asah
GOLD Üye
- Katılım
- 14 Eki 2012
- Mesajlar
- 2,943
- Tepkime puanı
- 11
- Puanları
- 0
- Bölüm:
- Türk Dili ve Edebiyatı
- Şehir:
- Zonguldak
Ünite: 1 Biçim Bilgisi
Dilde bir anlam taşıyan, yapı ve ses açısından anlamlı daha küçük birimlere ayrılamayan ögelere biçim veya şekil denmektedir. Her iki terim de Batı dillerindeki morfem teriminin karşılığı olarak kullanılır.
Dil bilimin sözcüklerin biçimini inceleyen koluna biçim bilgisi denmektedir.
…biçimler aynı zamanda söz dizimiyle de ilgili olduğu için modern çalışmalarda morfosentakstan; yani biçimsel söz dizimden de söz edilmektedir.
Kök ve Gövde
…anlamlı daha küçük parçalara bölünemeyen sözcüklere kök denir.
Eğer sözcük bir yapım ekiyle türemiş ise buna gövde denir; baş-la, baş-la-n-gıç gibi. Kimi çalışmalarda gövdeler için de kök terimi kullanılmakta, bir ayrım yapmak gerektiği zaman birincil ve ikincil köklerden söz edilmektedir.
Yapım eki: Sonuna geldikleri kökün anlamını değiştiren ektir.
Çekim eki: Sözcüklerin sözcük öbeği veya cümle içerisinde birbirleriyle olan ilişkilerini gösteren ektir.
Ek olmadıkları halde ek gibi davranan ögelere dil incelemelerinde enklitikler denir.
Eklerin Sırası
Sözcüğün anlamını değiştiren yapım ekleri, sözcüğün anlamında bir değişikliğe yol açmayan çekim eklerinden önce gelir. Ad çekim eklerinde genellikle sıra, çokluk-iyelik-durum-soru şeklindedir: Ev-ler-imiz-den mi? Eylem çekiminde sıra, eyem-zaman-kişi-soru veya eylem-zaman-soru-kişi şeklindedir: “yap-tı-k mı”, “yap-ar mı-y-ız” gibi…
Türetme
Var olan sözcüklere eklerin getirilmesi …Türkçede en çok kullanılan yeni sözcük elde etme yoludur.
Ad Yapımı
Addan ad yapımı: baş-lık, kitap-çı, ben-ek gibi…
Eylemden ad yapımı: dur-ak, sevin-ç, bak-ış gibi…
Eylem Yapımı
Addan eylem yapımı: yaş-a, kan-a, dar-al, boz-ar gibi…
Eylemden eylem yapımı: anla-t, bul-un, gel-me gibi…
Birleştirme, Kısaltma, Kopyalama
…iki farklı sözcüğü yeni bir kavramı ifade edecek biçimde bir araya getirmek; yani birleşik sözcük oluşturmaktır: hanımeli, devetabanı, kuşburnu gibi…
İşlev Açısından Sözcük Türleri
Ad Soylu Sözcükler
Ad soylu sözcükler; adlar, sıfatlar, belirteçler (zarflar) olmak üzere dört guruba ayrılır.
Adlar (isimler): Gösterdikleri kavram açısından soyut veya somut bir nesnenin adı olabilirler: gözlük, güzellik gibi…
Sıfatlar: Başka bir adı çeşitli açılardan belirginleştiren ad soylu sözcüklerdir. Çekim eki almaz, tek başlarına cümle ögesi olamazlar. Niteleme ve belirtme sıfatları olma üzere iki gurupta toplanırlar.
Belirteçler (zarflar): Bir eylemi herhangi bir çekim eki almadan zaman, yer, durum, azlık-çokluk, soru gibi çeşitli açılardan niteleyen ad soylu sözcüklere belirteç denir.
Adıllar (Zamirler): Ad veya ad öbeklerinin yerine kullanılan sözcüklerdir.
Kişi adılları; ben, sen, o, biz, siz, onlar…
Soru adılları; kim, hangi…
Belirsizlik adılları; bazı, kimi…
Dönüşlülük adılı; kendi…
Adıllar bencil, benlik, kimlik gibi istisnalar dışında yapım ekleriyle genişletilemezler.
Kimisi, bazısı, şusu, busu gibi az sayıdaki kalıplaşmış durum bir tarafa bırakılırsa adıllar iyelik ekleri almazlar.
Eylemler (fiiller): Hareket, oluş, kılış bildiren sözcüklerdir.
Bağlaçlar:
Sıralama bağlaçları; ve, ile…
Denkleştirme bağlaçları; ya, yahut, veya…
Karşılaştırma bağlaçları; dA …dA, ya …ya, hem …hem gibi
Cümle başı bağlaçları; fakat, lakin, ancak, yalnız, ama, keşke, yeter ki, sanki, hatta, çünkü…
İlgeçler (edatlar): Kendi başlarına anlamı olan sözcükler ve öbeklerden sonra gelip …bu sözcüklerin anlamlarını güçlendirip sınırlayan sözcüklerdir. Cümlede öge olmazlar, çekim eki almazlar. Edattan önceki sözcük şu durumlarda bulunabilir:
Yalın durumda; Kedi gibi, el kadar…
İlgi durumu; bunun gibi, onun için…
Yönelme durumu; bize karşı, eve doğru,
Ayrılma durumu; dünden beri, benden yana…
Ünlemler: Çeşitli duyguları, heyecanları ifade eden sözcüklerdir. Ünlem olarak kullanılan sözcükler ek almazlar. İyelik eki alarak ad gibi kullanılabilirler; “senin ahın tutar” gibi.
Edilgen çatı: Eylemin gösterdiği işten öznenin etkilendiğini gösteren çatıdır. “Kapı açıldı” örneğinde görüldüğü gibi. Edilgen çatı eki genellikle “l” ve “n” dir.
Dönüşlü çatı: Dönüşlülük, işi yapanla işten etkilenenin aynı olması durumudur. Eki “n”dir. “Tarandım” örneğinde görüldüğü gibi.
İşteş çatı: Yüklemin gösterdiği işin karşılıklı veya ortaklaşa yapıldığını bildiren çatıdır: sözleş, atış, görüş, uçuş…
Geçişlilik ve geçişsizlik: Geçişlilik, bir eylemin nesne alabilmesi; yani özne dışında bir varlığı etkileyebilmesidir: (bir şeyi) oku-, (bir şeyi) bil-, (bir şeyi) sev… Geçişsizlik ise eylemlerin nesne almaması durumudur: öl, uç, git, gel gibi…
Ettirgen ve oldurgan çatı: Geçişlilik ekleri geçişli eylemlere eklendikleri zaman ettirgen çatı, geçişsiz eylemlere eklendikleri zaman ise oldurgan çatı ortaya çıkar.
Oldurgan çatı, geçişsiz bir eylemin geçişli hale getirilmesidir. (birini) öl-dür, (bir şeyi) çık-ar…
Ettirgen çatı ise eylemin gösterdiği işi öznenin bir başkasına yaptırdığını anlatır: (bir şeyi birine) biç-tir, (bir şeyi birine) aç-tır…
L. Johanson tarafından geliştirilen aspekt anlayışına göre geleneksel ayrımda zaman ekleri olarak verilen ekler, aslında sadece zamanı değil konuşanın olaya bakış açısını da gösterir. “Öldü” demek için işaret edilen öznenin gerçekten ölmüş olması gerekirken “okudu” diyebilmek için okuyup bitirmesi değil herhangi bir şekilde okuması gerekir.
Dilde bir anlam taşıyan, yapı ve ses açısından anlamlı daha küçük birimlere ayrılamayan ögelere biçim veya şekil denmektedir. Her iki terim de Batı dillerindeki morfem teriminin karşılığı olarak kullanılır.
Dil bilimin sözcüklerin biçimini inceleyen koluna biçim bilgisi denmektedir.
…biçimler aynı zamanda söz dizimiyle de ilgili olduğu için modern çalışmalarda morfosentakstan; yani biçimsel söz dizimden de söz edilmektedir.
Kök ve Gövde
…anlamlı daha küçük parçalara bölünemeyen sözcüklere kök denir.
Eğer sözcük bir yapım ekiyle türemiş ise buna gövde denir; baş-la, baş-la-n-gıç gibi. Kimi çalışmalarda gövdeler için de kök terimi kullanılmakta, bir ayrım yapmak gerektiği zaman birincil ve ikincil köklerden söz edilmektedir.
Yapım eki: Sonuna geldikleri kökün anlamını değiştiren ektir.
Çekim eki: Sözcüklerin sözcük öbeği veya cümle içerisinde birbirleriyle olan ilişkilerini gösteren ektir.
Ek olmadıkları halde ek gibi davranan ögelere dil incelemelerinde enklitikler denir.
Eklerin Sırası
Sözcüğün anlamını değiştiren yapım ekleri, sözcüğün anlamında bir değişikliğe yol açmayan çekim eklerinden önce gelir. Ad çekim eklerinde genellikle sıra, çokluk-iyelik-durum-soru şeklindedir: Ev-ler-imiz-den mi? Eylem çekiminde sıra, eyem-zaman-kişi-soru veya eylem-zaman-soru-kişi şeklindedir: “yap-tı-k mı”, “yap-ar mı-y-ız” gibi…
Türetme
Var olan sözcüklere eklerin getirilmesi …Türkçede en çok kullanılan yeni sözcük elde etme yoludur.
Ad Yapımı
Addan ad yapımı: baş-lık, kitap-çı, ben-ek gibi…
Eylemden ad yapımı: dur-ak, sevin-ç, bak-ış gibi…
Eylem Yapımı
Addan eylem yapımı: yaş-a, kan-a, dar-al, boz-ar gibi…
Eylemden eylem yapımı: anla-t, bul-un, gel-me gibi…
Birleştirme, Kısaltma, Kopyalama
…iki farklı sözcüğü yeni bir kavramı ifade edecek biçimde bir araya getirmek; yani birleşik sözcük oluşturmaktır: hanımeli, devetabanı, kuşburnu gibi…
İşlev Açısından Sözcük Türleri
Ad Soylu Sözcükler
Ad soylu sözcükler; adlar, sıfatlar, belirteçler (zarflar) olmak üzere dört guruba ayrılır.
Adlar (isimler): Gösterdikleri kavram açısından soyut veya somut bir nesnenin adı olabilirler: gözlük, güzellik gibi…
Sıfatlar: Başka bir adı çeşitli açılardan belirginleştiren ad soylu sözcüklerdir. Çekim eki almaz, tek başlarına cümle ögesi olamazlar. Niteleme ve belirtme sıfatları olma üzere iki gurupta toplanırlar.
Belirteçler (zarflar): Bir eylemi herhangi bir çekim eki almadan zaman, yer, durum, azlık-çokluk, soru gibi çeşitli açılardan niteleyen ad soylu sözcüklere belirteç denir.
Adıllar (Zamirler): Ad veya ad öbeklerinin yerine kullanılan sözcüklerdir.
Kişi adılları; ben, sen, o, biz, siz, onlar…
Soru adılları; kim, hangi…
Belirsizlik adılları; bazı, kimi…
Dönüşlülük adılı; kendi…
Adıllar bencil, benlik, kimlik gibi istisnalar dışında yapım ekleriyle genişletilemezler.
Kimisi, bazısı, şusu, busu gibi az sayıdaki kalıplaşmış durum bir tarafa bırakılırsa adıllar iyelik ekleri almazlar.
Eylemler (fiiller): Hareket, oluş, kılış bildiren sözcüklerdir.
Bağlaçlar:
Sıralama bağlaçları; ve, ile…
Denkleştirme bağlaçları; ya, yahut, veya…
Karşılaştırma bağlaçları; dA …dA, ya …ya, hem …hem gibi
Cümle başı bağlaçları; fakat, lakin, ancak, yalnız, ama, keşke, yeter ki, sanki, hatta, çünkü…
İlgeçler (edatlar): Kendi başlarına anlamı olan sözcükler ve öbeklerden sonra gelip …bu sözcüklerin anlamlarını güçlendirip sınırlayan sözcüklerdir. Cümlede öge olmazlar, çekim eki almazlar. Edattan önceki sözcük şu durumlarda bulunabilir:
Yalın durumda; Kedi gibi, el kadar…
İlgi durumu; bunun gibi, onun için…
Yönelme durumu; bize karşı, eve doğru,
Ayrılma durumu; dünden beri, benden yana…
Ünlemler: Çeşitli duyguları, heyecanları ifade eden sözcüklerdir. Ünlem olarak kullanılan sözcükler ek almazlar. İyelik eki alarak ad gibi kullanılabilirler; “senin ahın tutar” gibi.
Edilgen çatı: Eylemin gösterdiği işten öznenin etkilendiğini gösteren çatıdır. “Kapı açıldı” örneğinde görüldüğü gibi. Edilgen çatı eki genellikle “l” ve “n” dir.
Dönüşlü çatı: Dönüşlülük, işi yapanla işten etkilenenin aynı olması durumudur. Eki “n”dir. “Tarandım” örneğinde görüldüğü gibi.
İşteş çatı: Yüklemin gösterdiği işin karşılıklı veya ortaklaşa yapıldığını bildiren çatıdır: sözleş, atış, görüş, uçuş…
Geçişlilik ve geçişsizlik: Geçişlilik, bir eylemin nesne alabilmesi; yani özne dışında bir varlığı etkileyebilmesidir: (bir şeyi) oku-, (bir şeyi) bil-, (bir şeyi) sev… Geçişsizlik ise eylemlerin nesne almaması durumudur: öl, uç, git, gel gibi…
Ettirgen ve oldurgan çatı: Geçişlilik ekleri geçişli eylemlere eklendikleri zaman ettirgen çatı, geçişsiz eylemlere eklendikleri zaman ise oldurgan çatı ortaya çıkar.
Oldurgan çatı, geçişsiz bir eylemin geçişli hale getirilmesidir. (birini) öl-dür, (bir şeyi) çık-ar…
Ettirgen çatı ise eylemin gösterdiği işi öznenin bir başkasına yaptırdığını anlatır: (bir şeyi birine) biç-tir, (bir şeyi birine) aç-tır…
L. Johanson tarafından geliştirilen aspekt anlayışına göre geleneksel ayrımda zaman ekleri olarak verilen ekler, aslında sadece zamanı değil konuşanın olaya bakış açısını da gösterir. “Öldü” demek için işaret edilen öznenin gerçekten ölmüş olması gerekirken “okudu” diyebilmek için okuyup bitirmesi değil herhangi bir şekilde okuması gerekir.