüm dengeler ilişkiler üzerine kurulu. Önce iyi bir ilişki arkasından iş geliyor.


Türk okuyucular yabancılara ne tavsiye ediyor
Türkler sizi seve seve evine davet edecektir. Pek çok Türk evinde, kapıda ayakkabı çıkarmak adettir.

Türkler’in zaman kavramı, sizinkinden çok farklıdır. Alışmanız gerekir. Hemen, yarın demektir mesela. Güne geç başlar, geç bitirirler. 10’dan önce işe gelmezler. Randevuya geç kalırlar, arayıp geç kalacaklarını söylemezler, trafiği bahane ederler. Bu arada İstanbul’un trafiğine siz de güvenmeyin, mahçup olursunuz.

Türkler’in en sevdiği sohbet konusu futboldur. Her Türk futboldan Derval kadar (!) anlar. Türk Milli Takımı’nın dünya 3’üncüsü olduğunu, Galatasaray’ın UEFA Kupasını aldığını bilmemek hakaret sayılır. Eğer muhatabınızın gözüne girmek istiyorsanız, hangi takımı tuttuğunu öğrenin ve takımı ve futbolcularını tanıdığınızı belli edin.

Orhan Pamuk konusuna girmeyin. En medeni ve akıllı sandıklarınızdan bile garip tepkiler gelebilir.

Türkler milliyetçidirler hatta şovendirler; Bu şovenizm döner kebabı, yoğurtu, dolmayı, baklavayı bile kapsar.

Türkler kendilerini ve memleketlerini çok ağır eleştirirler ama bir yabancının eleştirmesine tahammül edemezler.

Türkler Arap değildir ve karıştırılmaktan çok hoşlanmazlar.

Sizin memlekette tatlı niyetine yediğiniz yoğurdu Türkler sarmısaklı olarak yemeğe dökerler. Alışması kolay değildir ama sonradan bayılacaksınız.

Sakın ola ki beyaz peynire (Yunanca adıyla) feta demeyin.

Size bir hediye verirlerse, paketi açın ve beğendiğinizi belli edin.

Türk erkekleri birbirini öper. Fırsat olursa sizi de öper. Yadırgamayın! Türkler fizik teması severler.

Türkler çok meraklı insanlardır. İlk defa tanıdıklarına bile evli mi, çocuğu var mı, hatta ne kadar maaş alıyor, sorarlar.

"Bahşiş" batı dillerine Türkçe’den girmiştir. Kendine göre yeri, zamanı, kuralı vardır. Bilmeden davranmayın, mahçup olursunuz. Buna karşılık kim Türkiye’de devlet dairelerinde rüşvet var demişse, yalan (!) söylemiş, inanmayın!
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
İlginç Bir Bilgi Yarışması.... =)

Dünya bilgi şampiyonasında, bir aday finale kalmış. Spiker üç soru daha soracak, onları da bilirse şampiyon seçilecek. Salonda çıt yok. Heyecan herkeste son haddinde. Spiker sorulardan birini soruyor:

-Kartaca hükümdarı Anibal, bildiğiniz gibi filin üstünde savaşırdı. Onun bindiği filin bakıcısının ismi nedir?

-Anifilbacus..

-“Bravo, bildiniz!” diyor spiker. Salon alkıştan çınlıyor. Derken ikinci soruyu soruyor spiker:

-Napolyon’un Waterlo savaşından önce kaldığı otelin sahibinin ismi nedir?

-Mösyö Piere Vincent..

-“Bravo doğrusu, bunu da bildiniz” diyor spiker. Salon inliyor alkıştan. Nihayet son soruyu soruyor spiker:

-Firavun Keops zamanında yapılan piramitte çalışan işçilerin ustabaşısının ismi nedir?

Herkeste kıpırdanmalar.. İnsaf artık, bu kadarı da olmaz sesleri. Saniyeler ilerliyor.. On saniye.. Beş saniye.. Üç saniye.. Aday işaret verip, kronometreyi durduruyor. “İyice emin olmak için bir şey sormak istiyorum” diyor ve devam ediyor “Gündüz vardiyasını mı soruyorsunuz, yoksa gece vardiyasını mı?!”
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Ülke Yasaları........ =)

Bunlar bir Amerikan dergisinden alınmış... Bakın adamlar kendilerini, bizi ve dünyayı ne iyi tanıyolar :

* Amerika da yasalara göre herşey serbesttir.

* Almanya da yasalara göre izin verilenler dışında herşey yasaktır.

* Fransa da yasalara göre yasaklananlar dışında herşey serbesttir.

* Rusya da yasalara göre izin verilenler dahil herşey yasaktır.

* İtalya da yasalara göre yasaklananlar dahil herşey serbesttir.

* Turkiye de yasalara göre ya herşey yasaktır ya da herşey serbesttir.
Durum sizin zengin, akıllı, veya politikacı oluşunuza göre değişir
 

erolpasa

Yeni Üye
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
114
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
yuh o rekor geçilir mi yaa. Adamlar coşmuşlar. Neyse yüklen yüklenn. :) herkes bir siteden bulduğu haberi yazsın geçeriz belki diyecem ama katılım az..
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Kırılmayacak bir rekor değil bence herkesin desteği olduktan sonra biz bu rekoru kırarız bu forumda her konu paylaşılabilir
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Fatmaelif bende bu konuda elimden geleni yapmaya çaılışıyorum inş. tüm arkadaşlarımızda bize yardım edecekler....
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,438
Mesajlar
134,337
Kullanıcılar
90,730
Son üye
34kdd
Üst