Rekor Konusu ( Aklına İlk Geleni Yaz )

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Dünyanın En Uzun Böceği



56,6 cm uzunluğundaki böceğe phobaeticus chani (Çan'ın süper çubuğu) adı verildi.

Kol uzunluğunda böcek bulundu
56,6 cm uzunluğundaki böcek, Endonezya'da bir köylü tarafından bulundu.
Endonezya'nın Borneo adasında dünyanın en büyük böceği bulundu.

İngiliz bilim adamları, Endonezyalı bir köylü tarafından bulunan böceğin 56,6 cm olduğunu belirttiler. Neredeyse bir insan kolu uzunluğundaki böcek, daha önceki rekorun sahibi, Malezya'da bulunan ve "P. serratipes" adı verilen böcekten daha uzun.

Sadece gövdesi 35,7 cm gelen böcek, bacakları olmadan, "P. kirbyi" adı verilen ve yine Borneo'da bulunan böceğin rekorunu da elinden aldı.

Bacakları dalı andıran böceğin daha çok bambu filizinde yaşadığı, yumurtalarının ince kanatlara sahip olduğu, böylece bir ağaçtan diğerine kayabildiği belirtildi.

Bir köylü tarafından bulunan böceğin yerel böcek bilimci Datuk Çan Çev Lun'a teslim edildiği ve araştırmaların ardından böceğe "phobaeticus chani" (Çan'ın süper çubuğu) adı verildiği açıklandı.

Böylece "phobaeticus chani" yaşayan en büyük böcek olarak rekorlar kitabına resmen girdi.

Böcek, Londra'daki Doğal Tarih Müzesi'nde görülebilecek.
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Duruş Şekillerinin Anlamları

Gözleri kısarak bakma
Şüphe

Gözleri açarak bakma
Merak

Baş hafif yanda; kaşlar hafif kalkık
Başla onaylama; İlgi bakışı

Baş geride, Burun havada
Tepeden bakma

Derin bakışlar
İlgi

Eğik bakışlar
Üzüntü

Göz-alın bölgesine bakma
Mesafeli olması yönünde uyarı(Resmi bakış)

Baş biraz aşağıda
Tehdit yaratma

Kollar iki yanda, eller belde
Meydan okumaya, rekabete hazır

Kalem tutma
Söylenenlere anlam katar, Tüm dikkat kaleme kilitlenir.

Omuzları dik tutma
Kendine güveni vurgulama

Dosya ve kitaplara sarılma
Arada mesafe/Duvar oluşturma

Bacak bacak üstüne atma
Savunma amaçlıdır(Duygusal olarak daha yakına doğru atılır)

Düşük omuzlar
Kaybetmenin işaretidir.

Kol kavuşturma
Karşısındaki kişi ile arasına mesafe koyma, iletişimi olumsuz etkiler

Kol kavuşturma/bacak bacak üstüne atma
Şansı yoksa görüşmenin masa vb. arkasında yapılması da saklanmayı ve rahat hissetmeyi sağlar.(İletişimi olumsuz etkiler)

Ellerin kolları sıkıca tutması
Kolayca kırılamayacak bir savunmayı gösterir.

Kol kavuşturma
Devamlı mücadele içindeki insanların yaptığı bir şeydir.

Kolların kapanması
Algılamayı azaltır; İletişimi azaltır.

Ayaklar çarpı durumunda
Olumsuz tavır; gizlenen problem; saklanan itiraf

Çok hafif tokalaşmak
Kişisel güvensizlik, İletişim kurmama isteği

Çok kuvvetli tokalaşmak
Olumsuzluk; Hayal kırıklığı

Eller arkada birleşik .

Meydan okuma; Saklayacak/korkacak bir şeyi yok.


Eller önde birleşik

Savunma
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Tabu diyalogları-1

Kelime: baraj
- Hani futbolcular kalenin önüne kurar maçta..
- Pusu.
- Yuh!

Kelime: helikopter
- Savaşta yaralıları kurtarır!
- Doktor!
- Değil.
- Sıhhiye!
- Değil, yukardan gelen bir şey...
- Ee... Allah?

Kelime: kadınbudu
- Olm sen nesin?
- Erkek!
- Tersi?
- Kadın!
- Onun yeneni?
- Çıtır

Kelime: Eskimo
- Kutupta yaşarlar...
- (Hep bir ağızdan) Ayııııııı!
-Yok insan olanları...
- Heeee... Eskimo!

Kelime: repertuar
Anlatan, şarkı söylemeye meraklı bir hatundur ve kelimeyi görür görmez
bu
özelliğini iyi bilen hatun arkadaşına dönüp sorar:
- Benim neyim geniş?
- Kalçan!

Kelime: travma
- Hani düşüp kafanı kaldırım taşına vurursun da bi şey geçirirsin?
- Film şeridi?
Grup: Çüşşşşşşşş!
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Tabu diyalogları-2

Kelime: terlik
- neyle yürürsün
- ayak!!!
- heh hani böyle ayakların üşür altında onlar olur böle yumşak yumşak
- koyun!!
- yuh onun daha küçüğü ya, koyun dedi hödük!
- kuzu!!!
- allah belanı versin pas!

Kelime: diz
- pantolonu nereye giyeriz?
- bacağa?
- hah. bacaklarımızın ortasında ne vardır?
- oha!

Kelime: zebani
- allahın meleklerinden biri.
- cebrail.
- ilk üç harfi çizgili bir hayvanı çağırıştırıyor.
- zebrail?

Kelime: ıskalamak
- dart oynarken neye atarsın?
- hedef tahtasına
- attın vuramadın mesela noldu?
- hedefi vuramadım
- tamam da nedir yani o olay
- tutturamamak, kaçırmak
- hayır nedir başka ismi var onun
- tam 12'den vuramamak!..
- oldu...


kelime: telepati
-hani ben sana bir seyi anlatmaya çalisiyorum ama sozle degil beyin
dalgalariyla falan...
-ihihih neydiiii.. teletabi..!
-tamam tele'si kalsin kedilerin eline ne denir?
-buldum telepence
-offf beee bi kere de bil be...

kelime:timsah
- abi boöle hani kertenkele nedir
-hayvan
-ne cins hayvani
-surungen
-ok abi bu kertenkelenin birkac beden buyugu
- ejderha
-?!???!!(yuhhh)

Son kelime eger bilinirse oyun ve hesap girecektir. sure son 10 saniye;
kelime: lambada.
ekip1 bakan kisi: aha bilemezsiniz :D
ekip2 anlatan kisi: sen öyle san. söyle bakalim alaaddinin cini nerede
yasar.
ekip2anlayankisi: lambada
ekip1toptan:?????????... :confused:
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Tabu diyalogları-3

kelime: okul
-biz nereye gideriz hergun
-bara... diskoya... sinemaya.. cafeye... bowlinge..
alisverise...gezmeye..
ay olmuyo boole baska sekilde anlat
-ailemiz bizi nereye gidiyo biliyor
-haaa okulaaa

Yemekler yenmis tabu basina oturulmustur...
kelime: Doymak
- abi biz demin naptik?
- yemek yedik...
- hah, yemek yeyince nasil olursun?
- tok?
- evet, onu mastar yap simdi...
- tokmak!!!

Kelime : 1 Nisan
- Abi, 31 Mart'tan sonra ne gelir ?
- 32 Mart
- Harbiden bravo yani... Senin gibi lama'dan baska cevap beklenemezdi zaten..

kelime : sigara
- kanser olmanin en kisa yolu...
- ..sevgili..
- peki...

Kelime: Kabarmak
- Abi, simdi maddeler isininca nolur
- Genlesir
- Ha tamam, simdi pasta yapmak icin ne lazim
- Krema
- Baska, pastanin eski hali ne oluyo
- Kek
- Tamam, simdi annen kek yapiyo, diyo ki bu kek artik 'bisey oldu,...aliyim ' diyo... Ne der orda, genlesme anlamina geliyo
- Genlesti
- Hayir lann,... genlesti anlamina geliyo...
- Eeee genlesti iste
- Ulan senin anan bu kek genlesti artik alip yiyelim mi diyo ???
10 sn sessizlik
- Eveet...
- Ben oynamiyom bunla yaa...

Kelime: Bodur
- Akdenizin bitki ortusu nasildir?
- Maki
- Peki nasildir yani?
- Kislar ilik ve yagmurlu...
- Puhahaha...!?! :D:D:D

kelime: kurbağa
- canliyi siniflandirir boyle bitki....
-hayvan!
-tamam abi, bi hayvan var hani opunce daha yakisiki oluyo
-at!

kelime: kontrol kulesi
anlatan: biz neyle seyahat ederiz,
x kişi: otobus
an.: baska
g.maximus.: ucak
an.: ucagin inis kalkisina kim yon verir
g.m.: kule
an: ne kulesi
x: galata kulesi
tabu kartlari kahkaha esliginde havalarda ucusur

Kelime: Gardiyan
- Ya hani kapali bi mekanda calisiyorlar
- Bekçi
- Ya hayir ya, hani herkes korkar bunlardan
- Patron, müfettis
- Ya geri zekali misiniz bee... hani düdükleri vardir?
- Antrenör
- Ulen öküz herifler
- Sen kime öküz diyon ya......

kelime : tren (anlatma konusunda kendini asmis bir arkadasin agzindan)
-abi simdi bu bir cesit geyik.
-ren
-heh, tut onu aklinda, hani teknik cizim dersinde bi cetvel kullanilir, nedir?
-t cetveli,
-ulan aslansiniz, birlesitirin simdi ikisini!
-toren, taren, teren...
-allah cezanizi vermesin, ulan sirkeciden ne kalkar?
-vapur!
-allahim oldur beni!
-treeeeeeeeeeeeeeeen, tren tabi ya, olley!
-aferim bide sevinin tabi!!!
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Çanakkalede Meydana Gelen İlginç Olay

Çanakkale Gelibolu'da Askerlik Yapan Bir Kişinin Anlattığı Olay Şu;


Askerlerden Biri Gece 2-4 Nöbetine Çıkıyor. Nöbet Sırasında Yaşlı, Bembeyaz Elbiseli Bir Teyze Askere Yaklaşır

ve ''oğlum sen git temizlen ben senin yerine nöbet tutarım o zamana kadar diyor ve silahı alıp askerin yerinde

duruyor. Uykusuzluk ve Yorgunluğunda Etkisiyle Önce Bişey Farketmeyen asker koğuşa geldiğinde birden aklına

geliyor ; o teyze buraya nasıl geldi neden geldi gibi.....Sonra bu olayı yanındaki koğuş arkadaşına anlattıktan

sonra yıkanmak için banyoya gidiyor. Bu sırada askerin nöbetinde olup olmadığını kontrol etmek için bölük komutanı

geliyor, ama askeri yerinde göremiyor daha da yaklaşınca silahın yerden yüksekte tutulur bir vaziyette görüyor.

Başka Bişey görmüyor, silahı almaya çalışıyor; yapamıyor gücü yetmiyor birkaçdenemeden sonra silahını çıkarıyor

ve tüfeğe doğru 2 el ateş ediyor tüfek yeredüşüyor sonra sinirle o askerin bulunmasını istiyor koğuşta bulunamayan

asker kısa bir süre sonra banyoda karnında iki kurşun yarası olarak ölü bulunuyor.

Not:Alıntıdır​
 

ebruli_22

Yeni Üye
Katılım
4 Kas 2008
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Adana
mavi patik...

''Erkekler ağlamaz.''
''Erkekler korkmaz.''
''Erkekler karı gibi gülmez.''
Derken ortalık dul kadından geçilmiyor. Zira erkekler genç
yaşta
Hakk'in rahmetine kavuşuyorlar.
Siz hiç kapı komsusuna sabah kahvesine gidip karısinı çekiştiren erkek
gördünüz mü?


Fare görünce bağıran?
''Bu ara sinirlerim zayıf'' deyip habire ağlayan?
Oysa onlar da kadınlarla aynı duygulara sahip olarak geliyorlar
dünyaya.
Lakin daha ilk gün ayaklarına mavi patik giydirmek suretiyle ''Ağir ol
bakalım!'' diyoruz.


''Ne alákası var mavi patikle?'' demeyin. Mavi soğuk ve ciddi bir
renktir.
Kime isterseniz sorun. Ve katiyen tesadüf değildir o patiklerin rengi.
Düşünülmüş, taşınılmış, seçilmiştir.
Ayağa giydirildiği anda kulağa şunlar fısıldanmış demektir: Sen
erkeksin.
Erkek olmanin gerekleri vardir. Ömrünün sonuna kadar bunlari yerine
getirmekle yükümlüsün.


Ömrünün süresi ise çatlama kat sayına bağlı. İçine ata ata ne kadar
yaşayabilirsen artık.
Bize sorarsan pek uzun süreceği kanaatinde değiliz.
Dikkat edeceğin husus, en dramatik hallerde bile mavi patikli olduğunu
unutmamandır.


Misal,
Ásık oldun.
Sakın belli etme. Bırak karşındaki yansın tutuşsun. Sen ağır ol. Molla
desinler yeter ki ásık demesinler.


Misal,
Sevgilinden ayrıldın.
Sakın ağlayıp sızlama. Yine bırak karşındaki yıkılıp sürünsün.
Gözyaşı dediğin kadın kısmına yakışır.
Zaten senin gözyaşı bezlerin mavi patik operasyonuyla alınmış
bulunuyor.


Misal,
Eve hırsız girdi.
Tıkırtı duydunuz ya da hırsızla burun buruna
geldiniz.
Kim boğuşacak adamla? Bak bakalım karının ayaklarına! Ne renk
patikleri?


Pembe.
Ya hırsızınkiyle seninki? Mavi.


Kural,
Mavililer boğuşacak.
Pembeliler bağıracak.
Herkes görevini bilsin. Ta doğumhanede yapıldı bu iş bölümü.


Misal,
Eşinle kavga ettin.
Ne yapacaksın? Hiç. İşine gidip hiçbir şey olmamış gibi çalışacaksın.
''Ay İsmail çok sinirim bozuk, benimki sabah sabah anneme laf etti''
diyemezsin.


Karın o esnada telefonun başında, bir sigara ve bir kahve eşliğinde
arkadaşlarına seni çekiştiriyor olabilir.
Olsun. Onun mazereti var, patikleri pembe.


Misal,
Evde aniden bir böcek peydahlandı.
Kim gidecek üstüne? Tabii ki sen. Zira karının gitmesi hiçbir işe
yaramaz.
Böcek renk körü mü? Maviyle pembeyi ayıramaz mı?
Ve sorarım sana, hangi böcek pembeden korkar?
Ama mavi... Birrrrr.


Misal,
Savaşa gidilecek.
Kim gidecek? Tabii ki Mehmetçik. Sen hiç ''Vatan sağolsun'' diye
bağıran
Ayşecik gördün mü?
Benim bildiğim Ayşecik kameranın karşısında ''Size baba diyebilir miyim
amca?'' diyordu.


Ve hatırladığım kadarıyla omuzunda tüfek falan da yoktu.
Diyeceğim, Mavi patikli olmak zor zanaat.

Özellikle de seviyorken...
 

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Karıncanın Sahibini Unutma



KARINCANIN SAHİBİNİ UNUTMA!...
Hükümdarın biri kaybettiği savaşta tutsak olur ve hapse düşer. Demir parmaklıklar ardında umudunu yitirir.

Böyle umutsuz bir zindan gününde, duvara boş boş bakan gözlerine, bir karınca takılır. Zindanı bir buğday tanesi ve bir karınca ile paylaştığını fark eder o an. O andan sonra gözlerini hiç ayırmaz karıncadan. Karıncayla konuşur, dertleşir. Karınca ise hiç oralı olmaz. İşine bakar karınca. Kendinden kat kat büyük bir buğday tanesini yuvasına ulaştırmak için her gün çabalar durur.

Her sabah uyandığında kalkıp bakar Hükümdar, karınca yine buğdayın peşindedir… Saymaya karar verir Hükümdar, karıncanın yükünü kaç kez düşürüp, kaç kez tekrar kaldırmaya çalıştığını…

Binleri bulur, Hükümdar yorulur saymaktan. Karınca ise hiç yorulmaz, yıkılıp doğrulmaktan.

KARINCA GİBİ OLMAYA KARAR VER

Bir sabah bakar ki Hükümdar ; karınca kapıp götürmüştür buğday tanesini yuvasına.. Hükümdar o gün yeniden kazanır ümidini. Toplar kendini. Karınca gibi olmaya karar verir. Zindanın kollarına atan kader gelir kurtarır oradan onu. Alır götürür büyük bir devletin başına tekrar hükümdar yapar onu.

Nasihat olsun size. Yazın bir yerlere: Karıncayı unutma! Karıncanın sahibini unutma!…
 

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Sihirli bir değnek olsa!

Çocukluğumu zamane çocukları ile kıyasladığımda "amma salakmışız" diyorum kendi kendime…

Şimdi hangi çocuk bu şakalaşmaları yapar ve komik bulur allahaşkına !

İşte aklımda kalanlardan bazıları;


- saatin kaç? harrrt diye kol ısırılır
- eti kemik geçiyooo

- ne söylersem geneyim de tamam mı?
- Tamam
- Amerika
- Geneyim
- Almanya
- Geneyim
- Çin
- Geneyim
- Çingeneeee, çingeneee

- oynasana ya
- yağ bakkalda, hanım oturakta, sevgilin 5.durakta

Yerde bulunan bir şeyi ilk önce almak için yaşanan itiş kakış sonrası, ganimeti alamayan diğerine ağlak vaziyette;
- yerden alan yer köpeğiii, yerden alan yer köpeğiii

- altın ne renk ?
- sarıııı
- kih kih kih

alçak sesle

- abslwıepowwlkkdkqldqi
- ne ?
- zırrrrt Erenköy !

- jsdşlewdşlekwiiw
- neeey ?
- ney deil zurnaaa

VE,

küsünce el uzatılarak yapılan küs ve barış işareti

3 kişiden az olmamak şartıyla kol kola girilerek yapılan, önümüze gelene bi tekmeee

Annecilik, babacılık oyunu ( dikkatinizi çekerim evcilik değil),

Herkesin evden bişeyler getirdiği, apartman boşluğu ya da kapı önlerinde yapılan piknik

Hatıra defterlerine, “bana bu kalbin kadar temiz” ve “sepet sepet yumurta" girişiyle yazılan satırlar,

Oyun oynayalım mı? sorusu daha ağızdan çıkarken; "biriiimmm, ikiyiiim" diye jet hızla kalkan parmak

23 nisanda bayramdan dönerken, tezgahta bulunan külahları görüp, "dondurma çıkmııışşş" diye haykırmak,

Solo-test de karşı tarafı yenmekten duyulan mutluğun hiç bir şeyle eş olmaması.

Ahhh çocukluğum, saf, salakça da olsa bunları yapmaktan aldığım keyfi bugün hiçbir şeyde yaşayamamak ne acı…
 

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Az kaldı Cabuk oku bunu




Ne yani özlemeyecek misin sen?

Gidince buralardan özlemeyecek misin?

Kedileri köpekleri? Ağaçları, denize bakmayı? Yolları ya da yürürken kaldırımdaki taşlara bakmayı… sesleri, kokuları…

Şu bilgisayar ekranı olacak mı bi daha? Bu yazılar? Kıymetini bildin mi şu aldığın nefesin?
Otobüste yanına oturan kimse olmayınca özlemeyecek misin?

Hayat öyle garip ki… oturup geleceğin derdine düşüyoruz…

Hiç düşündün mü insanlar neden hep çocuklarını düşünür? Onlar için bir şeyler yapar? Kanımca kendilerine yapılan herşeyin boş olduğunu biliyorlar da ondan…

“Biz niye çalışıyoruz? Çocuklar iyi bir hayat geçirsin diye…” Sanki onlar fani değilmiş gibi… En azından bizden çok kalacaklar değil mi?

Durup da saate baktın mı hiç? Her geçen saniyede gitti, gitti, gitti diye söylendin mi giden saniyeler için… Geri gelmeyecekler değil mi? Saniye saat sabah akşam… hiçbir yere gittikleri yok ki… Giden sensin, farkında değil misin… Gidince o baktığın saati de özler misin?

Düşünsene… bir daha o olmayacak, bu da olmayacak… ya da şu da olmayacak… neyi düşünürsen düşün o bi daha olmayacak… Şimdi böyle düşününce onlar anlamını mı yitirdi sence? Yoksa daha bi anlamlı mı oldular…


Şimdi kapı çalsa ne dersin? Eeeh kapı çalarsa çalsın açmayacam mı dersin? Ne de olsa bi anlamı yok zaten değil mi? Ya da gidip açıp gelenin tadını çıkarmak mı istersin? Belki bir daha hiç gelmeyecektir kim bilir? Kapılar, telefonlar hiç çalmasa özler misin?

Bence adın gibi ezbere bildiğin yollarda yürümeli biraz daha… Yollar aynı zaten bilirsin onları… Düşünebilmek için fırsat bulmuş olursun kendine… yolu düşünmezsin en azından… tümsekleri çukurları ezbere bilirsin, hatta o büyük tümsekte otobüsün seni nasıl da zıplatacağını ve eğer sen de hevesliysen ayaklarını nasıl da yerden kesip seni heyecana boğacağı anı çok iyi bilirsin… Biliyor musun? Otobüsleri çok özleyecem ben…

Bu yazıyı düşünürken gözlerime dolan yaşları da özler miyim? Ya da akmayıp orada kaldılar, onları gözlerime hapsettim diye üzülür müyüm ki düşününce?

Çok şeyi özleyecem, gördüğüm bildiğim her şeyi… o nefret ettiğim sigara dumanını mesela? Gün gelir onu da özler miyim? Gün gelir mi ki sanki…

Aslında sevmiyorum dediğim çok şeyi özleyecem… Beni yoran şeyleri, üzen şeyleri de belki… her insan güzel şeyleri özler zaten ama ben kırımzı ışıkta beklemeyi de özleyecem, elektrik kesintilerini de, acıkmayı da, korkmayı da, yalnızlığı da… Ama sonu olan yalnızlığı… Anlarsın ya…

Sevdiğim insanları yazmadım bile…

Sence ölmekten mi korkar oldum ben?
 
A

aslan-serkan44

Misafir
artık sohpetı gecmıs siir yazmıs mılet bu sıtede o rekor kırılmazzzzzz kırılamaz
ya bıde kırdınız dıyelım bıse ıfade edıyomu yanı kazac neee .

(bı kazac varsa ben kırmanıza yardımcı olurum )
 

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,044
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Sihirli bir değnek olsa!

Çocukluğumu zamane çocukları ile kıyasladığımda "amma salakmışız" diyorum kendi kendime…

Şimdi hangi çocuk bu şakalaşmaları yapar ve komik bulur allahaşkına !

İşte aklımda kalanlardan bazıları;


- saatin kaç? harrrt diye kol ısırılır
- eti kemik geçiyooo

- ne söylersem geneyim de tamam mı?
- Tamam
- Amerika
- Geneyim
- Almanya
- Geneyim
- Çin
- Geneyim
- Çingeneeee, çingeneee

- oynasana ya
- yağ bakkalda, hanım oturakta, sevgilin 5.durakta

Yerde bulunan bir şeyi ilk önce almak için yaşanan itiş kakış sonrası, ganimeti alamayan diğerine ağlak vaziyette;
- yerden alan yer köpeğiii, yerden alan yer köpeğiii

- altın ne renk ?
- sarıııı
- kih kih kih

alçak sesle

- abslwıepowwlkkdkqldqi
- ne ?
- zırrrrt Erenköy !

- jsdşlewdşlekwiiw
- neeey ?
- ney deil zurnaaa

VE,

küsünce el uzatılarak yapılan küs ve barış işareti

3 kişiden az olmamak şartıyla kol kola girilerek yapılan, önümüze gelene bi tekmeee

Annecilik, babacılık oyunu ( dikkatinizi çekerim evcilik değil),

Herkesin evden bişeyler getirdiği, apartman boşluğu ya da kapı önlerinde yapılan piknik

Hatıra defterlerine, “bana bu kalbin kadar temiz” ve “sepet sepet yumurta" girişiyle yazılan satırlar,

Oyun oynayalım mı? sorusu daha ağızdan çıkarken; "biriiimmm, ikiyiiim" diye jet hızla kalkan parmak

23 nisanda bayramdan dönerken, tezgahta bulunan külahları görüp, "dondurma çıkmııışşş" diye haykırmak,

Solo-test de karşı tarafı yenmekten duyulan mutluğun hiç bir şeyle eş olmaması.

Ahhh çocukluğum, saf, salakça da olsa bunları yapmaktan aldığım keyfi bugün hiçbir şeyde yaşayamamak ne acı…
Ya okudumda hatırladım şimdi yaptığımız salakça oyunları ama tabii o dönemler oynayacak bilgisayar yok, bilgisayar oyunu yok. Ya misket oynayacağız ya uçurtma yapıp uçuracağız, ya dokuztaş oynayacağız, ya yakan top ortada sıçan uzun eşşek kayış kızdı oo daha say say bitmez oyunlar oynuyorduk. Ama tabii bizim neslimizin çocukları çok daha güzl oyunlarla eğleniyordu. O zamanalr arkadaşlaık daha sağlam ve arkadaşalr daha fazlaydı. Ahh ahh o dönemde yine çocuk olmak isterdim.

 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Sağ-Sol Beyin Çakışması

Arkadaşlar aşağıdaki tabloya bakın ve renkleri söyleyin ,kelimeleri değil....

Aman dikkat arkadaşlar tam tersini yapabilirsiniz:D:D:D:D
 

servivor_050

Super Moderatör
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
310
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bölüm:
İktisat
Şehir:
Ankara
Dünyanın En Büyük Boğası

İNGİLTEREDE yetiştirilen Şarole cinsi boğa, tam 1.5 ton ağırlığa ulaştı.

Boyu 1.89 metre gelen dev boğanın önümüzdeki yıl 350 kilo daha alarak Guinness Rekorlar Kitabına girmesi bekleniyor. Çiftçi Arthur Duckett,Kızdığı zaman çok ciddi sonuçları olabilir ama biz iyi anlaşıyoruz. Satmayı da düşünmüyorum dedi. Halen gelişme aşamasında olan altı yaşındaki boğayla ilgili ilginç notlar:

* Derisinden 48 çift ayakkabı ya da 16 deri ceket yapılabilir.

* Etinden 7 bin 200 adet hamburger köftesi üretilebilir.


* 8 bin 300 sosis elde edilebilir.

* Bir Mini Cooper otomobilden daha ağır.

* Burnu 8 kilometre uzaklıktan koku alabiliyor.

* Günde 11 kilo yem yiyor.

* Yılda 10 ton gübre çıkarıyor.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,438
Mesajlar
134,337
Kullanıcılar
90,730
Son üye
34kdd
Üst