Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür, “Bir insan kendini Türk Dili ve Edebiyatı’nda geliştirmek istiyorsa ve bunun sonucunda gerekli koşulları sağlamışsa tabii ki öğretmen olacaktır. Öğretmen olmanın koşulları bellidir. Öğrenci mezun olacak, formasyon alacak, Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda başarılı olacak ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın açacağı kadrolara müracaat edecek. Bunların tamamı Açıköğretim Fakültesi mezunları için de geçerlidir. Bunun koşullarını biz değil, Milli Eğitim Bakanlığı belirliyor” dedi. Prof. Dr. Özgür, yaşam boyu eğitim anlamında, bireylerin kendilerini geliştirmeleri, bilgilerini artırmaları ve yaşamlarını zenginleştirmelerini hedeflediklerini kaydederek, “Kendini geliştirmek isteyen herkesin yerleştiği birer program sunmak istiyoruz” dediarkadaşım senin o yolladığın linkte nerde yazıyor formasyon verecekleri onu yazan kişi senin benim gibi sıradan bir insan resmi ağızlar diyorki formasyon verilmemektedir anlamıyor musunuz yüzyüze görüşünce de sadece formasyon hakkınız bulunmaktadır diyorlar iyi de nasıl olacak ? hakkınız var ama veren yok senin gözünü açıyorum burda hakkını vermiyorlar git al diye adam bana bağırıyor anlamadım bir şey
Açıköğretim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Ziya Özgür, �ir insan kendini Türk Dili ve Edebiyatı�da geliştirmek istiyorsa ve bunun sonucunda gerekli koşulları sağlamışsa tabii ki öğretmen olacaktır. Öğretmen olmanın koşulları bellidir. Öğrenci mezun olacak, formasyon alacak, Kamu Personeli Seçme Sınavı�da başarılı olacak ve Milli Eğitim Bakanlığı�ın açacağı kadrolara müracaat edecek. Bunların tamamı Açıköğretim Fakültesi mezunları için de geçerlidir. Bunun koşullarını biz değil, Milli Eğitim Bakanlığı belirliyor�dedi. Prof. Dr. Özgür, yaşam boyu eğitim anlamında, bireylerin kendilerini geliştirmeleri, bilgilerini artırmaları ve yaşamlarını zenginleştirmelerini hedeflediklerini kaydederek, �endini geliştirmek isteyen herkesin yerleştiği birer program sunmak istiyoruz�dedi
başka nasıl bi açıklama beklıyorsun?????????
sadece gülüyorum.. Yukarıdaki açıklamayı da göz ardı ediyorsan sana diyecek lafım yok.. merkez büroya değil de başkasına atmışsındır sen o maili Birinin dur demesi gerekiyordu artık
İyi ki senin gibi bencil biri bu bölümü seçmemiş. Yoksa gelecek nesillere çok ama çok yazık olurdu. Neye bağlayarak hala formasyon yok diyorsun anlamıyorum. Ben bu açıklamanın üstüne açıklama tanımam. Arkadaşlar da kime inanıyorsa inansınlar.. Buyrun tekrar okuyun.. Var ya da yok siz karar verin:
Forum öneri veya şikayetler bölümüne konu açarak yardım alabilirsiniz!
Rica ederimbilgiler için teşekkürler ecrin
ehuehuehuvayyy merd vayyy
Yaşasın Kötülük Arkadaşlar siz sakarya üniversitesindeki eğitimi görmediniz derim o zaman.2 kısa sınav 1 ödev sınavı 1 vize 1 final hocaların verdiği kalın kalın kitaplar,ders kitapları dışında aldırılan kitaplar ve o kitaplardan sorulan vize yahut final soruları! Soruları diyorum ama bakmayın.400 sayfalık kitaptan ya 1 ya da 2 soruyla muhattap olursunuz.Vize final sorularınıza baktım,çalışmadan yapılmayacak dersler değil ama en azından hocayla muhattap olmuyorsunuz.Çan eğrisi denen başınıza bela açan bir sistem yok,hocanız olup da zorla aldırdığı bir kitap da yok... Siz osmanlıcanın mesela okuma olayındasınız biz ise yazmasıyla uğraşıyoruz.Sınavda paragraflarla muhattap oluyoruz ve bunların osmanlıcasını yazıyoruz.Yazmanın da belli kural ve kaideleri var tabi ki.Dil bilgisinde bildiğiniz bütün kurallara osmanlıcada dikkat etmek zorundasınız.Eski anadolu Türkçesi metinleri var ve siz daha onları görmediniz.O karışık kuruşuk el yazmalarını okuyup bunların önce fonetik sonrada morfolojik tahlilini yapabilecek düzeyde olmanız için mutlaka bir hocadan ders almanız gerekir;ama bu açıköğretim dersaneleri olmamalı.Türk dili ve edebiyatı bölümünü bitirirsiniz ama türkologda olursunuz ancak örgündeki biriyle yarışabilir misiniz onu bilemeyeceğim...Neyse benim burda bulunma amacım sınavsız 2.üniversite.Bu sene onu planlıyorum.kimsenin de umudun kırmak istemem arkadaşlar ama açık öğretim edebiyattan mezun olanla örgünden mezun olanın arasında baya bir fark olacaktır.Bu farkı kapatmak istiyorsanız şayet örgünde edebiyat okuyan arkadaşlarınızın ders notlarını alın.Bilhassa Eski anadolu Türkçesi,köktürkçe,uygurca,karahanlıca ve harezm Türkçesi notlarını.Morfolojide damgalar,morfemler ve oklamalar kelime tahlilleri var bunları yapmaya çalışın.Aksi takdirde evde çalışıp testte geçip Türkolog olamazsınız.Bir senede en az 20 kitap okumanız gerekir.Bu kitaplar çevrede bilinmedik kitaplar olmalı.Örneğin yeni edebiyat kaynakları için Hilmi yavuzun kitaplarını okuyabilirsiniz.Enderunlu vasıfı okuyabilirsiniz..Üniversite hocalarının tavsiye edebileceği kitaplar olmalı bunlar.Fuzulinin su kasidesini ezberlemeyen öğrenciden de edebiyat öğrencisi olmaz.32 beyiti bilmeli sanatlarını bulabilmeli morfo-fonetik tahlillerini yapabilmeli,osmanlıcasını çevirebilmeli osmanlıcasını yazabilmelidir...İçinizi karartmak için yazmadım ama alacağınız bir hayli yol var diyebilirim...Başarılar dilerim arkadaşlar....Öncelikle önerileriniz için teşekkürler. Ben kendi adıma size cevap vermek istiyorum. Ders kitapları dağıtılmadan bikaç ay öncesinden başlamıştım çalışmaya. Çok şanslıyım çünkü karşı komşum bu bölümü örgünde okuyorBir arkadaşımız bu kadar zor bir bölümde 2.50 ortalama yapıyorsak formasyon hakkımızdır diye bir düşünceye kapılmış
o benden 1 yıl ilerde ve onun geçmiş ders notlarını,kitaplarını alıp çalışıyorum.Kendimi geliştirmek istiyorum. Dediğiniz gibi kaside ve beyit açıklamaları vs.. Tekrar tekrar okuyup tekrar tekrar tahlil yapıyorum. Namık Kemal'in Hürriyet Kasidesi'ni ezberledim diyebilirim Çünkü kendi kendime okuyup kendi kendime anlatıyorum hep Bu konuda çok haklısınız. Hiç bir aöf edebiyat öğrencisi,sadece aöf ün verdiği kitaplarla çalışıp bir yere gelemez. Ders notları ne kadar iyi olursa olsun,kendini geliştiremedikten sonra boş. Düşünsenize, sınıfta öğrenciniz size bir soru soruyor ve siz o soruyu yanıtlayamıyorsunuz, çünkü bir temeliniz yok, veya yeterince pişmemişsiniz.. Ne kadar utanç verici olurdu değil mi? Bu yüzden çeşitli kaynaklardan araştırmalar yapmalı, çıtayı hep yüksek tutmalıyız Osmanlı Türkçesinde yazma hususunda kendimizi ilerletmemiz şart.Yazmanın belli kural ve kaideleri var.Örnek kendisinden sonraki harfle bitişmeyen harflere dikkat ederek yazmak.Ya da eklerine dikkat ederek yazmak çok önemli.Misal verecek olursak yapım eki olan -lık'ı yazarken bir lam bir de ona bitişik kafla yazılır ve araya ünlü almaz.Ama gerek örgünde olsun gerek açıkta olsun Lık yazarken araya ünlü koyuyorlar ve bu da Osmanlı Türkçesinde yazım hatası oluyor.Ya da zikr yazılacak.Zel,kef ve r ile yazım da var Ze,kef ve r ile de yazım var.Birisi zikr olur Allahın ismidir birisi zeker olur ki bu kötü bişeydir müstehcen bir anlama gelir.Osmanlı Türkçesi ayrıntılarla doludur.Bitiştirmeye ekine köküne dikkat edilmeden yazılmaz.Başarılar Dileğiyle...