Gazze’ye yardım gemilerine İsrail askerleri saldırıya geçti
Filistin'in Gazze kentine yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail askerleri saldırı düzenledi.
Saat: 07.03 İsrail güçlerinin müdahale ettiği ''Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım'' kampanyası kapsamında Gazze'ye insani yardım malzemesi götüren 6 gemilik filoda yer alan gemilerden birinde, İsveç Meclisi'nde bulunan Türk Milletvekili Mehmet Kaplan da bulunuyor. Mehmet Kaplan'ın İsveç'te yaşayan ailesi ve yakınları, İsrail'in gemilere müdahale etmesinden sonra Kaplan ile telefon görüşmesi yapamadıklarını bildirdi.
Ancak Kaplan'ın, daha sonra mensubu olduğu İsveç Çevre Partisi ile telefon görüşmesi yaparak, İsrail askerlerinin gemilere müdahale etmeye başladığını ve gemilere girdiklerini haber verdiği öğrenildi.
Saat: 06.03 İLK BİLGİLERE GÖRE YARDIM KONVOYUNDA SADECE TÜRK GEMİSİ MAVİ MARMARA'YA SALDIRI DÜZENLEDİ. YUNAN YARDIM GEMİLERİNİN YOLUNA DEVAM ETTİĞİ İLERİ SÜRÜLÜYOR..
Saat: 05.41 İsrail askerlerinin helikopterlerle gemiye indikleri gözlendi...
Saat: 05.26 HAYATINI KAYBEDEN BİR KİŞİNİN BAŞINDAN VURULARAK ÖLDÜĞÜ BİLDİRİLİYOR...
Saat: 05.11 SON GELEN BİLGİLERE GÖRE 2 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ 30 YARALI VAR...
SONDAKİKA: iSRAİL MAVİ MARMARA GEMİSİNE SALDIRIDA BULUNDU. ÇOK SAYIDA YARALI VAR. BİR KİŞİNİN DURUMU AĞIR. ÇATIŞMA DEVAM EDİYOR..
İsrail'in insani yardım gemisine saldırması Türkiye İsrail ilişkilerini nasıl etkileyecek? Kriz savaşa mı dönüşecek? Yapılan milyar dolarlık ticari anlaşmalar çöpe mi gidecek?
Türkiye bugün güne iki olayın sarsıntısıyla başladı. İlk haber gece İskenderun'dan geldi. Hatay'ın İskenderun ilçesinde Deniz İkmal Destek Komutanlığına teröristlerce roketatarla düzenlenen, 6 askerin şehit olduğu ve 7 askerin de yaralandığı saldırının, nöbet değişimi sırasında meydana geldiği bildirildi. Modernevler Mahallesi'nde bulunan Deniz İkmal Destek Komutanlığına saat 00.40 sıralarında teröristler tarafından yapılan roketatarlı saldırının, nöbet değişimi için askerleri taşıyan araca yönelik düzenlendiği belirtildi. Şehit haberi gün içinde 7 olarak duyuruldu...
Ardından sabaha karşı dünya kamuoyunun yakından takip ettiği insani yardım konvoyundan kötü haber geldi. İsrail, Gazze'ye insani yardım götüren konvoydaki Türk gemisi Mavi Marmara'ya İsrail sınırının 70 mil açıklarında uluslararası karasularında saldırdı. İçinde yardım malzemesi ve 700 civarı gönüllünün bulunduğu silahsız gemiye yapılan baskında kimi kaynaklara göre en az 2 kişi öldü 30 kişi de yaralandı. İsrailli kaynaklara göre ise ölü sayısı kimi yerde 10, kimi yerde 16, kimi yerde ise 20 olarak telaffuz ediliyor.
Bu saldırı Davos kriziyle gerilen, "alçak koltuk" kriziyle tırmanan Türkiye-İsrail ilişkilerini kopma noktasına getirdi. Başbakanlık'ta kriz masası oluşturuldu. İsrail'in Türkiye Büyükelçisi acil olarak Başbakanlığa çağrıldı. Hükümet yetkilileri olayı şiddetle kınadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Latin Amerika gezisini yarıda kesiti. Dışişleri Bakanı da Birleşmiş Milletler'e çağrıda bulunmak üzere New York'a gitti.
Peki Türkiye-İsrail ilişkileri bundan sonra nasıl olur? Gece meydana gelen iki saldırı birbiriyle bağlantılı mı? Kriz savaşa mı dönüşecek? Yapılan milyar dolarlık ticari anlaşmalar çöpe mi gidecek? Uzmanlara sorduk...
"SALDIRILARIN EŞZAMANLI OLUŞU TESADÜFİ DEĞİL"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, İsrail'in yardım konvoyuna yaptığı saldırı ile İskenderun'da yedi askeri şehit eden terör saldırısını değerlendirdiği konuşmasında iki saldırının aynı zamanda olmasının tesadüfi olmadığını vurguladı. Bakan Çelik şöyle konuştu:
"AK Parti camiası olarak şiddetle ve nefretle kınıyoruz. İsrail Gazze'yi yerle bir etmişti. İnşaat malzemelerin Gazze'ye girmesine bile izin verilmiyor. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçecektir. İskenderun'da bir askeri birliğimize saldırı yapılmıştır. Bunu da nefrete kınıyoruz. Bu iki saldırının eşzamanlı olmasının tesadüfi olduğunu düşünmüyoruz. İsrail'in yaptığının yanına kar kalmaması için gereken yapılıyor. Haklı kuvvetlidir demenin zamanı gelmiştir. Uluslararası camianın üzerine düşeni yapacağını düşünüyoruz. Yanlışa karşı çıkarken yanlış tutum içinde olmamalıyız. O gemilerde ne olduğunu uluslararası gözlemciler biliyorlar. Gemide silahlar olsa öyle operasyon yapmazlar."
"İSRAİL SALDIRISI İLE TERÖR EYLEMLERİNİN AYNI ANDA OLMASI MANİDAR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da İskenderun'daki terör saldırısıyla, Gazze'ye giden gemiye saldırının aynı zamana denk gelmesini tesadüf olarak görmeyenlerden. Kılıçdaroğlu gazetecilerin sorularını yanıtlarken şunları söyledi:
"Bu konuda değişik çevrelerin kaygıları var. Bunlar dile getiriliyor. Biz tabii İskenderun'da yaşanan olaydan gerçekten büyük üzüntü duyuyoruz. 7 askerimizin şehit olması üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. İsrail Ordusu'nun yaptığı operasyonların sürdüğü bir ortamda Türkiye'de böyle bir eylemin gerçekleşmesi gerçekten de manidardır."
İSRAİL SALDIRACAKTI, SALDIRDI
Sabah Gazetesi Yazarı Hasan Bülent Kahraman:
"Türkiye'nin İsrail ile ilişkiler çok iyiydi. Davos zirvesinden sonra bozulma trendine girdi. İsrail bu yardım gemisinin Gazze'ye girmesine izin vermeyecekti. İnsani yardım gemisine izin verse kendi koyduğu ambargo delinecekti ve bunun sonu gelmeyecekti. Zaten geminin girmesine izin vermeyeceğini ve gerekirse saldıracağını duyurmuştu. Önemli konu İsrail bu açıklamayı yaparken Türkiye tarafından herhangi bir diplomatik girişimin olup olmadığı. İsrail başka türlü davranamazdı. Vuracağım dedikten sonra vurmaması beklenemezdi.
İsrail ile ilişkilerin bu noktaya gelmesi büyük şanssızlık. İsrail lobileriyle tüm dünyada çok etkili bir ülke. Birleşmiş Milletler'den bir şey yapması çok beklenemez. Aramızda büyük ticari ilişkiler var. Türkiye önemli bir silah alıcısı. Türkiye silah alımlarını durduracak bir hamle yapmazsa İsrail Türkiye devletiyle ilişkilerini bozmak istemez.
HER DEVLET HER DEVLETİN DÜŞMANIDIR HEM DE DOSTUDUR
İskenderun'daki saldırılarla İsrail'in bir bağlantısı var mı bilemeyiz ama şunu unutmamak lazım; her devlet her devletin dostudur, aynı zamanda düşmanıdır. PKK bölgedeki halkların Türkiye'ye karşı rahatlıkla kullanabileceği bir taştır. İsrail gibi daima militarizmden beslenen bir ülkenin PKK gibi bir kaynağı kullanmış olması şaşırtmaz. Bundan sonra PKK saldırılarının artıp artmayacağını iyi gözlemlemek gerek."
İSRAİL HÜKÜMETİNDE USAME BİN LADİN'DEN DAHA RADİKAL BAKANLAR VAR
USAK (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu) Başkanı Sedat Laçiner:
"İsrail ile ilişkiler 2006'da Lübnan olaylarında gerilmeye başladı. Davos kriziyle zirve yaptı. İsrail tarihinin en sert en sağcı hükümetine sahip. Hükümette Usame Bin Ladin'i aratmayacak radikallikte bakanlar var. İsrail hükümetinde Türkiye hükümetine karşı ayrı bir nefret var. Türkiye büyükelçisini düşük koltuğa oturtmak bu nefretin en önemli göstergesiydi.
İsrail gemiye bilinçli olarak saldırdı. Bundan sonra önemli olan uluslararası kamuoyunun nasıl tepki vereceği. Ama maalesef Yahudi lobisi dünyanın her tarafında oldukça etkin.
Türkiye'nin bundan sonra önünde bir kaç seçenek var. Elçiliğini kapatabilir, diplomatik ilişkilerini kesebilir, İsrail'i uluslararası kuruluşlara şikayet edebilir (İsrail uluslararası karasularını ihlal etti ve bir yerde haydutluk yaptı. Somalili korsanlara yapılan onlara da yapılmalı), ticari ilişkilerini kesebilir. Ama bu henüz bir savaş nedeni değil.
Türkiye İsrail'in en önemli ticari partnerlerinden biri. Aramızda milyarlarca dolarlık silah anlaşması var. İsrail kedine ciddi zarar veren bir işe girişti. Ticari partner olarak Türkiye'yi kaybetmek istemeyecektir ama İsrail'de bu hükümet olduğu sürece ilişkiler iflah olmaz.
PKK MİLİTANLARINI MOSSAD EĞİTİYOR İDDİASI
Dün gece İskenderun'da yapılan saldırıyla, İsrail'in yardım gemisine saldırmasının bağlantısı var mı bilemeyiz ama Akdeniz'de biri PKK biri İsrail tarafından yapılan iki saldırının bir kaç saat aralıklarla gerçekleşmiş olması dikkat çekici. Bir kaç yıl önce PKK'lılara Kandil'de canlı bomba eğitiminin İsrail gizli servisi Mossad tarafından verildiği bilgisi Türk istihbarat servislerince doğrulanmıştı."
--------------------------------------------------------------------
İsrail askerinin Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik kanlı askeri baskınına Türk tarafının tepkileri devam ediyor. Bugün New York'a gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in barbarlık yaptığının altını çizdi.
Bakan Davutoğlu, İsrail'in uluslar arası sularda tamamen sivil girişimlerden müteşekkil yardım gemisine düzenlediği kanlı baskını ''korsanlık ve barbarlık'' diye niteledi. Davutoğlu, ''Bu sorun yalnızca Türkiye ile İsrail arasında değil, İsrail ile tüm uluslararası toplum arasında bir sorundur. Yardım gemilerinde yalnızca Türk vatandaşı değil aynı zaman da 32 ülke vatandaşları bulunuyordu.'' diye konuştu.
Bakan DavuToğlu şöyle devam etti; ''İsrail'in son derece saldırgan bir tutumla insani yardım gemilerine askeri baskın düzenlemesi sonucunda ortaya çıkan durumu değerlendirmek üzere Bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırdık. Bu toplantı New York saati ile 1'de (TSİ ile 20:00) başlayacak toplantıda bende bir konuşma yapacağım. Her şeyden önce bu mesele İsrail ile ulsulararası toplum arasında bir meseledir. Sivil ve ulsulararası nitelikte bir yardım konvoyuna askeri bir düşman unsur gibi böylesine bir saldırı, hele hele ulslararası sularda saldırıda bulunmak her türlü uluslar arası hukuka aykırıdır. BM'nin temel felsefesine aykırıdır. Bu ancak ve ancak bir korsanlık, bir barbarlık durumunda ortaya çıkabilecek bir durumdur. Türkiye olarak buna herhangi bir gerekçe bulunmasına, herhangi bir gerekçe gösterilmesine izin veremeyiz.''
Yardım gemilerinde bulunan 32 farklı ülkenin dışişleri bakanları ile temas kurmaya çalıştıklarını belirten Bakan Davutoğlu, aynı şekilde Avrupa Birliği Dışişleri Bakanı ile de telefon görüşmesi yapacağını dille getirdi. Şili'den New York'a gelişi sırasında uçakta bazı temaslarda bulunduğu bilgisini veren Bakan, bu çerçevede İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ile de görüşerek Türkiye'nin protestosunu çok açık dile ile kendisine ilettiğini söyledi. İsrail'in bir askerinin hayatı için 5 yıldır mücadele ettiğini Barak'a hatırlattığını aktaran Davutoğlu, Türk ve diğer toplumlardan 10 sivilin hayatının kendisinden (İsrail'den) mutlaka sorulacağını ilettiğini ifade etti. Davutoğlu yine Ehud Barak'a, kendisinden yaralı olan Türk ve dğer ülke vatandaşlarının ülkelerine biran önce gönderilmesi için ellerinden geleni yapmasını istediğini ifade ettiğini söyledi.
İsrail ordusunun operasyon yaptığı Mavi Marmara adlı yardım gemisinin de diğer 5 yardım gemisinin çekildiği Aştod limanına bir saate kadar (TSİ saati ile 20:00) kadar çekileceğini belirten Bakan, bunlarında bir an önce serbest bırakılmasını Ehud Barak'a ilettiğini söyledi. Davutoğlu, ''Doğu Akdeniz' ve ulsulararası suları kendi kara suları gibi görerek, müdahale etme hakkınkimse sahip değildir. Hele hele askeri nitelik taşımayan tamamen insani yardım içerikli bir yardıma böyle bir askeri operasyon düzenlemenin mutlaka bir müeyyidesi olması gerekmektedir. Biz BM'i bu çerçevede göreve çağrıcağız.'' dedi.
Türkiye'nin İsrail'in hukuk tanımaz tavrının uluslararası camiadan cezalandırılabilmesi için diplomatik girişleri sonuna kadar sürdüreceklerini kaydeden Davutoğlu, bu bağlamda İslam Konferansı Teşkilatı (İKT), Arap Ligi ile BM Güvenlik Konseyi'ni acil olarak toplantıya çağırdığına dikkat çekti.
GEREKLİ ADIMLAR NATO ÇERÇEVESİNDE YAPILACAKTIR
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Gazze'ye gitmekte olan yardım gemilerine saldırısının ardından Türkiye'nin önünde askeri seçeneğinin olup olmadığı yolundaki soruya cevap verdi.
Davutoğlu, şunları söyledi: ''Şu anda biz uluslararası hukukun bize verdiği tüm imkanları kullanıyoruz ve kullanmaya da devam edeceğiz. Ancak bildiğiniz gibi bu gemiler son olarak Türk limanlarından hareket etmekle birlikte bu gemilerde 32 ülkeden 600 insan bulunuyordu. Dolayısıyla bu sadece Türkiye ile İsrail arasında değil İsrail ile uluslar arası toplum arasında bir sorundur. İsrail artık kendisini ayrıcalıklı ülke alışkanlığından vazgeçmelidir. Diğer ulusları bağlayan kurallar İsrail'i de bağlaması gerekmektedir. Biz bu konularda her türlü imkanlarımızla, elimizden geleni gayreti göstereceğiz. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Ancak bahsettiğiniz askeri seçenek konusunda bir askeri seçenek değil ancak ait olduğumuz bir ittifak bağlamında NATO'yu bilgilendiriyoruz ve bundan sonra da gerekli adımları NATO çerçevesinde yapılacaktır.''
Bu arada saldırıda hayatını kaybeden 10 kişinin de Türk vatandaşı olduğu öğrenildi. Diplomatik kaynaklara henüz kendilerinde kesin bilgi olmadığı ancak bu yönde duyumlar aldıklarını dile getirdi.
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen yaptığı yazılı açıklamada, "Bu olaydaki can kayıplarından derin endişe duyduğunu" belirtti.
Rasmussen, "yaşanan olaylarla ilgili yeni gerçeklerin ortaya çıkmasını beklediklerini" ifade etti.
NATO sözcüsü James Appathurai de yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'ye yardım taşıyan gemilere saldırısından sonra Türkiye'nin talebi üzerine, acil olarak yarın NATO'nun daimi temsilciler düzeyinde özel bir toplantı yapacağını belirtti.
Başbakandan Açıklama !!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yardım gemilerine yönelik saldırısını değerlendirirken, ''Bu saldırı, gerekçesi ne olursa olsun uluslararası hukuka aykırı bir devlet terörüdür'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik saldırısını, ''gerekçesi ne olursa olsun uluslararası hukuka tamamen aykırı bir devlet terörü'' olarak niteleyerek, ''Bu saldırı mevcut İsrail Hükümeti'nin bölgede barış istemediğini bir kez daha açık ve net olarak ortaya koymuştur'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Bu insanlık dışı devlet terörü karşısında sessiz ve tepkisiz kalmayacağımızın bilinmesi gerekmektedir'' diye konuştu
Erdoğan, Şili'nin başkenti Santiago'dan Türkiye'ye hareketinden önce havalimanında açıklamalarda bulundu. Erdoğan'a, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da eşlik etti.
Hatay'da İskenderun Deniz İkmal Komutanlığı'na yapılan saldırıda 6 askerin şehit olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''Bu menfur saldırı milletimizin birliğine, kardeşliğine, istikrarına yapılmış bir saldırıdır. Bir kez daha söylüyorum bu kirli eller, bu kirli zihniyetler asla ve asla hedeflerine ulaşamayacaklardır'' dedi. Başbakan Erdoğan, saldırıda hayatını kaybeden askerlere Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı diledi.
Bu saldırının ardından Türkiye'den yola çıkan ve Gazze'ye yardım malzemesi götüren sivil gemilere ''uluslararası sularda, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak İsrail tarafından saldırı düzenlendiğini'' ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Orada da henüz sayısı netleşmemiş olmakla birlikte çok sayıda sivilin katledildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Başta gemilerde vatandaşları olan devlet ve hükümet başkanları olmak üzere buradan tüm dünyayı bilgilendirmek istiyorum. Gerek Türkiye'den gerek diğer ülkelerden hareket eden gemiler tamamen insani amaçlı yardım malzemeleriyle yüklü olup, gemiler uluslararası seyrüsefer kuralları çerçevesinde de sıkı bir şekilde kontrol edilmiştir. Aynı zamanda gemilerde yardım gönüllülerinden başka yolcu bulunmamaktadır. Saldırı sırasında gemilerde beyaz bayrak bulunmaktadır.''
''SİLAH İFADESİ YALAN''
Gazze'ye ulaşmak için yola çıkan gemilerin, Gazze'de uzun süredir insanlık dışı şartlarda yaşayan, en temel ihtiyaçlarından mahrum kalarak hayata tutunmaya çalışan çocuklara, kadınlara, sivillere, masum insanlara yardım ulaştırmak amacını taşıdığını kaydeden Erdoğan, gemilerin ilaç, sargı bezi, ağrı kesici, ekmek, pirinç, makarna, oyuncak, inşaat malzemesi ve benzeri malzemelerden başka hiçbir şey taşımadığını vurguladı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''İsrail yetkililerinin 'silah' ifadesini kullanmalarını paylaşmak mümkün değildir. Bunlar doğru olmayan ifadelerdir, açık ve net söylüyorum, bunlar yalandır. Gemilerde sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları değil, 32 farklı ülkeden Gazze'ye giden yardım gönüllüsü bulunmaktadır. Bu organizasyonda ayrıca bir çok ülkeden de parlamenter bulunmaktaydı.
Hatay'da meydana gelen menfur saldırı ve İsrail'in yardım gemilerine yönelik hukuksuz saldırısı nedeniyle Şili'deki temaslarımızı başlamadan bitirmek zorunda kaldık. Hükümetimiz ve ilgili kurumlarımız gelişmeleri her aşamada dikkatle takip etmektedir. Gemilere yönelik saldırı sonrasında İsrail Büyükelçimizi derhal geri çağırdık. BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi olarak BM Güvenlik Konseyi'ne olağanüstü toplantı çağrısı yaptık. Ayrıca uluslararası sularda meydana gelen bu olay nedeniyle NATO'yu da toplantıya çağıracağız, şu anda NATO Konseyi bilgilendiriliyor.
Şunu çok net olarak ifade ediyorum, İsrail tarafından yapılan bu saldırı gerekçesi ne olursa olsun uluslararası hukuka tamamen aykırı bir devlet terörüdür. Bu saldırı mevcut İsrail Hükümeti'nin bölgede barış istemediğini bir kez daha açık ve net olarak ortaya koymuştur. Bu tavırlar bölge barışını tehdit ettiği kadar İsrail'in kendi vatandaşlarına, kendi halkına da huzur ve istikrar getirmeyecek tavırlardır. Bu insanlık dışı devlet terörü karşısında sessiz ve tepkisiz kalmayacağımızın bilinmesi gerekmektedir.''
"KÜRESEL DÜZENE YAPILAN TEHDİT"
Sabah - Roma-İtalya'ya resmi bir ziyarette bulunan devlet bakanı ve başmüzakereci Egemen Bağış'ın görüşmelerinde de , İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren Türk gemisine yaptığı saldırı birinci madde oldu.
Olayı şiddetle kınayan devlet bakanı ve başmüzakereci Egemen Bağış'ı İtalyan dışişleri bakanlığında kabul eden İtalyan dışişleri bakanı Franco Frattini " Ülkenize yönelik terör saldırısı nedeniyle başsağlığı diliyorum" dedi. Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın "Hangi terör saldırısı, iki ayrı saldırı oldu" vurgulaması üzerine İtalyan yetkilileri kameraları ve İtalyan gazetecileri görüşme odasından çıkardılar. İtalyan dışişleri bakanı, devlet bakanı Egemen Bağış'a "İsrail'in Türk gemisine yaptığı saldırıdan dolayı büyük şok yaşadık. Çok üzüntü duymaktayım. Ayrıca İskenderun'daki askerlerinize yönelik saldırıyı da kınıyorum." Sözleri ile üzüntüsünü dile getirdi.
Devlet Bakanı Egemen Bağış, Sabah gazetesine yaptığı açıklamada "Uluslararası sularda tamamen insani amaçlarla insani yardım malzemesi taşıyan, barış gönüllülerinden oluşan bir gruba yapılan saldırıyı haklı gösterebilmenin hiçbir yolu yok. Bu saldırı hiçbir şekilde kabul edilemez. Bunu yapan zihniyetin devlet adamlığı ile de ilgisi alakası olamaz" dedi. Bağış sözlerine "Sorunun tarafı Türkiye sadece konvoyda vatandaşları olan ülkeler değildir, insani hassasiyetleri olan herkes sorunun tarafı olmalıdır. Kanunsuzluğu uluslararası sistemin parçası haline getirmeye çalışmak uluslararası kurallara kendi çıkarına göre ayar vermek, küresel düzene en büyük tehdittir." Şeklinde devam etti.
Türkiye'nin haklı olarak sert reaksiyon göstereceğini vurgulayan Bağış, bu konuda BM Güvenlik Konseyi'nin, AB'nin, bütün bölge ülkelerinin, İslam Konferansı Örgütünün ve 50 yıldır üyesi olduğumuz NATO'nun net bir tutum sergilemesi gerektiğini belirtti. Bağış "Eğer uluslararası örgütler takınacakları tavırlarla insanlık vicdanını rahatlatmazlarsa o zaman bu vicdanlar başka arayışlara yönelirler.
Dünya barışı için bütün liderler büyük görev düşmektedir." İfadesini kullandı
İtalyan makamları ile yaptığı görüşmede Türk gemisine yapılan saldırı için sessiz kalınmamasını talep eden Devlet bakanı'nın, bugün Vatikan makamları ile yapacağı görüşmelerde de İsrail'in saldırısı birinci gündem maddesi olacak. Bağış, bugün görüşeceği Vat,kan dışişleri bakanı Kardinal Mamberti'den Vatikan'ın sessiz kalmamasını talep edecek. Saldırıya uğrayan gemide Vatikan'ın katolik bir temsilcisi de vardı.
Egemen Bağış, Papa'nın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde böyle bir olayın yaşanmış olmasının Vatikan açısından da çok düşündürücü olduğunu da belirtti.
Başmüzakereci Egemen Bağış, Vatikan'a ziyaretinin sebeplerini de "Türkiye'nin AB süreci ile ilgili gelişmeleri paylaşmak ve desteklerini talep etmek, Papa'nın Kıbrıs'a ziyaretinden önce Kıbrıs'da yaşananları ve Türkiye'nin barıştan ve çözümden yana tavrını paylaşmak, AB üyesi bütün ülkelerde ağırlığı olan Vatikan'ın Türkiye'nin AB sürecinin hızlanması için o ülkelerin nezdinde de bize destek vermesini talep etmek" şeklinde sıraladı. Ancak, "yaşanan insanlık dramının bütün bu konuların önüne çıktığını" vurgulayan Bağış "Tabii ki insanlığın huzur ve barış içerisinde yaşamasını amaç edinmiş bir inancın merkezinde bu insanlık dışı drama sessizlik kalınmamasını talep edeceğiz" ifadesini kullandı.
İstanbul Hahambaşılığı, Musevi Cemaati de İtalya'da resmi bir ziyaret yapmakta olan Devlet Bakanı ile temasa geçtiler. Bağış, kendisine mesajlar gönderen Hahambaşılığı ve Musevi Cemaati'nin bu olaydan dolayı çok üzgün olduklarını, Türkiye'deki reaksiyona katıldıklarını da vurguladı. Bağış " Bu yaşanan olayların sorumlusu, kesinlikle Türkiye'de yaşayan musevi vatandaşlarımız değildir. İsraile karşı kızgınlığımızı onlar da paylaşmaktadır. Bu acımızın ortakları olduklarını bizimle paylaştıklarını bana bizzat söylediler"dedi.
Temsilciler Meclisi AB Komisyonu Başkanı Mario Pescante başkanlığındaki heyetle İtalyan Parlamentosunda görüşen Devlet Bakanı ve başmüzakereci Egemen Bağış "müttefiklerimizin yaptığı zayır açıklamalar beni çok sarstı" dedi. Bağış, " örneğin, Bayan Ashton, İsrail'den bir soruşturma yapmasını istedi: saldırgandan kendi hakkında soruşturma yapması talep edilemez, AB, BM, NATO gibi uluslararası örgütler tahkikatı yapmalı, umarım BM Güvenlik Konseyi'nin toplantısı sadece Türkiye'de değil, tüm İslam aleminde gerilimn azalmasına yardımcı olur. Aksi takdirde bu durumdan radikal ve fondamentalist grupların yararlanma riski var" dedi.
Bağış, İtalyan heyetine yahudi cemaati de dahil olmak üzere tüm Türk vatandaşlarının bu olaydan rahatsız olduğunu söyledi. Bağış, ayrıca İsraille ilk diplomatik ilişki kuran müslüman ülkenin Türkiye olduğunu hatırlataraki "şok altındayız, acı çeken Gazze halkına ilk ihtiyaç maddelerini taşıyan sivil bir gemi silahlı İsrail askerlerinin saldırısına uğradı: Bu kabul edilemez, yasadışı, sadece Türkiye'nin değil, tüm uluslararası örgütlerin ve müttefiklerimizin kuvvetli bir reaksiyonu gerekiyor" dedi.
SİZLERDE BU HAYDUTLUĞA SESSİZ KALMAYIN.
TEPKİLERİNİZİ DİLE GETİRİN ARKADAŞLAR...
