Davranış Bilimleri ünite: 9 ve 10
ünite 9
PSİKOLOJİ BİLİMİNE GİRİŞ
Psikoloji biliminin uzun bir geçmişi vardır.18. yy'la kadar psikoloji felsefenin kapsamı içerisinde yer almıştır.Wilhem Whunt ilk psikolojik labaratuvarı kurmuş ve onun çalışmaları sonucu psikoloji bağımsız bir bilim olarak kabul etmiştir...
Günümüzde Psikoloji,insan ve hayvan davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır.
Davranış,bir organizmada yer alan ve bir organizma tarafından yapılan her türlü eylemdir..
Psikolojide incelenen davranışların nesnel olarak gözlenip ölçülebilmesi amaçlanır.Bu davranışlar 3 grupta toplanabilir:
a) Gözlemci tarafından doğrudan doğruya,dolaysız biçimde gözlenebilen davranışlar:Organzimanın çeşitli hareketleri,jest ve mimikler ile konuşma bunlara örnek olabilir.Bunlar gözlemci tarafından kolayca gözlenebilir ve sayısal olarak ifade edilebilir.Bu özlelliklerden dolayı psikolojide incelenen davranışlar daha çok bu gruptandır.
b) Dolaylı olarak gözlenebilen davranışlardan vardanabilir( tahmin edilebilir,çıkartılabilir).Bu gruptaki davranışlara örnek olarak problem çözme,akıl yürütme,duygu ve heyecanlar gösterilebilir.
c) Yukarıda belirtilen davranışların temelinde yatan sinir sistemi faaliyetleri ve fizyolojik süreçler:Bunlara nörofizyolojik faaliyetler denir.Nörofizyoloji faaliyetlerin gözlenmesinde çeşitli araç ve teknikler kullanılmaktadır.Bu grupta incelenen konular arasında duyguların nörofizyolojik temelleri bir davranışa bağlı olarak duygu organlarında ve kaslarda meydana gelen faaliyetlerde bulunur.
Psikoloji biliminin temel amaçları:
1:BETİMLEME:Birbiriyle ilişkili olan yada olmayan davranışların ve davranışları belirleyen koşulların saptanmasını içerir.Söz konusu ilişkiler araştırmalarla ortaya konulur.Betimleme ayrıca,davranışların ortak özelliklerine göre sınıflandırılmasınıda içerir.
2:AÇIKLAMA:Bu amaç,davranışları açıklayan genel ilkelerin ve kuramların oluşturulmasını içerir.Bu gibi genel ilke ve kuramların temelinde,betimleme amacına hizmet eden araştırmalar bulunur. Davranışları anlamak betimleme ve açıklama amaçlarının geçekleşmesi ile mümkün olur.
3:YORDAMA:Bu amaç davranışların önceden tahmin edilebilmesi ile ilgilidir.Yordamalar,araştırmalardan elde edilen bulgulara,temel ilke ve kuramlara dayanır.
4:KONTROL:Bu amaç,davranışların seçilen bir düzeye veya istenen bir biçime getirilmesini içerir.Davranışların kontrolü işlemide yine araştırma bulgularına,temel ilke ve kuramlara dayanır.
Psikoloji bilimi,gerek kendimize ve gerekse başkalarında gözlediğimiz bazı davranışları anlamada bize yardımcı olabilir.Psikoloji,canlıları bir biyolojik yapı oalrak ele alan ve bu yapıyı inceleyen biyolojik bilimlerle
ve canlıları bir sosyal ortam içinde ele alan sosyal bilimlerle ilişki içindedir.
Deneysel çalışmaların çoğu davranışın fizyolojik temelleri,duyum algı,güdü,öğrenme ve bellek gibi konuları kapsar.
Deneysel psikolojiyle ilgili önemli iki alt dal:
1)FİZYOLOJİK PSİKOLOJİ: Psikolojinin dalları arasında, ilgi konuları ve inceleme yöntemleri yönünden ,biyolojik bilimlere en yakın olanıdır.Bu alt dalda davranışın biyolojik temellerinin incelenmesi,çeşitli davranışların birbiriyle ilişkili yapı ve süreçlerinin belirlenmesi ve ilgili ilkelerle kuramların ortaya konması amaçlanır.Bu alt dalda sürdürülen çalışmaların büyük kısmı sinir sistemi yapıları ile bu sistemin davranışa ilişkin süreçlerin in belirlenmesine yöneliktir.
2) KARŞILAŞTIRMALI PSİKOLOJİ: Bu alt daldaki psikologlar en basit canlılardan karmaşıklara doğru gidildikçe davranışlarda görülen evrimsel farklılıkları inceler.bunlara göre davranışa ilişkin temel ilkeleri bulmanın ve kuramlar oluşturabilmenin en uygun yolu, bu evrimsel farklılıkları karşılaştırmalı olarak izlemektir.Doğal olarak bu alt daldaki psikologların çalışmaları biyolojik bilimlerle özellikle zooloji ile yakından ilişkilidir.
Sosyal Psikoloji; bireylerin davranışlarının sosyal ortamdan nasıl etkilendiğini ve bireylerin sosyal ortamı nasıl değiştirmeye çalıştığını inceler.Sosyal psikologların günümüzde en çok ilgilendiği konular arasında bireyin sosyalleşmesi; gruplar,grup yapısı ve grup üyelikleri, grup içinde birey; tutumlar,tutumların gelişmesi ve değişmesi, liderlik ve dil-iletişim gibi konular arasında sayılır.
Gelişim Psikolojisinde; organizmanın davranışında döllenmeden ölümüne kadar tüm yaşam boyunca, gözlenen biyolojik ve psikolojik değişiklikler incelenir.
Uygulamalı Psikoloji;Psikolojinin değişik uygulama alanları gelişmiştir.Bunlardan ülkemizde en önemli görünenler:
a)Klinik psikolojisi: Psikolojinin en yaygın ve en eski uygulamalarından biridir..bu daldaki psikologlar bir yandan kişiliğin gelişmesi ve bunu etkileyen etmenler (kişilik psikolojisi) ile normalden ayrılıklar gösteren davranışlar yada davranış bozuklukları ( psikopatoloji ) üzerinde araştırmalar yaparlar.Psikiyatrist tıp kökenli bir eğitimden, klinik psikolog ise psikolojik kökenli bir eğitimden geçer.
b) Okul ve Eğitim Psikolojisi: Eğitim psikologları, genelde verimli öğrenme ortamlarının araştırılması ve araştırma bulgularının eğitim ortamlarında uygulanması sorunları üzerinde çalışırlar.
c)Endüstri ve Örgüt Psikolojisi: İşletmelerin verimli çalışabilmeleri ve ürünlerini, hizmetlerini ilgililere kabul ettirip ulaştırabilmelerinde insan etmeniyle ilgili olan konuları araştırı.Ayrıca endüstri ve işletmelerde kişilerin bir biriyle işletmeyle teknoloji ve araç gereçle iletişim konularınıda inceler..
d)Danışmanlık Psikolojisi: Her derecedeki eğitim kurumlarında öğrencilerin eğitim-öğretime ilişkin ve bireysel sorunlarıyla ilgilenen bu alt dal,bir yandan okul psikolojisiyle,öbür yandan klinik psikolojisi ilede yakından ilişkilidir.Öğrencilerin sorunlarını belirlemeye,onların kendilerini daha iyi tanımalarına ve bireysel sorunlarının çözümünde yardımcı olurlar,eğitim ve mesleki konularda öğrencilere danışmanlık ve rehberlik yaparlar.
Psikometrik Psikoloji; Psikolojinin bu dalı, davranışın ölçülmesi ve değerlendirilmesi, istatistik ve matematiksel teknik ve yöntemlerin psikolojiye uygulanması davranışın açıklanmasında ve yordanmasında yararlanabilecek matematiksel modellerin geliştirilmesi gibi konularla ilgilidir.
PSİKOLOJİNİN YÖNTEMİ
a)Betimsel Araştırmalar ve İlgili Teknikler : Betimsel teknikler,davranışları özetlemeyi,ortak özelliklerine göre sınıflandırmayı ve birbiri ile ilişkili yada ilişkisiz davranışsal olayları belirlemeyi amaçlar.
b) Doğal Gözlem: Canlılar,doğal ortamlarında ve araştırıcının her hangi bir müdahelesi olmaksızın gözlenir.En eski veri toplama tekniklerinden biridir doğal gözlem.
c) Sistematik Gözlem: Canlılar araştırmacının belirlediği koşullar altında gözlenir.Ayrıca sistematik gözlemde araştırmacının ilgilendiği belirli bir konu vardır.Buna göre davranışlar bir elemeye tabi tutulur ve sadece konu ile ilgili olan davranışlar gözlenir,psikolojinin tüm dallarınıda sık olarak kullanır.
d)Testler: Belirli davranışları veya bu davranışla ilgili özellikleri ölçmede kullanılan araçlardır.
Geçerlilik, bir ölçü aracı olarak testin ölçmeyi amaçaladığı özelliği ne derecede ölçebildiğini; güvenirlik ise testin değişik uygulamalarda
Ne dereceye kadar tutarlı ölçme yaptığını gösterir.
e)Anket (soru listesi): Anketler; kişilerin belirli konulardaki tutumlarını düşünce ve duygularını önerilerini saptamak üzere hazırlanmış soru listesidir.
f)Mülakat: Bireylerin duygu,düşünce ve davranışlarını saptamada, onarlı yakından tanımada kullanılan bir tekniktir.Mülakatın özelliği,birey hakkındaki bilginin yüzyüze bir ilişki ve sözleşme iletişim yoluyla elde edilmesidir.
g)Vak’a İncelemesi: Daha çok uygulamalı dallara özgü bir tekniktir.Vak’a incelemesinde,bireyin geçmişi,ailesi ve çevresindeki kişilerle ilişkisi,sorunları ve benzeri diğer konular hakkında bireyin kendisinden ve diğer kaynaklardan veri toplanır.
h)Deneysel Araştırmalar: Deneysel araştırmaların temel amacı,davranışın nedenlerini ve ön belirleyicilerini saptamaktır.
1)Bağımsız değişkeni değişimleme:Bir deneyin denencesinde (hipotezinde) belirli bir nedenin belirli bir sonucu doğurduğu,neden-sonuç arasında belirli bir ilişkinin olduğu iddia edilir.Bu denenceyi test etmede,deneyci neden veya önkoşul olduğunu iddia ettiği değişkeni yada değişkenleri bir laboratuar ortamında meydanagetiri ve onu değişik değerler vererek,sistematik olarak değiştirir.Bu işleme değişilmeme( manipülasyon),değişimlenen değişkene ise bağımsız değişken denir.Psikoloji araştırmalarında;çevresel,denek ve görev değişkenleri olmak üzere 3 bağımsız değişken türüne rastlanır.
2)Değişilmemenin bağımlı değişkene etkisini gözleme: Deneyci bağımsız değişkendeki değişimlemelerin sonuç olayı,yani davranışı nasıl etkilediğini gözler.
3)Diğer değişkenleri kontrol etme: Bir deneyde gözlenen sonucu bağımsız değişkenden başka değişkenlerde etkileyebilir.Deneyin düzenlenmesi aşamasında deneyci karıştırıcı etkide bulunabilecek değişkenleri belirle,bunların etkisini kontrol altında tutmaya çalışır.
Deneysel araştırmalar,bilimin 4 amacını da gerçekleştirebilme gücüne sahiptir.Neden-sonuç ilişkilerini ortaya koyan deneyler,davranışları betimleme amacını da gerçekleştirir.Deneysel çalışmalar kısıtlı laboratuar ortamında yapılır ve uzun zaman alır.Bu gibi durumlarda psikologlar korelatif araştırmalar yapmayı yeğler.
I ) Korelatif Araştırmalar: Korelatif araştırmalarda çevrede kendiliklerinden mevcut olan ve yine kendiliklerinden değişik değerler alan değişkenler incelenir.Korelatif araştırmaların bulguları davranışlarınbetimlenmesini sağlar.Bu bulgulardan hareketle,davranışların tahmin edilmesi de mümkün olur
ünite 10
YAŞAM BOYU GELİŞİM PSİKOLOJİSİ
Yaşam boyu gelişim: Döllenmeden ölüme kadar uzanan zaman boyutunda,yaşa bağlı olarak görülen düzenli ve birbirini izleyen değişimdir.
GELİŞİM PSİKOLOJİSİNDE BAZI TEMEL KAVRAMLAR
Gelişme ve Değişme; gelişim psikologları gelişme sürecini döllenme ile başlayıp yaşam boyu devam eden değişme ve hareket örtüsü anlamında kullanılır. Her gelişme bir değişmeyi beraberinde getirirken, her değişme mutlaka bir gelişmeye işaret etmeye bilir.
Gelişim Psikolojisinin Amacı
İnsan gelişimini incelemenin temel amacı, yaşam boyu devam eden değişim sürecini ve doğasını anlamaktır.Gelişim psikologları davranış ve yeteneklerde yaşa bağlı olarak meydana gelen değişimleri betimlemeye, açıklamaya, yordamaya ve kontrol altında iyi hale getirmeye çalışmaktadır.Gelişim psikologları insanı fiziksel, bilişsel,(cognitive) sosyal ve kişilik gelişimi olmak üzere 4 temel alanda incelemektedirler.
Davranışın Gelişmesinde Biyolojik ve Çevresel Etkenler
Gelişim kuramcılarının cevap aradığı temel sorular iki alt kategoride toplanabilir.
*Gelişim büyük ölçüde doğuştan getirilen kalıtsal özelliklerdenmi yoksa çevre tarafından mı etkilenir. ?
*Gelişim yaşam boyu devam eden sürekli bir süreç midir.? Yoksa bir seri dönemlerden mi oluşmaktadır.?
Katılımın Gelişim Üzerindeki Etkileri : Olgunlaşma;
Tüm canlı organizmalar kalıtsal bir plana göre gelişirler. Psikologlar kalıtsal plana göre büyüme ve gelişme sürecinden söz ettiklerinde olgunlaşma terimini kullanmaktadırlar.
Olgunlaşma, öğrenme olmaksızın kalıtsal olarak belirlenmiş büyüme örtüsüne göre doğal olarak gelişme anlamına gelir.
Çevrenin Gelişim Üzerindeki Etkileri: Öğrenme, Sosyalleşme;
Çevrenin davranış üzerinde uzun süreli değişikliklere neden olduğu temel sürece ‘’ öğrenme ‘’ denir. Öğrenme davranış biçiminde, duygularda ve düşüncelerde sürekli değişikliklere neden olan yaşantılardır..
Katılım ve Çevre Arasındaki Etkileşim
Katılım bir organizmanın ne olacağını değil, ne olabileceğini belirle. Bir organizmanın ne olacağı ise katılım ve çevre arasındaki etkileşime bağlıdır. Bireyin sergilediği hiçbir özellik, uygun kalıtımı ya da çevre olmadan oluşmaz. Zeka, mizaç ve kişilik gibi özellikler hem kalıtımın hem çevrenin bir ürünüdür.
DAVRANIŞIN GELİŞİMİNİ AÇIKLAMAYA YÖNELİK BAŞLICA KURAMLAR
Gelişim kuramcıları bireyin gelişimini açıklarken, çevrenin ve kalıtımın etkisi, bireyin gelişim sürecindeki rolü (aktif, pasif), gelişimin sürekli veya dönemler halinde oluşu ve kritik dönem kavramına verdikleri önem açısından farklılık göstermektedirler.
Gelişimin dönemler halinde oluştuğunu öne süren kuramcılar, yaşa bağlı olarak ani niteliksel değişmelerin ortaya çıktığını savunurlar. Örneğin; Freud, Erikson, Piaget, Kohlberg.
Öğrenme kuramcıları gelişimi çevre kalıtım tartışması açısından ele aldıklarında özellikle çevresel faktörlere ağırlık verdikleri görülmektedir. Uyarıcı – Davranış (U-D) kuramcılarına göre bir davranışın tekrar görülme olasılığını arttıran ya da azaltan en önemli etken, o davranıştan sonra gelen pekiştirmedir.
Yeni davranışçı yaklaşım ve sosyal öğrenme kuramı ile davranışçılığa yeni boyut getirilmiş ve ‘’ içsel ‘’ süreçlerden söz edilmeye başlanmıştır. Anılan revizyonlara karşın U-D kuramı, zihinsel süreçlerin anlaşılması için yeterli olmamış ve karmaşık insan davranışları, bilişsel psikoloji alanında yapılan araştırmalarla açıklanmaya çalışmıştır. Davranışçı öğrenme kuramlarına göre, öğrenme, uyarıcı ile davranışlar arasında kurulan bir bağdır.Bilişsel sözcüğü ise düşünme, anlama, akıl yürütme ve problem çözme gibi tüm zihinsel faaliyetleri ifade edebilmek için kullanılan bir terimdir.
Bilişsel kuramın odağı bilgidir. Bilişsel kuramcılar bilgi işleme terimini bilgisayar biliminden almışlardır.
Sosyal Öğrenme Kuramı
Davranışçılığın gelişmesine katkısı olan Hull’ un öğrencilerinden Mowrer Sears,Miller ve Dolard, hem U-D hem de psikoanalitik kurama dayalı olarak ‘’sosyal öğrenme ‘’kuramını geliştirmişlerdir. Sosyal öğrenme kuramına göre normal ve sapmış(aykırı) davranışların oluşması çevresel etkenlere bağlıdır.
Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına göre yeni davranışların kazanılmasında mutlaka bir problemle karşılaşılması ve problemin çözülmesi gerekmez. O davranışı sergileyen bir modelin gözlenmezi ve taklit edilmesi öğrenmede çok önemli rol oynamaktadır.
Freud’a göre saldırganlık, engellemenin bir sonucudur.
Bandura ve Walters’in bulgularına göre, yüksek düzeyde engellenme saldırgan davranışların pekiştirilmesi ve fiziksel ceza, saldırgan davranışların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.Sosyal kuralların içselleştirilmesi ‘’özdeşim’’ olarak da tanımlanır.
Dönem Kavramı ve Gelişim Dönemleri: Belirli özelliklerin ön plana geçtiği gelişim aşamalarına dönem adı verilir.Her ne kadar kesin çizgilerle ayırmamız mümkün değilsede en basit dönem sınıflaması, yaşa göre yapılandır.
Kritik dönem, gelişmede önemli sonuçları olan dönemleri ifade eder.
Dönem kavramı, belirli bir aşamada görülen gelişim problemlerinin uygun bir şekilde çözümlenememesi halinde, onu izleyen dönemdeki gelişimin engellenebileceğini belirtir.Dönemler :
*Var olan dönemdeki davranışlar başat(baskın) olmalıdır.
*Var olan dönemdeki davranışlar niteliksel olarak diğer dönemlerdekinden farklı olmalıdır.
*Tüm çocuklar gelişim dönemlerini aynı hızda geçmeseler de aynı sırada geçmelidirler.
Sigmund Freud ve Psikoseksüel Gelişim Dönemleri
Freud, kişiliğin temelinin yaşamının ilk 5 yılı içinde atıldığını vurgulamaktadır. Ona göre bireyler gelecekteki kişilik yapısını oluşturan psikoseksüel dönemlerden geçer.
Psikoanalitik kurama göre davranışlar, cinsellik ve saldırganlık olarak belirlenen içgüdüsel dürtülerle sosyal engeller arasındaki çatışmadan kaynaklanmaktadır.
FREUD’UN PSİKO-SEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
Freud geliştirdiği kuram ile, yaşamın ilk altı yılına dikkati çekmiştir.Bu dönemdeki anne-baba tutumlarının çocuğun gelecekteki kişiliğini belirlediğine öne sürmüştür.
1. Oral Dönem
Bu dönem doğumdan itibaren başlar ve 1 yaşına kadar sürer.Bebek beslenme konusunda anneye bağımlıdır
Gereksinimleri annesi tarafından zamanında karşılanan bebek kendine güven ve bağımsız, gereksinimleri karşılanmayan bebek ise ileride kendine güvensiz ve bağımlı bir kişilik gelişir.
2. Anal Dönem
1 – 3 yaş arasındaki dönemdir.Bu dönemde çocuğa tuvalet alışkanlığı kazandırılır ve kendini denetim altına tutması öğretilmeye çalışılır.
Bu dönemde çocuğa ilgisiz davranma ya da aşırı baskıcı tutum çocuğun bağımsız davranmayan bir yetersiz olmasına neden olur.
3. Fallik Dönem
3 – 6 yaş arasındaki dönemdir.Bu dönem çocuğun cinsel kimliğinin gelişmeye başladığı ve erkek-kız arasındaki cinsiyet farlıklarını keşfettiği bir dönemdir.
Bu dönende sürekli sorular sorar, kendi cinsel kimliğiyle ilgili bilgiler edinmek ister.Çocukların soruları olabildiğince doğru cevaplanmalıdır.Bu durum onun cinsel kimliğiyle barışık olmasını sağlar.
4. Gizil Dönem
6 – 12 yaş arasındaki dönemdir.Bu dönemde örtüklük söz konusudur.Çocuk cinsel kimliği üzerinde fazla durmaz, onunla ilgilenmez.Cinsel dürtüler bastırılmış, sosyal olaylara yönelmiştir.
5. Genital Dönem
12 yaş ve sonrasını kapsayan dönemdir.Bu dönem bireyin ergenlik yıllarına denk gelir.Cinsel kimlik ve ona özgü roller gelişmeye başlar.
Erik H. Erikson ve Psikososyal Gelişim Dönemleri:
Erikson klasik psikoanalatik kurama bazı yeni görüşler eklemekle beraber temelde psikoanalatik kuramdan tam olarak ayrılmamıştır. Dönemler incelendiği zaman özde bir ayrılık olmadığı, ancak deyiş ayrılıkları ve bazı eklentiler bulunduğu görülür.
ERİKSON’UN PSİKO-SOSYAL GELİŞİM KURAMI
Erikson’da Freud gibi ilk yaşantıların önemini vurgulamış.Sekiz evrelik bir kuram öne sürmüştür.Her evrede bir takım gelişmeleri tamamlamakta, sorunları çözmekte ve evreye özgü bulanımı atlatmaktadır.
1.Evre: Güvene karşı güvensizlik
Bebeklik dönemine denk gelen bir evredir.Anne ve bebeğin davranışları birbirine uyumlu,anne davranışlarının yanında olduğunda güvenli bir kişilik, tam tersi durumunda ise güvensiz bir kişilik gelişir.
2.Evre: Özerkliğe karşı utanç ve kuşku
2 – 3 yaşları arasına denk gelen evredir.Bu dönemde çocuklar çevrelerini keşfetmeye eğilimlidirler.Eğer anne-babaların çocuklarının keşfetme isteklerine rehberlik ederler ve onlarla çatışmazlarsa çocuklar sağlıklı bir bağımsızlık duygusu geliştirirler, tam tersi durumda ise bağısızlık duyguları zedelenir.
3.Evre: Girişkenliğe karşı suçluluk
İlk çocukluk dönemidir. Bu dönemde çocuklar sürekli bir merak ve hareket halindedir. Girişkendirler ve sorgulayıcıdırlar. Eğer anne-babalar bu davranışları özendirirse çocuklar girişken ve aktif kişilik geliştirirler, tam tersi durumda ise çocuklar suçluluk duygusu yaşayacaklar.
4.Evre: Çalışkanlığa karşı aşağılık duygusu
İlköğretim dönemine yani çocukluğa denk gelir. Okuma-yazma, yeni bilgilerin ve becerilerinin öğrenilmesi söz konusudur. Bu dönemde çocukların başarıları övülürse çalışkanlık duygusu geliştirilecektir, tam tersi durumda aşağılık duygusu geliştirecektir.
5.Evre: Kimliği karşı rol karmaşıklığı
Bu evre ergenlikle başlar, okulun bitmesi, iş sahibi olma ve evlenmeyle sonlanır. Bireyin kimliğinin oluştuğu bir evredir. Bu gelişim olumlu olursa başarılı bir kimlik gelişir, eğer bu bunalım olumlu bir biçimde aşılmazsa kimlik karmaşıklığı ortaya çıkar.
6.Evre: Yakınlığa karşı yalıtılmışlık
Bir önceki dönemdeki rol karmaşıklığı başarıyla çözmüş olan birey kişiler arası ilişkilerde ve karşı cinsle olan iletişiminde yakınlık kurabilecek ve mutlu olabilecektir.
Rol karmaşıklığı olumlu bir şekilde çözülmediği durumlarda, bireyin kendi kimliğiyle problemi olduğu için kişiler arası ilişkilerdeki yakınlıktan kaçınacak ve kendini yalnız hissedecektir.
7.Evre: Üretkenliğe karşı durgunluk
Orta yetişkinlik dönemini kapsar. Bu evre en uzun evredir. Bireyin en çok üretken dönemini kapsar.
Bu evrede mutsuz ve doyumsuz yaşantılar söz konusu olursa birey durgun, mutsuz ve gerileyişin olduğu bir dönem yaşar.
8.Evre: Bütünleşmeye karşı umutsuzluk
İleri yetişkinlik dönemine denk gelir. Bu evrede yaşamın sonuna doğru gelindiği hissi yaşanır. Bu evrede birey geçmiş yaşamını gözden geçirir.
Önceki dönemlerdeki bunalımları başarı ile atlatan bireylerin değerlendirmeleri olumlu alacak ve şimdiye kadar olan yaşantılarından hoşnut olacaklardır. Tam tersi olan bir durumda birey kendisini umutsuz hissedecek, yaşamının başa geçmiş olduğu duygusunu yaşayacaktır.
Jean Piaget’in Bilişsel Gelişim Kuramı ve Bilişsel Gelişim Dönemleri:
Piagetye göre dönem kavramı, yaşa bağlı olarak zihinsel gelişimin doğasında ve yapısında ortaya çıkan niteliksel değişikliklerdir. Bilişsel süreci 4 dönemden oluşur:
Piaget zihin gelişimini birbirini izleyen dört dönemle açıklamıştır.Her dönem algılama ve anlama açısından bir önceki döneme göre niteliksel olarak daha gelişmiştir.Her dönem kendinden önceki dönemlerin özelliklerini içerir.
1. Duyusal Motor Dönemi
Bu dönem 0 – 2 yaşlarını kapsamaktadır.Yeni doğan bebekler dış dünyaya refleksleri ile tepkide bulunurlar.Bebekler kendilerini ve dış dünyayı duyularını ve motor becerilerini kullanarak anlarlar.Görme, duyma, tat alma gibi duyularıyla ve bedenin çeşitli bölgelerini hareket ettirme yoluyla dış dünya ile ilişki kurarlar.
2. İşlem Öncesi Dönem
Bu dönem 2 – 7 yaşlarını kapsamaktadır.Bu dönemde çocuklar artık varlıklara ve olaylara basit algısal ve motor uyumlarda bulunmazlar.Varlıklar ve olayları temsil etmek için semboller kullanabilirler Bunları artan bir organize ve mantıksal düzende kullanırlar.Çocukta mantıklı düşünme işlemi gelişmemiştir.Bu nedenle nesnelerin görüntülerinin etkisinde kalır.
3. Somut İşlemsel Dönemi
Bu dönem 7 – 11 yaşlarını kapsamaktadır.Bu dönemde çocuklar belli mantıksal yapılar edinirler.Bu yapılar onların değişik bilişsel işlemleri yapabilmelerini sağlar.Bu dönemde çocuklar, sıralama, sınıflandırma ve karşılaştırma işlemlerini yapabilecekleri şemalar geliştirirler.
4. Formel (Soyut) İşlemsel Dönemi
Bu dönem 12 yaş ve sonrasını kapsamaktadır.Bu dönemde bilişsel işlemler yalnızca somut varlıklarla sınırlı değildir. Bireyler soyut düşünebilme yeteneği kazanır.Bir soruna değişik açıdan yaklaşabilirler.
VİCDAN GELİŞİMİ: DOĞRU VE YANLIŞ
Öğrenme kuramcılarına ( Maccoby, Levin) göre ana-babanın koyduğu standartların, çocuk tarafından benimsenerek bir iç kontrol sisteminin geliştirilmesi vicdan gelişimidir..
Freud’un Ahlak Gelişimine Yaklaşımı
Freud, ahlak gelişimini duygusal-güdüsel bir süreç olarak ele almıştır. Freud’a göre ahlak gelişimi, cinsellik ve saldırganlık olarak belirlenen güdülerle, sosyal engeller, yasaklamalar arasında sağlıklı bir dengenin kurulmasıyla oluşur.. Kişilik ve ahlak gelişiminin temellerinin ilk 5 yılda atıldığını ileri süremktedir.
Bilişsel Gelişimsel Yaklaşım
Araştırma bulguları ahlak gelişiminin belirli aşamalardan geçerek oluştuğunu kanıtlar niteliktedir.
Piget, ahlak yargılarının başkalarına bağımlılık aşamasından, kendine, bağımlılık aşamasına doğru geliştiğini öne sürer. Kohlberg, çocukların anılan ahlakiikilemleri nasıl yargılandığını incelermiş ve bulgularının ışığında ahlak yargılarının gelişmesine ilişkin dönemlerini oluşturmuştur.